İtalyada çıkan Esercito E Nazion ismindeki mecmua Bi- Hihcikânun 1931 tarihli pushasın da yukardaki başlık altında Türk inkılâbi ve Gazi Hz. nin pahsiyet ve rolleri hakkında çok iyi gören bir göz ve çok doğra Söyliyen bir dil ile uzum bir ma- kale neşretmiştir. Bizi daha yakından tanıması Hizım gelen bâzı Alman ve Fran 87 muharrirlerinin kör ve nan- kör yazıları yanında bu doğru Satırları okumak insanda temiz yüzeklerine ve doğru söyliyen dillerin kıymetini çok yüksel- tiyor. Mecmua makaleyi İstanbu wn güzel tarihi resimlerile de süslemiştir. Biz Türkler için bunları okumak ve görmek ne kadar zevkli ise o kadar da Ji- sımdır. Acımarak söyleyim ki bu uzun makaleyi aynen nakle- demedim. Yoksa temiz ve kuv- vetli inkilâbımızı Lui Bertran ve Yahudi Hayor kardaşlar gibi dumanlı görenlerin burunlarını Şe ; EEE 4 il lr ii ri : İ i i İn zr3 iğ il i i EE z £ il HE ii iİE ii ir © İstiklat harbi Avrupa il Ki devletlerinin #mellerine karşı adalet ve hakkın de, Avrupa matbuatı o | kiye anlamıştı, Bütün memleket si- liha sarılmıştı. 1921 iptidalarında Yunan kralı Kostantin mecliste Yunanis- tan lehine biteceğini ilin ederken Türkiye'de Kemalist Erkânt harbiye si iki cephede çarpışan efradın mik- darını yüz bine çıkarmağı karalaş- tarmış ve diğer cephelerden buralara takviye kıtaatı ve cephane gönder- we başlamıştı. İki ordu arasında büyük mikyas mi mwharebelere başlanması 1921 de Yunanlılar ilk taarruzlarında mu vaffak oldularsa da ileriledikçe mev- kileri ceneral Papvılas'ın mecbur oldular. Gazi Hazretleri 1921 mayısında Büyük Millet Meclisinde irat ettiği bir nutukta: “Yunanistan sulh isti: yor; Trakya ile İzmiri terketmezse İmre ie girmeyiz, şimdi ye kadar iyilikle istedik, şimden sonra silâhla | demiştir. Yunanlılar temmuz ortalarında Eskişehir ve Kütahya'yı işgal ettik- ten sonra Afyonkarahisar'ma girdi- ler, Vaviyet tekrar sükünet kesbet- 8, Bu sırada Mustafa Kemal Paşa Başkumandınılığa ve Fevzi Paşa! Erim Harbiye riyasetine tayin edil Bu sefer Yunan orduları Ankera? ya kadar gitmeği | kararlaştırdılar. & başlayan bu hareket Kemal Paşa bu zaferden sonra Mü- MİLLİYET PAZARTESİ 8 Iki güntelgraf ve Telefonsuz (Başı 1 inci sahifede) du. Belediye tanzifat amelesi, faaliyete geçerek büyük cadde- lerde toplanan karları kaldır. mışlardır, Tramvay münakalâtı hiçbir sekteye uğramamışsa da evvelki akşam gece yarısından sonra kara karşı tertibatı olma yan otomobiller işleyememiş- ler, işleyenler de pek müşkülât la sefer edebilmişlerdir. Karadenizdeki şiddetli fırtı. Ba dün sabah kuvvetini kaybet- miş, sekteye uğrayan mutat va- pur seferleri tekrar başlamış. tar. Fırtına yüzünden telgraf tel leri de hasara uğramıştır. İki günden beri memleketin hiçbir tarafile muhabere edilememek- te idi, Dün akşam ayrı bir telle Sofya ile muhabere imkânı hâ- sıl olmuştur, Diğer taraftan Ankara - İz. mir - Samsun battı üzerinde dün geç vakit muhabere tesis edilmiş bulunuyordu. Yalova hattı el'ân bozuktur. Temirine çalışılmaktadır. Rasa taneden aldığımız o malâmata göre dün azami hararet — 4, as gari — 6 derece idi. o Evvelki gün sabaha kadar yağan karm irtilar 7 - 8 santimetredir. büyümüş ve nüfuzu artmıştır. Frank len Buyyon ile Yusuf Kemal arasm- da Fransız — Türk rmunhedesi imza landı. Kilikya harbi nihayet buldu ye Türkiye ii siyesi mezileriyeti taarruz eden Türk ordu- ederek düşmanın bozul mühim rol oynamışlardır. sefer getiren bir ceneraldir. Ordumun ve | ü | man bir zat, vücudunun en gizli ye- i | edecekti, Künunusaninin yirmizinde Rüzgür, bugün poyrazdan mutavassıt süratte esecektir. Hava ekseriyetle bulutludur. Kar ihtimeli yoktur. Altın Kaçakçılığı Iskenderiyeden Yuna- nistana kaçınan altınlar İSKENDERİYE, 7 — Burada mühim bir altın nin faaliyette Mir zabıta günlerde bu şebe Gö ke marifetile buradan (600) İniliz | *”* Birasmın Yunanistana | kaçırıldığını tesbit etmiştir. Fakat bu kaçakçılık bâdisesi çok esrarengiz bir şekilde yapılmıştır. Hâdise şöyle cereyan et ir kin e e rine büyüçe bir keseyi saklamış bu- Tunuyordu. Kesenin içinde (600) İn giliz birası vardı. Bu adam altın tor. basıre Pirede başka bir zata teslim dan bu adam torbayı iyice saklaya- mamış, paltosunun iç koyarak dam sıvışmıştır. Fa- ŞUBAT Birinci sahifeden geçen Kemalist inkılâbı ve yeni Türkiye! Pr. Malche Iç. Darülfünunda (Başı 1 inci sahifede) nezaket meselesidir. | Ç Ankara'dan geldikten sonra Da- rülfünan emini ile görüştüm. Sonra Divan içtimaında fakülte reisleri ve müderrislerle tanıştım. Onlara söyle diğim sözleri burada size de tekrar etmek isterim. Divan içtimamda şun ları söyledim: “Ban buraya bir dik- tatör olarak gelmiyorum. Fikirleri- İ mi kömseyo cebren kabul ettirmek iddiasında da değilim. Masadım si- zin de benim kadar bildiğiniz mese- leleri teticik ederek fikvimi söylemek ve sizinle teşriki mesai etmektir. İşte bu zihniyetle işe başladım. Evvelâ Tıp fakültesini, hastane ve klinikleri, Edebiyat fakültesi ile dört şabesini Hülüüle fakültesini ve Fen fakültesinin bir kısmını gördüm. Bu fakültenin Kimya şubesini henüz gö remedim, Darülfünun merkez kütü- panesini pek beğendim. Orada mev- cut, ve saraydan nakledilmiş olan elyazısı arapça, türkçe ve farisi eser ler büyük bir hazinedir. Darülfünun ve gördüğüm fakül. teler hakkındaki intibaatım şudur: Hepsi iyi sernit dahilinde yerleştiril miştir, binaları ve maddi tesisatı iyidir. Tıp fakültesi, hastane Bahsi Tıp fakültesinden bahsederken fakülte müderrisleri arasında uzun munakaşaları mucip olan (o hastane mesciösinden bahsetmemek kabil de- haklan- katımdan mempuniyetle gördüğüm $u nektaya işaret etmek isterim: Istanbul Darülfünunü uzun müd Maarif Miaz sesli — ve nizamati da aldım, tetkik ediyo. ram, İdari noktaj nazardan şunu tet kik edi ik kanun ve ni- — Bir kere tetkikat bitsin, rapo- runuzu 15 - 20 günde yazarsınız... O güldü ve dedi kir — Evet gazeteci olsaydın pek yazılar Cenevre Konferansında (Başı 1 inci sahifede) vazörleri, zırblılar ve tahtelbahirler gibi tecavüzi silâhların ortadan kal- dırılmasının devletlerin beynelmilel intizamı muhafaza hususunda teşri- ki mesaj etmelerini teshil eyliyeceği mütaleasında bulunmaktadır. Bunu müteakip alelâmum silâb- ları ortadan kaldırmak ve beynelmi- İlel bir kontrol sistemi ihdas etmek icap edecektir. Nihayet, her devle- $in askeri bütçesini tesbit etmek ik- tiza edecetkir, Lord Cöcil, netice olarak diyor kiz Milletleri tahdidi teslihat mesele sini bizzat kendi ellerine © almaları zamana hulül etmitir. Fransiz projesi ve Almanya BERLİN, 7 A.A, — Nasyonalist lerin maşiri efkârı olan Deutsche Ze- itumg, tahdidi teslihata mütenllik 0- lan Fransa teklifinin bir öst ve bir küstahlıktan başka birşey ol. madığını ve müzakeratı hiç te mas- lâhata muvafık olmıyan bir sahaya maklettirmeği istihdaf eylemekte bu- landuğunu yazmaktadır. Bu gazete, Almanya hükümetini, Fransrz tekliflerini kat'i surette red detmeğe davet eylemektedir. Halkçıların naşiri efkârı i Zeitung, Fransız proje- sinin Maçinot tarafından tanzim ve Fransız âli meclisince kabnıl edilmiş muhtıranın bir kısmını terkil etmek- te bulunduğunu yazmaktadır. M. Tardica'nün nutku CENEVRE, 7 A.A. — Mikrofon önünde bir nutuk söyliyen M. Tar- M. Tardicu, suhün ve emnü selâ- tensik; için kuvvetli bir Ce- Tüzum olduğu mi i M. Brüning ne söyliyecek? BERLİN, 7 A.A, — M Brüning, 'ye hareketinden evvel, bil- hakkımda reisicumhur mareşal Hin- denbourg ile görüşmüştür. kat'i surette tesbit etmemiştir. Bu mutuk, Alman heyeti ile ve başlıca devletler murahhasları ile temas e dildikten sonra kat'i olarak (| tesbit olunacaktır. Siyasi Alman mahafili, Fransız projesinin ciddi birşey olarak tetkik edilmesi lâzım geldiğini ve Almanya ki müzekerelerin bir Fransız - Al man duellosu şeklini almasına müsa ade etmesi icap eylediğini ebemmi- yetle kaydetmektedir. Fransız projesinin şimdiki şekli ile, teslihatın “Huku müsavatı zih- niyeti dairesinde,, tahdidi hususu pe şinen tahakkuk ettirilmedikçe, Al. al bu Tarihi Tefrika: 49 Sabatay Zevi Nekleden: R. N. Akdenizin fırtınaları içinde bir yelkenli / Sabatay Zevinin ye:kenlisi Adalar denizinde çırpınarek nereye Sabatay Zevinin bindiği yel kenli, kışın şiddetli rüzgârları jaltında Adalar denizinde çırpı- narak sahil boyunca İstanbula doğru gidiyordu . Gemi ufaktı, yolcuları da ehemmiyetsiz bir takım tacirlerden ibaretti. Çok mal yüklü, büyük gemiler daha başka yollardan — giderken bu ufka gemi kenardan uzkalaşa- rak İstanbula varmağa çalışı- yordu - Kış mevsiminin fırtma- İarına rağmen Adalar denizin. de bu ufak gemiler oradan ora ya giderlerdi. Fakat Sabatay Zevinin bindiği (o geminin her halde ir ehemmiyeti vardı. Çünkü Sabatay gibi ya budiliğin kimbilir O asırlardan beri beklediği “Mesih,, olmak iddiasmda bulunan bir adamm pek büyük bir tarihi rol oyna mak üzere Osmanlı imparator luğunun paytahtına, İstanbula gidiyordu. Sabatay bu kış günü, fırtma lı bir denizin üzerinde çırpı. nan gemiden dalgın nazarlarile dalgaları seyrederken, ne — nüyordu?. Arkada bıraktığı İz mirde büyük bir kütle ( vardı. Kendisinin il ne geti; zamanı gelmişti. İşte Sabatay Zevi'yi götü. ren gemi bu is! doğru gidiyordu. Mesih'in o önünde meçhul ile dolu bir istikbal var dı. Arkasında da böyle mühim bir yahudi kütlesi bulunduğu gibi. Fakat 7, Geminin gittiği is tikamete, kendisinin kavuşmak istediği istikbale (doğru mu?. Yoksa arkada bıraktığı İzmire, oradaki cemaate mi?.. Bu tam manasile birleşmiş, her zaman Sabatay Zeviye mü zaharet O edecek, ona kuvvet. verecek hakiki ve yekvücut bir kütle miydi?. Bu sual Sabatay Zeviyi endişeye düşüren, kalbi ne tereddüt veren bir sualdi. Ar kasında kendisine kuvvet vere cek, inanmış bir kütle vardı. Fakat bu kütlenin başından ay rıldıktan sonra, o Sabatay ona ne dereceye kadar güvenebilir di?.. Sabatay bu halkın bağlan dığı an'anelerin çoğunu kır. mıştı. Kendisini takip edenler de onu tasvip etmişti, Fakat an'ane maziden bir mi- ras olduğu için halk kütleleri nin buna merbutiyetini büsbü tün kaldırmak Omümkün mü. dür? Yahudiler pek eski zaman- lardan beri bu an'anelerle ya. şamışlardı. Bu an'anelerin yo- İunda ölmüşlerdi. Mazinin ha- İzin hatırası mı, yoksa istikba- İlin sevinç ve neş'e ümitleri da ha kuvvetlidir?.. Yahudiler ma ziyi yaşatan an'aneleri mi, yok sa, Sabatay Zevinin vadettiği müstakbel saadetleri mi intihap ve tercih edecekti? İşte Sabatayı düşündüren sualdi. Mazi daha kuvvetli olabilir di. Bu takdirde ise an'anelere merbut olan kuvvetli bir zümre nin aleyhtarlığndan Sabatay eylemek. | Zevi çok korkabilirdi. Sabata. Ya re aşağ Yahudiler'pek eski zaman. mekte istical etmesini icap ettirdiği- ni yazmaktadır. M. Brüning, dün akşam payitaht. tan müfarakat etmiştir. Mumailey. hin refakatinde hariciye müsteşarı Von Bülov vardır. aa tedir, Profesör dün de hukuk fakül szeteci tesine şabuk yazardim... Siz gazeteciler, ya | rislerle uzunboylu konuşmuş vemuh telif meseleler zılarmızı pek çabuk yazabiliyorsu- hakkında izahat ak mıştır. M. Malehe © seminerleri ve muz... n manı boğmak ve memleketi — Evet çabuk yazıyoruz, fakat bu | dershaneleri gezmiş, kendisine fakül mektem çekinmedi. ordu | tirmek. İnkilâbin şahsiyetleri harp- | yözıların ömrü az ke i e eke ilahi mi su başında İstanbul L.R .cudu, mesai tarzı vesaire emperiyalişt | İsyan ederek tam bir istiklâl ile ha- “aa malümat verilmiştir. Profesör hukuk rekste başladı. Darülfümün mütehassısı profesör in Res doğru gidiyordu?.. lardan beri kendilerine yaban « olanlara tâbi olmuşlar, onla rm idareleri altında (Okalmağa mecbur bulunmuşlardı. Bu böy le olmakla beraber bir gün ge. ne kendilerinden (o birisi çık. mış, beklenen Mesih olduğunu söylemiş ve yaşadığı memleke tin hükümdarını tahtından indi receğini taraftarlarma temin et mişti. Bu Sabatay Zevi idi ki, padişahı tahtından indirmeğe gidiyordu!. Bu adam bu suret le kendi dindaşlarını kurtaraca ğını vadetmişti. Fakat, böyle bir teşebbüste Sabatay Zevi i. çin muvaffakıyetten ziyade pek fena bir hezimet daha ziyade muhtemel değil miydi?.. Bu tak dirde netice Osmanlı impars - torluğu dahilinde yaşayan bü- tün yahudiler için bir felâket o lacaktı, Eski bir kaidedir: Bü yük bir devletin içine sığınmış küçük bir kütleye mensup bir adam fena bir harekette bulu. nursa bunun acı neticesi bütün cemaatin aleyhine olur. Fakat bu kütleye o mensup bir adam şayet iyi bir harekette bulunur sa, mükâfatını yalnız kendisi görür! sih,, in şahsma münhasır kal - mıyacaktı. Sabatay bunu düşünmüyor değildi. Fikat o kadar ileri la gidince ne yapacaktı7?.. “Me sih,, in bu hususta saril, katl hiç bir fikri olmadığı anlaşılır. yor. Her şeyi bir sis tabakası altmda gören Sabatay için Os manlı paytahtında ne yapaca- ğını öyle vazıh bir surette ta. yin etmek kabil © olamamıştı. Gözünün önünde bir hedef var dı. Oraya (gidiyordu. Fakat gideceği yerde ne yapacağını kestirmemiş, her şeyi tesadüle bırakmış bir vaziyette idi. Dü. şünüyordu: Bir kere oraya gi- dince, kendisine takip edeceği yol görünecek, & yapacağı şeyi kulağma fısıldıyacaklar, belki eline silâh vereceklerdi?.. “Mesih,, in İstanbula gitme si yahudilik © âleminde büyük bir heyecan uyandırmıştı. Bir çok yerlerden yahudi malları - nı, mülklerini bırakarak İstan bula gitmeğe başlamışlar, ora- da cereyan edecek büyük veka. yü bizzat görmek merakından kendilerini alamamışlardı. (Devamı var) İrtihal Hetanbol Adliye memurlarından Hüsnü Beyin biraderi ve Mersin gümrük müdürü Şerif Beyin kay. ' pederi Temyiz mahkemesi Azalığın- den mütekait Kemaliyeli Dardağan, zade Nafiz Bey irtihal eylemiştir. Cenazesi bayramın birinci günü Cerrahpaşada Küçük mühendis s0- hağımdaki okanesinden saatide kaldırılarak namazi Koca Mustafa badel eda Silivrikapınsmda sile kab ristanına defcedilecektir. i Mevlirrahmet eyleye * Izmirde türkçe Kuran ve ezan IZMIR, ü (A.A.) — Şehrimizde ve kazalarda camilerde türkçe ezan ve kuranıkerim okünması taammüm ediyor, Çeşme. e la la a zan ve hutbe ve kuranıkerim camii dolduran kalabalık bir kütlesi tarafından derin bir vect ile dinlenmiştir. İzmirde de iH. #ar camii ile Karşıyaka camilerinde türkçe ezan okunmuş ve türkçe tekbirler getirilmiştir. Halk di. liyle Allahına taabbüt etmekten büyük bir zevk duymaktadır. Iktısadiyatı koruma kanunu ANKARA, 7 (Telefonla) — Memleket iktısadiyatını ko, rüma kararnamesinde yapılan tadilâta dair olan yeni kararname ü mâ, Hafız Ömer Bey tarafından