iiiyet lesi “Milliyet, tir. AZİRAN 1931 E — Ankara enddesi Milliyet, adresi: don numaraları: — 24312 — 24313 ÜCRETLERİ “Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 1400 2700 70 1400 i re a geri verilmez geçen mushalar 10 kuruş | İle ve matbaaya sx işler MILLIYET CUMARTESİ | sam şey... İğneden sürmeye ka İ dar ber şey Vardı.. O Lehistanı İ üç günde geçişimizden falan İ bahsedecek değilim:. Po: | sergisini gezdik.. Gördük. | hayet bir gün bizi oranın eşra- i fından birisi evine davet Evine değil de çiftliğe. Şehir- den bir saat mesafede bir yer. Beş altı kişi gittik... Güzel man zara. Temiz ve muntazam | lere gidecek miyiz? köşk.. Mükellef bir ziyafet. İ-İ (o Cemil, daha cevap vermeden İ gimizde dört Türk var üst ta- | küçük kızı Rezan: İrafı az çok Fransızca konuşs- Gidelim bey baba, dedi, | ilen Lehler... Biz orada biz- | hem çoktandır gitmedik, ayıp den başka daha bir takım a: | oluyor. damlar bulduk. Yedik.. İçtik. | Taze kaymaklı salata ikram et |'cuklar, çünkü Bursalı Hızır B- tiler.. Ev sahibinin dedesinden | le bir işimiz var. Onu görüş- beri gelen bir takım geyik boy | mek için sözleştik. muzları ile bezenmiş av pavyo- | Öyleyse kızım, bırak ba İ nunu gezerken izahat veriyor | banı işine gitsin. Biz de yalnız Karısı sordu: Cemil, bu gece Arif Bey — Ben - gidemiyeceğim ço- | ve: 7 ilânların mes'uliyeti yete müracaat edilir â | —Şu gördüğünüz büyük i boynuz babamındır.. 1889 da | vurmuştu diyor. iz. ugünkü Hava Ben arada bir arkadaşlarla en faz'a hararet 24 Türkçe lâtifeler de ediyor ve 16 idi. | meselâ: ün ruzgâr poyraz -Şu köşedeki boynuz acaba Pia l Jtanın yazı >imdi aklıma ; keldikçel , bundan dört sene evvel tana bir seyahat yapmış- Yapmadım yaptırdılardı. um. Akşam yemeğinden sonra herkes dansa başladı. Ben dans bilmediğim için bu harekete iş İ tirak edemedim. Oyunlar oy- İ nandı, milli danslar yapıldı. Ni dilinden bir şarkı söyleyecekti. Söylediler.. Ne kadar garip şey ler varsa dinledik ve tabii el çırptık. ün ansızın ertesi gün ha- "etmemi gazeteden söyle- Ve beni emrivaki karşısın faktılardı... Doğrusu bu 3 birdenbire seyahatler fe- | İmuyor. Evvelden bilinen- | ölduğu gibi insan bir haf #gün hattâ bir ay kalarak Jen hacıların yaptığı gibi e bir takım etvar ve ev- Sıra bana geldiği zaman ras gele şu şarkıyı söylemeye baş ladım, “Meyhane mi bu bezmi taraphanei cem mi? olan bu ağır şarkının ilk mısra ini bitirirken karşımdaki yağız bir adamın sanki ânlıyormuş gibi beni dinlemesi pek hoşu- ma gitti ve şarkının. “Peymane mi bu efseri da- ratı haşem mi,, şeklindeki bey- tini, Bilmem şu yağız çorbacı, | alman mı acem mi,, diye oku | dum... Tabii karşımdaki de her kes gülüyor diye güldü.. , türkçesi hallenme #kit kalınıyor. Hele seya #iik çıkanlarda herkese se | ktağını biliyormuş gi kışlar falan böy 'eten yola çıkışta olmu- ın seyahati severim. Her sever, bunda da bir ki- ik yoktur. Lâkin ben seya- | herkss gibi bâşka ve yeni le, başka adamlar görmek | > sevmem. Benim en ziyade İluma giden, beni başkaları- , yabancıl şi azıltım. Herife bakarak: “Amımanım amman Tanaş!,, “Gül, yavaş yavaş!,, | şasisi okudum!. Herif katıl dı gülmekten. Uzatmayalım, | Bütün suvare müddetince alay ettik, eğlendik. Türk arkadaş- lar herifin ismini (Seninki) görmesidi gkü burada kime rasgelsem Bim için .. Yahut: büyük pederlerinin mi? diyor- | d | hayet herkesin bir şarkı söyle | mesi kararlaştı, Herkes kendi | Uşşaktan | Güldüğünü gördükçe ben i- | İşte Felek., Hiç te değiş- 7... diyec şüphem yok. a ben onlar için öyle düşünü in... Bizde kendimizden ile bahsedilmek isterseniz, edin, intihar edin, katle- li, ötemobil altında kalın. mi heyecan verih de nasıl irseniz verin. Amma heye- İp) yerine Hilâli Ahmeve on Jira verseniz, kimse farkına aranlar da: Kimbilir nereden aşırdı?! fı dağıtmayalım.. Ne di- dum? Dört sene evvel Le- tana seya'iat etmiştim. Asıl ıksadı seyahat (Poznan) şeh seki beynelmilel sergiyi gör ti, Sergi diyince karpuz gisi akla gelmesin. Munta- illiyet in ,, Edebi Romanı İ koydular. Leh isimlerinin ek- | serisi (ki) ile bittiği için uydu İ da., Nihayet efendim gece geç vakit avdet Zamanı geldi.. Oto İ mobillere binerken, herkesin İ elini sıktık. Sıra yağız adama İ geldi. Fransızca veda ettim de bana cevaben temiz bir Türkçe ile: Bu gece eğlendiğim ka- dar hiç bir zaman eğlenmemiş- tim. Size çok teşekkür ederim! ez mi? Ben oradan nasıl ayrılıp na | sıl otomebile atladığımı bilmi- yorum. Bereket versin ertesi gün de yola çıktık. Meğer he- rif meşhur bir müsteşrik imiş.. Şimdi düşündükçe hâlâ terle rim. (Birinci kısım) Burada her öğle ve akşam ye Bürhan Cahit | noktasında engin kum sahala- gideriz. Herkes odasına dağıldı. Ana | kız giyinip Arif Beyin haremi- ni ziyarete gittiler. Cemil de | güzelce banyosunu * aldıktan İ sonra, en yeni kostümünü giy- di. Saçlarını mükemmelen tara İ dı. İki dirhem bir çekirdek ev- den çıktı. Doğru Melâhatin evine. İ Genç kadın Cemilin geldi görünce hemen boynuna atıl- diz — Aman ne iyi ettin geldin yalnızlıktan canım öyle sıkılı- yordu ki. — Mademki canın sıkılıyor. du, haydi gel seni gezmeğe gö İ türeyim.. Melâhatte giyindi, bir oto- mobile atladı rnavutköy, Rumeli hisarı tarikile tepelere tırmanarak, Maslak yolu ve Şiş liden avdet ederek geniş mehtap gezintisi yaptılar. ir Eve dönüşte Cemil Bey gece yarısından saat üçe kadar Me- lâhatte kaldı: — Artık gideyim, dedi, bi- lirsin ki. bizimki şüphelenir. İ Bursalı Hızır Beye gidiyorum diye bir yalan uydurdunz. ama, Hızır Beyin evinde de saat üçe kadar kalınmaz ya., Cemilin karısı ve kızı Arif B. / lerde iki saat kaldıktan sonra | dönmüşlerdi. Soyundular. Hanım yatağa uzandı ve kocasma intizaren bir gazete alıp okumağa baş- ladı. Birdenbire gözleri şöyle bir havadise ilişti: İrtihal “Uzun zamandan beri müp- telâ olduğu hastalıktan reha- | yap olmayan tüdcaranı mutebe reden Bursalı Hızır Beyin ha- tihali daribeka etmiştir. humun naaşı mağfiret yarm vapurla Bursaya nakil e- dilerek, aile hatırasına defne Mer- beyanı taziyet ederiz... Cemil gözleri yorgun bir hal de saat üç buçuğa doğru evine geldiği zaman, karısı hâlâ uyu lediğini görünce, acaba kadı diye şüphelendi. Maamafih ge ken her ihtimale karşı verile cek cevabı hazırlamış bulunu yordu. — Vah Cemileiğim, dedi, kim bilir ne üzüntülü bir gece İ geçirdin. Zavall adamcağız de- gağinosunda birleşiyor, çay içi yorlar. Sekiz buçukta hayvan- larla etrafta bir gezinli” yapı- yor ve ön buçukta dönüyorlar. | Yarıma kadar © herkes kıt'a: başında efradın terbiyesi, ve ta | imi ile meşgul oluyor, Tam yarımda gene gazinoda bulu- İ sup öğle yemeği yeni Yüz başi Celâl yı list de zamanları Yüzbaşı Celâ. İ rma bakan küçük bir binayi | buradaki sahra hayatına uya- maliyetini teşkil eden sekiz zabit toplanıyor. mup istikametinde istih- bölüklerinin yaptıkları ler, mitralyöz mevkileri çok ikemmel olmuştu. Bu mın- m iki yüz metre ilerisin tesis edilen noktaya bir sah telefonu konmuştu. ürcttep müfreze Aynilkum | &deta hali harpte imiş gibi *tibat almıştı. Süvari ve piya bölükleri sahra hayatile ül- | etmeğe çabuk alıştılar. Yüz İşi Celâl bir çok defa müraca üyeli, mevkideki kıt'a vi İmame ve Kama tamir ettirip yerleşmişti. Tava ifi Melük devrinden kalan bu harabeler, eski bir istihkâmın bakiyesine benziyordu. Yüzba- Celâl bu binanın mazğal de- ne benziyen pençerelerini genişletti ve zemine be ton yap tırttı. İnşaat bölüğünün san'at kâr Türk işçileri ona kuru fıs- | tk-tahtalarından zarif bir eta- | jer yaptılar. Ve genç Erkânı harp en kıymetli eşyasını teş- | kil eden kitaplarını buraya yer leştirdi. Yüybaşı Celâl burada mede İni hi samaalammnak için arka ç N ME cak gibi tanzim etmişti, Halep göre tertip edilen liste bu taze sebze ve etlerle hazırlanıyor- İ du. Yemekten sonra saat dörde kadar herkes serbestti. Bu saa- ti ekseriya uyumakla geçiriyor jlar, tam saat dörtte asker tef- İ tiş ediliyor ve bu teftiş biribi- rinden uzakça mesafelerde bu- lunan gazinoları dolaşmak, ef- rat — ayrı e meşgul olmak suretile yapıldığı için ka- hdar devam. ediyor. çile Mik remi Şefika Hanım bu sabah ir | dilecektir. Ailei keder didesine | mamıştı, Hattâ kendisini bek- | nım içine bir kurt mu düştü| Hızır İ gil mi? Kim bilir ne müteessir İdir. | Cemil, karısı deli mi oldu fikri İle şaşırdı. Maamafih halinde de İMiliğe benzeyen bir şey de yok- tu, Şey.. Evet. öyle. diye İ bildi. Zavallı adam ' Ne yapıyor şimdi? Ne di- yor? — Ca —i mi? — Hem dene iyi. - — Ben de havadisi Arif bey- lerden geldikten sonra, gazete de okudum. Cemil, elleri bir ez titreye- i rek gazeteyi aldı ve irtihal ha- İ vadisini okudu. O zaman haki kati anladı. - Doğrusu, geç kaldığımın | sebebini anladın ya! dedi. Ka- İrısımı yarın vapurla Bursaya m, ne yapsın? geçiniyorlardı değil | İ | İ İ götürecekler. Hızır Bey benim | | de gitmemi rica etti. Zavallı pek müteessir.. Yarın ben de gi İ deceğim. Dört gün kadar kala- cağım, | Cemil şimdi Melâhatle bera- | ber adaya gidiyorlardı. Melâ- | hat sordu: | Adada dört gün İ ğız diyorsun. Buna çok mem- | mun oldum doğrusu.. Fakat bir şey anlayamıyorum. Karını na | sıl kafese koydun ! | Sus! orasını sorma! Bur- salı Hızır Bej koy mu? — Hangi Hızır Bey? — Canım dün evde iken sa- | na Hızır Bey isminde uydurdu- ğum bir adamdan bahsetme- dim mi? Güya ben dün gece o Hızır Beyin yanımda değil mi İidim? Meğer hakikaten böyle İ bir Hızır Bey varmış. Ve ha kikaten Hızır gibi bir adam- maş kalaca- İlân Bolu Vilâyetinif !Mudurnu kazasında Yağcılar köyüne civar haftancık nam devlet ormanından kat'i”plan muci- bince senevi (1571) metro miklapina bez sönüde (7855) gayri “ mamul metro mikap göknar eşçarı kopalı zarf usulile 21-6-931 tarihine mü- sadif pazar günü saat onbeşe | kadar müzayedeye kunulmuş- Ankarada orman mödiriyeti unumiyesile İstan- bul ve Bolu yellerine ve taliplerin de yev- İ mi ihalede teklifname zarf- ları müstashibzn Bolu orman müdiriyetinde müieşekkil iha- müdiri- İ İl iti müzayedeyi anlamak isten | le komisyonuna müracaat ey- lemeleri ilân olunur. (Resmi İlânler Türk Limited Şirketi) okla: Hafız Cemal Dahili ha: teğavihan:s umadı her gün öğleden Sons saat ? den 4 de kadar er- kların dahiliye anyolunda TİB dir. Bu toplanış geç vakite k dar devam öder. Gün batma- dan evvel 'âsker çavuşların ida resinde kısa bir al yapar ve bt siri Iinden başka büt | hayvanla akşam gezintisine çı- karlar. Bu tenezzühlerin isti- kameti di değişir. Ayni za manda tabii bir istikşaf mahi- yetinde olan bu tenezzühlerde ekseri; cih edilir. Bu mıntakada pek az olan kuyu başları gözden geçi Seyyar ve yerli aşiret lerin mevkileri tesbit edilir. Fırat havzasma hâkim mü- him bir mevki olan Aynilkum da muhtelif smıflardan mürek kep ehemmiyetli bir kuvvetin yerleşmesi civardaki aşiretleri telâşa düşürdüğü gibi bilhassa Şeyh Sadunun nazarı dikkatini celbetti. Bu havalide en ziyade nüfuz sahibi kendisi olduğu için bu mühim kuvvetin çöl ortasında Vek ramak nöbetçi #abi tur. Tafsilât almak ve şera- | am talimi | arkadaşlar | Fırat istikametleri ter | | Çapras kelimeler 4 Yeni şekil Soldan sağa 1 — Yumşak (6) Musikide bir fa sl (4) z Eziyet (3) Uçmağa yarar($ (6) Nota (3) 4 — İrat (6 Süal (3) 5 — Bitiştirilen yer (2) 6 Askeri bir cüz'ütam o (4) çek- ) mek (6) 7 — Esas (S 8 — Muhterem efendimiz (10) || 9 — Nota (2) Erkek ismi (4) 10 Büyüklük (6) Aka (3) 11 — Tren (5) Nota (2) Yukardan aşağı 1 — Otlar (7) Musiki (3) 2 — Ezilmiş (4) Lezzeti (5) | 3 — Hintli prens (4) Kör (3) Beyaz (2) 4 — Eğreti (6) Su (2) 5 Ödünç vermek (4) Para (5) 6 — Fistanım alt kısımı (4) Uza ğin işaret (Z 7 — lkpirte (4) | 8 — Feryat (4) Yükselmek (3) — Uslu oturursan, cen- nete gidersin. Oturmazsan cehenneme! — Sinömaya gitmek için ne yapmalı? Sarhoşa nasihat şa demiş kiz Vüuzm biri ay: üyük düşmanın içki İ — İyi amma hocafendi, daha ge- gen gün vözederken © “düşmanla” İ rnza sevin,, diyen siz değil miydi- i | | niz? i — Evet uma, yutun demedim. — Müşterilerden birisi on lira fazla verdi. Sen şerikimsin. Namuslu adam olduğum için beş lirasını sana sakladım. Yemin Mahkemede reis soruyor: — Karınızı neye öldürdünüz? — Artık müşterek hayat çekil oldu reis bey Oldüreceği karınızi “pek 9 — Boy değil (2) Boğmak (5) | âlâ boşayabilirdiniz. İN 16 — Geniş (4) Mamur İkilmak (4) İn atilir (3) Elbise diken (S | — Öyle amma, ölünceye kadar beraber yaşayacağımıza yemin et OY İk GE İtinadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzsrine sigorta maamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait seraiti havidir. | Telefor Merkezi idaresi: Calatada Acentası bulunmayan şehirlerde & MESMİ İLANLAR Tİ nyon Harında enta aranmaktadır. İL LİN | —| Mahkem Bakırköyü Sulh Mahicem Osmaniye köyünde mükim 29/12/928 tarihinde Ankarada fat eden bağçıvan Necip oğlu Rağip ik ağanın borcundan dolayı terekesinin tasfiyesi zımmında emlâkinin aleni açık arttırma ile sat na karar verilmiştir: j 1 — Müteveffanın mutasarrıf bu Tanduğu Osmaniye köyünde Cami sokağında 139 numara — ile murak kam dört oda bir sofa ve iki abdest İ hane ve altı kögir üstü ahşap iki kattan ibaret bulunan mezkür hane nin müleveffanın mutasarrıf bulun duğu nısıf hissesinin 160 liraya ipo- tekli olup ve yene Osmaniye köyün de 11, 13, 15 numaralarile murak kam iki oda bir sofa ahırile bir dük- küni müştemil hanenin müteveffanın mulasamıf bulunduğu nısıf hissesi 380 lira mukabilinde ipoteklidir: 2 — 139 numaralı hatenin kıy. meti muhamminesi altı yüz liradır ve 11, 13, 15 numaralar ile murak kam hane ve ahır ve dükkünin kıy meti muhamminesi de sekiz yüz lira dır. ! | 3— | meti muhamminelerinin yüzde onu İştiraya talip olanların kıy- nisbetinde pey vermeleri lâzm — Mezkür iki hane 5-7.931 #ar günü saat on beşte Bakırköyün de ulh Mahkemesinde münadi mâ İ rifetile üç defa bağrıldıktan son: çok bedel verenin üzerine kat'i satı ; # yapılacaktır. İ 5 — Kati satışı mutenkip müşte İri bedeli müzayedeyi beş gün zarfın İ da vermediği taktirde müstenkif ad- İ dolunarak tekrar müzayedeye çıka- İ kılacak noksan satıldığı taktirde ara | daki farkı bedel ile ihtiyar olunacak İ mesarif ve saire tazmin olunacak | tar, İ 6 — Talip olanların 929/41 terek Balarköy Sul müracaatları ilân o dosya numarasile | Beyoğlu Sulh Mahkemesi İkiz | Hukuk Hakimliğinden: Bir mecurun tahliyesinin ten için mecur dahilinde bulunan balyada 39668 ve 78 balyada $ kile (fresi hariçtir) mühtelifüh mammıl tütünler 1-7-931 tarihineü İ sadif çarşamba günü saat onden ikiye kadar Galatada İ emdi Kemerlti de 78 numaralı depod *- çık arttırma ile paraya çevrileğin den taliplerin tütünlerin behertilo- suna takdir edilen 788 balyadeinin beher kilosuna 20 para diğer/8 bel İ yadaki tütünlerin beher © Mosuna (on ilâ) on beş kuruş üzerişen be- yeti mecmüasin;n tutarındaş yüzde on nisbetinde pey akçelerini alarak yevm ve saati muayeninde mabal linde hazır bulunacak memuruna mü racantları ve daha evvel © tütünleri görmek ve satış tarzını anlamask İs teyenlerin Mahkememize müracaat > ile 930/501 Numaralı desyeyi kik eylemeleri ilân olunur. TED ŞİRKETİ tet- Türkiyede her lisanda intişar eden bütün gazeteler için bilimum resmi daireler ilânlarını kabul eder Adres : Ankara caddesi Kahraman zade hanı 3 üncü kat Telgraf adresi: Resmilân - Telefon: 20960 Posta kutusu Ist, 753 derhal yaptığı i (Aymilleem ) daki kuvvetin de- İ vecesini anlamışi İ rada alınan tertibatın ve Halep | le irtibat için (Aynülsadef) de tesis edilen karakol bu munta- kaya askeri bir inzibat veril İ mek istendiği ifade ediyordu. Bağdat ve Musul ile Halep ve bütün Süriye sahili mamure İeri arasında yer tutup senenin muayyen mevsimlerinde şimal- deki Türk köylerine akın eden mühim kârvanları vuran ve $i- rasına göre jandarma kuvvet lerine de karşı . koyan, sonra Halep ve Şam valilerine müra l caat edip aman dileyen Şeyh | İ Sadun asker kuvvetinin böyle İ nümayişlere fırsat vermiyeceği biliyordu. İ Zekâ ve siyasi bir adm olan İ cevap verdi. İ Şeyh kendine tabi aşiretlerin | cevelan sahasında gelip yerle şen bu kuvvetle her şeyden ev- vel dostane bir temas temin et- mek lâzum geldiğine karar ver- di. Ve maiyetinden bir hey'eti- il ii münasipse bildirmesini rica et- Bilhassa o» | ti, Hey'et ayni zamanda aşiret adedince şeyh tarafndan oku- mandana gönderilmiş kıymetli yeleri de getirmişti. Bun- lar arasında eski, altın saplı bir hançer ve sırma ipek işleme li bir kefiye vardı. Genç erkânı harp Şeyhin bu tarzda müracaatının inceli derhal keşfetmişti. Zeki Şeyh Sadun böyle hey'etle, hediye- lerle ziyaret gününü tayin etti- rerek kendisine ehemmiyet ver dirmek ve hakkında merasimle istikbal yaptırmak istiyordu. Yüzbaşı Celâl buna askerce Kendilerinin ta- lim ve terbiye işile meşgul ol- madıkları istirahat bildirerek şeyhin bu saatlerde olmak şartile hangi gün olursa gelebileceğini söyledi. O akşam çay içtimaında ar- kadaşlarına bu meseleyi anlat- ilâve etti: saatlerini | aşiret reisi olduğundan şüphe yok.. icabında bu havalideki bü tün kabileleri etrafına toplaya bilir, Bir kaç yıl evvel bir ver- gi meselesinden diğer bir aşi- ret reisi ile birleşip — (Şam) 1 tehdide kadar vardığını söyler ler. Bu adamların maksadı ma | ümdur, Hükümetle hoş geçi- İ nip imtiyaz koparmak ve bu sa yede masum ahaliyi kasıp ka vurmak., Bu Şeyhler daima ma halli hükümetemirlerini tatlıy# bâğlayıp halki, köylüyü ezmek İ ve onları hükümet nüfuzunda” İ fazla kendi kuvvetlerine itaat etmeye alıştırmak isterler. B9 İ hükümet içinde hüküemette” başka bir şey değildir. Sonr* İ Şeyh Sadun gibi aşiret reisi” uyanık adamlardır. Bunlar 4” ima Türk idaresini zayıf düşü” mek isterler, Bu maksatla b*” lundukları mıntakada nasıl $* lışılırsa haricte de münaseb*”” leri vardır. ğ