PAZARTESİ 8 ŞUBAT 1932 6 a sene, No, 2155 NUSHASI 5 KURUŞTUR Dünyahın siyasi manzarası! Müşterek tedbirler ve anlaşmalara | ihtiyaç var. İşler en karışık safha- | larına girmiştir.. Dünya işleri, en karışık bir | gene efkârı umumiyedir. O ef- safhaya girmiş.. Hâle ve âtiye karşı umumi bir tereddüt, her kesin kafasını yakıyor. Kısı bir Avrupa seyahatinden döni yorum. Birçok adamlarla gö- rüştüm; muhtelif meseleler ak kındaki fikirlerini, noktai na- zarlarını anlamağa çalıştım. U- mumi manzarayı görüşüme ve sezişime göre kısaca anlatmak vazifemdir: Cihan politikasmın dümeni birkaç büyük devletin elinde. dir. Amerika, İngiltere, Alman ya, Fransa, Rusya, İtalya, Ja- ponya bu devletlerin başında gelir. Her memlekette buhranı ve beynelmilel münasebetlerde eeşkülâtı doğuran âmiller ma- lümdur; Borçlar meselesi, ta- mirat borçları, tehdidi teslihat, işsizlik, eşya ve para kıymetle- rinin mütemadiyen dalgalan. ması, yeni cereyanların hergün biraz daha yol alması, elhasıl umuma şamil bir mâna ile ik- tısadi buhran... Bunlar öyle me seleler ki, hiç birini en kudretli bir devlet bile yalnız başına bal ledemez, Her devletin bu mese- leler hakkında ayrı ayrı fikirle- ri, politikaları vardır. Hiç bir devlet bu fikir ve politikasın- dan fedakârlık (yapmak is- temiyor, kendi vesaitile kendi- ni korumağa çalışıyor. Onun i- çin arada âhenk olumıyor. Â- henk olamayınca da umumi buhranı doğuran âmiller, - ayni kuvvet ve tesirlerile ıstırabı de- vam ettiriyor. İşte borçlar ve tamirat işle- rinin görüşüleceği Lozân kon- feransı geri kaldı. Bu mesele- ler üzerinde: Fransa ile İngilte- renin bir anlaşma zemini bula- madıklarını bu teahhura sebep olarak gösteriyorlar. Cenevrede toplanmış olan tahdidi teslihat konferansının müsbet bir netice vereceğine i- se kimse inanmıyor. Böyle bir | pek ümide düşmeğe; beynelmilel münasebetlerin bugünkü karı. şık manzarası esaslı bir mâni- dir. Uzak Şarkta Japonya ile Çin arasındaki ihtlâf hakiki bir harp halini aldı. Resmen harp ilân edilmedi diye forma- litelere kapılmak ve teselli ka- pıları aramak kendi kendimizi al tır, Ortada hareket- ler ve emri vâkiler vardır.. İşin acıklı tarafı şu ki, her iki dev- let te Cemiyeti Akvamın- eski ve bas azasındandırlar. Âleme düzen vermek kararile Cenev- rede kurulan bu cemiyet, kendi azasmdan «olan iki devle tin aralarındaki ii halledemiyor, #pamureleri yı- kan, insanları öldüren ateşi kes tiremiyor. Demek ki kudreti ve perestiji, içtima ettiği sara- yın hududunu aşamayan bir mü essese... Hakiki devlet adamları ted. bir ve kararlarında bugünün te- mayüllerini değil, daha ziyade yarmın ibtiyaçlarını düşünerek kal ka: politikası takip ediyorlar. Ma- atteğssüf cihan politikasmı ted vir eden başlar arasında büyük mes'uliyet kahramanları henüz çıkmadı. Halbuki mevzuu ba- his meseleleri, yalnız bu karak. terde olan adamlar halledebile- cek... Efkâri umümiyc, dünye- nın ber tarafmda, hakikatlerin der: itelerin icaplarını pek geç anlar. Tarihi büyük a- damların doğuşu (böyle kritik anlardadır. Bu şahsiyetler; mâ- zi ile mukayyet olmazlar, halin temayüllerine aldırmazlar, yal. | dır. Bız âtinin hakiki ihtiyaç ve icap larının gösterdiği yoldan gider- er... Tarihin çok garip bir te- cellisidir. Vaktinde büyük ka rarları vermeyen devlet adam- larını en övesl mahküm eden kârı umumiyedir ki; evvelce iz- har ettiği temayülleri, mes'uli- yet mevkiinde olanlar üzerinde yaptığı maddi ve manevi tazyi- kı felâket demlerinde hatırla- mak bile istemez. Herhalde muhakkak olarak bilmeli ki; milletler arasında geniş mânada iktısadi anlaşma lar olmadan, iktısadi ve mali an laşmaların temeli olan mı esaslı tasfiyesi yapılmadan siya si bir anlaşmaya gidilemez. Si- yasi hareketler, daima iktısadi hareketlerin peşinden gider. Fransızlar bağırıyorlar: Mu ahedelere bir paçavra, imzalara hiç taahhüt ifade etmeyen biri. şaret nazarile bakarsak, dünya nın nizamını tutmağa imkân yoktur. Harp borcu olsun, ta- mirat borcu olsun, imza ile te- yit edilen her borç mukaddes- tir! Almanlar cevap veriyorlar: “Muabedelerin imzalandığı zamanın şeraitile bugünkü şera it aynı mıdır? Milletler için ya- şamak hakkı borçtan ve ber şey den mukaddestir!. Fenalık şurada ki; imkân ile ademi imkânm bududunu doğru, dürüst ve bitaraf olarak tesbit edecek ortada hâkimler ve mütehassiilar yok... Her mütehassıs, her şeyden evvel bir politikacıdır! Yukarıda izaha çalıştım: Bü yük. devletler arasında politika âhengi yoktur. Meselâ; Büyük devletler konserinde kendini â. deta tecrit edilmiğ'sanan Fran. sa; günün meselelerini hal için her devletten ziyade İngiltere- ye yanaşmak istiyor. Bir taraf- tan matbuat, diğer taraftan po- litika adamları bu gayeye doğ- ru yürüyorlar, Öyle iken henüz bir anlaşma istidadı. belirmiş değildir. Fransada son günler- de Amerikaya © karşı hissiyat; ve menfi ve âdeta hasmane bir mahiyet almıştır. Burada, bugünkü cihan kararsızlığının en.mühir sebebini; Amerika. nın kararsız politikasında ara- yanların sayısı çoğalmıştır. Va kıa alacak ve verecek işleri Yü- zünden Avrupa işlerine karış- mak, Amerika için mukadder bir politika olmuş... Ancak Müt tefik cümhuriyetler ümeti; siyasi fırkaların ve efkârı umu- miyenin her gün değişen muh. telif temayüllerine uymak mec buriyetile Avrupa işlerine mü- dahaleyi kat'i ve resmi şekilde yapmamaktadır. Bu tereddüt, Avrupa devletlerini Amerika- set istikameti hakkım- da hüküm vermelerine mâni 0- lüyor, Anlaşıldığına göre Ame rikada Fransız aleybtarlığı da çok ilerilemişti Amerikalılara göre: “1930 bahri konferansınm muvaffak olmamasma sebep Fransadır. Hoover moratoriu- mu teklifinin iyi netice verme- mesine sebep Fransadır. Tahdidi teslihat © kon- feransı mesaisinin yürümemesi ne sebep Fransadır. Avrupada bir sulh politikası yapmak i- çin müsbet ve ameli bir progra- ma yanaşmayan Fransadır: Ak- sayı Şarkta Japonya taraftarlı- ğı yapan ve önu Çin aleyhine harbe teşvik eden Fransadır. Elbasıl dünyanın altınlarını Bangue de Frarice'ın kasaları- na kapayarak cihan buhranının devamına sebep olan Fransa dır.” Herhalde Amerikalılar tara fından verilen o bu hükümlerin Fransada tevlit edeceği asabi- yeti tahmin etmek çok kolay. İsviçrede ve Fransada resmi ve gayriresmi bazı dum: Harp ihtimali Verdikleri cevabın aşağı yuka- rı, hülüsası şudur: “Eğer halkın arzusuna ka. Cenevrede Rus Başmurahhası M. Litvinof arkadaşile konaşuğer Cenevre konferansın- da meraklı bir celse.. Bir Alman gazetesi : “Fransız projesi istihzadan başka bir şey değildir, diyor N mm ibaret bulunduğu söylene- Herhalde bu celes, konferansm bundan sonra hitabet kürsüsünü bü. kümetleri tarafından vekâleti baiz olmıyan zevata tehlikesizçe terkede- miyeceğini göstermiştir. M. Vendervalde'ın. riyaset divanı tarafından hakkımda bir takım ihti yat tedbirleri ittihaz edilmiş — olan müdahelesi az kalem konferans içti- vadi bakiki bir metinğe çevirecele Lord Cetii'in makalesi BERLİN, 7 A.A, — Berliner Tagablatt, Lord Robert Cicil'in tah didi teslihat konferansı hakkındaki bir makalesini neşretrhekiedir. Mu- ileyh, tecâvüzi va-İsdafii silâhlar örasında bir fark gözetmektedir. Mu imaileyh, ML. Laval'in'hakiı olduğum pe sinkü enli selâmet ila teslihat arasında sıkı birapünnsrbat me aklağala yazl ide rd Câcil, bombardıman eöleri; tanklar, ağır topçu, harz ee, (Devamı 6 :nersshifedeY Pr. Malche Darülfünu- numuzu beğeniyor! Cemiyeti- akvumın Terki teslihat Konferansı için bastırdığı madalya gi, ek şesraklı ve hatti bazı pokte- lardan hevecanlı olmuştur. Fakat bu celsenin, mesaisini bir adım bile ileri | görüremiyecek bir “Laboratuvarlarda tecrübe usulle- rinin fenni isurette tatbik edildiğini gördüm,, İ— Darülfünunda yapılacak yslahat hakkında bir rapor verecek olan Ce- Devre darülfünunü profesörlerinden M. Malhe, tetkikatına başlamış ve görüş- tülten sonra bazı fakültelerin teşki- ânı tetkik etmiştir. M. Malehe'in deruhte ettiği vazife hakkında bü- yük bir hüsnüniyet beslediği ve bassa yabancı bulunduğu bu muhit te ihtisasına tevdi edilen vazifeyi i- P ederken kimseyi rencide etmek diği anlaşılıyor. Dün M. Mal. Pi che'i Cerele d'Orient'da ziyaret ede İğ yaptığımı söy- Tiyebilirim, fakat henüz natamâm o- lan kanaatlerimi Maarif Vekâletin. den evvel size söylemek bilmem ne derereye kadar muvafık olur, ba bir (Devamı & ımer sahifede) Profesör M. Malche e amam m m hırsa, barp olmak iktimali yok- | sinden çıkılmaz bir dairede... tur, Fakat zamanımızda harp | Diğer taraftan her memlekette nasıl oluyor? Diplomatlar öyle | iş hacmi ber gün biraz daha eza vaziyetler yaratıyorlar ki, Halk | lıyor, işsizler çoğalıyor, hayat emri vakileri kabulden başka | pahalılaşıyof, iktısadi ıstırap çare bulamıyor. En ziyade böy İe emri vakilerden endişe edilir. Dikkat ediyor musunuz? Bey. pelmilel siyasi vaziyetler yer. gin olduğu zamanlarda bül metler, daha ziyade sağa gi yorlar. Meselâ: o Almanyada Hitler iktidar mevkiine geçsin; Fransanm en evvel yapacağı sey; hükümetini sağ cenahm eri müfrit azasından teşkil et- mek olacak...” İşte beynelmilel politika bir taraftan böyle girift, İner şiddetleniyor, ümitsizler ve gay Gazi Hz. Reisicümhur Hz. dün irelerinde meşgul olmuşlar | ve bir tarafa çıkmamışlardır. Açıkta kimse Kalmıyacak? Inhisarlar vekili geldi ve beyanatta bulundu İ 2000 memur hikâyesi Gümrük ve İnhisarlar vekili Ali Rana Bey dün Ankaradan şehrimize gelmiş ve İsisszenda | vekâlet müsteşarı Adil ve inhi- | sâr idareleri müdürleri tarafın. dan karşılanmıştır. Vekil Bey Beylerbeyindeki evine giderek bir müddet istirahat ettikten sonra öğleden sonra İstanbula Dolmabahçe sarayındaki da- |! inerek tütün inhisar idaresine gitmiştir. Rana B, burada nez. dinde müsteşar Adil ve Tütün ear umum müdür vekili üs, Ali Rana Bey bir müddet meşgul olmuştur. ! Vekil Bey dün inhisarların tev- İhit ve Ankaraya nakilleri hi kında fikrini soran bir muharri Jrimize demiştir ki: — İnhisarlar merkezi idare- si mümkün olan servislerin tev i hi 1932 bütçesile Meclise ! teklif edeceğiz. 1932 bütçesi kabul edilmeden evvel kat'i şe. kil hakkında malâmat almağa imkân yoktur. — Bugünkü Yeni Gün gaze tesi ar idarelerinden 2000 memurun açıkta kalacağını ya: zıyor, doğru mudur? i dan malüma. böyle bir şe- Maç kaldı Galatasaray- Fener maçı yapılmıyacak Memleketimizin en kuvvetli iki teşekkül olan Galatasaray - Fener- bahçe klüplerinin sekiz şubatta kar. şılaşması mukarrer idi, Ancak maçtan üç dört gün ev. İ yal havanın birdenbire « bozulması İ bu mühim maçın yapılmamasını in- taç etmiştir. Maçın oynanacağı Taksim stad- yomunda halı hazırda 20 - 25 santi. metre kar vardır. Bundan dolayı enteresan oldu; ilen da malin Gine miz edilmiştir. ri memnunlar artıyor ve hepsin | den fena olarak halkın hükü-| metlere, rejimlere ve âtiye kar- şr olan imanları gittikçe sarsı- İyyor. Bu imansızlık, günün bi. rinde halk kalabalığını nerelere götürebilir, bütün bu infiallerin infilâki neler doğurur? Bence İli. buhran ve onun tesirleri kadar esaslı olarak düşünülecek bir mevzu da budur. Siirt Mebusu | MAHMUT Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET Nezafet amelesi yolları temizliyor İki gün telgraf ve tele. fonsuz mu kaldık? ei erler bulunduğu bukde| Kar fırtınası nihayet dün kesildi, birçok hatlar daha açılamadı Bugün hava kapalı fakat karsız olacak.. deniyor Kar fırtınası evvelki geçe. den itibaren şiddetini artırmış ve dün öğleye kadar fasılalı bir surette tipi ile karışık kar yağ- mıştır. Mamafih, öğleden son. ra bi k kar kesilmiş ve gü Deş açmıştır. Soğuk, dün sabah İşiddetini büsbütün artırmıştı Hararet, sabaha karşı sifirdan Eğl aşağı 8 derece kaydetmekte idi. Öğleden sonra soğuk azalarak “ sühünet (—4) dereceye kadar yükselmiştir. rülen bu soğuklar, odun ve edilemiyen su saatleri don yü- Şekercilerde dün nö- İstanbulda misli pek az gö- # şenlere dün de tesadüf ediliyor Karda küçük hanımlar.. zünden çatlamıştır. Buz tutan kar üstünde dü- (Devamı 6 ıncı sahifede) bet, sıra bekleniyordu! Dün piyasada epeyce hareket oldu Mahmutpaşa görülecek yerdi şey kaybetti. Bayramdan en fazla memmnı lanlar muhakkak şekercilerdi. Deni pi, bayram | lebilir ki bilâ istisna bütüm şekerci dükkânları müşteri ile dolış $di, ölüm si kd Bam tırmıştır, « Bayram satışının fazla olacağını düşünerek yüksek fiatle satış yap» . | mak isteyen bir kesim esnaf dün ak: şama doğru fiatleri | Bu da piyasadaki harareti arttermış- tar. Salıncak yok! Belize b bayram havalar ük vi die malla miyecektiğ