Potitşka aa oY Williyet “ isrın Ümdesi “Milliyet” tir, F& 18 NİSAN 1930 Londra tahdidi teslihat kon- gresi bitti. Evet konferansın ne eti geçen nusalar 10 kuruştur.| Tangıcından yekdiğerinden az iazete baaya ait işler için TeT ş ğ"_ım';:;an’:m ed—illr_ lcok ayrı iki safhası vardı: Pr. İRzetemiz ilânlarm mes'uliyetini | igilter Gi kabal etmer. 'ponya gibi, büyük Okyamusları A BUGÜNKÜ HAVA ,B Dün tnraret en çok 20 en az D ( derece idi. Bugün rüzgâr kapalı Aİlcek, bava poyraz olacaktır. ler arasındaki deniz silâhları meselesi, 2 — Fransa ve İtalya gibi, ; başlıca alâkaları Akdeniz'de o- “lan devletler arasındaki - deniz silâhları meselesi. P Konferansın birinci safhası, Hyani büyük deniz devletleri ara sındaki mesele halledilmiş üç Bu itilâfin ne dereceye kadar |deniz silâhlarının tahdidi de- İ | mek olduğu ayrr bir meseledir. . | Çünkü veııılen )ııbetlenımnıö!;i a ”| Arnerika, İngiltere ile sa' ;ten Taksime kadar süiren ve | (1 4 icin bir milyan dolarlık | şamil birinci sınıf bahri devlet- Haftalık 1tmal lâf ta dahildir. Geçen hafta izah ettiğimiz gibi, tahtelbahirlerin Yalnız üç devlet tarafımdan İimzalanacak olan üçüncü muka 1— İtigiltere, Amerika ve Jai vele devletlerin sahip olacakla- | ketle siy: irr kruvazör, v. s, kuvvetini ta- ( yin etmektedir ki, işte Fransa ve İtalya buna iltihak etmemek tedir. Esasen konleransm gaye |si bu mesele etrafında bir (tilâf yelde etmekti. Fransa emniyeti meselesini ileri sürerek yüksek bir tonaj miktarı istemişti. İngilisler bu- na razı olmayınca Fransa siya- |St bir itilâf ile emniyeti temin devlet bir itilâfa varmışlardır. . edildiği takdirde tenzilât yap-|Mül mağa hazır olduğunu bildirdi. Konferanstan muhtelif zaman- |larda gelen haberlere göre, | Fransa'nın emniyeti meselesile hayli meşgul olan devletler, şu jesaslar dahilinde bir itilâf ak- tini sırasile düşünmüşlerdir: 1 — Kellog misakını tevsi; j dir ki, bütün bu rakamlar Fran- sanın büyük bir donanma inşa- | OAREHANE — Ankara uddelıl ticesine göre, bitti kelimesi va-| 2,000 tonluk olması ve her dev| sına teşebbüs etmemesine bağ- ğğ ae edeei: Milliyet, İs, ' Zi yeti çok iyi ifade eder. Çün-| letin yalnız üç tane - 2,800 ton-|lıdır. Fransa itilâfa dahil olma- İÇM — Telefon mumaraları: kü ne konferanstan beklenilen | luk tahtelbahire sahip bulunma- dığından serbestir. Serbest ol- -0 İstanbul 3911, 3912, 3913 — |netice elde edilmiş, yani mü- sı hakkında beş devlet arasmda duğu için de istediği — miktar ':'ı zakereler müsbet bir netice ver- | itilâf hâsıl olmuştur. Bu itilâf, kruvazör inşa ettirebilir. Eğer V| 4BONE ÜCRETLERİ | miştir; ne de müzakerat inkı-| ta birinci mukaveleye girecek- / bu hakkını istimal etmeye kal- g! Türkiye için Hariç için | taa uğramış, yani netice büsbü-| tir. kışırsa, yakarki nisbetler büs-| | ğ — Şo0 kuruş G00 kurüş! tün menfi olmuştur. İkinci