Li adın tipi.. aza mi-çıkmalı ? M utl:.xkjı. k Çocukların açıkta denize girmeleri yasak edilmişti, amma... | Iki bohçacı k B Bilmem bu resmi gördükren sonra fazla bir söz ilâvesine lü zuüm kalır mı? İ Maamafih, biz, rastgelen köşenin ayak yolu haline gelmesin den biraz da alâkadarları mes'ul tutacağız. (800) bin şu kadar nüfuslu bir şehrin ihtiyacını sekiz on aptesane temin edemez Umumi meydanlarımız bile helâdan mahrumdur. Nihayet sokak ortasında sıkışıp kalan bir adamın — vaziyet kendisini bu gibi hareketlerde mazur göstermezse de şehri ida ve edenlerin de umumi helâların azlığını nazarı dikkate alma Iecı icap eder fikrindeyi: Sıcaklar iyice bastırdı. || Helk şu çocuklara bakm...|ler. yanı başında her gün böyle yülz * | İKayalıklar araşında köpüklü su| Küçük çocukların ve yüzme|lerce çocuğun başı boş dehize | İlarla nasıl cenkleşiyorlar. Dü-|bilmiyenlerin açıkta denize gir| girdikleri görülüyor. N | İşünmüyorlar ki küçük bir ihti-|meleri güya yasak edilmişt.| Bizde bir tehlikeli ypwu# gKİ . Ze yatsızlıkla böyle şakalaşırken Halbuki uzağa — gitmiyelim,|men'i için mutlaka bir kaç kâpı ai dalgalar arasında kaybolabilir-| Kumkapı deniz hamamlarının| çıkmasını mı beklemek Vözrti? * D Resimde gördüğünlz şu iki kadın, sıcak bir günde köprüden ——— —M——. — çerken alınan iki bohçacı kadınm resmidir. Bolçacı kadınlar, İstanbulun eski devirlerinden - kaları tip- Yerli o yun cak çıl arımizi hımaye edellm | krdendir. Miktarı gittikçe azalan bu seyyar satıcılar, kafes ar-| a sı ve harem — selâmlık hayatında müessir roller oynarlar- Oyuncağa senede yüzbinlerce liramız T ctuplarla kü- yi Ş . dua alır, köşe başlarında gitmektedir. | Çocukların bedeni ve fikrt nla beklenirdi?. L SĞ biyeleri üzerinde oyunca tığı tesiri bugün kimse itik. O kat kat bohçaların arasına s: mımlardan az mı bahş leri cevap az mı heleci miyor. gyımcak. yarın hayata atıla- çak olan yavruların elinde ha- yat levazımının birer küçük nü Taunesi demektir. Bir kız çocuğu, ilk sevgiyi be beğine verir. Bebek, evlât mu habbetini yarının anasına gayri şuuri telkin eden ilk - vasıtadır Bebek kız çocuğu için ne ise at ta erkek çocuk İçin odur. Kız ol sun erkek olsun çocuğun oyun- cağa olan ihtiyacı takdir edildik ten sonra evlâtlarımıza alacağı mız oyuncakların intihabı ka- lır. İtiraf etmeli ki, oyuncağın faydalısını, dayanıklısını değil, ekgeri; 4 y : .a:î-ırga pahalı olmasını tercih lar içinde küçükleri değil, kos-|ler qerzcesindı tekemmületti- Oyuncak yüzünden harice ver| koca adamları bile imrendire-| rlebilir. diğimiz yüzbinlerce Hranın yarı|cek zarif, şeyler vardır. Fakat! — Herhalde yerli san'at şubele-| sile yerli oyuncakçılığımızı kur|bu cicili bicili oyuncâklar, ateş| imizin inkişafile meşgul olunur tarmak kabil olduğunu hatırlı-|pahası olduktan başka, çabuk| , — A e G hu Erkek Lisesi talebesi kampta.. yalım. bozulan cinstendirler. uliyet arasında bir Bugün vakıa, Avrupadan yük| Ötede yerli oyuncaklarımız baree T"g ı.Y te faydasız ol gek gümrük ücreti venerek mem| var: Bunlar mevcut san'at erba| Yer ayrılması hiç te tayı leketimize ithal edilen oyuncak | bının himayesile Avrupanınki-İmıyacaktır. ne€ düşünüyor? r 'ğ Ha Şüpbe yok ki İstanbul mevsimin en sıcak günlerini yaşıyor, p Ç Gün ortasında bu sıcaklığın bazen insgan tahammülünün hud dunu aştığı da görülüyor. L Yollarda ince yazlık elbisesi bile vücudüne ağır gelerek ce- ketini koluna alan, güneşten korunmak için şemsiye ile yürü- yenlere sık sık tesadüf ediliyor. Bu seneki sıcakların bir fevkâlâdeliği yoktur. Bize fazla ge- lişi Haziran ortalarına kadar bahar havası yaşadığımızdandır. Nasrettin Hocaya demişler: — Hocam, şu insanlar ne tuhaftır. Yaz gelir sıcaktan, kiş gelir sıcaktan şikâyet ederler. Bir türlü kararları bulunmaz. O da: — İyi ama, demiş, ilkbaharla sonbahara kimsenin bir şey de diği var mı? Hocaya hak verecek günlerdeyiz. 500 lâmba ! Şehir meclisi, karanlık sokak ları aydınlatmak için muhtelif ŞŞ sokaklara 500 lâmba konulması iîın Elektrik kumpanyasına ta hüdünü hatırlatmağa karar . verdi. Kısmet olursa bu 500 lâmba konulacak. . Pakzat 500 değil aca ba 1000 lâmba on binlerce sokak Ü öseğ İği dünyat ü öpeü D ürekkep olat bir şebirin Gençlerden niçin geri öprü üstünde yan ge mmediği dünyasın-| — Köprü başı, köprü altı, köprü| tan müre " Oîınn da caîıı :ok'iı“ı.,v:îuk?rî.[;ıir ııî: du: n yarı geçmiş bir adam Dldu-ııüstü. hcpsı*haşkı başka bir â- bılmşyız ne kadar yerini aydın- Haline bakarsaz, hiç te iyil ğu no kadar belli... lem vesrelâm, , latır?,. Dalgın ihtiyar İstanbul Erkek lisesi talebesi bir müddettenberi Anadolu mavağında kamp kurmuş bulunmaktadır. | Resim, genç mekteplileri kampta, balık avlarken ve yemek thazırlarken gösteriyor. Talebe kampta geçen bayatlarından' Ha gayret.. Yüzme merakı, sade gençler | de olmadığına bu resim canlı bir misaldir. Bu yaştan sonra yüzmeğe alışacağım diye şu kadımcağızın boynundaki can| kurtaran simidile sular arasında | çırpışmasına bakınız. Hakkı da