18 Ekim 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

18 Ekim 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

er z | amimyet | ASRIN UMDESİ *MeLLİYET.TİR 18 Teşrinievel 1929 BUGÜNKÜ HAVA Dün hararet azami 16 asgari 11 derece idi. Bugün rüzgâr mütehavvi esecektir . Havanın açık olması meldir. FELEK GÜZELLER ARASINDA Dünkü “Cumhuriyet” reti- kımızda Türkiye güzellik kra- liçesile ikinci ve üçüncü gelen dilberlerin resimleri vardı, AL iman gazetesinin bu mevzu hak- kındaki neşriyatından bahset mek münasebetile refikimizin dercettiği bu resimde güzeller arasında refikimizin güzel mes”- ul müdürü Agâh İzzet beyin resminin de bulumuşu işe ayrı ca bir revnak veriyordu. Alman gazetesinin bu tesadüfü süküt ile geçiştirmesi garip kadirna- şmaslıktır. LİMANDA TAHLİYE Dün sabah saat sekiz buçu- ğa doğru Üsküdördan | Beşik- taşa geçerken bir faciaya şa- hit oldum: Birsz ilerimizde durmuş olan şirketin 65 numaralı vapurun- denize birisi düşmüş; Vi pur sandal indiriyordü. Fakat adamcağız bizim vapurun önü- ns düştü. 56 numaralı bu ufak vapur 'bir kaç dakika süren a- reliyattan sonra (o kazazedeye yaklaştı. Biçare beş metre me- #fsJe, lâkin vapurda tahli: mak için denize atlayan da yok. Nihayet beş dakika sonra 65 Bumaranm sandalı geldi, adam cağızı çıkardılar ve bizim vapu- ya aldılar. Tesadüfen içimizde bulunan bir hekimin ilk tedbir- İerine tağmen adam dirilmedi ve gitti, Bu faciadan iki şey öğ- rendim:; Evelâ bütün şirket va- Yurlarında ve li yede tahlisiye tertibatı yok Hayatımızı gelişi güzel ta- n lötfuna teslim ediyor ve Hiç kimse başkası ç i ıslatmak istemiyor. İnsanlık hissi ortadan kalkmış. Ben yüzücü bir adam olmadı- Zum için atılamadım fakat va- purdaki çımacılar ve memurlar da aldırmadılar, biçare boğul- du. Eğer Şehremaneti Istanbul halkına bir iyilik etmek istiyor ise denizden veya ateşten her adanı kurtarana beş on Fralık bir mükâfat verileceğini ilân et- $in de üstünü başını bedav: İstmektan çekinen çımacılar yüzme bilenler ateş kesilir ve li- manda'göz önünde boğulanlar da azalır. Bütün bu — facianm yegüne gülünç ciheti denizden biruh çıkan bu adamın hatta da- ha hüviyeti tespit edilmemişken har ettiğinin polisçe tespit dildiğinin neşridir. Ne ile blin- miş? Kuvvei kutsiye ile mi? FELEK Maarif Emanetinden: Darülfünunla (iseler Mühendis e Ticaret mekteplerinden Ay - Tupaya gönderilece talebenin im- Tihan'arı “21/10/990- pazartesi günü yapıldığından uamzetlerin yevmi mezkürde saat sekizde Dariltünun könfrüns” daloflunda MİLLİYET Spor Bugünkü maç münasebetle. Galatasaray futbol takı mı hakkında mersiyeye benziyen yazıyı oku- uynca, şampıyonumu” l zun düştüğü söylenilen vaziyete cidden acıdık | Istanbul Şampiyonu Galatasaray, bugün, Taksim Stadyomunda Kuin- Elizabet futbolcularile karşılaşıyor. İki gün evel, bu gpaçın ehemmiyetin- len bahsederken, böyle bir müsaba- kanın Galatasarayın daha kuvvetli ve daha idmanlı bir devrine tesadüf et- memiş olmasına teessüf etmiştim. Ma mafi biç te nevmidane olmıyan bu yazımızı, eveliki günkü rüfekamızdan! birinde intişar cden ve adeta mersi yeyi andıran bir yazı takip etti. Bu yazıyı, mendilimiz elimizde okurken, yalnız oynayamıyacak futbolcuların esamisini öğrenmiş olmakla kalsay- dik: “Galatasaray şimdiye kadar bu- na benzer ne badireler geçirdi de gir ne işin içinden yüzünün akile çıktı,, derdim. Fakat bu vaziyette Galutass- ray takımının Beşiktaş'lı futbolcular» la takviyesi lüzumundan bahis ve bu- nun böyle olacağı ima edildiğini gö- rünce: “Zavallı şampiyon! Şampiyon, sfatile tek başıma kabul ettiğin bir maça, Istanbul ikincisini teşrik etse- İydin neyse, fakat onu atlayıp ta Is- tanbul üçüncüsü ile takviye edilecek vâziyete mi düşdün?" demekten me- n'i nefis edemedim. Bahrisefit şampiyonu Kuin Eliza bet in Istanbul şampiyonu Galatasa- rayla maç yapması tespit edildiği za- man, Mehmet Nazifin ayağı gene eyi- leşmemişti; Leblebi Mehmet gine Artvin'de - bulunuyordu; Ercüment | epey müddettir çekildiği futbola tek- rar avdet etmemişti ve oynayıp oyna- maması bile mevzuu bahis değildi takım kapteni Nihat'la idare beyeti- nin arası gine açıktı, hatta daha evel Musır'lılara karşı da oynamıyacak i- kön caki Galatasaraylıların müdahele ve tavassutu ile oynamıştı; Mithat ve Vahinin, hatta Şakirin askerliği gine mevzuu bahisti. Şadli'nin Belçi- ka'ya gideceği de belki tahakkuk et- mişti. Muslih'in idmansızlığa gelin- <e bu da yeni bir şey değildir. O hal- de bu gün Galatasaray ne vaziyette ise İngilizlerle maç kabul edildiği za-! man da hemen bemen ayni vaziyette bulunuyordu. Bu vaziyet malüm ol- duğuna göre kendine güvenemiyen Galatasaray, o zaman niçin tek başma maç kabul etti. Eğer kendine güven- di ise, ancak bu gibi fırsatlarda mey- dana çıkarabileceği gençleri ihmal e derek, şimdi neden takviye edilmek lü zumunu hissediyor, Behemehal bir galibiyet arzu edi- liyorsa en kuvvetli bir muhtelit çıka- ralım ve şampiyon oyuncular şehirle. rinin muhtelitini takviye etsinler: ga- libiyet şansımız daha kuvvetli olur. Yok eğer bir mağlubiyet ve kim bi- lir belki de bir hezimetten korkulu- yorsa, kendi genç oyuncularına emni- yet edemedikleri rahneleri, onların Oyun tarzına alışmamış olan Beşiktaş” lılar katiyen kapatamayacaklardır. Yoksa bu tarzt hareket, ayni gün- de yapılacak olan Mıntaka ve Galata saray kongreleri dolayısile Galatasara yın bir-iki idarecisile Beşiktaş lr Şe- ret Reyin yekdiğerine mütekabil bir | iltifat ve cemilesi midir? İ |, Her me olursa olsun, muhakkak o- lan bir'şey varma, oda Galatasaray futbol şubesinin, dört beş aydan beri ber türlü disiplinden eser kalmıyacak bir şekilde idare edilmiş olmasıdır. Ne kadar yazık ki bu hal saridir, 6 kadar saridir içi bu gün, bir zaman te- sanütlerile iftihar ettiğimiz. Galatasa raylılar arasında muhtelif partiler ve bu partiler arasında dakikada bir de- gişen siyaset dalgaları mevcut olduğu ryenl idin edilmektedir. ir klüp ve onun geniş teşkilât şubelerinin, gelişi güzel ye idare edilmesi kabil olsaydı hiç dur. maz bir klüp açar ve o kiübün her tür! ! bulunmaları. düşenlerin hepsini * oraya top- ladık. Şehirden bir saat uzakta)rihe kalacaktır. ve Beypazarı - Ankara yolu üze! Diyorum. Yaptığımız işin bü- © sinde bir dağın yamaçında. İlk| yüklüğünü zaten biz tayin ede-|dık, Pikrette bü heyecanı göre- önce adını koyduk: — İstiklâl mezarlığı “Milliyet , in edebi tefrikası :65 AŞK GÜNEŞ Etem Ezel |kadar kelime varsa hepsini bir İnın başı üzerine lü kayitten azade bir mütevellisi olur- dum. Fi k gü A cek değiliz! Biz bunu *da gene tarihe br. müsait zaman bulsam yar müsait | bir zemin bulamam. | Bu sözler belki acıdır, takat dost sörü ekserya tatlı değildir. $.G. Garp edebiyatı Çinliler arasında İstikbal muammasını Şarklılar mr halledecek ? Arzu ve heyecanın ira-| demizde mühim birer unsur olduklar | 4 doğru ise istikbal ve müstakbel med|dikendine lâkap takmıştı. Fır- niyet şarklılarmdır. Biz Türkler baş-| ta olduğumuz halde büyük şark mil- letlerinin medeniyet ve insaniyet di- kirlerine karşı hissettikleri hürmeti, mistik meyli görmek, şimdiye kadar pasif bir rol oynayan muazzam bir insan kütlesinin yarınki mevkii hak-| kında müspet tahminlerde bulunabi mek için kâfidir, Şarkıların medeni-| leşmek hususunda gösterdikleri hara Tete bir de gecikmiş olmaktan gelen sabırsızlık inzimam ediyor. Bunlar, hem gençlik ve zindeliğe, hem de ha-| yatta huzur, refah ve adalet gibi bi-) beha surları keşfetmek ve avuçlarının işine almak kararına delâlet eder. Avrupa milletleri muttarit bir tekâ mül içinde, farkında olmadan temed- dün ettiler. Asırlardan beri kendileri-) ne temin ettikleri her nevi kazançla-| rın kiymetini belki bunun içindir ki) başkaları kadar himetmiyorlar, © mo-| deniyete hayret gözüyle bakmıyorlar. Itiyat, havasımızı uyuşturur. Fakat iştiyak ruhun ve bünyenin kuvvetini on misli fazlalaştırır. Hayat ta işti- yak devresinde bulunanlarındır. Şark âlemi bu devre içinde bulunuyor. Ondaki | kaynaşmağı, feveranı görüp te büsbütün yeni bir dün- ya doğuyormuş o hissine | kapıl mamak kabil değil Bu his, bilhassa Çinin arzettiği o man- zara karşısında müstesna bir kuvveti peyda ediyor. Filhakika, gazete ha- berlerinden tutun, Çin hakkında neş- çedilen cn vazih eserlere kadar hepsi, 0 memlekete , sanki içinde dört yüz milyon bakteri ile dolu kültür suyu kaynayan buhar ve dumanla muhat bir kazan şekil ve mahiyeti veriyor. Mamafi bu da, yeni bir alemin doğu- şuna işarettir. Şeng Çeng isminde Çinli bir muha eririn memleketine dair bundan bir ay evvel neşretmiş olduğu kitap aynı intibar hasıl ediyor. Bu kitap , M. Şeng Çeng'in Vahdete doğru ismi alında yazdığı silsilenin ikinci cildi Birinci cildinin ismi Annem idi; ikinci çildininki Annem ve ben dir (1). Müellif , bunda çocukluğundan, memleketinin adetlerinden, ve orada 20 senedenberi : devam eden inkılâp teşebbüslerinden bahsediyor. Kitabı bitirip kapattığımız. vakit bir birine benzeyen isimlerin, kâh bir safta, kâh diğer safta görünen adamların,yeni- likle eskilik taraftarlarının zahiren tetriki imkânsız olmasmın arzettiği garabetler bir nevi şaşkınlık veriyor. M. Şeng Çeng kitabinm en mühim kır smınr Çinde yirmi senedenberi tevali eden ihtildi hareketlerine basrettiği halde , bu ihtilâl hakkında sarih bir fikir verdiğini iddia edemiyeceğim:. Pakat buna ne hâcet ? Kimin galip geldiğini , kimin mağlup olduğunu bilmemiz İâzım değil. Bizim yani bir kaç milyon senedenberi zihayat mah- luklar taşıyan bu kürre üzerinde ne- bayet sükün ve huzurun teessüsünü arzu (edenlerin uyan- dıran husus Çin mua- zam bir o âlemi orkunç bir dir. Yani" arzular, meyiller, ihtiyaçlar) Çini nereye götürüy bilmek istediğimiz . Çin iht aver safhalarını ng Çeng, eserini “ zuhtan mahrum bir mefküreye ithaf etmiştir. Bu “Vahdet” müellifin fikri nce Şark ve Garp medeniyetlerinin birleşmesi, kaynaşmasıdır. Ancak bu- na imkân var mı?Olsada lüzum var- mı ? Garp ve Şarkın imtizacını iste mek , adeta fizyolojik bir ,ameliye 9at olunmasını. iltizam ct- bunun imkânsızlığından sa- rfmazar, faidesini de görmiyorum . Ya biz Şarkirlar Şarklılığımızdan hiç! bir iz kalmıyâcak kadar Garplılaşaca- (1) Şeng Çeng, Vers PUnitö : Ma, Mâre et moi, Naşiri : Attinger, Paris - Neuchatel, - Birinci ciltten geçen ine Milliyet te bahsetmiştim. üzerine çıkarak belki bir saat- tan fazla söz söyledi. İmanlı, heyecanlı, ateş.gibi bir genç. Türkiyenin İ Biz. yahi CUMA 18 TEŞRİNİEVEL Mizah, Hikâye. EBomam, Ben faka Sersem zade kabul bey, ken- | sat düşsün düşmesin: — Bana faka basmaz derler! Diye övünürdü . Akıllı, zeki, kurnaz bir adam olduğuna kanaatı vardı. ... | Sersem zade faka basmaz Ka- bul bey, bekârlıktan biktı . Ken- dine, bütün; kurnazlığını take nıp, hem çok güzel, hem de çok zengin bir kız aramağa başladı. 'Taharrisi uzun sürmedi. Kur-| naz bir adamın elinden ne kur- tulur?.. Çok zengin bir manifa-; tura tacirinin, çok güzel kızma! talip oldu. Nişan merasimi geçti akat nikâh olacakları günün arifesinde, mesele çatallaştı. Ni şanlısı surat ediyor, meyus du- ruyor, Kabulün yüzüne bakmı- | yordu . — Neniz var sevgilim? Neden mahzun duruyorsunuz? Genç kız içini çekti, derin bir göğüs geçirdi, sonra sordu: — Beni sever misiniz? — Bu da sual mi? — Söyle, bana karşı olan aş- km hakiki mi? — Elbette... Fakat nede- mek istediğinizi anlıyamıyo- rum. Genç kız bir an tereddütten sonra, anlattı: — Babam iflâs etti .. Üç yüz bin lira kaybetti, Bu gün on pa-| rasız kaldık... Hıçkırmağa başladı... Kabul bey, evvelâ sendeledi Kendikendine: — Vay canına !:Dedi; mesele çatallaştı . Hemen kalkihiak; genç kıza! vedâ edip gitmekten başka ya- pılacak şey yoktu... Evet, evet ama, bunu ahmak- lar yapardı. Halbüki Kabul kur- nazdı, onu biraz güç faka bastı- rırlardı . — Bana yutturamaz, dedi . Oyun oynuyor, rol yapıyor. Aş-| kımı tecrübe etmek istiyor, Ap- tal bir adam derhal inanır, ka- nardı.., Ama ben!.. ! Elini kalbine götürdü: — Aziz nişanlım, ben senin seni alıyorum. Bu- ir an düşünmüş ol- man, beni müteessir eder. Zen- gin de olsanız, fakir de olsanız, av ar are Kabul hadisesiz Garplıları cebr ile şarklı Gağız. Bugünkü insani kazanç. hasıl ettiği bilançoya göre birin-| kkın ihtiyarı hera tabii , hem zaru ridir. Birbirine bu kadar 2ıt, hatta düşman iki alemin irmtizacı bana hir âz anormal geliyor. Esasen fizyolo. jik kanunlar da buna müsade etmez. Bedenen ve fikren en kuvvetli ırklar hiç şüphesiz Ayrupa ıtklarıdır. Onla- Hi ne cebr ile, ne fikir ile ele geçirme. nin imkânı yoktur. Onları massetme.| nin yeğâne çaresi onlara, benzemek ve onların arasına karışmaktır. M. Şeng Çeng'in kitabında "Çinin! adetleri , an'anelerine dair kıymetli) malumât da bulacaktmnız. Çinin ruhi ve manevi hayatı bibeha bir hazine gibi görünüyor. Ne yazık ki M. Şeng Çeng pek kıymetli olan hünerini bize bu hazinenin muhteviyatını tanıtmak gibi güzel ve memleketi namına fai- deli bir emire Be .. Taştı ları birisi. Tok, keskin, tunçtan ne araya toplayıp öyle söyliyor. Biz Ekremde bu tonu * bulama- bu kudreti - Bütün Os- medik, Cenap'ta sezmedik. o Ve.. © Bu isim tarihindir ve... Tari-|rakıyor ve:o söylesin. .Diyoruz!|manlı Türkçesinde bu söze #he kalacaktır . Eğer yarmın ço- çukları büyüyüp kalktıkları 2â- * küçük duâ eder ve: | © — Bize büyük Türkiyeyi bı. /ilk def' mezarlığında © sakanlardan bir kısmı onun kur-| gördüm. Bütün insanlar bir tek tuluş ve istiklâli için burada|kulak, bir tek göz, bir tek kalp hiyanetle boğuşmayı ve “bildiler. Derlerse bu ölmeyi şehitlerin | dr. Dua bittikten sonra yağmu: 1 ar. | elele yaş boşama duasını dinliyorlar r eş bir Türkçe dinlemedik. Yeni Türkiye yeni lisanını da kendi- mindeki bir Türkçe! Ve Baştan başa genç bir Türkiye, gençlik! Mi ürkiyenin en genç başıdır! Yıkan, yaratan, âlev dalgası gi la kânım bile milletimin tari- — Bu isim trihindir ve... Ta-|bi beynimizi tutuşturup o ruhu-|hindeki esaret “karasını yıka-| muza yangın veren bir ifade.İmak için #vecdi tahrik etti: ÜÇÜNCÜ KISIM Bu duruş ve bu... Görünüş-! him bir şey varsa söylene —i— tür! — Ya söylenemiy z ... varsa ; ; > H€ Güneşin vicir vicir tepede kay) — Ne olacak miralay yendi ip and verdiği nadığı bir gün. Yaprak titremi-|mencecik muharebe tek Ben de onlarla beraber Hasa-| nün üzerinden iki İnönü ve. Bir| yor. Baş hekim: ya , Hele iki aydır cephe ş Sakarya geçti . — Hadi miralayım, içeriye! tabanca bile patlamiyo” i — Yemin ediyorum.. Son dam|. - İki İnönü ve,. Bir Sakatya| gidelim, bahçeden bize hayır| — Ona bakma seni. git — varım yok. — Durur durur da birde"? — Varım! Dedi, miralayın koluna girdi.|lar değil mi? iğ ç — Var... Yavaş yavaş yürüdüler. Mira- | — Hah.. Hah .. Hat Me ahi Ve gene hep bağırdık:! Ve: lay: — Sahi kumandanın.“ eni 83 — Yaşasm yeni Türkiye, , —Varsm . . — Aziz bey, ben bari hiç içeri| yorüz? Bü iş bitmiyec© — Yaşasin Mustafa Kemal! | Mücadelesidir. Yalnız Sakar- | girmeden gideyim . ha?.. aldı? — Yaşasin T. B. M. meclisi. | ya tarihi dörde bölen batıyı tek-| o Dedi, elini uzattı. Baş hekim:| — Ne o canm'm sak sikii — Kahrolsun osmanlılık.. |rar garbına alan bir duraktır ki?i * — Yooo .. Olmaz. Kırk yılda — Yok etendim. Can“. — Kahrolsun Türk düşman-| Biz bunların hepsinde Hamrayı!bir geldin. Vallâhi birakmam ... z bulduk, Hamrayı gördük, onun! #man bu mezarlarm başında bir |hep birden cezbeye tutulup he-|siyle beraber yaratıyor. Genç! — Kahrolsun istilâ ordusu. |coşkun vatanseverliğini ana süs) yecan içinde yanıp sarsıldığını | bir lisan, gençlerin dil ve kale-| Ve.. Hatip tekrar tekrar buldü emer gibi delicesine “zaferi-! istiklâl mizin bol.neş'esine kaynak et- ları! — Yaşa.. — Yaşa 5. —Y İrimin yıkılmaz, jon parası kalı 1929 Şehza basmam! benim olacaksınız , — Sahi mi Kabul? Başını nişanlısının omuzuna dayadı. Kabul için için gülüyordu: — Sen beni zor faka bastırır- sın! Bana faka basmaz Kabul derler . Gidinceye kadar, nişanlısma binbir şaklabanlık etti . Akşam arkadaşlarına anlattı: ik hanım beni imtiha- na kalktı, Bana öyle seyler ge çer mi? Müstâkbel kaym pede- tükenmez bir) serveti olduğuna eminim . - Her iki PRL filminde ve RAİ mteşhar İspany hepsi dunu filmdir. birde başlar. Nikâh oldu, düğün oldu. Zifafın ertesi günü, Kabul ka- rısına: — Neden sanki aşkımdan şüp! he ettin de, bana yalan söyle- din? — Ne yalanı? — Neden babam iflâs etti, de- din. — Yalan söylemedim ki... Maalesef hakikatı söyledim . . . — Haydi canım!, — Vallâhi sahi... Babamm madı. Bütün mal- ları haczedildi...... halkımızın en John Sinema se temsil etmekte üt oldu. Biraz son ra kadın dedi ki: — Babam, işlerini yoluna koy mak için size güveniyor... Siz Filminde bücün bir etmektedir. : 5 ii. Bu film için ARNOLDİ- Zİ. ? alk be li İMİZİNİNİ arti oekensan agarz “dn — Ne demezsiniz ya ... Kur. ||) mükemmel, parçalan. adaptr Ke etmiştir. CAZBAND dahi emsal- naz da söz mü?.. Nakleden SELÂMİ İZZET 1004000000008000000: “TİYATROLAR SİNEMALAR .90400090004000000 ŞEHREMANETİ © “ei Bu gün matina seat 3 buçukta ve akşamı sane 21 buçukta Zehirli kucak | li 4 perde ber cumartesi akşamlar için faslarda tenzilit il apılmağştır. Ki bilmecemiz halledilmiş şekli Kuşdili Hilâl tiyatrosu SOLDAN SAĞA Jimalindeki dağ (3) Elbiseleri Komik Cevdet Bey temsilleri iz 4 e ae b A ir a |2— an ilk defa olarak pazar akşamı 2 — Beygir (2) Yüksek (4) koyu (4) Fedakâr Avtris Anjelo 3 — Yildiz (5) Ufak (3) Sg © 4 perde dim Sarrafın kızı komedi | 5 — Fakat (5) ya in & — Klticum (3) Arkanın aksi (2) * — Bir nevi işki (4 2 perde vuryete dout monoloğ ve ssire | Millet tiyatrosunda Naşit Bey temsilleri Bugün bu gece Kara deyirmen ram “komedi 5 p, Müthiş itira komedi 4 p. Sinemada Gece esrarı Jak jüe, dans: varyete 3) Kadıküy mısırlı oğlu tiyatrosunda temsilleri Bu akşım Sönmez seş komedi dram 4 p. kanto, dans, duettu mma Sigoarta işlerine 71 — Su (2) 8 — Nota (2) 1 — Çins köpe Diyerek, sevi di serindir!. HİLÂL MORiŞ ŞÖVALYE yi görmek ve işitmek üzre gridenle- ri Sesli, sözlü, şarkılı ve danalı bie Bu gün Bu gün ASRİ SİNEMADA GÜNA HYOLU Filminde oynimaktadır. itibaren başlayacaktır. MELEK SİNEMASINDI MARYA ASTOR ROLAND kemali muvaffakiyete Endülüs Gülü siz muvaffakiyetleri göstermektedir; Bu günkü yeni 9 — Büyük çuval (5) YUKARDAN AŞAĞI: Sivas baş müdüriyetinden: Ücreti şehriyesi sabıkası yüz on dokuz lira olan Sivas Malatya arkadaşını çekti, onu hiç dinle- medi: — Hiç olmazsa yemeği bera- ber yiyelim. Hem hastane şim- — Ama kuzum. Karargâha iç uğramadım. Yemek. dalı sürer Bu gün: Her kes İlk milit ve muazzam şaheserimiz olan nkara Postasi #llmini seyretmek ve milli duygularımızı okşamak için başında Ayasofyada sinemada SN KEL MELLERi ol şarkılarında filmi sineme söylüyorlar. ve şarkı ve sahibinin matinieler” saat mekredik. ziyade sevdiği gilbert ları Sant 13 ten ve JİLBERT oldukları, tomaşakiranı tes- 8| | pe i OLAM | (| İŞ Şelbizilelrlefi Dünkü bilmecemizi0 yat (4) k (4) İtalyanın şi- Türk Spor i Mütenevvi münderecat İle melik bir surette çıkan 3 ünl nushasını okuyunuz. Kayıcü baş niden'da imli, şirin, uysal Konuşa konuşa Bey: — Aziz bürası ALEMDAR sinemalarını tesrif edecektir. 10 dan itibaren devami seanslar. Geçen nerşembe gününden AJIK sineması gösterilmekte olan GRETA GARBO ve KONRAD KAGELİN R dahiyane temsili CASUSKADIN aleminde şimdi) kadar misli görülmemiş muzafi€” tiyetleri ihraz etmektedir. Fillen her akşamı ile saat 16Ü 1830. matinelerinde orka makinesinin terennümen arasınd kemali müvaflakiyetle ALKAZAR SINEMASI Bu gün YOLA MALKİMLAN Her gün 4,1/2 de ve akşa” ları 12 Kişilik Rus heyeti t rafından VOLGA şarkılar! sal, çerisi | $ — Bir nevi meyva (5) 7 — Güneşin battığe taraf (#) gn 8 — Bir göz'tengi (9) papi, 9 — Yuva (4) Nata (2) İ Jbu güdden itibaren yirmi gün c in yedi |detle Sivas Kayseri Mala! bin edi şirket yrtmi İnakasaya konulmuştur. İhale ü. İrinisani salr günü saat onbE$i* şmüdüriyet dairesindeki cağı ilân olunur. sr filân değil. Bu heri yona yan gelip ya' ri . yinları er İzmir! z “piyesi” İ lacak baki! — E. O da olacak İnek "i Ni odasma kadar geldiler: i rinmiş. Ohme iyi seni eli göredii Si ii O zd d eiri rip Ege LAL gür” Yi İ Ci erin leri kal çil

Bu sayıdan diğer sayfalar: