© Fikir, mallyet isran ümdesi “Müliyet” te | 4 NİSAN 1931 İDAREHANE — Ankara esddedi No: 100 Telgraf adresi: Mi sandal. Telefon mumaraları: 24311 — 24312 — 24313 E ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kurup 750 ,, 1400 1400 20 ABON, 6 8 ayiığı e ” Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen müsbalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilanların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün en fazla bararet İ enaz 3 di, Bugün rezğir mütehavül ve hava kısmen açik kısmen kapalı Haftanın yazısı Bir kaç damla validol! Herkesin bir merakı olduğu- nu söylemokle keramet gö miş olmam. Düğme kolleksiyo- nu yapandan tutun da kibrit ku tusu çeşidi toplayana kadar gör düm. Bunu ne ile izah ederler bilmem amma pek zararlı birşey olmadığma kail olduğum için berkesi kendi zevkine bırakır geçerim. Ancak bunların içeri- sinde yalnız toplamakla iktifa etmiyenleri vardır. Bunlardan bir kaç tanesi herhalde nazarı dikkatinizi celbedebilir. İki ki- şi tanırım: Birisi yemek kollek- siyonu yapar. Amma karnında. Dünyada mevcut bütün yemek- leri yemek merakına düşmüş- tür. Obur değildir. Meraklıdır. Bir hayli seyahat ş. adam olduğu için muhtelif yemekler yemiştir, İddiasma göre Lon- dradaki Çinli lokantasında( lahgıç yuvası kr. miş. Kaplumbağı hafif şeyler. Om miyerek Hollan diği kirge tavası, gibi sey yor, Doğru mu bilmem! Bu za- im yediklerini bir diğer ma lemde size yazmak isterim. Bu- yün yazamıyacağım, çünkü ye- Hiklerinin bir listesi elimde yok. Diğer bir. tanıdığım da ilâç muraklısıdır. Amma nasıl? Deli sesine! Zaten bütün bu meral ar, Mazhar Osman Bey ve şü- ekâsınm tasnifine nazaran hep yirer cinnettir. Ve onları dinlerseniz hilkat venüz akıllı adam yaratmaya taşlamamıştır. (Tabi doktor- ar bundan müstesna) “dünya wn nüfusu umumiyesi envar ki. aplara geçmiş geçmemiş sayi. ız çinnetlerle malül bir takım) sastalardır. Her hareketin bir| innet şubesile ral #ereket versin'bu ir ekseriyet teşkil etmeyor. Za #n doktorlarm âleme deli de- çinde içinde de sayı re insan - kendi kendine teşhis İkoymasin? Üst tarafı vız gelir..| nn. en akı r. Cihanın tp fakül-| gelse onun kana ez. Canım ne u le yüzde teleri bir ar atini değiştirer zağa gidiyo; dol m: İ yah mızda yalnız ve işsi kalıp ta aynanın önüne geçtiği İmiz zaman iğimizi çeki; — Eh! Be akılir İma, şü talih ye İ İş bir kere onun göz t6.:. Yoksa ben, filândan, fa- landan feşmekândan da mt a-| kılsızım yahu!, , Diyerek hasbihal ederiz... Bu bahsi geçelim... Uzundur. Acık| hdır... Gelelim bizim ilâç .. Onun ki büs Herkes çocuğ İnr bilmez. Bir kere: — Sol tarafımda bir ağrı Dediniz mi?. Hemen ba Kum iki k sımdır. Ya oksalattır. Ya Ürat- tır. Evvelâ kuzu kul salata, çiy domates, « gibi şeyler yeme. Sonra verici şeyler iç. Ondan (litin) Hi ilâçlar al... Yol yürü... | Geceleri yatarken bir avuç kar- bonat yut”! O daha söyler amma siz din-| leyemezsiniz... Bu nevi tavsiye- lerinden bir kaçmı nakledeyim — Kamımda bir var... f — Ha! Aşağıda mı yı ukarda | mı. Yukarda ise midededir. Ye mekten evvel mi, sonra mı & yor, Bütün bunları bilm b mış soğanlı sey klerden iki $ in, Ye-| at sonraBizm hü eğilse hemen İBen t İn Ben İngiliz tuzunu sevmem: Fa kat hintyağma bayılırım... Bir başka sahne: — Boğazımda bir ağ yutkunamıyorum. — Anjin mi o sadece bir iltihap malı. Her ne de ölsa kardeşim, | Her şeyden evel bir müs Amma temiz bir şey! ker meker değil. Adam akil) klâsik Hönyadi Ya-| mus, dir.. Sonra gar| gara yap!.. Karbonatlı su hafif) ağrılara iyi gelir... Oksijenli su| da fena değil! Ylanız dikkat et koyu olmasm ağımı “tahriş e yaparsın... Eğer için gictklan- mazsa iyotlu gliserinle badana bizim akıl vaziyetimi. Bir ke-| * arasında Kayacığımın süz- ün çehresini görünce, göz yaş- mm tutamadım; bir çılgın ibi boynuna atıldım? İ — Kayacığım, canım Kaya- | Zım, beni çok yalnız bırak-| n! diye ağlamağa başladım. — Deli misin Füsun, çocuk a oldun? diye beni ra mai elgrafını almca hem çok se- ndim, ıçm hayret ettim. Fü- mun aklına bu seyahat nere- *n geldi? dedim. Onun tatlı sesi beni şmmart- — Ne yapayım? Sen gelme- n işte... Ben de çok sıkıldım. iha da Bursada, dayımla, yen *mle yapyalnız kaldım. . — Vah Füsuncuğum! Fakat azan vardı. O, seni yalnız br- “maz diye düşündüm. Am- ettir. Bir takım şekerler var. Aman yeme? Hele mantöl tah- riş eder. “Gometol dahâ iyidir. | Nur Tahsin cam da bu ayı burada geçir mem için ısrar etti, kaldım. — Doğru, dedim, Nazan var- dı amma, , Hattâ ona da gittim kaldım, Tarabyadalar; yalnız! kaldıkları yok ki.. Fahri hep orada, sonra Nazanın başka ar- kadaşları, Kapalı bir otomobile bindik. Başımı Kayacığımın omuzuna dayadım, İçimde ağlamak ihti- | yacı var.. > —İyi ki, iyi ki İstanbula gel- | mekte geciktin Kayacığım. .| Bilsen İstanbul ne kadar fena... Öyle iç sıkter ki tahammül ede- medim, İstanbuldan bir müd- için ayrılmak bana bir ihti- yaç gibi geldi Kayacığım.. He- le şimdi senin yanında, çiftlik. | te ne kadar rahat edeceğim, . | Bir cok uzun yollardan do-| der; Ben tentürdiyotlü suyu ter| sa cik ederim, Bir'bardak suya on|i -Jom'iki damla damlatır, MLLİYET Mizah, CUMARTESİ 4 NİSAN 1991 Askeri bahisler | | Avrupa denizlerinde üstünlük mücadelesi Ballık denizi - Lehistan deniz siyaseti ve Rusya Filosu - Irgilizlere Ozeli ve Dağo adaları lâzım muP - Almanyanın ük hedefi bu denizde olsun huv- peli olmaktır. - Akdenizde muhtelif milletlerin harp gemileri ve hava filola, taki İlesinin üstüne, şimdi bir de ha- va üstünlüğü arzusunda binmiş makale bir resmi ikrindeyiz. olmasınd: le Çarların Filosu k çıkmayordu .İdenizde üs denide ğu inkâr edile mek istemesind. ni bir aske masına Fransanın ” dum TaÂr mlat! İçini çeke kokla! Velhasıl bu çocuk o hale gel- di ki; şimdi. her ne için klyorum, yitirmeden) &ttendir, Günde on dak yir, sinirden değ an ka Ödüm pa r kere dol İlirim — Ya, ben hastasin söndım... Yürek çarpınusmd acaba x edi- atgara | yor Ona ! meden evvel yarım bardak kor diyal içsen fena ol: ölü-| rı yer tutmağa çalışıyor vücude getir- ğe bugünkü iktısadi vaziyeti üsait olmayan Leshistan de- İniz altı gemilerine ehemmiyet veriyor. Hattâ, müstakbel bir hâdisede eğer bu deniz yol kendisine kapanacak Olursa Fransa ile irtibatmı — tıpkı Almanların büyük harpte A- merika ile yapmak istedikleri bi — deniz altı gemilerile e ettirmeği dü: Fakat Lehistanın di, yalnız Fransa İvasalasını korumaktan 5 Baltık vericidir. ugün büyük ikişer adet 35,5 luk tonluk mubri İeniz altı gemisi, Yeni a olan 5 deniz Zağır ve bir de okdukları 110 tayyare m filosu, mişlerdir Balı luk denizi sahnesinden İrgilizlerdi > syorlar. her fırsatta bu su mançvrala da, İn- hi çık alar o zaman Rus endişeler bu adaları ,İdan ayrılırken üç gün İ balşevik | | Bir kadm için bir erkek tara- fından takip edilmek ber gün olan şeylerdir. Fakat takip €- den erkek nasıl adamdır?. Bi kadm için en mesel budur. Genç kadın için de böyle idi, Şimdiye kadar bir çok kimseler tarafından takip €- dilmiş, bunların bir kısmı bar bir kısmı âdi adamlardır. Takip edilen bir kadının güzel- İliği methedilir. Fakat bu söz- İlerde” son derece kabalık oldu- | ğu için genç kadın böyle bir ta- kım adamlardan kendi güzelli- İğinin methini istemek istemez di. Fakat bir gün gene bir er- İkek tarafından takip genç kadın böyle düşün. Bu erkeğin sesini tatlı, gözle İni hülyalr buldu. Kibar bir genç İ olduğuna hükmetti. Şık bir İdam ildi. Genç adam tara İfından gözlerinin methedildiği duydukça memnun oluyor ki- Edebiyat, San'at Fransızcadan |bu isim ancak bir san'atkâra ya kışabilirdi. Onu çalı büyük eme ehemmiyetli) ki bu genç ressa; İistikbali, muvaffakiyeti üzerin- de müessir olacak.. İşte üç gün geçip nihayet buluşmak saatı gelinceye kadar genç kadın hep | bu heyecanla yaşadı. Nihayet | o gün geldi. Genç kadm ressa- min çal rmek iste- mekle k İkeden bir korku da vardi. Genç ressamın çalıştığı yi y mişti. Fakat bu 2 yerde sa: in miyordu. Şaş- tı. Belki on: durguluğu İgencin nazarı dikktinni celbet- İmişti, Fakat kadın asabiyetle Bundan ka na hükmet» | mek mânası çı isam da anlama mi ağını res 1. Niha-| a MA 72 1611 Ginemade Bugün ve yarın saali 16,1/2 matinelerinde Zengin Varyet Numaraları zan Darül'aceze müd lüğünden: İhalenin itibaren bir hafta z bii yl aten “te: € günü Sa t vsulile Müesseseye dinliyordu. Nihayet bir yere | kat kadının gözü masanın önün | girip bir çay içmek teklifi kar İşısında fazla mukavemet ede- l di, Orada ne konuştular? İBöyle sıralarda konuşulması mutat olan ve gitgide eskiyen İbir takım sözler. Nihayet ora- sonra ar buluşmak üzere biribirle ne söz veriyorlardı. Genç ka- dın böyle tesadüflere mağlüp İolmuş bir kadın değildi. Bir de bu erkek kim idi?.. Halinde bir İsan'atkâra benzeyen öyle bir İşey vardı ki ordan bu duyma- İdan evvelde genç kadın bu İdamın ya bir şair, ya bir musiki şinas olduğunu tahmin etmişti. | Genç adam kendinin büyük bir miti Dü, İ Fakat her halde pe olmuş bir san'at İda anlatmak istem minde övle bir sh |de duran bir zarfa ilişti, Bu zar İfm üzerindeki adres genç adamın hiç ialâkası olmayan oluduğunu anlamıştı. Kadın bu İna mı gülüyordu. İ Genç adam bu dakikada his- settiğibüyük saadeti anlamağa çalışırken genç kadın: — Bırakmaz, dedi, ben gide- yim. | — Nasıl?. Gitmek mi?. Ah, beni hâyatımm en mes'ut bir İdakikasında bırakıp gitmek. | — Bu sözleri şimdiye kadar İkim bilir kaç kadma söyledi- niz.. Bırakınız. kal. uma aşmy Hulâsa, , Baltık bu çün Akdeniz kadar'bir tehlike kası, askeri tesirlerin çar mmntaka dahi, kendini şirketlerinin de- denizi, fpışmakta İolmuştur. Alm yan Versay aadesi derecesinde bu İnizde sivrilmeği Küçül ol e bütün devletlerinkine üs >örler yaptırarak kuv mektedir. Akdeniz hud arın ezeli bir bitiş olan bü denizin her bir köşes İen ücra bir bucağı bile başka İbir müç söhnesidir. Bu de nizde ihtilâfların başlıca mey. İda Akdenizde, Jorta ve de, Adri- nizinde * ve vetler “Garbi | Karadenizde olm: onra çiftliğe geldik. bekliyorlarımiş, On- görüştükten sonra Kay istirahat et, Füsun, — Uykum yok ki Ka — Olmaz, yatarsan Sonrâ bol bol kı Odamın kapı gitti. Ah sevgili Kaya.. Onun ya- nında oldukça hiç istırap çek: miyeceğim zannediyorum. Mev cudiyetinin öyle tatlı, insana sülen veren bir hali varki. 'Nazanı, hiç düşünmek orum. Onü düşünmek beni üzüyor, harap ediyor.. Şimdi istediği olunca bakalım bana ne yazacak. O gece çok istırap çektim. , Ertesi gün Fahri gel meden Nazandan ayrıldım. yursun. muşuruz, dedi. ni kapayarak — Ben gidiyorum Nazan, de- dim, — İrkân yök bırakmam, di- ye başlayacaktı. Vakit brak- madım — Nafile ısrar etme, bir İz- mir sevahati yapmak ietiyo- | rum, | Sor i kendim bilena- < olduğuma hayret ğim sakin bir tebessümle; | — Artık saadetini kurmaya İ çalış, dedim. Döndüğüm 2a- İman seni üzüntüsüz görmeli- yim. ö ha ile gülerek ilâve z kaldı 1 Nazan, Fahriye benim mamı müstaarı haber ğin zaman, nasıl karş iste-İy merak et ile bera İ Ondan ayrılıp eve kararımı yengemi İsöyledim ve ertesi gün İ bindim. Şimdi ne kadar rahatım. Ah yarabbi, İstanbuldan ayrılmak. ta ne kadar isabet etmişim!.. Bu rada sükün var.. Hayat var. Tlk bir banyo na ra arak kesen deniz yolu geçer: Birisi, Cebe- Süveyiş — Hindis İtan İngilizi hayat damarı, diğe- İri de Fransa — Atrik j (lardır. Bu yollar, İdi kara renkli v k renkli” ordustnun kaynağma Tar, Akdenizin bu mentaki ppi zamanda Fransanın € binaen hasas yeridir. spanyanında, kapı karşı o- Rif sütemlekesine giden ek Kisa ve fakat İngiliz ve toplarının bömbardıman ından tehlike m yol burada- 'ebelüttarik İboğazı bugün dahi dünyanm e- İhemmiyetli kilit noktasmı teş- ha ediy İ (Bitmedi) CİNOĞ atak ve güzel bir uyku, bana İ ümüt ettiğimden fazla sükün ver Jdi. » defterinden: ZMİR, l aya ile günlerimiz okadar İna düşünecek vakit bırakmay İcak kadar sevimli eğlenceleri İvar, Mini mini civcivlere Kaya İyem yediriyoruz, ne sevimli, ne İcici şeyler am üzerleri ata biniyor, şumuza gidiyor. Ge- bir hafta olduğu halde hiç 1. Nazandan hâlâ mek- .Neden acaba? Yok ber vermedi mi? Va- |bir mektup almıştım. Zavallı nın içli ifadesi beni çok müte- İessir etti. Cevabmı buraya geldiğimin kinci günüyazdım, Ve burada olduğumu söyledim. Sevgili Sü- hacığım. Kendi ıstırbımı düşün- 1 Beyoğlu 34 * 36 gey İTTIHADI MİLLİ İ Turk | | | | | 1 440499949000009004$9$990999 igotta şirketi evo eli kilodan yüz kiloya kadar | 16 saat on dörtüc We münak; Talip mücseeye nisan 931 Müracaatları, Bedeli keşl yedi lira yetmiş ku altı çini ve duvari yapılmasının 16 nisan 981 pet sdat on beş bu veyii ye inü dilecektir. Tat yafl fında Muktazi tahminen eli b yümurtanld yıs 93i t hinden 31 & vel 031 teşri wn 932 rihlerin. müddetler sar ie çine de verilec ayri > Hat zert usulile 031 günü sat e İcra'ed Talip yedi buçuk teminat teklifi ka münakasas san Cumartesi od lerin y ak ekti: zde j müracı **z $ $ erile müesseseye Harik ve bayat özerine sigorta münmiölesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şe ti havidir. $ Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acehta aranmaktapır. (900455 Müderris SİNAİ SİNAl ELEKTRİK Cil AMELİ ELEKTRİKCİLİK TERMODİNAMİK Postane yorum.. Darülfünundan mezun olduğum sene idi. Liselerden bis rine stajyer olmuştum. Bir öğ- le teneffüsü, bahçede kendi ken- dime dolaşırken, yerde ,kuru- muş son bahar yaprakların ara nda parlak bir şey gözlerime İ ip aldığım zaman, küçük bir.cep aynası olduğunu gör umtuyor- jile beraber her gün avucumuzda| düm. Arkasmda herhalde içli İbir genç kızm yazdığı hangi şa- İire sir olduğunu bilmediğim ga iki mısra vardı: İ o “Sevmeden sevilmişsin saa det olur m” hiç İ “Sevilmeden sevmişin göz | yaşı durur mu hiç?,, İ O zaman, bu iki satıra, her İhangi bir şiir içinde veya bir şi- lir defterinde tesadüf etseydim elince | pura binmeden evvel Sühadan | belki beni hiç müteessir etmiye cekti.Kakat kunu, her zaman ya ında taşıyacak kadar benimse- İyen, mini mini aynasmın arkası- na yazan, siyah mektep önlüğü- nün şen, kayıtsız, çocuk neş'esi altında, hicrank kalbile, bu iki >> Telefon Boyoğlu—2003 d44$5440 Refik Beyin eserleri; © ELEKTRİK Giki , tabi N, rab 2 Reji han No 24 de yer etmişti. Uuzun hicranlı bir hikâyenin, hüzünlü 3fadesi ne benzeyen aynayı gene sarı, kızıl renklerle kurumuş, son ba- har yapraklarınm içine gömer- ken bu iki mısra. Gönlüme ya zilmış gibi idi Sühanın mektubu ile hatırla- dığım bu iki satırcığın hüznünü elemini, o zaman duymuştum. Fakat doğruluğunu . asıl şimdi anladım. Sevilmeden sevmek çok, çok acı bir şey. . Burada, Kayanın yanında ol- mak bana sükün veriyor. Fakat zavallı Sühacığın dertlerini u- nuttura bilecek, acaba böyle candan bir arkadaşı var mı ? Gene Füsunun defterin “İzmir, Dün gece başka bir bir gece eğlencesine U idik O kadar eğlendik ki. Biz farkında olmadan sabah oOolmuş E ve döner dönmez yattık; tam ikide uyanmışım.. Kayanm ge ikte, davet- güldük, m ıstırabına iştirak edenine UYkuculuğu tutmuştu; zorle wmuşak biridükçe şinidi ona ne kadar aci-İ genç kiz derin bir sizi ile içim-! (Bitmedi)