re 5 1 karargâh lev İS ğimiz zhman li A e les e Kö ag # 26 HAZİRAN 1931 IDAREHANE — Ankara cadde- “İsi No: 100 Telgraf adresi; Milliyet, Tstanbul, 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ Gelen evrak geri verilmez musbular 10 kuruş satbaaya ait işler için müdiriyete mürgeaat edilir. Güzetemiz ilânlerm mes'uliyetini İİ Kabul etmez. a Bugünkü Hava Dün en fazla hararet 29 n az 18 id £ Matbuat hürriyeti İlratıre, bizim memlekette “matbuat hürriy olmadı ii sürenler şü son günl İNE bazı İstanbul gazetelerinin iilarını okudulan sotra bi: ısrar ederler mi? Bizde matbu- at o kadar serbesttir ki, gaze telerde bugünlerde yazılan şey- “leri sokakta iki kişi biribirine tekrar etse halk tükrüğe boğar. Benim anlayamadığım bir gokta vardır. Hep hakikat sö; İediğimizi ve aradığımızı iddi meden ortaya çıkarılamayor mu? Biribirimizi edep dairesin- de iskât ve ikna etmenin yolu yok mudur? Bana diyorlar ki küfür eden gazete satılıyormuş... Belki, lâ- kin bu muvakkat bir rağbettir. Küfür her zaman dinlenir şey değildir. Selâmsızda Çingene- — lerepara verip kavga ettiren © ve bundan zevk alan amatörler > olduğu gibi küfür eden gazete- yi de arayanlar bulunur.. Ama üç gün sonra küfür biter, bitme se de kimsede arru kalmaz.. En güzel plâkları bile dört defa din leyince bıkıyoruz.. Hep vatan için millet için ça- laştığımızı, çarpıştığımızı söy- lüyoruz.. Eğer böyle ise bu kü- für küfür esen kalem sabipleri- nin edep ve terbiyeden başka memleket uğuruna feda edecek İleri şeyleri yok mudur? Bu meyanda “Son posta , Bu meyanda “Son Posta,, ar kadaşımızın hali gariptir. O a- caba bu müşatemeye razı mı? Orası malüm değil. Yalnız is- temediği şey işe Adliyenin ka- #ışması..... Bunu matbuat hür- riyetine mugayir buluyor. Bu da bir “tez,, dir. Son Posta Yıl- 'maz aleyhinde açılan davaya yor. “Halkın bunları feshetme- — BIKINCI Şeyh Sadun gördüğü ikram- lara teşekkür ederek güneş çok yükselmeden yola çıkmak üze- re veda etti, Şeyh güzel beyaz atının üs- tünde bir bulut gibi uzaklaşır- ken yüzbaşı Celâl süvari bölü- ğü kumandanı mülâzım Envere — Bölükte teçhizat noksanı var mı? — Hayır. — Hayvanların vaziyeti?” — Mükemmel. Levazım zabitine dönerek sordu: — Kaç aylık erzak var. — İhtiyat bir aylık... Fakat azımından i G Türkiye için Hariç için 3 aylığı o 400 kuruş 800 kuruş s. 70, 1400 ie, 400 , 2700 mem gene bu batıl iddialarında | oruz.. Bu mübarek matah | © küfür etmeden, terbiyesizlik et. “Milliyet, in Edebi Romanı : 21 Kozacılık Bursa için ilâhi uumuşak ipeğe karışan genç kanı — pie patlıcanı ve holo şeftalisi — MİLLİYET CUMA Sitilliyet | | Yolcu mektupları | bir monopoldur — Güzel ve lin fasulyası, 4 si e, 'onserve ri kasına sermaye temin edilirse Türkiyenin “ Libis ,, i olur. Bursanın en büyük servet menbat şüphesiz ipekçiliktir. Harpten evvel beş milyon kilo koza yetiştiren bu mıntaka, harpte pek az dut bahçele tinin tahrip edilmesi ve kozacı hal- kın hicret etmesi yüzünden şimdi bir milyon kilo kadar bir şey istib- sâl edebiliyor. Istihsalâtın eski hali. ni bulması için “Koza borsası, nın mesaisi ve zürran Fidan dağ memnuniyetle kaydedilecek hizmet- lerdir. “Kozacılık mektebi, , ve “Bö- eskçilik enstitüsü, memlekette fen- an ve iyi böcek yetiştir. İ me üünllerizin temizini tözüne çek İ şan ve hüküm in ne ka dar ciddi telâkki edildiğini göste ven iki mükemmel mücssedir. Bu mesaiye ve teşkilâta Busra zirantte meselâ tütün ve ni kozacıl kazançlar getirmiş. bazı mahsulâlı, kozanm aleyhine olarak, yetiştirmek için hâlâ hissedilen bir İ meyil vd, Halbuki Bursanm (sulak arazisi İ tütüne hiç münait olmadığı gibi'af- yon da Bursaya Büz bir mahsul de | ildir. Bunları Türkiyede daha çok iyi bir tarzda istihaâl eden bir çok atık olduğu halde ipek mi kozası hemen hemen yalı sus bir mahsuldur Diyorlar ki suw'i ipek tabii ipe- gin yerini alacak kadar amansız bir rakip olmuştur. İpek piyasası fev- İ kalâde düşkün olduğundan ihracı İ mümkün olamıyor. İ Bunlarazçok doğrudur. Fakat İ bir çok sanayide Bursa ipeği rakip- siz olduğundan her zaman aranacak | tur. Saniyca, Bursanın ipekli kumaş fabrikaları Bursa kozalarının en bü- yük müstehlikidirler ve bundan son a daha fazla da olacaklardır. Sali- sen, düşkün olan yalnız ipek piyasa 4 değil, hemen her maddi iptideiye nin piyasasıdır. Binaenaleyh, Bursa zurra toprak ları ve iklimleri için İlâhi bir mono- pol olan kozayı her mahsule takdi- men istihsalde devami etmelidirler. Ipekçilikte Bursa için yögüne te- reddüt noktası belki ipek fabrikala. rında çalışan kadınlarla küçük kız ların sihhatleri olabilir. Bu piçareler kendilerini uzun sayhalarla davet e- 'den fabrika düdüklerini işitip gece yarısından bir kaç saat sonra yatak. larından fırlar ve şafaktan evvol ku- tubetli işlerinin o başına koşarlar. Fabrikacılar için yaşın küçüklüğü ve işçinin sihhati gibi endişeler mev cut değildir. Onlar isterler ki asgari yevmiye ile azami mesai müddeti zarfında namütenahi faideler temin etsinler... Ve bu mesai müddeti ya- zn an guruba, kışın da — gün ler olduğu bahanesile — gene ye hakkı vardır.,, Yanlış!... Fıkra şudur: “Hal- kın bunları linçetmeye hakkı vardır.,, Evet! Yanlışlık olmuş dene- cek! Denecek amma kari alda- Bıp gider. “Feshetmek,, sözü için dava açılır mı? der!... “Fes hetmek,, ile adamı diri diri par çalayıp öldürmek mânasına o- lan “linçetmek,, arasında eğer fark yoksa bu dava da haksız- sebep olarak şu fıkrayı gösteri- | dır. FELEK 4 KAsIM — Bürhan Cahit Sıhhiye küçük zabitini çağı- ran kumandan ona da sordu: — Bölüklerde hasta olan var mı? — Piyadeden bir nefer var- dı. (Halep) e hastahaneye yolla dık. Burada vukuat yok. — 7 malzemesi ne â- Maiyetindeki kuvvetin her ile sık sık alâkadar olduğu için karargâhta bir noksan bul mak imkânı yoktu. Yüzbaşı Celâl o gün süvari mülzimi Enver'in kumandasın da bir müfrezeyi (Gadir) isti- kametine yolladı. Ve karagâh emri yevmisi- 'ne şu cümleyi ilâve iması | Bursaya mah- | 10 on iki saatten az değildir. Bu — gayri intani diyemem — fakat her halde gayri sıhhi mesai tarzının kötülüğünden bahsederse- niz fabrikacılar size şu cevabı verir ler: “İşçiler henüz acemi oldukların dan ücretlerine nazaran lâzim gelen randmanı alabilmemiz için biraz faz İ in çalıştırmağa mecburuz. Aksi tak- İ dirde Avrupa piyasası ile boy ölçüşe meyiz.,, İ o Messi kanunu Medlisten çıkınca | bu bahaneler