DE GE | | i il Asrın umdesi “Milliyet” tir. li TEŞRİNİEVVEL 931 IDAREHANE — Ankara cadde si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Istanbul. Telefon mumaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş ” 750 , 40 , Mw 400 , 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve metbasya nit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mesuliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün ezami hararet 21, asgari 14 derece idi. Bu- gün ruzgâr mutedil poy - rsz hava bulutlu. Hikâye Neş'esiz Genç Sonbaharın bir ılık akşamı. Böyle akşamlar gönüllere bir başkalık veriyor. Yeni başla- yan bir münasebet ve sevişme. Tamamile hissi bir şey.. Genç bir kız ve genç bir er kek o gün tekrar buluşmuşlar, fakat akşam olup ta ayrılık za manı gelince, ikisi de bu ayrı lığı istemiyorlardı. Delikanlı du! — Bir daha hangi gün gö- rüşeceğiz? dedi . Genç kız karar veremiyordu. Bir o mağazada (çalışıyordu. Fakat artık oradan çıkıp, baş- ka bir yere girecekti, Onun i- çin, bu işini düşünüp © tekrar buluşmak zamanmı tayin ede- miyordu. Nihayet işte böyle kararsız ayrıldılar. Genç kız — akşamın kalabalığı arasında kayboldu. Delikanlı demin Ooyanında ve karşısında duran ve konuşan kızın kalabalık arasından kay- boluşunu seyrettikten © sonra kendi kendine düşündü : — Artık şüphe yok. Bu kız Ja başlıyan muhtasar ve hissi münasebet burada bitiyor. Ni çin tekrar görüşcceğimiz günü söylemeden gitti? Bütün bul- duğu bahaneler beyhudedir. Se bebi belli! Ark beni istemi- yor. İsteseydi, böyle mi hare ket ederdi? Evvelâ ben zengin değilim. Genç kızlar evvelâ bir erkekten bunun için soğu- murlâr. Çünkü para en mühim şeydir. O benden kendisi için mühim bir istikbal bulamıyaca ğını anlayınca, pek Bazik bir bahane ile münasebetimizi bu- rada kesmeği daha (o muvafık buldu. Evet, delikanlı zengin de- ğildi. Fakat fakir de sayılmaz dı. Çalışarak hayatını kaza nan yüz binlerce ( gençlerden bir gençti. Çalışkan ve insafsız : darbelerine alıştığı için, en çok sevindiği zamanlar da bile (© gülüşünde bir solukluk vardı. Hayat onu pek erkenden ciddileştirmişti. Genç kızla bir daha görüşe: |, ceğini artık hiç ümit etmiyor- yailliyet | 1 amam 1 “Mudanya,, günü ,11 Teşrinievvel 1922 Hergünü milli birer yıldönü mü teşkil edecek kadar milli dolu olan Türk İstik lâl harbi tarihinde, hiç unutul- mayacak, ii nesle birer ders ve azim membaı olarak in tikal etmesi lâzım gelen günler | 121 ta birisi de Mudanya mütare- günün yıl Femme Bugün Mudanya mütareke- namesinin 9 uncu yıldönümünü yaşıyoruz., Bugün, 30 teşrinievvel 1918 Mondros mütarekesi ile Türk vatanmın harimine sokulmak ve Türk vatanını istilâ etmek fırsatını bulan ve ondan sonra istilâ ve taksim plânlarmı yır- tarak, Türk vatanımı terke mec bur oldukları günün 9 uncu yılını bitirmiş, onuncusuna bas mış bulunuyoruz... Türk terihinde bugünün e- hemmiyeti çok büyüktür. Bir dakika durup ta dokuz yıl ev- vel bugün duyduğu sevinci, ve bu sevincin mâna ve şümulünü bir kerecik hatırlarsa, o zaman du. Bunu da hayatın diğer bir takım mahrumiyetleri ve dar- beleri gibi telâkki (etti. Her mahrumiyet ve darbe gibi, bu nu da öylece karşıladı . Fakat birkaç (o gün sonra genç kız geldi. Ve (kendisini buldu. Delikanlı dedi ki — Beni tekrar arıyacağını vallahi hiç ümit etmiyordum. Genç kız hayret * eder gibi göründü . — Niçin? Dedi. Beni sev- miş olsaydın, hem beklerdin, bem de... — Evet, hem de..? Ne olur ümitsizlikten ziyade mustarip eder. — Bu da yeni bir fikir.. Fa kat doğrusu ben senin tekrar benimle görüşmek istiyeceğin- den ümit kesmiştim. Sonra anlattı. Kendisini bu ümitsizliğe sevkeden sebepleri anlatırken, en başta kendisinin zengin bir genç olmadığını söy ledi. Kız bu sözleri sonuna ka- dar dikkatle dinledi ve sonra dedi ki : — Senin zengin olmaman bizim başlıyan ve hissi bir su- rette şimdiye kadar devam e- den münasebetimizi neden ih - Ii etsin ? Fakat delikanlı fikrinde 16- rar ediyordu, Onun bu ısrarı- —— Sana açıkça bir hakikati söyliyeceğim. Sende eksik o- lan para değil, gençliğe mah- sus olan neş'edir. Evet, bu en büyük noksan- Yeşilköy: A. R. onun azametini bütün etrafile kavrar... ... Mudanya mukavelenamesi, Türk milletinin, Türk ordusu- nun iki kere İnönünde, bir ke- e de Sakaryada temelinden sonra, nihayet Dum lupınarda devirdiği bütün bir “husumet âleminin,, izmiklâl- namesidir.. Türkün üstüne aba nan, dünya düşmanlığının, ni- hayet o Türkün iradesine bo- yun eğdiğini gösteren ilk bey- nelmilel resmi vesikadır. Mudanya mukavelenamesi, Lozan ahitnamesinin siyasi te- mel dıvarıdır.. ve » Bu temel dıvarının kurulma- Nişan merasimi Etibbayı askeriyeden mute- kait kaymakam Seyfi Beyfendi kerimesi Mürüvvet Hanrmefen di ile matbuatimızın muhterem simalarından sabık Eşref gaze- tesi sahibi imtiyazı lahik Dev- let matbaası levazım memuru Hacı Nazmi Beyin mahdumu ; ve Reassürans şirketi memurla rından Adnan Beyin nişan me- | rasimi cuma günü Seyfi Beyin | Çengelköyündeki köşklerinde icra kılmıştır. Tarafeyne sa- adetler temenni olunur. Davet Türk TıpCemiyetinden: İdare heyeti intihabı yapıl. | mak üzere muhterem O azanın | 13-10-1931 salı günü saat18,30 İ da teşrif buyurmaları rica olu- nur . Ouperagence 44 Avenu Kleber Paris (XVI) Paris'te “ve (Fransa'daki sı, hiç te kolay olmamıştır.. Bu, müessesatı ticariye ile müna- Afyon - Dumlupınar muharebesinden daha uzun sür ile | müştür. Ve hem de onun kadar çetin, onun kadar üzücü müsa- raalara sebep olmuştur. İsmet Paşayı bu kadar çetin ve o kadar üzücü bu müsaraa- lüzumsuz yere bir damla insan kanı dökmemek endişesinden başka bir şey değildir.. an emre hazır duruyorlardı. Buna rağmen, o uzun müza- dökmeden milli gayenin istihsali imkânını elde etmek azmi ile, tahammül gös- kerelere, kan termişti.. İstanbulun, “Türk vatanmın zineti,, olan bu güzel şehir ile, | Boğazların ve Trakyanın bir an | evvel tahliyesi tezini müdafaa eden İsmet Paşa ile, bu ameli- | yeyi mümkün olduğu kadar u- zatarak zaman kazanmak tezi- mi ileri süren o zamanki dünya sında, 3 teşrinievvelde başla; rak 11 teşrinievvele kadi bir hafta devam eden siy: Dumlupınardaki Tü: $i ile neticelendi. .».. Ne gariptir ki, o tarihlere ka dar, gerek İstanbulda ve gerek Iİ ettikleri diğer yerlerde tam dört sene, Türk zabitlerin- ii neferlerine selâm ve rilmesini, resmi tazim edilmesi den kendi ni musirren istemekte de: den, o zamanki dü yi rinin mağrur mümessilleri, Mu danyada, tam bir hafta kahra- men Türk neferlerini tazimle, selâmlamak, Türk süngüsü ö- nünde ilk defa olarak orade hür metle eğilmek mecburiyetinde kalmışlardı... ».»x Muharebe © meydanlarında, kendi kuvvetine adetçe ve si- lâhça üstün düşman kuvvetleri ni yenmesini bilen, İsmet Paşa, Mudanya siyaset meydanında da muarızlarını ayrı ayrı mün- feriden red plânmı pek iyi tatbik Tam öğe 3 yıl Türk elini çe- peçevre kuşatan Türkiyeyi de- mir çembere almış dünya ile Yoksa muzaffer Türk orduları, İstan- bul ve Çanakkale önünde her gibi, burada da Türk azminin, Türk zekâsının galebe meydan | sebete delâlet ve refakat eder. Ancak kendisine gönderilecek mektup ve tekliflere — vakit kaybetmemek için — kuvvet- Ti bir referans ilâvesini rica ey- ler. MUDANYA - BURSA DEMİRYOLU . TÜRK ANONİM ŞİRKE- | TİNDEN: Mudanya-Bursa Demir Yolu Türk | Anonim Şirketinden alacağı olan: | ların nihayet bir sene zarfında gir- ketin merkezi olan Beyoğlunda ketinden merkezi olan Beyoğlunda Kuloğlu sokağında 4 No binanm 1 İ No lu dairesini bilmüraesat ispatet meleri. ————— Emanatı Ayniye daimi İ satış komisyonundan Defterdarda kâin Feshane fabri- kasında mevcut “yünlü mensucat | boyamağa mahsus muheâlif cins ve cenkete takriben yirmi mikdarında onat 11-11931 üç bin kile kalem © boya de edil mek üzre kağalı zarf o usulile mü nakasaya kormuştur. İştiraye talip iti Öğrenmek ve boyaları steyânlerin — her gün eaat | da yediye kadar meydan- | <ıktaBirinci Vak:fHanında Feshane mensüçat Şirketinin merkezinde İ Emenatı #ygiye komisyonuna mü İ racaat eylemeleri ilân olunur. LİM:PLAK- KAĞIT ECZA HER Ti ARAYINIZ — rabıtasını kesmiş zanneden Âv rupa galiplerine, Mudanyada bu kuşatma çemberini kırdır. mış, Lozan'a yol açtırmıştı.. Bunun içindir ki, “Lozan” m mânasmı bilen her Türk “Mudanya,, nin bü- yüklüğünü de elbet lâyık oldu. ğu ehemmiyetle daima hatla yacak ve bu günün gençlerine, ve bizden sonraki nesillere Türk azminin, Türk iradesinin timsallerinden biri olarak inti- kal etmek vazifesinde elbet gev şeklik göstermeyecektir, A.R. Milliyet" Edebi Romanı :48 BAŞI DÖNÜKLER Fatih avlusunu geçtiler. Bu radaki kavuklu taşlar sanki Ahmet Nebile yan yan bakıyor lardı. Darüşşafakaya rai i nerken, birden bire fırlak gözlü bestekârı hai ladı. İki gün evvel burada a- yak üstü rast gelince bu tesa düften koca bir masal çıkarmış bütün Şişli salonlarma yaymış “. Ah Şu herifi bir tenha yerde yakalasa da Muhteşem Nihat Hanımın evinde, ilk sü- varede yediği tokadın bir ger- çeğini onun yumuşak etlerile kadın yüzüne benziyen sura- tında şaklatsa!.. Bu hatıra, Ahmet Nebil için kafasının içini yiyen kurttan © bir kurtuluş vasıtası oldu. Bir an içinde beynini, yüreğini sa ran hiddet rüzgârı şüphe bu- İbrahim Necmi lutlarını o savurdu. Delikanir kendini rahatlanmış hissetti. İlk cesaret © hamlesinden sonra birden bire susan Neba hat, Ahmet Nebilin dalgm yü rüyüşünü biraz hayretle seyre- derek, sessiz sessiz ilerliyor- du. Delikanlının yüzünde yeni bir renk uçuştuğunu görünce biraz kısık bir sesle sordu : — Ne oldunuz, Nebil Bey? “Ahmet Nebil, birden bire NN Aman, ne ayıp etmiş : Nebahat o kadar nezaketle Si dil e annesinden bahsederi onu yemeğe ürirken;, iki teşekkür kelime, sinden bâjka bir şey söyleme- miş. İçini O doldurması lâzım gelen saadet #evincini ortaya koymamış, sanki memnun de- Zilmiş gibi durgun ve küskün bir sessizlikle yola devam et- Li ği mişti. — Affedersiniz, o Nabahat Hanım. Birden bire bir dalgn İ hık geldi bana. © Şey. Hani, merhum annemden — Alifmızı rica ederim, Ne- bil Bey. Kederinizi tazeledim. — Yok. Bilâkis. Ânnem- Nebahat, anlıyormuş gibi, bakan'elâ gözlerile Ahmet Nebile uzun uzun bak- ta. Bu bakış, sanki bir sualdi: — Öyledir de niye öyle dal gın se sükütu kestiniz? Ahmet Nebil bu suali his- setti ve birden bire, taşan ve rr gibi, anlatmağa o başla. ir: — Bilir misiniz, Nebahat Hanım, izini le sanki kafamın de mazi açıldı. Kendimi yine si- zinle ayni sokakta © oturuyor gördüm. Her gün ikimizin de ellerimizde kitaplar ayni yolla bir kelime bile söylemeden tiğimizi hatırladım. — İsminizi bile nasıl: “öğrendim; biliyor musunuz? Sırf tesadüf saye. | sinde... Bir gün, galiba anne- niz pencereden sizi çağırdı da, imi duydum. Anneniz, zı bazı bize gelirdi galiba.. An nemden her yakit ismini duyar dım. Fakat görüştüğümü hiç hatırlıyamıyörum. İşte bütün bu hatıralar birden kafama hü- cum etti. Nebahat, tatlı tatlı gülüm. süyordu. Ahmet Nebilin bir. den bire, böyle bir hatip gibi uzun uzun, masum masum an latmağa başlaması hoşuna git işti. gözleri derin de rin elikarlığı süzerek, uzun- ca beyaz yüzü hafifçe pembe - leşmiş, dinliyordu. Kestane rengi saçlarla süslü baş, arada sırada tasdik yollu sallanıyor, sanki: — Evet, evet, anlıyorum. Diyordu . Delikanlı şaşırdı: bire içinde yeri bir kaynak coş tarihine müsadit Çarşam | i | ba günü zevaji saat üçte ik ba. | züne baka baka, o: Birden | | ! i Maurice Chevalier PARİSLİ KAHVECİ filminde. Önümüzdeki Çarşambadan itibaren MELEK ve ELHAMRA sinemalarında. i > | OPERA'da Gösterilmekte olan Nükteli Gi havi | AZAİS filminin mümessili: Parisli komediyen ve fantesist | MAX DEARLY dir ! İlâveten: İSMET PAŞA Hz. İğ) min bütün seferruatile Atina seyahatleri, Bugün saat 1/ de metine Umumi dükuüliye 25 kuruş, LAN A K E A. DUPONT'un eseri © Tiyatro, Sinema İstanbul Belediyesi Darülbedayi temsilleri i BUGÜN AKŞAM Saat 2130 da a Mum Söndü Komedi $ Tablo | Halk gecesi te Altr yaşından lar tiyatroya kabut edilemezler. ÜSKÜDAR HÂLE SİNEMASINDA Ben Koca İsterim Mümessili Glent Trayon. "Darüşsafaka Müdiriye- dinden: gorap ve 1200 metre Amerikan 1000 metre gömleklik. bez ve 60 ton ma- den kömlürü alınacağından taliple- İ rin sertaameleri almak ve nümune- leri görmek Üzere her gün ve pazar 931 çarşamba günü saat 10 da Nu- riommaniyede Cemiyeti Tedrisiyei İslâmiyeye müracaatları. İLAN Eyüpte Kapıcı Çeşmesinde bak- kal İnebolulu Mehmet Rfendi zim- metinde Haziran 926 tarih ve beş yüz lira olarak bir kıta ve Eylal 926 tarih ve üç yüz.lira olarak bir kıtaki cem'en sekiz yüz lirayı muh tevi iki kıt'a senedimi Eyüp posta hanesi cıvarında kazaen zayi eyle diğimden bulanların tarafıma getir- dikleri taleditde kendilerinin siyade sile memnan edileceklerini ilğe eyr- lerim Eyüpte Şifa yokuşunda 2 No ha- nede mütekait Remzi. yan, kemiren şüpheler dağıl- mış, Sonra içini saran hiddet ve isyan borası da dinmişti. Şimdi, derin bir inanışla, ber i seyi, bütün © duygularmıbu genç kızin tertemiz, beyaz yü- dökmek istiyordu. Bir dakika, kafasının için- den, Şeyda Kâmile geçen gün kü rast gelişi, bunun neticesi olarak Şişli âleminde doğan de dikoduyu da anlatmak oo fikri geçti. Fakat, bu saf | bakışlı genç kıza karşı kendisinin o âlemlerdeki Hanımlarla olan münasebetini belli etmek tehli kesile sarsıldı, vazgeçti. Yi- ne möziden, o kendinin de ter temiz, saf, masum (yaşadığı maziden bahiste devam etti: — Tuhaf değil mi? O za- manlar her gün bu yollardan beraber geçerdik te bir türlü birbirimize söz söyliyemezdik. Hattâ, bir gün, hatırlıyorum, şuracıkta ayağınız bir taşa çarp tı. Dudaklarınızm arasından hafif bir “Ahl, sesi çıkt. İ- rı, beraberce, fakat birbirimize | mestu. Biraz evvel böynini o- | cimden hemen yanınıza koşup Metkebe pazariric'a 1000 adet men | dil 500 adet pamuk fanila 900 çift ii Usğa iştirak için de 21 “Teşrinievvel | CONRAİD VEİDT Tamamen sözlü ve ve KARİN EVANS m a Son bölü ük harp filmi SON SON SON BÖLUK: € BÖLÜK :ün BÖLÜK :ün Harp meydanında bıraktığı nasşls' ği ti kargalar didikliyor. 13 askeri kalmıştır. Yüzbaşısı BURK bir vatan İİ daisidir. SON BÖLÜK:ün 13 askerini ateş, kan ve ölü! yıldırmadı. SON BÖLÜK:ün 13 askerinin şarkıları çok eşi) lidir. SON BÖLÜK :ün 13 askeri koca bir orduyu ker tardı, SON SON BÖLÜK:ün BÖLÜK:ün 13 askeri Napoleonun binlerce #| kerini bataklıklara saplı Yüzbaşısı BURK ölümü en yal #aat evel sövmiş ve sevilmiştir. SON BÖLÜK:ün 13 askeri vatan için muhakkak Dö ölüme atıldılar, SON SON BÖLÜK :ün BÖLÜK:ün 13 askerinin naişlerini 18 anberi tüfek mereisile yüz topujl güllesine karşı koydulir Nap ordusunun kumandanı selâmiryor, | Harp filmi -KAHRAMANLİK FİLMİ- Dehşet filmi Bu akşam 9,30 ten MAJİK SİNEMASINDA itibaren GLORYA'da Fransız sinema kraliçesi HUGUETTE EX. DUFLOS tam filmi, # MELEK. emasın, MARLENE DİETRİCH ve GARY COOPER'in büyük İ muvaffakiyet gördükleri | YANİK ! KALPLER geri çevrilmektedir. Dün akşamdanberi ve Gönç artistlerin en sevim HOLAND TOUTAİ tarafından temsil edilmekte olan SARI ODANIN ESRARI 1; Muazaffermme bir muvaffakiyet kazanmaktadır. Hiveten: 3 No. PATHE :JURNAL Mösyö LAVAL ve Mö ! BRİAND Berlin'de ve İSMET PAŞA Hz. nin Atina seyahatlerinif) ELHAMRA HENRY GARAT ve MEG LEMONNİER'yi Paris'in en güzel filmi | MONMARTE! #lmini görmek için gelen halk | PARAMOUNT bhalihazir dünya havadisleri ile ei PAŞA Hr | nin Atina seyahatleri ve Balkan olimpiyatları. Harik Hayat : l löekeri Sanatlar müktelu Mibiiriizimder» 0 Bu akşam 9.30 ten itibaren ği ve Otomobil Ri i Sigortalarınızı Galatida Ünyon hanında kâin | ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. li | | ii Yürkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON l kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır- mayınız. Telefon: Beyoğlu 2002 Askeri San'atlar mektebi için lüzum görülen aşağıda de müteşekkil Sa, Al Ko. nuna Kilo Cinsi Kilo 1282 “Sade yağı 10 1577 o Şeke 850 5656 © Pirinç 1146 500 Nohut 204 1338 O Şehriye 300 250 © — Sabun 300 arzusu taştı.. Fakat yine cesa- ret edip ses çıkaramadım. Nebahatın dudaklarındaki | tebessüm, daha cesaret verici bir surette genişledi. Bu ehem miyetsiz hatıra sanki onun da zihninde yer etmiş gibi, du- dakları : — Evet hatırlıyorum. Ben de farkına varmıştım. Demek istemişcesine gülüm süyordu. Köşeyi döndükleri zaman, hâlâ Talelirii muhafaza eden evin cumbasında bir baş görün dü. Ak saçların çerçevelediği bir baş, sanki köşeyi gözetli- yor gibiydi. — İşte annem! Bakın, ne merakla bizi bekliyormuş... Kapıyı çalmağa hacet kal. madı. Daha gençler kapı önü- ne gelirken, kapının kalın ka- nadı içeriden açıldı. Ak pak saçlarının üzerine küçük bir yemeni bağlamış, senelerin bu ruşturduğu uzunca beyaz yüzü yer yer keder çizgilerile kırış- tığı halde yine tatlı bir sevim 14 kalem erzakın 31/10/931 tarihinde e vazi karrer olduğundan talip olanların şartnameleri her gün ve münakasaya iştirâk etmek üzere muvakkat natlacını Beyoğlu mal Md. ne teslim ederek yevmi — mezkü saat 14 ten 16 ya kadar Topanede: Askeri San'atlar mektebi” “! Me müracaat yi 1 (3114). Cinsi Kilo Cinsi Çay. kilere benziyen iri elâ gözleri biraz Smm bir kadın, sevinçle hüznü bi | birine karıştırarak, Ahmet N* bile elini uzattı: — Ah, evlâdrm, ne ine | de geldin. Seni gördüm de vallı anneciğim aklıma ge al ee yali, Ahmet Nebil kendisine nan buruşuk, fakat hâlâ ve termiz eli hürmetle ö di kendi kendinden utandı. olmuştu da beyninin sinde bayatm bütün eziyetlerine $*| lanarak kendi köşeciğinde öf” rünü evlâdının saadetine feden bu ak saçlı kadını, ps” tak bacakları, üzerinde yar le taşıdığı şişman © vücudüÜ kızının eğlencelerine sipef e. den Nimet Hanımla muka?€ se edebilmişti? Bu yüzden derin bir iyilik akıyordü.. (Devamı var)