|varıdı.. Lâkin mehlem — (mer- HMikir, * u . |bem) gibi.. Pancar turşusuylan Milliyot S zz Asrın Ümdesi “Mülliyet” tir. | YENA tesadüf edilir. Edilir am 7 HAZİRAN 1930 vaya da adam bindirir- koklanmaz ya! İDAREHANE — Ankara caddesi ğ | Biz sadece müstahdemin e- ©D No 100 Telgraf adresi: Milliyet, Te o dilerimizin — sarmısaklarına müdahale ederiz. Amma günün birinde ttamvay — amelesi bir gtev teşebbüsü yaparsa makul Mütalebatı arasıma “istediğimiz| zaman istediğimiz kadar sarmı sak yememize mümncat edil- memesi,, ni de muhakkak sıkış, tırırlar.. - İkinci tedbiri — izhtan evvel Gelen evrak geri verilmez — bir fıkra nakledeceğim: Vakti- " ..|le çok iyi tavla oynıyan bir ya- ""—._“'“",'."_'____:',',' Ak ee için | budi varmış.. Çok usta olduğu müdüriyete müracaat edilir. — |için zamanın en büyük adamla- Gazetemle ilânların mes'uliyetinl |çi içindeki tavla meraklılarile S ea ieyıuıcıı.'ı gibi mutavassıt veya aşağı tabakaya mensup adam- BUGÜNKÜ HAVA Jİtarla da oynarmış.. Fakat bu o- Dün heraret en çok 19 en az | yun esnasında karşısındaki kü- Üo Gerece Wi Bügün süzgar || feci bile olsa: İtmütehavvil hava bulutlu olacaktır. — At sultanım! Dübeş sul- Blane tanım / diye daima ihtiram ke- |limeleri kullanırmış. Bir — gün |gene böyle birisile — oynarken Jayni şekilde: Wken ağzı Telefon numaraları: — | İatanbul 3911, 2912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ 2700 yazısı — At sultanım! gibi hitapla- İki tedbir ! ra başlayınca karşısındaki kız- İmış ve: Bıcaklar basınca tramvayla-| içi bir nevi hastaneye dö- e ner... Bir taraftan sıcağın diğer tan kalabalığın tesirile si-| lerde ve vücudün uzvi vazi- lerinde bozukluk peyda olur. $ Onun içnidir ki yazın tramvay 'aları daha çoktur. Bu gibi valin mümkün olduğu kadar önüne geçmek için bazı tedbir-| T vardır ki, haddim olmıya- ik bunları Tramvay - şirketi- tavsiye edeceğim. Bilmem sarımsak sever mi- — Ulan benimle alay mı e- diyorsun?.. diye çıkışmış, Ya- budi de işi izah etmiş: fecilerlen uynamam, paşalarlar buyuk adamlarları uynarım. E. ğer sana “At ulan! Dübeş be/,, dersam agzım alışır, yarın obir yun paşalara da — boyle söyle- rım! Anladırı mr sultanım?.. Tavlacı Yahudinin fikri çok doğrudur,. Bu fikirden hareket ederek tavsiye olunur ki kon- . |düktörlere ayda en az bir hafta 2.. Ben'bayılırim, — zeytin! , 1o0 birinci mevki arabalarda h iç bakla, — kabak kizart. (,i .e Ça L z telikle mev ğ ması, ve kalyesi, semiz ota gi-| p: met Vezmci. Pöylci! t Üi yemeklerle ne yakışır?. Yal V Müşterilerinin tesiri altında MİLEİYEZ Mizah, Edebiyat, Geçen makalemizde hafler hakkmdaki mütaleaları birer bi rer saymış ve tetkikini bu ma- kaleye bırakmıştık. I —1" meselesi; iya —İki sene evvel teklif ettiği miz gibi — “Y” harfil ,noktasız veya işaretli bir “ ,temsilden başka çare yoktur. ;Umuümi arzu “y,, nin sadasız |harfe tekabülü tarafında > görül dü. Zaten “y,, sadalı harf olursa İsadasız “y,, harfi olarak “j., yi | kullanmak icap ediyordu. O hal |de ise “j,, ve “y,, gibi kuyruklu harflerin tevalisi yazımıza bir nevi Islav yazısı çeşnisi vere- cekti. Bu sadalı harfi “i,, üzerine bir trema ile göstersek “ö,, ve “ü, de inceltici rol oynıyan trema ya burada aksi iş gördürülmüş olacaktı. İşte noktasız “r,, şek- lini bu zaruret doğurmuştur. | — Bu harfin üzerine el yazısın- “da zaten bir işaret konmakta- dır. Matbaa yazısımda meselâ () gibi bir i konabilirdi. uğul şikâyetleri artacaktı. Bu harfin “7”, ams «ms, «u» harflerile beraber olduğu za- man sebep olduğu ileriye sürü- 'len kargaşalık göz alışasıya ka |dardır. Bugün yeni okuma öğre nenler ve çocuklar bizim gibi eski yazı 'dıkları g yorlar. El yazısında ne konan (7 Kalın “1,, sesini veren harfi | |dir. Bilâkis o harflerin y jolan sesleri gösterdiklerinin şek |E bir alâmetidi: /(teretor ve cacığa ne buyurur- sunuz?.. Alimallah enfes şey- dir. Yalnız mübareğin başkası taralından — yenmesine taham- ç mülüm yoktur. Ve zannederim n yanında olanların hiçbiri tahammül edemez. Davu- n sesi uzaktan iyi geldiği ka- sarımsağın kokusu fena ge- Sarmısağı — gelin etmişler| kırk gün kokusu meydana mış diye bir mesel vardır tahmin ederim ki bu söz eski sarmısaklar hakkında söy- imiş olsun! Çünkü hali hazır- da kokusunu değil kırk gün ha- tta beş dakika saklıyan sarmı- — ilâç için arasanız — yok- , İşte bu mülâhaza iledir ki| evvelemirde| ktör ve kontrolörlerine mvay şirketi tamim yazarak — bilhassa ları — sarmısak — yemeyi benetmelidir. Böylelikle ara- içindeki — tesadüf edilen geylerden biri — ortadan ış olur. Vakıâ tramvayda ak yemiş kondüktör ve trolör değildir. Samatya, urtuluş, Beşiktaş , Ortaköy, glarbaşı gibi semtlere işli- buna bilhassa dikkat etmiş! ü Hâle herkese karşı ol- gibi onlara da hem sami- N hem vekarlı görünüyordu — Maçkadaki mükellef villânın ni “Aşk yüvası,, koymuşlar- Miraya devam edenlere (Fi- ine) nin sevdalıları deniyordu. — Yarı kıskançlık, yarr hu ihtiyacile etrafta alıp yürü- bu sözler Hâlenin kulağına ile gitmiyordu. O, her akşam otomobille Bü tükdereye kadar gidiyor, kır- inip dolaşıyor, hava fena bu gezintiyi Bebek, Hi- r tarafında yapıyör, hava alı- ordu. Bu gezintilerde nadiren det Bey de bulunuyordu. Bir Cuma günü Cevdet Bey, ile ve o gün nota getirmek » villâya uğrayıp yemeğe ka- müşteriye daha yumuşak hitap bünun kullanılması esasen mec | |Iıı'.',rıpı'ğıyı ıılıııî' veı;:ıınyü;d::bnrî değildir. Fakat bu hafleri| atırtı çıkmak ihtimali kalmaz.| OKümakta güçlük verici vaziyet| İİtiraf etmeliyiz ki ikinci araba, lerde kullanmak faydalıdır. lardaki bilet alışverişi pek de| I1 —*Ö,, ve* mokratça cereyan eder. İşte si- ze bir iki formül: , Meselesi Bu iki sadayı işaretsiz olara | kullanmağr'teklif etmiştik. Buri . CUMARTESİ C MTAZIR )e 1N30 Hariülerden bazılarının işaretli ve biribirine benzer olması mühim bir mahzur mudur ? | | şabehetten çekinmek zaten im-| kânsızdır. Esasen meselâ «b,| &, p> harfleri de matbaa yazı- sında pek âlâ biribirlcrine ben-| zerler; «ma ile em nin müşabe | . e bir adam de- hetleri de göz önündedir. GÖŞ ANARAN Getebir YAt de Bu halde «—iv, #0—ör «u— . gildi: Otuzu geçkindi. Sıhhati ü» müşabehetleri bir kusur ad-| yerindeydi. Hatta hiç nezle ol-. dedilemez. (duğunu — bile hatırlamıyordu. Hatta bilâkis sadalı harflerin| Kendini iyi muhafaza ederdi. Türkçedeki karşılıklı ahenk ka| Fakat sıhhatten başka servete nunu, böyle kalını ile incesi ara de malikti. İstediği gibi yaşıya sında yalnız bir işaret farkr olan bilyordu. Fazla olarak bekârdı. sadalı harfleri bir nimet addet- tirmelidir. Bekâr dost Doğrusunu söylemek lâzım Kendisinin saadetini arttıran |daha başka bir amil de vardı: Göz şaşırtan Tu—ü—ü> wıî Kıymetli bir dosta malikti. Bu «—i—İ» serilerine gelince, «o»| dostu mektep arkadaşı — idi. O ile «ö» arasında böyle bir şeye! evlendikten, güzel bir zevcesi rast gelinmemesi de gösterir ki' olduktan sonra da bu iki dos- bunlardaki güçlük en ziyade u- tun arası açılmamıştı. Kendisi zatma ve inceltme işaretli olan bekârdı ve bekâr kalmağa ka- «ü> ve «İs den ileri gelmekte-'rar vermişti. Yalnız bu iki dost dir. tan bekâr olanı, evli olana kar- | Bu noktayı ileride cişaretler»| şı pek zayıf ve muti bir vaziyet- | bahsinde tetkik ederiz. teydi. H — «Çe, &ç» ve uğe mese- Bu itaat o kadar artmıştı ki lesi: dostunum zevcesine karşı da ay ni süretle zayıf — bülunüyordü. Bu itaat neden geliyordu?.. Sa- dece bir takdir hissinden.. Fa-| kat aralarındaki ahenk hiç bo- zulmıyan bu üç kişiyi anlatır- a Ş |ken şunu da ilâve etmek bilhas, Altlı, üstlü işaretlerin yazı- ça Jazımdır ki ailenin bu bekâr da eli durdurarak hep birden dostu hiç bir zaman eski arka- ve çabuk yazmağa güçlük ver-| daşınım zevcesine âşık olmayı diği inkâr edilemez. Şu kadar düşünmemişti bile.. Karı, koca ki bu güçlükten bütün bütün | hep görülecek işlerini ona ha- kurtulmuş hiç bir yazı yoktur. yale ederlerdi. Kadmı gezdir. Evvelâ her lisanda «iv ve «jh'mek, görülecek şeylere götür noktaları bu haldedir. mek bu bekâr dostun — vazifesi| Fransızcada hem - «ço, hem) idi. | de üç muhtelif şekilde aksan ve| Bu müşterek hayat hiç bozul| bir de trema vardır, madan altı sene devam etti.Fa- Vaktile|bu mahzurları müm-| kat bir gün birdenbire çıkan bir kün mertebe azaltmak için «ge| hâdise, bu —müşterek saadeti şaretsiz olarak kaide ile| bozdu. — Fakat bunda ne bekâr tesbit etmeği, «ş> sesi için «xw| dostun, ne de kadının kabahati İvardı. Mes'uliyet — kocada idi. unla beraber madam ki bu şe-| Genç, güzel, fazla olarak sadık killer şimdi bir buçuk - yıldır; bit zevcesi olan adam, tiyatro- Bu harflerin «c, s, g» harfleri| € benzemeleri bir kusur değil-! | — Hiş, sana bak - sakalir, bi- let?.. — Hanım teyze nereye ka- dar?.. — Hadi bakalım hemşeri?... Arkada asılı olan çocuklara — Ulan ötekinin berikinin ev| Vâtları! Yetmez mi?.. Has ahır- dan mı buldunuz! Ve saire ve saire.. O bir ayrı FELEK Harik ve hayat üzeri icra eyleriz. Sigortal, şeraiti Aemesi bulunmay, gurhan Cahit lan Nazmi Vasıf akşama doğru bir Büyükdere gezintisi yapma ğa çıktılar. Güzel bir vardı. Sekiz silindirli otomobilde Hâle sağda, Cevdet Bey orta- da, Nazmi Vasıf solda oturu- yorlardı. Bentlere kadar gittiler. Oto- mobilden inip yukarş bende ka dar yürüdüler, Kalabalıktı, bir çok otomobiller vardı, Cevdet Bey bentleri dikkat- le gözden geçiriyordu; — Bizim Zigana bendi böyle olacak-Hâle, dedi. Ve sonra i- çini çekerek ilâve etti — Ah şu bendi bir bitirebil- İsek! sonbahar havası Merkezi İdaresi: Galatada Ünyo x şehirle Telefon :- Beyoğlu - 2003 temsil için ya eski lâtin imlâsı- nın bitişik '“a e,, ve bitişik €-| €» şekillerini, yahut Fransız ya İzisinin “ou,, ve «ewe gibi çilt |harfli şekillerini almak lâzım| gelirdi. Bitişik harfler şekilce çok çirkindir. Fazla olarak za- ten trema işareti bitişik “e,, ye- Tini tutmak için icat edilmiştir. Çift harflere gelince bunlar işa- retten daha az mahzurlu değil- dir. Harfler arasında az çok mü-| Türk sigorta şirketi ne sigorta muam arı halk için müsait havidir anındadı aH 8 aceh! rın (Suyun sesi) ismindeki ese- rinden bahsediyordu. Döndüler. Cevdet Bey Kalenderde bir Ççay içmelerini teklif etti. Fa- kat Hâle geç olduğunu söyle- di, İstinye yokuşunu çıkmışlar- dı. Bir çok otomobiller yolu toz duman içinde bırakmışlardı. Şoför Cemal öne geçmek i- | çin gaza bastı. Otomobil yıldı- rımlanmış bir bulut gibi — ileri atıldı. Bir iki otornobil sağa ka- çıp bu kendilerinden — kuvvetli makineye yol verdiler. Önde bir araba kalmıştı. Şoför Cemal dikkat edince bunun Ahmet Sa- mi Beyin yeni metresine aldığı otomobil — olduğunu — anladı. Hatta içinde — Ahmet Sami ile! genç metresi vardı. | Patronunun — rakibini önde görmek şoförün izzeti nefsine dokunmuşu. Hem glakson hem gar pedaline basmağa başladı. Ahmet Saminin şoförü glak- sonun sesinden arkadan gelen, “hlmışludı. kullanılıyor, artık değiştirmeğe değinez. IV — «Cx meselesi: Bu harfin Fransızcada «e» den sonra, ve «a, o, r, İn den ev- vel sert ve «u» dan evvel hafif ekn sesi verdiği, yalnız «e, i, y den evvel «s» gibi malümdur. Fakat bu hal onun, İtalyancada «ts» sadası verme- sine mhâni değildir. Şu hale re Fransızca bilenlerin şaşıra- cağı mülâhazasınta bizce hiç yer yoktur, Şu izahat gösterir ki « sadalı harflerile «c, ç. $, ğ sız harflerine ait olarak ileriye sürülen güçlüklerin ehemmiye- ti pek azdır. Buna mukabil onla ra zaruret gösteren sebepler çok kuvvetlidir. için yalnız şu «g» meselesinin tetkiki kalmıştır ki onu da gele cek makalemize bırakıyoruz, İ. NECMİ Sağa çekilmekle beraber olanca kuvvetile ekselâtöre bastı, Yolun düz kısmı başlamıştı. Ahmet Saminin on beş bin lira- lık (İspana Süviza) sı ile Cev- det Beyin sekiz silindirk Stüd- beykeri azılı birer yarış atı gi- bi tozu dumana katarak ileri a- Stüdebeyker, — daha çabuk gaz yediği için ilk hamlede ka| zanmıştı. Şimdi dar yolda iki o| tömobil seksen kilometreden, doksana, yüze doğru yan yana gidiyorlardı. — Çevrilen başlar biribirlerini derhal tanıdılar, Yalnız şimdi şoförlerin he- vesi onların hırsını kabartmıştı. Bütün hayatlarında biribirleri- le yarış eden, biribirini atlat- mağa çalışan bu adamlar şimdi yarışta biribirlerini geçmek İ- çin sabırsızlanıyor, sinirleni- yor, dudaklarını miriyor, diz- lerini kısıyor. Otomobili ha- fifletmek, sür'atini arttırmak ister gibi vücütlerini ileriye u- okunduğu| ün| Mimi dosta aşkını da Şimdi harfler bahsizi ikmal| ” hisi olduğunu derhal anlamıştı. | da bir kadınla münasebet pey- da etmiş, zevcesine hiyanet et- mişti. Bunu öğrenen kadın ko- casma karşı isyan etmedi. Hid- detini yendi ve şöyle düşündü: — Tanıdığım — kadınlardan çoğu kocalarına — hiyanet edi- |yorlar. Halbuki ben hiç hiyanet etmedim. Bilâkis masum vazi- yetteyim, Fakat artık benim de bir âşıkım olmalı.. Sonra bu aşığın kim olacağı- nı düşündü. Senelerdenberi sa- mimi bir dost olan bekârı hatır-| lamadı değil. Hatta bu ciddi, sa vererek onu bir kat daha mes'ut etmeyi düştindü. Kadının bekâr dosta |karşı olan vaziyeti başkalaştı. |Erkek korkarak, fakat gururu da okşanarak hissediyordu ki arkadaşınım karısı — kendisine İkarşı başka başka — temayüller |göstermeğe başlamıştır. Kadın artık gözlerile, hatta sözlerile |bekâra karşı davetkâr bir vazi- |yet almıştı. Nihayet bekâr ken- İdi kendine: nu vermişti. İki otomobilin rad yatörleri bir hizada, şoför bir İhizada, içindekiler bir hizada iler ve kilometraj yüzü göğte- riyordu. Yolun darlığı — otomobileri ©o kadar yaklaştırmıştı ki küçük bir arıza, bir viraj aralarındaki Üç karışlık yeri kaldırınca müt hiş bir felâketle bu yüksek si atte giden iki otomobil biribiri - | 'nin içine girecekti. Cevdet Be- yin şoförü Cemal en ziyade kar şıdan başka otomobil gelmesin den korkuyordu .Bu vaziyette kendisinin geri kalıp yol verme si İâzımdı. şoför böyle bir vaziyete düşmeden evvel raki- bini geçip yolun sağını almağa| çalışıyordu. Benzini serbest a- kıtan muslukları açtı. Gözünü yolun tenhasından ayırmıyarak olanca kuvvetile — ekselâtöre basıyor, direksiyonu hafifçe sa- ğa, sola çevirip geçişi rattırı- yordu. Bu manevraların tesirile se- kiz silindirlinin başı karış karış Genç kadın cevap vermedi.| ve yol istiyen otomobilin Cev- f un vazifesi Fransızcadan | — Artık şüphem — kalmadı, i . Ah.. Buna hiç ih- ye söyleni- yordu. Düşünüyordu : — Bu kadın güzel, genç, ca- Zzip bir kadın. Fakat kocası eski dostum. — Vicdan — azabı beni öldürüyor. Maamafih genç kadının bek- lediği yere titriyerek, korkarak gitmekten de kendini alama: dı. Kadın ona her vakit: — Korkma, kocamın yok! derdi. Bir müddet böyle geçti. Fa- kat üzüntü, vicdan azabı, koca- nin intikamını — düşünmekten duyulan korku.. İşte — bunların epsi biribirine karışmıştı. Bu üzüntülerin tesirile zavallı be- kâr dost hastalandı, yatağa düş tü: — Onh, diyordu, hastalandım da artık kadından kurtuldum! Fakat çok geçmeden iyileşti. Gene kendini toplamağa başla dı. Bu sefer başka bir bahane bulmak lâzımdı.: — Ben iyice tedavi için İs- viçreye gitmek mecburiyetinde im. Fkat genç ve zeki kadın ona şu cevabı verdi: — İsviçreye kadar gitmek zahmetine katlanma.. Ben ko- camla barıştım. Artık eski tat daki hayatımıza avdet edebili- riz. Benim âşıkım olmak mec- buriyetinden kurtuldun.. Bugün .. Fırka dispanser Boyoğla Halk fırkası dispanteri: nin bugünkt muayene santleri ced- veli berveçhi atidir. Sant 910 10-11 112 yı2 121 va haberi Doktorlar Misakyan Bey A. Tölölyan Bey Ali Rifar Bey Hahamyan Bev Sinayi Bey Öperetör Hamdi Bey Asabiye Hüseyin Kenan B. L Lttif Beş Karakoç Bey Yüzbaşiyan Bey Hantalık Ayniye Dibiliye Befal Dabiliye Nisaiye Harletye Rifat — 430550 Verem 56 Cildiye 627 Dahi ektrik saatleri Elektrik şirketi saatlerinden 50 kuruş ücret almaktadır. Abonelerin şirketler komiser- liğine müracaatla hem 50 kuruş kira alınmasma, hem de kilovat başında 100 para fazla fiat isten mesine itiraz ettikleri cihetle şir ketler komiserliği meseleye va- ziyet etmiştir. Bu hususta tetkikat yapılmak tadır. Eğer şirket abonelerinden tarife hariçi para almış ise bu fazla paraya abonelere iade etti rilecek, yahut abonelerin hesabı carilerine mahsup ettirilecektir e |raftaki ağaçlara yüklenmemek |müsademeden kurtulmak mak” için bütün dikkatlerini sarfeden | sadile gazı kesmeğe mecbur © şoförler artık bütün kaymetin. motörde olduğunu biliyorlardı. Bir saniye içinde Cevdet B. in otomobili hizayi aştı. Şimdi Cevdet Beyle Hâle ve Nazmi Vasıf öteki arabanm şoförü hi- zasına gelmişlerdi ve bu hiza her saniye bozuluyor, Ahmet Saminin arabası geri — kalıyor- du. Tam bu sırada karşıdan bir otomobil göründü. Ahmet Sa- minin otomobili hain bir tebes sümle berikilere baktı. Şimdi sekiz silindirlinin gerileyip ona yol vermesi lâzımdı. Fakat şo- för Cemal bunu yapmadı. Za- ten iki otomobil arasındaki me- saie hemen hemen bir otomobil boyuna gelmişti. Ahmet Sami nin arabasının başı sekiz si dirlinin arkatekerleği hizasında kalmıştı.Şoför Cemal büyük bir cesaretle direksiyonu — hafifçe sağa kırmağa; beriki otornobi- lin yolunu kesmeğe başladı.Me ileri geçmeğe başladı. Nazmi Vasıf ona bir bestekâ- |det Beyin müthiş sekiz silindir. zatıyor, kıvranıyorlardı. da İspana Kilometraj yüz ondu. İki ta- safe de her an arttığı için Ah- met Saminin soförü müthiş bir| San'at | Himayei Hayvanat (Birinci sahifeden mabaat) mirde de bir hayvan himaye ©© Miyeti tesisine muvaffak ©l | İstanbul belediyesi talimatnam? | sindeki hayvanların himaye& |hakkında mevcut ahkâmmı bü ” İtün Türkiye belediyelerinde bikini temin etmiştir. Bundan başka Alman! |5000 adet lâvha — bastırmış * bunları mekteplere tevzi mek üzere Maarif vekâletine t? di etmiştir. etmiştir. bir haf Cemiyetin hastanesinde 97 ııvmld;' sene zarfında meccanen 549 van tedavi edilmiş, : yapılmış, meraklılara 188 kö |verilmiş, 3,309 köpek, B07 kedi. 147 bevgir, de ök edilmiştir. Madam Manning isminde Â" ,'nıerıkıh bir hayır perver İcemiyete hem günde 18 saat Hİf |met etmekte, hemde nakdi Mi avenette bulunmaktadır. Bu fll 'dam cemiyete bir senede 24 lira para vermiştir. Cemiyet mirden başka pek yakında |ra, Bursa, Samsunda da biref fi |be açmağa karar vermiş ve i$ | zaratını ikmal etmiştir. C tedavi etiği hayvanlardan hi€ Ücret almamakta, hatta |gören hayvanları himaye ve İt bar edenlere nakdi mükâfat vermektedir. Cemiyet kedi İrularını sokağa atanları cdel arabmdan “kurtarmak için İ yavru kedileri de hastaneye a makta ve bunun icin hiç bir & | İret istememektedir. Köpek Mf |raklıları her gün cemiyet |nesinden istedikleri köpeği |bir para vermeden alabil |dirler. Cemiyetin dün verdiği — ÇA$” da sehrin kibar meh. ne ge- cok güzide hanımeti te: Felemenk se! |pere ve Zeki paşa Vdır. Davetliler cemivetin m İsini takdir etmislerdir. W F. bahçe sampivo Birinci sahifaden mahat / rabere bitti. İkinci devre pek az bir zamii müsavi cereyan etti. Fakat Nitekim biraz sonra Fenef |kinci sayıyı da kaydetti. Bundâf” İsonra İsanbulspor ger> müsör j vatı temin için çok gayret sari” mekle beraber buna muvaffak (olamadılar. Fenerin üçüncü |hemen arkasından dördüncü S# yısı İstabulsporun gayretini Kf İdı. İstanbulspor Fener aleyhiftf verilen bir penaltıyı kaçırdıktâf sonra oyun bir müddet daha € vam etti. Fener iki sayı daha parak 6-1 maçı kazandı. | İstanbulsporun büyük bir fark |la mağlüp olmasımın başlıca (bebi kalecilerinin fena olmas” dir. Fenerbahçe, birinci - takımlı şampiyonu oldu. Esasen İstafi” | bulspora mağlüp ta olsaydı g€ ne şampiyondu. kinci takımını Fener birinci kımını tebrik ederiz. s.G. du. Sekiz silindirli — arkasır! kalın toz bulutları bırakarak Y” lun sağını aldı ve bir — cana' gibi üçtu, gitti. Cevdet Bey sevincinden Çi | dırıyordu. Ne müthiş bir tehif ke geçirdiklerini hiç biri anif | Mmamış, hissetmemişti. O sür” atle giderken iki arabanın hi ta çamurlukları biribirine bi dokunsa ikisi de parça parça ” lur, içinde canlı kimse kalma' dı. Pakat hırs her iki taratın € hatta soförlere kadar gözlerif karartı. re attı: 4 — Al bunu Cemal, aşkolstfi |sana!, Biraz sonra Ahmet S arabası arkadan yetişmi: İkat şoför Cemal telâş etmi |Çünkü dar yolda arkadan geltf bir otomobile yol verip vermi mek kendi elinde idi. Elli, af