Lisan nedir? Lisan hakkındaki telâkki İnsan hayvanı natık nerdedir? - Lisaniyatçılar ise de—&ıcuğu? - Lisan lisanı nasıl tarif ediyorlar?-Lisan nasıl bir işaretler sistemidir? Lisan, bizde ötedenberi, ihtimal Aristo felsefesinden kalma bir an'a: ne ile insanı hayvandan farkettiren bir hassa gibi sayılır; insana “hay- vanı natık” yâni konuşan hayvan de- “ilirdi. Fakat daha ziyade tahlillle- ire araştırmalara lüzum görenler ol /maz, lisanım hakiki mahiyeti aran- mazdı. Avrupada ise lisan bir buçuk asırdanberi gayet mühim ve derin tetebbülere zemin teşkil etmi; Lisaniyatçılar, ruhiyatçılar, içtir iyatçılar, ayrı ayrı düşünmüşler ça- Tışmışlar, yazmışlar, çizmişler, kü- tüphaneler dolusu cserler - vücuda getirmişlerdir. Biz de bu muhtasar makalelerde bu büyük ve feyizli iş- lerin bazı parıltılarını aksettirmeye çalışacağız. ... İnsan “hayvanı natık” ise de o- mun yavrusu olan çocuk doğduğu , herkesin bildiği gibi, konuş- amaz, kendi kendine - yürüyemedi- ği gibi. Bir zaman sonra bacaklarını hare- ket ettirip kendisini istediği yere götürebilecek surette kullanabilir. Bu hususta diğer bayvan yavruların den tkeas ge olmaktan gayrı sürette- farkir değildir. Fakat yavaş yavaş ağzından bir takım sesler çı- karmağa, duyduklarını tekrarlama- ğa, sözlerle istediklerini de anlatma Şa, basılı kı ga başlar, ve bu- nunla artık hakiki bir insan yavrusu olur. Acaba çocük için ellerile yiyece- ğini alıp ağaına götürmek ve karnı- Bi doyurmak, bacaklarile yürüyüp) istediği yere gitmek ne kadar tabit iâe ağzından sesler çıkararak konuş- mak da o kadar tabii midir? O derece tabii olmuş olsa çocu- ğun kendi kendine konuşuvermesi Tâzım gelirdi. Halbuki çocukta tabil ancak “konuşma istidadıdır. bu istidat kendi kendine inkişaf etmez, gocuk konuşabilmek için uzun bir Çıraklıktan geçer. Annesi, dadısı ve diğer bakanları sevenleri devamlı bir dikkatle ona bir takım sesler tekrar ettirirler bir takım sözler öğretirler. O da, ken- disindeki istidat ile, o sözleri ve tedricen bütün lisan mekanizmasını Öğrenir, diğerleri gibi konuşur. İlk aylarda bir çok hatalara düşer ve Ancak yanıla yanıla, tashih göre gö- ve ikirdi ederek konuşmağa muvaf- fak olur. Çocuğun öğrendiği lisan kendi kendine icat ettiği bir lisan değil- gir. Taustamam etrafında konuşulan Tisanın aynidir. İlk aylarda bazı sör leri başkalarından ağır söylese veya bazı sörler icat eder gibi olsa yanın dakilerin konuşması onu tashih e- der, ve ister istemez o da herkes gi- bi' kKöNüşmağa Mmecbur alur. Çocuk yanlış söylüyorsa muhakkak farkı- ma varmadan söylüyordur; hatasının farkına vardıktan sonra onu bir daha tekrar etmez. Demek ki lisan ferdin bir tabil fonksiyonu - -yemek içmek, yürü- mek gibi- değildir. Çocuğun öğgrendiği lisan kendi uz viyetinin içinde değildir, etrafında- ki insanlardadır. Etrafındaki insan- lar, bütün köy veya şehir dahilinde yaşayan insanlar gibi konuşurlar. Lisan köyü ve şehri de aşar: tekmil bir devietin hudutları dahilinde, ba- zan o hudutların ötesinde bile, ay- ni lisanı konuşurlar . İşte çocuk kendi haricinde bulu- nan bulisanı öğrenmek ve aynen kul lanmak mecburiyetindedir. Âlimler ferdin — haricinde ve aynen kabul ve tatbik edilmesi mec buri olan şeylere içtimai —namını ve- rirler. Buna göre lisan tam bir içti- maf müessesedir. Asrın en büyük lisaniyatçısı olan Ferdinand de Saussure diyor ki: “Lisan konuşma istidadının nn içti. maf bir mahsulü, ve fertlerin konuşma ııdemı işlete- bilmesi için cemiyet tarafından ka- bul edilmiş bir takım konvansiyon- ların bütün heyetidir.” Bu konvansiyonlar sörler ve kul- lanışlarında riayet edilen kaldeler- dir. Fert bütün sözleti ve nasıl kul- lanıldıklarını, telâffuz ve kaideleri- le beraber cemiyetten öğrenir ve on- hoşa gi yapa: rak söylerksa, daha bir kaç ay sonra berkes gibi gayet muntazam cümle- İterinin lerle konuşmağa başlar, yanındakile rini bayrete düşürür. Çocuk ana mektebine bile gitmeye başlamadan çok evel ana dilinin gramerini tatbik edebilir. Lisan her yeni neslin ço- cuklarına, böylece, İçtimaf hayatın bir işlemesi neticesi olarak aynen intikal eder. Meşhur lisaniyat Üstadı Meillet diyor ki: “Bir lisan onu konuşan fertlerin tkikatına bir aralık fasıla — vererek nafia komiserlerinden Nazim ve dev let demiryolları - mühendislerinden İazet beyleri kabul etmiş, bazr nafia işleri hakkında izahat almıştır. Recep bey bugün Terkos — işlerile| **i meşgül olacak ve ağlebi ihtimal su bentlerine kadar giderek — tetkikatta| bulunacaktir. Hlansil her birinden müstakil olarak mevcut tur, ve o fertlerin mecmuu haricin- de yoktur, onların hiç birine de ta- bi değildir. Fertlerden hiç biri lisan değiştiremez. Kullanışta görülecek her inhiraf bir reaksiyon celbeder. Vakıa bu re- aksiyon ekseriya herkes gibi konuş- mayan kimseyi gülünç etmekten baş ka bir içtimal hükme mahal vermez; fakat bugünkü medeni devletlerde, imtihanla, muayyen bir içtimai gru- pun kabul ettiği lisanı bildirmeleri- ni göstermeyenleri devlet hizmetle- rinden mahrum dahi ederler. “Dürkheim'ın içtimat vak'ayı ta- rif için kullandığı müstakillik ve iç timaf icbar vacıfları lisanda son sa- rahatlarile mevcut görünüyorlar.” ... Konuşma istidadının tamamile ta bil olduğunda ihtilâf vardir; yâni bacaklarımızın yürümek için yapıl- mış olduğu gibi ses cihazımızın da konuşmak için yapılmış olduğu it- tifak ile kabul edilmiş değildir. Ha- kikaten bacak ve ayak sahibi olan bütün hayvanlar yürürler, fakat ses çıkarabilenlerin 'insandan maadası konuşma yolunu bulmuş değildir. Lisanın tam bir içtimai mücssese olduğunu en evel görüp kuvvetle is- pat etmiş olan Amerikalı âlim Whit ney'e göre ses cihazımızı İisanın a- leti olarak kullanmamız - tesadüfün eseridir; yâni insanlar yalnız jest- lerle konuşsaydı sesli sözlü bir lisan icat etmeyebilirlerdi. Fakat F. de Saussure bu tezi fazla mutlak bulu- yor, ve ses cihazının tabiat tarafın- dan insanlara kabul ettirilmiş oldu- ğunu söyliyor. İşin mebdei başkasına -i kasile temas ve ihtilât ıımy.uaıı Diğer büyük bir lisaniyat âlimi olan Vend'iyes bu noktayı pek güzel i- zah ediyor: “Lisan, diyor, duygu âzalarına ma lik olup aralarındaki münasebetler için tabiatın vermiş olduğu vasıta- lardan istifade eden insanların te- mas ve ihtilâtından çıkmıştır; insan lar lâkırdıdan mabrum iken jesti kul lanmışlar jest de kâfi olmadığı za- man ona bakışı ilâve etmişlerdir." Meselenin esası lisanın içtimal bir müessese olmasıdır. İnsanlar biribir- lerile konuşmak için bir takım işa- retler bulmuşlardır. Bu işaretlerin icrasında -şimdiki halde ve her tarafta- ses cihazı kul- lanılmaktadır. İnsanlar ses cihazile vücuda getirilen sözlerden başka bir takım işaretler kabul ederek bir ko- muşma usulü keşif ve tatbik edebilir lerdi. O zaman da litan yine içtimal bir müsesese olacaktı. Kullanılan işa in cinsi meselenin esasını tiremezdi. Lisan lisan olmak onu terkip ya bu cinsten değil, Cİnsten olursa olsun, umum tarafın dan kabul edilmiş olması lâzımdır. Bu halde lisanın mevcut olması için her şeyden evel aralarında ko- nuşmak ve ihtilat etmek — ihtiyacını duymuş bir cemaat mevcut olmalı ve © cemaat kendi aralarında bir takım işaretler kabul ederek onları her fert aynen kullanmalı. İki kişinin konuştuğunu farz ede limi; birine A öbürüne B diyelim. A kendi dimağındaki bir meramı B ye söylemek ihtiyacındadır. Derhal di- mağında o merama tekabül eden söz suretlerini zihninde bulur, ve hemen ses cibazını kullanarak © rözleri bir. ses zinciri halinde söyler. Bu ses zin- ciri A nın ağzından çıkar, B nin ku- lağına gelir , buradan B nin dimağı- na geçer. O söz suretleri B nin dima ğına nakşedilir edilmez, zihni mana- larını anlar. İşte lisanın fonksiyonu burada: Böz suretinin dimağa nakşolmasında ve mananın derhal anlaşılmasındadır. A ile B arasında cereyan eden mü- kâlemenin her parçası bir daire teş- kil eder. Bu dairenin, daha doğrusu| kapalı münhaninin uçları A ile B nin) dimağlardır.Bu uçlarda söz suretleri ile mâna birleşir. Lâkırdı münhani- sinin diğer kısımları bir takım hava| YOE- ve adele teşekkül e- der . Bu kısımlar lisanın mahiyetine taalluk etmez. Lisant vak'a dimağlarda söz surct lerinin mânalariyle birleşmesinden i-| barettir , Bu suretle içtimal - ruht bir| hadise olur. Demek oluyor ki lisanın unsurları! dimağlarda birleşmiş bir takrm çift- lerdir. Bu çiftlerin bir haddi söz su- reti öbür haddi mânadır. Bu iki had biribirine tekabül ederek bir işaret vücude getirilir. Bir söz suret -işa- retin delâlet eden, diğeri- mâna delâ let olunan taralıdir. Söz suretleri ile mânaları arasında- ki münasebet bir şeridin yüzü ile as tarı arasındaki münasebet kadar sıkı dır. Söz suretlerinin hber parçası mâ- 'nanın bir parçasına mukabil bulunur. birini tu:ızmm ayırmak — mümkün Hülâsa lisan , içtimaf - ruht mahi- yette bit sistemidir. AHMET CEVAT nertaryımıy YEr N Te d a aa -|etmişler ve bu MI'LUYIIT PAZARTESİ 16 EYLÜL HARİÇTEN ALDIĞIMIZ HABERLER Amerikada Gümrük tarifesi Fahiş görüldüğün- den reddedildi VASHİNGTON, 14 (A.A.) - Güm rük tarilesi hakkında ayan meclisin- de yapılan ilk müzakere 'neticesinde Hoover projesi muvaffakiyet kazana- mamış 27 reye karşı S1 rey ile red- dedilmiştir. Bundan sonra meclis, Stimson tarafından verilen ve evvelâ yeni bir tarifeye lüzüm olup olmadığı meselesinin tetkiki icap ettiğini be- yan eden karar suretini kabul etmiş- tir. Azadan biri, yeni gümrük rüsu- mu alınmasının caddelerde adam 80- ymak kabilinden bir hareket olacağı- Bı, şimdi alınan vergilerin bile had- dinden fazla olduğunu — söylemiştir. Ayan meclisinin verdiği bu karar, me busan tarafından kabul edilen proje- nin feshi neticesini hasıl edecektir. 450 MİLYON DOLAR SERMAYE LONDRA, 14 (A.A.) - Nevyork- tan Röyter ajansına bildirildiğine gö- re milyarder Morgan ım 450 milyon dolarlık bir sermaye ile teşkil ettiği “Niyagara Power Corporation” un- vanlı şirket Sen-Loren nehrinin bir kısım sahilini satın almıştır. Burada 2 milyon 240 bin beygir kuvvetinde bir elektrik fabrikası vü- cüde getirecektir. İsviçrede MÜHİM BİRTEKLİF Devletler arasında bir gümrük mütarekesi | CENEVRE, 14 ÇA. A.) - Sabah celsesinde İtalya murâhhaslarından M. Suvich gümrük meselesini tetkik etmek üzre hükümetler arasında bir| g- | konderans akdi hakkındaki teklili tas) vip etmiştir. M. Suvich bütün hükü- metlerce muvafakat edilmek — şartile bir gümrük mütarekesi yapılması ha- yırlı olacağını söylemiş, aucak böyle bir tedbirin tcaret muahedeleri akdi)| hususunda ,kuü çık::ınııındm ettiğini de ilâve eylemiştir. 'MquKVAvI:ı CEMİYETİNDE CENRVRE, 14 ÇA.A.) - Akvam cemiyeti büyük meclisi umuml bir iç- 'tima aktetmiştr. Bu celse La Hey Adalet divanına ait işlere tahsis olun muştur. Meclis, Fransa tarafından | yaşlaı vaki olan teklik üzerine divanın yeni- den tetkik olunan dahili nizamname- sini kabul etmiştir. Bundan — başka meclis Amerikanın La Hey divanına iştiraki hakkındaki protokolu da tas- vip etmiştir. Bu protokolun kabulü bizzat Amerika hükümetinin verdiği teminat icabınca Amerikanın La Hey| h divanıma iştirakini tarammun etmek- tedir. M. Politis, bu gün verilen ka- rarların ehemmiyetine dikkati celbet miştir. Yunanistan ve Bulgaristan| dahil olduğu halde bir çok hükümet- ler iştirak protokolunu derhal imza süretle —Amerikaya kargı olan muhabbet ve muhalâsatla- rınt göstermişlerdir. BEYNELMİLEL İPEKÇİLİK ZÜRİH, 14 (A.A.) - Beynelmilel ipek kongresi ipekli kumaşların satış şeraitini kararlaştırmak için esas iti- barile bir itilâf hasıl etmek meselesi- ni tetkik etmek üzre beynelmilel bir komite teşkili hakkmdaki karar sure- tini tasvip etmiştir. Tabif ipek talep- lerinin günden güne çoğaldığını an- hyan kongre ipekçiliğin bütün mem- leketlerde bu san'at erbabma vasi mikyasta yardımlarda — bulunan Ja- ponyadan örnek almak suretiyle inki- Şaf etmesi arzusunu izhar etmiştir. Kongre mesaisine nihayet vermiştir. Almanyad YENİ TEVKİFAT BERLİN, 14 (A.A.) - Rayhiştagi meclisine konulan bomba meselesin- den dolayı yeniden bazr tevkifat ya- ğ NDEN ÇIKIYORLAR MAYANS, 14 (A.A.) - İngilizler koenigstein'i pazartesi günü tahliye etmeğe, başlıyacaklardır. ŞSİZLİK MESELESİ BERL!N 14 ÇA.A.) - Parlamen- tonun işsizliğe karşı sigorta mesele-| sini halletmek üzre eylâl nihayetine C kmme Lağımı z Mektepliler müsabakası 19 uncu hafta 19 uncn haftanın en mü- him haberi nedir ? müsa« bakası bu günden itibaren başlamıştır. Gelecek cevapları eylül Çarşambu günü EI akşamına kadar kabul ede- ceğiz. 19 uncu haftanın en mühim haberi için alınacak eee tir. Cevaplarınızı Milliyet müsabaka memuruna gön- deriniz Viyana mektubu Tiyatrolara karşı Viyanada iyi bir sinema yoktur VİYANA, (Milliyet) — Mevsim yaklaşıyor: Viyananın bütün dün; ca malüm ve meşhur olan operası pernringin tam köşesinde ve Viyana gece hayatınım merkezi sikletini teş- M.| kil cden Karntnerstrassenin başlangı- cindadir. Bina vari der Nüll ve Siccardsburg namında iki mimatın plânları üzecine 1861 senesinde inşaya başlanmış — ve 1869 da yani dökux senede itmam e- dilmiştir. 2318 kişi istlabında bulu- nan büyük tiyatro hariçten heybetli olduğu kadar, dahilen de pek müzey yendir. Büyük taşlıktan başlayıp bi- rinci kattaki balkona doğru yükselen, geniş ve mermer sütunlu merdiven- leri ile Paris opera binasını pek andi- v Balkon- Opernringe nazırdır. Per- de arasında halk bü balkonda dolaşır. Yazın ballktonun dış taraf da — açılır Balkonda dolaşanlar daima - bir inti-| zam tahtinda gezerler. İstenilen yer- den girıp arzu edilen yerden çıkmak mümkün değildir. Mühakkak sol ta- raftan girilecek halkavari dolaşan hal) kın arkasından giderek girilen yerin sol tarafından çılılacaktır. Balkonda oturulacak bir çok kanapeler vardır. Dört katir olan fiyatlar yarım liradan 25 — liraya kadardır. Yüzden fazla san'atkâr tarafından çalınan örkestra hakkında söyleyecek söz bulamiyorum. Benim gittiğim gece Traviata temasil ediliyordu. Alexandre Dumas fils'in La dame aux Camelias sından iktibas edilen bu eser meşhur İtalyan komponisti Verdi tarafından beste- lenmiştir. Yüksek müzik karşısında insanın akir duruyor vesselam. Piyano ve kemanın birbirine karı- şan nağmeleri arasında vucudumun titrediğini hiss ettim. Yüksek san'at- kârın, önümde duran yüzlerce artist |tarafından çalınan eseri cana ne ka- dar yakın! Onu bestelerken, Verdi, cski hatı- ralarını kim bilir kaç defa düşünerek ağlamıştır. Şimdi de bizleri ağlatı- yor. Ne ölmez fakat ne kadar öldürü- cü bir eser yarabbi! Fakat ne kadar güzel.. dördüticü perde kızın ölümü ile kıı.umrıı:n Ağlayan sevgilinin göz rına © gün © bulunanlar- dan kaç kişi işGirak etmemiştir. Çok yüksek #ürtistler tarafından| temsil edileh buleserin şimdi bile te- siri altındayımit " , * Viyanalda tiyatro hayatı daha sa- at altıdan başlar, on birde hitam bu- lar. Belli başlı tiyattolardan Burg, A kademie, Volks, Şehir, Joset, Yohan -Strauss, olmak üzre 20 kadar iyi ti-| yatro vardır. Bunlardan haşka - hir çok daha mevcuttur. Sinemalar Viyanada zikre bile şa-| yan değildir. Hepsi bodrum ve ya bir katın sinemaya tahvilile vücüde gel- miştir. Sinema olarak inşa edilmiş bir bina görülemez. Yalnız en ufak sinemalarda bile müzik fevkalâdedir. Viyanada çok güzel konserler din lemek kabildir. Yazın parkdarın bir çoklarında umumi konserler verilir. Ruslar - İngiltere ile müzakerata girişecekler MOSKOVA, 14 (AA.) - M. Lit-, vinof Londraya bir mümesesil gönde- rilmesi hususunda merkezt icra heye- tince haritiye komiserliğine müsaa- de verilip verilmiyeceği hakkında «o- rulan bir suale verdiği cevapta İngil tere ile münasebatın tesisi hakkında şunları söylemiştir: — Bütün' memleketlerle - normal münasebat tesis ve idamesi hususun- da gayret sarletmek Sövyet hüküme- 'tinin sulh siyasetinin esaslı bir nok- tasını teşkil eder. Bu hususta merke- zi icra komitesi ile Sovyetler kongre- sinin mükerrer tasdiklerine iktiran et miştir. Sovyet hariciye hıııııxllb İngiltere ile münasebatın iadeten sisini tecil maksadi ile 23/7/929 u_ rihli-notasında M. Henderson un mü-) zakerat tarzınt tespit hususunda ipti-| daf tetkikattâ bulunmak ve — ihtilâfir mntldai mınıuhıı teessüs ettikten K hususundaki — tekli- fini nımı .ımı.ıu M. Henderson un! son notasında matbuata verdiği be- tespit mevzuu bah$olı beyan ne binaen bu hususta hariciye komi- serliği için Mmerkeği icra heyetinden ıyna ııuıııdı ııııııııiı Tüzum yok| KABİL TI.ŞKILH' ıoııovA 15 ÇALA.) - “Yeni- dsmi verilmiş olan muka| Si melll u.ıınm mensup azadan 70 kişi muhtelif cezalara mahküm e- Bolçevik idare- %u-w—w—wh“ eilerle münasebatta bulunmakta idi. LONDRAYA MÜMESSİL LONDRA, 14 (A.A.) - Londrayal| bir Ruş müsieteli gönderilmesi bak- İngilterede Bahri meseleler Başvekil Amerikaya niçin gidiyor LONDRA, 14 ÇA.A.) - M. Mac- donald ın Amerika teyahatini mev- Si bu ziyaretin sırf bazı bahri mesai- lin halli için girişilmiş bir teşebbüsün şümul ve mahiyetini kat kat toecavüz ettiğini ve bunun umumi tahdidi tes- Hhata doğru atılan adımların en mü- him ve katixini teşkil ettiği için bü- yük ve küçük devletlere ait bir takım mesail ile alâkadar olduğunu yazmak tadır. MADENLER İÇİN KANUN LONDRA, 14 (A, A.) - İngiltere hükümetine kömür madenleri üzerin de bir hakkı mürakabe bahşeden bir kanun hazırlanmıştır. Maden ocakla- Tt sahiplerinin bu hususla muvalakat leri alınmıştır. Kanun İkinci Teşrin-| de parlamentonun mazarı tetkik ve tasvibine arzolunacaktır. SPORCU BİR KADIN LONDRA, 14 (A.A.)) - Ufak bir motörbotla 600 millik bir tahammül ve mükavemet - tecrübesinc girişen Victorbirric namımdaki İngiliz sıpor- cu kadın Selt boğazını uzunluğunca 179 sefer katetmek suretiyle 691 mil yapmış ve bu suretle bu nevi sporda birinciliği kazanmağa muvaffak — ol- muştur. FRANSIZ NOKTAİ NAZARI PARİS, 15 (A.A.) - İhzari tahdi- di teslihat komisyonu Cenevrede iç- tima ederken Londrada da bahri bir konferans toplanması ihtimalinden bahseden Peti parizyen gazetesi M. Briand 1 'fikrince her sahada — tesli- hâtr tahdidematuf faaliyetin akvamce miyetinin himayesi altında cereyan maktadır. Pöti parizyen mütaleasına devamla diyor ki: İtalya her sımıf ge- miler hususunda Fransa ile bir dere- cede olmak iddiasında rar göstere-| cek olursa deniz meselelerinde Pran- sa ile İtalya arasında bir uzlaşma hu- sulüne imkân kalmaz. İTHALÂT YEKÜNU LONDRA, 14 (A.A.) - Ağustcz ayına ait ithalât 200 aulyon 993 bin İve ihraz2c-03 müyon 45 bin İngiliz litasına baliğ olmuştur. S samazamal e taaanddaen Çeteyi bulamıyorlar -. ATİNA, 15 ÇA.A.) - Şaki Trat- İzas alıkonulan rehinelerin akrabasını ve dostlarını temsil eden bir-kaç mü- ralhas istenilen necat Iıd)tıuıı tes- İ oli d mülre- e d e uzaklaş İsmlnuş bulunuyordu. Memurlar, zen gin bir çiftçinin Babani isminde di- İğer bir şaki tarafından dağa kaldırıl- mektedir. KIBRISI İSTİYORLAR. .! ATİNA, 15 ÇAA.) Kıbrıs adar nn Yunanistana ilhak edilmesini is- temek üzre Kıbralılardan mürekkep| bir murahhas heyet Londraya gitmiş tir. RUSYANIN BALTIK FİLOSU MOSKOVA, 14 (A.A.) - Tas a- jansı bildiriyor: Baltık filosuna men- sup gemilerin hepsi kmanlarına dön- müşlerdir. Hiçbir gemi zayi olmamı; tır. Fakat, bunlardan bir kaçı hasara uğramıştır. KOMÜNİST MEB'US PARİS, 14 ÇA.A.) - Sabık komü- nist meb'uslardan Vaillant-Couturiye Sen ve Marn departımanının küçük bir şehrinde tevkif olunmuştur. BELÇİKADA HIRSIZLIK ANVERS, 15 (A. A.) - Meçhul bir şahis 1 milyon frank kıymetinde elmas çalarak kaçmıştır. SIRBİSTANDA İŞTİAL BELGRAT, 14 (A.A.) - Bir kö- mür madeninde iştial olmuş, 10 kişi ölmüş ve 9 kişi ağır surette yaralan- mıştır. İRLANDANIN TASTIİKİ CENEVRE, 14 (A A.) » İrlanda| hbükümeti La Hey divanının hakkı kazasını tanıyan ihtiyari maddeyi im- zâ etmiştir. BAHTİYAR BİR KASABA mizde okuduğumuza göre, Konyanın Sultaniye kazasında hiç bir suçlu ve mahküm olmadığından kaza hapisha- nesi bir aydanberi kapalı durmakta- dır. Ne bahtiyar kasaba.. —— ——— ——— ——— dan verilen cevapta bü talep is'af e| pîm 14 ÇA.A.) - Tan gazetesi | mişler ve bu noktai nazarı kabul et-| li Bwıııülııluhop- evvelki vi ve devam etmesi lâzımgeldiğini yaz-* ıaııaqen H uos Cevabi notamız hazıd Heyeti vekilede tetkik edi''|i dikten sonra gönderileci'ğe Osmanlı phsaporllle giden rumla avdeti meselesinde haklı olsrll ısrar ediyoruz ANKARA, 15 (Telefonla) — Yunan nota: , |zwu bahseden Evening News gazete-| Zar edildi. Baş vekil İsmet Paşa Hazretleri gü eti vekilece tetkik edildikten sonra bir iki gün zarfında © maslahatgüzarlığına tevdi olunacaktır. Notanın tevdüni fj akip matbuatta neşrolunacaktır. Aldığımız malümata $? ta en ziyade Yunanlılar tarafından işgal edilmiş olan lâkinin bedellerinin tesviyesi hususunda mukaddema olan itilâfın tahakkukunu talep ediyor. Diğer mesaile B ğiiş Hukümet gayet tabil! olarak Osmanlı pasportile giden # meselesinde eski fikrinde musırdir. Ticaret itilâfları | Devletlerle akdettiğir ve edeceğimiz muahedeli yor. tir. müzakeresi henüz neticelenmedi. ANKARA, 15 (Telefonla) — | cedvelleri Peyderpey gelmektedi: da tatbık edilecektir. den Hüseyin Faik bey tayin edilmi; hadiseleri canasında tevkif olunan 30 komünist 2 ay ile 1 sene arasında te-. |halüf eden hapis cezalarına mahküm edilmişlerdir. ARPA MÜNAKASASI Halkalı nebatat islâh istasyonundan Müessisemizce almacak olan arpa İve saire kapalr zarf usuliyle münaka| saya konulmuştur. Taliplerin şartna mesini görmek üzere her gün müna kasaya iştirâk için de yewvmi ihale olan 18 eylül 929 Çarşanba günü saat on ikiye kadar teminatı muvakkatelerini Defterdarlık binasında müessisatı ik| tisadiye muhasih kner eşçarı sene müddetle <11940> MM v | <180603BL.M kökner eşcart Yü beher gayrı mamul M.M € köknarın beher gayrı mamif «S90skuruş bedeli den 18-9-1929 tarihine mü şamba günli saat on beşte İ mek üzere 20-8-929 tarihind ren - 30 - gün müddetle vaz edilmiştir. Talip olanların esas - şeraliğ mes'üllüğüne ba| mak için Bolu orman mül EMANET MEMURİN MÜDÜRÜ ANKARA, 15 (Telefonla) — Şohn:ııumı meıuınl iüğüne tayin edilen Samih beyin yenu mülkiye müfett ut Mirik ka ANKARA 15 (Telefonla) — Lozan muahedesine mü! caret muahedesi müddetinin bitmiş olması dolayısile © devletlerle yeni ticaret muahedeleri akti için müzakerat | Lehistan, Estonya ve Amerika ile müzakerat devami Amerika hükümetile ticaret müahedesi yakında imza ©€ İtalya heyeti murahhasasile devam edem ticaret mü İSKÂN VE TEFVİZ FAALİYETİ İskân işlerinde 929 dan itibaren Temmuz nihayetine kadar beş binden fııll tapuya raptedilmistir. Ağustos içinde ikmal edilmiş d YENİ GÜMRÜK TARIFELERI ANKARA, 15 (Telefonla) — Yeni gümrük tarifeleri ——— oe ROMANYADA KOMÜNİSTLER| — Bolu vilüyetine tabi M BÜKREŞ, 14 (A.A.) - Timisoara zasının Abaı t vi 1194 metro mikâp gayfi gam, ve 1806 M.M gayrr kat edilmek Ü dettevdi saat on beşte ziraat müessi| Ankara umum orman müdü |dığma dair şayi olan haberi tekzip et| ıelrrı mubayaat komisyonuna gelme| ve İstanbul orman baş müd müracaat eylemeleri ilân c maddesi ntunu tatbik oduecıgi tebliğ olunur. Esas Nosı Mevkiü ve nevi 8 TI de 11 Noli arsa 162 | muracaatları. KAPPEL CİHANŞUMUL YAZI MAKİNESİ j Umumf Beyoğlu yeni çarşı 2 Nolı dükkân Üsküdarda Alnımizadede koşu yolu caddeşin- SNÖRKYAN Sadıkıye han 90-33 İstanl ata azimetle mükelleliyetlerini ifa etmeleri lâzımdır. zarfında bedenen mükellefiyeti ifa etmeyecek olanların yol lefiyeti için 10 liradan başka şose ve köprüler kanununun (3f mucibince ceza olarak 5 Hira ki cem'an 15 İirâ emeğe mecbur aldukları ve bu gibiler hakkında tahsili & ' nlâk ve Eyfam bankası lslaıılııılş K Kıiralık Emlâk Bedeli ictft Galatada Kara Mustafapaşa mahallesiude Halil paşa sokağında 16-18 Nolt dükkân Balâda muharrer emlâk bilmüzayede icar edileceğindef ihale gününe müsadif 21/9/929 Cumartesi saat on altıda Hassile FRANSIZ hüktüetinin vukdir ve tercih eteiği MAt Hafif, metin ve sağlamw,. Her ciheti taahhüt olunur. d ;: bul Tel İst / İstanbul vi Vılayetınde | | — 929 senesi yol mükellefiyetini bedenen ifa edecek ol meclisi umumiyi vilayetçe Temmuz, Ağustos, Eylül, Teşriü Toşrinisani ayları tayin edilmiştir.. Yol mükellefiyetini ifa lerin hangi yollarda çalışacaklarına dair vilâyer Nafia baş Pisliğine müracaat ederek alacakları tezkereler üzerine mabtl Bu Lirâ ıi’;' S LAİ EFE ? A.'l FF ESERE B n B wi z B a M H4 P ŞAY Ş ” T L APN F f. Ç ğ İ ğ N N