3 MİLLİYE PERSEMBE »6 MART 194, Mizah, * Edebiyat, Sarrat Gr Akı ve eribenin sim Bu akşam MAJIK sinEmasınDa dur. Aklın ve tecrübenin salim konuşması lâzım gelen mevzu- larda ilmin maskesi ardımdaki Sesli ve şarkılı kuvvetli ve muazzam şark filmi. Zengin ve mizansenli sahnelerile dahiyane bir surette vücuda getirilen“ tehevvürler, kinler, şaklaban- Hklar, dalkavukluklar ve daha bu şaheserde sarayları, esrarı, fakirleri ve güzel kadınlarile Hindistanın tabloları mevcuttur. Büyük gala olarak “Asrın umdesi “Milliyet” tir 26 MART 1931 İDAREHANE — Ankara enddesi 100 Telgraf adresi: Milliyet, Te- tanbul, t | ” Telefon wumaraları: , 24311 — 24312 — 24313 j ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariş için 400 kuruş 800 kuruş İçki masasının başında... Be en baba- (Fransızcadan) |kat tuhaf şey!.. Bu; Onunla bir tesadüf eseri ola; — Yazdığım iki mektuba ce - | hudayi nabit lak görüşmüştük. İçki içilen bir | vap alamamıştım. Geldiğim za-| sız doğan bir çocuk g anıt» yerde oturuyordum. Karşıki İman da kendilerini bulamayın- | pzlkta ne zevk vardır acaba?. masada yalnız oturân bir ada-| ca duyduğum istirabı anlata-| Bunda, genç nesli kulağın- » * yim bin törl 4 Fa-|© Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş Gazete ye matbaaya sit işler içim w üdiriyete müraenat edilir. Gazetemiz ilânlarn mes'uliyetini Bugünkü hava azla hararet If enaz 6 mütehavvği Dün en di, Bugi ve hava İh Maskara! Her hangimiz babamıza: — Ran Şatlo gik | eyorum! de , bunun ko- A iy kolay tahakkuk eder bir şey Imadığını pek âlâ bildiği hal & babamız biz — Su ka heves edecek iy kalmadı da mâskara olmayı i un?! diye azarlardı.. ir kaç haftadır Avrupada s€- ekte olan maruf sine- o'nun her tarafta mü kabul bana bu tırları yazdırdı. Yeknazarda Şarlo bir maska- dır; çünkü herkesi güldürür. daha çok maskaralar « âlemi güldü £ ter. Bunlarla Şarlo arasında- Fark şudur: Şarlo bizi istedi- zaman, bile bile güldü: be ise istemiyerek gü lar, Tuhaflığile tanınmış bir dos- a bana Şarlo'nun Fransa Ha- ©. iye nazırile beraber yemek liğini göstererek dedi ki: le farkımız şudur: pmadan tuhaflık ede- # ben ederim, O Hariciye tırlarile yemek yer, ben yi. zem... Fark büyük deği Uyku meselesi Birini tanırım, günü de mutlaka uyur.. Nasıl? O ni bilmem, fakat ne yapar, ar, kaşla göz rasında kesti- Süleym bir a ilâç içerek derin bir uyku- laldığını gazetelerde oku- . Bana geldiği zaman de- i » Allaha, bir yiyip bin şüle- yorum, - Niçin “Eh, çünkü, âlem ilâçla ilâçsız hem de iste tiriyorum. Yal y boat sel hi , N ze; iz B bel —a LE mr EZ HELE. mazlar, uyuyanı da uyandı- zlar... Uyku ilâçı alanı da amazlar... Ya Allah sakla- #ütün gözüne uyku girmi- ri — şimdi meb'usluk en- ile bunların adedi hayli ir — uyutmaya, ve ana- mümine mın içki içişi nazarı dikkatimi celbediyordu. Bu adama genç denemezdi. Fakat yaşından da- mam. O gün ilk işim böyle bir/dan sürükleyip zorla bir diken- 4040000009 Bütün şehir halkı bu şaheseri mutlaka çi irmeliir 99949996 yere gelerek içmek oldu. İçtik- çe kendimde karanlıklara dal - ha büyük görünüyordu. Her hal |mak cesaretini buldum. Hük- de içkinin eski bir müptelâsı |mettim ki zevcem benim kendi yordu. Sonra başını önüne eğ » re gitmiştir. Benden kaçmıştır. di... inkü o da beni arasaydı her Bir müddet düşünür gibi dur- | halde beni bulacaktı. Bu zaman du. Sonra başını kaldırdığı za-| da fki insanın biribirini bulma- man gözleri gözlerime ilişti. ması imkânsızdır. Nazarları hiç öyle sarhoşlara, — Hiçbir habe mahsus vahşi değildi. Garip bir | mı?.. şey: Ben bu bilmediğim, şimdi! — Bu asırda öyle esrarengiz ilk defa gördüğüm adamla san- | gaybubetlerin meçhul kalması- na imkân göremediğimi söyle- miştim, Zevcemin, kızımın. ne- reye gittiklerini öğrendim. Av- «upa memleketlerinden birinde bulunuyorlar, Zevcem kocasmı, kızım da babasını a: almadmız rı pek munisti, yeni değildi. kıya-! düşüklük vardı. Fa- kat terbiyeli bir adam olduğunu gösteren bir hâli vardı. Ben bu bal karşısında fazla | mediklerinden biribiri merasim düşünmedim. Kendi- |madık. Dikkat ediyorsunuz de- sini yanıma gelerek oturmağa| gil mi?. Sevdiğim güzel ke davet ettim. Bu'daveti meganu | mutlaka bana hiyanet etmişti. niyetle kabul etti, Çünkü ko-| Kızım da anasmm tesiri altım- 'nuşmak, içindekini anlatmak | da kalarak babasmı artık düşü ihtiyacındaydı: meyordu. Daha acı olarak şu- — Siz dedi pek lütüfkârsi |nu düşünüyorum. Güzel olan kr nız. Sizi rahatsiz etmiyeceğimi | zim kim bilir bu şerait altında bilsem... nerelere kadar sürüklenmiş- Kendi: $r1... ie O bunları anlatırken içmek- — İçki içmekte teselli ara-|te devam ediyordu. Kendisine yanlardan (biriyim. Zannedi-| zevcesini, kızmı bulması kolay yorum ki içersem içeride ya-| olacağını, onun için buna te- nan bir ateşi söndürebileceğim. | şebbüs etmesi pek âlâ müm- — Muvaffak olabiliyormusu- |kün olduğunu söyle: muz..? man: — Hayır onun için içkide te- #elij arayanlara acıyorum. Sonra sustu. Ben kendisine bir şey sormıyordum. Daha baş- ka bir çok şeylerden bahsetti. Ben gittikçe hayret ediyor- dum. Çünkü sözleri çok mun- kendisinin atlı bir adam ol gunu da görüyordum, Birbiri -| iğumuzu söyleme | et bana dedi ki: — Bir daha görüşeceğimizi hiç ümit etmiyorum. Kim oldü | ğumu söylemiyeceğim. Sizin de kim olduğunuzu merak etmiyo rum. Benim pek güzel bir zevcem, gene pek güzel bir kizrm vardı, Muharebenin başlangıcında bi- ribirimizi kaybettik. Ben pek uzaklara gitmeğe mecbur ol - dum, Sonra geldiğim zaman onları bulamadım. — Nasıl olur, dedim, arama- dmız mi..? Acı acı güldü. Düşündü. De di ki bunların adedi ilerden faz- ladır. Hem ekserisi ayakta uyur — da uyandırmaya teşebbüs et- sek teşebbüşümüz tam bir inki- | sar ile neticelenecek. seden şikâyetlerimiz hep bu is- Pilhâkika, uyku deyip geç-İraf edilen iltifatların o cezasi- memeli, Bunun, üzerimizde ne|dır. Mübaliğa etmeksizin her büyük tesiri var, değil mi? © İşeyin kıymetini notunu verebil ni temin ettim, Dedi ki Hayır, dedi, bu tavsiye et- İ tiğiniz çare derin iztiraplara ta | hammül edemiyerek çabuk kur tülmâk isteyenler için kabildir. iyanet görmüş bir İkocanın; -nankörlüğe uğramış bir babanın ıztırabını sonuna kadar muhafaza edeceğim.,, Yapmak ve yıkmak Hemen diyebilirim ki san'a- tin her şubesinde biz yi tan ziyade yıkmağa meyyali Bütün inkârla başlayan iddia- lar “düne ait bir san'atimiz yok İtur. Bugün doğuyor.,, teranesin den başka bir şey değildir. Faz la mübalâğakârane ve lâübali | bulduğum bu iddi... iddianm za- İrarlarından bahsetmek lüzum- İ suzdur.Zira önümüzde yeni, can ju bir misal vardır. Bugünkü nesli doyuran, yani tam mânasile tagaddisine çalı- şan dünkü nesil de böyle şımar tılmıştı. Ve işte onlardan bah- MERAL loğma he yanları — Füsunun defterinden çün gene saatlerce ayna- ırsısnda kaldım. Yüzü- aaddinden fazla çirkin- aynaya bakmak cesareti- «dimde bulmak bana ga- i gurur veriyor: Bıkma- #anımadan kendi kendimi €bilmek gururu.. da bütün zalimliğile, her 4 her adım başında çirkin. yüzüme haykırırken ben ş güzel olon gözlerimin fe aynadaki çehreme bakı : Basta yaramazlığımın n hatırasını saklıyan ge- ,ainm var.. Afacanlı- İlim bit elin çizdiği ka- iceli esmer çizgilerle al- FELEK tahammül ve itidalinden olduğunu anlamıştım. Çok içi- | sini bulzmayacağım gibi bir ye | i Paz Nur Tahsin Hm. Gözlerim kendisineolan sev- gimden dolayı aynadaki çeh- remde uzun müddet dinleniyor. Kendi güzelliği için çerçevesi- nin çirkinliğini affediyor. . Hiç unutmam: Mektepte idik.. Bir ders münasebetile A hocamız smıfımızı gezmeğe gö geniş alnımın altında varlıkla- | türmüştü. Sıcak bir haziran gü- rı hissettiremiyorlar bile... | İnüydü: Girintili, çıkmtılı dağ Çirkin kaşlarımın ve çirisin | yollarından tırmanıyorduk. Her burnumun nisbetsizliği arasın-| adım bizi daha yükseltiyor, ar- da kalan güzel gözlerime öyle | kamızdaki manzara daha geniş | acıyorum ki, , İliyor, daha güzelleşiyordu. Her | Kaya, her zaman der ki:ladımda, garip bir incizapla “Sim siyah saçlarınla koyu Ye-| başlarımızı çevirten boğazın sa şil gözlerinin sevimli tezadı sa- | niyeden saniyeye artan öyle! na mahsus bir güzellik yaratı-| fevkalâde bir güzelliği vardı yor,. Fakat Kaya bana bir İli. Sıcak bir haziran gününün yabancı olsaydı belki bu sözüne | bayg'm tatlılığı içinde mavi pi-| inanırdım. , Halbuki beni can- İrıtılı bir göl gibi gözlerimizin| dan seven bir arkadaşın. . Boni | önüne serilen Boğaziçinin gü- MH tepeye çıkarmak eziyet ve zahmeti var. Fakat garip şey! Dün bu yoldan kimse geçmedi mi? Sakat, kör, alil, topal. Fa- kat herhalde ziruhum ayak iz- İleri var. Tıpkı onlarda böyle cahilânesile bu dikenli tepeye sürüklendiler. Ve lâyık olma dıkları irtifalada başları dön: yuvarlanıyorlar. Bugünkü nesil için ayni mukadderatı reva gör İmek zulüm ve hamakattir.. | San'atin dünkü yolcuları, ön erinde saf, saf eden cahil münekkitlerin süs Tü, parlak ve tazimikâr iltifa İrma kurban oldular. Bu, nesil için de tarihin bir rür olduğunu mırılda ci bir akybeti hazırlamak de- tir, Halimki gerek san'at- kör ve gerek münekkit bizde jsan'etin tarih ve izahmı yapar- İken'makul ve durendiş olmalr- dır. San'atte nankörlük ne kö- tü bir müessese ise, fena ve lü- zumsuz hayranirk ta o ka- dar kötü ve miinasebetsizdir. Belki yapmak için yıkmak lâ zımdır. Fakat eskiyi kökünden temelinden indirmek ve yeniyi teker- ne süslü ve çürük bir bina mıh- lamakla değil, bütün malzeme- sini yeni olarak kullanıp vücu- de getirilecek yeni san'at mü- €sseseleri sitayişlerin vehmile mübalâğa suretile değil. Haki- ki çehresini gizlemeksizin vü- cude gelmiş dlehalıdır. Asırlarm rüzgârları, nankör- lerin lânetleri bu kuvvetli nes- lin ikameti için inşa edilen bu binayı yıkamasın. Bu bina is- ter bir klübe, ister bir saray ol- sun. Elverir ki metin olsun. Gerçi şuursuz, yazılarım, söz- lerin san'at ve san'atkâr Üzerin de hiç bir tesiri olmaması 1â- zın gelir, Fakat tecrübe bizde bunun aksini göstefmiştir. Bu- gün san'at müzemiz şöhretin katlettiği cenazelerle dolu bir mezarlık gibidir. — .. MEENME, Meklepliler müsabakası Türk-Rus ticaret mu- ahedesinin akti 96 mcı hafta beşine Darüşşefekadan 37 Niya kazanmıştır. Yazısı şudur; Türk - Rus ticaret müahede sinin akti, Kara denizdeki Türk - Rus deniz silâhlarının tahdidi pro- tokolunun akdinden henüz pek kısa bir zaman bile geçmemiş- ken Türk - Rus dostluğunun o- nuncu yıl dönümüne müsadif günün tes'idile beraber iki kom memleket dostluğunun inki- Küçüğün uzun kirpi çevrilmiş altın renği gözleri vardı. Fakat öyle ince bir g zelik ki yüzünün kirliliği için- de sönüp gidiyor. — Hiç belli olmuyor diye ce vap verdim. Arkadaşım susmuştu. Muha veremizi dinleyen hocam: —Çok fem gözleriniz var Füsun, dedi. Bey iklerle etmek istediği hakikatı birden İbire anlayamamış, hürmetkir Bu akşam: Asri Sinemada | coşkun meftunlarınm gayreti la İ$$$ $$ i|© ık ij yıkılan harabenin enkazı tstü- | Dik PAHİŞENİN HATIRATI. filminin ilk iraesi Biraz açık ve fakar ahlâki olan bu remmel eser: Bize NAMUS. LU Bir BAKİRE İken Nasıl Bir k Kızı Haline Sürüklendiğini Gösteren Elim ve Feci Hadiseleade Bulundu or Mümesililere MARY KİD ve #EE MALTON büzün kadınlar (ve bilhassa genç kızlar) bu filmi behemehal gidip görmelidirler em Varyete Numeroları 9409$900990$9$9$9999 0006 “SENİ SEVDİM, filminden duba kovvecli SON HATIRA İ$ MADY CHRISTİANS tarafından Kalkan sa) ee 2040209 ANADOLU SIGORTA ŞİRKETİ Türkiye Iş Bankası tarafından teşkil edilmiştir yedikule emi b MMA TM ayol İl * | Şirketimizin 1930 sesnesi hissedarlar umum! Hey'eti Nisanın I5ine müsadil çarşamba günü saat 11,30 da Galatada Bahtiyar hanında Şirket merkezinde adi surette toplanacaktır. Esas mnkavelename- nir 28 imek maddesi mucibince her hisse sahibine bir'rey temin & Benaberir ten veya vekileten bi daha fazla hisse sahip. olan arın wcaret kanununun 371 inci madde tevlikan toplanma gününden bir hafta evveline kadar, senet- | lerini şirket veznesine Yatırarak alacakları vesikaları hamilen top lanmada hazır bu naları ilân olunur. Müzakere ruznamesi şudur. are meclisi ve. rourakipler taporunun kıraati, Bilânço kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdikile idare meclisi azalarının ve murakiplerinin ibrası, 3 — İdare meclisi azalarının “ve murakiplerinin intihap ve ta yini ile huzur haklarının ve ücretlerinin tespiti 4 — Ticaret kanununun 323 ve 394üncü meddelerine tevfi- kan idare meclisi azalarma muktazi müsâadenin verilmesi. IDARE MECLİSİ —————ğ—ğ—ğ—————— şafıma medar olan yeni bir an- hususundaki sarfettiği gayet laşmanm Türk - Rus ticaret mu | süpheriz bir dostluğun teşkili ahedesitin aktedildiği haberi-İne medar olmuş ve tarsinine ni alıyoruz. 1921 Moskova mu-İ olacaktır. Bugün bu anlaşma edesinin akdinden sonra Du Aveapasne büyük devletleri a- i komşu devletin dostluğu! rasında büyük bir hasedi mu- günden güne mes'ut bir inkişaf |cip olmaktadır. yolu üzerinde (o yürümektedir,| Bu haset şundan ileri geliyor iğer devletlerin yekdiğerine | ki bugün Türk < Sovyet Rusya mat edemediklerini gösteren farasındaki anlaşma bağlarını izli hârp hazırlıklarma rmuka- | koparmak imkânsızdır. Böyle ürk - ve Sovyet Rusya ara | tek bir kütle haline gelmiş dost sında gerek dost geçinmek, ge- |iki devlete ilişmek ve onların rek tahdidi tesihat ve gerekse |sulh ve refah yolundaki iktısadi uzlaşma hususundaki |malarına mâni olmak kendi ha müteakip anlaşmalar ehemmi- İyatlarına ve orefahlarına kas- yetle zikre şayandır. Her iki hü | tetmekten başka bir şey değil- kümcetin yekdiğerile anlaşmak İdir, idm, Bu gün her hangi bir çeh- TM Ginemasında Bugün matinelerden itibaren BİLLİE DOVE ve RODLA ROOUE'uj Bekâret Koncası sesli ve şarkıh şaeserinde” cak dim ediyor lâveten: Sesli sözlü ve şarkılı Ğİ PATHESUKA, Şurnal ile 2 kasımlık sözlü bir kömedi. > | —— Salı akşamı Melek Sinemasındağı verilecek Professör N. KOSTRU- Şi KOFF idaresindeki * 40 San'atkiı 'dan mürekkep dünyanın en bur heyeti maganniyesi Dk KAZAKLARI KONSERi için bileder şimdiden redarik edilebilir. hi İ ' | İ Bu. gün ma MELEK sinemasında BiB HAFTALIK SAADET Filmi, mümessili; Viyana operasına mensup INOR SCHMİDT mama İRTİHAL Karagöz gazetesi sahibi imti- yazl merhum “Ali Fuar Beyin baremi, çocuk mutahassısı Dok tor Nazım Bekir Beyin validesi eceli - mevudile vefat etmiştir. Cenazesi bugün. öğleyin Kadı. köyünde Sakizağacında Şekerci Bakkal sokağında 13 numaralı hanesinden kaldırılacaktır. Ailei kederdidesine | beyanı taziyet eyleriz İst 3 Gneü hukuk mahkmesinden. Sıdıka hanımın sabık kocası ika. metçikhi meçhul AH efendi aleyhi 8e ikame eylediği tescili talak da yanının icrayı sabkikatı 9 Nisan 03! perşembe günü #aat Ons müayyen bulunmakla “yevmi mezkörda tah kikat hakimliği nezdinde isben vü. cat etmediği veya tarafından bir vekil göndermediği takdirde tahki kann gıyaben devam edeceği tebliğ makamına kaim olmak Ürce ilânolunu” Pertevniyal Vakfından; Köprübaşında Valide bam dere nunda 7 No. oda açık aratma sere dle ve 20 gön müddetle müzavedeye konulmuştur. Müzayede günü 31 mart 931 tarihine müssdif salı günü dür. Kltalamak © isteyenlerin yevmi mezkürda sant onbeşe kadar İstanbul Evkaf o müdüriyetinde Pertevniyal vaklı idaresine veya idare encümenine müracemt eylemeleri reye balsam, ayni sözler ayni ahenkle kulaklarımda canlanır, Ve o çehrenin ince mânasmı, gizli güzelliğini bulmağa çalışı İm. İ Şimdi daha iyi anlıyorum ki İher şeyde bir memnuniyet bul- jmanın nasıl yüzde yarattığı se- İ vimli bir mânası v. şeyin içine girebilen, gizli gü- Ben o zaman bu sözün ifade | zelliklerini seçebilen gözlerin | sevgili je içinde pırıldayan bir ışik var İdir. bir samimiyetle kendisinden | sormuştum. Hocam: — Siz, demi rine baktığı zünün tesirile gözlerini de can | sız ve gösterişsiz o buldunu. | Gözleriniz küçüğün kirli nü, kirli saçlarını affetmediği için altın gibi sarı gözlerin gü- ayı hatırladım: Çerçi İsinin kusurlarını affederek göz , küçüğün gözle | lerimle beni seven bu zavalir da | z zaman kirli yü- İ yızademin koyu yeşil gözlerini /le gözlere fena demeyelim. Yal güzel bulmakla beraber onu hiç sevemiyorum, Keskin hatlarla süslü, güneş yanığı mat bir çel tenin sevimli güzellikleri ara- Sam nice Dinle mik tarafları oluyor. Heme: miydim?,. Kimbilir men on beş günde bir gördü- halde hayır! ğüm Fabri Celâlden böyle bir Gözlerimin önünde Fahri Ce | tebrik almak o kadar tuhafıma Jâlin, bu çok sevgili küçüklük | gitti ki,. Benim şiirlerimi çok arkadaşımın. sarı, altın iebiki öbekincram Zaten onunla hep gözleri beliriyor. Şüphesiz bu edebiyat üzerinde konuşuruz. . gözler Sühanım muhit ye- ; Mimar plâtılarından ben ne an- şil gözleri kadar güzel değil. ve o kadar güzel buluyorum ki ocam gibi düşünerek gözlerimin çerçevesini affetmi- yen bu mağrur gözlere fena di- yebilir miyim?. Ne mümkün? ! Öyle ise, artık bu tâbiri değiş- rmek lâzım, eziz hocam. Böy İniz, yalnız zalim diyelim olmaz İm? —Füsunun defterinden— Bugün biraz postaneye tı; çirkin ve sevimsiz bulmasına imkân varmı? Etrafındaki çerçevenin niha yetsiz çirkinliğine rağmen gü- zelliğinden bir şey kaybetme- zelliğini içe, içe yürüyorduk. | selliğini de bulamadı. Her han Dar bir keçi yoluna saptık; Ar-İgi bir güzelliğin etrafında çir- ikadaşlarımdan biri yolun kena- | kinlikleri affetmeyen gözler fe rında duran küçük bir köylü!na gözlerdir. çocuğunu göstererek: | Başımı önüme eğmiş ve sus- sında, içinde ebedi sevgi ıgrkl ğra- | rile bana bakan bu güzel yeşil İdım; birikmiş üç mektubumu | gözlere, içimden hep gülmek aldım. İkisi mecmua sahiplerin | geliyor. kana uzun, u-İdendi. Geri kalan zarlı açınca! zun gülmek.. Yalnız bir nokta |kabkahalarla güldüm. Bu; ya-| fikrimi kurcalavar: Araha herİ lama inin BA e İlarım? Son görüşt tüğümüzde ba varsa baktığı | Pakat ben o kadar çok seviyor 'na hep Nerime Cavit isminde- iki yeni şairden bahsetti. Ben İ de hiç belli etmeden bir yaban: /cmın şiirlerini tetkit veya tah İlil eder gibi onunla kohuştum. Zaten bu namı müstaârın as Mını Nazan'dan ve. Kaya'c 'başka kimse bilmeyor. İle İbana o kadar kızıyorlar ki her zaman meydana çıkaracağız di ye tehdit edi fakat ? nim özüldüğümü görünce g İvaz geçiyorlar. Kayacığım, ten benim üzüntü çekmeme hir tahammül edemez. Nazan mu ziptir; halbuki gene sözünde durmuş, her zaman beraber ol dukları halde Miri