19 Nisan 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

19 Nisan 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asrin ümdesi “Milliyettir” 19 NISAN 1931 İDAREHANE — Ankara cadderi > No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts. > tanbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 İ Hi i . N IE ÜCRETLERİ ABON, a Türkiye için Hariç için kuru 3 ayiğı 6. iz 400 800 kuruş 780 1400 “ 1400 210 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait için müdiriyete müracaat edilir. yn emeği Bugünkü Hava Dün dial ke 18 enaz 6 di. Bugün cozgür. mütehavyil ve hea bulutlu Benim nem eksik! , Gazeteleri okuyorum. Bir yere meb'us, Vali, umumü mü- dür, meclisi idare azası tayin edilmek ihtimalini verdikleri adamlara telfonla sorup işi tah- kik ediyorlar. Meselâ Cemil Pş. ile Dr. Abdullah Cevdet Beye İstanbul meb'usu olup olmaya- caklarını sormuşlar, onlar da müspet, menfi bir cevap vermiş ler. Dikkat ettim, bana ne böy- le şey teklif ne de tahmin sure- tile tevcih ediliyor. Bundan şu neticeyi aldım: Demek ki ben de bir eksik var. bu muhakkak! Lâkin bu eksik nedir? İşte bu- nu bulamadım! Ah burada aksaydı! Hep okumuşsunuzdur; Ada- ez na bavalisinde feyezan var... iyi, Soyhan ve Ceyhan nehirleri taş- ii ş | e “yi | mus.. Hattâ Seyhan nehrinde Ty “etmişler. stanbul su şirketinden canı « yanmış bir arkadaş gazetede bu ij; haberi okumuş, geldi. m, ÇAM! dedi, gördün mü İs- ,, tanbulu Terkos belâsından kur- » taracak çareyi! — Nedir? dedim! 4 — Söyle, Sokaryadan mı? Kr çü ırmaktan mı olur, bir ayak., Herkes bakracmı doldurup dol- “durup almağa başladı mı iş ken diliğinden hallolunur, mubarek belâ, kalkar gider. Göz! ve göz! © Arkadaşlardan birisi | öteki- > nih çekmecesinin gözünü sahi- binin haberi olmadan . açmış. Beriki de içerlemiş.. O gün çek ali ze mü açacağına kendi gözünü aç! iz Yeni neşriyat: Hayal perdesi Yağa hayali Küçük AN © Vu eglener! karagöz kitabi çıke cide bulunur. Fakat bizim bu adamlar- Onl sözünü keserek dedi ki: © — Onların kadınları ağık ge- tiyorlar, Bütün güzelliklerini ibancı erkekler görüyör!. Paşanın bu sözleri karşısm- Kadri Bey kendini zaptede emişti, Onün kızdığını Paşa etti mi, etmedi mi? 'ununla beraber genç adam Milliyet Dön 1 | da neşretmiş olduğu kitap sa- İstiklâle susayanlar İstiklâl mücadeleleri devri- mizin ; müheyyiç manzarala- raxlan biridir. Arzımızın hangi tarafma dönsek, istiklâle susa- mış bir milletin, içindeki ya- bancıları memleketlerinden tar detmek gayesini takip ettiğini görürüz. Bu yoldaki cidâl, in- saniyet tarihinin en asil en yük sek merhalesinden birini teş- kil edecektir. Hindistan, bu noktai nazar-| dan büsbütün merakaver bir manzara teşkil ediyor. Orada neler oluyor? İstiklâl için açı-| lan mücadele rie şekilde tecel- | li ediyor? Onun bâtmi mahiye | ti sedir? İşte bunları öğren- mek için gazetelerin — verdiği haberlerle iktifa edemiyeceğiz. "Ya oraya gidip ahvali kendi gö zümüzle göreceğiz, yahut bi- zim hesabımıza giden ve gören lerin anlattıklarmı dinleyece- giz. Yalnız dinlediğimiz şahısi- yetin