2 Hatıratımla başbaşa! 5) (İntişar etmemiş kısa sözler) Saraydan bir kaç hatıra Aradan iki hafta geçti. Bir cuma günü kadı efendiyi ziyaret ettim Veda ettim, Kadı Efendi beni teşyi için oda kapısının önüne geldiği zaman, bir şey unutmuş gibi gözlerini kırpış tıra kırpıştıra sesle: gayet bafif bir Efendi oğlum, afeder— , yaşlılık hali. Zatıâlileri ni tanıyamadım, kı gözüm ısırıyor, ısırıyor âma, nerede teşerrüf San hatırİıyamı- yorum.. N Buna biraz canım sılalmak la beraber, bu halini yaşlılığın dan ziyade Zışladım. Kendimi tekrar te- nıttım. Elini hafif hafif omu- zuma dokundurdu: — Evet, evet. ladım.. Tüşekk Kusura bakmayı yurun, beklerim. Dedi ve ay- rıldık. Aradan iki hafta geçti. Bir cuma günü Kadı Efendiyi zi- yaret etti Çok samimi bir gün geçirdik.. Bu arada teli- fine çalıştığı iki ciltlik ilmi €serinden bana birçok parça” lar okudu, bilmediğim birçok bahisleri izah ve tenvir etti, elhasıl o günü | ilmi ve tarihi mütaleat ve mübahaselerle ka dı Efendinin o mahfuzatından bir hayli müstefit oldum. Kadı Efendinin, artık bu defa beni iyice tanımasından, böyle saatlerce benimle meş- gul olarak teveccüh gösterme sinden de ayrıca memnun İ- dim. Avdet zamanı gelince, yine kapıya kadar beni teşyi etti, ben hürmetle elini (o öperken, o da benim elimi tuttu, gözle- rini kırpıştırarak, geçenki ay- ni cümleyi tekrar etti: — Efendi oğlum, afedersi- niz, yaşlılık heli.. Zatıâlileri- le nerede müşerref olduğumu bir türlü bulup © çıkaramıyo- rum., Bu kadar sık ziyaretlerime rağmen, Kadr Efendinin bu tekerrür eden suali, beni me- yüs etti, Ben tekrar , ismimi, memu riyetimi, hangi zamanlarda kendisini ziyarette bulunduğu- “mu (bertafsil o hatırlatmağa mesbur oldum. Sokağa çıktığım zaman dü- şürdüm, artık her defasında beni hâlâ tanımıyan bu Kadı ziyaret etmemeğe ka rar verdim.. Le Aradan pek zaman geçme- miş idi. Bir gün Kadı Efendi ye çarşıda rast geldim. Göz göze gelince selâmlaştık. Hal ve hatır sordu. Samimiyetle konuşarak yürüyorduk. Artık bu defa Kadı Efendinin beni kat'iyen tanıdığına emin idim. Diyordu ki: — Bende kahve tiryakili- inden ziyade, cinfan merakı vardır. Rarst gele fincanla kahve içmiyorum. Ahbapla- rımdan birinin vaktile bana hediye ettiği bir Kütahya fin- canım vardı. O Kulupsuz, ağzı yayvan.. Tam tiryaki işi bir şey. Senelerdenberi bu fincan la kahve içmeğe alıştım. Ge- çen günü, evi çocuklar, bu fincanı her nasılsa kırmışlar, Kaç sabahtır değişik fFincanla zevksiz zevksiz (o kabve içiyo- rum. Bugün, şöyle bir çarşıya çıktım, dükkânları dolaştım, halis Kütahya olmasa bile, hiç olmazsa ayni biçimde, o ayar- da bir fincan bulursam alayım dedim. Kahve tiryakiliği bende de vardı. Hakikaten zevke uygun bir fincandan kahve © içmenin başka bir keyfi olduğunu bil- diğim için, çarşıda tanıdığım bir dükkânda belki matlubuna muvafık bir şey o bulursam memnun olur mülâhazasile Ka dı Efendiye delâlet etmek iste dim. Beraber yürüye yürüye çarşıdan geçerek o tanıdığım dükkâna girdik. , , Fincan seçip beğendirmek için, dükkân çıraklarının ara- Şimdi hatır ilim ve fazlma ba- | İZZET ZİYA sına ben de karıştım. Her biri mizin elirde çeşit çeşit fincan larla Kadı Efendinin zevkini celbetmeğe uğraşıyorduk. Fa- kat Kadı Efendi çok titiz idi. Yazan: Çeşitlerin her birinde bin tür | lü müşkülpenstlik gösteriyor, ilerce fincanın içinden biç zevkine, matlubuma mu- bulmıyor, sinirlenip du ruyordu. Bir aralık bir fincan ilişti. Bu fincan k di tarifine © mutabık gibi idi. Mal bulmuş mağrebi gibi he- men sevinçle camekândan çi- kardı: — Efendi Hazretleri. Bu nasıl? Dedim. Kadı Efendi o kadar © asabileşmiş idi ki, bu gösterdiğim fincana bakmadı bile... Gözlerini bana doğru aç ti, ellerini tekdirkâr bir hare ketle rak: — Kepazelik., dedi, kos ko ca bir dükkân açmışsın ama, içinde matlubuma muvafık bir fincanın yok.. Demez mi?! Kadının bu hitabına fena halde — kızdım, hiddetlendim, zehabını tashih için: — Efendi hazretleri.. Dük- kânm sahibi ben değilim ki.. Sizi memnun etmek için, ben yalnız intihabınıza yardım edi yorum.. Diyecek oldum. Fakat Ka- dı Efendinin o gözleri bu defa hayretten fal taşı gibi açıldı, büyüdü, hiddetten çenesi oy- madı, bana doğru ellerini ha- vada salladı, ve bağırdı: — Dükkânın sahibi değil mişsin de, o halde arada sen neci oluyorsun? Sen kimsin, be adam? Dükkâncılar birbirine bakış tılar, ben hayretten dona kal- dım. Zira, bu sersem Kadı, hâlâ o günü de beni tanıyama- muşta! Teşrinievvel — 336 ... Sahip Mollanın Bir sözü Şevki Beye ithaf Meşrutiyet devrinden ev- vel, ve Abdülhamit istipdadı. nm en şiddetle hükümferma | olduğu bir vakitte idi, ailemi. zin de hürmetle tanıdığı ho- cam Sahip (o Mollaya bir gün köprü üzerinde rast gelmiş- tim, Molla; o günlerin çarpık, sakim siyasetleri, nezaretleri işgal eden erkânm bozuk dü- zen tarzı idarelerile telem- İükleri, kum gibi etrafı alan hafiye ve casusların © insana nefes aldırtmayan tecessüs ve takiplerile zaptı kelimdan a- sabileşmiş, titizlenmiş, bir do kunmakla feverana müstait bir bomba haline gelmişti. tüm, beni bir kena İhtirazkâr bir tavır bihal etti. Sevku kelimla, söz ortalığa, siyasete, Abdülha- , hafiyelere intikal etmiş ti, Mollanm zaten içi dolgun idi. Fakat, herkesin birbirin- den şüphelendiği, korktuğu, yerin kulağı var hükwünce açı lamadığı en berbat günlerin içinde idik. Molla / etraftan, yanından gelip geçenlerin na- zarlarından çekiniyordu. Teh- Hikeli bir şey söyliyecek imiş gibi etrafına bakındı, nihayet dayanamadı, kulağıma eğile- rek kısaca: — 9 yıldızın bir gün (Yı- Ir) söner de, (Diz) kalır! ve yürüyüp gitti. Bundan bir müddet sonra da, Mollann o efkârı ızrara- nesine tahammül edemiyen yıl yzma uğramış, hafi- ü baştan icat ettik leri kimbilir ne gibi sebepler- le nefi edilmişti. : Aradan birkaç sene geçmiş, günün Diril (Hürriyet) ilân olunmuştu. İstanbul halkı, en büyüğün Çinliler ta HARBIN, 1 (A. jansı, Hei - Loung hükümet reisi Chan kitaatı t | miş olan demiryolu “köprüsün "ta müri hakkında Japon konsoluosu ta- rafından verilmiş olan ultimatoma henuz cevap vermemiş olduğunu baber vermektedir. m yükselinciye mekten ibaret bulunduğu zannedil mektedir. Mumnileyh, bu hareketi ile Japon Chan kuvvetlerini da toplamaktadır. Sovyetlerin himayelerini temin etmişler LONDRA, 1 (A.A.)— Ajans Reuter'in Tokio'dan heber aldığına göre, Mançuri şimalindeki askeri harekâta mütaallik olarak meydana çıkan haberler üzerine Jeneral Mac- | han - han'ın Sovyetlerin Tsitsikar, | da himayelerini istihenl eyletmiş ol duğunu söylemektedir. Japonyanın cevabı TOKİO, 2 (A.A.) — Japon hü- kümeti Cemiyeti Akvamın 24 Teşri- nievvel tarihli karar sureti esasına göre doğrudan doğruya müzakereye girişilmeni hakkında Çin hükümeti. | yaptığı teklifi kabul etmeğe in- Mai şart mille bep sans nokinmen Çin hükümeti tarafından tanınma sinda israr göstermektedir. Canton ve Nankin konferansı CHANGHAİ, 1 AA. — Çinde Lubeck davası LUBECK, 1 (A-A.) — Lubeck muhakemesi emnasmda birçok ebe, ve hastabakıcı kadınlar yeni doğmuş çocukların B.C.G. aşısının ne suretle tatbik edilmekte olduğu hakkında i- - - lan çocuklardan etmekte olduklarını Başka bir çocuk her altı çocuktan aşı neticesi olarak dördünün ölmüş olduğunu söylemiştir. Ayni aşıyı 29 çocuğa olan hasta bakıcı miştir, Çocuk asla has Fake Bom ee ai ollağe Bi İ aşığı ağına götürmüş olan iki ya anda bir çocuk ölmüştür. Bir hasta bakıcı erd altında bulunan bir ço- ğun ebeveynini teskin etmek için hazırlanıyorlar? Japon demiryollarının bir kısmını i ve köprüleri tahrip ettiler «| siyasi ve idari vahdetin temini mese ra: | yet ve vazifeleri; ların tamirata girişmelerine mani ol | İ den Renga ajansına bildirildiğine gö e | rika hatlarında den en küçüğüne kadar coşkun vatan şarkılarile sokaklara dö külmüştü — Yaşasm hürriyet.. Kah rolsun istibdat! Narelerile or- talık çın çın ötüyordu. O günler içinde; rıhtım boyları, menfalarından avdet edenleri istikbale koşan halk- tan geçilmiyordu. Sabahtan akşamlara kadar — İstanbulun her semtinde, yer yer devam eden nümayişler, vatanperve- rane şarkılar, nutuklar, davul zurna ile istikbal edilen men- filer, bunlardan başka da açık ta duran vapurlarda sürgün- den avdet edenleri renk renk donanmış bayraklarla karşılı- yan sandallar, her milleten, her sınıftan akın akm seyirci ler, halkın her gün çeşit çeşit gördüğü coşkun manzaralar- dan, kulakların alıştığı vatan teranelerinden idi. Abdülhamidin £ hafiyeleri, casusları yer yer, birer suretle ortadan tegayyüp ediyorlar, fi rara kadem basıyorlardı. İstibdat idaresile istihza e- den karikatür gazeteleri, kap- ları o günlerin dedikodusuna ait bir sürü resimlerle doluri saleler, propaganda için neş- redilen boyalı © verakparalar, sokaklarda bağıra bağıra satılı yor, halk bunları o kapışıyor- lardı. Bu arada köprü başında do laşan musevi Satıcıları; gelip kurnaz ve müstehzi tebessümlerini saçarak — Yıldız resimleri. On na arruza mı tetkik için Zi Teşrinievelden içtima etmekte olan Canton ve nurahhaslarının. bu husus ta yaptıkları müzakerenin tam bir muvaffakıyetle neticeleneceği zan- nedilmekte idi. Halbuki Koumintag- ın nüfuzlu szasından olan ve Cl ins Kai shek'in raki Chinng Kai $ bütün mcmuri- istifa etmesini ve Kuomintang fmkasmın zabit ve kia tedi ir. Çinliler demiryollarını fohrip ettiler TOKİO 1 (A.A.) — Moukden'- re, Japon kıtaatı Toung - Liaoh de- miryolunun bir kısınının ihtimal Çin Hiler tarafından tahrip edilmiş oldu- pon #skerleri, hemen yolun tamirine: başlamışlardır. Japonların bir tekzibi LONDRA, 1 (A.A.) — Tokio'dan bildiriliyor: o Haricye nezareti Ta- onan - Supingai demiryolunu mula- faza eden kıtaatı takviye etmek mak sadile Taonan'daki kuvvetlerin tab- rik edilmiş olduğuna dair haberi tekzip etmektedir. Japoniar aleyhindeki takrikât TOKİO, 1 (A.A.) — Rengo ajan sı, Harbinde Japonlar aleyhindeki tahrikâtın artmış olduğunu bildir. mektedir. Çinliler, orada İki Japon pağazmumı talamılardı. Mağaza: larda mühim hasarlar vukua gelmiş- tir. Yeni bir Transatlantik PARİS, 1 A.A Transatlantik kumpanyasının. 4/00 tonluk Co lombia vapuru bugün merkezi Ame rika ile Colomibin'deçilk seferini ic- ra eylemek üzete,denize açılmıştır. Vapurda bulunan yolcular tadır. Bu vapar, mensup bulunduğu liman olan Hav- re ile Cristobal limanı arasında irti- batı temin edecektir. Vapurun uzun duğu 147 metre ve genişliği 20 met redir. 99 u birinci sınıf olmak üze» re 488 yolcu nakledebilecektir, purun konforu mükemmeldir. Dahi, di tezyinatını bilhassa © itina olun- muştur, Salonlar, yemek salomu, si- gara salonu ahenktar bir surette tez yin edilmiştir. Merkezi Amerika ve Colombia ini icra eden vapurun en güzelidir. Bu vapar ile Atlanti. gue vaptıria snâricezi ve cenubi Ama Fransız bayrağına itiraz götürmez bir İnikiyet temin İ eylemektedir. raya bir tane. on paraya,. Sudan ucuz! Gi nükteli, iki manalı sözlerle lerindeki kartları halka sürü. yorlardı.. O coşkun günlerin birinde idi, rıhtım boyu (yine insan kütlesinden geçilmiyordu. Rıhtıma gelip yanaşmış ve baş direğine Osmanlı bayrağı çek miş bir ecnebi vapurundan, le Pariste vefat eden Da Mahmut Paşanın bakiyei izamını getiren cesim bir ta- but çıkarılıyordu. Halk nüma yişler yapıyor, nutuklar man erp birbirini veli ediyor. Ayni güride, Sahip Mol. lâ da menfasından gelmişti, Birçok talebeleri, ilim ve irfa nına müştak olan birçok ah- bapları kendisini istikbal edi. yorlardı, Ben de istikbal edenler ara sında idim. Hiç © unutmam, halkın o cuş ve huruşu içi de Sehip Molla, karaya fik ee atar atmaz beni gör. dü, elini öptüm. O kötü za- manlarm böyle ( birden bire hayıra tebeddülünden çok mem nun idi, o dakikada gözleri; manidar bir işaretle kırptı, ba na ilk hitabı, ilk sözü, şu ol- muştuz — Hatırlarsın ya, ben sa. | na vaktile şuracıkta dememiş mi idim? O temenai bugün husul buldu: İşte Yıldız (yı 7 bitti, şimdi (Diz) kaldı! Nisan — 336 (Devamı var) MİLLİYET o SALI TEŞRINİSANI HARICİ HABERLER if M. Laval'in Avdeti Fransız başvekili yeni beyanatta bulundu |” “İle de France, vapurundan 1 (A.A.) — Vapur yarı saat onda Fransaya olacaktır, M. Laval, hemen hususi bir trene binerek hare ket edecek ve saat 14 te Parise vâ- sıl olacaktır. LONDRA, 2 İ val Hiavere gitmek üzere Plymautla iği rada gazetecilerin sorduğu ve selâmeti için bugün her vakitkin den ziyade İâzam olduğu mutaleasın da bulunduğunu beyan etmiştir. MW. Lava'ın Havas Zjınsına beyanatı PARİS 1 (A.A) — M. Laval! Fransaya gelmeden evvel Havas A- jânsı mümessiline şu beyanatta bu-| lanmuştur. “Amerikaya gitmeden ev vel burada vâki beyanatıımda M, Ho- mülükatların ne överle yapacağım evvelce tayin edilmi kola ne de evvelden te: bir program esasma göre cereyan et miyeceğini söylemiştim. Fransaya döndüğüm bu gün de Amerikada ifa | vazifenin ehemmiyet bileceğini idida od Fransız ve Amerikan hükümetleri. nin bazı muayyen meseleler karşı- sında alacakları vaziyet hakkında M. Hooverle benim aramda serbest bir müzakere içinde yapılan mükâle- meler ileride bir takım anlaşmamaz- ıkların önünü almağa yahut bu sui tefehhümlerin tesirlerini. azaltmağ, imkân hâl edecektir. Bu netice ol: | dukça büyük bir ehemmiyeti haiz- dir. Çünkü bundan böyle hükümet. lerimiz biribirlerini daha iyi anlaya. | bileceklerdir. Aynı zamanda bu meti- cenin Fransa ile Amerika arasında mesai iştiralcini İkolaylaştırucağı da drpiş edilebilir. Vaşington'da yap- tuğım mülâkatlar nazırlar meclisin; izahat vereceğim. Hükümet bu mülâkatlardan çıkara. bileceği ameli neticeleri bizzat tak- edecektir, Amerika soyahatından iyi bir intiba hâsil ederek dönüyo- rum. hükümet reisi sıfatile gördüğüm iyi kabul Amerikanın Fransa hakkında beslemekte olduğu dostluk duygusunun bir delilidir. mi pek yakında yeni mesai wresine başlar başlamaz takip ct- viğiiz ve bundan sonra tatbikmâ edeceğimiz siyaset hakkın- da mütaleasmı beyan edecektir. Baş İıca menfaatlerimizi korumk ve sulhu kuvvetlendirmek için Fransa- nın büğün bütün dünyada mazhar olduğu manevi nüfuzdan istifade yo- Seville'de bir isyan teşebbüsü u SEVİLLE 1 (A.A) — Seville i siyasi mevkuflar bir isyan çıkarmışlardır. Hapishane nin muhafazasına memur polisler sü! / künu izde etmişlerdir. Almanyada iflâslar BERLİN 1 (A.A) — Teşriniev. vel ayında 1456 iflâs ve 1020 kon- İ kordato tescil edilmiştir. Komünistıerle müsademe'er BERLİN, 1 (A.A.) — Bad - Do- 'de komünistlerle Nazistler a. rasmda bir müsademe olmuştur, Bu ; iki katlin faili olan müfrit milliyet.” perverlerden bir mühendis te ağır. surette yaralanmıştır. Fransada bir casus yakalandı PARİS , 1 (A.A.) — Strasbourg | dan Matin gazetesine bildirildiğine göre yeni istihkâmler mıntakasnda | casusluk eden sabik Bavyera zabit b dez Larende terli çeri loti de dilmiştir. Bir hava'faciası SEATTLE, 2 (A.A) — yarenin yere düşmesi neticesi olarak dört erkek ve bir kadın ölmüştür. Nice'de bir nümayiş NİCE, 1 (A.A) — Italyan müta- sini tesi't için Italyan konsolos- hanesinde yapılan merasim dolayısi- le Faşizm aleytarları sokakta bir nü mayiş yapmışlardır. Bir Italyan kur aralanmıştar. da salı günü | Bir tay| Dost ve kapış Afganistandaki emilme ait bir intiba: Harbiye Mazırı Serdof Şah Mahmut Han eli Ma suvari a birinci gelenlere gümüş Türkiyenin her fara: fında soğuklar başladı Edirne ve Boluya kar yağdı. An- i karada derece nakıs sekize düştü ANKARA 2 (Telefonla) — Iktısat vekâleti meteoroloji müesj #etösine gelen wmalümata nazaran Türkiyenin her tarafında ğuklar başlamıştır. Bu meyanda Edirneye kar düşmüştür. Or! Anadoluda tahtessıfır 10 dereceye düşen yerler çoktur. Bu mel yanda Ankarada derece nakıs sekizdir. Bolu ve Kastamonuya kaf İ düşmüştür. İ © Yalova, İzmit, Balkesir. Bursa etrafındaki dağlar karla örtül müştür, Dahiliye vekili hafta sonunda tetkik seyahatine çıkıyor İ ANKARA 2 (Telefonla) — Dahiliye vekili Şükrü Kaya Be haita sonunda İstanbula hareket edecek ve seyahatine oradan çı | kacaktır. Şükrü Kaya Beye jandarma kumandanı Kâzım Pa; i mahwus soüdürü ve bir yaver refakat edecektir. Dahili; elâ Malatyaya gidecek ve oradan çizilen program dali sinde tetkikatına devam edecektir. Müfettişi umumilik merkezi wan Diyarbekirde birkaç gün kalınacaktır. Taklit yirmi beş kuruşluklar ANKARA 2 (Telefonla) — Maliye vekâleti taklit 25 kus İuklar hakkında bir tamim yapmıştır. Taklit ve asıllar arasındaki farklar tebarüz ettirilmiştir. Kastamonu civarında bir köyde 24 ev kâömilen yandı KASTAMONU, 2 (ALA.) — Merkezin Alpagut köyünd kan bir yangında 24 ev kâmilen yanmıştır. Bu meyanda bir ço mahsul de hasara uğramıştır. Millet mektepleri her tarafta açıld İZMİR, 2 (A.A.) — İzmir şehrinde ve bütün vilâyette mil! mektepleri parlak merasimle açılmış ve tedrisata başlanmışi Vali Kâzım Paşa Dumlupınar mektebinde bir nutuk irat et NALA iz .ç ge BET BEZE tçe n tur. Halkın millet ai bu sene daha derin biz müşahede olunmaktadır. KASTAMONU,Z2 (A.A.) — Millet mekteplerinde bu; itibaren tedrisata başlanmıştır. Açılan dershane adedi 43 © olmuştur. Edisonun vefatı münasebetile gör derilen taziye telgraflarına cevap ANKARA, 2 (AZA. İlmi sahadaki keşfiyatile beşeriyeti büyük hizmetler ifa etmiş olan Edison'un vefatı münasebetile merikan hükümetine gönderilen taziye telgrafına* gelen cevapti bu münasebetle izhar olunan sempatiden edimin. hükümeti ! an edilmi Profesör Yansen ANKARA, 2 Serer Profesör Jansen Başvekil İsm Paşa tarafından kabul edilmi M. Sike niçin | istifa etmedi VİYANA, 1 A.A. — Nene Pre is Presse gazetesinde M. Sehober, Avusturya - Almanya gümrük bir. liği siyasetiğin akamete uğraması ü- tius'un vaziyeti arasında bir müşabo het olmadığını beyan eylemektedir. istifesmm kabinenin ha Ii hazırda haiz olduğu ekseriyetin mevcudiyetini tehlikeyi düşürecek İ olduğunu tak mülâhazalarda bulunmağa im- kân bırakmayan bu esaslı mülâbaza olmasaydı şimdiye kadar çoktan is- ruşta 54 kuruşa üzüm ve 10 kuruştan 28 kuruşa dar 1141 çuval incir satılmış Amerika petrol istih salâtını tahdit ediyor! » OKLAHOMA CITY 1 (AA) LE tir. Bu müslümanların reisi maksat- larının müslümanlara ait menfaatler hakkındaki taleplerini bildirmekten ibaret olduğunu söylemiştir. Müslü manlar ile diğer cemaatler menfaat- leri hakıkında'tetkikat yapmak için bir tahkikat komisyonu vücude geti