“Fikir, illiyet D oAsrın Ümdesi “Milliyet” tir. | 3212 HAZİRAN 1930 kb* İDAREHANE — Ankara cadde: No, 100 Telgraf adresi: Milliyet, Te Telefon numaraları: Kstanbul 3911, 3912, 3913 . l ğ Kadınin son ruyası — Fransızcadan— ABONE ÜCRETLERİ ğ Türkiye için Hariç için | — İkisi de otelin balkonunda o-|mek lâzım - gelirse,. delikanlı aylığı — 400 kuruş 800 kuruş/turarak karşılarındaki: güzel tayyareciliğe merak etmiş, bir " 780 1400 |manzarayı seyrediyorlardı. Ge-)kaç kere deuzun mesafel: 1400 |se olmuştu. Ay olanca ihtişami |uçarak cesaretini — göstermi ZL |le denizi parlatıyor, tatlı bir| Havaya büyük bir aşkı vardı. * Gelen evrak geri verilmez — | y L D Genç ka-| Servetinin bir kısmını da hava B Em n grgkalir 14 =ı=ı din: juğrunda sarfetmekten zevk alı- k Vö GüLeeyü: Gir dğe — Ah,ne güzel... Bak,ne gü- yordu., Yalnız evlenirken genç K sadar mrrliyeder (20 dedi. n güzel zevcesi, yaşlı müderri- | Erkek onun memnun olduğu nu görmekten mütevellit bir se t İvinçle: — Demek :aemmunsun, de-|aldıktan sonra di... Sonra kadını kollarının ara ğilsin!... . Kadın birdenbire: Delikanlı bunu vadetmişti.Ar — Korkuyorum, dedi, kendi-/ tık uçmıyacaktı... Halbuki ken- İmizi çok mes'ut görüyorum. di kendine onun pek büyük ih Bundan korkuyorum. tirasları vardı. Avrupadan A Kadının babası âlim bir mü- merikaya tayyare ile gidip gel l EKArE İderristi. Damadının da bir ilim meği, hatta kutuplara bile uç WC Garip bir kontrol — | ; fen adamı olmasında ısrar e- mağı düşünüyordu. Fakat izdi- Üsküdar | diyordu. Fakat genç Letort hiç| Vaç bu emelleri altüst etmişti. bir yüksek mektepten şehadet- işti. BUGÜNKÜ HAVA BDün hararet en çok 40 an az | İZ derece V Bogün Size bugün yine mvaylarından bahsedeceğim. Ciddi söylüyorum bu tramvay- ' lar şöyle tetkik edilse her gün| |, yeni bir mevzu verir. Bir hafta| Ü Gır dikkat ediyorum, ne zaman btramvaya binsem biletçi gelip bilet kesiyor ve bana değil he-| r men ensesinde gelen kontrol Ui esuruna veriyor. O da bile-| 1 konunda mehtaba karşı sevgili z mühim bir serveti var- zevcesile otururken hatırına ge dı. Halbuki işsiz, güçsüz, sade ne bu tasavvurları gelmişti. Ha- servetlerini yemekle meşgul o-| vadaki emellerini izdivaç ile be- lan gençlere karsı yaşlı müder-|raber gömdüğüne hiddet e! ris şiddetli bir nefret duyardı. yordu. Dalgın, dalgın düşünür- Fakat kızı bu genci sevmişti. le Onu bu muhabbetten vaz geçir- neşesizli Oo mek imkânsızdı. Nihayet iste-'na da manasız cevaplar — verdi, miye, istemiye yaşlı müderris/ fakat kadını tatmin edemedi. bu zengin, fakat işsiz, güçsüz | Esasen buna lüzum da görmü- gence varmasma muvafakat et- yordu. Devrisi gün otelden çı- i. Şimdi de bal ayını geçirmek | kan delikanlı bir kaç saat sonra üzere güzel bir yere gelmişler,| döndü, zevcesine: mühteşem bir öotelde oturuyor-| — Haberin var mrı, sevgilim lardı. G ocanın Ssade zen-| dedi, gidiyorum. ginliğinden ve hazır para ye- kten başka bir işi olmadığını | cevabet düşünerek hiddet etmekte kı| — Tayyareci arkadaşımı bi b ünde demetten ye- ni kesildiğini gördüğü — halde (Wi ayarına bakar gibi kemali dik- İ katle numarasına ve - çızgisine B bakıyor ve bileti bana - veriyor. H 'sasen İstanbul — tramvayları ha umumi söyliyelim, Gstanbulun bütün vasıtai nakli- iyesindeki kontrol dünyanın hiç n Üsküdar mnvayları ise İstanbul tram- | | | suallerine erde| -|eden ecnebilere pek Fena bir te- Şimdi muhteşem - otelin bal-| Makla pliler — müsahakası Köprümüruriyesi kalktı.. | 56 ıncı haftanın 5 inciliğini | |Galatasaray lisesinden Muzaf- fer Cevdet Bey kazanmıştır. Ya | Zısi şudür: Sopr Beuhen'deki maç.. 4-0 mağlüp vazıyette Nihat ve Şadlinin gollerile oyun 4-2 bitti. 5 Galatasaray ın Beuthen'de yaplı- tı. Fakat ne yapalım ki devre başlar $ ikinci maçın akabinde tayyare pos| başlamaz güzel bir hücumla — enlex | 1Haziran 1930 dan itibaren | tasile gönderilen bir mektubun maça bir sayı daha yapmışlardı. 4--0 va- İstaabul hallâa Tilçei ra ile *it kısımlarını aşağıya dercediyoruz : inden kurtulmak kolay — olma- KA 1 köprüyü para ile ”— » Bükreş büyüklüğünde | makla beraber tğraştılar ve bi vas |geçmekten kurtuldu. |bir şehir. Daha iki saat — mesafeden| ziyette iki sayı çıkarmağa da muvaf Esasen ; İstanbul - köprüleri | müntaram futbol 5:)'ılınıburıd: iyi| k oktaliti T golümüzu igüzel bir | n i bir takınla karşılaşı(lacağını anlatı- | akınla Nihat, ikinci golü de bir geri jtöüruriyeireaminin. kaldırdmasi | — S h. ıym Bağiatir eati ”| pasınd Thbbikeiri | dalle: belik ' dükre |ötedenberi 'düşünülüyordu. Ge- xo zubuşarki Almanya şampiyonu ol-| nan Şadli yaptı. çenlerde B. M. M.inde bu hu- dugunu, bize verdikleri fotografların-| — Hasım takım mükemmel, seri ve îsusııkı kânunun kabul edilmesi | daki yazıdan anladık. kuvvetli. Mektubumu tayyare posta-| wi İstanbullular büyük bir se İstasyona çıkdığımız zaman YL”' sına yetiştirebilmek için daha fazla | İ vi T lerce halk ile Belçikadan gelmiş bizi Wıuuçîe k_;ırşv"'“' .. , |bekliyen Şadli tarafından karşılandık. Köprü pârası, İstanbul gibi| Halk çok kibar ve çok misafirperver medeni bir beldenin ortasında, Bizi fevkalâde bir samimiyetle karşı- bilhassa memleketimizi ziyaret ladılar. Beş dakika mesafedeki oteli- mize giderek yarınki maça inlizaren & Listirahata çekildik. |sir veriyordu. Bu paranın kalk-| .. Saha otomobille ön dakiküi möse- |ması ile Emanet bütçesinde hu' tede ve tamamen çimen. 200 metre | |süle geleri açık nakliye vasıtala' uzunluğunda, 200 metre genişliğin- | rma cüz'i bir zam yapılmasile)| de. 40-50 metre derinliğinde bi ha b vuz farz ediniz, iki tarafına ka Kapatılnışt, iki büyük tribün oturtunuz, — stadı jşekli meydana çıkar. 2-3 bin kişi isti ap eden bir de balkonu var. Stadyom ceman 30-40 bin kişi alır. Bizim ma- ça 10000 kişi gelmişti. Galatasaray takımı şöyle teşek- kül etmişti Avni Burhan Mitbat, Suphi, Nihat, Hüseyin, Şadli, Limbeck, Rebii, Ke-| ik. | Medeni dünyanın hiç bir ye rinde görülmiyen bu kurunu vustai çirkinliğin ortadan kal- dırılması İstanbul halkının aza- mi memnuniyetini mucip ol- müştü. | 85 sene devam eden bu sakim |usulün ortadan - kaldırılmasına canla başla çalışan kıymetli Da hiliye Vekilimiz -Şükrü Kaya Beyefendiye İstanbullular ne kadar teşekkür etsek azdır. çimen cularımızı çok müşkül vaziyet- şırtıyorlar. Bu süretle on beşinci da-. £| kikada Hüseyin kendi kendimize ilk gölü yaptı. Bunu lakika hasmın seri ve mahirane bir hücum- la yaptığı il üncü göolü takıp etti. Yavaş yavaş ı*ıeı çare arıyorlardı. — Ondan ne haber, rabildi. diye so- Kimse bir şey bilmiyordu. Ve rilen tereddüt cevapları hasta kadmı hiç temin etmedi. Gözlerini gene kapadı. İdetli bir nöbet içinde İruyalar görmeğe başladı. tayyarede uçan kocasına yetiş Şi | devi 0 aleyhimize bitti. — Şid: Maçın devamı & karışık Bir yor Şlik asında — maçın HER AKŞAM BÜYÜ RAMI BÜTÜN lâtı adım adım £: Kemal Şefiğ'i de miktofonun ö- e getirerek bir kaç şey söyletti- tafsilâti ikinci mektubuma bırakıyo- || Waylarma taş çıkarır. Biletçinin irdından ayrılmayan — kontrol gördünüz mü? Bizim bildi- imiz kontrolun krymeti âni ve itakattı olmasındadır. Yoksa Hletçinin ardından ayrılmıyı ontrolörün biletçiden farkı ne Edir? Öyle ise bileti ona kestir- ünler değil mi? zın babası o kadar da haklı de- | lirsin ya.. İşte o bugün hareket mek için olanca kuvvetile koşu- ğildi. Çünkü, doğrusunu söyle- | ediyor. Amerikaya uçacak... Fa Yor, fakat yetişemiyerek düşü- ' beni beraber almağı unut-| Yör, uçurumlardan yuvarlanı- Geldi, beni - buldu. İs- | yordu. O geceçişte böyle geçti. maca oynamaktan, el ele — kol|ter istemez gideceğim. crmkd Devrisi gün hep gene böyle nö kola” oynamaya vakti yok ki...| bu teklife: |bet, ateş içinde geçti. Akşama Bel ki Sadun B. arkadaşımızın| — Olmaz gidemem, zevceme| doğru hararet daha artımıştı.. nasıhati üzenine el ele verme- | söz verdim diyemezdim. Dü-| Hekimler âciz kaldıklarını iti- ge karar verir. İşün, sevgilim, Meşhur bir tay-|raf ediyorlardı. Genç kadın o miştir, Mubarek zatin köşe kap- | mamış... ler; Kemal şunları söylemiş: 'Saha çimen olmasa daha iyi oyna rıa, belki de galip geliriz. Maamafih ikinci devrede galip gelmek için ga yret edeceğiz' İkinci devrede, Limbeck sol mü- dafi, Mithat merkez muavin, — Nihat merkez muhacim mevküne almmak suretile takımım şekli değiştirilmişti. Bu devrede Galatasaray, Kemal BÜYÜK MÜYAPFAKİYET tekmll yeni |yarecinin zevcesi olataksın.. Büyük |akşam gözlerini büsbütün dün-| Şsfiğ'in radyo ile ilân ettiği gibi ha İlâhi Sadun Galip B. Bizim “Milliyet” in — spor Muharriri S. Galip B. bize sık (8 (Bik spor haberleri ve bazan da Tecrübe yapılacak! Kandilli rasathanesine kona cağı senelerdenberi söylenen “Sismograf” nihayet konmuş. | Bu genç kadını memnün et- medi. Göz yaşları biribirini ta- kip etti. Fakat zengin ve işsiz İyaya kapadı. Ölürken, uçan bir eyi tutmağa uğraşır gibi ümit- iz bir hareketle kollarını uzat- |mış! por nasıhatleri verir. İki gün vel spor sayfasında Fenerbah klübüne karşı bir cevap ver- ik için iki tane almanca kâ- t klişesi bastırmış. Ben de dim B. biraderimiz gibi al- i gem için g kâğıtlar bana reçete te'siri ptı. Yalnız uzunca makalenin delikanlı, kain pederinin beğen .. Sotra kolları düştü. Ar-| mediği genç damat demir - gibi| tık ölmüştü... | kararında sebat ediyordu. Uçan delikanlı ne oldu?.. A- Zevcesi o gün kocasından ay- merikaya gideceği söylenen rılırken ağladı, fakat hayırlı av. tayyareden hiç bir haber yoktu. det temenni etmekten başka bir, Fakat bu husustaki endişeli su şey yapamadı, Delikanlı gitti.|allerin cevabı çok geçmeden Kadın da o gün derhal trene bi ge Gazeteler bir iki gün nerek Parise babasının, anası- ya malümat veriyorlardı. ıııuı yanıma geldi. O gece kac Geçende de yazdığım gibi 930 haziran ayı cidden müstesna bir ay, olması geçiken her şey o ayda oldu, köprü parası kalk- tı, Yunan işi bitti, nograf kondu, belki — balık kavağa da bu ayda çıkar... Maksat bu de ğil. Sismograf konduktan son ra mütcahhit para için Rasat: | an kat lümat feci bir mahiyette munda Efendiler ayıptır, el ele verin sporu yükseltmeğe çalışm!” üyor. Bu nasihat çok yerinde- ,Çünkü Sadun B. biraderimiz yaru vefakâr ve kaladarı olan lmtaka reisi el ele — vermesi Şğeklif cedilenlerin clini tutmak öyle dursün mımntaka merkezin | leki Foederasyonlar — evrakını pı dısarı atmaya karar. ver-i gerek. hane müdürüne — müracaat et- miş ve şu ceyabı almış: amma tecrübe — etme- den, iyi işleyip işlemcdiğini an- lamadan nasıl para verelim? mdi adamcağız - uzaklar- r zelzele olmasına duacı 1 alsın, Zelzelenin ar- ği yegâne vak'a bu olsa FELEK sürhan Cahit lanberi beraber - çalıştıkları bu| bizim patronun da başını yeme- tazıhanede biribirlerini o kadar si i anlamışlardı ki, baba oğul| — Başka işler nasıl? ü sevişiyorlardı. Ve mühen - | — Başka işler eskisi gibi.. Ye is Alâeddin genç karısının ora ni iş yok.. Ve işi asıl bozan da çalışmağa ihtiyacı olmadığı bu... Küçük para sıkımtısı gö #jalde patronuna karşı hörmet-' müyoruz. Fakat patron büyük İrlik olmasın yazıhanedeki me isine devama müsaade eder- hesaplarını idare edeceğim di - Nuri Beyin nezaretinde ol! ye göbeğim patlıyor. için endişe etmiyordu. L Kredi hesapları nasıl? İki emektar arkadaş konuştu-| — — İyi değil, hesabı cari » Nuri Bey ona patronun son dört gözle kontrol ediyorlar. anlarda çok huysuz - oldu -| Santim aştı mı şıp diye kesiyor lan şikâyet etti. Banka he-./ lar. larının daraldığı haberini | Genç mühendis ondan daha . Ve sonra yavaşça fısılda-| bazt malümat almak istiyordu ki Tosun patronun geldiğini ha Cevdet Bey yeni bir kadın| ber verdi. şiyor, şu tütün kıralı Galip| Alâeddin Bey hemen Cevdet iren bir kadın var.| Beyin odasına geçti. iflâs ettir te o... Korkuyorum bu kadın| — Patron salonda idi. Onu gö- şekünlar çekmeğe alıştı. Banka | laçmuş, kimbilir hangi “ bulutla İrın arasında gidiyordu. Genç kadın kimseye bir söylemeden kendini bir kana- penin üzerine atmıştı.. Kimbilir kaç saat sonra kendine geldiği zaman yatağınin başi- ucunda bir takım adamların yavaş, ya- vaş konuştuklarını anladı. Ken- disi kimbilir kaç derece hararet te yanıyordu. Toplanan hekim | şey rür görmez güldü: — Sen İstanbulu özledikçe kalkıp geliyorsun yahu, dedi. Mektubundan bir şey anlıyama dık, ne imiş bu mühim işler ba- |kalım. Cevdet Bey bu ifadesile bu gelişlerde Ferdanın tesiri oldu- gunu anlatmak istiyordu. Genç mühendis ciddi ve hür| metkâr onun peşinden — tekrar salona girdi kapıyt kapadılar. Cevdet Bey seslendi: — Tosun bize kahve getir. Ve mühendise dönerek sordu: — Eh anlat bakalım, ne var, ne yok, işler nasıl? Alâeddin Bey izahat verme- ğe başladı: — İşler iyi efendim. Yeni fo- toğrafiler getirdim. İnşaat çok mükemmeldir. Yalnız on beş gün için faaliyet durmuştur. Fa kat kum ve taş nakliyatı devam ediyor. Son mektubumda yaz- mıştım zannederim, Asıl su taz yikine dayanacak kısımlara put rel bağlamalar koymak mecbu- ri. Sonra orada tedarik - ettiği- miz çimento iyi cins bir çimen| i. Zavallı tayyareciler düşmüş ler, cesetleri denizde bülunmüş | tu. Verilen malümat karşılaştırı- lınca anlaşıldı ki zavallı, genç, zevcesinin öldüğü akşamı o sa- atlerde düşmüştü. Kadmın ümitsizce kaldırdığı | hasta kolları işte bu suküuta mâ- İni olmak içinmiş.. İ ;to değil..... Çatlıy Hiç olk- mazsa asıl tazyiki tutacak kı- sımların harçını birinci - malze-| meden kullansak. | Bendenize açtığınız hesabı cari bitti. Samsundan gelirken bankada hesabımıza baktım. Yetmiş, seksen bin lira almışız. Siz esasen seksen bin liralık bir hesap açmıştmız. Sonra dedi-! ğim malzemeyi behemehal bu- radan tedarik etmek mecburiye ti var. Cevdet Bey dikkatle, kaşları çatık dinliyordu. — Peki, mukavele mucibince ikinci taksiti alacak kadar in- şaat yok mu? | — Hemen hemen o dereceyi| |bulmuştur. Eğer biraz himaye etmek isterlerse ikinci taksiti vermeleri mümkün esasen bu ikinci taksit bizim bütün yükü İmüzü hafifletecek. Bir seksen bin Hra daha bendin mühim masraf yiyen kısımlarını ikmal ettirir. Cevdet Bey: — Pek âlâ, dedi. O halde rapo- rünüu yaz, , kikatan galip gelmek için çok uğraş- Mizahn, Edebiyat, San'a' | Yenineşriyat TURK SPOR 37 inci nushası bugün çıkli Avrupada son spor leri. İstanbul ve İzmi: maçlarımın tafsilât ve resimlefk Denizcilik yazıları. Türk bu. nüsbaslle karilerine kıymıet? bir spor hatırasıtı da Nâve © Jarak verlyor. “MİRATON” lıAŞTILLERl v e ELEKTRİ vantilâ törleri Hayriye İskelesi No 10, Üsküda; K VARYEVE PROG- YENİ TRUPUN ve MÜZAFFERİYETLERİ Yarınki Cuma günü saat 5 te programla Matin nn HABERİNİZ VARMI? — Yahu duydun mu? — Hayır, ne olmuş? — 1930 Türkiye güzellik krali çesi Mübeccel Namık Hanım COLUMBİA Bunda şaşılacak ne var? Hilkatin her güzelliği bir a: rada vermesi... Yüzü, vücu- dü kadar seşini de güzel yaratması. Peki, bunu dinlemek için ne yapmalı ? Çok basit£ COLUMBİA markalı 17160 a0maralı “MÜBECCELİM, BEN!, Plâkından bir tane COLUMBİA plâkları satan umum gramofon m — Rapor yanımda. Ben ihtimale kargı, nafra müfettişin den de rapor aldım. Mühendis Alâeddin bir kaç Cevdet Bey sevindi: saat içinde aldığı tafsilâttan, — Aferin, bravo,. dedi. Ver| patrondaki bu buhrarım sebep- bana raporları, ben çaresine ba|lerini pek iyi anlamıştı. Kadım karım. ve para tren yolu gibi biribirine Ve mühendisin uzattığı ra-| müvazi iki hat halinde gitmez- porları protföyüne koyarken mı se böyle sarsıntılar muhakkak- rıldandı: Pt — Seksen bin lira epey para| Böyle işlerde tecrübesi olma- dir. İmakla beraber genç adam Cev- Zihnen o kadar meşgul, para det Beyin bu vaziyeti karşısın ya olan hassasiyeti o kadar şid-|da derin derin düşünceye dal- detli idi ki ne zamandır görme- dı. diği mühendisile başka şeyler| O sanatınm en güzel bir nü- konuşmağa lüzum bile görme- munesi olmak üzere başladığı di. bu mühim bendi hem memleke- Telefonla mecliste Nusret te hizmet hem de yerli san'at- Beyi aradı. Bulamadı. Her ihti- kârların muvaffak olacakların- male karşı onu bulmak ümidile dan şüphe edenlere bir dersi yazıhaneden çıktı, otomobile 'ret olmak üzere bütün zekâsı ve atladı. Meclise gitti. |dikkati ile bitirmeğe çalışıyor- Alâeddin Bey, Ferda, Nuri du. Bey onun bu hallerine hayret — Ve sırf bu arzu ile İstanbula ediyorlardı. Cevdet Bey ne ted- tekrar gelmi patrondan yeni birli, ne ağır başlı,ne temkinli tahsisat alarak istediği malze-| bir adamdı. Şimdi hem asabi meyi tedazik etmeğe karar ver-| olmuştu, hem de o eski itidali Halbuki Cevdet Bey kalmamıştı. Küçük bir şeyden kendisinden fezla paraya ihti-| öfkeleniyor, olmıy: nirleniyordu. ik şeye si- alıp dinlemeli ! ağazalarında arayınız cı olduğunu ğgörünce mütee: olmuştu. Nuri Bey, Ferda ve genç hendis öğle yemeğine yazıhanede dertleştiler, hep beraber yemeki yemek re çıktılar. Cevdet Bey Nusret Beyin onu nihayet Arnavut ki ki otelde yakalamıştı. Eline geçirdiği genç bir kı? baş başa kalmak için otelin ka salonuna çekilen Nusret ye gittiğini yalnız Sedat liye söylemişti. Cevdet Bey ÇEKER Kp Ça harektf eki MAk EŞERLİ n | | j İ j | KA e LEÇ A L | vîgq tnl Bahçesi na mecliste tesadüf edince Bi öğrenmiş ve derhal Arnavut F katen pek toy enziyen kızın ibirlerinden cesar rak eğlerimeğe başla muştu.