srin umdesi “Milliyet” tir 20 K, SANİ 1931 we İDAREHANE — Ankara caddesi 4 100 Telgraf adresi; Milliyet, İs- bul, Telefon numaraları; ye 24311 — 24312 — 24313 "ABONE ÜCRETLERİ b Türkiye için Hariç için eğ kuruş 800 kuruş 7s0 1400 z Ayinğe b 1400. » 210 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş| Gazete ve matbaaya mit işler) | Aş müdiriyete müracaat edilir. * Bözetemiz ilânların mestuliyetini il etmez. Bugünkü hava C Tün hsreret en çok den ez İ M idi. Bugün ruzgir puyraz ve yağmurladur. Güzellik bahsi Kânunusani ayını Türkiye in en kurak ay telâkki etmel iruretindeyiz.. Bu ayda gün- 'r kısa, havalar soğuk ve mev “m tatsız olduğu kadar zevk- “r de çarpılıyor. © Bunun bariz misalini her se > eşebbüs edilen ve adına ga- 4p bir benimseme ile (Türkiye “izellik kıraliçesi) intihabı is- 'i verilen güzel kadn müsaba 2sııda görürüz. © Bir kaç zamandır dünyada *waç bulan bu hal bizde de her Sv gibi bir görenek şeklini al- . Nihayet Türklüğün bir nevi Topagandası olan bu müsaba- “aya bizim iştirak etmemizin a © Syhinde değiliz. Amma, mut- , güzel göndereceğiz diye Âalettayin birini intihap edip — öndermenin de taraftarı ola- * yoruz Şimdiye kadar intihap) 'dilmiş ve bundan sonra edile- ik bütün Türk Hanımefendile karşı mecbur ve mecbul ol- 'uğum hürmetten zerre kaybet , deksizin arzederim ki bizim i ırzda seçilen i “asma imkân yoktur. Onun İ- nihayet bir gazetenin (pub- isite) vasıtası olmak hududun- MİLLİYE T SAL i KANUNUSANI 19; Samat Mizah, Edebiyat, Ihtiyar adamın İhtiyar ressam şöhret deni- len ve pek çok kimsenin istedi- ği halde elde edemediği şeye se nelerden beri malikti. Şöhret. İkendi kendine bünu © düşünür- ken: — Şöhret, diyordu, istemi- yenlerin arkasında gelir. Ben gençken belki meşhur olmak için pek derin arzular duymu - şumdur, fakat artık ona malik olduktan sonra insan bıkıyor. Şöhret isteyenlere benim nasi- hatim: samimi surette çalışsm lar, şöhrete vâsıl olmaktan Zi- yade ona lâyık olmağı 'düşün- sünler.. Sonra şöhret kendili- ğinden gelecektir. . İhtiyar san'atkâr kendi ken- dine böyle düşündüğü zaman büyük bir mahrumiyet hisset- mekten kendini alamadı: — Aşk, dedi, o kadar derin bir muvaffakıyet te temin edemi- yor.. Ömrümün gençlik sene- lerini hep san'ata hasrettim. Bugün bana az çok büyük bir. ressam diyenler gençlik geçti. Sevmek arzusu artık bu ihtiyar yaşımla bir tezat teşkil etmiyor mu?.. Bir gün çok güzel bir kız gel- #iş, kendi resmini yaptırmak| için müracaat etmişti. İhtiyar ressam şimdiye İtadar pek çok güzel kadın, pek çok güzel kız görmüştü. Fakat bunların an-| cak pek âzı vardr ki onun hafr-' zasmı meşgul edebilsin. .-Res- sam pek çok güzel kadın ; gö: müş, fakat bunları unutmuştu. Şimdi gelen kız büsbütün baş! kaydı. İhtiyar ressam güzellik itibarile bu kızın ne kadar fev- kalâde olduğunu takdir ediyor- du. Gavri ihtiyari bir müddet —— —— sabakalarda seçilenler Türkiye | güzeli hattâ çok güzel değil, mevcudun güzeli olur,. Doksan kişilik bir müsabık zümresi, inin en güzeli de Türkiyede'ne .İsonra nihayet kararını vermiş- ihtiyaç ki bunu şöhret ve! var. Fakat| en büyük hatası —Fransızçadan— genç ve güzel kıza baktı. Sonra inasıl bir vaziyette resmini yap- İtirmak istediğini sordu. Genç kız bunu bilmiyordu. Kolları; İ çıplak olarak mı?.. Genç vücu- İdünün güzelliği hakkında gö- renlere takdir ve hayret vere- cek surette mi?.. Yoksa yalnız yüzünün güzelliğini göstermek le iktifa edecek bir resim mi? . Genç kız uzun tereddütten !ti. Ata binen bir kadın kıyafe- tinde resmini yaptıracaktı.* Bu suretle yalnız yüzünün güzelliğini gösterecek, saçları- nın güzelliği hakkında fikir ve- recek bir resim olacaktı. olduğu halde ata binen bir ka- dın olduğu kıyafetile resmini yaptırmak istiyen bu kıza daha ilk dakikada hayran olmuştu. Fakat bir an geldi ki ihtiyar Ssan'atkâr bütün kuvvet ve irâ- desini kaybetti. Genç kizm elbisesi birden bi re çözülmüş, iliştiren bir iğne ayrılmıştı. Hiç beklenmiyen bir İlevha ihtiyar ressamı yorgun gözleri önünde belirmişti, Genç İkızın beyaz göğsü meydana çık ony. Koyu renk elbise ile fev. kalâde bir tezat teşkil eden bu İbeyaz göğüs ihtiyar ressamın iradesini mahveden bir manza- ra teşkil etmişti. San'atkâr gay ri ihtiyari haykırdı: — Rica ederim, kımıldama- yınız.Böyle bir levlsayı enbüyük iressamlar bile düşünememişler İdir. Bunu görmek - saadeti be- nim oluyor. Sonra genç kıza doğru ilerle- İdi-İhtiyar adam artık kendini | genç hissediyordu. i Bu giizel kıza petestiş etmek te kendinde hak görüyordu. Fakat daha ilerliyemedi. Mer |hametsiz kız elindeki kırbacı kaldırdı. İhtiyara vurmağa acı. madı. — Alçak, dedi, bana tecavüz| İhtiyar ressam, elinde kırbaç” imecemiz 4567591011 tilmecemizin halledilmiş şekli Soldan sağa ve yukardan aşi 1 - Gizli kalan şey (3). toprak (3). Cilt (3). 2 - Uzak (4). Yaş (3). Nota 2). 3 - Havayı Naber veren (5). Atın kundurası (3). 4 - Ekmek ile beraber yenen yemeğe verilen isim (3). Tavla taşı (3). 5 - Şişenin ağzına konan man tar (4). Saçsız (3). 6 - İdamet (2) Sonuna bir (2) gelince ördeğin akra- basr olur. (2). Nota (2). Uzak nidası (2). 7 - Leke (3). Bağışlama 9 8 -İşve (3), Bir vilâyet (5). 9 - Göl (3). Kansızlık (5). 10 - Masset (2). Jade (3). Ermeller (4). 11 - Mısırn suyu (3), Trab zonlu (3İ, Yükseltmek 0. ENİ di. Başlarmda Kutbül'aktap 0- lan Bâzı hairiler tarafından ida- re edilen Menemen hâdisesinin, inkılâba karşı tertip edilen bü- yük bir suikast mahiyetinde, İ şümullü bir irticat hareket oldu! ğu son tahkikattan anlaşılmış Sert İmxxxz» MELEK yarın akşam BÜ Dünyanm 4m JOHN MAC JORN MAC CORMACK bu İtalyanca, Almanca ve İngilizce Bu akşam ve y ber meşhur Sineması «£ YÜK GALA olarık ve parlak tenoru CORMACK”* “zxxzzali" > Kalbimin Sesi Muazzam ve şelkat ve teessürle dolu dramds tekdim edecektir. filmde 14 ten “fuzla * Fransizca, şarkı söyleyecektir. Gişeler şimdiden bilet vermektedirler. Telefon Beyoğlu 868 | MMA AAA AAA AAA imz matinelerin seanalari fist- larında tenzilât vardır. Programda: GRETA GARBO tarafından SEVMEK HAKKI İT 2222 ASRI Sİ Önümüzdeki perşembe akşamın aşk ve neşe va korkunç Şe MAC LAC z2am ve Filmde: İki sa 22 Kanunusani MASKELİ : BÜYÜK kil Danslar, dans muallimi, 4409099 trtırdn varyete kodyon - Professör idare NEMANIN ndan hübaren irsesine başlayacağı ytaalar sahnelerini musavver Şanveşerefyolunda filmi, hallen sevimli artisi DOLORES DEL EDMONDE LOWE RİO ve VİCTOR tarafından » temsil zem ve ewihisem bir ilmdir g-EMIL JANNINGS» YA: AN like ihtirns KİRK İLLE 40000ee MA XiM «ss:00e perşembe akşamı VE KOSTÜMLÜ Ml MENi $ sürpriz PANOSSIAN ş olunacaktır. 99995 mucibince icar bedeli mıştır. Kânunusani nihayetine Istanbul vilâyeti defterdarlığından Kazanç vergisi mükellefininin nazarı dikkatine Kazanç” vergisi kanununun 27 nci maddesi üzerinden vergiye tabi mükellefine icar beyannamesi tevziine başlan- kadar kendilerine Ba akşam seat 21,30 te FRANSIZ TiYATROSUNDA SAMARDI! YUNAN OPEREF | TRUPU tarsfından LEBLEBİCİ KORKOR AGA Opereti. temsil edilecektir. Yarınki çarşamba akşamı ir ki ef | Lili 24 Künunüsanl camartesi ve 28 Kânunuseni © perşembe — günleri matine olurok saat 18,30 te PAAKSIZ TİYATROSUNDA meşhur viyolonist VASA PRİHODA tarafından İki resital verilecektir. Gişeler bilet satışına devam, etmektedir. b j : MAURICE CHEVALER DErL6r KIŞI *), 100 Fransızca sözlü filminde yalnız Fransızca konuşuyor ve Fransızca şarkılar süyleyor. Yeni neşriyat Gümrük ve kaçakçılık Gümrük Istatistik müdürü Muf tals Nuri B. tarafından Gümrük v8 kaçıkçılık © kanunlarını izah ede bir eser vucude getirilmiş ve dön intişar ermiştir. İRİ M. Kemal paşa sulh hukulğ | hakimliğinden: M. Kemal Paşa kasabasının Lal& sinden o İsmail oğld” “ustanın müdden aleyh demi eli kariyesinden Salih oğlu Mehmet ve aziz kansı Hatice ve Aziz oğlü Hasan ve Arizin sağır oğlu Mehetet ve Aziz kızı Emine ve Selime vE Halime ve sağire Fatma ve solder# kariyesinden Haytiye ve atarı mi lesinden terzi. oğlu Şerit ve Şerif oğlu basan ve Bulgaristanda Emine ve Zeynep aleyhlerine ikame eyle” diği izelel şuyu davasının ceryafi eden mubakemeinde müddesaleyb” den Aziz oğlu hasan ve Şerif oğlü! Hasanın ikametgihları meçhul olda, Bundan namlarına ildnen teb icra kılınmiş ve bu defn her li pi Cu in $ öyde a de eder; burayı siz tayin ediniz.) tı ediyorsun?: . bulunmaktadır. hakkında mubakemenin gıyaben İ€ in çok dışarı çıkmış olan bu bir nihayet vermek lâzım- ir. Yarın (Cümhuriyet) arka- iaşımızdan başka bir gazetede iyni müsabakayı tertip eder ve ida bir güzel seçerse, öbür gün rmirde' bir refikimiz İzmir gü ellerinden birini Türkiye kıra içesi ilân ederse bütün bu mü- eaddit kıraliçeler arasında gü- eellik tahtınm tehlikeye düşe- ek parçalanacağını siz de tah min etmez misiniz?. Bundan başka, bu müsabaka fa iştirak ödenlerin içinde mut a pek güzel hanımların bulu nı kimse iddia edemez asavvur olunduğu kadar güzel r ekte ısrar etmeli güzel nedir?.. Ne gibi vasıf! olmalıdır?.. Bunları aşağı| ukarı etesbi genedilre bu mü Benim garibime * giden şey -Allah selâmet versin- Noter! Galip Bingün B. biraderimizin | zaptıdır... Ben olsam bu zaptı! şöyle yazarım... “Filân gün vaki davet üzerine Beyoğlunda (Türkuvaz) salonu Se na gittim, İsimleri mazbut ve salahiyetleri memuriyetimizce meçhul bir takım zevat bazı ha-| nımların içinden bir tanesini in! tihap, ederek kendisine (Türki! ye kıraliçesi) dediler. Vak'anm! gözümün önünde ve bu şekilde cereyan ettiğini tasdik ederim.., MM. Rüfekadan birisi (Vakit) ar kâdaşımızın (Güzel bacak) mü sabakasını görmüş, bana dedi ki; — Galiba güzel yüz bulamı- yoruz diye işi bu şekle döktük. Desene! Güzellik te m düş İsi. > FELEK Bugün çok rahatım, Artık ne bir üzüntü, ne bir yorgunluk ne bir kararsızlık.. Hiç bir şey ii setmiyorum. Hayati Bey, ge telefon etti: — Nasılsınız? — Çok-'iyiyim... Dedim. Ve... Epeyce gülüş-| A lmak için bir çift man- ü arıyan adam, şim bülbül kesil © — İstiyorum ki, sana her sâ- Piiye telefon edebileyim... — Zihnim hep seninle me: e; — Müsteşarın getirdiği kâ- a imza atarken bile seni ünüyor, ekseriya dalgınlık- evrakı imzaladım zannedip Ş Etem İZZET geçiyorum., — Birisine bir şey söylemek isterken “B..., diye başlıyor, güçlükle kendimi toplıyorum. — Hep seninle bir ve bera- ber olmak istiyorum... Diyor. — Aman bu kadar dalgın ol !maktan sakın! Dedim ve.. O söyledikçe ben güldüm! Fena değil, karikatür İ gibi bir insan, Beni, epey eğlen İ Yebileci »* Nüsret iğ eve çok asa bi geldi. — Ne var?., Dedim, z — Hiç bir şey yok.. Yorgu- Sonra hızla oradan kaçtı. İh tiyar ressam perestiş etmek İ- çin cansız bir kadın resmini se- vecek yerde bir kuş kadar serse ri olan böyle canlı bir genç kızı sevmek İstemişti!... İşte ihtiyar hata 'Mektep iler müsabakası Hainlerin muhakemesi 87 nci haftanın 3 üncülüğü- inü Ahmet Kadri Bey kazan- mıştır, Yazısı şudur: 87 nci haftanın en mühim ha- beri, hiç şüphesiz, divanı har- bin mürtecileri muhakemeye başlamasıdır, Mürtecileri: Menemende yapmak istedikleri mel'unca ha! reket, bütün halk, bütün bir, gençlik tarafından tel'in edil. num. Dedi. Biraz piyano çaldım,! şarkı (söyledim. Ben söyler ve çalarken o, oturmuş boyuna| eli şakağında düşünüyor, arada İbir uzun uzun dalıyordu.Bir ara İlik en çok sevdiği şarkıyı çal- dım. Her vakit daha ilk nağme yi alır almaz hemen baş ucuma gelir, kendisi de benimle bera- ber söylemeye başlardı, Bu ak- İşam hiç yerinden kıpırdamadı. *İbile, Dikkat ettim: Bir defacık “İyüzünde hafif bir tebessüm dal galandı, gözlerimin içine bak- tı, solgun güldü. Tekrar daldı, tekrar uzun uzun düşünmeye | başladı. Dişlerini gıcırdatıyor, şakak derileri geriliyor, bacak-| TUM. larını odayı sarsacak kadar kuv !vetle oynatıyordu. Beraber ya- sadığımiz için mi, yoksa fazl ca hoşlandığım için mi bilmer: neden?. Şarkıyı yarım bırak-| tım, kalktım? — Nüsret, neye böylesin bu| akşam?.. Delim. Hainler, bugün Cümhuriyet adliyesinin, harpdivanmn pen- çesindedirler; elbette mukad- der akıbetlerine kavuşmakta- dırlar. Perşembe günü başlıyan ve daha ilk safhasında ehemmi yet kesbeden muhakeme, miir- tecilerin asıl maksatlarını efkâ- namına | e umumiyeye olduğu gibi anlat mıştır; daha da anlatacaktır. Aziz Kubilâyın mübarek ka- nını akıtan şerirlerle bu mel'a-| net şebekesine dahil olan mür- tecilerin, lâyık oldukları cezayı görecekleri şüphesizdir. Fakat Menemendeki tarihi muhakeme, hör şeyden evvel, inkılâp, cümhuriyet ve vatan hainlerinin, daha doğrusu alel mum softa gürühünün taşıdığı sakat haleti ruhiyeyi teşrih et- mesi itibarile dikkate şayan gö rülmektedir. © — Bugün çök yoruldum... dan başka ağzından kelime çık muyordu. — Hayır.. — Değili, > — Bir şeyin var.. — Mutlaka üzülüyorsun?. . Diye diye, en nihayet ağzın-| dan yeni bir şey alabildim: — Canım sıkıldı!... Dedi. Ve., Konuşmaya baş- ladık İn Peak — Müsaade et. Neticesini a- lıncaya kadar söylemeyeyim!, — Canım ne var ki?... — Senin de canm sıkılacak İta onun için söylemek istemiyo — - Hayır, “Söyle. . — Vazgeç. öyle söyledikçe meraklanr- yor, üzerine düşüyordum: — Rica ederim söyle. . — Daha neticeyi almadan söylemek istemeyorum. . beyanname. verilmeyen mükellefinin mensup ol- dukları şube kazanç tahakkuk memurluklarına (kazalarda varidat idarelerine) müracaatla icap eden beyannameyi alıp doldurduktan sonra aynı idarelere makbuz mukabilinde vermeleri ve şubat nihayetine kadar beyanname vermeyenlerin ver- gilerine 0/9 15 zam yapılacağı ilân olunur. Türk sigo Sigortaları halk için S9» Telefon: Benim bu derece ısratımı rünce, bu kadarmı da söylediği ne peşiman olan bir hal ile: — Ehemmiyetsiz bir şeydi, İ zam ettin galiba? . Filân demeye başladı. Fakat, ben bırakmadım. Hatta, — Niçin söylemeyorsun?.. Diye biraz da hiddetlendim. — Yerimi değiştiriyorlarmış| ta ona canım srkıldı.... — Kim söyledi?.. — Bugün müsteşar haber ver di. Karar mucipten çıkmış ve tasdika gitmiş... — Nereye tayin etmişler? . — İşte onu ben de öğreneme dim. Müsteşar pek hatırında tutamamış!, . Dedi. Fakat, söylerken tered dütle söylüyor, kafasmın içinde çarçabuk bir şeyler hazırlıya- Fak onları bana söylediği anla- şılıyordu. — Hayır bu kadar değil, Ne- reye tayin edildiğini söyleme- — Olmaz mutlaka söyleye- ceksin,. . yorsun?. , Dedim. Tekrar tekrar zorla! İTTIHADI MİLLİ rta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktapır. Boyoğlu —2003 dım; — Herhalde küçük bir deği- şiklik olsaydı bu kadar üzül mezdin. Nihayet hepsi iemuriyet de- gil mi?.. Şu müdiriyette olma- mış ta ötekinde olmuş. Bundan ne çıkar?,. Daha başka bir şey var?... — Hayır.. Hayır! Dedi, baştan savma bir cevap verdi. Biraz ağır söylemeye baş ladım: — Öyle ise azletmişlerdir... Buna da: Ş — Hayır.. Ne münasebet?.. Öyle şey hiç olur'mu?.. Diye bir cevap verdi. — İnanmam, Başka hiç bir şey seni bu kadar üzemez. Dedim. Ve, , Bu nokta üzerin de ısrar ettim: — Bahane ne bulmuşlar. . vamsızlık filân mı?.. — Yoksa yolsuz bir iş mi yap tın?.. — Nazırı mi kızdırdın?, . — İhtimal, mesainden mem- De “Tun değiller!. . a Fasna karar verilmiş. ve gıyap ke” rariarının ilânem tebliğine karar ve* cilmiş ve devem muhakemenin $ şubat 031 çarşamba günü saat 1400 talik kılınmış olduğundan tayin ols” nan günde Sulh hukuk mahkeme sinde hazıt bulunmaları aksi held mahkemeye kabu! olunmuyacaklar ilân olunut, Cenaze merasimi Agopyan hanı faciasında vefat eden rüralay Vasfi, Kasım Ye| Mehmet Ali Atgoz Beyleri naışları bu gün saat on ikide Galatada Arap camlinden kak dırılarak Maçka kabristanına defnedileceklerdir. Dr. Taşciyan | Belsoğukluğu ve Frengi tedavi hanesi Eminönü Minasyan cezanı karsı sokağında No, 4 —Belki daha muktedir fa” zettikleri birisini getireceklef dir... Defe söylene söylene en s0 onu kızdırdım: — Hayır. Bunların hiç bi değil! Bilâkis terfi ettim. . aşımı, derecemi arttırarak gö deriyorlar,. Dedi: Son. kelimeden yal iladım: — Nereye gönderiyorlar?.« Güldü: — Nereye mi?.. Ve; ; İlâve etti: il — Bağdat valiliğine. . “Dahi iye Nezareti umuru mahalli” yeli vilâyat müdiri umumi m3” vini, Bağdat valisi oldu. Biri ci o vali. Şimdi anladın ati . Adeta hmıçla, istibz8 le vii etti: A — Terfi işte buna derler; yak kaydırmanm başka bir #4 Tüsü. Emrimizi nazır bey if” İlamış ve tasdika göndermi$!” (Bitmi