7 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

d id izl 7 ha 'E ı b İK ie ite ki; Sim m ir ii gd in | ei ". “5 : ir i 1 “Muhteşem,. © 1 bafifçe basmıştı. Ahmet Nebil milliye et Asrın umdesi “Milliyet” tir. 7 EYLÜL 1931 İDAREMANE — Ankara cadde- | No: 100 Telgraf ndresi: Milliyet, 21 İstanbul, Telefon mmaraları: | 24311 — 24912 — 24318 i İn o /) ABONE ÜCRETLERİ 6 Türkiye için Hariç için | ? ye 400 kuruş 800 kuruş uğ 760, 1400 8. 1400 , 2700 ildi — “yişu Gelen evrak geri verilmez giye i geçen muahalar 10 kuruş ilor. G Gerete ve matbaaya al öşler Bugünkü Hava Dün azami hararet 32, asgari 19 derece idi. Bu- Yapma lisan li i je meselesi. j4, Kardeşim Selâmi, lik Çok endişeli ve elemli bir za- | gmanıma tesadüf etmesine rağ- inen senin “Akşam, da bana : İpyazdığn çatıcı ve batıcı yazıla- ibra cevap verişim onlardan ziya İ yöe sana ehemmiyet verdiğim İ Mçindir. Yoksa, dikkat etmişsin "dir, ben pek gırtlağıma basık. | * "mazsa cevap vermeyi isteyenler İ ”'den değilim. Zaten cevap olsun ra olsun elhâsıl verilebilecek İzne olursa olsun benden kolay | kolay çıkmaz. Buna, yalnız na- i #sihat bir istimma teşkil eder . e Sana söylemesem de bilirsin yı 'Tki, ben iyi kötü, çok veya az ka , bnaatinde müstakil ilmayı her * üseyi üstünde tutar bir adam * olduğum için benimle Falih Rıfkı Beyin (Yapma kelime) İi dhakkında birbirine uymayan gfikirleri (Milliyet) sütunlarına ; bdercetmiş olmamızı bir garibe yolarak zikretmekte pek mâna İİ yaktı. Nederi?.. Çünkü evvelâ çu | ben fikir neşreden bir adam ol.. (Sa, mak iddinsinda değilim. Yâni | İma , kendi fikirlerim vardır amma fer, , bunların başkaları tarafından | sn ,| kabule değeri olan şeyler oldu- İpi E von Sr İn — ; ve böylece çok rahat ederim. Sonra da bir gazetenin ayrı ay- Di rı sütunlarında imzalarile yazı hır: | S yazanların böyle arka safta kal pe; , muş meseleler hakkında ayrıay He, rı düşünmelerinde yolsuzluk” —i * yoktur. Zannederim sen de ayıpla- pi i mazsın: Ben yapma kelimele- İ rin yaşayacağına ve lisanın bün A giyesine girebileceğine kail deği Y. lim. Burada yazmayı zait gör- d düğüm bir sürü misali yüz yüze geldiğimiz zaman sana söyle- Ü im, Benim, dil bahsini (islen- « miş sığır dili) telâkki ettiğimi e gelince; bu fena ir. Yalnız dik. örüştü Mesin dil, beklemek yazi yaz- muşlım. “Senin ve benim,; sığır fiki şeyi unutma: Bi hığımıza dair bir rivayet te yok zannederim. Dilimizin is koku Iu olmasıda pek muhtemel değil. Çünkü biz kurumlu mu- harrirlerden değiliz. Yazında hoşuma giden diğer bir cihet te yapma kelimeyi (okunduraya benzetişimden tutturarak be- nim ayaklarımla düşündüğümü Heri sörmendir. Aziz kardeşim; ben neler bilirim ki, kafasile bile düşünemez. Ben eğer a- yaklarımla düşünüyor veya o tesiri yapıyorsam bumu bir ayıp telâkki etmemelisin!. Ayağile yazı yazarı acayipten telâkki edip para İle seyrettiriyorlar. Benimki daha enteresan değil mi? Bunda işe fecaat manzara- sı verecek ne var? . Gel geleli 'Böbürlenmek,, kelimesinin tercüme edilip edi- lemiyeceğine... <Sen, bunu — benim müsaa- demle — (se pavaner) masta- rile fransızcaya tercüme et- mişsin, Bilmem sen de baktm mı? Ben bu mastarı diksiyö- nerde aradım. (Se pavaner) (tavus kuşu gi bi gezinmek) mânasına li yor. Biz de bunun mukabili (ku rum satmak) tir. Böbürlenmek değil. Böbürlenmek, küçük ve zaif bir seyin bir işi bahane ede rek kuvvetli bir has tavurlar al masına ve iddialar yapmasına derler. Görüyorsun ki; senin bulduğun (se pavaner) bunun tercümesi değildir. Mahaza, fransızçayı veya di &er bir lisanı türkçeyi bildiğim kadar iyi bilmediğim lenmenin tam karşılığı olamı- cağını ciddi bir iddia olarak 4 ileri süremem. Lütfu ta- vassuluna (o rağmen (odaha fransızça karşılığı | buluna- mıyan böbürlenmek o ke- İimesi iyi intihap edilmiş bir mi anın bünyesinde hususiyetini teşkil eden tercü- mesi gayri kabil kelimelerin mevcut olduğu hakikatini zaif- latmaz değil mi? Bana tekrar cevâp verip vermiyeceğimi bil- miyorum. Eğer cevap verirsen bana bir kaç yapma kelime göster ki, li- sanm yâni halk dilinin bünyesi he girip yerleşmş olsun. İkinci si: Beriden başka cevap ta bek- leme! FELEK TEŞEKKÜR Sevgili zevcim ve aziz pederimiz Selânik eşrafından merhum Mehmet Ziya Beyin cenaze merasimine işti- rak etmek ve ayrıca tabriren taziyet ötmek lütfunda bulunan zevatı kira- #mâ ayrı ayrı beyanı teşekkür etmeyi tecssürümüz mâni olduğundan te- şekkürün kabulünü rica eyleriz & fendim. Refikası: Çocukları: Nafiz, Emin, Rukiye Ziya Hayriye, edat, Nafi irtihal Nafia Nazırı merhum Mahmut Paşanın haremi ve Paris Sefiri caba kı Salih Münir Paşanın validesi Bider Hanım vefat etmiştir. Cena- zesi bugün saat 12 de Beşiktaştaki hanelerinden kaldırılarak öğle na- mazı Sinanpaşa camiinde eda edil dikten sonra Yahya Efendiye nakle dilecektir. Milliyet'in Edebi Romam ; EE — 1 Dar bir koridordan iki üç i bir araya gelmesile salona ben 1 zetilmiş olan bir yere giriliyor © © — Affedersiniz, salonumuz öyle geniş, muhteşem salonlar dan değil, ama. 4 Neriman Cemşit O Hanım, sıfatının üzerine o mükteyi anladı, fakat anlama- © mış gibi görünmek istedi: © — Estafurullah.. Pek gü- 28 Sleeve © Geli iki, ev ne kadar küçük olsa hakiki “dostlara yeter. Değil mi? — Şüphesiz, Hanımefen- BAŞI DÖNÜKLER İbrahim Necmi yemek pişiriyor... MİLLİYET PAZARTESİ O; Dil sadeleşmesi ve dil yenileşmesi Mehmet Şeref Beyfendinin mektuplarına cevap Çok sevgili ve saygıdeğer amcacığım, Mektubunuza hemen cevap vermediğimi affettirmek için ilk önce ellerinizden © öperim. Geçmişin ve toprağın karanlık örtüsü altmda © kalan babamı ve çocukluğumu hatırlatan tat İı ve sevimli hitabınız yüreğim de çok canlı bir sevinç uyari- dırdı. Unutulmuş ve benden baş- ka kimse tarafından hatırlan- maz sandığım o zamanları ba na andırdığınız için size can- dan, yürekten teşekkürler ede rim. ve beni uğraştıran çe- il davasına gelelim: Kırk yıldan beri Türk dili. nin öksüzlüğünü gidermek için lişan elleriniz o nur olsun. teden beri bu yoldaki tek tek çalışmaların basılarak ortaya mal edilmediğine (kederlenir, dururum. Amasya müverrihi Hüsamettin Efendinin, mual- lim Vahyi Beyin, Hüseyin Kâ | zım Beyin, Samih Rifat Be- yin de bu yolda — çalışmaları varmış, fakat ne yazık ki, bü- tün bunlar ya hiç ortaya konma mış, yahut yarım kalmıştır. U- marm ki, sizin O (Dilimiz - Türkçe) eserimiz tam olarak ortaya çikar da hep faydalanı- niz. Türkçenin kendi başına bir dil olduğu davasında, sanırım ki, artık bugün kimse karşımı za çıkmaz. Dünyada kendi ba- şına tanman bütün dillerde bu (başına buyruk) huğu gösteren neler varsa bunların hepsi türk çede de vardır. Bilebildiğimiz tarih içinde türkçe, Çin, A- cem, » Arap, Rum, “İtalyan, Fransız... gibi birçok milletle- rin dillerile münasebette bu- lunduğu halde bile © “benliğ, ni kaybetmemiştir. Bunler rasında yalnız Arap “ve Acem illeri, kelimelerinden başka, ikak, tertip kaideleri ni de dilimize beraber soktuğu il rkçeye hayli zarar ver- miştir, Fakat bunda bile cümle teşkilât bozulmadığı için asıl türkçe gene “benliğ,,ini koru- yabilmiştir. Elimizdeki en eski Türk ya- zısının içinde Arap ve Acem ke limeleri yoktur. (Orhon) abide lerinde yalnız yazının dikine zılması gibi bir Çin izi görüü- yor. Fakat buna karşı içinde Çin tutsaklığma karşıda baş kaldırma duyguları okunuyor. Kudatkubilik te Arap ve Acem kelimeleri azdır. Âdeta yüzü geçmez, Fakat vezin ve tarz, A Tap ve Acem edebiyatından te- sir duymağa başlandığını göste rir Bundan sonra artık gittikçe Arap ve Acem nüfuzu artar. Bir yüz yıldan beridir ki, bu- na karşı da baş kaldırdık. Me. deniyeti artık Şarktan değil, Garptan almağa başladık. Bu halde medeniyet bağımız kal- mıyan Arap ve Acemdende yüzümüzü döndürmüş olduk. Dilimizin “benliğini ve “başı- hir birimi tutmaz Sayim rralkiziibsdr biri de hatırımda imi — e vah! Halbuki rüya tabirini de ne kadar severim. — Hayret: Böyle şeylere gerçekten mi inanırsınız? — Siz inanmaz © mısınız” — Aman, ne zahmet, efen- | Ben hayatıma birçok defa fal- dim, adeta rum , — Sizi kocamla da tanış tırmak isterdim o ama bugün fevkalâde bir işi çıktı. — İnşallah başka bir gün tanışırız, efendim . mahcup oluyo- — Ey, anlatın bakalım, ge | den ce neden uyuyamadınız? — Bilmem neden, bir tür- lü uykum tutmadı. Gözümü kapar kapamaz bir takım karı şık rüyalarla uyanıyorum. An cak sabaha karşı uyuyabilmi- şim. — Karışık rüyalar ha? Bi- nurum. Rüyalarmızı anlatın da size ta ların, aynile çıktığına rast gel dim. — Evet, bazan görülen bir rüya aynile vukun geliyor. Ba #r kere falcılar | da bir takım şeylerde isabet gösteriyorlai Fakat bunlar tesadüf “kabilin- — Hiç te değil. Bakın is- pat edeyim: & Verin bana sol inizi. Ahmet Nebil © titrek eli uzatırken , Nimet Hanım içe- riye girdi . — Safa geldiniz, Nebil Bey. — Teşekkür ederim, Ha- nımefendi, benim için yorul- duğunuzu haber aldım. — A! Yorulmak ne demek? na buyruk, luğunu yeniden an- ladık. Uzun süren, zikzaklı bir yol kovalıyan yüz yıllık döğüş- meden sonra işte bugün işin ba şına geldik. Lâtin aslından yeni ve türkçenin kendi (ses düzeni) ve (yapı düzeni) ne uygun bir İ alfabe aldık. Bununla da geçmi İşin bir çok kusurlarına, hatlerine perde çekmiş olduk. Şimdi köprünün başında dü- şünüyoruz: Bin yıldan beri dilimize gir- miş ve kull: bu dilin malı kesilmiş olan ke- limeler vardır. Duvar, heybe, gir, kitap, kalem, mürekkep, fi- kir, hava..) gibi ü herkes söylüyor. rm (divâr, aybe, dürüger, suk (veya) zukak, câdde, çarşü, bargir..) Arap ve Acem asılla- rından geldiğini akla bile ge İ tirmiyor . İÇ Bunları atalım da yerlerine Türk köklerinden yeni kelime- ler uyduralım diyecek ortada İ kimse yoktur sanırım İşte benim (alınmış alınmış- tr) dediğim kelimeler bu tür- Tü konuşma diline kadar girmiş ve türkçeye geçerken mal ola- rak aslını unutturmuş olanları- dır. Bu gibi kelimelerin türkçe- nin ses ve yapı düzenlerine mümkün olduğu kadar uyması nı elbette İsterim. Arada uymı- yan kalırsa onlar da -başka dil- lerden gelen- (limon, kestane. ilh) kelimeleri gibi müstesna- lar arasında kalır ve dilin ben- | dokunmaz. (A iyi alınmıştır) diye bir düstur kabul etmedim. i olan sade (alman) değil Yoksa — kendilerine Türk şairi, Târk'âlimi demeğe bile utanarali* (Şuarayı ru: (ulâmayı rüru)adın; tak: dedelerimizin kendi aralarında uydurma bir Yazı dili olarak kullandıkları ve halktan kimse nin bir şey anlamadığı Arap ve görmekten Acem alacasını iyi çok uzaktayım . rı kalraryörum. İ çe) ye doğru gitmek fakat bu gidişte ki İ halkıyle beraber yürümek şar. tıyle.. Orları arkada bırakarak | İ bugünkü kullanışten düşmüş | bir sürü kelime: di muk davasını kalkarsak eki (Arp — A argosu)nun yerine yeni bir (UY; gatay argosu) çıkarmı diye korkuyorum. Bunun için | de (Öz türkçe) v lundan gitmeyi özliyorum Her zaman derin bil gülerinizle yol gösteric özliyerek ellerinizden öperim, sevgili amcacığım. İbrahim NECMİ ————— ÜSKÜDAR, Hâle Sinema- sında KAMÇILI MEDENİ . YET Duhuliye 10 kuruştur. gecikti Himmet yemeğe mi o- turursunuz, yoksa Nebil Bey biraz yorgunluğunu alsm mı? — Ne dersiniz, Nebil Bey? — Nasıl emrederseniz, Ha mımefendi... — Biraz sonra, anne., Nimet Hanım çıkınca Ne- riman Cemşit Hanım, Ahmet Nebilin sol'elini iki elile tut- ü açtı, hafif hafif ok. şer gibi dokunuşlarla çizgile- rine baktı. Bu sırada, Neriman Cemşit Hanımın eğilen başın- | dan, Ahmet Nebile dokundu. İ rurcasma © yaklaşan vücudün- den en sevimli kokular yayılı. yor, Ahmet Nebilin (o çarpan yüreğinde bir gün evvelki ma ceranın hatıralarını canlandı- rıyordu. Delikanlı gözü önün- de eğilen bu başın gür, kıvır, kıvır, siyah saçlarını koklama mak için kendini zor tutuyor- du. Bu saçlar, bazen başın hare ketlerine uyarak kalkıyor, ade ta dudaklarına yaklaşıyor, son kabe. | ula kullanıla #deta | dülger, sokak, cadde, çarşı, bey | iğine ve başma buyrukluğuna | balk dili yo. | Milliyet: Bu sene mektebe Kiz Musllim mektebi 63 senelik Yazisi olan bir irfan yuvamızdır. Mektep 1285 tarihinde evvlâ çarşan bada nihari olarak tesis edilmiştir. İlk zamanlar uzun seneler mektep çok az talebe ile tedrisata — devam etmiştir. Mektep bilâhare Lâlelide diğer bir müsait binaya © makletmiş ve sonra da Çapada Münir Pş. ko- nağına taşinmıştır. Mektep buraya gelince leyli olmuştur. Bu 1327 tarihine tesadüf etmek tedir. Fakat bu/konak 1334 tarihin- de yanmış ve yerine © şimdiki yeni bina inşa edilerek © mektep binaya çok müsait — şeraitle nakletmiştir. Yeni bina mektep olarak inşa Kız muallim mektebinin şimdiki müdürü tecrübeli maarifçilerimiz- den Hülit Ziya Beydir. Mektep ilk iesis edildiği zamanlar ve onu takip eden uzun seneler sarıkir * hocalar tarafından idare edilmiştir. mektepte sekizi erkek ve cn ikisi hanım olmak üzere 20 kıy- maetii muallim vardar. Sınıf ve talebe ededi Heli hazırda mektepte dokuz 8i- raf vardır. Buna o nazaran 4 şabe | İ mevcuttur. Talebe adedi 350 dir. M-ktep bu | İ sene 89 mezun im hanımlarımızın hepsi | mişlerdir. Şimdiye kadar mektebin verdiği mezun adedi ise 1770 dir. m vermiş ve bu Talebe alınmayor Bü sene mektebe talebe alınmi- yaçak, mevcut talebe © kadrosu ile| tedrisata devam edilecektir. Birinci | sımlta yalnız geçen seneden kalan müsabakanın neticesi de belli değil talebe ve tatbikat mektebinden ge Kız muallim mektebi talebe alınmıyor, Li la çen talebe bulunacaktır. Tatbikat mektebi Mektebin yanında 5 sınıfı bir | Jemiştir. Bunun üzerine ber ik ilk mektep vardır ki burası tatbikat | D9Zır bu hususta beynelmile; mektebidir. Talebe burada tatbikat | bir istişare ihtimalini derpiş et mektep surette görmekte ve usulü tedris, idaresi bürnda tatbiki bir gösterilmektedir. Muallim mektebine girmek isteyenler Maamafib kız muallim mektebi- ne sirmek istiyenlerin müsabaka im tihanları burada yapılarak © Bursa ve Edirne kız muallim mekteplerine nakledileceklerdir. Müsabaka irnti- hanlarının neticesi henüz alınmamış tir. Müsabakaya 205 talip iştirak et- Bunlardan muvaffak olanlar ilecektir. Ders 79 eylülde Mektepte ikmal imtihanları de- 15 eylülde bitecek- is 19 eylülde başlana- vam etmekti — —— —e— Buda Bir mesele (Başı 1 inci sahiede) Otobüs seferleri yapılması düşünülürken bu maddeye isti- | pat edilmektedir. Yalnız kayde dilen seyri seferin karada da ya pılıp yapılamıyacağı meselesi müphemdir. Bunun için ayrica bir müracaat yapılması lâzim geldiği kanaatinde olanlar var- dır. Aldığımız malümata nazaran şirket osas üzerinde Belediye ile anlaşabildiği takdirde bu ci hetin halli için Hükümete mü- racaat edecektir, Yangın Hayat Nakiye Kaza Otomobil ANADOLU SİGORT ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Adres: öncü Vakıf Han Nebilin çenesini gıdıklıyordu. — O! Ne interessant bir el! Çok tuhaf! — Neler görüyorsunuz, ba kalım, Hanımefendi? Neriman Cemşit o Hanım, birden bire başını kaldırarak Ahmet Nebilin gözlerine derin derin baktı. Sonra nazlı nazlı gözlerini süzerek: — Neler, neler! Ama hep sini size söyliyemiyeceğim. Cevabını verdi. — O! Neden? böyle falcr- hkolur mu? - Sizde çok © kuvvetli bir İ sevgi kabiliyeti var, Nebil Bey. Hayat çizginiz hep aşk çizgile rile karışmış. Ömrümüz sevda | ile geçecek, galiba... — Ne garip! Ben ise sevgi- ye çok kabiliyetim yok sanıyo- — Yanlış! Siz sevgi için ya- | radılmışsinız.. Ne maceralar, ne maceralar... Kendi hayatını- zı yazsanız yüzlerce roman çı- kabilecek.. rum, İ Telefon: ist 531 Telgraf: İmtiyaz. di? Neriman Cemşit gülümsiye- rek bir kerre daha delikanlmn pey baktı. İki çift gözün bu ikinci defa © çarpışması iki gencin de yüreklerini hoplata- kapkara bebekleri sanki birer ateş parçası gibi delikanlınm yüreğine kadar giriyordu. Bu sihirbaz 'bakşının önünde Ah- met Nebil gözlerini kırpmağa mecbur kaldı. — Hemen “hemen başlamış göbi — Yok canım! — Emin olun. Benim falım- | hiç aldanmaz. — İyi ama... — Nebil Bey, niçin böyle in kâr eder gibi davranıyorsınız. Geçen gece Muhteşem Nihat Hanımların süvaresinde sizin için birçok maceralar beşima dı mi? e “Mektep ihtiyacı karşısında | Fransız murah- , Çocuk velilerinin bu 9 müşkülünü hallediyor lidir, | İ reketlerin önünü almağa çalış- hasının beyanatı (Başı 1 inci sahitede) kümeti bir takım mukabil tek- liflerde bulunacaktır. Çünkü Ftansa hükümeti hususi bir ik- diğer hükümet- inan müdafaa mazur bir le beraber — başka devletlerin iktisadi sistemlerine hücum et- mek için harici ticaret inhisarı- nın kendisine siper edilmesini mümkün kılacak her türlü ha- mağa azmelmiş bulunmakta- Nihayet komisyon iktisadi ademi tecavüz misaki projesi- nin ve bu mesele hakkında Ce- miyeti Akvam büyük meclisin- ce tasvip edilmek kaydi ibtira- zisile yapılması muhtemel di- ğer teklifleri tetkik etmek üze- re hususi bir komite teşkiline karar vermiştir. Komisyonun içtima devresi nihayete ermiştir . CENEVRE, 5 (A.A.) M. Marinkovitch, M. Flandin'e | Hoover teklifinin tatbikinden İ müstahsel fedakârlıkları hükü- metinin yüklenmiyeceğini söy- Mişl: işler çabuk Bitecek (Başı 1 inci sahifede) yüz yüz elliden fazla tahmin €- dilmektedir. 15 eylüle kadar müracami etmiyenlerin etabli vesikası almak ve istemek hak- kı sakit olmaktadır. Garbi Trakya Türkleri Ahnan malümata nazaran Garbi Trakya'da 90 bin kadar Türk vardır. Etabli Rumler Şimdiye kadar vesika almak için komisyona müracaat etmiş olan Rumlarm mikdarı 70—80 bin tahmin edilmektedir. İSTANBUL, 5 (A.A) Muhtelit mübadele komisyonu altıncı tâli komisyonu riyase tinden: İstanbulda bulunan Türk tebaas Ortodoks Rumlardan e- tabli vesikası almak üzere İstar buldaki tali komisyonuna he nüz müracast etmemiş olanla ra etablilik sıfatlarının tetkik edilmesi için mezkür komisyo- nun Mis sokağındaki kalemle. rine müslacelen müracaata da: vet edildikleri ve - kendilerine verilmiş olan son mühletin on yonu' artık etabli vesikası ver , miyecektir. SAHİR OPERETİ Altı aydır hazımlarmakta olan bu büyük operet pak yakında Beyoğ- dunda temsil ediliyor. Morie Şoval ye ve Janet Makdonald Aşk Resmi Geşiti ile göhret kazandılar. Para- muntun bu büyük operetini Nevart Suat Hanımla Cemal Sahir Bey tmsil edecektir. olacak mı, Hapemeemdi? — Neden olmasın! — Aman, anlatın nm ne olacak? — Yo... Hepsini birden o- lürmu? Şimdi yemek yiyelim — Canım, benim karnım hiç aç değil... — Ol Ya bizim karnımız? — Affınızı rica ederim. Hak kınız var. — Öyle ya! Siz bütün gece uyumamışsınız. Sonra sabaha karşı .dalmışsınız. Geç vakta kâdar uyuduğunuz için daha a- cıkmamışsınız... — Evet, efendim. — İyi ama, ne biliyorsunuz” burada daha sabah tan ye rek uyanmış insanlar yok?. Aman, Hanımefendi, böyle bir babtiyarlığı ümit « debilir miyim? s (Devamı var) * ri ağarırken geleceğinizi çala

Bu sayıdan diğer sayfalar: