| Politika - (Başı Birinci sahifede) Hürriyet içind Sulh « (Başı Birinci sahifede) Fransayı mağlüp ettikten son- ra ona Pariste imzalattığı sulh muahedesi; bu devletin $i; ve askeri inkişafma © mani ol- mamıştı. Öyle ki Fransa harbi takip eden ilk senelerde bütün tazminat borçlarmı (o ödemi: mağlübiyet #ticesinde tal olarak düşen siyasi ve askeri nüfuzunu az zaman sonra tek- | rar kazanmıştı. Onun içindir ki, bizzat kendisinin İİİ emi IŞ) Yazan: M. Yavuz DENİZAŞIRI Falih Rıfkı Beyin Brezilya Seyahat- namesi Bu isim altında çıktı. “ DENİZAŞIRI |, 1 — Türkçe yazılmış en iyi seyahat kitabı, 2 — Türkçede Cenup Amerikası'na dair yazılmış Milliyet Asrın urdesi “Milliyet” tir. 17 AĞUSTOS 1931 IDAREHANE — Ankarz cadde. wi No: 10€ Telgraf adresi: Milliyet, Ttanbul. Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 buriyetinde kaldım. İKİ YOL | Bugün aramızda osmanlı- ca yazan ve konuşanlar vardır. | Bunlar kendi yazıp konuştu- | kları dili beğenirler ve severler | ve yeni yazının ona uyğun ol- | | madığı fikrindedirler. 1 i Biz ise, birgün kendimizin || ilk eser, İbile okunamıyacağımızı Bil- 3 — Türk harfleri ile basılmış en güzel kitaptır. İ mek kederine katlanarak, bu- | z günkü lisamr değişeceğine | inananlardanız ve yeni yazının | türkçe için kâfi olduğunu iddia | edenlerdeniz. İ Çocuklarımızın türkçesinde, | No: 92 Nihayet başbaşa ! Yalnız ihtiyaten seni buradan ABONE ÜCRETLERİ gone) o başka bir eve götüreceğim aylığı 400 İkurüş 800 kuruş | ediyordu. Eleniye dedi ki: “ 780 , 1400 — Fikrini anlıyorum. Ha- 1400 , 2700 w | sineye sahip (o olduktan sonra . Viyana'da yaptırılmış ol renkli ve renksiz kılişeleri papyekuşe üzerine basılmıştır. . 3 6 2 yazıt sarayının başağası.. ü titremeğe başladı: Gelen evrak geri verilmez Plüddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete mürsesat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün azami hararet 30, asgari 19 derece idi. Bu- gün ruzgâr poyraz hava açık. Otobüslere dair Bizim M. S. rumuzlu arka- daş her cuma bir seyir yerine gider. Tabii (o gazeteci gelmiş diye, ikram izzet görür. On. dan sonra eteğini çemrer, otu- Fur yazıya!.. Artık ne çıkarsa bahtına! Çocuk O (Empresyo- nist) tir. Aklında kelen inti- baları yazar . Geçen cuma Suadiye plâjı- itmiş... Soyunup dökünüp olduğunu tah- min etmiyorum, Çünkü böyle bir şey KA eği gazete- si bahsederdi. O, şöyle bir do- laşmış dönmüş gelmiş. Sı rin saatinden bahsederken: “ — Yoğurtçu — köprüsünü ii Erenköyüne var- diyor. Bu, yalıların mübalâiğasına Birisi Marsilyah olmak üze re birkaç kişi görüşüyormuş. Herkes kendi — memleketinde ediyormuş. Marsilya hı demiş ki; — Bimde mi yoksa sizde mi trenler bazlı gider bilmem ama benim başıma bir şey geldi Falan istas tm. Herif küfür etti, elimi u- zattım bir tokat attım.. O esna 'da tren kalkmış, ben tokatı iler deki istasyonda bir başkasına Suadiye otobüslerinde de biraz tevatür var. . Aman, otobüs deyince ak- hma geldi . Ben de cuma gü den otobüse binip ye gilmek istedim. Saat üç bu çuğa doğru otobüslerin har- man olduğu yere gittim. Tam © sıra bir otobüs geldi, boşal - dı ve halk binmek için hücum etti. Birde ne göreyim!, Bizim mazenin yankesici esnafından üç kişi hemen otobüse saldır- dılar ve derhal arabaya kinmek Meğer başka yerde oynuyorlar mış.. İçlerinde uzun boylu kı ranta bir çopur vardı. Öyle us ialıkla tep o karıştırıyordu ki; şaştım. Benim de karıştırdı. lar. Bıraktım. Ben rahat ra- hat karıştırdığım halde bir şey bulamıyorum. Onlar acele ile “ce bulurlar ki? Neyse bu kibar (o esnaftan > kurtulduk. . Yola revan olduk. e giderken yarı yo kadar öyle güzel gittik ki; bugüne gelinciye (o kadar bu zevkten neden mahrum kaldı- © uma esef ettim. © Derken efendim, yolun bo- | sek yerine geldik. . Allahım o e ve or, © ne sarsıntı, o ne ko- m). © Büyükdereye geldiğimiz za | man içimizde koyu renk elbi- , seli kimse kalmamıştı . © Güya, belediye | Hacı Os buradan çıkıp gideceğiz. Y. nız, şu var: Bu ii olmıyacak.. Bizim hareketleri- mizi kollayanlarolduğunu unu mıyalım.. Hele Kontarinoya hiç çaktırmağa gelmez . Elinin yüne iranlı: — Beni korkutuyorsun Hüs rar. . O halde ne yapacağız? Şimdilik hiç bir şey .. Kaçacak mıyız? Hayir! Hüsrev, sesine (daha di bir eda vererek ilâve eti Padişah, £ senin yerini öğrenmeğe beni memur etli . Eleni, haykırdı: — Ne diyorsun! . — Evet! Hakikat bu... — Demek mahvoldul — Niçin mahvolalım.. Şim- dilik, saray adamlarından u- zaktayız. Yalnız, ihtiyaten se- ni başka bir eve göndermek lâ- zım... Acaba, Kontarino, neder buna? Razı olur mu? — Niçin razı olmasın. Be. ni ele geçirdikleri (o gün onun da işi bitmiş sayılır.. — Şu halde, hemen yarın akşam, seni başka bir eve aşır malı.. Orada, üç beş gün kim- seye görünmeden (beklersin. Sonra?.. Sonrasma — allah ke- rim, Hüsrevle Eleni, böyle baş başa konuşurken kapı çaldı. Gelen, Kontarino Yüzü hafifçe penbeleşmişti. Sık sık nefes alışından bir şeye canı İ sıkıldığı, yahut birinin taki- binden kurtulmak için koştuğu anlaşılıyordu . Hüsrev, merak ederek sor- du: — Siniyor.. ne var kuzum.. sizi pek heyecanlı görüyorum. Kontarino, renk vermemek istedi: ğ — Hayır, dedi, bir şeyim yok.. yalnız.. şu var ki yolda gelirken bir gölge adım adım akip ediyordu . srevin Saçları ken oldu: — Arkana dönüp bakma- dın mı? Kim olduğunu anla- mışsındır elbet.. e Kontarino, kendini bir iskemeleye atarak, derin bir oh çektikten sonra: — Kim olduğunu anlamak mı? dedi, sen ne söylüyorsun Hüsrev, bende kaçmaktan me cal mi kalmıştı? Herif, gölgem gibi, nereye gitsem, ardım sı- ra geliyordu. Tecrübe için bir manav dükkünmen önünde dur dum . O da durdu. Yürüdüm, o da yürüdü. Bir o çınaraltı kahvesinde azıcık dinleneyim derken, baktım karşıma geç- miş nargile içiyor. Hüsrev, bı- ME dudaklarile kopara- rak: — Peki ama, kimdi bu? di ye sordu . Kontarino, terini silerek: — Kim mi idi? O idi işte.. diken di- Söylersem sen de tanırsn.. Be- —— — m irem toz deryasma sokmaktan çe- kinmemişti. Herife sordum: — Ayol; ayıp değil mi bu yaptığın! Şu halimize bak! ne den bizi aşağı yoldan getirme- din.. Günah değil O mi. Hem üstümüz başımız hem sihhati- miz berbat oldu.. — Efendim! bu yolu isti- yen yolcular var. — (İçerdeki yolculara hita ben sordum) içinizde bu yolu ren kimse var mı? — (Hep bir ağızdan) ha- yire. — (Şoföre) | gördün ya! istiyen yokmuş! Bu sefer Le e GK ku, ihtiyatlı bulunmamıza ya- | na.. sonra ne oldu? Kontarino devam etti: ». bak, asıl marifet, İ buradadır. Herifin, beni böyle acemice takip etmesi, ve hele bana göstermesi, ce- etimi arttırdı, Önüme geti- | rilen kahvenin daha" yarısını iç meden, sokakta birini şörmü- şüm gibi birden bire yerimden fırladım. Allahmı seven beni tutmasın.. Öyle kaçıyorum ki, arkamdan sapan © taşı atsalar yetişmiyecek... Bilirim ki, ağa ihtiyardır.. Kabil değil, bana yetişemez. Nitekim öyle oldu. | Çarçabuk izimi kaybettim. Da racık sokaklara girip çıkarak | Sahilde | verdim kendimi aşağı.. kayıklardan birine — atlayınca buraya geldim . Hüsrev, düşünüyordu: — Ağanın sizin peşinize düşmesini ben hoş görmedim. Yarın, daha azılı biri arkanıza takılırsa kolay kolay atlatamaz sınız. .. Kontarino sordu: — Peki, ne yapalım? Hüsrev, kat'i kararını söy- i bu evden aşıraca Kontarino, şüpheli bir göz- le Hüsreve baktı: — Bu evden aşıracak mı- yız ? — Elbette aşıracağız. Bu- rada bir gün daha kalması, ba- şımıza büyük bir felâket geti- işin sarpa sar örüyordu ama, Eleni Hüsrevin eline bırakmak da istemiyordu. Sordu: Nereye aşırabiliriz mese- lâ... Hüsrev, kesip attı: — Üsküdara! — Peki ama, nasıl? Gayet kolay.. karanlık bir gece yarısı evin önüne kayık yanaşır. Eleniyi, erkek kıyafe Line sokup, kayığa atarız. On. dan sonra küreklere sarıldı mız gibi ver Elini Üsküdar.. Bu fikir, Kontarinoya da mülâyim gelmeğe başladı: — Üsküdarda emin bir ye- rin var demek.. — Üç yillari boş duran bir ev biliyorum ki, ucuzca kiralayabilirim, Kontarino sordu — Ne vakit? bu iş, ne vakit olabilir ? — Yarın yek.. . — Yarın akşam mı ? — Öyle ya.. daha fazla kal- mak niçin? — Peki.. yalnız, © tertibat alırken hiç birini noksan bırak mamağa çalışmalı.. — Sen merak etme siniyor.. Ertesi akşam, Kontarine, Hüsrev ve Eleni, bir sandala atlamış Üsküdara doğru kürek çekerek gidiyorlardı Eleniye erkek kiyafeti pek yaraşmıştı. Adeta, bakanın gözlerini ka- maştırıyordu. Hiç kimse, onun bir genç kız olduğunu anlıyamazdı . Üsküdar açıklarında rastla- dıkları bir şeftali kayığında iki hamleci, onu bu kiyafette gö- rünce biç şüphelenmediler . Kontarino, bıyık altından kıs kıs gülüyordu. O Üsküdara yanaşmışlardı. Hava açık, yıl dızlar parlak, deniz güzeldi. Hüsrev, Eleniyi kolundan tutarak karaya çıkardı . Kontarino, tekrar şüpheyi davet etmemek için Haliçteki evine dönmüştü . Hüsrev, yolda sevgilisine akşamdan tezi ders ve tecrübeden istifade et- mek isteyen Klemanso ve Pu- vwankare Fransa nın tekrar di ve imkân ha: yen silmek istiyor. Vakıa düş- manlarına karşı hazır ve em- niyetli bulunmak her milletin en yüksek hakkıdır. Ancak bu hakkı temin için yetişmiş bi milleti tazyikte © çok ileri git- mek; o millet efradının ruhla- rmı, maneviyatını isyana sev- kebelidir. Şahlanan © vicdan- İ maz. Böyle bir netice; hudul- larda emniyet yerine emni sizlik, kararsızlık, Oi j anarşi imallerini arttırır “Düşünmelidir ki, şiddetli karıştırma hareketleri en vetli iktisadi ve sakin tel mülü bile yoldan çıkarabi Bilhassa göz o Önünde bulusi durmak lâzımdır ki, Almanya Avrupanın kalbinde yor. Alman iktisadiyatına vu- ku bulacak bir odarbe yalnız Alman iktısadiyatını mez. Son haftaların hadisatı bunu gösterdi, o bütün dünya bunu öğrendi... Bu sözleri de Her söylüyor. Almanya masını gördükten Nadolni sönra milli lan imanımız; bir kat daha ar- tıyor. Eğer Lozanda hürriyet ve istiklâlimizi almamış olsay- dık, bugün müdafaa ve temini için uğraşlığımız ve bize her nevi çalışmağve inkişaf imkân- larını veren “devamlı bir sulh içinde yaşamak mümkün ol- mazdı. Şimdi daha iyi anlaşı- | hıyor ki, İsmet © Paşa vaktile Lozanda siyasi ve mali istiklâ- pınmamış, son © zamanlarda milli paramızı & korumal boş yere asabi ve hassas dav- cadelesinden bahsederken di- yor ki: Biz burada kendisine, bizim gibi ağır bir sulh dikte edilen bir milletin misafirperver top- rağında yaşıyoruz. OO millet, biliyoruz ki, boyunduruk altı- na girmedi. O milletin bugün man, hürriyet kavgasının bay- rağını eline aldı ve arkadaşla- rile beraber, hürriyetle o bera- ber sulhu temin eden anlaşma sulhunu zotla'aldi: Her halde son Alman buh- ranmdan Türkiyenin almağa mecbur olduğu faydalı dersler, ibretler pek çoktur . Siirt Meb'usu MAHMUT ZAYİ — Mühürü zetimi Nişan taş yangınında gaip ettim. Mezkür mühürle kimseye deyin senedim yoktur, Yenisini | kazdıracağımdan hükmü kalmadığını ilân ederim, Nişantaş'ıd Çifte Bakkailarda 36 No hanede Nazife M.M. satın alma komisyonu ilânı Farkı fiatı ifayı taahhüt edemiyen müteahhide ait ol- mak üzere aleni münakasaya konulan on bin kilo motörin yağına talip çıkmadığından | münakasası 19-8-931 çarsamba günü saat on dörtte yapılmak üzere talik edilmiştir, Taliple- rin şârtnae ve numunesini görmek üze-e ve hec gün ve ihale saati” cen evvel reminat. larle Fındıklıda heyet mize ların tuğyanı kolay durdurula- | 7 bulumu- | 4 | titret- bugünkü çırpın- | mücadelemizin kutsiyetine o- | limizi almak için beyhude çır- | 1 — Türk ahenk ve kalıbına acem kelimesi, 2 — Arap iştikakı, cemileri kalmıyacaktır eni yazı yabancı kelim ka türkleştirir ve hiç bir de tutmaz. elen- İer ve bunu yeni yazını kul Tanmakta olduğumüz Sir keli- e yazamadığınz delil diye enler gallettedirler. Bir m'anâ kelimesi ana gibi rarak ve | uzar nak GLAM tipki, bu- gün: — Muhammet düm. Diye Hacı Ibrahim (Efendi İnesli gibi çocuklarımızı kendi- | derine güldüreceklerdir. Türk dili büsün arap acem kelimelerini içinden & k deği), fazlalarını ve lüz suzinrımı atacak ve alıkoyduk larını karabaşın tecvidine de- Zil, kendi tecvidine uydura- Emini .. yalnız. türkçevi yazdığı için değil, İ Alfahemiz osmanircanın öm- rüne wihayet veren rajıkal bir tedbir olduğu için de kıymetli- dir, Alfabe ve imlâmın tadili, bu ikinci kıymeti kaldırmak ve osmanlıcanın can çek zat maktır. Ta'dil kelimesini, eğer dili- mizde kalırsa, dümdüz, tadil diye yazmakla onu belki bir- gün kısaca varil vezninde oku- tacaksınız. bunu böyle okumak erm gibi okumak değil, Türk gi okumaktır. Belki şimdi olduğu gibi, onu ta'dil diye okumak, arap gibi okumaktır. Softaları kesen yeniçeriler, medreseyi işte bu vurma işâre- ti ile teşhis etmişlerdir. Tadil istiyen altabemiz de- Zil, sahte lisanımızdır. Falih RIFKI Mükaddema Galatada Karaköy palasta 5 inci katta 20 numarada iken bilâhare Mısıra gidip mahallı meskürdeki ikametgâhi meçhul bu- lunan Nedim Beye: İstanbul İkinci İcra Memurlu- ğundan: Osman efendinin 18-7.929 tarihli ve 61 gün vadeli gayri mübrez bir kıt'a senet mücibince zimmetinizde alacağı olduğunu iddia eylediği sek- sen iki lira otuzbeş kuruşun haciz m m YOlUYİ tahsili hakkında dairemize vukubulan müracamt ve talebi üze- rine teşviyei deyni natik olmak üze se berayi tebliğ tarafınıza gönde len ödeme emri ikametgâhi meçhuliyeti hasebile tebliğ kılma- mıyarak tebligatı mezküreniri ilânen icrasi takarrür etmiş olmakla tarihi Deşrü ilândan itibaren bir ay zarfın. da 931/2698 dosya numarasile icra- İ nin durması hakkında tahriri veya şifahı bir itirazı kanuni dermeyan etmediğiniz ve müddeti mezkörenin hitamini müteakip sekiz gün zarfra- da ise deyni müddea bihi tesviye ve yahut itfaya takabül edecek emval irae eylemediğiniz taktirde bermü- cibi talep muzmelât: İeraiyenin gı- yabınızda infazma tevessül kılına: cağı malumunuz bulunmak ve ok baptaki ödeme emrinin tabliği ma- İ kamına kaim olmak üzere keyfiyet ilân olunur. Üsküdar Hâle Sinemasında Ben Babamı İsterim, ilâveten Kaplan tarzan. Duhuliye 10 ve şivesine uymamış arap ve | 3 — Arap ve acem terkip ve | gör. EE İ | dahi en önünde duran kahra-| edilmiş olan seyahat artırılmış ve Denizaşırı gazetede tefrii mektuplarının yarım misli daha zenginleştirilmiştir. Denizaşırı her evin okunacak en iyi kitabı ve her kütüphanenin hakiyki süsüdür. Bütün kitapçılarda arayınız. Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU SİGORT ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir Adres: Telefon: | Telgraf: 4üncü Vakıf Han | Ist. 531 | İmtiyaz Galata Ithalât Gümrüğü Müdürlü- ğündei e Marka 105 Muhtelif No Muhtelif Beher kilos. 50 kuruş (Pam, Fanila kolluğu 300 z 8 5 kuruş o Toz nişadır. 315 oBB © 10kuruş yaldızlı demir çelme kulpu Balâda evsafı yazılı eşya bedeli müzayede bilcümle rusumu müşterisine ait olmak üzre beher kilosu hizalarmda yazılı fiatlarla talipleri uhtesinde olup daha fazlasına talip olanların satış komisyonuna müracaatları. Van Posta ve Telgrkf Başmüdür- lüğünden 1150 lira bedeli sabıklı ve haftada iki seferli Bitlis - Diyarı- bekir arasi postası yazın otomobil kışın hayvanla nakliyat yap- mak ve yazın karşılıklı bir seferin mecmu sikleti 1500 kilo ve kışın 1000 kilo olmak şartile beş cariden itibaren yirmi gün müddetle münakaşaya konulmuştur. Daha ziyade malmat al- mak ve matbu şartnameyi görmek üzere Diyarıbekir, Van P.T. Başmüiriyetlerile Bitlis Müdiriyetine müracaat eylemeleri. Nafıa Vekâletinden 1 — Yalova ve Balaban derelerinin islahı emeliyatı | Ey lâl 931 tarihine müsadif Salı günü saat 14 te ayrı ayrı iheleleri icra edilmek üzere kapalı zarf usulile münakasaya vazolunmuş- tur. 2 — Taliplerin yevmü mezkürdan evvel şartname ve mu- kavelename ve münakasa şartnamesile teferruatını beş lira be- deli mukabilinde almak üzere Ankara Sular Umum Müdürlü. ğüne ve mahalli ameliyatı görmek ve yapılacak iş hakimd: izahat almak üzere de 23 Ağustos 931 tarihine müsadif pazar ve 25 Ağustos 931 tarihine müsadif Salı günleri Yalova Su İş- leri Mühendisliğine müracaat eylemeleri, 3 — Taliplerin teklif edecekleri fiatm yüzde yedi buçuğu miktarında teminatı muvakkate mektuplarile şartnamesinde gösterilen evrak ve vesaik ve teklif mektuplarmı yevmi #hale- de saat 14 ten evvel Ankarada Nafia Vekâleti Müsteşarlığına makbuz mukabilinde tevdi eylemeleri ilân olunur. İstanbul Kız Muallim Mektebi Müdürlüğünden: I — Bu sene mektebimize yeniden talebe | alınmıyacaktır. 2 — İstanbulda bulunup Edirme ve Bursa Kız Muallim Mektep lerine girmek isteyenlerin imtihanları 1-9-931 tarihinde miles- sesemizde yapılacaktır. 3 — Namzet kaydı içim 25-8-931 tarihi- ne kadar her gün müracaatta bulunulabilir. DEVREDİLECEK İHTİRA BERATI “ Yaylarda ve yaylara dair inlâ- hat” hakkında onbeş sene müddetle (Mama Şi ESRMİN Sanayi'Müdiriyetinden 8 Eylâl 1927 tarih ve 600 numara (o tabtındas bir ADEMİ İKTİDAR ve bel krt'a ihtira beratı istihsal kılanmış- tır, Bu kere mezkür berat fruht ve- ya icara verileceğinden — İştirasma | karşı en müessir deva nedi veya işticarına talip olan zevatın İs- | haplarıdır. Deposu: İstanbulda Şir- tanibul Bahçekapısnda Taş Han No | kecide Ali Riza Merkez eczanesi 43-48 de mukim vekili H, W. İS. | dir. TOK EFENDİYE müracaatları, Taşraya 150 kuruş posta ile gön- “Tashih — Gazetemizin 21 Tem | * derilir, İzmirde İrgat | pazarındaki İ muz 1931 tarihli nüshasında münte- | Trabzonda Yeri Ferah eczanelerin. İ şir Üsküdar İkinci Sulh Hukuk | de bulunur. Hakimliğinde — serlevhak (o ilânda (Adem kızı müteveffiye Nafiye Ha Bımın alacak ve borç iddeasında bu- kunanların bir ay zarfında ve vera- ZAYİ: Sültan o Ahmet Askerik | Şuebsinden almış olduğum askeri tezkeremi zayi ettim £ yenisini ala- set iddeasında bulunanların üç ay zarfında lüzumu müraçaatları) yazi- lacak iken sehven bu cümle noksan asılmıştır. Tashihi o keyfiyet olu- cağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilin olunur. Gedik Paşa, Çadırcı Abmet çeler bi mahallesinde 315 tevelütlü Agof |