Asrın umdesi “Milliyet” tir. 10 EYLÜL 1931 IDAREHANE — Askara eadde- No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, tanbel, © Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 i ABONE ÜCRETLERİ İG Türkiye için Hariç için 3 aylığı o 400 kuruş 800 kuruş 70 , 1400 ,, 1400 ,, 2700 ne, iz ” Ji ; ai i , Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş Gazete ve matbaaya si işler Gazetemiz ilânların mes'uliyetini | | l Bugünkü Hava “| Dün azami hararet 25, “İh asgari 16 derece idi. Bu- gün rüzgâr poyraz hava açıktır. | .Kötü basma gibi! dl | — Nedir bu kurum, bu eda?. i/ Neden âleme kafa tutup durur. | Daha dün neydi, hep biliriz. Ben bir türlü anlayamıyorum... i Bazıları var ki, kendilerine ta- ih yüz gösterdi mi, hemen hal- , "eri değişiyor, renkleri değişi- “şer, kimseyi tanımaz ve kim- i; pece tanınmaz oluyorlar, ne der İşin? | Bunu bana hırpani ve file- * tof bir arkadaşım söylüyordu... ) Ben cevep vermedim... Bir iki es daha sigara çekip benim : pevabım bekledikten sonra de- etti: ire - Ben bunları kötü bas- İmaları bezetirim... Güneş gö- rünce nasıl solarlarsa bu benim , pelattığım da öyle ü gördü mü rengi atıyor. Ba'ık hastanesi Şu Amerikanın hiç bir yere i benzemediği muhakkak... Şu bale bakın: Amerikada balıklar için hastahane varmış... » Eğer bizde böyle bir müessese olsa besi kimbilir ne toriklerle do Es eakkadi balıklar için has- « tahane açılırken bizde alıklar | için dispanser bile yok!.. (Alık- tan maksat aklı az hastalardır) Ismet molla! | Allah rahmet eyl İsmet Molla ölmüş. Bu adam İstan- İ i ve orijinal tiple | rinden biri idi. Dama oyunun- da pek mahir olduğu için bü- tün eski vükelâ vüzera evlerin- de dolaşır ve nedimlik ederdi. Bundan on sekiz, on dokuz sene evvel Mahmut Şevket Pa- yayı öldürdükleri zaman İstan- “buldan bir takım adamları top- | ayıp karpuz sevkeder gibi Si- | ncba gönderdikleri zaman Sir- » keci rıhtımından 590 kişi bin- «miş, fakat Sinoba 606 çık- mıştık... Aradaki farkın yolda “peyda olmadığı muhakkak ol- duğuna göre | gönüllü olarak binmiş olanlardan neş'et ettiği Milliyet'in Edebi Romanı: 18 MİLLİYET Aksilik (Fransuvadan Jan'a) Bir aydır seni gördüğüm yok. Son defa bulvarda karşı- laştığımız zaman, beni kolum- dan tutup bir birahaneye sok- muştun ve daha terini silmeden anlatmıştım. — Eh, Fransuva insan bü- yük söylememeli imiş. Hani bi zim sokakta Adriyen isminde bir kız vardır. — Ece!. — İşte onunla nişanlandım. Yüzüğümü © görmiyor musun yahu! — Haydi yahu! Hani sen bu zamanlarda evlenenlere kızar- dım. Ne oldu böyle? — Dedik ya insan büyük söy lememeli imiş. Nasıl oldu, ol- du. Bir arkadaşın evinde poker çeviriyorduk. Adriyan'de orada idi. Çocuklar alay derken, bizi sahiden nişanlamazlar mı? İş- te bugün resmen nişanlıyım. Bak sana fotoğrafını da göste- reyim. Ne şirin şey! Ondan sonra cebinden kızın fotografını çıkardın ve bana gösterdin. Bir aydır seni gördüğüm yok Bana da hiç “uğramıyorsun? | Nasılsın? Ne âlemdesin? Dü- | ğün ne zaman? Yahu, bir gün | nişanlını «| da bize gel! Eski dost bu kadar unutulur mu?,, Fransuva pü IJan'dan Fransuva'ya| Mektubunu aldığım zaman düşündüm. Artık o eski insan değilim. Teselliye o mühtacım. Çok gülen çok ağlarmış. Yüre- | ğimden kan geliyor. Dünyanın en bedbaht adamıyım vesse- lâm. Hülâsa senin anlıyacağın bizim nişan bozuldu. Allah im- sanları muztarip etmek için yal nız hastalıkla parasızlık ihsan etmemiş. Aksilik denilen bir u- ğursuzluk vardır ki, onun ka- dar, belki onlardan berbat bir illettir. Bir defa bir işe karıştı mı, artık o işten hayır umma! Bizim nişan meselesi de böyle oldu... Anlatayım: Bizim nişanlıya bir çift eldiven almak istiyor- dum. Hem şöyle ucuzca bir he- diye olacaktı. Hem de nişanlı- mın ellerine yakışacaktır. Bir gün hemşire çarşıya çıktığı za- | man, nişanlım için bir çift eldi- ven almasını söyledim. Nede olsa kadın kadımn zevkinden iyi anlar. Hemşirem de mutla- ka nişanlımın hoşuna gidecek bir şey bulur diyordum. Ne ise gitti. O da kendi çocuğuna ma- ğazaden iki lâstik don almış ve ye ş bedihi idi.Bunlardan biri de rah metli İsmet Molla Oğlu- Dun Sinoba nefyedildiğini işi- dince: — Yeco! O nereye bende orayı erek kendi kendini nefyetmişti. Gitgide adedi eksi len İstanbulun bu tiplerini ya etmek ne iyi olurdu. Ne fay- da ki, ben onun fıkralarından, hikâyelerinden pek azını bili- rim. FELEK BAŞI DÖNÜKLER — Bacaklarıma mı bakıyor. surüız? Bacaklarım sahiden gü zeldir. Ahmet Nebil birden bire tekrar gözlerini kaldırdı. Tat- lı bir davetle açılır gibi görü- nen #nütebessim dudaklara, bir az daba süzülen gözlere bak- bh. — Yalnız bacaklarınız ol- sa... İl Ve iki genç vücut birden bi- | re, sanki başka bir kuvvet ta- “rafından sevkediliyormuş gibi | birbirlerine yaklaştılar. — Neriman, size limonata « Neriman Cemşit Hanım kü tarafındaki > İbrahim Necmi lon tarafına geçerek, . kapıya yaklaştı. Aynanın önünde bir dakika saçını düzelterek: — Dur, alayım, anne! Dedi. Nimet Hanım pek ted- birli bir tavurla kapıdan girmi- yordu. Limonata tepsisi kapı a- rasından Neriman Cemşit Ha- nımın eline geçti, Şimdi Ahmet Nebil, anmesi- le kızı arasında oturmuş, konu- | Ah. şuyorlardı. Nimet Hi met Nebilden bazı küçük hiz- metler rica ediyordu: Akraba- sından bir çocuğun bir mekte- be yerleştirilmesi, yine akraba- smdan Cevat Beyin yanmda bir küçük hizmetle kayırılması. Delikanlı, derin bir çekingen- likle cevap veriyordu: | tün artacaktır. — Fransaçadan — eldivenleri bir paket yaptırmış. İki paket öyle biribirine benziyordu. O- lan oldu. Ben yanlışlıkla eldi- ven diye donları nişanlıma gön dermişim. Haydi yalnız donları | gönderseydim bir dereceye ka- dar.. Halbuki donlarla, bir su- retini leffettiğim bir de mektup ta gönderdim. O mektubu oku da vaziyeti anla! Mı (Mektubun sureti) “Sevgili nişanlım; Küçük te olsa gönderdiğim paketteki hediye daima seni düşündüğümü isbat eder. Bu pazar sana geleceğim hediyemi giymiş görürsem çok mes'ut o Jacağımı. Hafif ve zariflerinden inti- hap ettim. Mağazanın kızı bil- hassa buni almaklığım için israr etti, Bir yere gidildiği za- man giyip çıkarması kolay o- İurmuş. Senin için de ne pratik değil mi? Çünkü sen bunları günde belki yirmi defa giyip aldım biliyor musun Fransuva; — Teessüf ederim Jan. Böy- le kuba ve çocukca şakalara ta- bammülüm olmayacağmı tak- dir etmen lüzım gelirdi. Bakın ben size daha yerinde bir hedi- ye gönderiyorum: Yüzük. Gü- jle güle... Kari Kadıköylüler yeni ta- rifeden müşteki! Seyrisefain idaresi 15 eylül- den itibaren Kadıköy - Haydar paşa tarifesini tebdil ediyor. Yeni tarifede sabah, akşam bi- rer seferden maada bütün va- purlar Haydarpaşa iskelesine uğratılmaktadır. Bazı karileri- mizden aldığımız müteaddit mektuplarda deniliyor ki: Elyevm sabah, akşam sefer. | lerinde vapurlar her iki iskele yolcularını aldıkları için, fevka lâde izdiham hâsıl oluyor. Önü mözdeki yağmurlu ve soğuk mevsimlerde bu izdiham büsbü Keza vapurler Haydarpaşa iskelesine uğradık ları için sabah ve akşamları lâ- akal onbeşer dakikalık bir za- man kaybetmektedirler. den olduğu gibi Haydarpaşa ve Kadıköyüne ayrı ayrı vapur tahriki suretile halkın istirahat ve selâmetinin temini Seyrise- fain umum müdürlüğünden ri- ca edilmektedir . Filhakika son zamanlarda bilhessa köprüden altıdan son- ra kalkan vapurlardaki kalaba lık şayanı dikkat ta, yolcuların hemen dörtle bi- ri ayakta kalmaktadırlar. Bun- ların vaziyeti de diğer yolcula- rın istirahatini selbetmektedir. Seyrisefain idaresinin Kadıköy lülerin temennilerini nazarı dik kate alarak sabah ve akşamları Kadıköyüne ve Haydarpaşaya ayrı vapur kaldıracağını ümit ederiz idi. Mektep işime gellöci; baiadö 1 niz burada henüz çok adam ta- nımıyorum amma Reşit Beyin | deliletile bir çare buluruz zan- nedefim. “Her hâlde elimden | geleni yapacağımdan emin olu- nuz, Hanımefendi Biraz evvel tuvaletini taze- lemekten dönen Neriman Cem şit Hanım, annesinin talepleri ni kısa kesmek istiyormuş gibi yerinden kalktı. — Durum, Nebil Bey, şiirlerimi okuyayım . Diyerek içeriye yazihanesine girdi. Bir dakika sonra elinde kabı çiçekli şık bir defterle dğndü iz serbest mısralar taraf tarısınız, öyle mi? Öyle ise ben de size ilk o tarzdaki; bir şiiri- mi okuyacağım. Amma bütün şeirlerimi öyle zannetmeyin. Uruz veznile de, parmak hesa- bile de şiirlerim var. Arasda Faruk Nafizi çok beğeniyorum. Sade türkçeyi se güzel Veme uyduruyor. Bazan Yahya Ke. bir paket, donları | Eski. | r hal almak | PERŞEMBE 10 Mektep ihtiyacı karşısında (Başı 1 inci sahifede) Pertevniyal vakfı arsaya geçen sene asri, güzel bir bina inşa ettirmiştir. Şimdi mektebin bilcümle mas da bulunmaktadır. Pertevniyal geçen se- ne açıldığı vakit ancak onuncu sınıfa kadar teşkil edilmişti. Bu sene bütün sınıflar mevcut ol, rak tedrisata başlayacaktır. se ilk mezunlarını bu sene niha yetinde mevcuttur. Vekâlet bu Yeni İisemizin müdürlülüne çok terrübeli ve kıymetli maarifçi- lerimizden Mahmut Beyi tayin etmiştir. lisesi Talim heyeti Mektepte 23 kiymetli mual- lim ders vermektedir. Bu zeva- tın içinde memleketimizin vü- cutlarile iftihar edebileceği ha- kiki ilim adamlarımız vardır. Riyaziye muallimi Talha Bey bu meyandadır. Talebe adedi Mektepte 335 talebe vardır. Bu sene 100 kadar daha yeni talebe alınacak, icap ederse şu- beler açılacaktı tep altı snsrf üzerinden subele- rile birlikte 10 sınıflıdı. Pertevniyal lisesi nihari tam devreli bir erkek lisesidir. Talebe teşekkülleri Mektepte bir kooperatif te- sisedilmiş ve bundan çok istifa- deli neticeler alınarak fakir ta- lebeye her hususta büyük yar- dım yapılmıştır. Diğer taraftan spor hareketlerine de çok ehem miyet verilmekte, her sahada mümtaz gençler yetistirilmek- tedir, İmtihanlar nihayet bulmuş, talebenin yüz- de altmışı muvaffak olmuştur. Birinci devre #on smıf mezuni- İ yet imtihanları da 14 eylülde nihayet bulacaktır. Kayıt ve kabul Mektepte eski talebenin tec- didi kaydına devam edilmekte- dir. Yeni talebenin kaydma 10 eylülde başlanacaktır. Kayıt ve kabul şartları diğer hisele- rin aynıdır. Fazla tehacüm ol- duğu takdirde ilk mektep me- zunlarından iyi ve çok iyi dere ! cede olanlar tercih edilecektir, Tedrisata 19 eylülde başlana caktır. Ve kayıtlar o zaman bi- tecektir. Laboratuvarlar Mektep tesis edileli bir sene olmakla beraber müdür Mah- mut Beyin gayreti ile fizik, kim ya, tabii ilimler, Jâboratuvarla- rı tesis edilmiştir. Lâboratuvar larda bütün âlâtı tedrisiye mev cuttur. Fizik boratu rında radyonun alıcı ve verici kisım- ları vardır. Talebenin herci- hetçe istifadesi düşünülüyor. | ves ettim. İ Parmak hesabında da yine Faruk çok iyi.. Öyle değil mi, | Nebil Bey? Serbest mısralar sisteminin üstadı da o Nazım | Hikmettir. Bu hasiyt malümetı büyük bir keşif gibi ehemmiyetli e- hemmiyetli anlatan Neriman Cemşit Hanım, gittikçe tavrun daki ciddiyeti arttırarak, çi li kaplı defterini açtı, bir okumağa başladı. Sesinde balâğalı bir titreyiş vardı. Mıs ra sonlarını birer hıçkırık gibi titreterek, uzatarak okuyordu. Şiir, fakir aileden bir kız ço- cuğunun fabrikada çalışmasını acıklı bir levha gibi, tasvir eden bir manzumeydi. Bu çocuğun makinelerin gürültüsü arasın- da şaşkın şaşkın işini görmeğe çalıştığı, içinin oyun, hava, se: bestlik, koşmak, gülmek zıpla. mak için sızladığı tsvir ediliyor du. Neriman Cemşit Hanım ken dini şiirine vermiş okurken, bü — Cevat z ——— kar- kre da eskilerin ruhunu okşı- | tün gece uykusuz kalmiş, ısrar maz, ümit lar üzerine fazlaca yemek ye- rafma vakıf çok büyük yardım- | Halen mek- | Mektepte ikmal imtihanları | tüği (Başı 1 inci sahifede) celbedilmaştir. Mutat şey : Su yok. İtfaiye yangın yerine gelir gel- mez ilk işi terkos musluklarına koğ- mak olmuş, fakat mutat veçhile bir lefonla ve saat 3,20 de şirketten su istemi, cevap vermiş, fakat aradan Şirket talebe müsbet isale edilmemiştir. Terkos musluklarına su tam saat 6,10 dn gelmiştir. Su! Su! Sul. Itfaiye terkos musluklarmda su bulamayınca hemen etraftan su ara miya başlamış, Fransız hastanesi, lisesi, Galatasaray İisesi, kilisesi, Ağahamamı, postahane, G. Saray hamanu su depolarından isti- fade edilmiştir. Fakat bu arada şu noktayı kaydetmek lâzımdır ki bu su kâmilen ve tamamen yangına sev kedilmemiş, itfaiye hortumları bur. da ve patlak olduğu için suyun kıs im azamı ateşe sıkılamadan yolda | kaybolmuştur. Yangın büyüyor İfaiye bu patlak hortumlarla işe başlamış olmasına rağmen yangının Önüne geçememiş, ateş devam etmiş biribirine bitişik | olan Madam Ankeliki, Madam O Norik, Madam Olimpiya, Madam Uranya- nın ahşap evleri kâmilen © yanmış, Afrika banının çalım üç defa tutuş muş, söndürülmüş ve yangın Evkaf hanma geçmiştir. Evkaf hanı yanıyor Evkaf hanı tutuşunca yangın ye- ri daha dehşetli bir manzara arzet- için yanan Ev- i, Büncü, güncü, (Başı 1 inci sahilede) le bilfül mücadelei milliyeye iştirak edip 105 yaşında vefat etmiş bulu - nan Kavaklıdere Mehmet Efendi nin büyütülmüş resmini taşıyan 16 mer timsali kışla önünden geçerken alay tevakluf cimiş ve sabık Maarif Emini Mithat Bey şayet beliğ bir nutuk irat etmiştir. Cümhuriyet Halk fırkasının bin- lerce efradı ve fırka ismini taşıyan bayrakları altında ve önlerinde heye ti idere reisi Hacim Bey olduğu bal de, İzmirde ilk defa ve yaya olarak bu alayın mühim bir kısmımı teşkil etmişlerdi. Alay kordondan geçer- ken limanda bulunan vapurlar dü- dük çalmışlardır. Üçüncen safha Alayım üçüncü safhası gece saat SİGORT Adres: Aüncü Vakıf Ha; miş, yorgun düşmüş olan Ah- met Nebilin gözleri kendi ken- dine kapanıyordu .Delikanlı az daha bir ninni dinliyen masum Bereket versin ki, şiirin ya- rısnıda iken kapının kilidi oy- nadı, Nimet Hanım paytak ba- cakları üzerinde salınan şişman vücudünden umulmaz bir sürat le davrandı: — Mutlaka Atıf olacak! Neriman Cemşit Hanım, bir dakika durdu. Kanapenin üze- | rinden kalktı... Ahmet Nebilin | karşısma; miasanın öbür tarafı na geçti Sons yine şiirine de- | vam etti: Motör Kör Bir dilencinin çalgısı Gibi Asabi Titriyor, inliyor. Kapı açıldı. Atıt Cemşit B., kuru yüzü solgun, içeriye çekik gözlerinin bakışları sert ve de- Tici, bir az tereddütle içeriye girdi. Nimet Hanım paytak yü rüyüşile mea peieiele. damla su bulmak kabil olamamış,te- ! üzün | bir saman geçmiş olmasına rağmen | terkos musluklarına bir dirhem su | Taksim su hazinesi, Ayatiryada ki-| Ermeni | tevessüde | bir çocuk gibi uyuyakalacaktı. | Birinci sahNDdon geçen yazılar A AM Ça ARR YES PE LET Feci bir yangın gene etrafı kastı kavurdu ! beşinci, altıncı katfirı yanmış, sonra ateş Galetya hanına geçmiştir. Bu hanın da üst katı ile | çöl yanmış, bu esnada da yani tam saat 6,10 da terkos musluklarına su gel - miştir. Bundan sonra yangma daha kuvvetle su sıkmak kabil olmuş, a- teşin tesirile bazı apartomanların ar- ka kısımları tutuşmuş, falcat derhal söndürülmüştür. Yangin sönüyor Yangın saat 8 de tamamen sön dürülmüşee de enkazın ve münferit ateşlerin iyice söndürülmesi saat 9 a kadar devam etmiş, bu o müddet zarfında da yollarda itfaiye hortum- ları olduğu için tramvaylar işleyeme miştir, Yangın nasıl çıktı ? Yangının nasıl çıktığını Taksim polir merkezi tahkik etmektedir. Yangın 14 numaralı ahşap evin üçüncü katında bir sütçünün otur- duğu odadan çıkmıştır. Ateşin pen- çere konarma söndürülmeden atılan bir sigaradan çıktığı tahmin edil mektedir. Yanan 4 ev sigortasızdır. Evkaf ve Galetya apartımanlarınn sigortalı oldukları anlaşılmaktadır. Polis rapora Yangın hakkında polis şu rapo- ru vermiştir: Eyil soloğında zuhur eden yangın neticesinde 12, 14, 16, 18 numaralı ahşap haneler tamamen ve & muma- ralı evkaf apartımanı ve 1 numara. İı; Plâti hanı, 19 mumaralı hanelerin yaları yanmış olduğu anlaşılmıştır. Yangının yukarıda 14 numaralı ha- nenin 3 üncü katından çıktığı anla- silmiş sebebi ve mahalli zuhuru ane lnşılamamış, tahkikata devam edil. mektedir. İzmirin kurtuluş bayramı sekizden itibaren | başlayarak sa- bahlara kadar devam etmiştir. Gayet muazzam bir fener alayı yapılmıştır. Halkın sabahlara kadar eğlenmesini temin için yer yer müsamereler ter tp edilmiştir. MANISA 9 (A.A.) — Kurtuluş İ tarihinin dokuzuncu yat dün parlak tezahürat içinde tes'it edil- miştir, Sabahleyin hükümet konağı önünde toplanan binlerce halk mek- tep talebeleri, askeri kıtaat, milli te- şekküllerin tertip ettiği heyetler şe- hitler âbidesine gitmişlerdir. Bura da Cümhuriyet Halk fırkası Mani- sa belediyesi samına nutuklar irat € dilmiştir. Bilâhara merkez kuman- lığına gidilerek tebrikâtta bulumul- muş, frrka binası önünde büyük bir geçit resmi yapılmıştır. Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobi! ANADOLU ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Telefon: Telgraf: ist 531 n mtiyaz Ahmet Nebil hafif bir çekiklik- le ayağa kalktı. Neriman Cem- şit Hanım, defterinden nazlı nazlı gözlerini kaldırarak: — A! Sen misin, Atıf? Er- ken geldin? Sana Ahmet Nebil Beyi takdim edeyim. Geçen ak- şam Muhteşem Nihat Hanrme- fendilerde tanımıştım. İ Dedi. Sonra gözlerini Ahmet | Nebile çevirerek kirpikleri al- İtmdan okşıyan bir bakişla ona da kısaca takdim etti: — Köcam, Atıf Cemşit! İki erkek biribirlerine el ver diler, Atıf Cemşit Bey, nazik görünmeğe çalışarak, masanın bir tarafına oturdu. — Ahmet Nebil Beye şiirimi okuyordum . — Ya! Devam et öyle ise. Neriman Cemşit Hanım yi- ;) ne başladı. Makinelerin sinire batan Xi Gicırtısı Hatırlatiyor Ölüm döşeğinde yatan Bir hastanm Verem bir ananı “odniltisir” “Bugün saat 3,20 de Taksimde| ahşap olen kısımları, ekserisinin €ş- | Bir kadın fal baktırıyordu. Falcı dedi ki; — Kocanızı yanında esmer bir kadın görüyorum. Kocanıza öyle yapışmış ki, hiç bırakmı- yor. Nereye giderse, o da arka- sından gidiyor. — Zavallı kadın kim bilir Se kadar yörulmuştur! Benim kocam posta müvez Amele — Efendim, valide gelmiş. İstanbu gitmeğe müsaade eder niz? Patron — Olamaz. Amele — Teşekkür ederim efendim. Spor Davet Atletizm federasyonundan. Atlet Semih, Mehmet Ali, Tevfik, Sedat, Hakkı, Enver, Rasim, Meh. İ met, Veysi, Haydar, Şekip, Salâhad din, Fazıl, Sami ve tenisci Sedat, Şirin ve Suat Beylerin iki gün zar. fında altışar adet vesika fotografı ve müfus tezkerelerini saat birden son ra açık olan Cağaloğlanda Halk fır kası merkezindeki federasyon büro- suna bırakmaları ehemmiyetle teb- İ Niğ olunur. | 3 Atletizm federasyonundan: Türk Atletizm talamı için en iyi 1500 metreci ayrılmak üzere bu pa- zar günü saat altıda bir müsabaka yapılacaktır. Girmek isteyen Türk amatörlerinin o gün Taksim stadyo- | | munda muallim Her Abrahma müra caat etmeleri... Yüzücü Kasım Anadolukavağından Kınahadaya kadar yüzerek geçen Kasım Bey şe yefine bu akşam bir müsamere ter- tip edilmiştir. Kasımpaşa İdman ku: | Hübünde bu münasebetle tertip edi- len bu müsamerede aynı zamanda kulüp reisi tarafından Kasım Beye bir madalya talik olunacak ve müsa mere sabaha kadar devam edecektir. Dans rekoru kırıldı ROMA, 9 A.A. — Milano'lu At tilio Lissone, Roma'da Lido Astio'- da mütemadi dans rekorunu kirmiş- tir. v Mumaileyh, 27 ağustor saat 21 den 8 eylül sabahı 1 e kadar yani 11 günden fazla dansetmiş ve bu de eylememiştir. Dansör, Amerikalı Hendey'in Dötroit'da teessüs etmiş olduğu rekoru üc sant fazlasile kır- miştir, Doktörler, Lissone dans salonu İ mu terkettiği zaman kendisini mum | | yene etmişler ve bedenen dansa de | vam edecek birhalde bulunduğunu | i müşahede © eylemişlerdir. Doktor” | ler, bünun bir mukavemet ve irade vak'ası olduğunu beyan etmişlerdir. İ Fileaki, bu tarzda maharetler gör termeğe uğraşan birçok (dansörler, vereme tutulmuşlardır. Motörün sesini Duydukça Kız istiyor kaçmaya... Neriman Cemşit Hanım, s6. sine türlü kıvrımlar vererek #i- irini daha acıklı göstermeğe €* lışıyordu Ahmet Nebil, bütün butangaçlığına rağmen, şiiri8 gerek fikir ve gerek şekilce 0“ İlan iptidailiğini farkediyordu” i Fakat her mısraı sonunda i riman Cemşit Hanımın sesi in* erken, Nimet Hanımın | —Ah! Elmesini, Atıf Cemşit E€“ ; yin başmin da şirin ahengi? | gidip gelmesini gördükçe deli ! kanlının içinde bile kendi ke” (dinden bir şüphe uyandırıy6o” du: — Yoksa ben mi anlıyarı"?? rum? b i l 6 a ge e e ğ İ| Şiürbitince, AhmetNebil he” | kendinden bir alkış "ediğini hissetti. Yüzü Krea: «(Devamı vat)