MİLLİYET CUMA 25 O MART Birinci sahifeden geçen yazılar)| /rar mektupları:18 1932 İnhisariarı tastiye kanununu mec- | Memur adedi İranlılar kahveye çık- lis dün kabul etti 5000e maz, lokan- dedi, İndirilecek Samsunda işçi kadın- İarın çocukları IBaşı birinci sahifede| için kreş lâzım.. Bursa'da yapılan teşkilâtın bir eşi de Samsun'da vücude getirilmeli... gi Samsunda tütün fabrikası BAMSUN : (Milliyet) — Sam- ( şimdi Türk vatandaşları görülmek hareket! iktisadi dığım malümata nazaran merkezi vilâyette 11 ilk mektep, bir kız Orta mektebi, bir lise, bir Ticaret mektebi ve umum vilâyettte 117 Merkezde katta(8,000) çocuk okumaktadır. Diğer taraftan millet mekteple ride şayanı istifade haldedir. Olu lardır, Merkezi vilâyetteki 11 mektep len 6 tanesini Fazıl kadı namile HUSUSİ MUHASEBE ŞA- YANI -TAKDİRDİR © TÜTÜN -FABRİKASINI - ZİYARET. o - Bafrada iken çok senasımı işit viğim tütün fabrikası müdürü Rüş sü Beyi ve onun idare eylediği fab “ikayı baştan başa dolaştım. Eski eji zamanında ihmal edilmiş o- Jan son sistem makineler sayesin- le, sığara ve lütün paketlernin ve kadar sür'atle yapıldıklarmı aatlerce temaşa emekten in- an kendisini om Fabrikanın reji zamanındaki Gâlile şimdiği vaziyeti arasnda ok fark vardır. Makineler evvel © sekiz bin yaparken yeni simdi Jin sara yapılmaktadır! Fabri- sa evvelce gayri milli ellerde iken »ugün tamamen milli bir renk wzeylemekte ve reji İİ elma MAİ ml şi ler yüzün- | tedir. Evvelce ellerle yapılan iş- imdi kâmilen ü milyon adet sığara ve ayrıca da dört bin kilo paketlik tütün işlen mektedir. Fabrika O frenklerden devren alındıktan sonra teknik cihetinden çok yükselmiştir. Şim- diki techizat ve tekemmülât Avru pa siğara fabrikalarında bile yok tur, Fabrkanm dizel marka mo- törleri varsa da şehir elektiriğile Şİİ işletilmesi tercih olunmuştur. KÜTÜPHANE VE SPOR Müdiriyet âmirlerinin yardmi le fabrikada güzel bir kütüphane i | tesis olunmuş ve ayrıcada bir spor kulübü teşkil edilmiştir. Bu kulüp yaptığı maçlarda galip gelmekte an altın madalya ve ku SIHHAT MESELESİ Tütün zürramm vücutta yapa cağı taharrüşata imâni olmak için mü tenddit — aspiratelör konmuş ve bu suretle mazarrat izale olunmuş tur, Tütün kokusu ameleye muzur tenef. , | değilsede tozlarmın cihazı - fusiyeye zarar verdini söylediler. Memleketimizde biri Cibali'de, diğeri İzmir'da, üçüncüsü Sam- sun'dadır. Dördüncüsü Adana'da ise de bunlara nisbetle küçüktür. Bunlarm çinde Cibalr fabrikası en mühimmidir, KAÇAĞIN SEBEPLERİ Yaptığın tahkikat ve hasıl ey- ledğim kanaate göre kaçakçılığın başlıca sebepleri şudur: Malüm- dur ki nüfusumuzun kısmı azami yani yüzde sekseni köylüdür, de- mek ki tütünü en çok istihlâk e- den bu #enıf halktır ve luks siğara lar iss en az sarfolunandır. Şu halde inhisarın en büyük faidesi köylü halkdandır. Eğer bunlara nefis tütünleri ucuz olarak içirir. ları ucuz satmakta bir zarar yok- tur, ve bilâkis hem sarfiyatın kes retinden ve hemde kaçağa kimsc- nin rağbet etmiyeceğinden dola- yı faide vardır. ve görmez cinsinden tütünler on- kir; Kaviyen tatmin edememekte- 1500 metrede müsademe, Süleyman Sarı B. (Yozgat) — İkinci müzakerede bu mad- denin tadili hakkında teklif var sa, yalnız takrir sahibi söz söy İer. Teklif olmadığına göre ve- i Konya msb'usu Refik Beyle doksan ar- kadaşın takriri idi, Bunda mad denin tayini esami ile reye kon ması isteniyordu. İki takrir İkinci takrir Sırrı Beyin tak riri idi, Bu takrirde maddenin il yası isteniyordu. Reis bu münasebetle dedi ki: — İkisinin meali birdir. Reşit Bey (Gazi Artep) — Usuiü hakkında «öz istiyorum, 1 inci müzakerede tay teklifi re ye konmuş ve reddedilmişti. Bi maenaleyh ikinci defa bu teklif ei reye konamaz (gürültü. er Reis — Daha kanım haline geçmemiştir. Bir lâyihai kanu- niyenin maddeleri her zaman tadil edilebilir, red de edilebilir. Aksi takdirde ikinci kıraatinin mânası kalmaz. Müteakıben madde reye kon du ve reddedildi. Madde reddedildikten sonra Bundan sonra maddenin mü teakıp fıkraları reye konarak kabul edildi. Lâyihanın heyeti umumiyesi veye konduğu za. man Konya meb'usu Refik Bey söz aldı ve lâyihanın aleyhinde | la beyanatta bulundu, Dedi ki: — Kanunun ikinci müzakere inin bittiği şu ande bu kanun la istihdaf edilen maksadın ne den ibaret olduğunu anlamak cidden müşküldür. Bu kanunun teklifine saik ne olmuştur? Ta sarruf fikri mi, tasfiye veya ten sik mi? Bu iki noktai nazarı i- zah etmek ihtiyacı vardır. Eğer tasarruf fikri ise bütçenin hepi- mizce malüm olan umumi vazi yet ve müvazenesi itibarile bu fikir haddizatında mütaleaya şa yandır. Ancak kendi kendime düşündüğüm zaman böyle bir fikrin filhal tatbikma imkân ol madığı neticesine © varıyorum. Birinci müzakeresi sırasında he yeti muhteremeden bir arkada şin sualine cevaben hatırlıyo- Tum kiVekilB.bu kanunla açığa çıkarılacak memurinin adedini derhal söylemeğe imkân olmadı ğı şeklinde cevap vermişlerdi. Demek oluyor ki vekâlet yap. cağı tahdit, tezyit veya tasfi. ye herhangi bir şekilde olursa olsun yapacağı iş hakkında he- müz sarahaten ve adede istina- oluyor. (doğru sözleri) dim 331: ank Biş bok tai nazarını izaha devam etti ve sözünü bitirirken ilâve etti: — Bu gibi inhisarlardan dı- sarı çıkaracağımız vatandaşlar yarın (efendiler, fazlalık yalnız inhisar idarelerinde midir ki der Diğer dairelerde de varsa... Rasih Bey (Antalya) — Di ğer devairde de böyle memur- lar varsa onlar da çıkarılsm, Refik Bey (devamla) — Ra sih Beyin işaret ettikleri nokta yerindedir, Elbette ona da ihti- yaç vardır. Seksen milyonluk #maşı, yüz kırk milyonluk büt- çe asla kaldırmaz. Elbette nun üzerinde de tadilât yapmak ihtiyacı vardır. Ali Rana B. in beyanatı Bundan sonra Gümrük ve İnbisarlar vekili Rana Bey söz aldı. Dedi ki; — Kanunun heyeti i si müzakere edilirken vaki olan suale cevap vereceğim, Bu lâyi hadar maksat tasarruf değildir. Yalnız Refik Bey arkadaşımız tasarruf değil, fazla masraf ola cağına işaret buyurdular, Ona da imkân yoktur. Bütçede olma yan bir parayı farzetmeğe im- kân görür müsünüz? Bu kanu İni tekliften asıl maksadın idare İyi daha iyi işletmek olduğunu |bir dela daha arzetmek isterim Vekâlet yalnız işini düşünerek vazifesini yapmakla mütehassis tir, Ondan başka hiç bir düşün ce ve endişemiz yoktur. Refik Bey (Konya) — O hal de mevcut kanunlar kâfidir. Ali Rana B. (devamla) — İstediğimiz salâhiyet vazifeleri ni iyi göremediklerinden dolayı | cıkarmak mecburiyetinde kala- <ağımız memurlara tazminet ve rilmesi salâhiyetidir. Bu salâhi yet vekâlette yoktur. Başka da- Jirelerle müsavatsızlıktan bahis buyuranlar oldu, müsavat veya idareler arasında mükayese de- ğildir. Bu bir idareyi daha iyi işletmeğe çalışmaktır. Hissiyat hareket i i lel getirmeği hiç bir zaman is. temez. Eğer elimizde olsaydı ve işlerde buna. tahammül et- seydi, kim buna girişmek ister di? Bunun tatlı bir şey olmadı. ğın tahmin edersiniz, Fakat ne yapayım ki, deruhte ettiğim iş görmek ve hissiyata tâbi ol İmayarak düşünmek vazifemdir. (Bravo sesleri) İki ay tehiri teklif ediyorlar. Kadro tanzim (edildiği zaman bu mesele de halledilsin diyor- lar, Bendeniz bunu doğru bul. madığım içindir ki bu teklifte bulundum. Mütcakıben kanunun heyeti umumiyesi reye kondu ve ekse riyeti azime ile kabul edildi, Pa zartesi günü toplanmak üzere celse tatil edildi. — ee — Unvan nezedildi ANKARA, 24 (Telefon) — Sabık Maliye müfettişlerinden İbrahim Beyin maliye teftiş he yeti nizamnamesinin 14 üncü - |İmaddesine tevfikan ihraz eyle» müfettişliği mu ve bu husus tasdika ikti diği fahri maliye ünvanı mezkür Gbince nezedilmi: taki kararname âl ran etmiştir. —a— Amerikanın Tokyo sefiri ayrıldı TOKİO, 24. A. A— Tekaüdüh tiyar etmiş olan M. Forbes, Ameri- kaya gitmek üzere dün Proident in | Coolidge vapuruna binmiştir. Gerek memurları egrek ahali şim kadar Tokiodan müfarakat © Iki komünist Ingilte- reye giremiyecek mebuslardan Muenzeberg'in karaya çıkmalarına müsaade etmemeleri i- Hükümet erkânından biri bugün sonra Avam kamarasında RM İL (Başı birinci sahifede)| tün, tuz, müskirat şubeleri ve her şubenin birer müdür muavini kı- #m, masa, amirleri ve lüzumu ka- dar daktilolar bulunacaktır. Kad- vode bunlara verilecek maaşlar da tesbit edilmiştir. yeni teşkilât” şubesi teşkil edilecektir. Bu sybe tütünlerimizin hariçte revacını te- olacaktır. ba| ile Kadroların tevhit teşkilâtından gayri olan ikinci kızma ait cetvel ler henüz bitmediğinden, Ankara kalmıştır. Elde edilen neticeye gö re inhisar idarelerinde 5000 me- mur bulunacaktır. İnhisar idarele rinda elyevm mevcut memurlar miktarı altı bin kadar olduğum di — Bin kadar memur açıkta kala caktır. Tahsisatı mesture sarfiyatı Tütün inhisar idaresinde bare- min tatbilci üzerine maaşları ten- zıl edilen bazı memurlara tahsiza tı mestureden ayrıca para verildi ği yazılmıştı. İnhisar idaresi tef- tiş heyeti bu hususta tahkikata ve alâkadar memurların ifadelerine müracanta başlamıştır. Tahsisatı mestureden sarfedi- len paranın mahallı sarfı o biraz şüpheli görülmektedir. Defterde isim ve adres zikretmek suretile bazı kimselere para verildiği ya- zılmış ise de gösterilen adresler de, o isimde kimseler bulunmadı. ğı anlaşılmaktadır. Bu meselede kadar olduğu haber verilen sa- bik kalemi mahsus o müdürünün mahkemeye tevdii tekarrür etmiş- tir, Poliste Ölünün Evinde hırsız Bir şey çalamadan yakayı ele verdi Bilâvaris vefat — eden ve mah- kemece kapısı mühürlenen Yoda” nın Galata'daki evine sirkat mak- #adile giren Yani yakalanmıştır. Zorla güzellik olmaz Kasımpaşa polis merkezi Veysi isminde birini yakalamıştır. Veysi geçen akşam Papas köprüsünde sokakta gitmekte olan © Meliha Hanım isminde bir kadının ai sma takılarak sarkıntılık etm: başlamıştır. Kadın yüz vermeyin- ce Veysi hiddetlenmiş ve daha i- leri götürerek tecavüze başlamığ- ör. Bu vaziyet karşımda Meliha Hanım polise imüracaat etmiş ve mütecavizi ar, Bağırıp çağırmışlar Şehremininde Mahmut ve Yahya | isimlerinde iki kişi sarhoş bir hal- için memura rüşvet teklif etmişlerdir. Her ikisi hakkında zabıt tan zim olunmuştur . Eroin, kokain Dolapderede Rifat isminde biri nin evinde esrar, kokain ve eroin sattığı ihbar olunmuş ve Taksim polis merkezi tahkikata başlamış- tir. Polis merkezi Rifatı yakalamış ve Zibadaki evinde ez 12 mıştır. Bu araştırmada ir kokain ve esrar bulmuştur. ifat ovrakile beraber adliyeye ve kokainleri nereden tedarik et» tiği vekimlere sattığı tahkik edil mektedir © Cerh Mustafayı yaralamıştır. Yangınlar Fenerde rüsumat memuru Ce- mal Beyin evinde baca tutuşmuş, derhal itfaiye yetişerek söndür. müştür. Fatihte muallim Nihat Beyin evinin üst katmdan yangın çık- mışsa da söndürülmüştür. Divanyolunda Kenan efendinin. evinden yangın çıkmış söndürül. müştür. İzzet Pş. Sokağında yangın Dün Şişlide İzzet Pş © sokağında Madam Verjininin oturduğu ahşap evden yanın çıkmış ve bir odanın tahtaları yandıktan sonra söndürül. | gın tahtalar tada yemek yemezler. Ekmek pişiren fırınların çoğal- masını İranlılar Tumran vesilesi addederler bire Mz Tahranda bir kapı ve çarşaflı kadınlar TAHRAN, (Milliyet) Iranda içtimai hayat, uzun se- nelerin verdiği tecrübeler ne- ticesinde tecssüş ettiği lay kolay değişmesine imkân yoktur. İranlıların pek az za- manı sokakta geçer. Kahveba nelere kendini bilen adamlar gitmez. Yemeğini lokantalar. da yemez. Buralara devam edenlerin bancılar, ve dışarıdan ip ki: rdir, ebeple İran şehirlerin- de lokantalar, sayılacak kadar azdır. Mevcut lokantalar da Çilavpez veya Kellepez diye ikiye ayrılır. Çilavpez'lerde meşhur İran pilâvı ve ve peg yapılan kebaplar, ve yi lü” İlani denilen tahta üzerinde döğülmüş şiş kebapları bulu- nur, ve t pişiri. lir. Bazı dükkânlarda Âbıguşt denilen muhutlu et yahnisi, yas but küfte denilen | İran tarzı köfte satılır. Tüccar ve esnaf, öğle yemek lerini evlerinden getirterek ma ğaza ve dükkânlarda yerler. Bu yemekler, çok basit ve az- dır. Evinde akşam yemeklerini mükellef sofrasında yiyen en büyük tacirler bile, gündüz işleri başında bir parça peynir ekmekle iktiğ ederler. Bu hal, İranilerin pek ziya- de iktisada riayet ettiklerine delildir. Bir çok büyük ticarethane sahipleri, yetişmiş oğullarını, kendi yanlarında çalıştırmaz. lar, komşu © ticarethanelerde en ağır hi: nelik buğdaymı öğütüp evinin bir köşesine yığ Ayda bir kere lâvaj denilen İran pideleri pişirilir, ve sam dıklara yığılır. İranil öğ- yedikleri bu pidelerdir. | in M yere zılır. Tandırm kazıldığı yer, dir. Murabba şeklinde olan bu çukur, tuğla ile örülür, üstü gil denilen kırmızı bir çamurla sıvanır ve parlatılır. için kofdir yer altından hava temin için bir me yeğ gören bu deliğin ismi Küvle Ateş, küvleden aldığı hava ile tutuşur. Lâvajin Hamuru bir akşam evvelinden hazırdır. Ertesi günü erkenden tandır yanar. Ateş, kor halini aldık- tan ve tandırm duvarları kıp kırmızı kesildikten sonra, lâva- jı pişirmeğe mahsus ili kadın, tandırın geçerler. Bun- lardan biri (Kündegir) hamu- ru yumruk o büyüklüğünde ke serek yoğurur diğ: (Çörek çi) , lâvajı pişirir. Çörekçi, bağ daş kurarak ta; oturur. üstünde, bir ucu yerde bulu- nan samandan yapılmış beyzi şekilde “bir. yastık bulunur. Kündegir, yuvarlak hamurun ortasma vurarak düzeltir ve çö rekçiye verir. Çörekçi, bu ha - muru $ilkeler, ve bir ucunu yas tığın yerde bulunan ucuna ta kar, hamurun elindeki tarafını büyük bir maharetle sarsarak yastığı dizindeki ucuna geti | rir. Hamur bu suretle birkaç sarsıntıdan sonra, irce bir zar haline gelir. Hamurcu ustasi sağ elini yastığın altmdald ki- seye sokar. Ve yastığı kolu" run üzerine alarak © tandırn duvarma yapıştırır. Hamur, artık duvarda yapış mıştır. Birer birer çekip çıka” rıldığı zaman, nar gibi kızar mış yufkadan ince bir ekmek meydana gelir, “Lâvaj,, ların O mefaseti ve lezzeti, ailenin zevkine ve ser. vetine göre değişebilir. Mese- lâ köylerde bunun gayet kabası