28 Nisan 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

28 Nisan 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! hür Sıçrayan veya plonjon a | tisson zamanlarda aldığı par- EE N Futbolun güzellikleri ve istikbali Bugün futbol, Avripa mem- etlerinde bir çoğunun mil- Sporu olmuştur, Bu oyumun *enuhi Amerikada Mattâ Ja- Ponya ve Çinde bile büyük bir £bemmiyeti vardır. Futbol, oynandığı yerlerde Bençliğin ekseriyetini ve aba- nin en kalabalık kısmını kon- ine celbetmektedir. Atletiz- inin ikıyassız ve inçe güzellik- lerini futbolcuların hareketle- tinde bulmak kabildir, oyun- Suların oyun vaziyetlerindeki #hengi de inkâr etmek imkân- Pan bir kalecinin, kafa vuru için aldığı v. SİRİ atletizmin temin ettiği #evklerle pek güzel mukayese Sdebiliriz, , Bir futol maçının seyircile- Tİ, ayni zamayda, taşları ken- Mlğinden müteharrik ve muti telil teknik ve tabiyetlerle zih hİ öldnğu kadar gözleri de Mesteden mükemmel bir sat- yo oyununa'da şahit oluyor- ar, Fransa futbol milli takımız Min kaptanı syen GAM demiştir ki: üsabakada (bir sür'at unun veya bir atletin 71- evvelâ bir muzafferiyet an takdir ediyoruz, imiş bir gayreti alkış- 'aleri kazanmış müs- adamım yorgunluğu la kendimizi zaptede- k haykırıyoruz. .. Daha 4 hir millete mensup unu hatırlayoruz ve da taşıy, cularm, evvelâ Vâtanlarmın şan ve şerefi için Mücadele edeceklerini hisse- “iyoruz, On bir oyuncuyu va- İân bayrağı ile karşımızda gö- İki dünya rekoru nasıl kırıldı ? Fransız yüzücüsü Do- ris'in muvaffakıyeti , Fransız yüzücülerinden Ta- derecelere ilâveten nisa- 16 sında Pariste cereyan “den bir müsabakada iki dün- tökoru tesisine muvaffak ştur, Dereceler: İni şöyle 300 metro serbest yüzmek, 333” 4/10 400 metro serbest ek 4,47” 4/10 eski rökor- || İn sahibi o meşhur o Ame m dır. Fransızın bu iki muvaffaki- eti fevkalâde kıymetli & derecedir. Hali hazırda ve i uzun bir müddet için bü ikorların kırılmasına imkfn || ığı iddia ediliyor. i rökorların sahibi Arne | mütahassıslar tarafından | > harilkai tabiat addedildiği- | Levskinin şansı açıldı | Levsky cumartesi ve pazar | Şünleri (Lubliana) şampiyonu | (Brimoriö) ile iki maç yapmış Ü. Cumartesi öğleden sonra | Yapılan ilk maç (Levsky) nin Misafirleri 4 — 1 gibi mühim ir sayı farkla mağlup etmesi- © netiçelenmiştir. (1 - 1) ikin Ci müsabakada keza (Primo ve) için bir mağlubiyet olmuş Li ” ç(Levsky) takımı bir kaç ih- atla çıktığı için bu galibi e©hemmiyet kazanmış ir. İlk maçta, Primori& Oyun” larmın atletik teşkilâtma gg ölen Levsky seri ve mües- * oyunu tatbike, bir çeyrek yatfında üç sayı yapmağa mu- | olan || AMBLİN den nakleden Şadan Hakkı rünce İahzada onlarla yekvü- cut oluyorz; ohücum et tikleri vakit sanki biz de hü- cum ediyoruz, acze düşerlerse zaif oluyoruz... Kazandıkları zaman on büyük sevinci duyu- yoruz ve ertesi gün meselâ: “Filânca 100 metroyu kazan- dı.,, Derlerse, biz de: Em - Almanyayı mağlup etti.» di “Bundan başka dünyanın muhtelif memleketlerinden gelmiş yabancı. adamların, vi hakemin düdüğüne ramolara! ayni usullerle hareket edip ay ai disipline baş eğmelini gör” mek ayrıca by e ü aşkınm, Süte üzerinde bütün millet- in mutabık kalmaları ve ay- ai altında sıralanma- ları rüyası hakikata kalbet- emiş olduğunu görüyoruz. İn- sanlar için burdan daha asil bir kanun olamaz. Futbol kanunu, onu gr edenlere nezaret, disiplin ve namuşkârlığı amirdir. Futbo- lü bütün dünyanın tapındığı bir din olarak telâkki edebili- riz, öyle birdin ki salikleri şahsi ve ferdi meziyetleri bir camianın menfaatına feda © derler ,- Futbol mükem- mel bir mürebbidir: Ondan me 'deniyet ve insaniyeti de öğren İ mek mümkündür. Artık açık bir hakikat ol- muştur: Futbol yarının yegi- ne sporudur, çok yakında da bedeni terbiye eden bütün di- ğer şubeler genç atletlerin! fut bol için bazmlayacaklardır. Lüsyen GAMBLİN sözleri- tiriyor? “Olimpiyatlar yerine istik- balin en muazzam tezahüratı- nı futbol tegkil edecektir. O terdikleri alâka o kadar can- 'dan olacak ki tekmil gençlerin en ikutsi arzuları, milletleripi futbolde temsile inhisar ede- cektir.,, Balkan kupası Belgrat 19 nisan (Avala) — Bugün Belgratta Balkan kr pası maçı oynanmıştır. Maç Dir ve Yugoslâvya m takımları arasında - idi. Oyun çok güzel bir havada büyük bir kalabalık huzurunda oynan muştır. Maçı 1 - 0 Yugoslâvya “azanmıştır. ge ARNE Fred Stelmer: Saplı gülle rek* çunu kıran bu atlet bütün israr lara rağme asri gülleye Ç4'“ miyor. Olimpiyatlarda bu tar? kabul edilmediğine göre, yapılan rekorun kıymeti azdı ha fazla mukavemet göstermiş İ lerdir. İkinci devrede misafir- | karşılaşmağı çok arzu etmek- ler hücümlerini arttınmakla be raber say! yapamamışlardır. 30 uncu dakikada Levski sol acığı tutulmaz. bir gule bir | “İl Amerikada yarışlar yaparak E MUAZZAM MAC İngiltere kupası finali cu- martesi günü Vest Breavniç Albion ve,Birmingam takımla rı arasında yapılacaktır. Birningam (ilk defa finale kalmıştır. Albion ise simi kadar altıdefa finalist olmuş ——— Geçen seneki kupa finalinde Arsenal kalecisinin bir kurlarışı ve ikisinde kupayı kazanmış- | davet etmiştir. Bu eski oyuncu tır. Her iki taraf ta şiddetle ba- zırlanmaktadır. Albion çok ka, dirşinasane bir harekette bu- lunmuş ve final maça bun- dan evvelki altı finale iştirak etmiş bütün eski oyuncularını | mıştır, Seramerten'ie Keller avdet eden iki Fransız atleti Keller ve Sera Marten gördük lerini anlatıyorlar. Dünya 800 metre vökordmeni, Fransız Sera Martenle i gâzeteci işittiklerini şöyle ya- , iyor: | DEn büyük emelim 1928 sene sindeki formumu bulmaktır.. İ O sene içinde 800 metreyi | (1,50 3/5) te katederek dün- | ya rökörtmeni olmuştum . ! Şimdi yegâne arzum, o gün Mevsim bidayeti olduğu için yalnız 400 ve 800 koşuyorum. Şimdi daha uzun mesafeler» de koşmağı düşünüyorum, Mensup olduğum klüp (s- tad France) mayısm (25 inde Londraya bir seyahat yapacak tır. Orada göçen sene beni mağlâp eden (Hampson) la teyim. Eğergeçen seneki mms vaffakiyetsizliğimi telâfi ede- rek rakibimi mağlüp etlersemi, | mevsim başlangıcı ötsareri» Sera #iariei Avrupada kepalı pistte kazaadığı ikiactik kapasını aldıktan soara İngiltere kupası oynanıyor | 4 Halbüki mağlüplar da bü- ları bütün İngilterede bulup da vet etmek güç iştir. Maamafih Albion bunu temine muvaffak olmuş, yalnız iki eski oyuncu- nun nerede olduğunu bulama- Ikişampiyon Amerikadan döndü.. Sera Martenin ve Kellerin projeleri ii Sİ Fakat bunların ne ehemmi- İİ | sabakaları da, bir makina, Hayatlarını dinleyelim Atlet yıldızlarımız kendi kalem- Seriler msafsızça mekanik bir imtizamla dörder kurban ve- rerek devam ediyor, Sırayla Se / mih, Şinasi 100 merede, i Besim 800de, Haydarda İ yüksek atlamada, kurbanlar sü | rüsüne karışıyorlar. ll Kimse ehemmiyet vereniyor, | aldırmıyor. . Gelecek sefere. . gün için hazırlamışlar, galip- ler kadar onlar da uğraşmış- lardı... yeti var değiliniki mağlüp ol dular, Ehemmiyet veren yok, on- ların duyduğu acıyı bir az an- Tayan, onlara acıyarak bir lâh- za şöyle baksveren bile yok... Burası büyük, hisle alâkası ol-! mayan, kocaman, bir makinc,| Yalnız, galipler için bir ma- İlina, duyan, coşkun, muazzam bir insan kültesi olu- yor... İ Tapınırcasına galibiyetleri tes'it ediyor. Bu dünya zaten galiplerin dünyası, yaşasın galipler. 10,000 metreyi Nürmi kaza- Bıyor. Ta karşıki kıvrığın bittiği yerden kalabalık bir grup ha- linde (10,000 metre için seçme müsabakası yoktur). | Koşuya başladılar... Nürmi | İyi, Ritola'yı, Wide'yi aray rum, üçü de bu grupun arat İ da... Başta bir İspanyol, sas- ki muvasalat hattr o yakınmış gibi, olanca küvvetile koşu- yor. İkinci devir henüz başla- muştı ki, Ritola'yı takiben Nür | mi ile Wide de başa geçtiler. | Devirler arttıkça diğer mü- | | sabıklarla bu üç koşucu arasım- da fark büyüyor, büyüyor, “tur biniyor,,. | Katedilen mesafe yedi bin ' beş yüze yaklaştığı sırada, bir | denbire hiç bir fevkalâdelik | böyle bir geyi ihsas etmeden, | Wide de iki Finlandiyalıyı ta- | İ kip edememeğe, onlardan geri | | kalmağa başladı. Ritola hâlâ İ önde, Nürmi de onun gölgesi. | (Çan çaldı, son devir yarışın | bitmesine 400 metre var, Ri- İtola sür'atini arttırdı fakat İ Nürmi peşini bırakmayor, ve nihayet yarışın bitmesine yüz i metre kala- afedersiniz yarışın İ bitmesine dedim, diğer müsa- bıklarınkine vakit var, Nürmi ile Ritolanın yarışı demek is- teyorum - Ritolanın yanından j sıyrılıp geçiyor ve aralari açı- lıyor, açılıyor. Nürmi, bu ye- gâne rakibini kat'i bir mağlü- biyete uğratacak.. Nürmi duraklayor, arkasına bakıyor, adeta Ritola'yı bek- İeyor ve ancak bir metre ka- dar bir farkla 30,18 4/5 le ye- ni bir olempiyat rökoru tesis ederek kazanıyor. Nürmi hakikaten akla hay- ret verecek bir, koşucu, insan ona bakarken, onun da diğer insanlar gibi insan olduğuna inanacağı gelmeyor. O daha | ziyade bir makineyi andırıyor. Onun harekâtında, koşusunda, velhasıl her şeyinde bir inaki: nalık var, hattâ insan kendi kendine: (acaba Nürmi bir makinadan adam olmasın) di- yar. 200 metre nihayi koşu. Bu yarışta da, bir kere daha | Almanlarla Amerikalılar, koz- larını paylaşmağa » uğraştılar, Yüz metreyi tahminler hilâ İma olarak, nereden çıktığı belli olmayan, hiç tanmma- | mış ismi işitilmemiş birko-| şucu kazandı, Kanadalı Will. | iams, Nihayi koşuya kalan ye- gâne Alman Lammers üçüncü iki Amerikalıdan Wykoff dör- lerile bize anlatacaklar (Salı günkü nushamızın devamı —13—) düncü Macalister de dördüncü oldu. İkinciliği, seçmede bera» ber koştuğum, İngiliz London beşinciliği de Cenubi Afrikalı Legg aldı. Yüz metrede uğradıkları mu vaffakiyetsizlikten sonra, sür” at koşularında, kendilerini sa- kipsiz addeden Arnerikalılar, la Almanlara, hakimiyetlerini ispat için yalnız bir yarış kal- dı, iki yüz metre. Bakalım nihayi koşuya kim ler ve hangi milletler kalmış. Körnig ve Schüller, Alman ya; Williams ve PFitzpatrick, Kanada; Scholz, Amerika; ve Rângeley, İngiltere. Hayret, Amerikanın dört ko Şucusundan, rökorlarına naza tan hakikaten rakabet kabul etmeyecek bu dört koşucusun dan, yalnız Paris Olempiya- dında bu mesafede galibiyeti hassas, | elde eden, ihtiyar Seholz'dan başka kimse yok, Amerika 200 metre şampi- yonu Borah 1/4 nihayi koşuda Paddock ve Cumminge 1/2 ni hayi koşuda tasfiyeye uğradı. lar. Şu halde, Amerikanm sür'at koşularındaki söhretini müda- faa,otuzunu mütecaviz ihtiyar Scholz'un, bu yükü kaldırıp kaldıramayacağı şüpheli omuz larma yüklü... Yüz metre galibi Kanadalı Williams'ın 200 de nihayi ko- şuya kalmasmı büyük bir tali eseri gibi görenler de var, Filhakika, 1/4 nihayi koşu- da Boroh, Köring'in avkasında ikinci vaziyeti alınca, yarışın bitmesite beş metro kala, na sıl olsa 1/2 nihayi koşuya kal- dım fazla cehte lüzum yok de- ye yavaşlamış olmasaydı, Wil liams üçüncü olarak tasfiyeye uğramıştı. Fakat Borahı, ken- dinden emin yavaşladı, Wli- liams da bundan istifade ede- rek ikinci oldu. Bunu mütea- kip 1/2 nihayi koşuda da mu- vaffakiyetli bir yarış yaptık- tan sonra nihayi koşuya (aldı. ... Tabanca patladı, koşmağa başladılar. ae kıvrığı dönüyor- Handicap,, hendikapla çrk- tıkları için kimin bâşta olduğu belli değil... Maamafih Köring fevkalâde seri, Scholz'un have kâtı ise akan bir su kadar se- bil, Düzlüğe çıktılar, yarışm bit- mesine tam yüz metre var, Kö ring bir metre kadar önde, Almanyadan vatandaşlarını teşciye gelen otuz bine yakın Alman hep bir ağızdan: Kör - nigt. Kör - nigi... diye bağırıyor- lar. Yarışı bitmesine yizmi metre kaldı, Körnig hep önde. Bundan, ta arkadan ileri doğru biri fırlıyor.. Sıçrayarak dehşetli bir kalça hareketile,, hırçın bir tarzda koşan bir ko- gucu bu... Bu koşucu, bubir lâhzada Körnig'e yetişen ko- şucu, nihayi koşuya (kalması bir eseri tali telâkki edilen Williams. Körnig, birden zembereği be şanan bir saat gibi bocaladı, durakladı... Williams hattâ bu hengâmede Körnig'i, Range- ley de geçti, Scholz, bütün gayretine rağ men, dördüncü, Fitzpartrick beşinci, Sehüller de altıncı ol- dular. Williams mesafeyi 2174/5 te katetmiş... (Devamı salı günün aüshamızda) > 0, are ig:

Bu sayıdan diğer sayfalar: