Milli iktısat ve tasarruftan ne anlıyoruz? Müderris İ. Münir ve E. Ü Akif B.lerin mütaleatı İktısat... . Ve tasarruftan maksat nedir? vel Bulgarlaî(i;; örnek alıyız mesele, burada Ası yapılabilecek eşyadan ır Müderris Ethem Akif F-y Darülfünun tıbbı adli müderris Ethem Akif B. i ve tasarruftan ne anlryoruz?” anketimize verdiği cevap şudur: — Milli iktisat meselesine dair söz söylemeği salâhiyetim haricinde görürüm. Mili? iktısadi hında gördüğür tarzda milli — ta sarruf telâkki c derek söz söyl yebilirsem de b mun iza-|hayata devletin müdahalesi çok ilerlemiş ve “rasyonalizasyon” samı altında eskiden olduğu gi- iktısadi faaliyetleri ahengi tabiiye bırakmak değil, fennin bize gösterdiği vesaitten azami istifade ederek içtimat hayatın yer sahasında olduğu gibi iktı- sadi hayatta dahi kuvvetle mü lahalenin çok müsmir neticeler erebileceğine kaniim, Binaenaleyh çok fakir olan ürk milleti başka milletler i- n âdeta istimali zaruri adde- İmevzuu i hariçte babet edemem. kadavr “İyi Münür B. yle gi tro, sinı lilen şeylerden dahi sarfınazar derek imkânm müsaadesi nis- betinde pek çok şeylerden ta. sarruf yapabilir. Bu hususta |meselâ Bulgaristanı misal ola €r-İrak almak zannederim bizim i- . Şu İçin faydalı olur. Bu “sözlerim- ila geçinme'den anlaşılıyor ki tasarrufu Si "“L:““”ı% ta beni|münhasıran lüks tabirile ifade Üster istemez muktesidane ya- |. dilen b Bf ğğt İamağk töcebük ediğor” çnğ:ık_fedıleıı mahdut bir kaç eşyaya darım da, kendim hej i nalı kullanır ve gişînir'p y_"h sen bu sahada yapılacak tasar- Biz kalmayınca Avrupa malı al- |Ftf zannedildiği kadar büyük Dilerim ki |bir yekün teşkil etmez. Asıl me in, Biz, karı Sele harcı âlem olan ve memle- na eğlence,| ketimizde istihsali kabil eşya- Akın akm- | dan tasarruftur. Bunun için de rlere girenlere hayret müî'—'*ıünlen sıîüıldtanzim etmek yorum. Bir yandan paramız| ve ha sühuletle temin ede- ok diyoruz. Biz yındı:ıdı bu-| bileceği bir tarza ifrağ etmek ibi yerler dolup dolup boşalı- ' zaruridir. Meselâ İstanbul tara- 'gr Hele o balolara nasıl para| fında, Beyoğlunda, Avrupadaki YE 3 Siyoruz gııyreney_'înj. Ben büyük mağazalara müşabih ve 8 Eîğ şta eğlencelerimizden |umumi ihtiyaçları temin edecek L B o3 edebiliriz." İher türlü eşyayı ihtiva eden $ ltünun İktisat müderris- | mahdut mağazalar açmak çok Sen Münür B. diyor ki: |faydalı olur. Bunun sureti tesi- Ben bu hususta çok cezri| sini tanzim zannedildiği kadar üm. Asrımızda iktısadi ğildir. İAĞZ2005 S1KLARALIREADEESALİ SERAÜENÜDEREREELEREEEEEERLARİENLELER LERELELEDE 17 I==;. Matbuat hatıralarım | (4 & TRREDE! CLTASIMDZ DN SEAZEEMRZ STMİMTULDDM MÜDDİDDLİLTEENİİSLEED DT LELAEDERM | İstanbulda Avrupa gazete muhabirleri- Postahanelerin eski- hali-Posta nazırının bir umumu- Dahiliye nazaretini icbar- hasretmek istemiyorum. Esa- |* MİLLİYET ' PAZAR I2 — KANUN! Yunanlılarla müzakere Tetkik edilen meseleler J Karı koca Kiryako ile harısını nasıl yaraladılar Mecruh Kirgako vakayı Yunanlılar verecekleri nasıl anlalıyor tazminatın daha ziyade| i istiyeceklvrıııişî | Perşembe günü, Çenberli! ta bir hadise çıl - namında mi ATİNA, l1 (Anek.) — Sal-| kadın, kardeşi Kiryako ile k: tanat pasaportlarile İstanbul- | $© Anasta: dan giden Rumların avdet et-|) memesi mükak linde Yunanist. İnın evvelce Tür 'e arap girdi. tokat yordum,Bird ge İsmail iki urdu, oturdu. Arap İsnm ver gu kadehleri içel O esnada hemşirem M çeri girdi. Karıma, “sen — fen bir kadınsın bağırdı Eni tem İsmail de diye ilâve etti. Karım buna kız: dı. Ben orospti isem senin karın r.dedi. İsmail birdenbi- d stasyanın i tuttu. Melâhat ta elin- mü-|deki ustura ile göz Beni de yaraladı zre iken pı landilar. Tıbbiyelinin ölümü Arnavutköyu 000 isterlinin 125 000 isterline ten zili haberi hakkındı haber hakkında |salâhiyettar bi recül âtideki be yanatta — bulun muştur: “—Ynanistan Türkiyeye vere ceği tazminatın 125,000 isterline — badele mu. tenzili üçüncü bir rahhası Fnknsg Türk makamı tarafından teklif edilmiştir. Bu teklif saltanat| İpasaportile giden Rumlara ait lemlâkin Tü il alâkadardır. İbir teklif karştsında nun kabulü, diğer elerin i İşayanı memnuniyet bir şekilde Bek halline müallâk bulunduğunu cevaben söyler ediler işti. yaka- hilinde cese- mektebi tâ- etendinin hçet eleni t da - tahkikatın ir. Müzakere | poliş müdürü neseleler 20 kadar olup ; ir muharririn toptan halli istihdat| ” Muharrır m ş 40 lirasını Ankarada bu meseleler mü- tahassıslar tarafından birer bi- rer tetkik edilmekte ve esnayı| r üzakerede zabıt ta tutulmak-| rafından Manitak tadır. İki taraf noktai nazarı ta-| kırk lirası almmı: tır. karrüp edince itilâf tesbit edil.| ». ü mektedir. İtilâf hâsıl olmayan| — Bir birsi - yakalandı noktalar Atinaya bildirilerek| Sabıkalı AliBeşiktaşş'ta Mt- ve son talimat talep edilmekte-| sıroğlu sokağında oturan Seni- dir. (ha H.ın evine bir Hiyyiz girmiş, bazı eşya çalıp kaçarken karşı. sına çkan polis memuru suretile Salâhiyettar bir membadan verilen malümata göre Yünanis tan malları iade edilmiyeçek Rumlara verecoği tazminatın büyüklüğü hasebile vereceği 125,000 isterlinin daha ziayde tenzilini istiyecektir. mıştır. K Azgın bir gi n Divan yolunda Abdülkadir e- fendinin gazinosund. i mitri, gece biralnirciyi d gibi kendisini yakalama memurlara da hakaret eti Afgan sefiri şehrimizde Algan sefiri Gulâm Cevlâni bata baslanmıştır. tuz senelik istipdattan ve sa- |memiş olduklarını anlatıyordu raydaki padişaha tapınmaktan | — Matbaadan derhal Dahiliye kendini alamıyordu. Türk mü- | nazırının hanesine bir telgraf nevverlerinin heyecanli nüma- |çektik-ve padişah Kanunu E. yişleri karşısında meşrutiye: İsasiye sadakat — yemini etmiş tin tabil haklarını ancak par- |olduğu halde postanenin mer- |ça parça ve zorla veriyorlardı. | kezlere gönderdiği — “umum,, İİstipdat zamanında g: telgraftaki — “bir müddeti mu- fena kadındır!”| Riza EL. e kama çekmişsede yakâlan ği den yakalanarak hakkıtıda taki 'SANI Matbuat davası 1930 Dün muhtelif | davalar görüldü | Dün irtişa hadisesinin gizli |safhalarmı yazdıkları için aleyh lerine dava açılan İstanbul ga- getcilerinin muhakemesine ikin ci cezada devam olundu. Son saat gâztesi aleyhine açı- emanetinin unu biz değil ylüyor. O B. diyor n dolayı ika Selim Rağıp B. a bunun heyecan a- fmniz bir yazı ol |ve izahat vı azete aleyhine | Ticaret Jodası ne diyor? Oda zahmete katlanıp ta şu hesapları bir tet kik etse,, ser ialr ve oda tara fındat neşrolunan bir istatistik zlattığının göste üyet eden bir ya zi tehyiç davası a- çılmıştı. Selim Rağıp B. bu dava in de bir az evvel söyledikleri ni tekrar edeçeğini bildirdi. Bu dava da diğer dava ile tevhit edildi ben irtişa davasınage a tahkikatını idare e- dığini söylemiş ; | Yeşilköyde Mm. Hayığın mahkeme | Mahkemeder Ağırceza mahkemesi dün Ye şilköy rıhsızlarınm muhakeme- sine başlandı. Salon mahkeme- ye intikal eden bu hadiseyi za- bıta tahkikati esnasında yine tünlerinda takip etmiş olan meraklılarla hıncahınç dol muştu. Vaka 21 teşrisani 1929 perşembe gecesi Yeşilköyde os manlı bankası memurlarından Keresteciyan efendinin köşkün- de cereyan etmiştir. Maznunlar dan Zekeriya, Mustafa Mehmet Ali ve Sait hadise gecesi eve de niğ tarafından girerek odasında| arut inhisarı delerine fesat karıştı < |mak ve devlet memurlarına rüş vermek,, maddelerinden i- malum zevat hakkında şahit ve de- tespit olundu Süleyman B. in ise de n haklkem nak ve müzaye deye fesat karıştırmakta isimle- ri mukarrer memurin — devletin medhaldar oldukları anlaşıldı Bından memurin muhakemat ka nunu mucibince evrakın mercii isine iade kilimdığı,, ilâve iştu. Gazete vekilleri bu kararna - menin temamile vazih olmadığı nı ve maksade kâfi bulunmadığı ifnt beyan ettiler. Mahkeme bu hususta bilâha- re karar verilmek üzrediğer bir esrarı askeriyeyi Nya* davasına ait istilâminda bulunmak üzre davayı talik etti. |de Sadrazamlık ve bütün neza- jretler eski — ruhlarında devam eyliyorlardı. Ve ancak hücum karşısında doğru yola geliyor lardı. Nümayiş veya — gazete neşriyatı şeklinde olan bu cumlardan hiç memnun değil- lerdi. uyumakta bulunan Mm Hayık eresteciyanı ölümle tehdit su- I ok zikiymet eşyaları |nu çalarlar. Maznunlar polis ve istintakta verdikiri ifadelerinde |birbilerine cürümleri - atfetmek |Suretile itirafta bulunmuşlardı. Tahkikatı idare eden istintak hakimi dört maznunu ceza kanu nunun 495 inci maddesi delale tile ağırcezaya sevketmişti. Da va evrakı okunduktan sonra ma- znunların istiçvabma geçildi. İlk olarak hadise esnasında Mme Hayika uşaklık eden Ze- keriya istiçvap olundu. Zekeriya şu şekilde ifade de bulundu: — 25 tevellütlüyüm ve Ma- nastırlıyım, 15 gün evvel ma- damın hizmetine girmiştim. O gece bunlar geldiler. Mustafa beni boğmağı teklif etti. Kabul etmediler. Mehmet Ali başımda bıçağıle bekledi. Diğerleri yuka rıda soygunculuğa devam etti- ler, Bir şey bulamayınca beni | kapalılıktan kurtarılacağı hak- kında sözler çıkmıştı ve bu ha- berin mürteciler — tarafından mahsus uydurulduğu zannolu- nuyordu. Dün gece Türk komi- te merkezine müracaat — eyle- ; bu heyet gerek ecnebi mı- lere ve gerek — endişeye makemelerde ki hırsızlık evini soyanlar ruzurunda n bir inılba yukarı çağırdılar paraların lerini sordular bilmiyorum de dim , . Vaka bu suretle devam e: ti. Benim hırsızlıkla alâkam tur.,, Vakit çok geç olmuştu. Mi keme meznun Zekeriyanın nın sorulmasına karar vererek| davayı 16 K. Saniye talik etti. ğ Metresini öldüren 10 seneye mahküm oldu Dün ağırceza mahkemesindd metresi Zekiyö namı diğer Fat mayı öldüren Alinin davasma bakıldı. Ali memleketinde evli ve iki çocuk sahibidir. Burada bir metres tutmuş ve zevk âl yaşamıştır. Ancak bu sırada köyi den babası gelmiş ve Alide ko kusuridan metresinin yanma uği ramamış. Fakat metresini ihm: le de bir türlü razı olmıyarak bizi çocukla metresine bir lira gön dermiş . Bundan muğber olan Zekiyel parasını iâde eder, Ali bu hareketten müteessir olarak akşam üstü eve gelir vı bir mücadeleden sonra biçaklı metresini öldürür ve kapıyı üs tüne kitleyerek firar eder. Müc dei umumi iddianamesini serdı derek maznunun 449uncu mad- de mucibince tecziyesini istedi Neticede muhake evvelâ 15 sene ağır hapse konulmasına ve muhaffef esbabı olması dolayıs le üçte birinin tenzilile 10 senı (€ mahkümiyetine karar verdi. izünden, heyecan ve coşkun- luktan kalbim durmak tehlike- sine uğramış; nabzım 35 sayı- sına kadar düşmlş, ve ben ö- bür dünyaya gidiyormuşum, Hayatımı Besim Ömere borç luyum. Besim Ömerin evinden beni alıp ©o zaman ikamet ey- Meselâ 16/29, 17/30 ve 18, ’30' düşen müslümanlara böyle bir Meşrutiyet ilânı ve İstanbul halkmın fevkalâde heyecan ve kevinişi Avrupada çok büyük isler yapmıştı. Her memle- Fetin büyük gazetelerinden mü hevesli oldukları için inkişarı | Sörünün daha şiddeti vakkate için,, ibaresinin ne de- | hayale uğramışlardı.“Maten”in |nede vardı. Postane, engiziz- | mek olduğunu sordük ve Posta muhabiri çok genç ruhlu oldu- |Yön tarihlerinin bize anlattığı |nazırını Kanunu esasiye - teca- ğu için tanınmıyan bir Türki- | gibi, karanlık kuyu idi. Mek- | vüzle — ithma- eyledik! Eğer yenin doğmakta olduğunu an- tuplar açılır okunur; gazetele- | derhal bu umumi telgrafm fe- İhim muharrir ve muhabirler İs- | İryordu ve bana şöyle — demiş- O tanbula gelmiye başlamışlardı. | ti: Fransızlarn Temps (Tan) ga-' — Memleketinizde büyük bir “etesi M.Jean Rodes'u, Matin | inkılâp ruhu var; — bu ruh çok (Maten) gazetesi M. Cuvneli kuvvetlidir;bir nesil geçmeden öndermişti. M, Cuvnel ve M. | Türk milleti — Avrupanm hiç Sod bizim matbaaya uğramış- beklemediği — şeyleri göstere- 1. Jouvnel Meşihat dairesine |cektir, lahi gidip Şeyhülislâmı gör- | Maten muhabirinin bu keşfi- üş ve Şeybülislâmin padişah nin ne kadar doğru — çıktığını hamma Kanunu Edasiye sada- | 1908 senesindenberi memleke- tat yemini etmesini iş- timizde olup — bitenler âleme i. Avrupa gazetecilerinin o ta- | gösterdi. İçerden ve dişardan ihe kadar ayak basamadıkları bin türlü belâlara ve darbelere ve yaklaşamadıkları - Meşihat uğratıldığımız halde Türk mil da iyaret Mösyö Cuvnel leti yaşamak kuvvetini ve ka- çin çok büyük bir vak'a addo- biliyetini dostüna ve düşman- Jlunmuştu. Bütün teşkilâtı Ku- / larma ispat eyledi. 1908 Tem- Punu vüsta âlemini — gösteren | muzunda TM ı:_ııgııg;nın Babı fetvada kavukluları, cüb- | mefküresi hiç şüphesiz bugün- be ve binişlileri yaktadan gö- 'kü medeni ve asri — sekil idi, Mösyö Cuvaetl Şeyhülislâ- |gençlik bunu duyuyordu. Fa- t sarı pabuçlarıkdan gözleri- kat duyduğunu ın!.ıwnıyondu İ ayıramıyordu. “Ayrupalıla- |1908 de Türk” gençliğinin gös- ta bizim hakkımızda besledik- | terdiği istidadın önüne geçe- İ efsaneli ve fantazik itikat- cek şuurlu rehberler _r,ıkımı_- darla kafası dolu olan Avrupa mıştı. Meşrutiyetin nigehbani: tıhabirleri İstanbulun manza- ' yiz iddiasında bıılı:ınm. rehber- Fası karsısında şaşırmıştı. 'ler yarım asır gendekdl.ıyuıl:; Times (Taymis) gazetesin- | düşüncelerin — esiri idiler, Ve den dabi mühim bi mauhabir. | belki bü tabit bir hal idi. Çün- e bu gelenler her an kü en düzgün düşünceleri bile ve — demokratik muhitler çok vakit k_ıonr. o dü- etlere kargı softaların ve şüncelerin sahipleri düşündük Yocaların ayaklanmasını bekli- lerini ortaya atamazlar ve mu- Orlartİı ve muttasıl bunu soru- hitin cereyanma kapılırlar, ha- 3ardı. Onlar kanlı vak'alar talar yaparlar. |rin sütunları karartılır; kitap- |ların sahifeleri kopartlırdı. Av- rTupadan gazete ve kitap almak yahut milletin hayrma çalışan- İarla mektuplaşmak — için bir çare vardı; o da Galata ve Be- İyoğlunda mevcut ebi posta şubelerinden istifade idi. Lo: zan sülhüne — gelinciye kadar kapitülâsyon sayesinde Galata ve Beyoğlunda yaşıyan ecnebi postaneleri çoktu; Fransız, İn- giliz, Alman, Avusturya pos- taneleri vardı; bunların muhte- |Hif şubeleri de mevcu: idi, Be- nebi postanelerine gliremiyen | casuslar ve hafiyeler kapıların | dışında dururlar, yalnız Türk. N e leri kollarlardı. Bütün bu ta- | - Dahiliye mazırı Babrâliye gel sassvtlara rağmen hiz gene iş- | dikten sonra aşağıdaki telgraf- | tediğimizi alıp verirdik ve bi- | Hame bütün posta ve telgraf . jzim postanemize emniyet hiç | Merkezlerine gö tür: | caiz değildi. Bunun bir isbatı-| Derseadet ve mülhakatile u- mr meşrütiyet ilânının beşinci mum başmüdürlere gecesi gördüm. Postanede me-| Kaânunu Eşsasinin resmen i- muriyeti olan bir genç efendi |lân — buyurulmasından dolayı gece bizim matbaaya geldi ve | telgraf ve posta münakalât ve posta nazırının posta merkez- | matbuatın — cümlesi kat'iyen lerine çektiği bir telgrafname- | sansör muamelesinden azade nin suretini geti Bu emirde |olmakla bu bapta — zinhar bir şöyle deniyordu: yanlışlık vukuuna meydan ve- “Bir müddeti muvakkate için 'Tilmemesi. gazete ve sairelerin — imrarına mümanaat olunmaması,, Buradaki “Bir müddeti mu- HASİP vakkate için,, tabiri Posta na-| Görülüyör ki zahirde Kanu- zırile Dahiliye nezaretinin hâ- 'nu Esast iade olunmuş ve meş- 1â macrutivet ilânını kabul et- İrwtivet ilân okd na tesirini — kaldıracak ikinci telgraf her tarafa gitmezse me- seleyi gazete sütunlarına geçi- 'rip müddeiumumiliğe müraca- (at edileceğini — ilâve eyledik. |Dahiliye nazırından gelen ce- İvap şu idi: | An, Yıldız, 17 Temmuüz Servetilünun gazetesine Telgral nezaretinden çekij- | miş olan telgrafname yanlış ol , duğundan şimdi Babrâliye av- detimde tashih kılınarak ikti- za edenlere emri kat'i " verece- ğimi beyan ve temin ederim. | , Dabiliye nazıtı MEMDUH | | 417 Temmuz 324 Posta nazırı İnm - bu temmuzda Babıâli bir kaç ilânı |resmi çıkardı bunlar ilâve su- retinde dağıldı. Bu ilânı res- miler tomturaklı ve vaitli söz- ler arasında muttası! hüküme- te itimat iz, nümayişlere hitam veriniz tarzında idi. Hal- buki nümayişleri ve matbuat tenkitlerini Babrâli kendisi do- ğuruyordu. — Posta nazırı- bir munedir. Postalardan sanı kaldırmak üzre Dahiliye ve Posta nezaretlerile olan muha- beremizin - suretleri Servetifü nunda çıktığı gibi 30 temmuz 1908 tarihli Maten gazetesinde aynen intişar etmişti Royter (Reuter) ajansı mu- habhirinin Avrupaya çektiği bir telgrafname dahi 30 temmuz- tarihli Maten'te çıkmıştır. Bu telgrafı okuyunca Selânikten gelmiye başlıryan mahdut dü- şünceli bazı zatların — tesirile inkılâbımızın — Avrupaya nasıl gösterildiğini anlarsınız, Vaki- a meşrütiyet ve hürriyet âşıkı gençlik kad! kapalı ve gayri müstahsil kalmasını is- temiyordu, medeni Hareketle- rin böyle Kurunu vüsta zihni yetile yürüyemiyeceğini bil yordu ve ona göre söz söyleni- yordu. Hakiki inkılâp bunu i: tediği halde bakınız Royter a- jansına Selânikten gelenler ne- ler göylemilerdi Maten gazetesinin 30 tem- muz tarihli nüshasından:. İSTANBUL, 30 temmuz — hal | Türk kadınların bilâkaydü şı tedbirin yapılmıyacağını ve ha- tıra getirilmediğini sureti kat' iyede temin eylediler. Hakiki inkılâp ruhuna m: lik olarak meşrüutiyet ve hürri- lediğim Yeşilköye kadar gö- türen ve oradâ üç gün beni kat' İ istirahate iobar ederek vücu- düme kuvvet verdiren de Dok: tor Ahmet Nureddin merhum idi. yetle beraber kadın hürriyeti- Bu surette hasta düşmek pek nin de teminini arzu — edenler şeydi Burada onu bu ilânlardan çok mütcessir ol yazmaktan maksadım bu has- dular. Çünkü bir milletin yarı- 'talığa karşı çok derin bir mis sının inmeye uğramış bir has- net beslediğimi söylemek taadam gibhi yarım vücutle ya- |çindir. Vakıa bu — hastalık bir İşıyamıyacağına — münevverler nimet olmuştau. — Matbaamır kani İi Babrâli karşısında — olması vi |Servetiflinunun Türk - gençliğ 1908 senesi Temm'zunun 10 tarafından sevilmesi Hhasebil: İancu gününden 20 nci gününe bize gösterilen umum? itimat ,kadar hiç durmadan ve bütün la meşrutiyet namına mücade on günde on saat bile uyuma- “leye atılmıştım. Ben o zaman: 1 dan çalıştığım, — küştuğum ve , gelinceye kadar temiz mefkü- bayecan içinde - kaldığım için W"ıe" çar çabuk siyasi emelle yavaş yavaş vücudümdeki mu- tin ve menfaat hınslarının ka- 'kavemet kesiliyordu. - Yemek ;rışacağmı düsünememiştim,ya 1 yiyemiyordum, yatsam bile u- ni çok toydum. Mücadele arka 1yuyamıyordum, müthis bir a- daşim Mahmut Sadıkla bera- sabi gerginlik içinde idim. Ve ber son derece temiz hir mes- nihayet 29 temmuz- yani 3 a- Iı-uıîyeı âşıkı idik ve başka $e | Bustos cuma-sabahı matbaada- | düşünemiyorduk. Hasta yattı ki masamın başında düşüp ba-. ğrm üç günde daha sükünla dü İşünmiye ve düzgün — muhake *** İyılmiştim. Aratları bilmem ne ü İkadar zaman geçti, gözlerimi meye muüktedir — olmuştum vı Jaçtım, kendimi — tanımadığım | sakin kafa ile mathaayı yerde bir çini banyoda ılık su (dönmüstüm. Kat'i kararlarım içinde buldum. Alık alık etra- / vardı. O da ne pahasma olur; fıma bakıyordum; — banyonun ga olsün gittikçe alevlenen si kapısı açıldı; çok — muhterem | yasi entrikalara, menfaat cere arkadaşım Doktor Besim Ö- |yanlarına — karınmamaktı. Ve mer Paşanın sevimli başı kapr öyle yaptım. Onun için hatıra aralığından göründü: İtırır yazarken cok - bitaraf b — Nasıl, kendine geldin mi? | kalem yürüttüğüme inanıyo; b AHMET İHSAN Uykusuzluk — ve gıdasızlık