İ İstanbul halkının -ihtiyaç rını hülâsa etmek icap eder- le denilebilir. ki bu ihtiyaçlar ilhassa yol, ışık, su ve mec- ladan — ibarettir. Geçenlerde planan Fırkanm ocak ve na- iye kongrelerinde halkın ıhti- 'açları araştırılırken bütün şi- üyetlerin hemen de bu dört Mokta —etrafında — toplandığı İBörülmüştür. | Halk yol — istiyor. Çünkü Hoevcut yolların yüzde doksanır zuktur. Öyle sokaklar var- lr ki geceleri karanlıkta ir kaç defa yere kapaklanma- n geçmek imk$ Hele yağmurlu aldırımsız yollardan aalkın ektikleri — saymakla tüken- Pnez, İışıksızlık - ise İstanbul gibi Hörtte üçü harabeden ibaret - in bir şehirde daha korkunç İr düşmandır. Şehrin kenar Mahallelerini bir tarafa bıra- alıım Daha caddelerimiz bile âfi Gderecede tenvir edilmiş ir halde değildir. Su sıkıntısıma gelince: 'anın belki suyu en mebzi hirlerinden biri olan — ve hele Hünyanın en iyi sularını - sin: finde sakladığına şüphe olmı- :in İstanbul şehri, senenin her hevsiminde, fakat — bilhassa Yazm Kerbelâ çölünün örneği- dav 5B >Terkos şirekti sanki İstan n Pulu susuz bırakmak n ga ha A e - | : | Buna asri şe Yolsuz, ışıksı: şehir... Kanaat s | &, Oları içerlek “h."d:fâi:ı:ewv Terkol »t sahil AA İş ülmüş bir kat her denebilir mi? susuz Ve mec' te İstanbul !.. çeşmeleri men- |saatler o kadar mahduttur ahibi işçilerden: eskici .. şlarında önlerinde bi olan eskicilerin tir ekmek parası uz bir adeta elimizi musluğa dokun- durmaktan çekinir olduk. Mecra ihtiyacı.. Bu — daha ziyade şehrin ümumi sıhhatile alâkadardır. Bir çök yerlerde lâğımlar patlamıştır. Gelip bilhassa y | İtalıklara sebebiyet dir. | Halkın bü dört mühi | Hamal hücumu | —Bir kariimiz yazıyor: | | — Bu sabah Ankaraya gitmek | (üzre elimdeki — bavulla Si keci istasyonuna çıktığım man bir sürü hamalın hücumu- na uğradım ve pek çok müşkü- lâttan sonra güç belâ bavulu- | mu kendim götürebildim. Şark /demiryollarr — idaresinin göz yumduğu, polisin — ancak fer- yatlar karşısında harckete geç- tiği bu hareket küstahlık de - ğil midir? Ve elde götürülebilecek eş- yası olanlar bunu mutlaka ha- mala vermeğe mecbur mudur- AM ZIYA küçük birer sandık gâh bir kun- /dın ayakkabısına çivi çakarken görürüz. günlük kazançları pek az bir şey temin edebilirler. Şehrimizde bu | yacını şehrin idaresile uğraşan iların göz önünde tutmaları 'cap eder — Yolsuz, işr susuz İvemecrasız bir şehir. Buna asri bir gehir denile- bilir mi? başlayup hoşaflık kayısıya, hat! her aradığınız şeyi bulabilirsiniz. Sergide bilhassa Karamürsel larile nazarı dikkati celp etmek Bu meyanda İbrahim Ziya mensucat fabrik İtı çok zarif ve dayanıklı şeylerdir. malı olarak Kütahya çini fabrikasının çinileri pek zariftir. Tü- tün inhisar idaresinin açtığı barakada tütün ve c Her taraf akıyor| Cocuk bahçesi | Bedava sınema! |Hâlâ eski damga * Akbıyıktaki Baytar müdü- riyeti binası çok harap bir | haldedir. Buranın her taraft | akmatkadır,. Geçen gün işi düşüp mezkür müdüriyete giden bir zat, bü - tün memurların sobalı odalar da palto ile oturduklarını hay- | madığından çocuklar için hazır retle görmüştür. Acaba bu müdüriyetin daha münasip bir binaya nakline imkân yok mudur? —— FĞ F Bugün bu sütunlarda #rabacıların dileklerini ve arzularını teşrihe çalı- acağız: Arabacrlar cemiyeti umumi kâtibinin bize verdiği malâmata göre şehrimizde eşya nakleden arabaların mıktarı (4000) den fazladır. Binek se gittikçe — azalmaktadır. Bundan 15-20 sene evvel (3000) den kupa ve emsâli binek arabası varken bugün bunların mil tarı /180) e düşmüştür. Ötomobil gibi seri bir makil — vası> tası durürken arabaya kimse rağbet etmemektedir. Buna mukabil yük arabaları kamyon ve kamyonetlerin goğalmasına rağınen birinci sınıf cş- ya nakil vasıtası olmak mevkini muhafaza ediyor. Bunun da sebebi yük arabalarının eşyayı kamyonlar. dan daha ucuz nakletmeleridir. Arabacılar cemiyeti umumi kâtibi diyor ki: — Yalnız mühim bir noktaya na- zarı dikkati celbetmek isterim. Şeh- remaneti seyrüsefer teşkilâtı vezife- sini henüz lâyikile Ha edemiyor, A-| rabalarda ehliyetsiz arabacrların - ça- lışmasına müsamaha ediyor. Bu ara- da yaşı pek küçük kimseler de araba- cılık ediyor. Bunları seyrüsefer me- müurları pekâlâ çalıştırmıyabilirler. Bunun için de arabacıların ehliyet- envar buluumak,tadır. Sergide ta lahnaya karnabahara kadar kindiye doğ ni kap a öd ağacı adamcağzın buhurdanl. ve Hereke kumaşları ucuzluk- tedir. ap nin mamulâ Bundan başka rk gene yerli | ralarımızın | — Bu ——— ——— Gülhane bahçesinde çocuk- lar için yapılan merdivenli k zağın kayılacak zemini bozul- Foyazıttaki tayyare piyan- gosu satış gişelerinden biri her 11 ve 12 sine tes eden de günlerinde halka mec- muş olduğundan kayarken ço- cukların elbiselerini — parçala- |canen sinema göstermektedir. | maktadır. ede polis veya | Fır çok kimseler Şubatın 11 inci günü gösterilen bu bedava sinemayı seyredebilmek i saatlerce ayakta beklemeyi gö- ze almışlardır. Ba satış gişesi bedava sinemaya gelecek keşi- dede dahi devam edecektir. zabıtai belediye memuru bulun lanan bu kızaklarda büyüklerin de kaymasına kimse ses çıkar- mamaktadır, , " miyete müracaatı şart koşmak ve a-|ne nispette çoğaldığı şu küçük ist rabacılık edecekleri cemiyete gönder| tistikten kolayca anlaşılır, &: mek lüzımdır. Bu suretle bir çok yol-| fer idaresinin “ihdasn suzlukların Önü alımır. Cemiyetin ma-| tanbulda 3500 arabacıya ehliyetname N vaziyeti fenadır. Paramız olmadığı| Ye-iliyordu. Seyrüseferin ihdası tari- için fakir düşen, hayvanı ölen, araba- | hi olan 927 senesinde (1600) araba. uğrayan mühtaç esnafa yar| cıya, 928 de (500) arabacıya, 929 *miyoruz. senesinde de ancak (400) arabacıya ehliyetsiz ebliyetname verilebilmiştir. Bu tak- arabacıların Halk sütunu haiz en yüksek memuriyetlerini Türk memurlar ifa ettiği halde ilâh” denili-| EKenebi Bankalarda | ”” Evet bu doğrudur, fakat, bu Ban- op lar dir imi olduk- Türk memurları Ezmnakiyder eraktar C. Yekta imzasile yazılıyor: sonra yaptıkları oyun ve hileler şir- a Dü B - |ketler komserleri beylerle diğer alâ- VO Gençliğin hamisi ve hakikatis mü| Kadar zevatın malümu olmuş mudur? |dafü olarak tanıdığımız !ım.;:h Ba-| hiçte t Te aa ll “alslasında, — cener | — Müdtür Beyfendi, geçen sene güya (bi şirket ve mücsseselerde — çalışan u;—k—d“[m-ın-mşı ten- |Türk gençleri hakkında iri iri huru- sikata tutan bir Banka -r._ı.ı._" fatla intişar eden yazıyı, her vakıt ol | gâyri Türk 19 memurun — vazifesine duğu gibi büyük bir alâka ile olu- | Dihayet vereceğini resmen şirketler dum. Muhtelif Bankalarda çalışan komserliğine bildirmişti. İlk çıkanla- memurların mukayeseli bir listesinide| vın Türkler olduğunu söylemeğe ha- pestil satanlar da bu sene epey alış veriş ediyorlar, Edirne kon serve fabrikasının barakalarında ai zarif kutular iç'nde bulmak kabildir. İram tüten kokusu biltün sergiyi umızdan maada tespihçiler, zeytin yağcılar, kadayıf- çılar ve daha bir çok esnaf vardır. seneki sergiye muvaffak olmuş nazarile Bakabiliriz. mma —aamaamam ı nn — Esnafın dertl:_ı_'l Koca İstanbul- da ancak 180 binek arabası kaldı! Fakat buna mukabil 4000 den fazla yük arabası var.. -İten arabacılardan hemen de ramazaniyelik üzüm, kayısı, | | ; yerli " konservelerin enva: kalabalık olmaktadır. ihtiyarı da unutmuyalımı. Bu yakdığı öd ağacının boram bo- kaplamaktadır. Sergide bu Postada asılan bazı ilân kâ. | atlarmdan bazılarının üzerinde c€izilmesint r ğmen sabık hükü- metir damgası görülüyordu. Posta baş müdürlüğ ünden ve tlar kâ- rilen bir emirle bu kâ milen yenilerile tebdi! edilmiş- kamlar da gösterir ki piyasada iş gö- ekseri- sinin ehliyetnamesi yoktur. — Şehre- maneti seyrüsefer müdüriyeti bu mahzurun önüne kolaylıkla — geçebi- hir., Biz arabacılar cemiyetinin fikrini yazdık. Seyrüsefer müdüriyeti cevap verirse onu da yazarız. iki Türk gencine sandaliye takdim etmiş olan bu müessese, tensikat ne- ticesi ccnebi memurları bir ikâ ay sonra gündelikçi olarak istih- göndermiştir maalinde bazı bazı inti- şar odan küçük haberleri insan oku- dükça gülmeli mi? ağlamalı mı? bâ- mem. Gönderdikleri listeye ithal edilme miş kim bilir ne kadar Türk düşmanı vardır; İşte müdür Beyfendi hakikatlerin en acısı budur. Maksat üzerine yük- seltilen Türklerin, sandalyelerini kay betmemek için kendilerini sattıkları. ihtiva eden bu yazımın son tatırlarına | Cet yok. ilcart- Biz bundan sonrva olup bitenler. kaç | den bahsetmek istiyoruz. ' %_ na mı ı—.»ııih;ınlî. yoksa, ı_îb'i tahkır edilip büyüklerimizin ve ı"?'ı. ...'. K de aldatıldıl