mukavele, tahtelbahi- | bütün altüst olacaktır. Fakat bu 4e ginirli idi. , B . <060t — L 36 e Vaziyeti anlıyabilmek için,'rin harpte tâbi olacağı - kavait | günkü siyasi — vaziyete — göro, | ” aa evvelâ şunu hatırda tutmak 1â-' hakkındadır ki, bu da beş devlet | Fransanım böyle bir harekete kağıma koymuş düşünüyor, si-) jelen evrak geri verilmez — | zımdır ki, bu konferansım ta baş tarafından imzalanacaktır. teşebbüs etmesine ihtimal veri-. Çaranın birini söndürüp birini lemez. Çünkü Pransa — esasen Çakıyordu. konferansta takip ettiği hare-| — Kudret Beyin derdi vardı e- 'asi yalnızlık içinde kal-| çendim... —— mıştır. Şimığ büyük bir donan- | — Ama siz olun da ma inşasma teçebbls eğip t1€,|dertlenmeyin!. . plânlarının altüst edeceği tabii/ — pam vüz lirayı kendi elcağı- olan üç devletin husumetini cel| sile bir dolandırıcıya vermişti. betmek, Fransa için akibeti çok/ Herifçi oğlu paraları dercip et- vahim vaziyetler ihdas edebilir. tikten sonra hadi yallah fer- Konferansın bu şekilde neti- tik!... celetmesi, devletler için büyük — Koydunsa bul!.. miktar tasarruf temin edeceğil Kudret Bey: söyleniyor, Tekrar etmek iste-| —— Nah kafa!.. Ah aptal he- riz ki, bu.. tasarruf, ılması | rif, diyordu da bir daha demi- ikarrer olan daha büyük ma- yordu... Nene lâzım senin! Â- sariften tasarruftur. Yoksa şim—ı leme acıyacak sen mi kaldın!.. diki masraftan tasarruf değil- | Varsın ne haltederse etsin!.. dir, Devletler donanmaları için| Yüz lira yek tahtadan sayılır milyarlar sarfetmeokte devam |mı?.. İşte gitti gider dâhi gi- edeceklerdir. İtilâfin maddi fa-|der... Bunlar da arkadaş mı ydası belki daha az milyar sar- ganki!.. Tam bir hafta oluyor.. fmı terminden ibarettir. Siyasi | Hâlâ parayı getirecek.. İşin yok neticelerine — gelince; bunlar | sa bekle durt.. bakalım İft —neden bilmem— polis- yeni inşaat yapmak zarüretin: Şğ > ihata edilmiş olan gezinti. egi Pokat Amerikalıları eğer bazı hanımlar beğenmemiş iç1af elde edilmeseydi, daha faz | etmelkle. , Halbuki Kadm Birliğinin ; ,, diyerek, milyar-| 2 — Bir Akdeniz Lokarnosu Ğî».'“ nazarı böyle değildir. (.. (. lı çarfetmeleri lüzım ge| akdi ile. '*ığ ngâfu gç“'n:& len miktarr kâr sayıyorlar. Bu| 3 — Mac J?oxııkl'm 1924 se- ’_';ül idir.Bmîııulyevd.h,m“m' nesinde teklif ettiği şekilde bü. müsbet olmaktan ziyade men-| — Kudret Beyin o gün paraya fidir. İngiltere ile Fransanın â-| ihtiyacı yoktu, yoktu ama olsun rası büsbütün açılmıştır. Şaya-| Yüz Hira bu! Dile kolay! El â- nr dikkat olan nokta, İngiliz Jem parayı sokakta mı - topl harici siyasetinin aldığı istika-| yor?.. mettir. Sabık konsörvatör - ka-| — Adamcağız bu düşüncede i- r Konferansın ikinci safhasına | tin Avrupa devletlerini şamil | yi e si” Gvvelâ Fransa ile arlağr ken birdenbire k: ldu: . rmı hıımılıı..k hdır. gelince; Fransa ile İtalya anla | bir mütekabil emniyet — itilâfı| , |.. — yercir ken_hm,i_,f_ b SUF FK 'Mi- $amadıklarından,bu d;vııâl:l;l;, “"_'ş iyeti Akvam'm 16| PiSinı çalmıştı. Mac Donald ka-| — İçeri uzun boylu mağmum İ B ea K - Cömi a N . Ki 4 Z SA 6 yapılan ” şeyden mak-| ÜiKer ilç devlet area Fakat her | met maddesinin daha geniş bir | Dinesi, Amerikalılarla anlaştık-| Çehreli bir adam girmişti.. Gö- tan sonra Fransa ile görüşmek | zlerini afı kızarmış, yüzü- istedi ve itilâf ta akim kaldı. G KN Londra konferansının bu ne-| afalladı: İ | —Aaal.. Senmisin Cevat! diye haykırdı. , Bu ne hal böy- 1e?.. Nen var?. Adamcağız meyus — meyus başına gelen felâketi hikâye et- ti, Zavallıcığın dün akşam ka- | tefsiri ile. Bu çareler hep ayrı ayrı düşü nülmüş, uzun uzadıya tetkik e- ğ mmmnğâm e bir te- Hoktaya ait meselelerde ihtilâf r. Dartilâceze muzikasi | Yoktur. İtilâf noktalarr da var- Z . Bu itil konferans, Ü i ü SK e kuvvetli bir hareket yaz . B İ araa baaaarana ç l a D aa la| ticesi, cihan diplomasisinin ye taya ait ihtilâfları hallettiği gi-| Mamıştır. Olamayınca üç dev-|"! bir morhalesidir. " ** |bi, bazr safhalarda Fransa ve ı—ılı:â?ğmd:ısg:—hu-hmh Haf diğoc mühim. bir İtalya da itilâfa dahil bulunmak ç ; meselesi hakkında da bir kaç $ Öller tafaftan Birlikte iki ye tadır. Yani itilaf krsmen üç ta- v.-îf.'.î"::;ı KDA da g= kelimie zöğdetilslak.bü' izmale ün akşam ka- Çereyan daha baş göstermiş- | raflilentn daşteğ tenifkdie D o Saeeltüla göre, donan. | Tihayet vermek istemedik. Bu |rısı sizlere — ömür.. Gözlerini z | Vaziyet şu suretle tesbit edir| Tukları b İTTUR göre Gönam- | 4a Londra gazetelerinde kasten| kapamıştı. . . 30 senesi güzellik ktalıça- | Miştir: y #Y " |bir alay mevzuu gibi gösterileni — — Ya sen, diye — sordu?.. Tübeccel H. Viyana — İstan — Londra'da bir itilâfname ye-| — İngiltere: 541,700 ton Hindistan vekayli ve Gandi me-| Senin nen var?. Hutbol maçında başlama dar. rine, üç mukavele imzalanacak-| — Amerika: 526,200 ton selesidir. Gandi etrafındaki ala-' — Kudret te kendini anlattı: (varacakmış, . İtir. Bunların ikisine beş devlet| — Japonya: 367,050 ton 'ylı neşriyata bakıp ta İngilizle.. — — Çantm, dedi, benimki e- hir kısım Birlik azaları bunu | te iştirak edecek, sonuncusu,| — İngiltere kendisine tahsis e- |rin buna ehemmiyet Vermediği- hemmiyetsiz!.. Selimi: bilirsin (k kadınlığın tam bir istikbal | yalnız ltere, Amerika ve | dilen tonajı şu şekilde inşa ede-| Ni zannetmek hatalı olur. Filha penden geçenlerde yüz Mra aldı (& ettiğine alâmet telâkki edi- Japonya tarafından imzalancak |cektir: 146,800 ton 8 inçlik, 10| kika eğer Gandinin — hareketi | H&lğ getirecek!.. h ve terviç eyliyorlar. tır. bin tonluk kruvazör, 192,200 | Hindistanda da, Londrada b- | — Öteki başını salladı: Diğer bir kısım da bu hâdise-| — Mukavelelerin birincisi bü-|ton Ginçlik