Fiki Asrın umdesi “Milliyet” tir 7 TEMMUZ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi | No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs-| anbul. Telefon numaralı; Istanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 1400 1400 2700 —e— Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushaler 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdüriyete muracaat edilir. 6 3 aylığı 6 2 Eski bi Bir kaç arkdaş toplanmış, hem içiyorlar, hem kohuşuyor - lardı. Fakat bu konuşmaları ha raretli bir cereyan almıştı. Ka- dınlardan bahsediyorlardı. Hep si söylüyor, biribirlerinin sözü- İnü keserek bahsi. ozatıyorlardı. okta da bu deği hâdi “İdim, buluşmak üzere bir yer söy| nin müsebbipleri acaba Türkiye Yalnız biri dinliyordu. Bu ari r, Miza MİLİYEĞ vazakıka Mekiaplılar müsabalan Şark hududumuz | daki tecavuz 60 ıncı haftanın 2 nciliğini Kadıköy orta mektebinden Ha- san Muhittin B. kazanmıştır. | İ Yazısı şudur: k “ Haltanın en mühim haberi —Fransızçadan —| şüphesiz Şark tecavüzüdür. Bir kaç yüz atlıdan mürekkep kana le geliyordu. Ağır, kibar tavurlu| susamış insanların bir irtica ha- bir kadındı. Hiç hafif meşrep gö|reketi vücuda getirmek isteme-| rünmüyordu. Fakat beni alkışla leri ne kadar gülünç değil mi?. masından hükmettim ki, bu ka) Hükümetimizin şakileri der- dın kolay ele geçecek kadınlar-| hal tedip edeceğine şüphe.yok- dandı. Kendisine teşekkür ettük| tur. Zaten şayani dikkat olan ten sonra kendimi zaptedeme-| nokta da bu değildir. Bu hâdise J940 Poliste Karı koca! — sahifeden 3 koca karılarını (Birinci mabat) alman malümattan anlaşıldığı- vurdular! İna göre mütecavizlerin hare- Karı koca geçimsizliği yüzünden kâtı ile yüzelliliklerden bir kıs- dün İstanbulda 3 vak'a olmuş 2 ka- mı ile Şeyh Sait isyanı zamanın- dın yaralanmıştır. - Vak'aların ikisilda adaletin pençesinden yakala- Üsküderde kalemiz Rıza ve berber İri sıyırıp kaçabilen firariler de alil Efendiler tarafından yapılmış") ye mi tır. Koltukçu Rıza Efendi bir aydan | alâkadardır. Hattâ Kiraz Ham beri darğın yaşadığı karısı Suat Ha-|di ile Çerkes Etemin İrak hava- nrma sokakta sastlamış, dövmüş ve İlisinde faaliyette bulundukları bıçakla sol ayağından yaralayıp kaç-|kaydedilmektedir. mıştır. re S i Berber Halil Efendi de kendisile! | İşin içinde yüzellilikler dargın bulunan karısı Şayeste Hanı | i mun yabancı bir erkekle gezerken gör de var! müş, bir gece tiyatrodan çıkıp evine Re giderken arkasma takılmış dar sokak) | Urfada çıkan “Milli gazete, s sustalı çakile kadını sağ kolunun | Yazıyor: h, Edebiyat, Saırvat Şarktaki hudut hadises jdair yazıları havi kitapl Şıttıkları da anlaşılma Çerkes Etemin bugü Irakın şimalinde fazla fi vardır. Bu adamların Ki imeselesini körükliyerek İlk emellerine yol vermiğİ İdikleri anlaşılıyor. Çünkü reislerile temasları pek dır.,,. Muş ve Elâzizde te edilenler ANKARA, 6 (Telefonla) Saidin oğlu Salâhattinic tef #ai etmeklâ mazmun olup El Muşta tevkif edilenlerin Sait kadar şehrimize geürilecei m -B vie İkinci bir mülâkat! | ar muşaktı ki terli terli karşıma 0-! h. oturduğu zaman muarazaya ha- i mi . ii 'E'A küstahlik ve hadşinaslık de