Asrın umdesi “Milliy 27 TEMMUZ 1931 IDAREHANE — Ankara cadde. si Ne: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İstanbul. Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G 3 aylığı 6 2 400 kuruş 800 kuruş 70 , 140 1400 , 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mesuliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün azami hararet 30, asgari 20 derece idi. Bu- gün rüzgâr mutedil poy- raz, hava açıktır. , Mösyö-Efendi-Bey Bizim memlekette hep Türk olduğu halde muhtelif akalliyet ,Gasurlarına mensup olduğu i- çin ayrı ayrı hürmet lâkabı a- İnat adamlar vardır. Türk Bey; İpaşa: Al Bey, Hüseyin efendi, Enver Paşa gibi . 1 Türk yahudi — Mösyö, e- fendi, bey,: Mösyö Kohen, Av ram efendi, Muiz bey gibi. Türk rum — Mösyö, kirye, «iendi, bey: Mösyö Vafiyadis , iKirye Vesilâli Taryandifilidi. efendi, Panciri bey gibi. Türk ermeni — Mösyö, be ron, efendi, bey: Mösyö Zartar yan, baron Hagop, Kirkor efen 3 iyor ki, bizim yahudi ermeni ve rum vatandaşlar ken dilerine mösyö denmesinden memnundurlar .. böyle olmasa her gün frenkçe milmö 7ö)tabirinden sonra ge len bir sürü adam eder ve kendisinin efendi yahut bey olduğunu söyleyerek bir daha böyle ters şeyler yazılmasına müsaade etmez... Böyle ihtirar; lâkipları bir adamin milliyetini gösteren ilk alâmettir. Her yerde insanlar kendi milliyetinin o hürmet lâ- kabını kullan: 1 bürm t ese ri telâkki eder i bir ingiliz yahut Ame: Mister) yazarlar. B man için (Her) Fransız (Mösyö) ve bir İtalyan için (Sinyor) kullanır- unanlı için Kirye) Türk | için de (Bey) denir.. Aklıma öyle geliyor ki; ken- Bir derler.. veya le ere bir sorsalar man mösyö oldun, çet Acaba ne cevap verirleri.. Eğer'tandan Türk olmak is- teyorlarsa evvelâ isimlerinin başından yabancı lâkapları kal dırsmlar! Eskişehirde Talât Beye Azizim.. genç mi UZUN HİKÂYE Türköye için Hariç için | efendi, | gazetelerde is- | (Efendi) | buk unutursunuz!.. ta on gün kadar başka bir yere gidin.. Üç aya kalmaz birisi için yanıp tutuştuğunu- zu belki bana yazarsınız... Gö- tüyorum ki; sizin aşk ateşiniz biraz çabuk parlıyor... endişe çabuk söner. Hem kıtlığı | ba | etmeyiniz... | efendim. dünyada kız mı var? (Genç kızlar grupu) İmzalı mektuba İ Böyle bir mektup yazılırken oraya men- ıp olanlardan hiç değilse re isi veya kâtibi umumisi şah- san imzasını atar. Siz onu da ihmal etmişsiniz. Bu ihmal bilmemezlikten mi korkudan mı?.. Mektuptaki tehdit satırları bana bir bardak gazoz kadar le tesir etmedi. Senelerden beri (cinsi lâtif) in erkeklere kar- şı yaptıklarını göre göre onlı ra karşı tam bir intikam bis hasıl ettim. Filen bir şey yap- tığım yok... yalnız elim değdik çe biğimkileri ikaz ediyorum. Beni tuzağa düşürmek için zahmet edenlere şimdiden te- cemaal rinizden emin eylesin!, FELEK Türkiye İş Banka- sından: Hakimiyeti Milliye bayramı münasebetile 28 temmuz 931 sal günü İstanbul yoğlu (o şubelerimiz bulunacaktır. T. Tayyare C. kapalı ! | İ ! Bursa'da müceddeden inşa edilmekte olan Tayyare ve sinema binasımn Elektrik te- sisatı kapalı zarfia münaka- saya konulmuştur. Türkiye dahilinde bu gibi tesisati yap mış olduklarını vesaikle ispat iplerin yirmi beş nde proje ve şarlna- almak üzere Tayyare cemiyeti Umumi Merkezine müracaat eylemeleri ve tek- lifnamelerini de 6-B-931 tari- hine müsadif perşembe günü saat 15 kadar Merkezi Umu- miye tevdi eylemeleri ilân olunu İ Zeynel Abidin oğlu Salih Beşiktaşta Has buran sokağıne vumralı hanede © müteksit binbaşi | Ahmet Bey biraderi Hayri bey a | leyhine açtığı (320) lira alacak vasınn yapılmakta olan ruruşm | Sende Müüdeinleybi melgahmın meç ilânen tebligat yapılması İ rilmiş ve duruşm günü seat 10 5 baraka naileyh buzün ve saat İ Hukuk mahkemesine bizzat diği veya tarafından ımusaddak met ile bir vekil göndermediği tak tirde halkında duruşmanın gıyaben pılacağı ilân olunur. Baba... Babacığım ! g, Leylâ gülmeğe başladı. Es- | re birdenbire bem- az dişler göründü: sanki bir ışık yanmış gibi. Peki peden gülüyordu? Seyfi ne tu- haf bir şey söylem “babacığım,, | dedin de ona güldüm.. Ya? Seyfi artık çocuk değildi. Çe vik ve gürbüzdü, fakat, otuz al tısını sürüyordu. şıklar, şakaklarırala beyaz saç- İar vardı. Uzun boyluydu. Ken | di ekmeğini kendi. kazanıyor. | işler için kimse- Bunun için babasma: o “babacığım, demesi insanın biraz tuhafına « gidiyordu. ard Br ar amma | Alnında kırı. | Nakleden: SELÂMİ İZZET | disine “babacığım, denecek bunun denmesini istiyecek bir İ baba değildi. Mevcudiyeti bile hissedilmeyen herşeye, herke- | se uzak duran bir adamdı. Da- ah giydi; zarı dikkati celbetmezdi İsohuk benizli idi, ki kimsenin | gözi tüne takılıp kalmazdı. Üstelik dehşetli de miyoptu! | Bir karış ötesini görcmezdi. Bu derece miyop olan insanların İ kasirülbasarları sari imiş | gibi gelir. Her görülen şeyi fena gör düklerini bilenler, o şeyleri, on- lar da fena ve bulanık görürler. ! Muhakkak, amma muhakkak, İki hiç kimse Şemi Beyin kar. İ şısında: “Acaba bu adam şu ş hakkındaki fikri nedir?,, di- ye düşünmemiştir; muhakkak, ki karısı bi » bile olsun İsmi Eğer çok | müteessir iseniz şöyle bir haf- | başka | namına | şekkür ederim, Baki Allah şer- | ve Be- | Umumi Merkezinden: | © | günü hatırlardı... MİLLİYET PAZARTESİ İSTANBULUN Lı lg İ ne: — Sefaleti, mek mi istedin? — Evet... — Kumandan Andronikos'la eski şarapları içtikten sonra, bi | im sefaletimiz ve ıztırapları muzla alay etmek için buraya geldin, değil mi? Şair Teofilos'la mahküm, kollarını haykırdı: — Arkadaşlar! bu adam An- dronikos'un hafiyesidir.. bura- ya, ıztıraplarımızla alay etmek için gelmiş... Mahkümlar Teofilos'un ba- şına toplandılar. | O— Gebertelim bu herifi.. ve midesindeki şarapları yere akt- talım... yakından gör konuşan Tadılar: — Ne duruyorsunuz? sanan... vur- — Ne duruyrsunuz be? vur | sanıza... korkuyor rousunuz? tün mahkümları korkutmuştu. Maamafih Teofilos için teh- like vardı. Mahkümlar, kumandanın ha fiyesi zannettikleri şairi öldür İ meğe karar vermişlerdi. Teofilos zindanın bir köşe- Yordu İ Birden ayağa kalktı: — Sefiller! dedi, ben de « İzin gibi, kumandanın İ bina uğramış bedbaht bir ada mım... İçinizde, Bizens şairi Te | ofilos'u tanıyan bir kimse yok | Selânikte işi ne? Diğer mah | meğe başladıla ömlar da söylen nik'e gelse, ğ ar ve sefiller onun pe İ şinden koşarlardı.. sanların ıztırapları- | ennüm eder aziz bir adam İ der. Onun ismi ma alma! Bu herifi ne söyletiyorsu nuz be? lay etmekten çe kinmiyor.. niçin sunuz? Uzakta, yerde mahkümun sesi işitildi: Teofilos'u ben çok iyi ta- | nırım.. geçen sene Bizansta gör müştüm... | sın, bakalım? Oraya kedar gelemem. âç j lıktan dizlerim tut Teofilos'u sürükleyerek, zin | bugün se pişireyim?,, diye sor | mamıştır; muhakkak, ki oğlu: İ su henüz çocuklen, kucağıma a | lap hoplatmamıştır | Öyleyse böyle bir adama “ba | bacığım,, demek? Belki sa- biden gülünçtür. Esasen Seyfi de babasma, bambaşka bir s€s- le “babacığım, derdi Seyfi, bazan babasının karşı | smda otururken, çök eski bir günü, yanyana yaşadıkları bir Bu bir gün- | lük — bir saatlık — bir hatıra- dır, fakat uwutulmaz, büyük bir | hatıradır. Babasının kısa bir İ bakışı, sesinin biraz titrek çık- | sü, Seyfide birden- bire bu hatırayı canlandırır. Ba zan aylarca, hattâ bütün bir se ne bu hatıranın | olur; fakat Seyfi, sırası gelince | ilk işerette bu hatıranın hazır | ve nazır olacağını bilir... | Bu hatırayı Leylâ'ya anlat- masi lâzım gelecek. Severek ev ması, bir , İnsan, sevdi; i bütü kaldırarak Teofilos'un kollarından yaka | Teofilos'un sert bakışları bü | sinde büzülmüş, etrafı seyredi- gaza. | inleyen bir | canlanmadığı | 27 (İZ İİ Yazan; M. Yavuz Yerde inleyen bir mahkümun sesi “Teofilos'u ben çok iyi tanırım. Geçen sene Bizansta görmüştüm,, danın öbür köşesine götürdü- | ler. İ Yerde yatan mahküm başını | kaldırdız Sakalı onun sakalına ben İ siyor.. sol kulağının ucun, edin, var mı? Mahkâmlardan biri dı: — Var. — O halde odur... Saçı sakalına karışmış, vahşi tavurlu, iri boylu, kırk yaşla” rında bir osdam, Teofilos'un İ omuzuna vurarak: — Bizans şairi Teofilos im- parator aleyhinde yeni bir şiir yazmış... o şiiri okursan inanı- İ ız ki sen osun! Teofilos mahkümları birer bi rer tetkik ettikten sonra, göz- leri sulandı. hassas şair, sefa let ıztırapla bu kadar baş başa kalmamıştı. — Okurum, dinleyiniz! Diye bağırdı. İ We yüksek sesle, imparator | aleyhinde yazdığı şiiri okuma- | ğa başladı: “— Dün akşam Vilâherme' İsmin etrafı gümüş kaplı büyük havuzunda çırçıplak rakseden cariyeleri yakından * gördüm... İmparator Yuanis elmas par- maklıklı tabtmdan, havuza a- uç avuç altın atıyer ve çıplak kızların başlarına > eski şarap İ savuruyordu Mahkümlar, yumrukları si | karak bağrıştıları Kahrolsufi impârator.. şasın Teofilos. Şair devam etti: | “— Saraydüh kaçtım... sefa- | hatle sefaletin mütesa' nr bü kümran olduğu bu memleket- te, bir gün, imparatorların u- sak ve uşal imparator ol- duğunu görmiyecek miyim, Al ahım?! Saraydan, bir daha avdet et- memek üzere kaçıyorum. Sefaletle el ele verip inleyece ğim. Bundan sonra sefillerin ıztı- raplarını terennüm edeceğim. Sefillerin yardımına ğın Sefilleçin yoğdelerini Şişirme: gebertmiyor. | & yüzünüz gülsün! r! yüzünüz gülsün! İmparatorun s kuşlar ötüyor... yakında o al- ahtlar yıkılacak... o salta, yere geçecek... İpler mes'ut Ağlayanlar gülecek. İ Ve gülenler ağlayacak!, (Bitmedi) | hiç olmazsa bütün mazisini ver İ melidir. İşte bunun için, ona bu | hatırayı anlatacak. İ | Amma salâhiyeti Oovar mı İ Neden olmasın, nihayet sevdi- İ ği kadına, karısına anlatacak İ Fakat bu hatırayı söylemekle yalnız kendi kalbini açmış, if- İ şa elmiş olmuyacak ki. Ya an- Jattıklarını ters anlarsa, tam an İ lıyamazsa? Bu perdeyi açacak İ olursa, izzeti nefsinden başka birinin izzeti nefsi de rencide olacak.. 7 ... Bundan çok zaman evveldi. O zaman kaç yaşındaydı? Ha- tırlamıyordu.Kaç yaşmda oldu İ ğunu bulmak için uzun bir he- | sap yapmak lâzımdı. Seyfinin büyükanası: — Aklımda hiç bir İ tamam, derdi. Seyfiye hafızasızlık, belki de büyükanasından mirastı. Esa- sen mektepte okuduğu seneler öyle biribirinin ayni idi ki. Mek | tep ayni mektepti, sınıflar ay- ni vi ee sıvanmıştı, hep - TEMMUZ yah bir et beni olacak. Dikket | ! haykır. ya| koşeca- | rayında bay- | o | sey. tu- | 193) Bakırköy 5. Huhuk Hakimliğin den: Müddei Şükrü Beyin müddei İ Kemaleddin ve Şemseddin | ve Şerafeddin Beylerle ve Fetanet | aleyhim ve firkat ve Fevziye hanımların şa yıan ve müştereken mutasarrıf bu- hundukları Bakırköyünd. tepe mahallesinin İnc 11315 masrakkam | hane mamuştemilâtının izalei şuyu | e Kartal irli caddesinde numaralarla sınnında bilmüzayede satılmasına karar verilmiştir: - Hanenin birinci katmda bir sofa üstünde beş oda bir helâ ve i- | kinci katta yine bir sofa beş oda ve bir helâ ve üçüncü katta | bir sofa beş oda ve bir hel ve. ze min katta kırmızı cini ile bir taşlık ve yine ile mefruş bir yemek odası ve diğer bir oda ve ini ile mefruş bir kurnı hamam ve bir oda ve çimento ile mefruş iki kiler ve bahçe içinde bir kuyu ile ve bir tulumba ve yime bab inde ayrıca bir oda ve yine di- r iki oda ile bir helâ ve miktarı kâfi bahçe ile eşcari müsmire ve ga; ve bahçenin | öm ve yan tarafları dicarla çev üstünde | mefruş kırmızı cini rı müsmüre ve İz ör 3 birinci müzayedesinde üç bin lira mukabilinde hissedarandan o Şükrü Bey üzerine birinci ihalesi yapılmış ise de kıymetinin beş bin beç lira olmasma nazaran haddi lâyilan Meakür hanenin icra kılınan da olmadığından tekrar yirmi müddetle müzayedeye konmuştur, | 3:. İ güna hacz ve ipoteki yoktur işti ya talip olanların kıymetinin yüzde | on nisbetinde pey vermeleri Tüzem- dir; 4 : » Kabi salışı muteakip müş bedeli müzayedeyi beş gün zar- | Furu icra vezsine teslim addile müzayedeye çıkarılacak ve tekrar noksan farlar be del ile bilcümle mesarif müstenkif | taktirde müstenkif satıldığı taktirde aradaki İ ten tazmin olunacaktır 5 «- Mezkür hane 18-8.931 şamba günü saat on beşde | Sulh Mahkemesinde mün. fetile üç defa bağırıldıktan gar- karköy sonra en çok bedel verenin üzerine kati satışı yapılacaktır ve ha: Ib İcrasına müra İstanbul Defterdarlığı lan: Satılık ev hissesi, No. 10 Malümulhudut hanenin bir- | etmediği | esi caddesi, Gül Cibali, ta- mon ve Kiryako ve Marye arsası ön tarafı yolla çevrilmiş ahşap evin 36 his- rafları issesi satılıktır, Mex- peşinen verilmek şartile n edilen) kıymeti 125 liradır 1. arttırma 931 salı günü Adres : l İ nıflar cadde üstündeydi; büyük lerin okuduk f bakıyordu. Bütün dersler ayni sınıfta okunuyordu. Tarih, coğ rafya, hesap, türkçe hocaları, sınıfa, talebenin ayağına g yor, fakat resim, kimya va rinde talebe başka bir sınıfa, ho canın ayağına gidiyordu. Mese lâ kimya İâboratuvarı, korido- run tâ öbür ucundaydı. Resim atelyesinin pencerelerinden cad de tabak gibi göründüğü için resimlerden ziyade gelip geçen lerle, tramvaylarla meşgul olu- dı. i, mektep sıralarında ge- çen her seneni çedip, bir tek gün yapmak ka- bildir. Mektebin haricinde de, gör- düğü dekor tetki: Taksim bah- çesi, Çocukluğunun dört mev- f simi bu bahçede geçmişti. İşte kapıdan girince, sol taraftaki havuzun kırmızı balıklarını gö- rüyor; tâ ilerideki köşkte İh- günlerini mez | İ vermek istemiyordu. stışaçık | fabrikasında yüzile şilte 12 biraya saat 16da defterdarlıkta(M-339) | RESMİ ALANLAR TİRE LİMTED ŞİRKETİ Türkiyede her lisanda intişar eden bütün gazeteler için bilümum resmi daireler . ilânlarını kabul eder Ankara caddesi Kahraman zade hanı 3 üncü kat Telgraf adresi: Resmilân - Telefon: 20960 Posta kutusu Ist, 753 | lerinde çocukları oynatan da- ! hususi mekt, | karısının çocuğu değildi. İ bir hatıra idi. Ana şefkati unu san prn idare ettiği bando- l yuyor. tarh cesit. Yangın Hayat Nakliye Kaza temeli ANADOLU | SİGORT ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmişti Adres: 4üncü Vakıf Han Telefon: | Telgraf: İ ist, 531 | İmtiyaz Darülaceze Müdürlüğünden: | Kök Krıple Tüvenan maden kömürü maden kömürü maden kömürü görgen adi tonilato tonilato tonilato çel 75 300 200 400 | Müesseseye bir sene için iktiza eden berveçhi balâ #İ ve mıktarları muharrer dört kalem mahrukattan 24 Ağssİ 931 pazartesi günl saat birde kok, ikide krıple, üçte gi nan maden kömürleri dörtte gürgen odunnuunn zarf usulile münakasaları icra kılınacağından taliplerin minat akçelerile münakasaya müracaatları. Darülaceze müdürlüğünden: ' Nobut © Mercimek O Kuru çalı fasulya 4000 2000 10000 Müesseseye bir sene için iktiza aden berveçhi balâ | ve mıkdarları muharrer dört kalem erzaktan 5 eylül cumartesi günü saat birde nohudun, saat ikide mercii saat Üçte fasulyenin, saat dörtte kuru üzümün kapalı usulile münakasaları icra kılınacağından taliplerin tel akçelerile müesseseye müracaatları, ... Darülaceze müdürlüğünden: Darülacezeye bir sene için iktiza eden şartnamesine İ but listede muharrer üç yüz küsur kalem cezayı tıbbi 26 ağustos 931 perşembe günü saat on dörtte kapalı usulile münakasası icra kılınacağından taliplerin yözde buçuk ilk temjnat akçel müesseseye müracaatları. ... Darülaceze Müdürlüğünden: Sabun Et Muhtelifülcint | 5000 Hastalar için yevmi elli ve aceze (o on beş kaleği için haftanın muayyen günlerinde sekzö yüz kiloya kadar koyu eti, Müesseseye bir sene için iktiza eden berveçbi b: ve miktarları muharrer üç kalem erzaktan 20 Ağustos erşembe günü saat on dörtte sabun, on beşte et, on altıda yenii kapalı karf ole aları icra kılınacağın! taliplerin teminat akçelerile müesseseye müracaatları. müna! Darülaceze müdürlüğünden: Zeytin yağı Arpa Saman 7000 2500 2500 2000 Müesseseye bir sene için iktiza eden berveçhi balâ #Elj ve mikdarları muharrer dört kalem erzaktan 29 ağustos İğ cumartesi günü saat birde sadeyağ, ikide zeytin yağı, Ü samanın kapalı zarf usulile münakasaları icra kıl ağı dan taliplerin teminat t akçelerile müracaatları. . Sadeyağ (125 kuruş yüzü ile kuştüyü yastı İstanbul'da Çakmakçılar sandalyacılar sokağında kuştüğü yüzile yorgan 15 liral yağlıkoba yastık 5 | kuştüyünün kilosu 125 kuruş başlar. Kuştüyüne mahsus kumaşlar çok ucuz satılır. Tel, İsti | kendisine “anne,, dedirimei İ ti. Mahaza, kendinden er bu çocuğu hiç hırpalamam!$”. azarlamamış, hiç, dövmesi İ Ona bir anne kadar sefkat Hele hele biraz hesap ede- | muhabbet m lim bakalım, Mektebe üçüncü Seyfi on yaşına sınıftan mı başlamıştı, dördün- | — Artık Sultani'y ye gi cüden mi?.. Dördüncüden baş- | sin demişti, lamış olacaktı. O zaman on, on | o Sonra ilâve etmişti: bir yaşındaydı. — Korknia... yalnız Evvelâ onu hususi bir mek- | yacaksın: tebe vermişlerdi. İşte o mekte- Babanın sınıfında okuy?' bi hiç hatırlamıyordu. Fakat bü | sın. tün çocukluğu ve yaramazlığı hep o mektepte geçmişti. Bu Seyfi'yi tahsil ettirmeğe İdi. Amma teyzesi onu küçükten sultaniye dıların peşine takılıyordu. Bütün bunlar muhayyelesin- de canlanıyordu. .. ... | Seyfi heyecanlanmıştı. Babasına karşı, meçh kaddesata olan hörmeti “ Babası, yanlarında olduğU İ man bile onlara meçhul ** İ dı. Bunun sebebi evvelâ # ri idi ünde, siyah bir İ dona bağlı iki gözlük sar Seyfi, Şemi Beyin şimdiki An- nesi ölmüştü. İşte bu da sönük tulmaz derler amma, Seyfi, kendini sevip okşayan, kolla. | rında uyutan kadını hiç hatırla mıyordu. Eve başka bir kadın gelmiş, Seyfi ona çabucak “tey | . Meme ni takar, gazetesini ya onu çıkarıp & zünüze bakar, daha s007* i El rar ikincisini çıkarıp bi İ ne el atardı, Seyfi, büy! |