artık mevzuu bahis ola | mayacaktır, Fakat o zamana kadar, biraz elisik ücret pahasına da olsn, sik çalıştıramazlar mu? Çünkü, esasen rakip bir ik en | lan Bursada çalışan bu çocuklardan her sene ne kadarı veremden ölüp ne kadar genç kanı karışmaktadır! Yeşil Bursanın yeşilliğini yapı « meyva bahçı eden başlar ve iki ğinde | ik bir mesafe dahilinde wzanır, İ bahçelerin yetiştirdiği sebzeler de “Gelin fasulyesi, , “Topane pat- lıcani,, gibi şöhretleri Bursa haricine İ kadar çıkmış sebzeler vardır. Mey- valar. arasmda bütün o Türkiyede İ meşhur olan “Holu,, şeftelilerini u- | mutmak kabil midir? Her sene mevsimde kamyonlar ci | vardaki bütün vilâyetlere Balıkesire Kütahyaya, Eskişehire, hattâ Anka. raya Bursanın sebze ve meyvalarmı taşırlar. İ Sebze ve meyvanın bol ve ucuz olduğu bu memlekette Türkiyenin en nefis ve en temiz meyva ve sebze konsorvalarını yapan bir de konser. va fabrikası vardar, Dört sene evvel aktedilen Bursa İktisat kongresinde verilen bir ka: var üzerine teşkil olunan bu konser va girketi bir kooperatiftir, fakat ko da hernedenıc tatbik edilmediğin den para müşkilâtı içinde çırpim- -0£ ön ürüne yur 2 yek 20 yayan hut hususi eşhasa devri ihtimaller rinden bahsolunmaktadır. Kooperatif olduğuna nazaran bah çe sahiplerinin vasi mikyasta iştirak etmiş oldukları ve binaenaleyh bun- ları mahsulünü komserva haline ge: tirmektz bulunduğu fikrini veren bu şirkette avukat, tüccar, o kabsmal; devlet memurları gibi her sınıfa ve ber mesleğe mensup © zevat vardır, fakat bahçıvan ve bahçe sahibi yok- tur, Fabrikaya kizumu © olan sebzö ve meyvalar da piyasadan bedeli mukabilinde tedarik edilir. Fabrika muktedir ve işinin bihak kin ehli bir mutahassız. tarafından idare edilmekle beraber az bir serma | yeye istinat ettiğinden bir türlü in- | kişaf edememekte ve piyasanın ta- lebini is'af arzusile bankalardan ak- de mecbur kaldığı istikrazların yük sek faizlerini ödemek zaruretine bi- naen de kâr temin eyleyememekte- dir. Bu kârsızlık yüzünden de daima olduğu yerde kalmakta, bu dairei basideden çıkamamaktadır. Konser- İ va istimâl eden bir çok muhitlerin ihtiyaçlarını temin edebilecek mik- darda mal yetiştirmesi ve hattâ Bur kımı her gün münavebe ile Es- sean, Tedmür ve Gadir istika- metlerinde haraket ederek ak- şam avdet edecektir. Takım ku mandanları haraketlerinden ev vel karargâh kumandanlığın- dan talimat alacaklardır.,, Yüzbaşı Celâl (Halep) ten gelen postayı derin bir heyecan la bekliyordu. En sevdiği arka- daşı mülâzm Rifatla ba; başa kaldıkları zaman çöl ortasında erine yudum yudum len muharebe havadislerini mü nakaşa ediyor Türkiyenin de bu ateşe (o karışacağı günün yaklaştığını alıyorlardı. Çöl ortasında heyecan ve in- tizarla geçen uzun günlerde genç erkâni harp sinirleri çelik bir ay gibi gerilmişti. Üzüntü- den her gün mülâzm Rifatla hayvanlarma atlayıp muhtelif mz doğru sürüyorlar İ Büriidet zarfında Şeyhi Sa dun genç erkân: harbi iki defa Tedmüre davet etti. Bunlardan acaba bu zavallı çocukları biraz ek- | ge-| Med 206 gitmekte, güzel ve yumuşak ipeğe | bir şerit gibi is | Kestel” e oradan on beş kilametre | Yeni şekil Soldan sağa 1 — Yakıcı su (6) Farenin düş manı (4) 2 — Kör (3) Mektep (4) 3 — Kaldırmak (3) Möstecir(6) 4 — Yaşıt (5) Erkekler (5) 5 — Elemler (4) Köpek (2) 6 — Telin (5) Elbise diken (5) 7 — Mantar (4) 8 — Kazanç (3) Tren (5) 9 — Oyun kâğıdında birli (2) İs- ökbal (3) Kuzunun sesi (2) 10 — Çift değil (3) Ölçü (5) 11 — Muaşert icabı (5) Göz rengi (8) Yukardan aşağı 1 — Zulmet (8) Uzağa işaret(2) 2 — Mihnet (4). 3 — Zerdeye konur (6) Dans(4) 4 — Vasıta (4) 5 —Zamiin (2) Kadın hamamm- da hizmet eden (5) 6 — Temiz (3)iyi (3) 7 — Bey (3) Vermek (3) — Kız çocuk (6) Kiminse (3) 9 — Tek'değil (2) Kabul etme. mek (3) Nala (2) 10 — Muvafık (4) İş. (4) 11 — Emin (6) Nota (2) sm İİ amala Yeni neşriyat TÜRKSPOR Bugünkü maç tafsilâtını da muhtevi olduğu halde yarın sakah intişar edecektir. ... Ameli ruhiyat Dr. Abdullah Cevdet B. Gustave Lebon'ın bir eseri- ni daha “ Ameli ruhiyat,, ismi. altında terceme ve tabetmiştir. sanın bollük zamanımda sılan ve çü- rümeğe mahküm kalan meyvalarını konserva halinde harice sevk etmesi pek mümkün olan bu fabrikaya on beş - yirmi bin lira kadar bir işlet- me sermayesi temin edilecek olursa Bursa mirntakası günün birinde “Li bis,, kadir mruf bir konserva fabri- kasma sahip olacaktır. Sanayi ve maadin bankasının e- hemmiyetle nazarı dikkatini celbede rim, EN.E. ğmı cevabını verdirdi. İkincisi de yakalandı, Şeyh Sadunun a- damları onu bir sabah gezinti- görüp Şeyh Sadun bu meklupta hem mehtaptan istifade etmek, hem de baş başa bir yemek ye- mek için onu Tedmüre çağır yordu. Mektubun bir köşesinde fransızça ile ve Zehra imzasile “Tedmüre . gelmiyorsunuz. Aynillkum — Tedmür yarışın da bahsi kaybettiğim için size | bir ziyaret borcumdur. Eğer bu | nu bekliyorsanız beklemediği- niz bir dakikada yanınızda bu- lunacağım.,, Genç erkâni harp: — Peki, dedi. Bu akşam ge Tiyorum. Genç kızın karargâha gelme | si hoş bir şey olmıyacaktı.. Yüz başı Celâl geçen mehtapla Ted mür şatosunun sütunlu divan- etti: —o— | birinde yüzbaşı Celâl kendisi | vak'alar, haraketler onun ru. hanesinde yaşadığı efsanevi macerayı unutmamıştı. Fakat | Jehova, cennette çehre lerinin hiç değişmediğini farke dince vücuda ilâhisi sıkılmağa başladı. Artık yer yüzünün in sanları âmalinin hesabımı ver- dikten sonra, cehennem yolunu mü tutuyorlardı ki, cennete uğ rayan olmıyordu. Yoksa toprak üstünde fen | hızın: almış ve insanlar ömrü ebedinin çaresini mi bulmuşlar İ dı da, ahrete gelen yoktu. ” in cennette hayat yek | , | nadir şey aramağa koyuldu. Ni Onu nesak bir hale girmişti. yeknesak hayat ta kimin canrar sıkmaz? sıkıntısını iza adir şey getir. Bedii kıy- eb'adı, mazisi bulümdur. Yete maz şeyler olsun. Yedi siz nümune istiyorum. Saint Pierre; — Emri ulöhiyetpenahınız başım üzere! Dedi. ve derhal beybesini hazırlıyarak yer yüzü ne inmeğe hazırlandı. ırada kürrei arz, bütün kâinatı ile beraber mihveri üze rinde baş döndü, bir hızla dönüyordu. Saint Pierre indiği | zaman, ayağının altına Avrupa ve İhtiyar nedim derhal işe baş ladr. İnsanların ve eşyanın ara smâ karıştı. Onun için zamanın ehemmiyeti yoktu. Çünkü ha- Nadirattan bir şey — Fransızçadan — yatı ebediyeye naildi. Saint Pierre toprağa vâsıl o- hunca ilk defa olarak insanların henüz ömrü ebedii ekserisini bulamamış olduklarını anladı. Ölenler ölüyordu. Eğer bun- lar cennete gitmiyorlarsa, her halde her biri vebali azim için | de idiler. ve âmeli tarıldıkta cehennem yolunu tutuyorlardı. amafih, vazifesi bu olma- » mevstu hayli derinleş ekle uğraşmadı, Sadace 7 İ hayet günün birinde aradığı Şeylerin yedisini bulunca, nadir eşya kelle! mış oldu ve topr esiri mâlik Jehova'ya iste dira etti, le karşıladı ve bütün cennet sükkânı da Jehova'ya imtisal et tiler. Saint Pierre O mütevaziane İ dedi ki: İc — Ya ulühiyetpenah! İstedi ğiniz yedi şeyi güç hal ile bul- İ dum, Hattâ bunlardan ba: | rından yer. yüzünde eser | kalmamıştır. Çünkü en sonun- cosudurlar, onları da alıp size getirdim, Ve yedi şeyi birer birer hey İ besinden çıkardı. Bunlar da İ sunlardı: Bir kira arabası beygiri. Kocasına ihanet etmiyen bir kadın. Karısına ihanet etmiyen bir koca, Dans bilmiyen bir kız. Bir kadın tarağı. Vesaiti nakliyede kadına ye- rini veren nazik bir erkek. Bir bakire. Edirne San'atlar mektebi müdürlü- günden: Bu sene mel ktebimizden 10 tesviyeci, 2 demirci mezun olacaktır. Sınai müesseselerimizden böyle yetişmiş mektep görmüş işcilere ihtiyacı olanlar varsa mektebimize müracaat etmelerini rica ederim. İst. Limanı sahili sıhhiye merkezi baş tababetinden: Kapalı zarf usulile 50,000 kilo ÇUBUK KÜKÜRT alı- nacaktır. münakası günü 18 cumartesi günü olar. Temmuz 931 tarihine müsadif tespit edilmiştir. Taliplerin KÜKÜRT hakkındaki şartnameyi görmek üzere her gün Galata Kara- mustafapaşı sokağında merkezimiz levazım dairesine müra- castları. Münakasaya iştirak edilmek üzre mezkör KÜKÜRT için münskasa kanunu mucibince hazırlıyacakları teklif mektuplarını münakasa günü saat İ4e kadar komisyona vermeleri ve mezkür saatte komisyonda bulunmaları ilân olunur. tuhafiye lerini © kadar azdırmıştı k Fakat bu son davet onu içi nabı gayri kabil bir halde bul- muştu. Çölün meçhul ufukları- ma doğru giden atlarını cenup istikametine çevirdiler. Yüzbaşı Celâl kendilerini ta kip eden on iki kişilik" süvari müfrezesinden bir posta neferi- ni, nöbetçi zabitine yazılmış bir mektupla (Aynilkum)a yolla- dıktan sonra (Tedmür) e doğ- ru haraket etti. Göz alabildiğine imtidat e- den izsiz, yolsuz çölde sür'atle ilerliyen süvariler tesadüf ettik leri kârvanları ve seyyar aişret leri kontrol ediyorlardı. Tedmür Şeyhinin mânevi ida resi altında olan bu yerlerde seyyar aşiretler pek çoktu. Fu- rat ile Hama arasında bu çöl parçası üzerinde belli başlı bir mamure için bu seyyar aşiret- ler diledikleri yerlerde çadır ku Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 148 numeroda ŞARK PAZARI (Bazar D'Oricat) Gömlek fabrikası ve her nevi Galata'da Abdullah Efendi Lokantası köşesinde 25 numeroy: NAKLETMİŞTİR dardı, nasıl geçinirlerdi resmen malüm değildi. Yüzbaşı Celâ- lin muntazam teftişleri bile kâ- fi bir malümata esas olamamış. tı. Genç erkâni harbin tahmini ne göre bu havalide iki binden fazla seyyar arap dolaşıyordu. Küçük köylerde ve kasabalar- daki nüfusu da resmen kayıtlı değildi. Fakat bunların mevcu du da beş altı binden fazla idi. On üç kişilik süvari kafilesi sapa yollardan dolaşıp güneş- ten istikamet alarak Tedmüre doğ ye sol cenahlarına üvari kafileği nin sür'atle gittiğini gördü Yüzbaşı Celâl kuvvetli dürbi niyle tarassut etti.Sonra hemen hayvanının başını onların önü- ne kestirecek istikamete çevire rek atını mahmuzladı. — Rifat, şunları takip ede- lim, Süratli!, Üç süvari arkalarında sarı kum bulutları bırakarak istika- metleri değiştirdiler. Ara sıra kafilenin hareketini dürbüniyle Jehova kendisini hüsnü suret | ördüler. | hi | i | | İ leri mülâzım Rifata: ruyor, mevsime, vaziyete göre | takip eden yüzbaşı: Celâl gittik | Bugün ELHAMRA Sinemasında DOLLY HAAS OSCAR CARLWEİSS ve bir çok yıldız'ar mü- cemmel muzikalı harikulâde bir operet olan KUYRUKLU YILDIZ ( Dolly Macht Karriere ) filminde Yaz mevsimi için BEBEK'te Kiralık Yal Dalyan önünde Salp Bey yalısı möbileli olarak ralıktır. Derunundakilera müracaal şe , Davetler 322-326 doğumlulara: Piyade ve Levazım ve Sa nayi Hharbiye sınıfına mev- doğum'ular tabi kısa hizn fiyetlerini yapmak üzre orta ehliyetnameliler 1 Temmuz 931, tam ehliyetnamelileri 1 Eylül 931 tarihinde hazırlık kıt'alarına sevk olunacaklar rından bu gibilerin hemen askerlik © şubelerine müraca- atları. j Posta teavün cemi- yeti kongresi cemiyeti senelik kongresini 28-6-931 pazar günü saat 17 de Beyoğlu postanesi fev- İLÂN Haliç iskelelerinde mazbut ve mahfuz 702 adet kestane | ve 600 adet ihlâmur çubuğu | ile 9 adet taslak küreklik iki adet kayın 68 adet çam adet kükmar kerestesi 16 pa” | ket küknar çita ve 702 ıskartâ küknar 407 adet muhtelifül- cins kereste 15 adet kezâ görgen kerestesi 1524 kile Ja katran 460 kilo reçine 4adet İki ceviz 9 çeki kayın odun epi Rİ küreği 5.7931 pazar günü ihale edilmek üzere müzayedey€ | çıkarılmıştır. İzahat almak is” teyenlerin Kerestecilerde Ha” ( liç orman idares'ne ve talip” | Kü yevmi ihalede sas üçte Defterdarlık binasındaki ihale komisyonuna müracasi eylemeleri ilân olunur. N stanbul Yedinci Tera Memi” İ. Tuğundan: Galatada Ömer Abit b nında 4 numaralı yazıhanede saki iken elyevm ikametgâhı meçhul b*” lunan Abdülkadir efendiye, ş İstanbul Mahkemei Asliye Bi? N | & Ticaret dairesinin 9 Teşrinisği 931 tarih ve 571 numaralı ilâmiyi İtibarı milli Bankasına borcunu” pi lan 2049 hira 38 kuruşu temini, fast emrinde tanzim kılınan öde” emri sirine mübaşiri tarafından V€X rilen şerhte ikametgâhinızın meşk. / olduğu bildirilmiş ve ödeme emrini İk tarafınıza 38 gün müddetle ilân” iy) tebliğine karar verilmiş olmakla Sa. p rihi ilândan itibacen müddeti mesi. | re zarfında İstanbul 7 nci Ters A a resinin 341/7988 Ticaret dosya ”' marasını mustahsaban müracaztl şayanı kabul bir itiraz dermeyet © 1 dilmediği takdirde hükmü © Min fpe bınızda icra kılınacağı i sanma salli tai * İç mak üzre ilânen tebliğ olunur. — Bizi görünce hızlandı” hem cenuba gidiyorlar, dedi.» İp Hicin süvarileri beş kişiYdz Öl Ve Filhakika onları gi lâşla yol değiştirip süretlerifi İ, değiştirmişlerdi. ğı Fakat mesafe gittikçe az#lf İİ yordu, Açık tarama yürüyü bene yil saral” e me bırakmışlar, tüfenklerini Fakat hicin süvarileri #5 atıldığını duymuşlardı. Bir 9, da develerden atlıyarak yıldılar. $ :