kruvazör, 150,000|raktığı tesiri biraksaidi — alay /| — , y N a cevap yük harp gemilerine aittir. Wa |tonluk muhrip, 52,700 tonluk| Mevzuu olabilirdi. Fakat — yüz, »— por A L lünür ama can sington tahdidi teslihat itilâfı- | tahtelbahir. milyonlarca Hintlinin bunu da-| hulunmaz!, :, Hem Selim öyle a (alay edeceklerini ileri — süre- | nen devamı olan bu mukaveleyi| — Amerika donanması şöyle o-| ha ciddi telâkki ettiğine şüphe 4, (. sildir. Elbet bir gün ge- Jgıu kat'iyen taraftar gö-| beş devlet imza edecektir. Wa- | lacak: 180,000 tor 8 inçlik 10 | Yoktur. $ tirir... Paraya bu kadar ihtiya- , Mnüyorlar. | şingtön'da 1931 den 1936 sene-|bin tonluk kruvazör, 143,500 | — İngiliz hükümetinin de bunu cm mr vardı? .. | “Cümhuriyet,, refiki-| sine kadar İngiltere'nin 10, A-| tonluk 6 inçlik kruvazör, 150, İngiliz gazetelerinden daha cid. . . Yok catım., Param var!, : “Kadın Birliği küplere merik'an 10, Japonya'nın 6, bin tonluk muhrip, 52,700 ton- |di telâkki ettiği şundan anlaşı- | Var ama işte insan merak edi- diye bir serlevha vardı. | Fransa'nın 3, İtalya'nın da 3 bü / luk tahtelbahir. lıyor ki, Gandinin yap dediği şe-| yor! d yük gemi inşa etmeğe hakları| Japonyaya tahsis edilen tonaj| yleri yaptıkları için yüzlerce| — Cevat bir müddet önüne bak Bi hiç kimse küp, ka- / olduğuna karar verilmişti. Şim | şöyle taksim edilecek: 108,400' Hintli tevkif ediliyor. Halbuki| &, Sonra dedi ki: “OZ ve saire gibi şeylere ra- / di yeni 1tilâf ile devletler bu hak tonluk 8 inçlik kruvazör, 100,450 Gandi hem ayni şeyleri yaptı-| — — Bak ben de senden bir ri- r. Ve zaten Birlik larından vazgecçiyorlar. tonluk 6 inçlik kruvazör, 105500- Â1, hem de hetkese yaptırdığı; caya gelmiştim. Ama bilmem Taha 4 Wmidngindın hoşnut- ğ , Allah onlardan hoşnut ol- D * fR, bir vasıtai nakliye| — İnşaat tatili 1936 senesine ka tonluk mührip, 52,700 tonluk. halde serbest dolaşıyor. A""îceıırcı demiyorum!.. — Bu ka- 'or. dar temdit edildi. Bu mukavele | tahtelbahir. ülünecek vaziyet budur. Seatima Tei böne hira Ha FELEK |İye tahtelbahirler hakicındaki iti Fakat şuürası izah edilmeli- t A Ş. )hcm'mıadmn yıktı. Bursada nün traşı uzamıştı. Kudret Bey a Kudret Bey bugün fena hal-|babamdan bir havale bekliyor- dum. Mektubunu aldım. Hava- Masasının başında elini şa- |lede muhakkak akşama doğru gelir. Gelir ama akşama kadar ben ne yaparım?. Bana on lira cık vehir misin? .. — Hayhay!.. On liranın lâfı mi olur.. Hem senin gibi eski bir arkadaş için!. . — Doğrusu pek utanıyordum ama,.. — Canim utanacak ne var?. — Ben bu havaleyi bugün a- dırım. Yarın her ne kadar zah- metse geçerken bizim Mehme- din yâzıhanesine bir uğrayiver. Mehmedi tanıdın — değil mi?, Çapkın şimdi işi büyüttü, adam akıllı para kırıyor.. Sen orayâ uğra ben ona senin paranı bıra- kırım!,. — Canım ne ehemmiyeti var? Acelesi ne?. — Olsun, olsun! Borç para- dan doğrusu pek korkarım!. . Kudret Bey vâkta yeminli idi, artık kimseye para vermi- yecekti ama, bu Cevat keratası onu kendi ağzile yakalamıştı. “Param var,, dedikten sonra *yok olmaz verememi,, nasıl de İyisi mi yiğitlik bende kal - sın, dedi ve on liralığı çıkarıp uzattı. Hem bu her halde Se- Him gibi yapmazdı. Eğer yapa-| cak olsa Mehmedin yazıhanesi- ni sağlık vermezdi. . Cevat on Hirayr — cebine ko. yunca doğrusu çok memnun ol- u — İyi dost kara günde belli olurmuş, dedi ve bir sürü teşe kkür ederek çıktı gitti, .. Ertesi gün Kudret Bey doğ- ruca Mehmedin yazıhanesini boyladı. İçerisi çok kalabalıktı, — Cevadın hakkı varmış! Mehmet cidden iyi iş yapryor! diye düşünüyordu. » Mehmet kendisini büyük bir sevinçle karşılamıştı. İki arka- daş bir az hoş beş ettiler. Son- va Kudret dedi ki: — Ayol Cevadı gördün mü, bugün buraya gelecekti... — Gelecekti ama daha gel- medi... Yoksa sen de mi para kaptırdın?.. idret afallamış şaşırmıştı: — Neden?, diye haykırdı?. Mehmet kıs kıs gülerek ce- vap verdi: — Buradaki ahaliyi gördün mü. ... Bu kalabalık hep Ceva- dı bekliyor! Hepsinden onar li- ra almış, ve bugün için benim yazihaneme uğrayıp borçlarını almalarını söylemiş! Kudret — büsbütlün kalmıştı. — Peki ama dedi bana karım öldü! dedi.. hayrette Mehmet ise hâlâ gülüyordu. Sen olsan kızmaz mısın ? Dün bizim arkadaşlardan bi- rine — rasgeldim. Homurdanıp duruyordu. Sordum: — Gene ne oldu . 4 — Birak, dedi, — fena halde kızgmiım. — Kime kızdın?.. Anlattı: — Saidi bilirsin. Bu sabah bir haber: Sait ağır hasta.. İ- şimi gücümü bırakıp evine koş- tum. Bir de ne göreyim. — Sakın ölü buldun?.. — Yok, canım.. bastonunu alıp çıkmış.. Ölüm halinde de- dikleri hastayı evde bulamayın: ca sen olsan kızmaz mısın?. Kulak misatitı Yeni hHeşriyat Klinik dersleri Gülhane tatbikat mektebi da hiliye kliniği muallimi Dr. Ab- dülkadir Lütfi Bey “Gülhane klinik dersleri,, unvanı altında. ki eserinin pirinci cildini neşret miştir. Lütfi Bey bu eserinde Gülhanedeki derslerini ve tec- rübelerini toplamış ve yetişecek tabiplerimiz kadar yetişenler i- çin de çok kıymetli bir tetebbü zemini vücude getirmiştir. Dok tor okurlarımıza tavsiye ederiz. NT ee LEa gae İA EVLENME İstihkâm Mirlivalığından mü- tekalt Salt Paşanın torunu piyade mümtaz yüzbaşılarından < merham Hulüsi Beyin kızı Ne- zihe Hanım ile Harp akademisi muallimlerinden Erkâni Harp Binbaşısı Mükerrem Beyin ev- Jenme merasimi dün Kadıköy Belediye Galresinde İcra edil- miştir. Her iki tarafa saadet temenni ederiz. 15,900 Kellmeti Fransızca - Türkçe Veni Küçük Lügat Nihayetinde —Tenni — kısını, havl gn sön İügettir.. —I25 kuruş Müallim Halit Kitaphnnesinde 150 - 200 lira maaş Güzel san'atlar Birliği mi- Mari şubesinden : Anadoluda 150—200 lira üc- retle vazife almak - istiyen mi- mar arkadaşlarımızın Birlik mi marf şubesine müracaatları, ZAYI; Feyziye lisesi” tekizinci | sanıfından. elmiş olduğum tasdikname- | "i zayi etmiş olduğamdan yenisin! çıkaracağımdan — eskisinin — hükmü yoktur. 223 Enver Mehmet İlâve etti. — Onda karı mı yok! Her gün bir tanesini öldürür, Bir ta nesini doğrurtur; yok, istersen sen de otur bekle! Belki daha gekir!.. Nakleden MÜMTAZ FAİK İ | çekerken nasıl yorulduğunu an/masa üstündeki örme, yazlık|bün bahçe kapısından kaybol- İatıyordu. çantasını aldı. Kalktı. du. Cevdet Bey, bu teklifsiz, sa-| — Orövar madam! Cevdet ve Nusret Beyler za- Onlori davet edenler gittikten sopra tekrar yerlerine oturma- lar bile, Nusret Bey: — Oyun tarafında kimler var bakalım! dedi, Aarkadaşının Kinci-muhatabı oluyordu. Gençi masaya Sonradan gelmişken, kadın şen, şatır konuşürken göz' çimdi onlarla yerli oluyorlardı. lerini daha ziyade onun üzerin-| Hâle hep ayağa kalkan erkek- dil detevakkuf ettiriyordu. Sualle-| yeri başile selâmladı, yalnız ay- rini endazla ana tevcih ediyor-| rılirken Cevdet Beyle Nusret du. okrür dönüp güzel bir'te- | oli Ahmet Sami ne zamandanbe ğâîm.: Ka bi vi tahayyül ettiği bu muarefe. nin, biraz sıkıcı olmakla bera- Bürhan Cahit daha uzaktan gören ve|fınt aldılar. Demindenberi hiç deği: bahse karışmıyan, yalnız ma- dam Albino- ile bir iki - kelime| konuşan genç kadın şimdi bü- tün neş'e ve zarafetile onlara bin türlü stal soruyor, yirmi işil çocuk gibi uzaktan eli iliyor. Hem de onları ça- isı için Galip Beye ısrar rak uzaklaştılar. — Siz yemeğe ne zaman gele iniz. Yarın akşamı değil KEARİni 6 cektiniz. mi? Beklerim efendim. G ile. M a K ber böyle küçük bir tesadüfle el ©O akşam klüpte (Kalem ma- Bey vaziyeti biliyordu. | dört saattenberi görünmedikle- | g. edili: a klüpte masanın sahibi olması,| rinden şikâyet ediyordu. Şimdi hu'",'“;;m“_ biraz gahe| Büyle takarrür etmiş bir da-| 'ülleri) cemiyetinin yazlık ba- losu verilyordu. Gazeteciler ce- miyeti de balonun hem kibar, hem eğlenceli olmasi için hafta lardanberi çalışmışlardı. Bütün et Beyle arkadaşının en| — Meclisin havasında derhal ta |Yerleşiyor, kendisi de mükâle-| Vet yoktu. Fakat genç kadın he dostları bulunması ve ni- / ze, kıvrak bir ahenk başlamış-| meye karışmak için fırsat bek-|Men haftada bir kaç akşam ah- " Hâlenin — arzusu rd_msl::_' tr, Genç kadın Ahmet Samiyi| liyordu. ğıp;:m yemeğe çıimâ;i' e ' etmeyi icap ettirdi. Ses- eç Cevdet Beyi meste-| Fakat Hâle masa etrafındaki| PU âdet yerine geçen davetler|, | / |. ee - SAi " |den zarif hareketler, tebessüm-| sohbeti nasıl derin bir zarafet-| “ülâra pek tabit geliyordu. — |l3090 DİR Di geçe rnalaram t Sami müşkül mevki-lerle o kadar güzel konuşuyor- |le idare ettise meclisi dağıtmak| Yalnız Cevdet Bey: lenmişti. Büyük salonun terasa z lğğhal bir bahane | dy ki ötekiler arasındaki mükâ- | için de ayni zekâ ve maharetle| — Emredersiniz hantmefen- açılan i D i C 'di. om'ı:ıd.pyüı:ı:ı;': leme dederhal tevakkuf ediver | bir plân kullandı. di! diye eğilirken Ahmet Sami| hiri büfe Ü İ Hâleni * mişti. Şimdi gözler genç kadı-| Tatlı tatir anlatırken birden-|nin bulun en ları,en li tarafında yer açışını gö-|nm dudaklarında buluşmuşlar- bire kolundaki pilâtin saate bak| hurstan dudaklarını 1sırdığını ka&mlm%hfedo şampanya :lek tonun - bulunduğu yere şi- aı.o ÜDi MA tı-uSoı;ın Galip Beye- dönerek ıüıfıw— riyorlardı. y tatlı bir ahen! lün gece ' telâşla: . . .. (âle arkasından gayri - ihti-| Hâlenin bütün ısrarmma rağ- eri birer baş selâmile| yaptıkları sandal gezintisinden| — Kadri Beylere a mimi sohbet içinde Hâlenin bi- — Madam Albino, kendileri bu| ttt masaya en son - gelenlerdi.| . luna girdi. Masadakileri bir| hafif baş hareketile selâmlıya. Telerinden | sun büfede çalışması için ısrar ettiler. Genç kadın kalem ma- Tülleri için bunu kabul etti. Kalem malülleri, bütün ömür| leri memleketin ve milletin u- yanması, yetişmesi, yükselme- si için göz nuru dökmekle geç- tiği halde çalışamıyacak - hale geldikleri vakit kendilerine ku-| ru bir üstad ünvanından başka| bir şey verilmiyen ve çokları| jbelediye hastanelerinde, kuru tahtalar üstünde sürünen mu-| harrirler, gazeteciler, ediplerdi. Bunlar içinde en yüksek tah- sil gören, bir kaç lisanr konu- Şup yazan, vücudündeki kan kadar mürekkep sarfedip bo- yunca eser meydana getiren muharrirler vardı ki hast yattıkları zaman bir doktor ge tirecek, bir ilâç yaptıracak pa- 'raları bulunmazdı. Öyle emektar kalem sahiple- ri vardı ki bütün ömürlerince yazı yazdıkları halde üzerinde çalişacak dört ayaklı bir masa- ları yoktu. Bin hile ve desise ile yüz bin- gdm:ekdk. yari sürüklenen gözleri bir müd| men gazeteciler, bilhassa Sedat i arkadaş l:mıııııı_m bahsediyor, Galip Beyin kürek Gecikiyoruz! dedi. Ve heman|det mesgul ettikten sonra klü-. ı_lü bu aksam bir saat kadar ol- lerce liralar üstünde oynıyan lâkadar olmuyan iş adamları eit mükellef yazıhanelerde bir sa- tir yazı yazmadan çene çalar, . geniş maroken koltuklarda gö- bek şişinirken gece yarılarına kadar matbaalarda kalıp bin türlü endişe ve ıstırap - içinde halka gazete, fikir gıdası yetiş tiren ve bu sırada bağırsakların da yedikleri fasulya piyazınmı - işkenceleri hüküm süren gaze. tecilerin, muharrirlerin balosu. Artık gözleni harfleri seçmi- yen, elleri kalem tutmıyan, a: yakları onları sürümekten alt koyan malül muharirlere bir kaç gün sıcak yemek yedirebi- lecek, çocuklarına elbise aldırâ bilecek olan bu balo mevsimin en yüksek ve en kibar balosü ddi —« En kibar aileler bu balo içiti her biri-üçer, dörder yüz liralık tuvaletler yaptırmışlardı. Za- ten İstanbulda hayır cemiyetler rimamma balo verildiği zamalt burilardan asıl kazanan cemiyci lerden fazla Beyoğlunun Rut Bitmedi)