' Miilliyet Asrın ümdesi “Milliyet” tir 10 TEMMUZ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, ls- tanbul. Telefon numaralı: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 780 1400 1400 — ,, 2700 seeĞne Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve malbaaya ait işler için müdüriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. aylığı 3 6 2 BUGÜNKÜ HAVA Pün beraret en çok 99 en z 19 Cüece VöL Bugün tüzgir poyraz bava açık olacaktır. Aramakla bulunmaz! Bu satırları bir zabıta kıritiği — diye yazmıyorum tuhaf bir hâ dise olarak yazıyorum. Evvelki gün bizim genç iken bunamış arkadaşlardan — biri- nin üçüncü defa olarak cebinde- ki ipekli mendilini — çalmışlar. Çocuk ilk iki vak'ayi hazmet- miş amma bu son hâdisede ca- nr fazlaca — yanmış olacak ki vak'ayi mütecakip ilk rasgeldiği polis memuruna şekvâ eder ve Şu cevabı alır: — Azizim (bu tabir resı ğızlara mahsustur) orası benim mıntakam değil. . Çocuk bu cevabr. — aldıktan sonra pek amatörü olduğu ka- maryalarımı satın aldığı kuşçu- suna gider, başından geçeni an Jatır. Kuşçu: — Dur Beyim, ben o mendili buldururum! der — ve adamını Bgönderip yankesiciler kâtibi u- mumisini çağırtır, işi anlatır ve mendilin getirilmesini ister. Kâ tibi tmumi hâdiseden çok mü- tcessir olur ve mendili çarpanı buldurup iade edeceğini vade- ü mre ü o mmamun n , der: Şimdi bizim arkadaş men- | "" diği zaman kocasından hesap| dili beklerken terlerse yüzünü - bu vaide siliyor. Hammallık - istiyenler İstatistiklere inanmak caiz ise hammallık talipleri çoğal— mış.. Bu, acaba taşınacak kün artığına mı delildir?.. Aceleye ne hacet?! Şu satırları dikkatli okuyun. Avrupa tayyare postası Ye- gilköye bir günde geliyor. Fa- £, kat bu posta ile gelen Avrupa ; zete ve mektupları Yeşilköy "E;.: İstanbula iki günde ge- bi r. Bu şayani hayret, şayani kaaccüp ve şayani — istiğraptır. 4 Acaba bu telâşsızlık, bu posta ._J'piîr'ııi mefhumu kıtlığı “acele ÜÇ lşe şeytan karışır,, Akidesinin bayatlanmış bir nümunesi mi “yoksa Avrupa ile Yeşilköy ara- sındaki mesafe — Yeşilköy — ile H Tt B la e E B Kendisi piyasanın en maru |bir taciridir. İşini doğru görür |diye şöhret almıştır. İpek üzerine senelerdenberi muamele yapıyor ve herkese iti |mat telkin ediyordu. Fakat müş. terilerine, diğer tacirlere karşı |pek namuslu olan bu adamın da |zaif bir tarafı vardır. Dünyada her namuslu adamın - böyle bir tarafı olduğu gibi. .. Bu nedir?.. Kimseye yalan söylemiyen bu tacir hükümeti aldatmak için fırsat Kkaçırmaz- dı. Onun fikrince hükümeti al- datmak hiç bir zaman Yalan söy lemek değildir. Hülâsa bu na- mus ve haysiyeti kırmaz!, , Meselâ ikinci mevki bilet alta rak birinci de oturmak için hiç bir fırsatı kaçırmaz, bunu büyük bir muvaffakıyet sayar. Kendi- sinden bilet farkı istenirse bu- nu itiraz etmeden verir. Fakat istenmezse bunu büyük bir kâr sayardı. Tramvayda bi- let almadan seyahat etmeği pek İsever. Hükümeti aldatmak için |de hiç bir fırsatı kaçırmazdı. Vergi verirken eksik vermenin kat insanın her gün hükümetle vergi memurlarile işi olmaz. O- nun için ipek taciri de bu fırsa tı sık sik cle geçiremiyor. Onun için kendince zekâsını işletecek |fırsatları başka yerlerde arar, | Aldatmak istiyenlerin aldan- dığı zamanlar az değildir. İşte piyasanın bu maruf ipek- taciri- nin de bir gün başına şöyle bir vak'a geldi: İpek tacirinin başına gelen vak'ayı anlatmadan evvel şunu söylemeli: Bu adam karısından çok kor- kar. Aldatmak istediği halde ce saret edemediği birisi varsa o0 da karisıydi. Nasıl kadın?.. Hiç güzel değil, fakat kocası hâkim. .. Her akşam eve gel sorar, o gün ne sarfettiğini, ne- relere gittiğini inceden inceye arar. Bir gün ipek taciri tramvaya binmiş, gazetesini açmış, sözde ——H——— İstanbul arasımdaki mesafeden daha kısa — zannedilmesinden mi? Vaktile bir düşman işgali es nasında teessüf edenlere karşı Kızlarağası Çamlıcadan g; nün gördüğü kadar yerleri gös- terip sormuş: — Bunlar hep bizim mi?, — Evet ağa Hazretleri — Ayol yetmez mi? Ne o- Tuyorsunuz ! Yeşilköy ile İstanbul arası- nı iki günde kateden mektuplar |Kızlarağası zihniyetile sevkolu- nuyor denemez mi? “”nget in edebi romanı : 15 “Resme bakar bakmaz, bir çığ ik kopardı: —A! Ferhuünde, Belmanın yanına koşmuştu, o da hayretle sıçradı. Hürrem Hakkı, resimleri birer irer çıkarıyor, Rasih Nevres'e Ferhundeye, Belmaya, Nevres , Vacit'e veriyordu: | — Buü, nasıl! Bu da enfes de- ğil mi? Hele bu, Belma Hanı- “dahâ çok benziyor. . . Bu re- — Rasih Nevres, fotagrafilere iktıkça, Belmayı da süzüyor, ada mukayese yapıyordu. Mü ;Bahehez hakikaten sasılacak ka Mahmul Yesari dardı. Fakat bu hat ,şekil ben- zeyişine raâgmen bir mana ayrı lığı vardı: l türlü türlü çarelerini arar. - Fa-| acir —Fransızçadan— okuduğu satırlara son derece dikkat ediyormuş gibi bir vazi- yet almıştı.. Maksadı biletçiye daha evvel bilet almış olduğu Zannini vererek - parasız yolcu- luk etmekti. Kalabalıkta buna muvaffak olacaktı. Yerde gözü- ne daha evvel bir yolcunun at- tığı bir bilet ilişti. Kimseye sezdirmeden bunu aldı. Gene kimseye sezdirme- den, gazetesinin arkasında se görmeden bu bileti yeleği- nin iliğine iliştirdi. Dolaşan biletçi oradan geçer ken tacir de gözlerini gazetesin den ayırmamakla beraber yele ginin iliğindeki bileti memurun görmesini kolaylaştırdı. Biletçi bir şey söylemeden geçti. Para vermeden yolculuk eden maruf tacir de ineceği yerde indi. Evine geldiği zaman karisı ber mutat ondan hesap sordu. O gün nerelere gittiğini söyle- di. Fakat kadın elini uzattı: Bak, dedi, buna? Sen benden gizli nerelerde geziyorsun?. . | Kocası şaşırmıştı. Kadın eski | İ|bir tramvay bileti göstererek: — Bak, diye bağırdı, bu bilet |te yazılı olan yere gittiğini sen bana söylemedin!.. Anlat han- ı'gî kadınla görüşmek için git- | tin? yle.. Ne söyliyecekti. İnkâr etti. Fakat kadın inanmıyordu. Doğ| rusunu söylerse, tramvay da pa ra vermeden seyahat için eski bir bileti yerden alarak yeleği- nın yanımda şerefi haleldar ola-| caktı. Kadın o kadar kızmıştı,| |ki buna inansın, inanmasın ken | Şarkraki lîadıse Kattaplılar — müsabakası Tp ” Penkil.. 60 ıncı haftanın 5 inciliğini İstanbul Eerkek lisesinden 273 M. Burhan B. kazanmıştı. Ya- zısı şudur: 60 ıncı ha..anın en mühim ha beri Türkün kudretini, teşebbüs ettiği her şeydeki muvaffakıye- tini bir kere daha gösterecek olan Şark haydutlarının imhası hareketidir. Şüphesiz bu haydut luk ta Şeyh Sait isyanı gibi bu lunduğu yerde mahvedilecek- tir. Bunun neticesinde bir ikin- ci mühim nokta daha göze çar- pıyor ki a da: Artık memleke- timizde haydutların, şakilerin, irticacıların barınacağı hiç bir yer olmadığının herkes nazarın da tekrar açık bir suretle anla- şılacağıdır. Vatandaşlarımızın rahatını bozan kim olursa ve ne suretle olursa olsun lâyik olduğu mua- meleye maruz kalır. Ağrıdağı'nda gizlenen bu hay dutların arasıra huduttaki köy- lerimize yaptıkları tecavüzler hem vatandaşlarımızı rahatsız ediyor, hem de hariçte hiç bir hareketimizi gözden kaçırmı- yanlar tarafından bir dedikodu mevzuu oluyordu. Bu şakilerin imhası için hükümetimizin yap tığı teşebbüsün muvaffakıyetle neticeleneceğinden eminii! (Bitinci sahifeden mabaat) | | gul olduğuna ve âsilerin istih- | YAT olmalıyız. Hiç umulmadık daf ettikleri hedef ve gayeler-| den hiç birini elde edemedik- |lerine göre harekâtı tenkiliye-| Culara takımlarında yer vermek za. nin esaslı safhasımıın 8-10 güne | kadar bitmesi memuldür. Tahrikât merkezleri nerede? Alman haberlere göre eşki- | ne iliştirdiğini söylese karısı-| yayı tahrik eden başlıca üç mer | tan mek kez vardır. Bunlar Maku, Mu- | sül ve Haleptir. Çünkü meselâ son hâdiseler | İdisini bir kat daha tahkir ede- İcekti. Söyliyemedi. Türlü türlü| tevillere saptı. Fakat kadın: — Geçen gün, dedi, kuyun: da gördüğüm bir yüzüğü alır. san bu mesele de kapanır... İpek taciri geniş bir neles al dı. Fakat yüzüğün kıymeti her halde tramvay biletinden aşağı dğeildi!. d | | — —— Plâj ücretleri Plâj Ücretlerini Emanet tayin c decektir. Plâjlarda gece saat 11 den sonra kalımması menolunacak, ayni rzatrlanda otel mahiyetinde — bulunan, plâjlarda da gece 11 den sonra deni-| ze girilemiyecektii | Deniz hamamı ve plâj — tesisatı! yapılmamış olan sahillerde halka de- nize girmek için mayo ve peştemsi kiralamak yasaktır. Polis ve zabitai | belediye Memurları plâj ve deniz ha-| mami baricinde denize girenleri me- | nedeceklerdir. İ DANDETTE??? | tetkik ediyordu: — Bravo, Rasih.. . Çok güzel buldun. , . Keşfin doğru! Hürrem Hakkı, bir büyük fo- toğrafı seçti, Belmaya: — Bir dakika, durumuz, dedi. Resmi, genç kızın yanına tut; |tu, Ferhundeye işaret etti: — Siz, bir mukayese yapın, Ferhunde Hanım. Ferhunde, bütün dikkatini gözlerinde toplamıştı: — Resimde, fazla Avrupalı- lık var, Hürrem Hakkı, Ferhundeyi -— Çok benziyor. .. Ama, na- hakem yapmakla çok yanıldığı- sıl diyeyim, tamamile değil. .. Hürrem Hakkı, itiraza mühey ya, baktı: — Meselâ ne gibi? Rasih Nevres, kollarını açtı, ellerini oynattı: — Hem benziyor, hem benze- miyor... Neresi, hangi hali, han gi tavru benzemiyor? Bunu kat iyetle söyliyemiyeceğim, göste- remiyeceğim. Bir je ne sais guai var. Nevres Vacit, yakın gözlüğü- l"' anlıyordu. Ferhunde için bu, enfes bir fırsattı Belmaya müt- hiş bir darbe vurmuştu. Belma, ka: daklarını bü — Mersi, feriş! Nevres Vacit, iki genç kızin 'muke altında geçen mücadele-| lıin kendi kalbinde, çırıl çıplak görüyordu. Belma, ruhta; Bel- ma, mizaçta, Belma, tipte kız- lar için, bu, en feci bir mukaye- se, en acr bir hakaretti. Nevres nü takgış, restimleri dikkatle; Vacit. vaziyeti kurtarmak iste- ile alâkadar olduğu kuvvetli ve- | sikalar ile 'ıabî!l'oî;m maslüp | Şeyh Saidin oğlu Salâhattin İ- raktaki İngiliş kumandanının tavsiyesile İrak harbiye mekte- binde meccanen tahsil ettiril-. miştir. Sonra gene bu Salâhat- tin Halepte Hubyan ismile icra- yi faaliyet eden ve Kürt istiklâ- İi için çalışan cemiyetin başında bulunan doktor'Şükrü Mehmet ile münasebette bulunmuştur. * Süvarilerimizin muvaf- fakiyetli baskını ANKARA, 9 — Dün gece alınan son malümata göre her | tarafta ihata edilen şakilerle kı | taatımız temasa, başlamiş müsa demeler şiddetlenmiştir. Müfrezelerimizle temasları esnasında uzun middet muka- vemet edemiyenler selâmeti fi rarda bulmaktadırlar. İhata çemberi tamarmnen d; raldığından eşkıya şiddetli ateş arasında kalmıştır. Süvarimiz, eşkıyanın tahas- | İ kın yaparak şakilerden bir çoğu nu öldürmüş, Mmütebakisi — de| neye uğradıklarını anlamıyarak | diz — Size pek hak veremiyece- ğim, Ferhunde Hanım... Beninm de bulduğum ayrılık, o noktada, değil .. Julyada, bir kadın ol- gunluğu var, Belma Hanımda ise, genç kız tazeliği. 4 Belma, gözlerinin içi yarlarak minnettar gülümsedi. Rasih Nevres, genç kızın bu can alıcı, eritici tebessümüne baktı, baba smı düşündü. Nevres Vacit, bu Spor Mekteplerde spor teşkilâtının faideleri Yeni tarz sporu inki- şafa götürecektir. 'Türkiyenin her köşesinde ve bil- hassa İstanbulda cbemmiyetli bir a- lâka uyandıran mühim bir vaziyet ka rşısında bulunuyoruz. Klüplerimizi hayli düşünceye sevkeden bu mesele Müsrif Vekâletinin genç mektepliler için verdiği ehemmiyetli bir kararı- dır.. . Spor klüplerimiz bundan — böyle vekâletin kararı mucibince lise ta mektep talebelerile bütün larını kesecekler, bu snıf hari kalanlardan istifade — çarelerine baş yuracaklar.... Kararı vakiin -tatbiki kat'i ve muhakkak olduğunu nazarı itibare alan klüpcülerin etekleri tu- tuştu, klüplerin kapanacağından spo- vun mahvolması ihtimalinden bahs ederek bu işi adeta memleket için bir felâket gibi görmeğe kalktılar, He- nüz maarif vekâletinin — mektepler spor teşkilâtr ve bu husustaki — pro- gramından haberdar değiliz. Kim bi lir>1923 de tesis edilip bugü - mev- cudiyetinden hepimizin şi etti: ği Türkiye idman cemiyel <i teşki- Tütı belki memleket hesabına daha fa | | | İydalı olabilir. Bu işler için Avrupa-| Allah iştihasını dan mütehassıs celbi hükümet — için basit ve tabil olduğu kadar lıunhrmı bizim amatör idarecilerimizden hiç şüphe yok ki daha müfit olacakları | gün gibi aşikârdır. Hem bu iş okadar üzülmeğe de lüzum çin yok.| | Memleket işi olan bu yükü yükle- |mek juenlerin bu meseleye lüzumu kadar/ etmişti. Müsabakaya iştirak e- ümit bir anda çıkan bu karar er geç şahit ©- bizi ehemmiyet — vereceklerinden lacağımız profesyonelliğe de yaklaştırmış olacaktır. Ücretli oyun- rüretinde kalan klüpler azami mu için daha ciddi çalışacak. phe etmemeli ki © za- vaziyetten çok daha küller vücude gelecek- an klüpler diğer taraf. plerin adeta yarış ederci ne faaliyeti netice itibarile memleket | sporunun tekamülü demektir. İngil teredeki Oksford ve — Kembiriç'in yaptığı her müsabaka — İngilterede' en büyük alâkayı celbeder. | Dünya| atletizmine tamamile hâkim olan A- merikada en mühim atletik maçlar Futbol ve Beyz bol oyunları mektep dıvarları arasında inkişaf eder. — Ergeç bu şekil teşkilât bizde de kurulacak, fakat şu farkla ki bugün- kü gidişle klüplerimizde değil mek- teplerimizde inkişaf edecektir. Bura- da en büyük temennimiz Maarif ve- kâletinin mektep Spor işlerini — celp edeceği mütehassislara terk etmesi: dir, © zaman memleket hesabına en büyük kazanç temin edilmiş olacak- tr, kaymetli teşi tr. Bir ta Ö. BESİM —| Rüsumat müfettişleri teftişe çıkıyor Rüsumat * müfettişleri yakında| gümrük idarelerini teftişe çıkacaklar| dır. Bir teftiş heyeti Karadenize, di-| ger teltiş heyeti de Akdenize caktır. Teltiş heyetlerinin seyahatle- ri bir kaç ay devam edecektir. ——— eşyalarını bırakıp kaçmnışlardır. Ekrem B. Sabık polis müdürü Ekrem |sun ettiği Ağrıdağma bir bas- | Beyin harekât sahasında şehit olduğu hakkında deveran eden şayiaların aslı esası — olmadığı anlaşılmıstır. İ sesle: — Seninle konuşacağım, de- İdi. ü — Buyurunuz. — Nevres, odasında mı? — Hizmetçiye: Uyüyacağım, gürültü etmeyin, demiş! |ka 10 tavuk yiyebileceğini bil- Deniz kuyuları Derin ve kuyu yerle- rine işaret konacaktır Son zamanlarda plâjlarda denize girenler arasında kuyula ra batarak ölüm ile biten facia- lar olduğu Vilâyetin nazarı dik katini celbetmiştir. Dün Vilâ- yetten alâkadarlara bu hususta yapılan tebligata göre plâjlarda kuyu ve derin yerlere işaretler konacak ve bunlar tehlikeyi gös terecektir. Buna riayet etmiyen plâj ve deniz hamamları sahipleri ha- kında şiddetli takibat yapıla- caktır. Polis üçüncü şubesi Şakir Beyden inhilâl eden Polis üçüncü şube müdür mua- vinliğine birinci şube baş me- murlarınden Şinasi Bey tayin olunacaktır. Yeni kanunlar Türkiye Cumhuriyeti merkez Bankası, Tütün inhisarının müd detle mukayyet olmadığı, Aa- keri ceza muhakemeleri kanun- ları dün Vilâyete bildirilmiştir. — . e. arttırsın ! Politika refi yemek şampiyonluğu müsabakası aç- miş ve oburları yiyecekleri ye listesiri bildirmeğe davet iz denlerden Samatyada Yahya E fendi şu listeyi göndermiştir: 1 Tekmil sövüş tavuk 10 Patlıcan karnı yarık 10 Tabak pilâv 1- Okka armut 8 Tabak sütlâç 6 Bardak şira (yemek ara- sında) Okka ekmek. Erenköyünde Madam Mari- 1 dirmiştir. Feyziati Lisesi bina bulamıyor | Bir müddettenberi muvakka | ten Saraçhane başmda bir bina- da bulunan Feyziati lisesi, Ar- | navutköy sahilinde büyük bir tütün deposunu 16000 lira be- deli icar ile Evkaf idaresinden kiralamış, fakat aradan bir ay gectiği halde elân bu — binaya nakledememiştir. Buna sebep deponun sabık müsteciri olan bir ecnebi tütün | şirketinin her gün birer baha- ne ile binanm tahliyesini ge- ciktirmesidir, Mektej idaresi, binaya bir an evvel yerleşmek — için hava parası olarak 2500-3000 lira ka- dar para da vermeğe — razi ol- muşsa da şirket bir türlü tahli- | yeye yanaşmamaktadır. Mektenp idaresi, şirketin bu- rada bulunan memuru aleyhine dava acacaktır. Rasih Nevres, taaccübünü giz liyemedi : — Alâkadar olmaklığım mı lâzım? — Hayır... Daha doğru, daha bitarafane muhakeme eder, hü- O değilmi Temp gazetesinin muhabiri olduğunu Bourek Barouw'un şehril geçtiği yazılmıştı. Temps gazetesinin muhabiri, bu isimde Temps gazetesi ile hiç B kası olmadığını bildi: Ekonomi İhracat eşyası kode yapılacak Tağşiş ve tahlil işlerile n mak üzere İstanbul Âli Ticat tebinde tahlil, tecrübe ve lâboratuvarı yapılacaktır. Bu lâboratuyar — standal muamelesine tâbi tutulacaki kemi ve kimyevi evsafını tal cektir. - Ticari mallarımızm rınt gösteren bir ticari eşya yapılacaktır. hlilât hakkında umı ler konacaktır. — Sergilerde t Junacak eşyanın ve diğer bül racat eşyasının tahlilleri bed pilacaktır. Bu lâboratuvar pek yakıt lışmağa başlıyacaktır. Bu İ hazırlanan talimatname Vekil fından tetkik edilmiştir Paspaldan mu: vergisi alınmayacı Buğday, arpa ve saire — Ü muamcle vergisinden muaftir. afiyetten istilade etmiyen r paspaldan da hini ihracında 1 vergisi alınmıyacaktır İhtisas komisyon Ticaret odasımın idar€ ti bugün bir içtima cdeü İdare heyetinin bugünkü ında Odada teşkil edilecel sas komisyonlarının n: ri tesbit edilecektir. Borsada intihap Ticaret borsası intihap ti dün içtima ederek intil tirak edecekleri tesbit etfi Bu ayın son haftasındâ meclisi idaresinin intihabil lacaktır. Zeytinyağı havuzu Şehremanett kerestecil gin yerinde inşa edileci bir zeytin yağı havuzu sının muvafık olup olmi Ticaret odasmdan y Oda yaptığı tetkikat N sinde İstanbul'un zeytin | ihracatında bir mevkiü oli gından bu fikri muvafık miştir. İhracat broşi Ticaret odası tarat tihsal ve ihraç emtiamız H da bir broşür hazırlanı Oda bu broşür için bütü caret odalarından ve darelerinden malümat isti tir. ürü — Kambiyo fiatle! Dün borsada İngiliz lirast kuruşta #erimiş ve bir arahık İ ruşa kadar yükseldikten sonü fiatta kapanmıştır. Liret 8,9İe 911,5 kuruştan muamele göl — Çalınmış mı? — Biri almış, olacak! — Kim olabilir? — Herhalde ben Eminim, sen de değilsi! — Mersi! — Hizmetçi kızın da Hürrem Hakkı, Rasih Nevre-| küm verebilirsin de oğun için...|ya, hususi sempatisi oldü İsin koluna girr — Evde ne zaman gürültü var H, — Kim olursa olsun, beni ta- — Sizi dinliyorum. — Dün fotografileri göster- dikten sonra bahçeye çıkmıştık. Ben, resimleri toplamağı unut- tebessümü görmemişti, göre-|hatsız etmesinler, demek ola-| muştum. Gece, valize koydum. mezdi; Bu, çok hazin bir bahtsız lıktı. Hiç bir hayal, bu tebessü- mü yaratamazdı. Fakat Rasih Nevres, bir cihet ten de memnun - olmuştu. Bu can alıcı, eritici gülümseme, in sanı âşık etmeğe kâfi idi. Rasih Nevres, amcasına bak- tı Hürrem Hakkı Bey, sönmüş bir balon gibi cansız, düşük, ha- raptı. 'çi Rasih Nevres, salonda amca| gitmeği tercih etmişti. Bastonu| dım. sını buldu: — Beni çağırmışsınız. Bir em riniz mi var? çak. — Belma, bugün gelmiyecek, mi? — İstanbula ineceklerdi. — Çok iyi. .. Biz deniz kena- rına doğru sarkalım. — Öğle güneşinde kimseler yoktur. — Gölgeden yürürüz. — Gizli mi konuşacağız? — Hemen hemen... Hürrem Hakkı, arka yoldan na dayana dayana yürüyor, ara- sıra duruyor, nefes alıyordu: — Bahsedeceğim meseleye Bu sabah, şeytan dürttü. Bir ba kayım, dedim. Bir tane eksik... Rasih Nevres, alâka ile başını| doğrulttu: — Bir tane mi eksik? — Evet... - — İyice emin misiniz? — Dokuz on defa saydım. — Bir yere düşmüş olmasın, — Sabahleyin, daha siz uy- kuda idiniz. Tekmil odaları, kol tuk, kanepe altlarına kadar ara- — Hizmetçiye sordunuz mu? — Odaları süpürdüm, toz al- dım, resim filân görmedim, de- Hürrem Hakkı Bey, yavaş|bir. sen, lâkaytsın; onun için saldi olabileceğini tasavvur Tüm ! — Ferhundeden de miyebiliri — Evet. —- Belma mı? — Neden babanı, en bıraktın? — Düşünmek — istı düşünmeğze korktuğum © vetli ihtimal de... — Acaba mı, dersin? — Siz, Belmadan mi Teniyorsunuz? — İkisinden de... — Hangi resim? — Belmaya en çok hi Rasih Nevrca, gözlü padı, düşündü: — Kahve rengi ka! Yalnız bas.,, t (D?_ !