Hi “a; soğuk olduğunda şüphe etme-| 4 & “Malım ya İstanbul limanın. Sr aR ie — E ra > 4 ii a “tak, İ g emma ag hümmâ, garc hümmâ,| da kolay değildir. Bir gün bir yerde konferans)” â #, , Fenerbahçe maçı diye bir plâk Gazetemiz ilânların mes'uliyetini ” kabul daşı söyletmeğe çok uğraşmış- lar, muvafiak olamamışlardı. Herkes söyledi. Nihayet o derin bir uykudan uyanır gibi gömü! düğü koltuktan kımıldıyarak: — Hepiniz söylediniz. Ben de size bir şey anlatayım da dinle-| yiniz, dedi, Başımdan geçen bir| vak'ayı anlatacağım. Kolay elde edilen kadınlar vardır. Fakat kadm kalbinden geçen şeyleri anlıyacak erkek bindebirdir. Bir bu noktayı unut mayınız, bir de şunu biliniz ki, elde edilmesi kolay olan kadın diyince hatırmıza hafif meşrep bir kadın gelmemelidir. Ne ka- | dar ağır, kibar kadın olur ki, ko laylıkla ele geçebilir. Ne kadar bahtiyar görünen kadın. vardır| ki, kalbinde fırtmalar vardır. ! Bir kadın ya tam bahtiyar, ya -| hut tam bedbaht olur. Bir kadın ya gıpta edilecek, yahut açıma- derece di Bugün rüzgâr nı Dün sözlerini naklettiğim İ- 1 ranlı ahnabım, hakkındaki ya- zılari CM duş, biraz içerlemiş. 4; Bana geldi. Belki | çıkışacaktı. a, Lâkin hava o kadar sıcak ve yu Ti kalmamıştı. : — Gardeş, İştanbuluz da Ker belâya döndi,mene bir soğ uk) yea © İcak haldedir. Bunun ortası yok- teden beriden görüşürken | tur, Kadın kalbi anlaşılması çok ben tekrar işi zevzekliğe — vur: müşkül bir seydir. Bu hakikat| Gum. ve birden bire sordum: | çok evvelden çok kimseler tara- — Sizde lekeli hummü bulu: fından tekrar edilmiştir.Ben de nur mu?.. | tekrar ediyorum. — Yoh ezizim bizde leki Her kadın kolay ele geçmez. | mal yohti. Beli hümmâ varidi, Ele geçecek her kadını anlamak tiz sarı hümmâ ve ehyânen benöfşe ih, bümmü vardı... Bularda da leke| veriyordum. O kadar büyük bir yohti... dedi. kâlbalık vardı, herkes beni o ka- İdar bü, İ 'ük bir dikkatle dinliyor- du ki, muvaffakiyetime ben de şaşıyordum. Bir konferansçı her kesin kendisini dinlediğini gö- rünce cesareti, belâgati artar. İşte ben de öyle idim. Fakat be- ni dinleyen yüzlerce kişi arasın da nazarı dikkatimi celbeden yalnız biri vardı; bir kadın.. Bu 'ne öyle güzel, ne de'pek gençi.. Fakat sarı çehresi, siyah kir- pikleri, derin bakışlı — gözlerile! nazari dikkatimi celbeder bu ka! dm beni okadar hararetle alkış byordu ki, konferansı bitirdik- İten sonra gidip kendisini hör - metle selâniladım ve teşekkür ettim. Bu kadından daha güzel leri vardı. Fakat bü kadar cazip! İbir kadın yoktu. Yahut bana öy) a Küstahlık!! “Kolümbiya,, plâklarının bir çiğ acentası bilerek, bilmiyerek bir , küstahlık yapmış. Galatasaray- maruf doldurmuş ve bu iki Ticaret (serbesttir amma gil... Karaağaç buz fabrikaları- (na rekabet edecek © derecede! diğim *bu plâkları kimsenin a- w Tayıp sormıyacağı o muhakkak şerefini ihlâle sebebiyet verenlerin de- i derli bir tarziye vermeleri ve — Adın ne? diye sormuşlar. — Mülâyim, demiş. | o— Sert olsan ne yaparsın?.. | cevabinr vermişler. ! “la daki sürlimanlık artık göze bat-| O Eğer iş, şirket adının Ema- "or mağa başladı. Şimdi. herkes|nete tahvili yahut idare maka- d buna çare aramakla meşgul. Bu|mmm ehemmiyetini tezyidin- ii, meyanda liman erkânından biride ise Emanet az gelmez mi? Me 23t bonüm için İstanbulda bir Şuna “Liman Vekâleti, desek işi “Liman Emaneti,, ihdas edilme nasıl olur?.. “an $ini tavsiye ediyor: > “Mlülyet, in edebi romanı : 12 RR İZ. EYBAHÇEMDE e Ri Yeni bir Emanet mi? FELEK & | OZ. aş Mahmut Yesari — Yahut Julya, Belmaya. — Julyayı görmek isterdim. — Belmayı gördün, görüyor-' sun yal. ! — Julya, Belmayı görse, ne üzerine uza! ; “Açık pencerelerden dolan ilk akşam rüzgârı, Nevrer Vacit'in kır saçlarını dalgalandırıyor, İbir kızdı. Bu eski maceray; ha- 8 bir sevgilinin titrek eli gibi ok- yapar acaba? ledim. Kipritlerini indirdi. Bu evet mi, hayır mı demektir?. Ben her halde sevindim. Kadın kendisini beklediğim yere gel- di, Sonra beni evine götürdü. Kimsesi yoktu. Yalnız ihtiyar bir hizmetçi ka dın vardı ki, o da uyumuştu. O geceyi nasıl geçirdiğimi anlata-| mam. Sakin, sarı benizli, uzun kiprikli, daha hülyalı bir bakış- la bakan bu kadın o gece çıldır- miştı. İkimiz dünyayı unutmuş- tuk.. Nihayet ayrılmak saati gel di. Kendisine veda ederken ba - na: — Demek ki, sen beni muştun!.. dedi. Ben anlamadım. O bana isim söyledi: — Ben o değilmiyim?.. Tanı - yamadın mı?.. diye sordu. Bir türlü tanıyamamıştım. Zihnimde beyhude yere aradım. Bulamuyordum. O anlattı, ben dinledim. Nihayet hatırlamış - tam, Yirmi sene evvelki bir mace- ra . Bu şimdi sarı benizli kadın © zaman yeni yetişmiş bir kızdı. Beni uzun zaman meşgul eden unut - bii tarlarken mahzun oldum, O ba- a: — Sen, dedi, beni unutmuşun. Şimdi güçlükle hatırladın. Ben senin konferans vereceğini ga - zetelrde görünce gelip dinle - mek arzusuna kapıldım. Sen be ni tanıyamadın, kolayca ele ge- çen kadınlardan biri zannettin!. Ayrıldık. Hatamı anlamış- tm, Kolayca ele geçecek kadın ları anlamak ne kadar müşkül olduğünu o zaman anladım. Ben! öyle zannetmiştim. Me- ğer eski bir tanıdıkmışt... Bur akşam hara sinemasını Istanbulda son dela olarak Haris Şovalyenin Şeheseri Paris Şarkıcısı Dukuliye 25 kuruştur. | ZA mahallesinin Balık pazarı 8-10 numurolu dükkânlar için 1996 genesinde — Şehremaneti © tarafından 205284 numerolu ve 1536 ilat şeakpazu Zayi ols enisl alınacağından zayiinin Iszrari Şeyh Mehmet Müştur. hükmü yoktur. i eyi? — Söylemek istediğin, fakat cesaret edemediğin şeyi! — Hürrem, sen Julyayı sevis yor mu idin? — Onunla bir münasebetim yoktu. — Bu, cevap değil... — Anlamaklığın icap eder. — Mersit, ; Uzun bir süküttan sonra, Nev! res Vacit sordu: — Belmaya da ayni gözle mi bakıyorsun? — Şahısların, tablodan, fotoğ raftan farkları vardır, sanırım! — Julyanm mezacma, karak- terine, hususiyetlerine mi âşik- Ii Zorla taharriyat yi uyyuyor mu zannediyorlar. Eğer böyle ise çok yanılıyorlar İKoca Avrupayı kendine boyun | tr. Koltukçunun ve ber eğdiren Türkiyeye karşı bu bir avuç aç sefillerin tecavüzleri mutlak ve o mutlak sönmiye | mahkfimdur. Veşu hâdisenin müsebbiplerine de demek iste- riz kii — Eğer Türkün kuvvetinden şüphe ediyorsanız bu şüphele- rinizi şu ufak misalle bir daha! canlanmamak üzere gömünüz.., | e ema Bir el.. (Birinci sayfadan mabat) bu suretle meseleye vaziyet edilmesi- ni memnuniyetle karşılayarak (her halde işlerin bozulmasmın u. man şirketi olmadığını söylemiştir. Rüsumat Başmüdürü Şeyfi B. de gümrüğün limanda müşkilâta sebep) olduğu iddialarının varit olmadığını, vapur tamiratına ait takyidatla beyan nsmelerin zaruri tedbirler olduğunu ve liman işlerine sui tesir yapmadığı- nı söylemiştir. ğ Vehbi Bey ne diyor? Ticaret odası kâtibi umumisi Vehbi B. Odanın bu mesele ile evvel ce meşgul olarak muhtelif sureti te9- viyeleri tesbit ettiğini, hükümet ta- rafından yaptırılan tetkikat için Oda uhtesine terettüp edeni bittabı yapa-| cağını, Odanm islâhat için lüzum gös terdiği tedbirler ineyanında o bütün liman hidematınm bir elden idaresi nin de teklifsedildiğini söylemiştir. Mevzuu bâbs tetkikatın o bugün | bazı müsbet meğiceler vereceği ve ne-| teede ehemmiyetli tebeddülütı İcap ettireceği tahmin. edilmektedir. Sabık valinin başına gelenler.. Şişlide Celâlpaşa sokağında oturan sabık valilerden Ali Sey fi B., evvelki akşam evine gider| ken önüne henüz kim oldukları! anlaşılamıyan üç kişi çıkmış ve biraz evvel ayni yerde cüzdanla | rm. düşürdüklerini iddia ede- -| rek Seyfi B, in mümaneatine rağmen üzerini aramağa kalkı- şarak el çabukluğu ile ve man- tarcılık suretile cebindeki 546 lirasını çalarak, kaçmışlardır. Seyfi BE, bunlardan birini teşhis edebileceğini söylemiş olup a- ranmaktadırlar, - Memurların mesai saatı İstanbul, Galatâ ve Beyoğlu pos- ta merkezlerinde memurların o saat mesaisi 8 saat olarak tahdit edilmiş- tir Taserrüf dolayısile © çıkarılacak memurlar diğer posta” idarelerindeki münhalâta tayin edileceklerdir. aştı? — Sana da bir cigara vereyim mi? — Sualime cevap ver. — Sana, bir ziyanım dokun- — Sözümü geri alıyorum, Hürrem, sen, çok (namuslu, temiz ahlaklı bir adamsın... — Mersi! -— Belma, hesabma söyliyo- rum, — Perii ilhamını koruyorsun! — Peki, sen ne zannediyor- sun? — Ben, hiç bir şey zannetmi- yorum, 2 yerinden, baldırından ve 1 kaşın arasından yaralanmış ve yakalanmış) in karımı) Suat ve Şayeste hanımlar tıp fakül| tesine yatırılmıştır Üçüncü vak'a Kadıköyünde yel- değirmeninde olmuştur Makinist Talât Efendinin karısı Zehra Hanım bir karga © esnasında kocasının kendine tabanca çektiğini iddia etmiş, polis Talât Efendinin ta- bancasını almış, tahkikata başlamış- tir, 5 hırsızlık Dün şehrin muhtelif yerlerinde $ hırsızlık vak'ası olmuştur: 1 — 50 yaşında Reşit isminde bir şahın Yenipostane arkasından geçer- ken mantarcılık suretile 101. Jirası dolandırılmıştır. 2 — Balıkesirli İsmail ağa Sultan Kamamından geçerken yankesicilik Buretile 30 lirasını çaldırmıştır. 3 — Sütlüceli İhsan Efendinin Kö ikpazarda önüne çıkan 2 meçhul ga ; mantarcılık suretile 40 lira aşır- mışlardır. 5 — Aksaraylı Lanyo; Çinili rih- tım hanının kurşun borularını çalıp kaçarken yakalanınıştır. $ — Kumkapıda Bali mahallesinde Oturan Fatma Hanımın 2 yatak çar- şafını çalıp kaçan amele Nuri yaka-| lanmıştır. | Bir bekçi kendisini öldürdü! Evvelki akşam saat 8 buçukta Unkapanında bir intihar vak'ası ol- muşter, Yavuz Sinan mahallesinin bekçisi olan 448 numaralı Mustafa tabanca kurşunu ile kendini vurmuştur. Mustafa aldığı kuşun yarası ile öl: | müştür. İntiharın sebebi meçhul kal-| mış, Unkapanı polis merkezi tahkika ta başlamıştır. — — — Güzel san'atlar akade- misi tenezzühü 10 Temmuz 930 (o perşembe günü Güzel san'atlar akademi si bir vapur tenezzühü tertip et- miştir. Tenezzühe Akademi ta- lebe, muallim ve aileleri, mat- buat erkânı ve memleketimizin maruf san'atkârları, san'at mu- hipleri iştirak edeceklerdir. Va- pur perşembe akşamı saat tam altı 18 de köprüden hareket e- decek ve doğruça Büyük adaya gidecektir. Büyük adada meh- tapta çamlar altında dört saat kalındıktan sonra vapur Boğaz da bir cevelân yaparak köprüye avdet edecektir. Yavuz Rus limanlarına gidecek mi? 31 Ağustosta yapılacak zafer bay camına iştirak edecek olan — Yavuz) #ırklısında o gün bir resmi kabul ya pılacak ve gece de Yavuz, altı büyük| projektörü ile İstanbulu tenvir ede- | cektir. Yavuzun yakında Rusya #imanla. rını ziyareti muhtemeldir. Fazla heyecan, fazla biz yaştakileri öldürür. — Sebati Vamık, gözünü mü korkuttu... — O şekilde değil... Sen, ba na, Julyanın, Sebati Vamıkın hayatını bütün tafsilâtile anlata caksın;, a —O,kolay... — Hayır, hiç bir noktayı ih- mal etmiyeceksin. — Müsterih ol. Hürrem Hakkı, ağır adımlar- la odanın içinde dolaşıyordu: — Hatıradefterim, çok işimi-. ze yarayacak. :. — Günü günline mi kaydeder zelliliklerden Kiraz Ham) min eğiliyor. di takriben on gün burada kal- dıktan “sonra, tekrar Roman- yaya avdet etti. Taymis ne diyor?. “Times; gazetesinin İ bul muhabiri gazetesine dığı 1 tarihli telgrafta Şadi haydutlarm tenkili » etrafi Milliyet'te intişar eden leyi hülâsa ettikten soni veten diyor ki: “Beyazıt havalisindeki cadele ciddi bir mahiyette muş, Kürtlerden bir hayli alımmıştır. Bir kaç Türk. Kiraz Hamdinin Şerif Hüse- yinden Kral Faysala bir mek- tup getirdiği anlaşılıyor. Kiraz Hamdi sarayda Kıral Faysal i- le uzun uzadıya görüştüğü gibi, İngilizlerin hususi karargâhla- rına da davet edilmiştir. Bütün bu temaslardan ve ko nuşulan şeylerden nasıl bir ne- tice hâsıl olduğu mal ik ; i giç, basil olduğu malüm değikİg. Kürtlerin eline düşm Hükümet bu karışıklık! Gene yüzellikiklerden Çerkes'bütün amil olanları kı : sa b Etem Irakın şimal taraflarında! yanda tedip edecek ve gi cevelân yapmaktadır. (düğüne nazaran İran hük Bu cevelânlarında, islâmiye- ne kuvvetli bir protesto te, hilâfete ve bazı tarikatlara recektir.,.. TAKSIM BAHÇESİNDE 9 temmuz. çarşamba akşamından İtibaren KE - Meşhör Çin arupu deriyi lübiyata başlıvıcakür HER AKŞAM KARA p5EK tarafından yeni nümeroların parlak muvafiakıyeti EE ELLİ ANADOLU SIGORTA ŞİRKET! Türkiye İş Bankası tarafından teşkii edilmiştir Yangın - Hayat - Nakliye - Kaza - Olgmol maliye Sigortalarını kabul eder. İZ Adres 4 üncü Vakıf han İstanbul Menâfi ümümiye namına Sıvas'taki Pası İabrikas ve gi mildtnın. heyeti muhamminece tahmin ve takdir olunan 7000) bedel ile istimlâki makamı Vilâyetçe. tasdik edilmiş. olduğu aldkadaranın müddeti kanumiyesi zarfında müracaatları “ilân ol sandal Sıhhi müesseseler mühayaal komisyonu riyasetinden: Şişli'de Çocuk hastanesinde! dilmek üzre münakasaya yaptırılacak 16324 lira 61 kuruş! muştur. Bu baptaki © Şan bedeli keşifli tamirat ve İnsaa-| ve keşitnameleri | görmiül tın tanzim eğilen clbaptaki ke-| SEM eeri, şifname ve şarthameleri veçhile | âZla izahat almak istiyen 29 temmuz 1930 salı günü saat mezkür komisyona müra 15 te kapalı zarf usulile ihale e-İr: ilân olunur. — © — Bune biçim hatıra defteri!) hissedecek olursa, çıkarır, — Sana evvelden söyledim) kesesinden verirdi, : — Peki, ne yaptınız? * — Bu, bir işe yaramaz. — Ne yapacağız, Seb Hurrem Haklı, gülmeğe baş|mık, bana borçlandı. ladı: ğ Nevres Vacit, dişlerini — Sen ö kadar bilirsin. .. Bu) datıyordu: gi defter, benim hafrzamın anahta| — Ne bulunmaz arkad ; İı z : rıdır. Şimdi okuduğüm : Cumar-| Hurrem! # tesi öğleden evvel Jülya ile bu-| - — Ahlâksızlığımı her luşacağız! Bak neler ifade eder?|ta yüzüme vurma. .. Tarihini de okuyayım:yirmi iki| O — Jülya, senin bu fedf mart.... Jülya, terziye elbisel gın: tabi! bilmiyor. 1smarlamıştı, provaya beraber) — Neden fedakârlık 0 gidiyorduk. — Sebati Vamık, bor Elini alnına vurdu: dememiştir. — Buldum, etrafile hatırlı) (Hurrem Hakkı, pa! kulaklarını tıkadı: — Hayır.. Zannediyorsun ki isin? yorum. Bu esvabın dikilmesi, şuyordu. İlani Hürrem Hakkı; odanın tara- ie P€ saya açılan kapısı önünde, yay- eli van bir koltuğa oturmuş, rüz- AYI xârın bahçeden topladığı koku- art içiyordu. Nevres © Vacidin gözleri kapalı idi, yalnız par- “ maklarının ucile trampeta çalar Ü gibi koltuğun kenarlarına vuru- rdu: — Hürrem, demek Belma, Julyaya benzivor? i bir mesele olmuştu. Jülya Paris) o — Ölüleri hayır ile ten hususi model getirtmişti.|niz! Terzi, bunu bir izzeti nefis mese| o — Doğrusunu söyle” lesi yaptı. Kendi kreasyonlarını) nız bu terzinin hesabın! zorla beğendirmek istiyordu.) öbür masraflarını, feda Ben, hâkem oldum. Belâya bakirını Jülya bilmiyor e ki, o sırada Sebatı Vamikın pa-| birinden haberi yok MW.» rası yoktu. Bütün bu hırıltılar-! birini olsun hissettirme dan, gürültülerden sonra terzi- m İng y , , düşünüyorum. — Cumartesi öğleden evvel| ye parayı vaktinde veremedik! kar. Fe ık, b Kalbinin, ateşe, heyecana | Julya ile buluşacağız. Vaziyetin vehametini tabiatile! o — Sen, bayağı ©! Nevres Vacit homurdandı: İjülvadan saklıyorduk. Jülya,isün! & z i — Kendini ayna, önünde zan tm? neder. y çi — Sevdiren tarafları çoktu. Nevres Vacit, bir şey söyle-* o — Belmanın mezacını, karak- mek istiyor, söyliyemiyordu. terini nasıl buluyorsun? Vakit vakit, hep bu tonda söze, — Bunu öğrenecek kadar İs- başlıyor, susacağı zaman ağzmı tanbulda durmayacağım. açıyor, kapıyor, vaz geçmiş gi-İ — İkametin uzarsa şüphele- bi duruyordu. neyim mi? Hiirrem Hakkı, kardeşinin bu| — O zaman İtal; gide- sıkıntılı tereddüdünü hissetmiş! ceği z is tezi i | — Belmayı aratmak için mi?. ve Nrüraa Hürrem Hakkı bir cigara vak! ih»iyacı vok mu? ben Belmayi. — Yok, yok... Öyle ei Nevres Vaclt durmuştu; Hür.'ne değiştirilen, günlü tarihli def el a5 Gi BİNE Min deği... yağa kalktı, kardeşine yaklaştı;) o Cebinden maruken kapir kü- — Devam et... — Onu — Buna kim mani olabilir? m — Düşünmek istemiyorum. Deiterin yapraklarmı çeviri- ım, yeni romanımla meş-| yordu: