MİLLİYET CUMA || Hattada bir söz D İşin maliciheti — | Bir kaç seneden beri devam| eden tecrübelerden sonra Türki mes'elesi | r ticari iş olarak Mütalaaya değer şeklâldı. Bugün belki d bir çoklarınca nabemevsim t& y si muhtemel olan b: şin şimdiden tetkikini muci olan en mühim ami! «gümrü ür. Yeni gümrük tarifesi yapı ış filmelerin kilosuna 18 lira esim tarhetmiş ve bu suretle 3 dira olan-eski resim beş misline çıkarıl©nıştıramuta vassıt bir film 15-20 kilo geldiğine göre 225 300 lira yalnız gümrüğü tut- maktadır. Bunun hafif hatta mu tedil bir resim olduğu iddaa * dilemez, Sinema gibi son zaman |larda bir eğlenceden ziyade bir Lihtiyaç olan ve dahilde yapı mıyan bir metaa bu'kadar a; resim koymak halkimızın bed 1t TEŞRİNİEVEL | film mücesesesi — müdiri) Bi fikri : Ve sözlü filmler hakkında ? Bu yenilik sessiz ik mu ? bi ektir. Z senli filmler, kanaa- Sessiz filmler İiçin bir ötmez. Filhakika sesli Bap e tleri yeğdt, oğya, şarkı ve mu- AlRt yalnız öesi çok — mühimdir. €a ,4,,u,_u=ı ve eşya seslerinin işittirilmesi halkı Müiy t KAf gah Yağit Darçayır tlyecektir. Şarkı ve :::'v..,_ P muzik hollerde, ibadetha- L,_" Sereyan edeceği - için mevzul ı_:ıı.mh.a" leşice bu filmler için bu günkü ur, *de büyük bir istikbal görmi dülilerin “ senkromize " deni Bt iyi adapte edilmiş bir! Pilaklara çekilmesinden nev'ine gelince, bunların bir kıymeti yoktur. çünki Salonlarının tabil muzika-| Eramofonla film seyretmek | ka t len b dünyada sesli filmlece gös- SLMeyliseCt yeniliğe karşı insanla- kdün, «“den ibarettir. Asıl ninema Ş ı'";'“ :::mlu'h vukua ge- ? t bütün dünya piyasa- îıe.:’:'*ym filmler ” tutacaktır. . bir iki istinmes| konuşan filmler | İmanlarda bir kaç küçük | 'sanları bilmiyen memle-| €ti yoktur. Türkçe ko- l llmin yyaPuacağı güne kadar sö ha Sacakgıç D sinemalarımızda yeri kç_'z Söneiz Sözlü filmler - tiyatro- . ah yal *t filmleri mutazarrır ede- * nasil sinema , tiyatroyu Liptidasına kadar 6000 sinema sesli| Filimcilerin mütalâaları.. -ŞEmal film ve Paramunt müdürleri ne diyorlar? l—_ı—ı 8l » gramofon, konserle-, ri, opera ve operetleri ortadan kaldı- Tamadiysa sesli ve sözlü film de ses-| siz filmi temamen ortadan kaldıra- muayacaktır. Çünki sessiz film - İçin, mevzu sahası bipayandır. — Yeni meysim hakkında ne düşü-| nuyorsunuz ? — Yeni mevsimin geçeğ seneden daha bereketli ve fal olacağını ümit| ediyoruz. Bu sene iki sinemamız sesli Hilm makinelerile techiz ediliyor. Ha mdolsun bu sene Anadoluda feyzl bereket var. Bunun tesiri Istanbul) piyasasında da kendini gösterecek ve| işler üzerinde iyi bir tesir yapacaks| tır. — Bu mevsimdeki yeni filmleri- vidir ? Pa K cehennemi, Vinter garden, Troyka, Don kazak-| ları, “ Üniversel ” fabrikasının emri-| mize amade 68 filminden yalnız 23 tanesini seçtik. — Busene Firmamız yeni ve şaya-| 't dikkat bazı artistler takdim — edi cektir. Ezcümle kadınlardan: Barba-| ra Kent, Merna Kenmedy, Marıy No lan, Evelin Brent, erkeklerden: Jone Boles, Geen İryon, Eddie Leonard ve Yosaph Sehild Krant'tır. Paramount müessesesi müdürü Fahir İpekçi Beyin fikri — Sösli ve sözlü filmler hakkında mütalaanız nedir ? Bu filmler setsl: filmleri körletecek mi? — Sesli ve sözlü filimler sinema| aleminde bir inlalâp yapmaktadır. Her memlckette olduğu gibi bizde de gbet görüp muvaffak olacağı tabii dir. Sinema aleminin merkezi sikleti Amerikadır. Amerikada bu ağustos makina tertibatı koymuştur. Bu mev- sim sonuna kadar daha 4000 sinema- 'nın bu makinaları koyacağı düşünü lürse hiç olmazsa bir kaç sene sonra 4i ve sözlü filmlerin hakim olacağı mder. Bizim ikinci millt filmimiz| n seslidir. Üçüncü filmimizin| 1ca sesli yapılması mutasavver- aizim için sesli makine tertibatı- nan pahalılığı, Amerikalrların — kendi| makinalarından başka milletlerin fil- mlerinin geçmesine musaade etmemc leri sonra en mühimmi sesli filmlerin başka yabancı lisanlarla olması gibi ypüşkilât vardır. Tabil, zamanla bun- 1 da çaresi bulunacaktır. Şu ilk zamanlarda Türkiyeye gele- sesli ve sözlü filmler muzikalı ve #i filmlerdir. Yalnız sözlü filmle * Tağbet görmiyeceği tabüdir. Ada ptasyon iyi tanzim edilmemiş ve iyi Musikişinaslar tarafından çalınmıyan bir muzika dinlemeden ;.* mutabasasıs| lar tarafından adapte edilmiş ve zen-, gin bir orkesten tarafından çalınmış musikiyi aynen dinliyerek sey- retmek elbette herkesi memnun ede cektir. Bununla beraber acali filmle- in sessi iddin » İyi bir film her zaman iş-) iyecektir. Bilhassa güzel hisal fllm-, leri, dilber artistleri, sevdiği ve beğe ndiği san'atkârları dalma arayan me mleketimizde bu evsafı haiz Hilmler| sessir de olsa yine rağbet kazanmak-| tadır. — Yeni mevsim için ne düşünüyor sunüz ? —Yeni mevsimin iyi olmasını ümit ve temenni ediyoruz. Bütün — filmler, ve sinemacılar bunun için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Emin ©- İunuz ki memleketimizin sinema ve) filmcileri pek faâl ve cesurdurlar, Avrupanın bir çok büyük şehirleri sesli makina almaya cesaret edemoz- ken Istanbulun birinci sınıf 4 salonü-| ndan ikisi binlerce Hira masraf ede-| rek sesli makina getirmişlerdir . Bic| çok büyük filmlerin Paristen evel Ie- sanbulda geçtiği vaki'dir. — Bu mevsimde en şayanı dikkat| ne gibi filmleriniz var ? — Paramount filmleri bu sene p: kuvvetlidir. Meşhur Moris nin Parisli Şarkıcı, Emil Yanings'in üç büyük filmi, Jorj Bankroft'ın iki Klayv Brook'un iki, Harokl Loyıd'in bir, Bede Danyels'in, Evlin Berent, | Klar Bov, Baklanova gibi pek kıy-İ metli artistlerin bir çok filmleri vı İdır. Bunlardan başka müessesemiz, | dat rakabet hislerinti tatmin için çesi|tevessül ettikleri karşılıklı en-! Ankara Postası, ve güzellik krali, Feriha Tevfik hanımın - birinci rolu yaptığı “ Kaçakçılar” ve Pransızla- rın bu sene çıkardığı cn büyük eser olan Monte Kristo filmlerini tevzi edecektir. HUKUKİ BİR MESELE! Bir filmin sahibi, Artiste sormadan filmi kesip başka şekle sokabilir mi? | Fransada sinema alemi için yeni| ve hukuki bir mes'ele çıkmıştır. Ma dam Rakel Meller kendi oynadığı! " Şahane Menckşeler ” ismindeki fil.| mden bir kısım kesilerek " Paris Kız! ları” ismindeki filme ilâve edilmesin den şikayetle film sahibi aleyhine dava açmıştır. Mahkeme her iki filmi görmeye karar vermiştir. Film sahi filme sahip olduğunu ve ondan dile- diği şekilde istifade edebileceğini dia etmektedir. Bize kalırsa Madam Rakel Meller haklıdır. atta terbiyevi ihtiyaçlarını tez| yik eder. Lavanta, esans ve tu- valet eşyası gibi lüks olduğun- dan hiç şüphe olmıyan şeylerin kilosuna 10 lira gümrük verilir- ken dolu filmlerin kilosundan 15 Kra istemek, bunun lavantadan bile lüzumsuz olduğu düşünül- düğüne delâlet etmez mi? Zan- nediyoruz ki yeni tarife yapılır- ken, sinemacılar bu işle meşgul komisyonu iyice tenvir mişler ve bu günki gayri tabif neticeye varmışlardır. Bu güm- rük mes'elesini ayrı bir bahiste mütalaa etmek üzre yine sade- de avdet ediyoruz. Bu güngi şe- rait altında Türkiyede halki ya- kından âlâkadar edebilecek kısa filmler çevirmek tetkika değer bir mes'eledir. Filvaki, bu gün çevrilmiş olan yeni bir film ve çevrilmekte olan bir diğeri var- dır ki bize Türkiyede film ya- pılabileceğini gösterir. Lâkin işin iç yüzü hiç te-böyle değil- dir. Bu filmlerin nasıl bir vası- tasızlık ve yokluk içinde çevril- diğini biz pek'âlârbiliriz. Vası- tasızlık, bir eseriri noksanlarını hoş göstermekte bir özür telak- ki edilse de iş ve seyirci nokta- sından makbul bir şey değildir. Bir iki filmin noksanlarını yerli malı olmasına bağışlayanlar ya- ür gün bu noksanlara mu- samaha etmemeye ve ©o eksik- leri hoş görmemeye başlıyacak- lardır. Şu halde bu günden ile- rideki film sanayiine ait stüdyo- nun temellerini atmağa ihtiyaç vardır. Biz hali hazırda -velev- ki basit- bir stüdyo te'sisine ik tiza eden sermayeyi koyacak kapitalist bulunacağına kail de ğiliz. Esasen bizde sinemacılık tam ve mantıki bir ticaret şek- linde değildir. Mahdut ev ve a- damlarını dar bir piyasadaki ipti trikalarin hey'eti macıvı'ası sine ma ticaretini teşkü etmektedi. Bundan dolayıdır ki arasıra gö- rülen ve inkişafa “atfedilebilen hareketler hep bütmantaliternin neticesidir. Yoksa muhakkaktır | ki sinema ticareti çok çekingen | bir reviş takip etmektedir. Binaen'aleyh, hulasa edersek, Istanbulda bir stüdyo tesis ede| cek tek bir sermayedar buluna- maz. Buna rağmen vaz'iyet bu teşebbüsün bir an evvel yapılma sını zaruri kılmaktadır. Bünun içindir ki, bir birlerile münase- betleri hâlâ pek iptidat halde bu lunan sinemacılar birleşip bu stüdyonun sermayesini -kısmen-| koymalı ve kısmen de hisse se- nedi çıkararak esastlı bir şirket tesis etmelidir. İleride Türkiye- de yapılması muhakkak olan stüdyonun bir an evel teessüsü- ne yegâne çare büdür. BİRİGİTE HELM MÜŞTEKİ Almanyanın U F A film şirketinin meşhur artisti güzel Biri Helmi kendisinin Hiyakatinden aşağı — roller| veriliği ve şöhreti nisbetinde - reklam)| yapılmadığı için bu şirketle olan kun, turatını bozacağını — söylemektedir. U F A şirketi ise bunun bir vesile ol duğunu ve Birigite'nin ya şeraiti ağı rlaştırmak yahut mükavelesini - boz- mak için bu iddiaada bulunduğu- nu söylemektedir BREZİLYADA SÖZLÜ FİLMLER Berezilyada Louis Barros isminde müteşebbis Portekiz lisanında 35 Bi Harpten bir müddet evel, Alzasın ünoşli bir köyü olan — Pre d'Or. Güzel ve afif Marie"Ducrot, köyün en dilber kızıdır. Köyün — zenperest gençlerinden hiçbiri ona milâzemeti aşıkanede bulunmuş olmakta tefahur edemez. Bu havalinin en zengin çif- tlik sahibi olan Lebolt, günün birin- de Marie nin teveccühüne nail olmak| ümldile büyük babası Durot ya ba-| Mariye kıyordu. öyün senelik bayram günüdür. .. Hiç bir kadının dayanamıyacağı de- rece güzel genç milâzim — Kari von kumandasında manevre yap- olan bir ühlün süvari bölüğü yedi gün kalmak üzre — geliyor. Von Hager, Marle yi — görünce onu elde etmeye karar veriyor. bakışlar: önünde mütemadiyen Marie ye sırnasıyor. Hatta, kendinden ge- çerek kızı öpüyor. Bu muamelesine kargı milârimi tırmalayan Marie, bu hareketinden mütcecssif olarak ertesi gün onu görmek istiyor. Hafta, ni- hayetinde, Von Hagon köyden ayrı- lacağı zaman, Maric, kendisini mu- ikkat bir eğlence telikki eden milâ- xime karşı derin bir aşk İle mütahas- sir bulunuyor. Bu ayriliş gecesinde köylüler Ma- üşmüş k Helen Föster tarafından oynanm (Dayzi Kanfield) ve arkadaşı Ketti büyük bir şehrin monden ve kibar ailelerinin kızları idi- ler.Peder ve valideleri gayet ser. best fikirli kimseler olup kızla- rını hür bir hayata alıştırmışlar- dı. Dayzi ile Ketti de bu müsae- deden oldukça istifade ediyor- lar ve geceleri bir çok genç er- keklerle geziyorlar v sefahatın her nevini tadıyorlardı. Dans, tütün, içki, kumar — ve nihayet ihtirasatı — şehvaniye — genç kızları gittikçe sukut ettiriyor ve her birinin bir dostu, bir aş- ikr bulunuyordu. Bir gece üç dört arkadaş bir salonda kumar oynarlarken kız lardaiı birisi oyun borcunu elbi İseleri ile ödemeğe mechur edil miş ve oyun nihayetinde kızlar |hemanda çir çıplak kalmışlar- dı. Onları tesadüfen gören - bir kadının ihbarı üzerine polis hep sini yakalamış ve muayeneye İsevk etimiştir. Kettinin fcengiye yakalanmış olduğu meydana çıkmıs ve Da- $A "|SEHER VAKTI (pnti) ||i Sesli film : Wilma Banky | riyi milâzimin odasında görünce, kö- | yün adeti veçhile Mari kapısını katranlıyorlar, onu herkes — reddedi- yor. Mari de köyü terkediyor. Köyü ler genç kazın intihar ettiği zanne- derek milâzima da öylece haber ve- riyorlar. Bir müddet sonra Fransız- lar ile Almanlar arasında zuhur e- den muharebede rahibe — olmuş olan tesadüf ediyor. Her ikdsi de sevgilerinde birbirlerine sadık kaldık larımı söylüyorlar. münasebeti- le o köyün ve M bulunduğu| kilisenin tahliyesi için emir geliyor. Düşmüş Kızlar (Alkamrada) LÜÇ SİLÂH; Duglas Fairbanks 1$ üncü Louls'nin zamanında baş vekil olan Kardinal dö Rişliyö Kıra- liçe nin en düşmanı bulunuyor. ve sarayda fesad bulaştırıyordu. lar. Marinit köylülerinden yokarda ismi geçen Zebolt, rakibi olan Hage- ni yaralı olarak Marinin yanında &- rünce onu öldürmeye kalkıyor. Lâİ Mari kendisini de birlikte öldürme- sini isteyince, bu Lebolt fikrinden vazgeçiyor ve Ma. ri ile Hageni otlar arasında — saklıya- rak alman hatlarına kadar götürüyor fakat yaralanarak hayata veda edi- yor. Bu film (United Artista) — şirketi mınulatındandır. Sesli ve güzel bir e- Berdir. Orkestrasi ve 806 kismı çok Her nasılsa Kıraliçe (An D”Otriş) le (dük dö Bukingam) arasındaki se- vdaya vakıf olan Rişliyö Kiraliçe nin yazısını taklid ve dük ü bir mektup- Ja Pariz e davet ediyor, Mektup tu- Zağmla kapılan dük Paris e geliyor- sada Kıraliçe hemea avdetini iştirha- 'm ediyot fakat dük bir hatıra alma- |dan avdet etmiyeceğini söyliyor ve o günlerde Kıral tarafından — Kıraliçe ye verilmiş olan bir gerdanlığı bera- ber götürüyor. Casusları — vazrtasile bu hadiseden haberdar edilen Rişliyö intikam alma — zamanının geldiğine karar veriyor ve pek yakında verile- cek olan saray balosunda Kıraliçe nin hediye olan gerdanlığının taktırılma- Ja hakkında kırala telkinatta bulun- (uyor. Kıraliçe Kıral tarafından ger- danlığın takılınası hakkındaki teklif karşısında kalınca deli gibi oluyor ve silâhsörlerini gerdanlığı yetiştirebil- mek üzre Londra ya yollıyor. Birbir- lerinden ayrılmak bilmiyen dört si- Tâhgör "Atos, Portos, Aramıs ve Dar- tanyan” yola koyuluyorlar. muavaffaktır. zlar (İlhanr'da) yzide hamile olduğunu itiraf et- miştir. Dayzinin dostu, ufak bir ame liyat ile bunun önüne geçmek kabil olduğunu söylemiş fakat yanlış bir ameliyat neticesinde D!yı( sevdiği hayata veda et- r. Bu film« Tirst National» A.- merikan şirketinin eserlerinden dir. Oyun ve fotograf iyidir. E- serin ahlâki kıymeti de vardır. | Bu dört silâhşörden ancak Dartanyan HUFLYEF SA ĞARONE T Londra ya varabiliyor fakat gerdan- lık Rişliyö nun casuslarından “May- ALMANLARLA AMERİKALILAR 3 ye ARASINDA ledi dö Vinter” tarafından daha ev- velce çalınmış bulunuyor I. Amerikanın belli başlı sesli maki- 'na amillerinden Vestern Elektirik ku| mpanyasile Alman sesli makinaları Amilleri arasında büyük bir ihtilâf| | vardır. Amerikalılar kendi memleket- lerinde kendi sesli filmlerinden ve ae- sli makinalarından başkasını :en etti klerinden — Almanlarda — bilmukabele Almanyada ve ihtira'larını tesçil ettir| — Bu film meşhur artist Duglas Pa- dikleri ekseri Avrupa memleketlerin irbanks ) >serlerindendir. Fllm mev 'de Amerika makinalatını men'ettir. | zuu Alexandre Dumas nin “Üç silâh- D'artanyan “Mayledi” yi takibedi- »yor pek çok tehlikeler —geçirdikten sonra gerdanlığı cle geçirip vaktında | Kıraliçe ye yetiştiriyor ve bu vaziyet Jkarşısında Rişliyö ye bu delikanliyi İtakdir etmekten başka bir şey kal- | miyor Mmektedirler. Daha şimdiden İsviçre şör” ismindeki maruf eserinin yalniz ve Macaristan Amerika içatlarını mee|bir faslından alınmıştır. Eser güzel n'etmiştir. ve cariptir.