kıymetini evvelde dene memiz lâzım, Meselâ ” isminde bir Amerikalı kadın da Hindistana gitmiş ve bir ki- tapla avdet etmiştir: orada kü- ücük beynile gördüğü şey köy lerin pisliği ve kızları on iki yaşmda evlendiğidir. Tabildir ki etüv de desinfekte edilmiş ve kırkını geçkin genç kizlarla dolu bir âlemden gelen bir kâ- dın, ruhunda başka âlemleri görmek istidadı yoksa, Hindis- tan yalnız bunları “görmeğe makkümdur. Fakat bereket ver sin ki bazı açık zihinli, civan- mert insanların da böyle teşeb- büslerde o bulunduğu oluyor, Bunların arasnda Mın, Ardröe Viollis isminde bir gazeteci ka dın vardır ki Hindistan hâkkm yesinde bu büyük ve bedbaht memlekete dair hakiki malü- mat edinmemize imkân hasıl | olmuştur. (1) Mm. Viollis ( Hindistana, Gandhi'nin açtığı ademi itaat hareketinin en ateşli zamanın- da vasıl olmuş ve kitabında, bu esnada şahit olduğu vakayir büyük bir asaletle anlatmıştır, Avrupadan gayri memleketler | ruhunu anlayan Avrupalı pek azdır. Bunun içindir ki Mm. Viollis'in Avrupalı zihniyetin- den tamamen tecerriit ederek meseleyi sırf insanlık ve hak ndktai nazarmdan görüp müta- lea etmesi eserine müstesna bir kiymet veriyor. Müellif, Hindistanda her-| kesle konuşmuştur: Yani istik- lâl taraftarile, Dominyon ta- raftarile, nihayet İngilizlerle İstiklâl | taraftarlarının fikri malümdur. Onlar İngilizlerin bilâkaydü şart Hindistandan çıkmalarını isteyorlar. Bunun Milliyet'in tefrikası : |rinci şarttı. Kadri Beyin mı- 'eneceğimiz çok şey var | hakemesi kendine hâkim ola- sebeplerini araştıran Mm, Vio- İlis pek âlâ biliyor ki böyle bir sebebi birdir, tektir; i araştırmakta devam -€- den Men, Viollis onların hem maddi ve hem manevi oldukla- rin görüyor: İngilizler Hintli- leri fakir düşürmüşler, milli ti- câret ve sam'atlarmı mahvet- () Kinde contre ies Anglais. Edition des Partigues, Paris, bilmiş, malasadına vâsıl olmak için sâkin ve tedbirli, icabında hilekâr olmak lâzım geldiğini hesap etmişti. Yusuf Paşa Kadri Beye bu. hususta bir münakaşaya gir- mekte bir mâna görmeyordu. Man, Vigllis şu şayanı dikkat sözleri söyleyor: “Bu şerait al- tında her hangi bir Avrupalı millet, İngilizleri çoktan mem- leketinden kovmuştu,,. Fakat Hintlilerin şiddete, kana karşı hissettikleri nefret onları böy- le kat'i, cezri bir hareketten, şimdiye kadar menetmiştir. An | cak bundan sonra da böyle ola cağı şüphelidir. Mücllif İngilizlerle de görüş müştür, Onlar, Hintlilerin ken- di kendilerini idare edemeye- cöklerini ve İngilterenin Hin- distandan çekilmesi bu memle- ket için felâket olacağını ye- 'kavaz olarak iddia ediyor ve Hintlileri İngilizlere karşı nan körlükle ittiham ediyorlar. İn- gilizleri tanıyanlar bu sözlere şaşmazlar. Mm, Viollis'e göre tam is- tiklâl taraftarı Hintlilerin âde- di umum afılinin (ki 320 mil- yondur) yüzde yirmi beşini teş kil ediyormuş. Diğer yüzde yetmiş beşi İngiliz hâkimiyeti altımda (kalmağı tercih ediyor- muş. Fakat bunların da ka sürette Dominyon istedikleri ne nazaran, bu idare tarzını bi- le bahşetmek istemeyen İngil- terenin bu azim kitleye “de ne dereceye kadar istinat edebile- ceği sorulabilir. Hattâ, İngiliz- lerin adamları olan hükümdar- lar bile Dominyon taraftarı ol- duklarını bildirmişlerdir. Mm, Viollis'in vasıl olduğu netice şudur: İngilizler Hindis tandan çıkmağa mahkümdur- lar, Bunu kendisi, şu tarzda söylüyor: «Ne tarafa bakılırsa bakıl- «sm, hüküm şudur: Şiddetle «olsun, şiddet istimal edilme- «den olsun, birdenbire » yabut «tedricen olsun, altı, ay bir se- «ne, on sene yahut yirmi sene «sonra İngilizler Hindistanı “kaybedeceklerdi.., Mın. Viollis'in kitabı bu gün kü Hindistan hakkında yazr- ilan eserlerin enmufassal ve en krymetlilerindendir ve bu mem leket hakkında faydalı bir vesi ka teşkil edecektir. Müellif ki- tabını yüksek bir adalet ve insaniyet /hissile yazmış, ve kendisinin Avrupalı zihniyetin den tamamile isurtulmuş oldu- ğunu göstermiştir. Görüşte se- İâmet için bundan daha emni- yet verici bir şey Si id Fransada neşredi- len mühim eserler Fransada neşredilen yeni &- serlerden bahsetmek isterken Şu itirafta bulunmanın ne ka- dar zararı olduğumu kâbul et- mek myburiyetindeyiz. Bu sü- turilarda o eserlerin yalnız isim lerini bile yazacak kadar yer bulamıyoruz. Onun için bahset mek istemediğimiz kitaplar a- rasından ekseriya yalnız birini bahsetmek mecburiyetinde ka- mayacağımı beklemek lâzım — Kendisi şimdi evinde bu- lunuyor. Haber yollayarak ça- ğuralım. Eğer zatı devletleri münasip görürlerse..? Paşa düşündü, sonra zihnini işgal eden en mühim bir cihe- te temas ederek dedi ki: — Biz tasavvurumuzu tatbik sahasma çıkarabilmek için çok paraya mühtacız. Adamları mun bana verdikleri malümata göre silâh ve cepane yüklü bir vapur yoldadır, — Baker'in gemileri vardır. Karşısımdaki genç admın fikri- ni reddetmek için beyhude bir | inada Kizum yoktu. Kadri Bey yin noktai nazarmı bir tarafa bırakarak dedi ki; ! — Bu Baker denilen adamın! bize ne dereceye kadar faidesi olacağını bilmeyorum, Kendisi nç bir dereceye kadar itimat i Muntazaman işleyen bu vapur lar saysinde çok istifade edebi- liriz. Onun için Bakerin yarde- lâzımdır. Bir de Baker kendi memleketinde en nüfuzlu a- damları tanır, bilir, Yusuf Paşa bundan mernnun göstrip tam emniyt asıl edin ceve kadar kendisinin bizim is- ye şu cevabı verdi; — Keşke dahâ az adam ta- mını temin etmek son derece” Ölen zevcesinin kıymetli hatırası — Fransızcadan— a kırk beş yaşlarında kadar/ona sevgili zevcesinin bu hatı- vardı. İşleri iyi giden, para kı-! rasmın daha uzun zaman yaşa- ran bir tacirdi, Saçları hep bu | yamıyacağı korkusunu vermiş- işte ağarmış olan bu adam için | ti, Kendisi yaşadıkça ve sene- Paranm ayrı bir kıymeti vardı. |ler geçtikçe bu heykelin daha Belki de onu türlü türlü müşki-| çok bozulacağını düşündü. De- lâtla'kazandığı için paraya böy|rin bir inkisarı hayal içinde te le bir ehemmiyet veriyodru. He | essürünü hafifletmek ihtiyaci- nuz kendisi pek genç bir yaşta 'le sokağa çıkarak kendisini ha- olduğu zaman evlenmişti, Zev- İ yata atmak istedi. cesile yirmi senelik mes'ut biri © Bu ihtiyaça ne kadar hüküm hayat yaşadıktan sonra bu İsay- | sürdü?.. Onu bilenler bir müd- metli hayat arkadaşını ebedi-| det sonra kendisinde büyük bir yen kaybetti, İ değişiklik gördüler. Genç bir Kadın öldükten sonra kendi. kadınla birlikte ona tesadüf sini dünyada pek yalnız hisse- edenler vardı, Bu kadınm çok den adam onun hatırasını nasıl" genç olduğunu, ikisi arasında anlacağını bilemiyordu. İsteyor pek büyük bir yaş. farkı oldu- du ki onun hatırası -unutul- Şunu söyleyenler de vardı. Ni- mıyacak bir surette taziz etsin..! hayer'dostlarndan birine kendi Aklma gelen çare kadının si, itirafatta bulunmak ihtiya- bir heykelini yaptırmak * oldu. 'cile dedi ki: Heykel?.. Her halde kadını — Ben zevcemi çek sever - muhabbeti hakkında ve daha dim. Onun hatırası ölmesin di- kimbilir kaç sene yaşadığı müd *ye bir heykelini yaptırdım. Fa- detçe bu heykel duracak değil- kat bu heykel (vaktinden ev- miydi?., Bir mermer heykel her vel bozulmağa başladı. Halbu- halde insandan fazla, yaşardı. ki ben hesap etmiştim ki o ben Bu fikir hoşuna gitti, Hey- den sonraya da kalacak. Fakat kel yapan bir san'atkâra müra- şimdi anlıyorum ki ben ölme - fcaatla fikrini söyledi. Binlerce den o büsbütün bozulacak ve i frank vermeği göze alarak hey nihayet kırılacak, Onun için | keli yaptırdı. Heykel tıpkı ölen bu beni teselli etmeğe kâfi gel- kadma benziyordu. Sanatkâr medi. Şimdi size başka bir şey çok muvaftak”olmuştu. daha söyliyeyim: Beni genç bir İlk zamanlar heykelin önün kadınla görenler şaşıyor zanne- de saatlarca düşünceye dalan derim. Mermerden bir heykel adamcağız gözlerindeti Yaşlar akarak seyrediyordu. Fatat bir gün farketti ki sevgili zevcesi- nin heykelinde bir iki yerin bo- / aılduğunu gördü. Bu ne demek /ti2, İçinde-bir azap duydu. Bu jazabın nevelduğunu kendisi de tayin edemezdi. Fakat heyke- | Jin taşında, gördüğü bozu'kuk dmm her halde ben öldükten tahmin edersiniz. İşte ben bu genç kadında - zevcemin unut makistemediğim hatırasını ta- zelemk istiyorum. € Bu ip görülebilecek bir teselli miydi imbilir?. setmek istiyoruz. Son zamanlar | teşri kuvvetleri arasinda mün3- da hükul esasiyeye dair rieş- | sebattan bahseden kısmıdır. redilen mühimbir eser salâhiyet |, o Umumi harpeten beri pek tar olan ilim adamları tarafın- çok münakağa edilen bir bahis dan çok takip edildi. Bu eser|te demokrasi bahis, üzerinde Mukuku esasiyenin ne tarafa | çok söz döylenen bir'kelime de doğru gittiğini tahlil ve izaha |bu > kelime olmuştur. hasredilmiştir. “İlerde Dr, Gustave De Ban tara- “Des Nowvelles tendances |findan son neşredilen bir eser- du drait canstitutionel,, isimli den bahsederken demokrasi ve profesör Mirsine Gnetze- Kadar başka başka anlaşıldığı- İviteh tarafından neşredilen bu |nı değerli Fransız âliminin na- İeserde Avrupa memleketlerinin |sı anlattığından da bahsetmiş- teşkilâti esasiyesi arasında bir İtik, Dr. De Ban demokrasi hak mukayese yürütülmüştür. * Ki- 'kda evvice Clemenceau'ya,M, tap profesör tarafmdan Paris; Mossolini'ye bu. kelimeden ne hutcuk fakületesinde verilen tak | anladıkları ecemuş ve almış rirlerin hülâsasıdır. Kaydedil-| olduğu cevabı kitabına derc et mesi bilhâsşa lâzım olan cihet |meği unutemamıştır. şudur. Eserler umumi harpten Bu bahse tekrar avdet ede- sonra hukuku esasiyenin gitti-| cek değiliz.Yalnız hudemokrasi ği yolları: göstermeğe. tahsis | kelimenin henüz kat'i bir tarifi edilmiştir. Hakikaten “umutni | olmadığınm görüldüğünü ilâve. harpten beri Awupanın “muh- | etmek lâzımdır. Hukuku esasi- telif teşkilât! yenin umumi harpten beri aldı- esasiyearklı"bir takım * istika“| ğı muhtejifisti':ametleri anlatan metler ta':ibine başlamıştır.İşte| profesörün kitebmdan bahse- profesör bu farkları göstermiş, | derken demekrasi kelimesi ha- yeni Avrupanın teşkilâtı esasi- |tra gelmemek kabil. değildir. yeşinin aamumi bir surette ar:| Koza Clemencöau'dan umümi zettikten sonra bunları birerİiyasp esnasında en tehlikeli bir birer tahli etmiştir. devrede Fransada işleri eline Eserin bir kaç ehemmiyetli | almış olan Clemenceau demok- noktasından sarfı nazar bilhas-|rasi hakkında bir eser vücude etirmeği pek istermiş. Fakat nıyan, bi lsaydi.. Da- mem. Benim buraya sık sık ha az ehemmiyetli bir adamla geldiğim saray hafiyeleri tara- iş görmek bizim için belki da: fından görülürse her 'halde iyi ha iyi olundu, Demek “istedi- | olmayacaktır. ğim daha ucuz satın alına bile. o Baker'in evi Kadri Beyin cek, elde edilebilecek bir adam köşküne komşu idi. Aradaki ,olsaydı. Silâh nakli işi hçeden geçilince oraya gide "de pek serin kanlı. görülmesi biliyordu. İlâzım gelen bir iştir. Davut Be © Yusuf Paşa ile Kadri Bey yin adamları her yerde nz blup Baker ile karşılaştıkları zaman bittiğini o kadar dikkatle takip Baker Kadri Beye dedi ki: İ ediyorlar ki.... İ — Her halde çek mühim şey — Bâkerin muhtelif vesaiti ler görüşeceğinize göre kimse- vardır. Karada nakliyat içinde nin bunun farkında olmaması veleri bile vardır: Bursada ipek lâzımdır. mevsimi geldiği zaman topla- ! Yusuf Paşa nazli bir tavırla dığı ipekleri istediği gibi nak- Baker'e sordu: İlettirir, Kendisine bu mesele- — Nasıl? Ticaret işleriniz İden bahsettiğim zaman her hal iyi gidiyor değil mi?.. Siz kara İlacaktır. — Pek âlâ. Ben de zaten bu iş için kendisile görüşmek üze- İber olmasız lâzımdır. Çünkü mun bana bıraktığı ticaret mes ben bu & öyle sk sik göre leğinden ayrılmayorum. Eğer bozulabilir, Fakat genç bir kas | sonra da güzel kalabileceğini || Geçen! NESTLE Herkesi hayran m. yat, kaza ve Galatada Ünyon handa kâl bu arzusunu yapamadan öldü. Kendisinin bu 'ua dair ver İlarından M. Segard toplayarak Jahirn “Ciçmenceğu sur'la de- ikisi. Meklepliler müsabakası Müstakiller hizbi Mektepliler müsabakasının birinciliğini Darüşşefeka lisesin dön 908 Ömer Kemal! Bey ka- zanmıştır. Yazısı şudur; Bu haftanın en mühim habe- ri, yeni intihabat: arifesinde Fİ, | Fırkasının millete faydalı olaca ği ümit edilen yeni bir “ şeklile; namzetlerini eksik” tesbit etme- si ve bu suretle Millet Meclisin de bir müustakiller hizbinin bu- lunmasına imkân vermiş olma- sığır. Bu haber, türkün Büyük balâskârı Gazi Hazretlerinin tensibi ile hüsüle gelen mühim bir yeniliği bildirmesi itibarile mühimdir. Cümhuriyet Halk Fırkası İstanbuldaki müntehibi “sani in- tihabatmı, halkın hemen mü İcimiz olunsa bunu temin edebi- Paşa karşısındaki bu zaif, es mer üzün boylu âdamı tetkik ediyordu, dedi ki: , — Tedbir ve meharetle gö- Tülen işlerin neticesi muvafia- kiyet olmak tabiidir. — Bana bir demiryolu imtis kâri: olacak, hem de sizin için faideli olacak bülümetiniz tir. i kâfi derecede bahşiş verdiniz imi?... İ - Paşa sözünü bu suretle baş- ka başka yöllara çeviriyordu. de bize göstereceği bir çare o- da ve denizde bir çok mühim | Bunun sebebi kendisinin asıl| ticaret işlerine giriştiniz değil | girişmek istediği bahse nasıl | temas deceğini tamamile tayin — Evet pederim tarafmdan | edememesinden ileri geliyor- | tediği olursa oda Paşanm ar- re buraya gelmedim mi?.. O- darakılan servet. sayesinde bu | du. Baker'in doğrudan doğruya zularını yerine getire bilirdi. olmamış bir tavırla Kadri Be- | nunla konuşurken sizin de bera işlere devam edebiliyorum. O- | alâkadar olduğu işlere temas | Paşa son derece ihtiyatlı görü- ederek onun esrarma yabancı olmadığını göstermek isteyor- Yaptırınız. Türkiyede bilâ fasıla icrayı müamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasını Dile kere uğramadan sigor yaptırmayınız. ammamamuzzman © Telr/fon: Beyoğlu.- 2092 <im tiyazı verilirse bu hem benim | — Nasıl?.. Siz Namik Beye| ir icat kehaneti edecek bir oyu otomobil sigortalarının Gi in ÜNYON SİGORTASINA fle, lehine neticelendirmişti. İş" te bahusus bu muvaffakiyetten Sörile”sörbest namzetlere böyle bir imkân o bahşedişi, Onun, Türk Milleti için ne kadar ha- malıyız; Çünkü Halk Fırkasi demek Türkiyedeki istiklâl ha- reketinin başlamasını temin €- den siyasi hey'et demektir. Ba-| şında büyük Gazimiz bulundu- ğu halde Türk inkılâp mefküre-' sinin mürevvici bulunan Cüm- huriyet Halk fırkası için bu alm mast pek tabii olan bir netice | ve bir haktır. Cümhuriyet genç-| liğine istinat eden Cümhuriyet | “Halk fırkasmın-millete hayırlı olacak her işte muvaffak olma- sını temenni ederken Türkiye | de her zaman için yapılacak her intihapta böyle müsmir bir ne- | tice olacağını kemali itminan Darülbedayi müdiri- yetinden; - Önümüzdeki tiyatro” metsi- minde temsil edilecek eserlerin tetkikine başlanmıştır. Mütercim beylerin eserlerini asıllarile be- faber pazartesi * ve. «çarşamba günleri © Darülbedayi idaresine du. anlaşa- bileceklerini. hesabediyordu. Fakat Baker dedi ki: O adama para vermekle /iş görülmeyor. Çünkü benim is mim mevzuu bahsolunca ne dense bütün memurlar benimle temas etmekten çekiniyorlar. Bu sırada Kadri Bey lâkırdıya karışarak dedi ki: — Bunun sebebi getirtmiş ol 'duğunuz atsız araba olacak. Bu araba yüzünden siz emniyetsiz İliği celbetmiş oldunuz. | — Ben bu otomobili adada lişletmeyorum, Sebebide oto İmobilin arkasından öteki beri- ikinin taş atmasıdır. Bana şey- "tan dediklerini işittim, Baker Paşaya anlatmak iste yondu ki eğer kendi dediği. İs- nüyondu, > Baker ilâve etti: © (Bitmedi) İ di

Bu sayıdan diğer sayfalar: