Türkiye için Hariç için | 400 kuruş 800 kuruş 1400 , 2700 aylığı . 750 1400 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş Gazete ve matbaaya ait işler müdiri; etemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün azami hararet 28, asgari 21 derece idi. Bu- gün ruzgâr mutedil poy- rar, hava ekseriyetle bulu- tu. Bir hesap ve bir darbı mesel (Vâ - Nü) hayli ozamandır| dil encümenine debelleş oldu... Enine boyuna vuruyor. Encü- amdır. Böyle darbele- mamülü vardır. Hani: e oldukya!.. Dediği gibi bu vuruşlar de- vam edeceğe benzer... Geçende gene bir bentte en- cümenin yapmakta olduğu lü- gat kitabınm (2700000) lira- ya ve beher kelimenin 30 lira- ya mal olecağını hesap ediyor- du. Kelime vardır ki; 30 lira, r diyelim. Lâ sünısük, sümük, pısrık, gibi ke Mineler vardır ki; hiç bir an ve zama “da beş par« etmez... Böy esinin 30 hire etmesini eseri ta | li telâkki etmekten başka ça- | 9d. İnsanlar da bu keli- | Metelik | arun kadar | Mubarek ço- | re yoktur.. meler gibi değil mi?, etmeyen adamlı zöngin oluyorli cuk ona baksa y. Bu lügat kitabının 2700000 liraya ve her kelimenin 30 Hirk. | olacağını - okuyunca müş ise süküt altındır,, darbı meseli aklıma geldi. De- | mek oluyor ki bu darbı mesel de değişecek iz gümüş ise kelime altındır, lügat kitabı ha zinedir.,, denecek!. | Haberin varmı?. Dalgın ve mahdut bir dostum vardı İar sıcak oldu mu, hayatlı | Hele hava- | bütün has- | İetlerinde yüzde elli tenzilât o- lur, Mevsim satışlarında oldu- ğu gibi... Dün yanmda idim. Telâşlr bir ahbabı geldi ve ona | dedi ki — İbrahimin barap! al mış bir düşünce! oğlanm ağzı» | Bı bıçaklar açmıyor... | - Neden?.. — “Milliyet,in — AKINCI Şeyh Sadunun yattığı odaya | girdikleri zaman operatör dışa- | ft çıkıyordu. Kumandana yavaş ça izahat verdi: — Şiryanlardan çok kan git miş Ümitsiz. Hakikat, koca Tedmür şey- hinin benzi bir muşamba gibi olmuştu. Gözlerindeki o parlak ışık wönmüştü. Bununla beraber ya nına gelen erkânıharbi derhal “tanıdı, Soluk dudakları açıldı: — O... Yüzbaşı Celâl! Kumandan onun elini tuttu: - Nasılsınız, geçmiş olsun. Şeyh Sadunun fersiz gözleri ıc1 acı baktı. Cevap vermedi. Bir dakika böyle geçti. Son- ra yavaş yavaş söylemeğe baş- Tadı- ba, “emel | | sunun 100000 liralık ikramiye- Yeni neşriyat Faşist Roma, Kemalist Tiran | ve Kaybolmuş Makidonya Yazan: Falih Rıfkı B. Cümhuriyet devri, Falih Rıfkı Be | yin yazı ve fikir hayatında en bü yük inkişafı yaptı, Daha evvelki de- | | lan Falih Refkı B. binin ateşi nün en kuvvetli “Ateş ve güm ni karşılaştırınız. Kemale ermiş gür büz delikanlı ile onun çocukluk res- mi arasındaki kadar müşabehet an- cak bulursunuz “Faşist Roma, Kemalist Tiran ve | kaybolmuş Makidonya”, Falih Refkı Beyin son zamanlarda yaptığı bir | seyahatin intibalarıdır. Fakat seya tabname deyince akimıza sakın Ah- met Mitat Efendinin “Avrupada bir cevelân,, 1 nevinden bir şey gelme sin, Falih Rıfkı B., İtalyayr, Arna- Makidonyayı dolaşırken, | gözünün önünde daima | Tü yeni Türkiye, Gazi Türkiyesi, gök yüzünde tek bir yıldız gibi, parla mış. Muharrir, hep Türkiyeyi" dü şünerek, muhtelif memleket ufukla rından Türkiye için lâzım olanlarını | toplamış. İ Yarmki Türk ve yarınki Türkçe için en doğru bir tahmiyni bu kitap tan alabilirsiniz: Falih Rafkı B. bü. | tün yazı hayatında alıştığı urun at lana hamlelerinden — biri ile kendi neslini aşarak, yarının bir timsal muştur. Fikirler o kadar yeni, ya- iş o kadar temiz ve canlıdır. Harpten sonra dünya yeni bir şek | le girdi. 1789 danberi Avrupaya ya yılmış olan Burjuva fikirleri y ci serin ilik senelerinde — artık son | haddine ermişti. Cihan harbi, dört | sene siperler içinde tuttuğu insan lardan, dört sene açlık ve seialetle | çarpıştırdığı askerlik dışmda kakan- | lardan yeni bir hamur yaptı. Ba.ye | dilerini bu kadar felâkete medeniy.t sisteminin ka mansız düşmanlar gibi dikildi. Artık yeni bir devre açılmıştı th | tiyar emperyal. r parle- | mantarizm, dayanacak direğini ken | di eliyle yıkmıştı. Bunun yerine ye | ni bir şey lâzımdı. Harbin sonunda | killerde kendini gösterdi: mahut Wilson prensiplerile, Ru Sovyet hükümetile, Italya F: resile bu ihtiyaca tekabül e ist Türkiye 1918 de walla eren mem — Kimin? — Mark dediğinizin!... — Hayır efendim. Mark, | mark! Alman parası.. — Hât, ben de düşmüş de yince bir yerden biri düşmüş sandım.. Her şeyin başı sağlık! Ne yapalım.!.. düşmez kalkmaz Bir Allah!.. Mektuba cevap Karilerimden (Çelik beden) imzalı birinden bir mektup al- İ dım. Anlaşılan bizim kariler i- İ çinde madeni olanlar da var Acaba, ahşap, yün, pamuk, şe- İS sayi ve el olaki ?. Bunları mektup gel- dikçe peyderpey keşledeceğim. Bu çelik bedenli kari benden soruyor: “Eğer bana tayyare piyango var mi si çıksa Mazhar Osman Beye kadar zaman misafir kalabi- hirim!..., Aslanım buiki şeye bağlı. | aklınızın, diğeri pa- tahammülüne bağlı Edebi Romanı : KISIM | Bürhan Cahit — Sizinle karşı karşıya gel- | mek istemezdim Celâl Bey. Şeyh Sadun güçlükle konu- şabiliyordu. Çok kan zayi etti- inıharp onun de- nuklaşan gözlerine baktı : — Niçin Şeyh efeni Yaralının zayif dudakları ha reket etti: iz (Hama) da çok bü- yüklük gösterdiniz, best bıraktınızdı beni ser- O hürriyeti ben size beş asır be raber yaşadığınız Türk Milleti namına bahşetmiştim. Memle- ketinizi istilâ eden düşmana karşı kullanmak için size silâh İ görüşleri ayrı bir kitap İ lükalandıran cephelerden İ leri ancak böyle içli bir düşünüş ta | leketlerden de hâriç kaldı. Onun mu barebesi daha dört sene sürdü. An- | cak sonra Türkiyede ie lik aktığı ih ”” bundan sız döv göründü. doğdu. Falih Rıfkı Beyin Ri mak üzeredir. Bu alih Raf kı B., evvelâ Faşist İtalyayr gözden geçiriyor. Garpla bile az anlaşılmış olan bu hareket hakmda en kuvevt li ve en toplu malümat, asıl bizi a olarak, bu kitabın satırları Parlemantarizmin elinde yıpranmış Italyayı yeniden canlandıran Mus solini hareketini esaslı ve kavrayıcı hatlariyle bu kitapta takip edebilir. siniz. Arnavutluğa ait olan tetkikler hemen hemen buna bir zeyil adde- dilebilir. Makidonya geçişi de eski bieranları tazeleyen bir hâtime gibi | dir. Bu kitabın içinde yeni hatıratın mühtaç olduğu en yüksek Fikrler, entemiz ve kısa cümlelerle anlatı. maştar, Yarının üslübu için en par- lak nümuneyi bu satırlar gösteriyor. Bir tek cümlenin içinde bazan koca bir fikir cihanmın parladığını görür sünüz, Kısa, açık, sarih (o bir ifade, kitap baştan başa bu canlı ve yeni lisanla yazılmıştır. Okuması hiç güç | lük ve yorgunluk vermiyor. Fakat gerçekten istifade etmek isterseniz | her cümle sonunda biraz da kendi kendinize düşününüz. O özlü İ mamlıyabilir. | Ne kadar anlatı yelim, bu müste den daha iyi anla! mak istersek iste- | kuvvetli vasıtalardan biri — sayılabi Kari Sütunu Bu nasıl kaptan? Bu Cuma saat 9,30 da Köp- rüye Beyle kalmadığı ve esasen imekte olan bir motör, beyi açıklarında benzini makinesi de sakat bulunduğu için istop | *tmiş ve içinde bulunan yirmi | beş kadar kadın ve erkek çocuk | yolcular acı acı feryada başl mışlardır. Gece olduğu için bir i taraftan imdat gelmesi müşkül | olduğu sırada, Boğazdan hop- rüye gelen 74 numaralı Şirketi Hayriye vapurunun kaptanı Şe ref Bey bu acı feryatları işitin- ce derhal muavenete koşarak, motördeki yolcuları vapura al- | mak suretile yirmi be; nüfusu tehlikeden kurtarmıştır. Şeref kaptana teşekkürlerimizi ve sa- motörle yolcu taşıyan mo- | rün kaptanı hakkında taki- bat yapılmasını makamı aidin- | den rica ederiz . Mülkiye mektebi ambar | memuru Cemal | Bir tan dolayı mahcuz olan üzeri kırık | bir terazi Ka | dıköy pazar yerinde 23/7/931 per. 16 buçuğa kadar bilmüzayede satılaca | bedelleri müş- terisine ait olmak üzere talip olan Kadıköy İcrasından: Bir borç: | cümakünle bir masa ve şembe günü saat 73 buçuktan ğndan ihale ve p ların orada bulunacak memura mü: racaatlar: ilân olunur. ve cephane verdim. Kabul et- | mediniz. Gelen düşmanın size | istiklâl getireceğini zannede- | rek hürriyetinizi istediniz değil mi? Şeyhin göz kapakları indi. Genç erkâmıharp devam et- ti: — O zaman daha dört yıl ev vel (Tedmür) deki saraymızda size söylediğim kanaatlerin ta hakkuk etmesi için size istedi- z serbestiyi verdim. Türk milleti, silâhsız ve hasta efra- dını katliâm eden aşiret reisle- rini affetmezdi. Fakat size sap- lanip kaldığınız yanlış akide- nin weticelerini isbat ettirmek için ben size o akibeti görmek fır: verdim Allenbi orduları (Erden) de (Guro) orduları Şamda bulunu yor ve yerleşiyor. Beklediğiniz müstakil Arap saltanatı nere- de; onu öğrenmek isterdim. | İ müş ve emri tahkikatın 9/9/9 Yeni şekil Soldan sağa 1— Kalabalık (7) Baston (3) 2 — Nota (2) Kan yolu (5) Be yaz (2) 3 — Zarinen (2) Şaşardı (8) 4 — Derin (4) Tüy (3) 5 — Beyaz (2) Eski (4) 6 — Sinir (4) Oyunda birli 7 Erkek dadı (4) Renk taret (2) 8 — Allince (7) mleketler (7) Kabul etme « (2) Keder (4) Yukardan aşağı 1 — Deva (4) İşaret (6) Şüphe, tahmin (3) Kibarlık 3 — İlimler (6) 4 — Asmak (4) (s) $ — Kur'anı ezber bilen lemler (4) 6 — Derinlikiçr. (8). Katil (4). 7 — Canın yongası (3). İz (4) 8 — RL (2). Uzağa işaret (2) Hece (2). 9 — Geri gelmek (4). dağ (0. 10 — Sadakatli (5) 11 — Zekâ (4). İçilen çey Takım (3) etimek (5) E- Rusyada Ban (3). (2). im Mİ Lİ yergun Istanbul Besinci Hukuk Mahke inden: Madam Manyo Hayrettin B. trafından Galatâdi doğru yolda 136 - 138 numaralarda mükim Panayot EF, gi Er | eylediği ref'i haciz di ayı ilânen icra edilen rebiite rağ farihli celsesi tahki etmediğinden men 15/7, katta isbati vücut naşı hakkında giyap kararı © veril- lt rihine müeadif çarşamba gü 14 de tayin kılınrm; yevm ve vakti mezkürda mahkeme de hazır bulunması lüzumu beyan ve aksi halde hukuk usulü muhake neleri kanamunun 401 ve 141'aci maddeleri macibince hakkında gi yaben tahkikata devam İ tebliğ makamına kaim olmak üzere ü saat olduğundan ilân olumur. tarap verdiği belli idi. Cevap vermedi. t: iraz su! Büz kumandan elile dol. durduğu bardağı şeyhin dudak lara götürdü. Taze ve soğuk su ona biraz can vermişti. — Teşekkür ederim C. bey, dedi. Her zaman lutufkâr- sınız Kumandan gülümsedi: — Türk zayıflara her za- man dosttur. Şeyh Sadunun gözlerinde bir ışık parla, — Hata ettik, dedi. beraber çalıştaydık bu akibet olmıyacaktı. Suriye bi müstemlekesi olmıyacaktı, Miralay Celâl başını dikmiş- — Beraber çalışmağa lüzum | yoktu, dedi. Onlarla beraber ça Şeyh Sadunun yüzü ka Sakal başlarından terler akıyor du. Genç erkânıharbin bu sunli | ona omuzundan aldığı mühlik | harp yarasından daha cok ız- | lışmasaydıız, biz yine sizi kur taracaktık. Ve bir dakika durup ilâve et | | Hattâ dün gece (Kilis) i vekili | olunacağı | Fakat dudakları hareket et- , m nihayetsiz bir yorgunluk hissediyordu. maz yürüyücülerden bir arka- daşla yaptıkları uzun yaya zintiden, yorulmaz çenebâzlar- dan diğer bir arkadaşla kahve- İ de geçirdiği saatlerden sonra, bacakları perişan, kafa- sı perişan bir halde eve döndü. Kendi kendine: Eğer karım karşı! hata veda! diy ni bekle, | k ve giriş Jan bu harikulâde plânı tat- bika kalktı. Apartımanın kapı- sını yavaşça açtı ve ayakları- | mın ucu ile salona girdi ve bir Çok geçme. uzun imizi belli etinsinali! kanapeye uzandı. den dalmıştı. Tam uykuya varacaktı ki, yatak odasından doğru karısı- nin sesini duydu: | - Yeter Allah aşkına, it, Bak, beni ne hale koydun? Jan birdenbire doğruldu ve başımı kaşıdı. Sükünete davet e dilen bu deli kimdi? Her halde ne evin köpeği, ne evin kedisi İ değil! Bunların haricinde mah lük namına evde kavanozdaki kırmızı balıklar var. Her halde İ bu balıklar da değil! Jan tamamile ayağa kalkma- ğa karar verdi. Büyük bir reha vet mafsallarını gevşetiyor, ira desine zâf veriyordu. Maama- fih kapıya kadar yürüdü ve a- naht t Karısı, bir delikanlının kuca ğa oturmuş, her iki şır ve neşir olup duruyorlardı Bu sefil ve alçak adammn mu İ hakkak geniş bir muhayyele: vardı ki, nevazişlerin çeşidini htira ediyordu. Tam mânesile şaşıran Jan tarassut deliliğini bıraktı ve zihnini toplamak için kanapesi ne döndü, düşünüyordu: — Muhakkak bir şey İ mak tâzüm! diyordu; Hiç iti İ etmezsem, gülünç mevkide ap- kal mış olurum. Haydi odanın kapı | sını açayım ve bağırayım. Fa- | kat ne söyliyeceğim. Bağırınca | İda bir şey söylemek lâzım. . | Böyle vaziyetlerde de ne söyle air bilmem ki. . İ “Düşündü, düşündü. Fakat kafası, ona yapılacak İ seyi göstermemekte inat edi: İ Yorul | | muhakak bir İ daha gülünç olurum. ket te, tam böyle aksi bir gece- | de- | r deliğinden içeriye bak- | —FRANSIZCADAN-— rdu. — Yerinde bir sem, gene bir aktöre peyisöylemim rde gülünç döneceğim. Lâkin sey söylemek mi » Sözden ziyade iş daha müessir değ Su mel- lüzum unların ikisini düre i. yim, Bir çekmeceden tabancasını aldı ve şarjüre bak Vay canına, dedi, kurşun irden | yok. Kurşun kutusunu da nere ye koydum bilmem şimdi hatırladım. Kut cdi Oraya gidip te ta- bancayı gözlerinin önünde dol. | duracak değilim ya.. O zaman Bu felâ- de başıma geliyor. Bizde de ta li mi dedin? Jan, yapılacak başka bir şey bulmak için tekrar döndü ve uzandı. Fakat o ka- dar yorgundu ki, gözleri ken- diliğinden kapanıyordu. Kendi kendine şöyle düşündü: Eh, dedi, bu adam bir de fa tadını aldı ya, mutlaka gene gelir. Belki yarın, belki bir haf ta sonra,. O zaman yapacağı. mı ben bilirim. . Ve Jan derin, gayet derin bir uykuya daldı T. Tayyare C. ! Istanbul Şubesinden: oltuk, halı, masa, san- kanapeye | Kirkor Vartanyan. İ Bedia hanımdan #4 n maa fal idir olunan altı: arttırmaya 8/9351 tar tarihin pi kadar BE İcra Da açık arttırma ile satılacaktıf 10 teri skim vergi saal 14 ten 16 y daki İstanbul 5 in: maya iştirak için 95 Mi gesi alımır lediye ve vakıf ies) | teriye ait Hakları Tapu rile sabit olmayan ipotekli lar ile diğer alâkadarların * İ tak bakiı sahiplerinin bu hi ve hususile faiz ve mesarife lam iddialarını ilân tarihindet | ren 20 gün zarfında evrakı © | lerile bildirmeleri tizımdır, & dirde hakları Tapu sicillerile olmayanlar satış bedelinin İ | masımdan hariç kalırlar, Alâ) İ renin Tera ve İflâs Kanunun uncu maddesi hükmüne göre kı hareket etmeleri ve daha malümat ve tafsilât almak İl lerin 931/1338 dosya (num memuriyetimize müracaatları olunur. ip ettim. Yenisini yoktur. otelinde kahveci İbrahi racağımdan hükmü kasa, tahta saydık ve | i müstamel bazıeşya n 26 ıncı pazar gü- nü saat 14 te satılacağından steyenlerin o gün Ca- galoğlundaki şubemize müra- caatlarr, Harik Hayat Kaza | | Kr Nezihi Mağa Çayı. Otomobil Sigortalarınızı Galatada Ünyon hanında kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaplır- mayınız. Telefon: Beyoğlu 2902 g RESMI OLANLAR TİR LİME ŞİRKETİ Türkiyede her lisanda intişar eden bütün gazeteler için bilimum resmi daireler ilânlarını kabul eder Adres * Ankara caddesi Kahraman zade hanı 3 üncü kat Telgraf adre İ nizi onlara karşı kullansaydı- nız, Tarih sizi topraklarını mü dafaa eden bir kahraman millet diye kaydedebilirdi Siz, size beş asır canını ve malını veren Türkün bu sefer de anayurduna akın etmeğe İ kalktınız. o Yirminci o asırda (Gazve) fikrile hareket eden bir milletin tarihi bir saltanatı nı istirdat etmesi mümkün mü? Genç erkânıharp ağır yaralı İ bir esire daha acı şeyler söyle- meğe dili varmadı, sustu . Ve zaten şeh Sadun ar- tık işitmiyordu . Yüzünde görülen | ihtilâçtan sonra ebedi başladı. Şeyh Sadun ölmüştü . İ İli arkadaş odadan çıkarken İ kaymakam Rifat kendini tuta- mad — Hey koca Arap, dedi. Son nefesinde bile bir yudum suyu nu Türkün elinden içti. hafif bir küt (İkinci kısmın sonu) i basmağa hazırlanan kuvvetleri | MI © GESİ — SON KISIM — Miralay Celâlden kaymakam Rifat Beye. İzmir'de müstahkem mevki kumandan muavini kayma kam Rifat beye Aziz kardeşim Rifat, İzmirde eski silâh arka- daşlarile buluştuğuna pek mem nun oldum. Güzel İzmir neler çekti, neler gördü. İzmir muha | rebelerinde (o bulunamadığıma, bilhassa Büyük kumandanın yanında çalışamadığıma çok müteessirim. Banâ burada verilen va- zifo askeri olmaktan ziyade Si yasi, Onun için zevk almıyo- Tum dersem inan. İzmir ve İstanbul kurtul duktan sonra ic hudutları. mızın çerçevesi göründü. Bu mucize Alman donan masını kendi kendine batırtan, Kayseri hudut haricine kaçır- tan koca Loitcorca (Taymis) kenarlarmı zehir etti. Bizi siyasi haritadan si- lip süpürmek için şahlanan Av rupa devletleri pes dediler, Fa- Resmilân - Telefon: 20960 Posta kutusu İst. 753 AFiYE HANIM içük Ciftlik Parkındaki Saz heyetine iştirak etmektedir.ği | kat Türkü imha için kosti le el ele verip şeyhislâm k nın fetvalarını (Papulas) # mirnamelerile beraber net den halife kafasını tirmedi . Fakat mecnun ve sal bir sülâlenin çerkes analar, rap lalalar ve Arnavut mi fızlar içinde büyüyen seci alâkasını kesmiştir . Saf Türkün yüreğine yuşturucu bir Mekke aşısı rup beş asır onu #airi filme ibi yaşatan hilâfet için hudutları içinde yer ayıran cağız. Şeyh Sadun, Türkün rap itilâsına engel olduğun! din ediyordu . Ben ona Arap tesir nin Türke ayak bağı olduğ söyledim. Hacı baba, biliyors! | rabistandan çekilirken bi dım adım takip edip perak©j lerimizi vuran diplomat | Devamı Wi