gilliyet Asrın umdesi “Milliyet” tit. 5 TEŞRİNİEVVEL 93i IDAREHANE — Ankara cadde- si No: 100 Telgraf adresi: Mülliyet, İstanbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariş işin aylığı © 400 kuruş 800 kuruş 70 MW , 1400 , 2700 —— Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş Bugünkü Hava Dün azami hararet 19, asgari 8 derece idi, Bu- gün rüzgâr mütevassıt poy- raz hava bulutlu Hikâye Hırsız — Franarscadan — İam kapının önüne geldi- ler. Açmak üzere idiler. Lük arkadaşa döndü: — Kapıyı bile kapatmamış lar, dedi. Haydi girelim. il lenin üstüne çökmüş. Kapı yavaşça açıldı, Lük arkadaşınm tereddüdünü gö- rüncet — Ne o? Dedi, korkuyor musun? Zengin adamlar ya- zn şehirde oturmazlar. Sen bir yere gidemezken, onlar zevk ve safa sürerler. Bu adamların parasına ortak olmak vacip- Bu zihniyet, arkadaşını tat min etti: — Evet ama, günün birin de bu işin tadımı bozacağız, dedi. İki ay var ki, beni istedi ğin yere sürüklüyorsun. Baka- İsm, sonu nereye varacak? “Kapıyı kapamışlardı. Kar- şılarma gelen bir merdivene doğru yürüdüler. Orada bir mm durarak, kulak verdi - Ev, mezar gibi, sessizdi. Fa kat karanlık, insana sanki bir | gok adamlar varmış hissini ve- rir. Sessizlik ise esrarıengizliği artırır. Lük merdiveni çıktı ve bir odaya girdi. Elindeki elektrik fenerini yaktı. — Yemek odası! Dedi, Bir de, dıvarlarda kıymetli halılar vardı. Büfede gümü: takımları fenerin müphem hüz mesine rağmen parlıyordu. | Genç hursızn yüzü güldü. “Yerdeki - haklara rağmen taban tahtalarmı gıcırdatma. mak için yavaş yavaş ve dik- katle ilerlediler. Kapıya geli ler. Sessizce açtılar. En kü- çük bir gıcırtının mevcudiyet - lerini ifşa etmesinden korku- yorlardı. Nefeslerini bile tuta rak yürüdüler. Salon da bom boştu. İçersi muhteşem mobilya- Milliyet'in Edebi Romanı :42 BAŞI DÖNÜ Söz söylemeye vesile arı- yan bacı kalfa boyuna anlatı- yordu. Hamiyet Hanımın ko - cası Hacı Hüseyin (Efendi merhum olmuştu. Kızcağızı, “Nebahat, (gelmiş, yetişmişti. Bila okuyordu . i Eh, işte halleri vakitleri de “pek iyi değildi. Ama bereket “versin, merhumdan biraz irat “kalmıştı. Ana, kız, şuracığa * başlarını sokmuşlardı.. © Ahmet Nebil, arap bacın belini öpüp ayrıldıktan sonra, yukarıya döndü. Bütün genç - fik hatıralarını. saklıyan dar, iasız sokağın yanından: göçer- bit kere «daha gözlerini di; “Kendi eski evlerine, imi boyalı eve;i snra bunla aralarındaki kırmızı aşı bo- yalı eve - tekrar, derin derin “baktı. İçini çekerek yokuş yu- | İle yerdeki cesedi gösterdi: | lar, zarif billurlarla si Lük ilerledi. o Şöminenin | yanına gelince; bir kül yığını- nm önünde durdu ve eğildi. , Birden bire doğrularâk: — Küller sıcak! dedi. — Acaba birisi mi va!? Belki, — Öylüise gidelim. — Emin olmadan budalalık olur. Külün üstünde yanmış kâ- ğıtlar vardı. Her halde mek- tuplar olacak. Demek ki birisi az evvel burada mektuplar yakmış. we ye, Kulakları kirişte, bir müd- det ortalığı - dinlediler. Tıs | yok! — Kasaya doğru bakalım. Yine bin ihtiyatla kütüpha | neye dahil oldular. Dipte ge- niş bir dolap vardı. Aglebi ih- timal paraların bu dolapta ol- duğuna hükmettiler. Hedefe bu kadar yaklaştıktan sonra, cesaret ve cür'etleri arttı. Lük bir mobilyaya doğru ilerliyordu ki, ayağı bir cisi- me dokundu. Derhal eğilip baktılar. Yüzü koyun yatan bir adam. . — Bir cinayet mi? — Lâmbaları yakalım. Yaktılar, oda aydınlandığı zaman, yerdeki adamın kan içinde yattığını gördüler. — Ölmüş. — Her halde bir intihar olacak. Herif iflâs mı etti, ne| dir? Yazıhanenin bütün gözleri- ni açtılar. Gözün birinde bir deste pangonot görünce, bakış ular. Demek ki, iflâs değil, o halde sefalete düşmek korku su mu? — Eğer bizi burada yakalar larsa, idam ederler. — Hakkın var, kaçalım, Fakat bir kere daha durdu ar. Üst katta bir kapmın ka- pandığı duyuldu. Derhal lâm baları söndürdüler ve perde- nin arkasma saklandılar. Uzun ve bitmez tükünmez dakikalar geçti. Demek ki bir cinayet oldu ve katil hâlâ evin içinde., Tam o sırada bir ses duydu lar: — Eller yukarı! Ayni zamanda da kütüpha- menin lâmbaları yandı. Lük perdenin arkasından çıktı: Canım, dedi, ahpabız. Dur bakalım, elbet anlaşınız. Karşılarında kısa boylu, ibtiyarca bir adam vardı ve ta- bancasını tevcih etmiş, duru- yordu. — Bir adım 'atarsan, ederim, dedi. — Canım, bir tanesini za- ten becermişsin. Bu kadarı ye- tişmez mi? — Mecbur oldum. — O halde ne bulursak, ya rı yarıya, — Nasıl şey o? | , — Ne bulursak paylaşırız. Ondan sonra da ne gördük, ne duyduk. | Lük bunu söylerken de, eli | gitmek ateş — Ev sahibini sin ! O vakit kısa boylu adam: - Hangi ev sahibi? Dedi. an hırsızdır, ev sahibi benzetmi; KLER İbrahim Necmi karı çıkmağa başladı... Vakit, öğleye yaklaşmıştı. Sultanselimden Şehzadebaşıa | dönen Ahmet Nebil, cadde bo | yundaki girmezden evvel, bir de dönüp | dört sene içinde okuduğu De rülfünun binasını görmek iste- | di. Şimdi Darülfünun eski Har | biye binasına geçmişti. Fakat Ahmet Nebilin Darülfünunu Zeynep Kâmil konağındaydi. Caddeyi takip ederek oraya ge lince, ayakları hemen kapıdan içeriye doğru yürümek istiyor du. Gözlerile dershane pence- | relerini aradı. Kendi müderris lerini yine kürsülerinde görü- yor gibiydi . Darülfünundan çıkma zamâ mı idi. Eski hocalarını görmek | kapalı zarfla tülbent ) ru baktı. MILLIYET PAZARTESİ 5 EEŞRİNEVVEL cü Kolordu ilân Fakülte K. dan: Bu sene Darülfünun telim taburuna kaydolunmak yen Darülfünün ve buna mua- dil Yüksek mektep mezimlari- le lise ve muadil mektöpler ve Erkek Muallim mektep mezun larının taburca kayıt riüamele si 5-10-931 den itibaren bu ayın nihayetine kadar devam ede cek ve ikinci teşrin 931 birinci gününden itibaren tedrisata başlanacaktır. Bu maksatla bu şeraiti haiz olanlar: Talim Tabur isti- A — Mektep mezuniyet di- ploması B — Aşı ve sıhhat raporu C — Nüfus cüzdanı sureti N — Mahallecc ve polişçe musaddak hüsmühal va- rakası, M — 4 adet fotoğraf birlikte, ile İstanbul Bayazıtta tabur kumandanlığna £ şeraiti anla- mak üzere her gün müracaatla tı ilân olunur. (382). : (2915) “ex Ordu sıhhiyesi ihtiyact için ve gaz saf ile katgüt ve Neosalvar- san mübayaa edilecektir. İha- leleri tülbent ve gaz safın 24-10-931 cumartesi saat 15 te katgütlin15 buçukta, Neosal- varsanın 16 da komisyonumuz ca icra kılmacaktır. Taliplerin şartnamesini almak ve müne- kasaya iştirak için yevmi mez kürda teklif ve teminatlarile birlikte Fındıklı K. O. 3, SA, AL. komisyonuna müracaatı. (378). (2878) TEŞEKKÜR Nafia baş Müfettişi Şefik B merhumun cenaze merasiminde bu- Junmakla merhuma son vazifei ka- dirşinaşiyi if ile bizleri teselli et- mek lütfunda bulunan zevatı kira- ma ve Mühendis Mektebi talebesi: | ne ayrı ayrı teşekkümame takdimi- ne teessürümlüz mani olduğundan merhuma göstermiş oldukları sami- miyet ve muhabbetten dolayı cena- zede bulunan ve tahriren beyanı taziyet eden zevatı kiramın cümle- sine ailemiz namma (teşekkürü bir vecibe addeyleriz. Bilhassa merhü- mun sen arzusunu yerine getirmek hususunda Fen heyeti müdürü Ziya Beyin ve Emanet erkâriinin göster- miş olduklar o kadırşinaslığı da minnetle yadetmek' bizim için ayrı- ca bir borçtur. Merhumun damadı Oğlü © Oğlu Lütfi Bürban Bedri İRTİHAL Merhüm Gazi Osman (Paşanın hemşire zadesi, merhum Mirliva A- ziz Paşanın hâlilesi ve Tütün İnhi. sarı memurlardan Enver Aziz ve biraderi Cevat Aziz Beyerin vali deleri Cemile Hanım dünkü Pazar günü rahmeti rahmana kavuştu. Ce | pazesi bugün Pangaltida Ha: civarında Eşref Efendi soka Taşo apartmanındarı saat on bir bu- m çukta kaldırılarak namazı Teşviki- | ye camiinde kılındıktan sonra Maç | ka kabristanma defnedilecektir. ümidi, delikanlıyı Beyazıt mey danına kadar götürmüştü, Üs tü saatli büyük kapıdan çıkan- lar arasında bir takım Hanım lar da vardı. Birden bire bir ses Ahmet Nebili çağırdı: — A! Ahmet Nebil Bey! Delikanlı, şaşkın — şaşkın döndü. Kendisini çağırana doğ Bu, uzun boylu, sıs ka vücutlü, koyu esmer, elma ck kemikleri çıkık, çenesi u- zun ve sivri bir kızdı. Göz çukurlarmın ta için- den bakan ateş gibi kara gözle rini delikanlıya dikmiş, bakı- yordu. Ahmet © Nebil tanıdı. Bu, Reşit Beyin geçenlerde Mub- teşem Nihat Hanıme getirmiş | olduğu orijinal fikirli genç kız di: Nemika Sırrı Hanım . Yanımda başka bir Hanım daha vardı. Bu da genç bir kızdı. Fakat Nemika Sırrı Ha nıma hiç benzemiyordu. O ne kadar serbest tavırlı ise bu o kadar mahcup ve çekingen gö | Fünüyordu. . Başı önüne eğil- mişti. Elle Nemika Sırzı Ha- Sairanboludaki . kıtaat ilitis| yacı için isimlerile ihale gün- İ leri aşağıda yazılı iki kalem er | zâk kâpalı zatfla münakasaya | konmuştur. İhalesi hizalarında | ki gün ve saatlerde Safranbolu | dâ Askeri Satım Alma KOM. | nında yapılacaktır. Taliplerin şartname almak ve münakasa- ya girmek üzere teminat > ve| teklifnamelerile Safranboluda mezkür KOM. na müracaatlar | cu (359). (2796). Sığır eti 20-10-931 Sal gü nü saat 14 te. günü saat İ4te. Yerli un 21-10-931 çarşamba ... İstanbul Levazım eşya ve techizat ambarı için 22/10/931 Perşembe günü saat 16 da ale- ni münakasa ile balya ipi al- nacaktır. Taliplerin şartname- | sini almak ve münakasaya gir mek üzere mezkür gün ve saatte teminatlarile Fındıklı dali. K.O.SA. AL. KOM. nına müracaatları, (373) (2873) » s5 Adanada merkez kıtaat ve müessesatı ihtiyacı için evvel- İ ce münakasaya * çıkarılan ek- mek bu kerre altı ayirk olarâk yeniden kapal: zarf usulile mü nakasaya çıkarılmıştır." İhale- si 12 Birinci Teşrin 931 Pazar- tesi günü saat 10.da Adanada Yfırka satın alma komisyonun da icra edilecektir. Taliplerin münakasayâ * iştirâk etmek üzer teminat ve teklifnameleri. ie ihale sâatinden evvel kür Satm alma o komisyonuna müracaatları,(350) (2741). İstanbul İkinci Ticaret Mahke- mesinden: Kınnapçı Zade Mehmet Rey ve- | kili Avukat Cemil Bey tarafından İstanbulda Fincangılarda Leblebici Hanmda 8/14/1$ numeroda Vasil Sarafin ve Şürekâsi efendiler aley- hine ikame eyİğdiği 1276 Hira 18 ku ruşun 30 Haziran 926 tarihinden itibaren ma faiz tahsiline dair da- vada mahkemeye o mevzu olbaptaki diva istid'ası müddelaleyh o Vasil Şürekâss Şirketine bera yi tebliğ gönderilmiş ise de Leble- bici Hanında şirketin çekilmiş ve Dereye gittiği O meçhul bulunduğu mezkür Han oğabaşısı tarafından serh verilmekle alacaklı vekilinin talebi üzerine ilânen » tebligat iera- #ıma karar verilmiş olmakla keyfi. yetin ilânma ve yevmi * tahkik olan 10-11-930 tarihine müsadif Salı gü- nü saat 14 de İstanbul Asliye İkin- İ ci Ticaret mahkemesinde müddela- leyhin ispatı vücut etmesi ve aksi takdirde hukuk usulü muhakemele- ri kanunu mucibince hakkında çi- muhakemeye yaben tahkikata, ve devam olunacağı ilân olunur. mmm İ ZÂYI — Fatih Şubesinden almakta İ olduğum maaşına ait senedi resmi mi kazacn zayi ettim. Yenisini ala- cağımdan eskisinin hükmü yoktur. Hesap başkâtibi müteveffa Mus- tafa K, zevcesi Hayriye. nımm kolunu eş sanki; Yapma, kuzum . Diyordu. Eğik başının üs - tündeki küçük şapkanın kenar larından kestane renkli saçlar sarkıyordu. Ahmet Nebil, tatlı bir te- bessümle Nemika Sırrı Hanı - ma yaklaştı: — Bonjur; Nemika Hanım — Bonjur, Nebil Bey, ne arıyorsunuz o buralarda baka- lm? — Şöyle bir dolaşıyordum. Size takdim edeyim: Ar İ kadaşım Nebahat Hüseyin Ha- num. Ahmet Nebil, titredi. Yüzü nün rengi uçtu. Ne tuhaf bir tesadüf. Tam bugün eski kom şusunu yolunun üstüne çıkar - mıştı. — Teşerrüf ettim, Hanım - efendi , kaldırdı. Elini Kız, başını uzattı, Derinden bakan elâ göz ler bulanmış, © uzunca beyaz İyüz, yer yer, pençe pençe kı- zarmıştı. Temiz, beyaz el tit reyordu. Titrek bir ses: GEÇ KALANLAR! Chüeliç -Chaplin'i ARTİSTİK te son defa olarak Perşembe akşamına kadar gösterile- cek SEHİR İSİKLARI filminde görmek fırsatı kaçırmayınız Geç kalanlar!!! ACELE EDİNİZ; Mevsimin en büyük muvaffakiyeti Küçük Daktilo ancak Çarşamba günü son matinesinc kadar devam edecektir. MAURİCE CHEVALİER TRİSTAN BERNARD'ın PARİSLI KAHVECİ filminde Geveleyi, işidilen Muğla unları 5 Eylül 931 tarihli gezete- mizde Muğladan aldığımız mektupta orada çıkan ekmek lerin fenalığı ve sebebinin de unların Antalyadan gelmekte olması bulunduğu zikrediliyor- du. Antalya ticaret odasından al dığımız mektupta deniliyor ki: “Antalyadan ber (sene 8.000.000 kiloyu mütecaviz ib- raç edilen ve ihracatta mühi bir mevki tutan unlarımız için Odamız ehemmiyetle tahkikat yaparak, keyfiyeti Muğla Tica ret odasından sormuştu. Varit olan cevapta: 1 — Muğlada imal olunan ekmeklerin Antalyanın 4 yıldır unlarından olduğu, 2 — Bu unlarm saf buğday- lardan olup karışık olmadığı, 3 — Muğlada (ekmeklerin hamur olmasında Antalya unu nun en küçük bir tesiri olmadı- ğı ve ekmekçilerin dikkatsiz. liğinden ileri o gelmekte olup belediyenin kontrolü sayesinde elyevm ıslah edildiği, Bildirilmiş olduğundan key fiyetin o suretle tashihini rica ederiz. — Estafurullab, efendim. Diyordu. Nemika Sırrı Hanım, takdi mini tamamladı: — Öz Türk gazetesi muhar rirlerinden Ahmet Nebil Bey.. Delikanlı, udun bir ayrılık - tan sonra tekrar buluşan, nr- şanlılar gibi, önünde titriyen, a baktı. kan elâ gözler de sanki bir sev gi buharı dalgalanıyordu. Ka- ra ve elâ iki çift gözün çarpış- ması kıvılcım çıkaran bir elek trik darbesi gibi oldu. Nemika Sırrı Hanım, konu şuyordu: — Ben Darülfünun dersle- rini takip ediyorum, talebe gi bi değil, sami sıfatile.. Neba- hat Hanımla bir iki aydır arka rünce niz, belki bir işiniz vardı. şit Beyden gazeteye gi zi duydum. çok sevindim. Bunlar söylenirken, Beya- zıt meydanından Şehzadebaşı" İma doğru yürüyorlardı. BİR REKOR İSMET PAŞA Hz. ie maiyetine yapılan fevkalâde resmi kabul ATİNA intibaatı sinemaya alınm 'da ve dün akşamdan itibaren GLORYA Sİ NEMASINDAJ iraesine başlanmıştır. kalp birleşince » temsil eden dilber yıldız GRETL ve Çikosbarones » filmlerini THEİMER $ yeni bir muvaffakiyeti olan VİYANADA B filminde — WERNER > ile beraber görünecektir. İR KIZ SEVDİMİ genç san'atkâr FUETTERER < ELHAMRA ve MELEKİ sinemaları dün akşamdan itibaren İSMET PAŞA Hz., ile maiyetinin ATİNA'ya muvasağl lâtlarr ve ketidilerine yapılan muazzam ve parlak res kabulleri intibaatmı proğramlarıma ilâveten göstermektedirler. Önümüzdeki Çarşamba akşamı" 4 MELEK SİNEMASINDA KÜÇÜK DAKTİLO'dan sonra, ikinci bir harika olan YANIK KALPLER (MOROCCO) mevsimin en muhteşem filmi olacaktır. Marlene Dietrich ve Gary Cooper tarafmdan Yangın Hayat Nakiye Kaza Otomobit ANADOL SİGORTA ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Adreı 8: düncü Vakıf Han Telgraf İmtivaz Telefon: İst, 531 Deniz Levazım satınalma ko-| | misyonundan: ,30 ton gaz 27 Teşrinievvel 931 salı İ günü saat 10,30da| Kapalı sarf usulile münakasası icra olunacağından şartname” sini görmek istiyenlerin her gün ve vermeğe tali muvakkat teminatl; münakasa gün ve saatinde Kasımpaşada Deniz İevazımı caatları, (2963). olacakların Satmalma Komisyonuna müra- Istanbul Adliye Levazım dairesinden İstanbul ve Üsküdar hapishane ve tevkifhaneleri ekmeği kapalı zarf usulile mevkii münakasaya vazedilmişti rin şartnameyi görmek üzere her gün Adliye le ve münakasaya iştirak edeceklerin de 15 teşrinievvel 931 rihine müsadif perşembe günü Taliple- wi idaresine ta- t 15 te teminâtı muvakkate mektuplarile birlikte Defterdarlıkta müteşekkil mübayaa ko- misyonuna müracaatları ilân olunur, (2700) ——— Gümüşane Vilâyeti Nafıa Baş Mühendisliğinden: G işane Vilâyeti dahilinde ve Trabzon - Erzurum yolu- nun Köprübaşı İle Zıgana arasında iki ve Kelkit kazasının Kö- se ile Kelkit arasında birki ceman üç adet on iki tonluk Rus- lardan metrük harap silindirin tamiri 6750 lira ile 21-9-931 ta rihinden itibaren 21 gün müddetle münakasaya konulmuştur. Tenzilât yapmak ve fazla tafsilât almak istiyenlerin Gümüşa- ne Nara Baş Mühendisliğine müracaatları ilân olunur. ZAYİ — Rumeli Boğaziçi askerlik şubesinden aldığım askeri vesikamı | kaybettim. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. 311 tevellütlü Mu rat oğlu Recep. — Bilmem yolunuz neresi, Nebil Bey? Sakın sizi ters ta- rafa sürüklemiyelim - — Hayır, Nemika Hanrm, | burada, Şehzadebaşında oturu yorum . — Desenize ki komşuyuz. Bizim ev de Saraçhane başın - da. Nebahat daha ilerde, Sul- tanselimde oturuyor. — Evet, efendim, biliyo- rum. Nebahat Hanımın yüzü bir den bire kıp kırmızı oldu. — A! Nereden biliyorsu- muz? — Nebahat Hanımefendiyi eskiden © görürdüm, Nemika Hanım, Komşu idik. — Ya! Öyle mi? Dmek bi- zim takdim boşuna gitti. — Hayır. Ben kendilerini görürdüm ama hiç konuştuğu muz, görüştüğümüz yoktu. Nemika Sırrı Hanım, Neba hat Hanıma doğru döndü: — Sen de Ahmet Nebil Be yi hatırlıyorsun, şüphesiz? Evet, Bu titrek ve cekik “evet, (2837) ZAYİ — 3378 >umerolu arabanın numero levhası zayi omuştur. Ye nisi çıkarılacağından tur. Hakkı, hükmü yok a | korku ve helecan içinde çırpı / nan dudaklardan sanki bir iti raf gibi dökülmüştü. Ahmet O Nebil, genç kız& yardım etmek lüzumunu duy» du: — Tuhaf değil mi, Nemika Hanım? Biz ikimiz de bir s0 kakta, yan yana iki evde otu- | surduk. O vakit ben de Darül fünuna gidiyordum. Hemen her sabah Nebahat Hanımla sokakta, ikimizin de ellerimiz de kitaplar, karşılaşırdık. Ta camii yanına kadar beraber gelirdik. Fakat birkaç sene süren bu yol arkadaşlığın da ikimiz Ode birbirimize bir tek kelime söylemeğe cesaret edememiştik. Nemika Sırrı Hanım gül dü: — Mükemmel bir. pudeur nümunesi. Görülüyor ki ikiniz de bu günün gençlerinden de ğilsiniz. o Ahmet Nebil de br gülüşe ortak oldu: Devamı var) birlikte”