31 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

31 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ynilliyef i Her günün derdi Apandisit “Bütün dünya, Asrın umdesi «Milliyet» tir. 31 K.EVVEL 1931 İDAREHANE — Ankara cadde- No: 100 Telgraf sdresi: Milliyet, tanbul. Telefon munaraları: Bu akşam en büyük sinema hadisesi RR Kahkaha kıralı BUSTER KEATON. (MAJ.. İki sene gaybubetten sonra ASRİ SİNEMADA Amerikan hikâyesi sie Tahrayı | Amerika'nın birkaç defa mil e değmez, | yonerlerinden William Harri- e koyu bir renkte vardı. Bu adam: palto 24310 — 24319 — 24318 powE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için | Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 hee lir. Gazete ve matbaaya ait işler! m müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes' "aliyetimi | Sil etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşi k merke- sinden verilen rasat alümata bugün k Polisliğe hazırlık! | Kadmlar erkeklerden daha dürbindir.. Her şeyi evvelden | hazırlamak isterler. Çeyizler, | çimenler, lohusa takımları bil- mem neler hep bu dürbinlik ne | ticesidir. Erkek öyle değildir. (Yevmün cedit, rızkun cedit) !.. | Size işte kadın dürbinliğinin yeni bir şekli... Malüm ya! Artık sivil polis olabilecekler. Bunun için (Ka- | dalar Birliği) bir (Polisliğe ha zirlık ku mel fikir!. mizin her şey dir olduklarmı ma, onlar bunun bir nezaket &- İeri olduğunu — pekâlâ bilirler, Ve bizim bu sözlerimize kendi | sözleri gibi inanmazlar., Onun | dir ki; Birlik böyle bir kur- | çmağa lüzum görmüş... Lâkin işin güç tarafı bu kur- su açmak değil, kursa muallim kulmaktadır. Hemşirelerimiz a rasmda bir polis; mamzedine otorite öğretecek kimse buluna wamış ve rivayete göre bu işin he Muhiddin Hanım -hem- ze havalesi mevzuu bahis Bu son intihaba karşı alkışlamaktan başka yapacak şey yoktur. Bir müddet bir- likte çalışmak fırsatına nail ol- duğumuz mumaileyhanın bu işi pekâlâ yapacağına kaniiz.. Yal- Bız bir nokta var.. Erkekler po lis olurlarken hiç bir kursa tâbi tutulmuyorlar, Kadınlar neden buna lüzum görüyorlar.. Afalla mamak için mi? Kadınlar Birliğinin (Polis kursu) açması üzerine (İzmir- deki Erkekler Birliği) de karı- ları ev işine bakmayan erkekler için bir (ev işleri kursu) açma ğa karar vermiştir. Filvaki bu kurs açılmazsa, polis hanımın çoluğu çocuğuna . kocası nasıl bakı Yemeği İ pişirir, or Milliyet'in Edebi Romanı: 124 ” | kelere doğru İ sip atmak Karında bir ağrı, hançerle vurul- | muş gibi.. Bulantılar, sızılar, kusma lar, yükselen ateşler. İstirahate rağ men gittikçe artan ıztıraplar... H kim çağrılır, gelen hekim apandisi tanir. Hemen vakit geçirilmeden | ameliyatta ısrar eder. Muvafakat edilirse bir kaç gün içinde şifa elde edilir. in ekserya iyat yaptırmaktan Ümit olunur ki her den geçecek. İstirahat edilir, perhiz | Karna dalsi surette bir baz) kesesi konur. Ateşli bulranı soğut- | j mak ve muvakkat bir şifa elde et- mek mümkün olur. Lâkin iki, üç gün sonra peritonit -iç yağı zarı ilti habı. alevlenir. Artık geç kalınmış- tar. Ameliyat yapılır; lâkin... İş ten | seçmiştir. Yahut uzun müddet yatakta kai) mak ve eziyetli bir bıkım sayesinde | iyi olur. Başka vak'alar da vardır; başlan- giç o kadar gürültülü olmaz. Sade Bir mide dolğunluğu sanıler. Kimse | ye danışma bir müshil alınır. Bu! esnada müshi Tidir, Bazan zahiri bir sükünden son | ra, bütün arızalar birdenbire Şön lenir; apandisit delinmiştir. yat yapılan da muvaffak iy bağlı kalir. Âdeta baht işi, Bazı vak'alar da şu suretle tecelli dam ki apandinti oldu | karnından muztaripti klerini 20r hazmeder. Yemede içşmede — hususi bir tarz takibine| dur. apandisite- müptelâ oldu ier, O kadar çok ıztırap berab: bastalık dur maz, ilerler. Bir gün gelir bâd arıza ar, bazan ani bir tehlike baş gözte| rir. vermemekle İşte bir hastalık ki en ciddi tebli| artlar (Har) “| son bir gün Nevyork sokakla-| taşa çarpıp parçalan: | vvel gişeden $ br) sazın terennümi, (Ömer kalmış bulunurlar Bu şaz talie mazhar olanlar için de bir çokları da vardır ki kendile- rine teklif olunan basiş bir ameliyatı | reddettikten sonra, farkma varılma | yan, yahut seyahat esnasında her türlü zuhur eden hüd bir apandisit buhra- mından ölmüşl H ay evvel, Paristeki Cer niyetinde her zaman taze- lenen bu mesele eee ipünülir. şalar yapıldı. tecrübelerini ler.Şüphe yok ki bap sütünlard olmayan teki den çÇilti in; kömegi kri sekiz ve eğer mümknse (yirmi dört sant| zarfında ameliyat yapılmal aydasile ondan gelebilecek hakkındaki akaşaları , Hastalık tekli kelidir, ameliyat değil., Şu da var ki | | ihtiyatlı bir salma tedbiri | olarak| İ gençlerde hastalık yok iken ndisi | var kaldırmak bu işte. ifrata gilmek de) mek olur, Hiç bir makul sebep olmadan, | yok yere karnını açmak zuhuru mul | temel bir takım tehlikelere meydan vermek demektir. En mahir bir cer- rahın elile yapılmış olsa da bir kaza men vukua niyeceği temin olu- namaz Yük: en ziyade ihtara mak kelidir. pandisitin masıl ba: | biteceği biline ir | bir ks Kalina ko dir ki apandi bir tek tedavisi vardır Apandisi ke l Şüphe yok, bazı kimseler uzun müddet ıztırap çektikten, bağırsak! ufünetinin az şok müziç araz. girdikten, bir müddet yarı malül dıktan | sonra apandisitler sertleşir Lâkin bü hetice hasıl oluncaya ka- | dar, uzun müddet tehlikelere maruz talık nasıl süpürür?.. Ve çocuk nasıl emzirir?.. Mes'ut adam kimdir? Bin türlü anketler açıyoru Kimine ne biçim kadın sevdiği ni, kimine edebiyat hakkında ne düşündüğünü, kimine nasıl zengin olduğunu soruyoruz. Bu sorgularm cevapları inanm ki; hiç bir müşkülü halletmi- yor... Sorulacak ne sualler var ki; her zaman zihnimi kurcalar, fa- kat âlemi sorguya çekmek iste- mediğim için soramam.. Bunlardan biri şudu Mes'ut rahat adam kimdir?.. Ataba karilerim bana bunun cevabını verebilirler mi?.. FELEK ÖNÜKLER | vak g lar biribir sinsileri vardır; batsız eder, kikin he içim sıl bir, hattâ bir kaç mak lâzımdır. Apandisit olduğu an aşıldı mı, hemen ameliyat yaptır malıdır. Çünkü ikinci akse'nin nasıl gele öhretli hekim © Diyölafuya'nın Apandisitten ölme. Bu sözde biraz mut- yet vardır. Çünkü öönezisiz ver, apamlikieei: var. Oy! Iç şeametli vak'alar oluyor ki onle-| rın dehşeti, vehameti, şiddeti bizim tedavi membalarımızın üstüne çıkı- yor. Esefle söylüyorum: Apandisit. | ten çok kere ölünüyor. Bazan buh-| ranın hafifçe başlamasından aldanı- yorlar. Yahut teessüfe şayan bir korkaklıktan dolayı cerrahi müdaha leyi gecikdiriyorlar. — Denilebilir ki hâd apandisitte her geçen saat tehli keyi artırı Karnın içinde birdenbire, yahut az çok geniş bir ara ile peyda olan şiddetli bir ağrı hâd veya müzmin bir apandisitin eseri olabilir.Bunun hakkında salâhiyetli hir hekimin re mmalıdır. Hele böyle haller de almaktan çekinmeli. ol Buyurun, oturun, Ahmet | da kısarak boylu, şişmanca, gü | düm. | Nebil Bey, Diyerek bir sandalya uzattı. Sonra kendisi kapıya kadar git- | doktoruydu. Tevkifhane müdü | tık unut!, İ sene var »İ daha sabahın b rından birinde üstü başı yama- İr fakir bir adama rast geldi. İ Bu adam palâsparelere bürün- müş olsa da, neş'eli neş'eli Yü rüyor, ılık © çalıyor, ara sira sarkı söylüyor, rast diği İ adamlara ehemmiyet bile ver- miyordu. William Harri: ve bu adama yaklaşarak şaşırdı sor. son iz Baksan a dostum bana sen kimsin? - Ben mi? Bin en mes'ut adamıyım. — Allah Allah! le ereden geliy di sofradan kalktım balinde iki patetes ik. | Kemali afiyetle ye | Selis» ram ettiler. rtik aç değil misin? — | efendim. Onun | şarkı söylüyo — William Harrison, dedi, | haydi kalk da, git otelde yat. Ben fakir bir insandım. Sen- den bin dolar almıştım. Bu pa- rayı işlettim. Şimdi sana bu parayı yüzde yüz (o faizle iade ediyorum. Bu adam daha kaybolma- dan bir başkası peyda oldu: - Harrison, (senden beş bin dolar almıştım. Altı saat- |te bu parayı borsada on misli İne çıkardı ş bin dola- İM Head“ uyüye” İ madı. Meçhul adamlar bütün zelip gelip kendi yandırd lar. Para, safetle kuca- ğma yığıldı. para, pa- ra Ertesi sabah Şimdi Ham evi- eskisinden ve daha endişe | Zavallı adam fakir ve liydi. | mes'ut olamamış! yatar, kalkar- ça yarlık | — Hava iyi olursa ğ rü al- Şimdi üstünde kaç paran ? — Metelik ki mübe yok! — Beş eğin yüzüzü unuttuk. William Harrison adamca- Zızdan ayrıldı. Ve malikânesi- De döndü. yiyordu: am, fakat mes'ut olsam. iki patates yiyor, kendi dünyanın es'ut adamı Ortalık da gidip köprü altında kir © on kararını i ne kadar fabrikası dağ ,tılacal ” tm , yapılacağı gün i olmadı, tev-| zi wehallinin önüne bir fukara alayı toplanmıştı. Öğleye doğ ru kos koca milyonlardan bir santimi kalmadı, hepsi de fu-| karaya tevzi edildi. O zaman sabık milyoner ve | Amerika'nın kundura o kıralı, | dünyaca maruf banger; yalın a | yak, başı kabak yola düştü. | Şehirde bir hayli dolaştık. tan sonra yorgun ârgın kendi- si bir köprünün altına at- tı, Uyumak için-daha gözleri- | ni kapamadan, tanımadığı bir | adam omuzuna dokundu. Üs. sommazllmmizmamamassnsmmzz | olunduktan sonra | cok tehli- | kenin önü ancak ameliyatla alınabi lir, Bir çok kimseler bu gelip geçi ağrılara ehemmiyet vermezler, ferih fübur gezerler, Seyahala | çıkarlar. Bir gün zuhüru muhtemel olan arı- ün yıldırım hezile birden ; hayatları heder olur, gi zlar bi bire paz der. Doktor: Ruscuklu HAKKI Kapı açıldı. Elli beş yaşların ler yüzlü bir adam içeriye gir- İdi. Bu, hapisane hastan Yeni neşriyat » Muhit “Muhit” 39 uncu intişar etti.Kıymetli, edebi, ni yazıları vardır numarası muhtelif in mündericatı arasındadır. Medeniyet İlim, ir, eğlence ve| saireden bahseden bu mecrmuz- nın birinci sayısı ze! derecat ile bugün intişar etmiş ir. Karilerimize tavsiye ederiz, MEVLİT Meb'usu Tay Ce- Pransızçadan Türkçeye ve Türkçeden Fransız cümeye muktedir Hanıma a ter- bir Türk ihtiyacımız var- dır. Bir ticaretanenin muha dere servisinde bulunmuş ol şâyani tercihtir, Talip- müracaatı, Rusçuklu Hakkı Beyoğlu, İstiklâl caddesi Büyük Parmak kapu, Afrika air bitişik O Apartrman N .— Tel: Beyoğlu 2797. | Sant: 14-18. , dum, Nebahati evine “Ben günahkâr, mülev- ves bir gencim; . senin temiz eskisinden | | gin mün-| hum Muhit- | in | nasiyene lâyık değilim; beni ar BAŞID Müdür, takdime devam et- ti: — Arkadaşınız Refik Ce- mal Bey de birlikte < gelmiş: Hani gazetede beraber çalışır- Neydi onun adı... şey, amima... Refik < Cemal... Böyle bir isim de hatırlıyordu. Bir genç... Galiba ona kendi- sinden, Nebahattan bahsetmiş Jerdi Reşit » Beyi de tanıyor musunuz, Nebil Bey? Gazete nizin sahibi, başmuharriri Reşit Bey... O! Hani Neba- hatla izdivaç - tavsiyesinde bu- lunan, Bunun için maaşını art twmak istiyen adam... Zihni- »in bulabildiği bu hatırayla du lakları gerildi: Bir tebessüm İaha etti. — Cevat Bey zaten akraba- uzmış., Elbette tanırsınız. Cevat Bey... Reşit (Bey... tefik Cemal... Fuat Sami Bey. #brahim NECMİ Nebilin hayatında yer tütmuş | isimlerdi. Bilhassa Reşit Be Onun bir şeyi vardı... o Nesi Bir kadın ki Nebilin sırtından bir yük gibi kalkmıştı. Sonra, y... Galiba, biri daha olacak. O otomobille dönüş gecesin- de, neydi o geçen macera? Nebahat mı bayılmıştı? Hayır Nebahat değil, Reşit Bey de değil, fakat onlarla alâkası o- lan bi Ahmet Nebil, biraz canlan mağa kendini zorladı : Teşekkür ederim, Dedi. Elini uzattı. Rarsi şe len ilk eli, tevkifhane müdürü | nün elini sıktı. Oradakiler hâlâ o korku ve belecan içindeydiler: Bu bulut lu dimağın önünde, ( ziyarete gelip te görmek istediği adi mın tabutile karşılaşmıs ola: ra e bir dehşet doyuyor- ir Bai Ber, eğilerek, * tevkif- hane müdürünün kulağına bir veri Reşit Bey, mümkün olduğu | İkadar sakinleştirmeğe çalıştığı kederli ve helecanlr . bir sesle | sordu: — Nasilsinız, Nebil Bey? Ahmet Nebil, şaşkın şaskıri | kendisine hatır soran bu adama doğru baktı: Kimdi bu adam? Bu bakış... Bu se. Bunlar kendi di, Amma... Teşekür ederim. İyiyim € fendim. Cevat Bey, ileriledi, Ahmet Nebilin yanma kadar geldi: — Nebil... Ne oldu?.. Bizi tanıyamadın mı? — Sizi,. Evet, Tanıdım, —E, o halde? — O halde? Refik Cemal de söze karış: | — Nebil; kardeşim.. — Ha! Söyle. Genç muhbir, bu beklenilmez hitapla şaşaladı: — Ne söyleyeyim.? sert ve e yabancı değil ! ti, Oradan yavaş bir sesle emir ! rü, doktorla Ziyaretçileri tanış- | tirdı. Ağızdan kulağa bir kaç söz, doktora vaziyeti anlattı. O, ya | | vaşça başını salladı: Evet, Halini biliyorum. | Zaten bunca zamandır ziyarete müsaade ctmeyişim de bundan dı, Fakat, bugün artık tecrübe- | yapacağız. Hatırlatmağa çalı- İşimiz; Fuat Sami Bey, sükünetle yerinden kalktı. Ahmet - Nebi- lin, sessiz, dalgın, : oturduğu | masanın önüne geldi. — Evlâdım, davanızı üslü me aldım. Bana meseleyi anla- tir musınız? 7 |, Delikanlı, makine gibi, alış- tığı hikâyeye başladı: |, — Evet, efendim. Nebahati i seviyordum, çok” seviyordum. Nişanlım olacaktı, evlenecek- | Annesi de razı olmuştu: O in.sinemadan çıkarkn, Muh- *teşem Hanımla -aveni bizi | Tokatlıyana götürdüler, Orada Süheylâ ile Mebruke o Numan benimle münâsebetlerini anla çi dedim. Sonra Şükü- fe bacı geldi. Bana onun ağlı dığını anlattı, Bir mektup yaz- dım. Fakat o gün onu o kaçır- mışlar. Annesile Şüküfe bacı geldiler.. Haber o verdiler. Sü- | beylâ da gelmişti, Birlikte koş İtuk; Muhteşem Nihat Hanım- lara... Yok!.. Semiha Hanım. Yok!.. Yazıcı zade Nazmi Bey kendini. vurmuş. Mebruke Nu- mana,, Yok!.. Mısırlılar gele- | gelmiş, Süheylâ orada ; kaldı. Telefonda Mebruke * Numanın İ Maksimde olduğunu. öğren dim. Oraya gittim. Onu sende- liye sendeliye-başka birinin kol larında danseder görünce, ken- dimi kaybettim. Si mı ççek- tim, Vurdum... Herkes, ezberlenmiş bir ders | gibi verilen bu cevapları retle dinliyordu. Fuat Sami, ruhtan anlar bir adam tavrile, dinlerken, etrafı na süküt işaretleri veriyordu: — Peki, yavrum, — görüye- rumi ki siz açık bir mazeret ha- lindesiniz. Şimdi söyleyin ba- kayım: Sevgilinizi kim kaçır. hay- Zor Nikâh filminde tekrar görünecektir, su Hilm ile yeni seneye sevinç ve neşe içinde gireceksiniz Z ARALARINDA ZENGİN VARYETE BUGÜN | Saat 21.30 da MAYA İ yasin: İS. Gi İTer ki Yakında: İİŞ ADAMI | | İ Üsküdar Hâle Sinemasında | ISPANYOL AŞKI Mümessili: Dolores Delriyo. İlâveten; Hafiyeler kıral Yunan Milli O Opera Heyeti ransız Tiyatrosunda ka mahsus olarak matine saat 17 de Madame Butterfly AKŞAM İstanbul Belediyesi ü V Bugün talebelere | çün 1630 te Rizgoletto Cuma akşam Cavalleria Rusticana ve l Pazliacci dan: Ma fendide ve dolap ve rafların 1 çi kıymetlerini artırmada bulmayip rttırması o kânun- samba günü saat pılacağından müş | yoğlunda Tepebaşında yeri yanında ğazada ma | cak memura müracaatları ülün İ olunur. Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğ- | ledeh sonra saat (2,30 dan Se) kadar İstanbulda Divanyolun- | İda 118 numaralı hususi daire- hastalıkları mug- yene ve tedavi eder. Telefon: İstanbul 22398. Sıra numara sm beklememek isteyenler, kabineye müracaatla veya te- lefonla randevu almalıdırlar. sinde dahili — Mebruke Numan, Muhte. şem Nihat Hanımm emrile, Ne mika Sırrı Hanımla gelmişler, kaçırmışla, — Nemika Sırrı Hanım kim dir? — Reşit Beyin dan bir hanım! — Reşit Bey kimdir? — Reşit Bey?... — Evet, Reşit Bey kimdir? akrabasın- ip ediyordu. erleri hay retteydiler:.Hikâyeyi bu kadar kısa, bu kadar canlı anlatan adam, bu ismin önünde neden durmuştu? — Reşit Bey.. Şeydir, efen- dim. İşte Reşit Bey. Bu zatı görseniz tanır mı sınız? — Elbette . — Burada mı şimdi? Ahmet Nebil, gözlerini kal- dırdı. İlk defa olarak etrafına baktı. Bu gözler, bulutlu bakış | Jarile birer birer oradakilein ü- zerinde duruyodu. — Hah, evet. İşte... zattı: — Bonjur, Nebil. Ahmet Nebil, birden bire a Şağa kalktı. Hi Miele bir ta- ak ceketini beraber | Doktor, başile alabildiğine | Reşit Bey, ilerledi, elini u-| NUMEROLARI MARLENE Meni 27 No CASUS « filminde Fatih Sulh ikinci hukuk malik ŞehirTiyafrosu | odalarla be rabex 40 Vira f : İ bap dükkânm ee karar verilmiştir. 1 dükkânm , kıymeti muhammin İ 4200 liradır. yarısı 1000 iradı ahtesinde birinci derecede ipotek «£ hissede ipote İ ve hacza muallak o muamelesi yol. tur, 2 — Şartname Herkesin gör! İ bileceği vaziyette 931-6 No. du dö . mukayye 3 — Tapnd müseccel ve gayri « bak İ kipleri tarihi ilândan itibaren yiz mi gü: da haklarını tesbit e yada ece racastla gayri mi | İldakileyilar a — Müzayedeye rak edecek nisbetinde işt | cak ve en çok arttıran matı de birakılacaktır. 6 — Ür Aksi taktirde muamele fesh ve fal | ki #iatla min edile ihale pulu müşteri | gi icare ve'sair tekâlifi hissedarl hisseleri nisbetinde vermekle mi kelle olacaktır. dairesinde tali e git olacak w şeraiti olanların müracat larr ilân olu DEVREDİLECEK İHTİRA BERATI “ Bina iskeletlerinden | kafes işlerinde ve bunlara ait islâ,, ”" hakkında olan bir ihtira berat, sabi için İstanbul Vilâyet Celile; ine 3 Kânunsani 1928 tarih ve 19, ya ile mukayyet müracaat & zerindeki İukuk bu kere ferag ve, yahut içara verileceğinden mezkd), İstanbul Bahçekapr 43 - 48 de mukim vekili İsSTOİ ıt — Bonjur, beyefendi . | — Nemika size çok fenalı.. iş, Affınızı rica ederim. nuz ya: Sevgilinizi ğini yardım etmiş. — Ah, evet, Fuat Sami Bey, elile Reşit çekerek söze devam etti“ — Reşit Beyin san'ati ne dir — San'ati.... San” — Isminiz nedir? Ahme Nebil, gene makin. leşti: i » — Ahmet Nebil, — Babanızım ismi — Hasan Tahsin , — Kaç yaşındasınız? Yirmi dört. — Ne iş yaparsınız? — Öz Türk gazetesi muz rirlerinden. — Bu gazetenin başmuharı,, ri kimdir? riri Ahmet Nebil: gene kafasın İbu yeni suale alıştırmağa çalış ti, | -— Reşit Bey mi? /

Bu sayıdan diğer sayfalar: