va T DA o: nh “A MEbnnE? Ti ENR. SAA REM m ği a, e Mr Male ' i i “Asrın umdesi «Milliyet» tir. 9 TEŞRİNİSANİ 1931 İDAREHANE — Ankara cadde- si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, htanbul, Telefon numaraları: 14310 — 24319 — 24318 “ABONE ÜCRETLERİ G Berg enin 3 aylığı a s . » MW, 2, 100 e < —— Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün azami hararet 16, Bugün asgari 7 derece idi. rüzgâr poyrazdan esecek. “Tava acıktır. EE İki dilenci arasında — Ayhıklar azalacak diyor- lar., — İnanma, lâftir o. — Ama her şeyde tasarruf alacakmış. Acaba Bilimi sölelalerdi da ölürem dersin? Belediye erkânı.. İstanbul valisi ve belediye :sisi Muhittin Bey müstesna. Ondan başka belediyede hiç kimse hüviyetini söylemiyor... Dikkat ettim.. Gazetelerde süt © meselesi, stadyüm . meselesi, “plân meselesi, köprü mesele- «si velhasıl artıp eksilmiyen bü tün meseleler © hakkında heç kim beyanatta bulunursa bu- lunsun “Belediye erkânmdan bir zat,, hüviyetile söz söylü- yor. Bunu gazete böyle yaz- maz. Hüviyet sahibi muharri- N öyle tembih eder. Hattâ der — Eğer hüviyetimi yazar- san sana bir daha bir tek ke- lime söylemem. Biçare muharrir de bu inci haberlerden mahrum kalma” mak için o zatı “erkârdan bi- ri,, diye vasfeder. Vakıa er- *öndandır ama böyle hâtıf- len bir ses şeklinde Omülâkat verilmek dünyada âdet değil dir. Ben geçende böyle hüvi- yetimi saklamış olan erkândan bir zate bir cevap vermek İs- tedim.. Kendisine nasıl hitap edeceğimi bilemedim. Gazete- deki arkadaşlardan biri buna «karşı bir lâtife yaptı: — Belediyede sarı çizmeli «Mehmet ağaya! © Diye hitap — dersin olur gider, dedi. Bir © O adama söylediği sözün kıyme- tne emin ve bu sözde biya- t saklamakta sa tahta perde arkasından ba ö ğırır gibi mülâkat vermek ma masızdır. £ Hakikatler “Bir hakikat kalmasın, â- »İemde allahım nihan.,, — Mümkün mü, hanımefen © diciğim, başka © türlü düşüm- © mek? Bu nezaket, falan değil, hakikat... Düşünün bir kere: Böyle zarif, nazlı, güzel vücut içinde (ondan dal ..rakik, daha, ulvi, daha nezih «bir ruh... Sonra bu eda, bu ba- “kaşlar, bu sıcak kan, bu çekici iz O Ahmet lamıyacağını bildiği için, elin- «deki de işi çok, gelememiştir. Semiha Nazmi Hanım, bu “Cemalin dili bir dakikanın için bin sözün belini bükerken özleri bambaşka © manalarla ütemadine kendisinin gözle- i arıyordu. o Gencin hali o “ < Milliyet'in Edebi Romanı: 73 BAŞI DÖNÜ — Pranaricadan — Jean Namur akıllı ve sakin bir delikanlı, yaz tatilini geçir dikten sonra Parise döndü ve orada arkadaşı Jül Nazer'e te- sadüf etti: Nasıl bari tatilde eğlene ;? dek avına bayılır. e Bütün göl kenarlarında, ayakları suda, ar kası, ıslak kamışlara dayana- rak sabahlara kadar beklediği vâkidir. Bu muhterem adam, benim de çantamı ağzına ka- dar ördekle dolduracağını vaa detti, Beraber göl kenarına git tik ve orada kamışlardan bir kulübe yaptık. İçine girip ör- dek beklemeğe başladık. Amcam yavaş (sesle bana kıymetli tavsiycderde bulunu- yor ve ördeğin nasıl avlanacı- ğını anlatıyordu: üfeğin dolu, değil mi? All Şimdi az ay çıkar da biraz ortalık aydınlanırsa, kamışla- rm arasında ördek sürüsü gör- mezsen, yshde bana! Ortalık öyle siyah ki, sanki gök yüzü katranlanmış. Bekle- dik, bekledik. Nihayet kara bu hatların arasından ayın gümüş lü ışığı hafifçe süzüldü. o Çok uzakta kamışların dil dibinde bir titreyiş oldu ve gecenin sükü- neti içinde bir iki o “vak vak, duyuldu, Amcam: — Dikkat! (Dedi, tüfeğini şu delikten daya! Sürüyü kaçır mayalı! Tüfeği dayadım. Fakat o kadar mesafeden bir tek ördek vurabileceğimi aklım kesmiyor du. Birden gözlerim on metre kadar yakınımızda, suyun üze- rine konmuş iri bir ördeğe iliş ti. Şıpır şıpır yıkanıyor gibiy- di. Bu ne biçim ördek? Etraf- Mısramdan sonra şu haki- katleri hediye ederim.. — Kar soğuk, ateş sıcak- tır. AMİ lar. — Su ateşi söndürür. — İstanbul belediyesi stad yum yapamaz. Konyada yeni bir göl Haber alıyoruz ki; Konya- da bir Tuz gölü peyda otmuş. Bu haber belki (o Konya için şayanı hayrettir. Lâkin İstan bul için öyle değil. Bizde bir yağmur yağınca sokaklarımız- da yeni yeni göller peyda o- lur.. Hattâ kurak gi toz gölleri bile bulunur, Bu habe ri Bize ne diye veriyorlar? Türkçe yaz arkadaş! (Akşam) arkadaşımız bazı mul ii türkçe bazı da alışılmamış yabancı keli meler kullandıklarından şikâ- yet ederken sözünü şöyle biti riyor.. — Türkçe yaz, vatandaş! — Yazalım al Barla ama, okuyan kim!,. Onu göstersen e kadar merak uyandırıcı idi ki Semiha Nazmi Hanım, göz gö ze geldikleri bir dakikada, gü- en kendini ala madı, Sanki bunu bekliyormuş ha | gibi Refik Cemalin de kalınca dudakları derhal açıldı, bu iki tebessüm içinde iki vücut san- ki ilk visalin beyecanile sar- sıldılar . Ahmet Nebil şaşırmış, kalmış- tı: Sihirbaz mıydı, neydi bu Re fik Cemal? Böyle ilk görüşüş- te, öte taraftan hiç bir teşvik görmeden ne açılıştı bu böyle? Bu ara dele açıldı. Süheylâ Hanım; kürklü mantosuna sa- rılmış, kıpkırmızı o dudakları bir tatlıya uzanır gibi ileriye doğru açılmış, gözleri parlıya- rak, içeriye atıldı: —Burada olduğunuzu söy- lediler, Nebil Bey: av tan hiç te şüphelendiği yok! Suyun üstünekonmuş, öyle du Tuyor. Hemen nişan aldım, te- tiğe dokundum: Bavvv! Ördek yerinden bir dı ve sonra tekrar suyun üstüne konmaz mı? Baktım, kafası parçalanmış. Fakat sanki hiç bir şey olmamış gibi oolduğu yerde duruyor. Amcam üstüme sıçradı, be- ni kuvvetle sarstı: — Budala herif! Dedi, tah- ta ördeği parçala o tahta ördeği gelsinler diye oraya koydum. İşte azizim, bu (yaz avda geçirdiğim en mühim macera! O zaman Ji Nazer bir kah kaha salıverdi: Öyleyse bir de ben anla- tayım, dedi, benimkisi de bir nevi av idi amma, başka saha- da.. Tıpkı seninki gibi ben de bir hata işledim. Amcam Simon'u (tanırsın. Beni evlendirmeği (kafasına koymuş. Lâkin şöyle evlenece- ğim kızım da şöyle şahane bir devlet kuşu olmasına karar ver miş. Nihayet Ruth oAbaga is- minde çok zengin bir fabrika- törün kızıma göz koymuş. Bu kızı bana uzaktan gösterdi: — Yavrım, dedi, kendini âyi kolla! Kızın hoşuna gitme ğe çalış.. Sonra beni (o Alice isminde başka bir kızla tanıştırdı. Bu kız da gayet iyi giyinmişti. Bir koyumcunun kızı imiş. Kısa keseyim. Alice benim- le beraber | bulunmaktan çok hoşlanıyordu. Hemen hemen yanımdan (o hiç ayrılmıyordu. Hani kız benim de hoşuma git miyor değil! (Kızla işi haylı ilerlettik. Bilirsin ki budala değilim. Ertesi gün Alice ile evlenmeğe karar verdik ve . gidip yüzük yaptırdık. Bittabi keyfiyeti gi- dip amcama im, Amcam yerinden fırladı, o- muzumdan sarstı; — Budala herif! Dedi. Ben ve kızı ne diye senin yanıma ver dim. Ötekini kıskandır da, da- ba kısa yoldan kalbini fethet ve evlenmeğe yol açılsın diye! Yoksa o kızla evlen diye de- gil! Budala, insan ömründe böyle bir fırsatı kaçırır mı? — Peki amma amcacığım, gene yaptığım — iş fena bir iş mi? Bir fabrikatör kızı olmasın da, bir kuyumcu kızı olsun ne çıkar? Kuyumcu sanki fakir a- dam mıdir? Kuyumcu kızı mm? Hangi kuyumcu kızı? Bu masalı orta ya çıkaran benim. Kıza elbise- lerini ben yaptırdım. İsmi de Alice değildir. Zizi'dir çama- şırcınm kızıdır. On parası da yoktur. Gördün ya dostum, ben de senin gibi tahta ördeğe nişan almışım. Dr. Süleyman Sırrı Alemdar Sıhhat Yurdu dahili ve narkoz hekimi Her türlü dahili hastalıkları her gün Yurtta muayene ve tedavi eder. öyle kür kile girişi, Ahmet Nebili bir saniye evvel görmek arzusun- dan doğduğunu daha bu sözile belli etmişti. Bu söz, bu atılış, adeta kendini Bü edimin e kar ölgesi gölg: — Eonriser, Semiha Hanı- mefendi, afiyettesiniz işallah. Süheylâ Hanımla Semiha Nazıni Hanım uyuştular, Muk bil Nedim Semihanın, Ahmet Nebil Süheylânm ellerini öp- tüler, Refik Cemal, açıkta, &- yakta duruyordu, Mukbil Ne- dimin arkasından odaya gi- ren Nevzat Süreyya hemen Sü heylâ Hnamın kürkünü aldı: Genç kadın heves”verici bir de kolte ile salonun ortasında par ladr. Kürk elinde dönmek üze- re olan Nevzat Süreyyanm gö zü birden bire (Refik Cemale ! Refik Cemal! — Bonsüvar, Nevzat Bey. — Bensüvar, şekerim bune Gazi Mehmet Nadir Han Hz sadrazam Mehmet Haşim Han, bilcümle nazirlar, Efgan milli parlamentosu âzalarile halkın memleketin terakkisine çalıştıklarına şahit oluyoruz. Efganistan'da ( asırlardanberi en böyük fenaliğı terlit eden mezhep mühafereti, maarifin noksanlığı ve cehalet halkı be yinlerinde nifaka ve ayrılığa düşürüyordu. Otuz beş kırk sene evvel , dahili - harplerde meşhur Seyit Cemalettini Ef- gani halkı ittihada ve maarif nuru ile tenvire, tan cehalet ile mağa uğraşmıştı, maalesef, mu vaffak ola: ıştı. Gurbet di- yarında öldü, Elhasıl, cehelet yüzünden çekememezlik ayni ırktan bir milleti kemiriyordu, ve hariç bundan istifade ediyor du. İşte, kendini Habibullah na mı ile emir ilân eden çete reisi Beççei Saki ve yardakçılarınm Kâbil'e girmesi bariz bir misal dir. Bereket versin, 1919 Efgan İstiklâl harbini kazandıran Je- rersl Mehmet Nadir Han ikin ci defa yurdunu elim ve pek elim bir felâketten kurtarmış- tır, Mumaileybin, ilk çaresi ve tedabiri bütün halk. arasmda müsavatı temin etmek oldu. Kâbil'den aldığımız malö- matta, geçen ay içinde sadra- zam Haşim © Han ve maiyeti otomobillerle Kâbil'in şimalin- de Kusihtan'a gitmişler, halk arasında nutuklar testi edil miş, öğle yemeği beraber yenil dikten sonra samimi tezahürat arasında merkeze avdet etmiş- lerdir. Bunun ilk müsmir neticele- rinden, 1928 ve 1929 senele- rinde Beççei Saki tarıfından icrai şekavet eden çelecilerden Kuhdemenli Mir Abdullah is- minde bi hain'on iki maiyet efradı ile tevkif ve Han Abat'a tahtelhifız sevkedildi. Bunlar, şimalliler arasında ayni rejim aleyhinde propagan da yapıyorlardı. 1929 dahili harpleri yüzünden, Efganistan da hastalık ve sefaletler beş göstermişti. Çünkü, halk em- niyet içinde değildi. Beççsi Sa ki taraftarları haydutlar, veya kendilerine düşman kabileler tarafından rahat: vermiyorlar. dı. Şah Nadir Han Hz. vaziye- te hâkim olur olmaz, bu elim halin önüne geçtiler, zaptı rap tı temin, asayişi iade ve ilk icraat olarak milletin sıhhat işlerile yakından alâkadar. ol- mağa başladılar. Şah hazretleri, kendi para- sından ayırdığı bir mıktarla Kâbilin garbinde Ali Abat nam mahalde bir hastane tesis et. tirdi, Bir milletin Yaşaması o millet efradının gürbüz, dinç, sağlam ve tam sihbatli olarak | maarif ışık ve izlerinden yürü- mesile mümkündür. Buna binsendir ki,. başta | şah ve hükümet halkın sihhati ve maarifi ile meşğul olmakta- irpriz böyl le? — Ami Nebil Beyle gel- dim. — Aman, ne âlâ! Gel, seni. Nevzat Süreyya birden bire bâlâ Süheylânın kürkünü ku- caklamış olduğunun — farkına —— Aman Kös; bir dakika, Şunu bırakayım da. Kürkü vestiyere bırakır bı- rakmaz dönen Nevzat Süreyya Ahmet Nebili takdim merasi- mi yapar buldu: — Hanımefendi, müsaade- nizle arkadaşım Refik Cemal Beyi size tamıttırayım. Gazete mizin iktısat işlerile meşgul- dür. Süheylâ Hanım, sadece yük sekten iltifat etti: — Memnun oldum, beye fendi. Zevcim Mukbil nedim... Mukbil Nedim, hemen deli kanlının elini sıktı: — İktısat işleri, iktısat yazı İşte memleketin en çok Iktısada fenni bir gözle EY fa) Teikikler | a Afganistanda teceddüt izleri İ lan sihhat yoklamasında Meza dır. Afgan mekteplerinde * -| kimler çocuklar ve kışlâla va askerlerin sihhatlerile her gün alâkadar ve mercilerine rapor- iar veriyorlar. Son defa yapı- rı şerife askeri hastahanesinde 99 nefer, Herat As. Hastaha- nesinde 766, Meymene Aske- ri Hastahanesinde 76 nefer te- davi edilmiştir. Herat hastaha nesinde iki ay içinde 6499 ki- şi ve Kandahar Sivil Hastaha- nesinde 1121 kişiye çiçek has- talığına karşı muaf olmak için aşı tatbik edilmiştir. Bilhassa, üç ay evvel Tür- kiye Büyük Elçiliğine tayin e- iş olan Jeners! Sultan Ah- rin sihhat ve derslerile ve her | hususta alâkadar olmaları hak kında tam bir selâhiyet vermiş tir. Edirne lisesinden İstanbul, a gönderilmiş olan afganlı ta- lebe de elçi hazretlerinin teşeb büslerile Erkek muallim mek- teplerine kayt edilmişlerdir. Burada, bilmünasebe Maa- rif Vekâletine ve gösterilen su hülete karşı — teşekkür etmek bir vicdan borcudur. Sadade gelelim, kardeş bir Türk doktorunun Afgan sıhhi- yesinde yapmış olduğu hizmet ten bahs etmeği vicdan borcu olarak kayıt edeceğim, yedi se- ne evvel, Afganistan'da senede çiçek hastalığı vefiyatı yirmi bini geçiyordu. Operatör Mü- nir Bey isminde bu Türk hekis minin Kâbil'e getirttiği aşılar sayesinde o sene vefiyat G5 2 ye inmişti. Bilâhare, mumaile- yh Kâbil merkez hastahanesi şef ve operatörlüğüne tayin e- dilmiştir. Afgan Şahı hazretleri mem leketin her yerinde sıhhi mücs seseler; irfan ocakları taraftan vatanım asayişini hafaza etmek kayğusu ile ordu yu asri bir hale sokmuşlardır. Bittabii, bunlar vatanın taali ve menfaati icabatıdır. Belhi zade Seyit İsa Tiyatro, Sinema İstanbul Belediyesi Darülbedayi temsi"teri Yarın akşam £ Saat 21,30da Dr. IHSAN Kömedi 3 Perde Yazan : Fodör Lâszlo Tercüme E, : H. N, Talebe gecesi. Yarın : Mukaddes Alev Üsküdar Hâle Sinemasında Bonjur Hâkim Efendi. Mü- messili: Rejinaldeni. zühreviye mütehassısı Dr. Izzet Kâmil Saat ikiden altı buçuğu kadar İğ Bahçekapı Hacı Bekir dükküne Emrazı cildiye VE smmm İ lunmak üzere gönderilen dava arzu- tarafından temsil Darüşşafasa lisesi müar- riyetinden: Talebe için kumaşı ve mal- zemesi mektepten verilmek ü- zere dahili ve harici elbise ile pelerin yaptırılacağımdan imali yesine talip olanların şartname sini almak üzere her gün ve mü nakasa içinde 18 teşrinisani 931 çarşamba günü saat 10 da Nuruosmaniyede o Cemiyeti 'Tedrisiye merkezine müracaat- ları, İstanbul dördüncü icra memurlu- Hundan: : Tamatına 3200-dira kıy: met takdir edilen Büyükadada mu- kaddema Aya Nikola elyerm Ars Jân sokağında eski 11 yeni 4JN& larla murakkam bir bâp hanenin ta- mamı açık arttırmaya vazedilmiş 0- Yup 25-11-5931 tarihinde. şartnamesi divanhaneye talik edilerek 12-12-9031 tarihine müsadif cumartesi günü sa at 12 den 16 ya kadar İstanbul dör” düncü icra dairesinde açık arttırma ile satılacaktır. Artırmaya iştirak için yüzde yedi teminat akçesi alr- nir, Müterakim vergiler ile beledi: ye resimleri, vakıf icaresi müşteriye aittir. Hakları tapu sicillerile sabit olmayan ipotekli alacaklılar diğer alikadaranın ve irtifak hakkı sahip lerinin bu haklarını ve hususile fa- iz ve inasarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün için de evrakı müsbiteleriyle bildirmele- ri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu siçilleriyle sabit olmayanlar satrş be delinin paylaşmasından hariç kalır» lar. Alâkadarların yeni icta ve iflâs kanununun 115 inci maddesi hükmü ne göre tevfiki hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak isteyen- lerin 931-108 dosya No. vuyla daire- mize müracaatları ilân olunur, İstanbul Asliye mahkemesi üçün cü hukuk dairesinden: Ağacık Ef, tarafından Ortaköyde Şehiryatı mek tebinde muallim Feyzi Beyin nezdin de mukime Leylâ H. aleyhine açtı- ğı boşanma davası Üzerine tebliğ o- hali © mezburenin O gösterilen #mezkür Oo mahalden /oçıktığı ve elyevm — ikametgâhi o meçhul bu- lunduğu © şerhile (izde © ölün muş ve bittalep ilânen tebliği karar gir olmuş olmakla bir ay zarfında karşısındaki apartmanda, Diye başladı. Ahmet Nebil içinden: ? İşte iki ahbap çavuşlar, biribirlerini buldular. İkisi de geveze, Diye düşünüyordu. Fakat Refik Cemal, oMukbil Nedim Beyin gevezeliğine arkadaş ol- maktan alâka duymamıştı. —Evet, efendim. — Hakkı âliniz var, beye- fendi. — Pek doğru, efendim lerle sözü kısa keserek he- men hanımlara döndü: Süheyl Hanım, kimseden çekinmiyerek doğruca Ahmet Nebilin yanma oturmuştu. A- ğızdan kulağa onunla konuşu- yor, ona tatlı tatlı, fıkırdak fı- kırdak söz söylerken ağzı da kulaklarına varıyordu. Semiha Nazmi Hanım, mecburi bir ne- zaketle Mukbil Nedime cevap veriyor, fakat gözleri kıskanç kıskanç Süheylâ - Ahmet Ne- . | bil çiftine dikiliyordu. Nevzat Süreyya da Refik Cemalin ya- nına sokuldu cevap vermesi lüzumu ilân olunur. Kapı tekrar açıldı: o Şeyda Kâmil Bey fırlak © gözlerinin aptal bakışlarile © ortalığı bir süzdü, sonra yol verdi: Muhte şem Nihat Hanımefendi, par- lak, göz kamaştırıcı bir şad letle, kiçi önünde göründü. Kolları, göğsü, sırtı tamamile açıktı. Kollarm © iri yuvarlak manzarası, göğsünün sıkılıp kaldırılmasile o ortada bir dar çizgi resmederek yükselmiş gö rünüşü, sırtın düz hatları ara- Eduardo Bianco ve meşhur Arjantin orkestrası yeni heyeti ve repertuvarı ile Artistik ve Opera sinemaları sahnelerinde sizlere yeniden hoş ve lâtif dakikalar gecirtecektir. ARTİSTİK SİNEMASINDA 1000 rakkasenin iştirakile meşhur iki komik BERT a a ve Ao WOLSA GİNGENE AŞKI operetindeki neş'e ve zenginliği görerek son derece memnun olacaksmız. tititi Cazibe, eğlence, neş'e MAMZELLE NİTOUCH filminde vardır. Heyeti temsiliyesi başında RAİMU-JANİE MARESI ve ANNY ONDRA Macstro FURLANİ'nin Konecri. Evvelce ilân edildiği veçhile 3 müzdeki 15 teşrinisani Pazar gü! saat 15,30 ta matine olarak Prens Tiyatrosunda meşhur Piyanist Mt yö Purlani ve kerimeleri iştiraki iki piyanoda bir konser verecekt Gişeler bugünden itibaren bilet sa şina başlayacaktır. Program tiyat gişesine talik edilmiştir. ZAYİ — Silifke Orta meketeb den alınış olduğum 206-930 taril ve 13-39 numaralı şahadetname zayi ettim. Yenisini alacağımdan kisinin hükmü yoktur. Silifke Or mektep mezunlarından Hafız Ahir oğlu Avni, ZAYİ — Üsküdar şubesinden : dığımız maaş cüzdan ve beratla mızı kaybettik. Yenileri alınacağı dan hükmü yoktur. Halep jandarr taburu K. müteveffa Hasan Ef, m dumları Ziya ve Necati, ZAYİ — 184 kayıt aamaralı m aş cüzdanımdaki kânunvevvel, kâı musani ve şubat fişini zayi eyledi Bulan için hükmü yoktur. Rahiye DİS TABİBİ PERTEV ATA Badema © hastalarmı öğleder evvel de kabul eder. Tepebaş 13. Telefon: B. O. 862. İstanbul 8 inci icra dairesinde Bir borcun temini istifası zımnır. tahtı bapse almıp satılmasına kar verilen paltotuk ve elbiselik k maşların 14-11-93) tarihine mülsaf cumartesi günü saat 9 ilâ 11 rade lerinde Sultan Hamamımda Mesad Hanı altında 3 numaralı mağaza satılacağından © taliplerin maba mezkürda hazır bulunacak memur na müracaat etmeleri ilân olunur. na görünce sarardığı bise dildi. Semiha Nazmi Hanım adeta işitilecek bir sesle: — Hişşt! Dedi. Ahmet Nebil ayağa kal mıştı, Süheylâ, mahrem kom manın kesilmesinden Muht şem Nihat Hanıma yaklaştı: — O! Aman, bu ne şık tur sında göze çarpan iki iri benek let, bıraktığı leke, insana hevesten ziyade merhamet verecek gi- biydi. Dudaklar kat kat EE menle boyanmış, sarıya kaçar siy yeşil renkte küçücük gözle rin etrafı boyalarla, meki işlenmişti. Bütün yüz bir res- sam paleti gibi O renk renkti. Pul pul parlıyan elbisesi vücu- az çendere içine almış gibiy Ayna karşısında kim bilir ne kadar zaman çalışarak edi- nilmiş boyalara rağmen Muh- teşem Nihat Hanrmefendinin Süheylâ ile Ahmet Nebili yan Muhteşem Nihat Hanı ear tutmağa çalışarak ile dim. Çift olurduk. (Devamı var)