Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 25 MART 1937 İdarhans; Amar, © ddesi, 100 No. Telgraf nöresii İst; iye İn Fr Veli Efendi böyle kesin yaptığı gibi yaptı. Yani b nunu sildi: — Grip olacak dedi. Tedavisi malüm! Antipirin, ök- sürük şurubu, romlu veya konyak Ir grog, sıcak menkular. - Netice Veli Efendi haylı terledi. Odanm Telefon Numası; 1: Başmhözris ve Müd. 28318 Müdürtüğ - 24319 lan karısı Nimet Hı bu & | dan hayli azap çekti 01'e Fakat bütün kaşelere, şurupla ra, graglara ve menkulara rağ- mep; sabahleyin Veli Efendinin halinde salâha doğru hiç bir te- beddül hâsl olmamış... Nimet Hünem: — Doktor çağıralım, dedi. — Hayır! Ne doktoru canım? | Grip but Geldiği gibi gider. Hey bat, öğleden sonra Veli Efendinin hali dala fenalaştı. Nimet Hanım bu sefer mahallede oturan dok- BUGUNKU FAVA » Yeşilin > selesi si at merke verilen mahüms a göre bü- 'erküte İt. Hararetini aldı. Hiç te iyi bul- | madı; — Zatürree! dedi: imi 758 milimetre or fazla sıcak- İk 4 cn mz mecali & ir santigrat kaydedilmi: Arkasmdan da iki kâğıtlık re- gete- yazdı: Yarın sabah yine geleceğimi, dedi. Ertesi sabah, Nimet Hanım pek kökleri olduğunu gösteriyor. Maahaza > açığı mesel, rergisi © | görüşülürken, az çok bir iri TŞYARI İtensin edecek" bir mimnba ola: ciddi bir tet | ak bekârlara ilişilebilir. Lâkin « olan bekâr | bu pek yağsız bir membadır. ne deverana | Bu münasebetle aklıma şu he len — düğün | pinizin bildiğiniz hikâye geldi. söz vardır. o Nasrettin hoca susamış ve Ben de on uye.ak bekârlik | heğbesindeki karpuzlardan bi vergisinden müteessir olmıya- rini k k ağını alaca > Söğlyebi ; iü kesmiş, kabak çıkmış, at- alnız mütemadiyen bu sözü bir çengel sakızı gibi çiğnemek “ten maksat ne olduğunu anla- mıyorum... Bekârları mutlaka evlendir- çıkmış onu da atmış. Üçün veya dördüncüsü ancak yene- | onu indir. | , Ve biraz uzanmış... zaman hararet bastığı Dı görmüş kalkmış, karbuzlı dan biriniz e — Yarabbi! demiş, rızkını sonra yarat dur!. © Fazlasını izaha lüzum var mı?... “Maltus” isminde âlim bir — herif iktisadi buhranlara sebep olarak dünya nüfusunun nisbe. > hendesiye ile artmasını ileri © sürmüş... Buna inananlar çok- © tur... Ben de o meyandayim.. miş. mış, ikinci karpuzu: — Buna da değmedi. De- miş yemiş ve nihayet üçüncü- ile bu iş reddedilmiş” © Ne olacağını düşünmeden a- di kabul edil Mi eli ara e üm eğleik. mi yacağı malüm olmayan karm > soğalimak demektir. . Eveli asmalar Birisi bana: budarlardı!.. io — Sana ne?.. Dese ben der hi Eskiden münasebetsiz bir — Hiç lâf olsun diye söyli- | söz iz mi: orum. Cevabını vermekte te- Lâkırdı kati reddüt etmem. Zira lâf bugün budayayım! deri 2 en çok tedavül eden şey- | sözün nereden geldiğini bilmi. e dir... yorum. Fakat dün gazeteler- Maksat bizi yani bekârları | den birinde şu havadisi gör. evlendirmek değil de bekârlar düm: .dan vergi almak ise vergiyi bir 'ceza gibi almak & doğru olur vi 2. Bekârlık bir kabahat mı?. İnsan var ki tabiatı £ itibarile : meye cesaret edemez. Ev. “Elüziz (Hususi) — Şehri- mize son zamanlarda Adana- dan taze bakla gelmektedir. n dan hemen bitmektedir.,, hem kendi hem de elin | o Doğrusu herkes merak i içine | bedbaht olur. Evlilik, be- | de idi. Acaba Elâzize bakla ne| çi meselelerinin istatistik- | reden geliyor diye... leri bize bu işin daha (derin FELEK . e Edebi Romanı: 49 © GÖZYAŞLARIL İtem İZZET - Dedim ve.. ilâve ettim: Demedim. Ve. tereddüt — Günü gelir öğrenirsin!. ( | süz hepsini birden ağzıma bo- ŞE? günlerin beri morukla | şalttım. Koskoca bardak su i- , şerbet i içer gibi mide. yvallah. - Diye üçü tamamlayınca: Dedim ve.. hafif bir baş dön o — Bir tanede benden ol-!mesi, hazlı bir gerinme ile mey i haneden çıktım. © Dedi, koca bir bardak dayan — . Önce alay sandım: Galatasarayın köşesini kıv- — Keyiflisin barba.. su mu? | rıldım. Dedim. Gururlu bir sesle: Nereye gidecektim? > — Senden iyi mi be evlât?, Niçin gidecektim?. cı Ne yapacaktım?. © Dedi. İki dublenin üç duble-| © Hiç bir kararım yoktu. Bir nin rakısı bir aradaydı. siki adım attım. — Bana mı?. — Hapa hap. — Hep birden içilir mi?. Dedikleri gibi Naran ile ağız © Dokunmaz mı?, ağıza, göğüs göğüse, ve karsı ikincisini kesmiş kabak | — Buna değmedi! diye ye-! Arkadan bir daha susa- | yü de ayni teselli ile güzelce| d Fakat miktarı pek az pkeğm ! i bu acıklı manzaraya Doktorun dediği telâş içinde hastanın fena bir gece geçirdi gece içinde bir reçete yazdı ve ak şam terar geleceğini vadederek gitti. Halbuki akşama doğru Veli Efendi biraz iyileşmişti. Sayıkla- maları kalmamıştı. Ateşi hemen hiç yoktu. Geceyi iyi geçirmişti. Bu defa doktor reçete yazmadı. Nimet Hanıma: “Sen kendine yeni bir koca ara,, der gibi, yavaş ça: — Çok fena. dedi. Artık ne yapsak faydasız. Kurtulması için mucize lâzım. Zavallı Nimet Hanım göz yaş- larile doktoru teşyi etti. Doktor bu defa tekrar geleceğini söyleme mişti. Ertesi sabah Veli Efendi gözle rini açt. Yatağından doğruldu. Bü tün gece gözlerini kapamayan ka rısnm perişan olmuş çehresine hayretle baktı ve tannanı bir sesle dedi ki: — Karıcığım. Müthiş acıkmı- sım. Sen bana hemen şöyle yumur tali bir çorba ve balsa ekmek ge met Hanım, kocasının sayık ladığını zarmettli Fakat hakikate de boyun eğdi. Veli Efendinin sıh hatli bir çehresi vardı. Dili pes penbe idi. Nabızları muntazam» dı. Derecei hararetide 37.. Yani normal ime . Hasta kurtulmuştu. Daha doğ- rusu iyileşmişti. Grip zamanların da böyle mucizeler olur, Veli Ef. çorbasını mkemmelen içti. giyin di. İşteha ile öğle yemeğini yedi. Öğleden sonra şöyle çıkıp dolaş- mak arzusunu ızhar etti, karısı itiraz edecek oldu, dinlemedi. Bir saat sonra dönerken tram yaa binmişti. Doktor Hikmet Bey le karşılaşmaz mı? Doktor bir in san ne kadar şaşırabilirse, o ka- dar şaşırmıştı: — Vay, siz burada mısınız? dedi, Yani “niye öbür dünyada de- #ilsiniz?,, Gibi bir şey! Fakat doktorun şaşkıniğı hay retten ziyade, rencide olmuş bir en ileri geliyordu. Eh, ie tabii bulmalı, değil mi ilân eder de,ertesi günü ak sama kadar güneş pırıl pırıl ya- narsa hoşuna gider mi? Onun gi bi bir his! Veli Efendi bunu anladı. Ölme in, doktora karşı bir neza- k yapmış gibi adeta sıkıl- — İşte efendim, şey.. Şöyle bi Dolaşayım dedim de efen- Veli Efendinin böyle âciz bir tavr alışı, dokorun yaralanan iz- zeti nefsini tedavi edemedi. Dok- tor sadece: — Hayret! İşdilmemiş şey! Mucize! diyordu. Zavallı doktor! Veli Efendi kendisini onun yerine koydu. Sen bir gün evvel “cenaze hazırlığı ya pın,, dediğin adama (ertesi gün dipdiri tramvayda tesadüf eder- sen, adeta hakarete uğramış ol- maz msm? Veli Efendi doktorda ki bu hissi mümkün mertebe izale ye çalışi lim, dedi, oh, şte bu- gün biraz iyiceyiz. Galiba tışarı- | ya çıkdığıma hata ettim değil mi | efendim? Hastalk nüksederse da | ha fena olurmuş, derler. Kaşki çıkmasaydım efendim. Nafile! İzzeti nefsinin en derin | yerinden vurulan doktor bu sözle ri dinlemiyordu bile. — Şayanı hayret! Olur şey de İ eni Mucize! diyordu. Doktorun kırıla; ni nasıl tamir et: Veli Efendi, i nefsi. idi yarabbi! m uzun müddet tahammül karşıya geldim. Göz ucile be- ni çarçabuk tepeden tırnağa bir süzdü ve hemen kafasını çevir di. Zaten dünya başıma dönü- yordu. Bugünkü program ISTANBUL, (1200 m. 5 kilo- vat) — 18 Gramofon, 18,30 Ve- dia Riza Hamam, 20,30 Habibe Molla, 21 İnci Hanım heyeti, 22 tango. BELGRAT (429,8 m.) — 17 | Radyo orkestrası, 19 çekçe deri, | 19,30 konferans, 20,30 gramofon. BÜKREŞ (394,2 m.) 17 konser, | 18,10 konsere devam, 19 Goete hakkında konferans, 19,40 gramo fon, 20 eski musiki, 21,45 Parur- gal operasının üçüncü perdesi. BUDAPEŞTE (550,5 m.) — 17 klise musikisi, 18,15 konferans, 18,45 orkestra. ROMA (441,2 m.) 17,45 muh: telif musiki, 20,45 piyano konseri, 21 senfonik konser, 22,55 radyo Turnalı VARŞOVA (1411 m.) — 19,15 Vilaa radyosunun liği, 19,35 gramofon, 19,45 radyo jurnal, 20 tefrika, 20,15 klise musikisi, 22 radyo jurmal, GRETL THEİ ve ERNSTT VER İ muhterem gazetenizin tavassutu. | VİYANA (517,2 m.) 18,22 kli- se musikisi, orkestra ve koro he- yeti ile. €siesali hayvanatmın çayırlat. tarılmas için. K.O. vel. F. r garnizonlarına 20 - 25 kilomet” Yeni neşriyat Te dahilinde olmak: ve iâskal e İ İS) dönüm mikdarında çağa Çanakkale serisinden | pulunanların çayırları che: #i askeriyece isticar edilmek ü- zere bu baptaki teklifnameleri- le i Nisan 932 gününe kadar komisyona müracaatları (149) (1139) ! ... Askeri ihtiyaç 'için 80 kara vana alınacaktır. İhalesi 26-3- 932 cumartesi günü saat 15 te komisyonumuzda yapılacaktır. Birinci kitap: Bu isimde Çanakkalede Kum- kale muharebesine ait bir kitap neşredilmiştir. Arisdolu Türk * ve ikbal kitap: | hanelerinde. 20 kuruşa satılmak- tadır. —r — Gol çıktı Sporcu Refik Osman Beyin çok | şayanı dikkat bir yazısıle renkli ola- | rak çıkmıştır. İ Taliplerin şartnamesini almak —a— ve mümuresini görmek üzere Le jeudi her gün ve aleni münakasasına ! Haftada bir defa ve perşembe | iştirak edeceklerin de yevmi günleri neşredilmek üzere fran- | muayyeninde komisyonumuza sızça “Le Jeudi” isminde bir ga- | müracaatları, (108) (828) zele neşredilmeğe ( başlanmıstır. i M ik menni ederiz. , K.O. Nakliye taburunda! siz kardeğeniz. Nemli sade | ><vcut burda 67 kalem malze. | Şükrü Beyin vefatı üzerine gerek | menin aleni münakasa ile satıla bizzat cenazesinde bulunmak, ge | caĞI ve 9-4-932 cumartesi günü | rek tahriren bildirmek suretile | saat 16 da ihalesi komisyonu” teessürlerimize iştirak eden bütün | muzda yapılacaktır. Taliplerin «bibbamıza ailemiz efradı namı- | hurdaları o Nakliye taburunda pe kalbi teşekkürlerimizi iblâğa | görmeleri ve münakasaya işti. rak edeceklerin de şartnamesini | alarak komisyona vakti muay- yeninde müracaatları, (135) (1044) l Teşekkür | nu rica ederiz efendim. Nemlizade Nemlizade Hui Cemal İstanbul ikinci ticaret mahke- mesinden: P. ve J. Zingilli şirke- tinin alacaklılara karşı teklif ey- lediği konkordato alacaklılar ta- Sultanahmet 4 üncü 8. Hu kuk o mahkemesinden: o Müddei | Müdafasi milliye vekili ile müd- | rafından kabul (edilerek berayi deaaleyh veznecilerde malül ga- | tasdik mahkemeye gönderilmiş | ziler cemiyeti binasmda (o mükim ve muhakemesi 2 Nisan 932 cu- | hacı Mehmet oğlu malâl Gazi martesi saat 13.30 « muallak bu- Tunmuş olduğu ashabı matlubça malüm olmak üzere ilân olunur. Dr. Celâl Tevfik idrar yolu hastalıkları irkeci Muradiye caddesi No. 35. Her gün saat 14-19. Mustafa ef. aleyhine ikame eyle- diği 56 lira 70 kuruş. alacağının | hakkında cari muhakeme- müddeaaleyh namına tas- tir kılınan davetiye zahrında ma: halli mezkârde bu namda bir İ kümsenin mevcut olmadığı müba- şiri ve cemiyet reisinin meşruha- | ndan anlaşılmış ve ilânen tebli- | dat icrasma karar verilmiş oldu- İ ğundan muhakeme günü olan 8-5-932 tarihine müsadif Pazarte si S: 14 de bizzat veyahut musad edemedi. “Pat! dak bir vekil göndermesi aksi sefer le 3 i | taktirde giyaben icrayı muhake- Vala ölmüştü. Fa vi ölmüştü | meye karar veri iahliğ ei ”" Doktorun izzeti nefsi de kur. | kamma kaim olmak © üzere ilân talniştn olunur. — Ben de ona sorayım: — Nereden böyle Naran? ii Ve., ilâve edeyim: — İçeri girsem mi, girme — Canım.. sem mi?, Sevgilim!, Karar veremedim. Hayatım!. Biri dım ilerledim! Her şeyim olan kadın. — Acaba yanlış mı?. Dedim. Baktım: O. Ta ken disi. Ne yanlış, ne hiç bir şey! Fakat, bana ne oluyordu?, Bir den değiştim, birden bir sar'a nöbetine tutuldum... Titriyor. dum. Elektriğe tutulmuş gi- biydim. Dizlerim gevşemişti. Kalbim ağrıyordu. Yüreğime düşen bir alev parçası ciğerle- rimi tutuşturuyordu!. O yürüdü... Ben yürüdüm!, Daha kararsızdım. Şaşkındım. Kafam işlemiyordu. Zihnim nimin içi mahşer yeri gibi diri İlen, ayaklanan o hatıralarımın i hercü merci ile eziliyordu!, Bekledim. — Nasılsın?., Desin ve sorsun: — Nereden böyle Ruhi?, boş yere çark ediyor. ve bey-| Hayret: Rakı başıma vuru. yor, sarhoş ediyordu. Halbu- ki, bu her gün içmeye alıştı- gm, rakının dörtte biri bile de Demek insan bizim mey ane arkadaşlarının: — Efkârl.. Dedikleri hale gelince ça- buk içkinin tesirine kapılıyor. Sinirlerim gitgide geriliyor, çimde isyan, kin ve.. gayız his leri yükseliyordu. Kendi kendi me: Ve., *ekrar onun koluna gi- reyim de ,tekrar onu tanıdığım, sevdiğim, eteklerine dolandr ğım; büyüliyen, sürüyen, yan; bendeden göz. esir verdiğim | zamandaki gibi onunla konu-| payım ,. yürüyeyim, gülüşe- | Fakat, o hiç aldırmadı. Ar- kasına bakmadan, adımlarını sıklaştıra sıklaştı ürüyordu. Öyle de enfes yürüyüşü vardı ki., Kürk mantosu güzel, mev. zun kalçalarına sarıla (o sarıla ve bacaklarının arasından süzü le süzüle ilerliyordu. Benden — Kahpe beni bu hale sok- tu da şimdi tanımamazlıktan geliyor!, Dedim. Ve., hükmettim; — Onu bekliyeceğim.. Onunla konuşacağım!, Onu maskara edeceğim., . Ondan hesap istiyeceğim! Yüzüne tüküreceğim!, on adım ileride bir antikacı dük kânına girdi!. sx Artistik Şilenas temaşakiranmı MACAR DANSI (Danse Hongroise) sözlü ve şarkılı (görülmemiş) filminde fevkalâde eğ- lendiriyorlar, Mevzuu çok şen, musikisi neşeli ve üzleileri alda bie” eseri. | MER EBES ROD Reji: ROUPEN Bu hafta bütün Mary filmini ASRI Bugün saat 16,30 matinesinde ve tarafından yeni program ve Mös tarafından yeni İstanbul Dördüncü İcra Memur luğundan: Selâhattin Efendi — veresesinin Hayri Bey vesaireye (o borcundan dolayı mahcuz Göztepe'de, Göz- tepe caddesinde atik 78 Nolu 179 dönüm, 1085 arşın ve orta sından şimendüfer © geçen ve ma- dir ağa, Halil, Sait, Mehmet Ali, Selâhattin, Nebil, Derviş, Riza, Faik, Hafız Ahmet, Hami Bey- ler, Hasan Paşa. zevcesi, Rifat Bey zevcesi, Hasan Ali, Refik Paşa zevcesi, Nazmi ve Fuat Bey Ve., giderken giderken bu hız, bu kararla tekrar geriye döndüm. Antikacı dükkânmm kapısı kenarında bekledim. Dişlerimi gıcırdatıyordum! Gözlerime kan hücum edi. yordu!. Beyoğlu caddesi bakışla- m tramvaylar, bina- men rıncaya döndürüyorlardı. Sinirliydim!. Bacaklarım titriyordu! Göğsüm daralıyordul, ... Epeyce geri çekilmiş, duva ra yaslanmıştım. Dükkünm O kapısından ilk önce başı dışarı çıktıl. Gözleri ile bir araştırma yap | tı!, Galiba şaşkındı! | Korkuyordu. Her halde beni görmedi. Güzel çehresinde mütehayyır bir şefkat beliren LİLİAN GİSH ve CONRAD N birlikte OPERA Sitenisinle temsil ve irae olunan BİR GECENİN ROMANI (Le roman d'unenuit) ilk sözlü filminde temayüz etmektedir in, SE UZ da benelli eeğ Pe o EYEŞİğM Egea . irat ELHAMRA sinemasi K.O. ve 1. F, Kıtaat ve mü- Sinemacılık san'atinin bir şaheseri, (CEHENNEMLER DİYARI) ile kabili kiyas yeğüne film olan Tehlikeli Yollar (LES CARREFOURS DE LA VİLLE) filmini takdim ediyor. Heyeti temsiliyesi başında MARLENE DİETRİCH'in unutulmaz ağıla GARY COOPER Kaçakçıların (Gangster'lerin) aşkı... Paramount'un en iyi filmlerinden biri olan bu eseri görmeli. Bugün saat 10,45 te tenzilâtlı matine, KUÇUK DAKTİLO) filminin yıldızı Glory'yi DÜSE İki ile beraber oynadığı DÜŞES OLACAKSIN (TU SERAS A MELEK i sinemasına koşuyor. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine.Paramount filmidir. DUN AKŞAM SINEMADA RENEE ADORE — WİLLİAM COLLİER'nin temsili ALTIN GASIPLARI (LES CONGUERANTS DE LOR) güzel aşk ve sergüzeşt filmini görenler hayrette kalmışlardır. LA RO VE GEL MAMOULLAN metresleri işinuş âlemleri. geceleri. İstanbul | hnlier aredeSAİT EDİP ve FERNANDA Madarı ve Matmazel NEZER Atina rövüleri ve Hanımların köşk ve bahçeleri, sabık istasyon gazinosu ile mah- dut bulunan tamamı 9000 LL. kıy- meti mahammineli tarlanın dört- te bir hissesininin ihalei evveliye- si icra olunmak üzre 30 gün müddetle müzayedeye konmuş- ip olanların ve fazla ma- lümat isteyenlerin 330/1 dosya numarasile İstanbul dördüncü İc- ra memurluğuna (nihayet ihalei evveliyenin icra olunacağı 27-4- 932 tarihinde saat 15 e kadar müracaat etmeleri ilân olunur. Hızlı adımlarla, hiç bakın- madan, durmadan, başını ö- nünden kaldırmadan yürüdü. Karşıya geçmek istiyordu!. Ben de yürüdüm. yıpratıcı, korkutucu — Beni tanımadın mı?. Dedim. Sesi çıkmadı. Yine ben söyledim: — Tanınmıyacak kadar de- ğişmiş miyim?. miyim?, Saçım #akalım uzamış mı?. Devamı de ölüm