AMilliyet ASRIN UMDESİ *MİLLİYET,YİR 18 Ağüstos 1929 BUGÜNKÜ HAVA Dün en çok hararet 29 en az 20 idi. Bugün rüzgür poyraz ese- cektir. Hava açıktır. REİSLİK! Ne hikmettir. bilmem her keste Reislik” denilen baş olmaya dair bir hırs vardır. Haydi, banka ve » anonim şirket meclisi idare reisliği ğ gibi maddi menfaat getirenleri öz- — İemeyi tabif ve makul bulalım, Yâkin — bedâva, beleş reisliklere olan rağbet — Gtekilere olandan fazla. Bu ikinci kışmın taliplerine sordunuz mu size derhal içlerini çekerek: — Ne yaparsın kardeş hamiyet! diyor. | |— Son günlerde İstanbulun spor teş - kilâtı reisliği için de böyle hamiyet- j fz Mi bir sporcu çıhmı;n:lın; 'hml:ı: — Mğraşıyor her neye olursa o .r ğ G porcularının başına çıka- !' “tak hizmet etmek istiyor. Allah yar- — — dımcısı olsun! Kimin? O daha belli — değil! - Bu münasebetle bir bektaşi hikâ- yesi yazacağım, bunu bana nükte- üııbıı meb'usumuz anlatmıştı : " Bir zat Eyipte türbe önünde dur- dua ediyormuş, tesadüfen ge- bir bektaşi devrişi bunu görmüş we duacının: * — Aman yarabbi, bana şu rnıılığı ihsah et! diye dua ettiğini işitmiş hemen yanına sokulup sormuş: — Affedersiniz. Beyefendi, ne dua — Yok bir şey için değil, sizin ,_ııcnfıatiniı namına soruyorum. — Bizim mahkemeye Reisliğimi dua ediyordum! — Aman azizim, ne reııuğı iste- diğinizi tasrih ediniz, ucuza daya- — pamaz, sizi tulumbacı Treisi yapar / müddeti ömrünüzde koşmaktan ana- ,E bız ağlar.. ECNEBİ SERMAYESİ Bıt. polis kınkolundn cereyan et— * Uyanıkken sayıklayanlara » Uyanıkken sayıklayanlara ithaf ediyorum - Gök yüzünden dimdik inen ayın bir hüzmesi, adamın tam yüzüne çarpmıştı. Pencerenin öbür tarafında, camın arkasın- Ya|da, armüut çekirdeğini andıran iki siyah göz parlıyor; dişlek bir ağzın, takallüs etmiş dudakları görünüyor; pencereyi açmağa hazırlanan iki kıllı el göze çar- pıyordu. Feriha hanım, boğuk bir ses- le haykırdı: — Aman!.. Pencere sarsıldı, cam zangır- dadı, gözler, dudaklar, eller kay boldu. ... İhtiyar kadın yalnız kalınca zile bastı. Hizmetçisi Peyman koşarak geldi: h — Ne var hınımefendı? Has- ta mısınız? — Adam.,. Adam... — Hangi 'adam? — Pencereden giren adam nereye gitti? Peyman etrafına baktı: — Kimse yok efendim; pen- cere kapalı. .. Muhakkak rüya gördünüz. Feriha hanım başını salladı: — Gözümle gördüm; bana ihtiyacı varmış gibi, benimle ko nuşmak istiyormuş gibi, dik dik yüzüme baktı. — Burada kimse yok hanım efendim. . Karyolanm altına, kanapele- rin altma baktı. Pencereyi açtı. Dışarda çıt yoktu. Yaprak kı- mıldamıyor, kumlu yollar, ayın nizeloz” taraftarının mağlup olması. miş bir Memur bir birine soruyor: — Yahu nereden buldun bu bir sü li yabaııcı Kadini? İçletinde bir tek yok! Hepsi Romen, Yunan, , bilmem ne? — Efendim! Memleketimize ecne- 'sermaye getirdim, fena mı ettim? FELEK Kitiyller lsahılası — Gazinin gelişi .. — Mektepliler müsabakasında üçüncü Üsküdar Lisesinden 168 Aptul- lhıın Bey kazanmıştı. Bu yazı umumi ev ışleten İîıd On dordüncü haftanın en mühim haberlerini şu üç mühim haber teşkil .ı;ıdiyor Bu mühim haberlerden birin- şey yoktu. Yalnız karyola- -fotograf vardı. fı idi. Hayret bey demek 4 tudan — gözlerini açınca da KÇapkın kızı görmek ihtiyıcmdı aşka bir şey yok. .. Oda- çinde yalnız bir yutık oda- a bulunması lâzım olan eş- Çok vakıit böyle yapar- Fakat tuvaletsiz geldiğine Çapkm kızı geceleri tuva- iz görmeğe alışmamıştı. Fa- at ses Çi « yanan gözlennden korkup Üçüncüsü ise: “Büyük Gazi Reisi Cümhurumuz Mustafa Kemal hazretlerinin İstan- bulu teşrifleridir. Çünkü: İstanbul Türk milletinin göz bebe- ği ve büyük kurtarrcısı Gazi Hazret- lerine bir seneye yakın bir ayrılıktan sonra kavuştu ve onu dokuz aydan beri hasretlik çeken bir ana gibi sine sine aldı. Gazi Hazretlerinin ne kadar büyükbir Türk babağr olduğunü gös- terir ki: Kendileri misafirimiz olduklan hal de mesarife sebep olacak bir mera- sim icrasından feragat edilmesini ar- zu buyurdular. Mamafi büyük kurta- rtıcımızın İstanbulu teşrifleri İstan- bul halkını pek ziyade memnun et- miştir. Biz Gazimize ne kadar İtibar etsek azdır. Zira O büyük inkilâplar ya- pan, büyük eserler yaratan, Daha bü- yük “Yok olmuş bir milleti var eder bir Türk babasıdır.” Onun elindeki meş'ale bizim ışığı- , bu da alev| mizdır DT Te S0 Yoi AKA GÜNDÜZ Kapı açıldı. Hayret bey hay- baş ucuna mütenazır bir bü-|retle sordu: ; — Bu vakit niçin geldin yav- rurm? Hayrola? Ne var? Cicim Ali, hemen sokuldu, Çapkının ellerini tuttu: — Üşüdün mü? — Hayır. Hayret bey merak ıçınde idi. Mütemadiyen soruyordu: — Niçin? Niçin geldin? Çapkın kız gözlerini Hayret beyin gözlerine dikti: — Hesap sormağa geldim! “ — Sen otur şuraya! Cicim Ali sen de yanına geç. tarak birer koltuğa oturtu. Kar- şılarına geçti ve ayakta durdu: — Bana hesap ver Pamuk! — Neye dair olduğunu bilir- sem vermeğe çalışırım. Hayret beyle Cicim Ali şaş- kmlık içinde Bir şey söyliyemiyorlardı. Çapkın kız ğ Ruy “18 AĞUSTOS 1929 MILLIYETIN EĞLENCELERİ | Bir gün, Feriha hanımn, köp- rüden geçerken, iki — süngülü jandarma neferi ile iki polis me murunun arasında yürüyen, eli kelepçeli bir mahküma tesadüf etti. Adamla göz ggöze geldiler. Adam duraladı, Feriha ha- rum sarardı sarardı, — gözlerini açtı, alnının terini sildi... Ve gayri ihtiyari, polislerden biri- ne yaklaştı: — Affedersiniz efendim, bu adam. kimdir? « —Azılı şerirlerden biri efen- dim, Mükerrer sabıkalı. On beş seneye mahküm oldu. Sinop ha pishanesine sevkediliyor. .. — Yal... Polis memuru merak etti: — Neden sordunuz? Tanıyor musunuz? 2 — Hayır... Onu bir kere rü yada görmüştüm. Polis efendi başını çevirdi, yo luna devam etti. . ** ** Yağmur, bardaktan boşa- nıyormuş gibi yağıyordu. Karadeniz kudurmuştu. Hapishane gardiyanı, Istan- buldan sevkedilen azılr şerir bir kâğıt uzattı: — All.. Sana iyi bir haber. Feriha hanım, ölürken, bütün servetini ona bırakmış, bir de çıktıktan sonra, ömrünün sonuna ka dar namusunla yaşa, rahat bir hayat sür/, diyordu. Gardiyan dedi ki: — Her zaman: Benim arkam var derdin “Bu kadın mıydı ö? — Evet. — Onu TIstanbulda her za- man görür müydün? — Hayır. Yalnız iki defa gör- düm. İkinci sefer köprü üstün- de görmüştüm. — İlk defa nerde gördün? Mahküm omuz silkti: — İlk gördüğüm seferi söyle meğe değmez... Rüyamda gör “ SELÂMİ İZZET Buna mecburdur! dedim. Söyle| şimdi: Niçin? — Bütlin sebepleri bir kaç de- fa söyledim, istersen tekrar ede- yim. — Boş sebepler istemiyorum. Beni ikna edebilecek şeyler söy lemelisin? — Ben ihtiyarım. — Ol, Kabul ediyorüm. — Seni mes'yt edemem. — Ben mes'ut olmasını değil, rahatça nefes almasını istiyo- — Herkes ne der? — Dur burada! İşte bunu s0- rüyorum, Ne diyeceğini ben söy leyim mi? — Madem ki biliyorsun? — Başka bir sebep, hiç bir sebep yok mu? — Yok. — Seni namuslu bir adam bi- Hiyorum Pamuk! — Başka bir sebep vardır Pa muk! — Yok! Emin ol yok: — Var. —Ne diyeyim bilmiyorum ki, emin ol yok! — Öyleyse ben bütün bu “ne diyecekleri,, ni kabul ediyorum — Sonra? — Sonra, teklifimi de sen ka- bul edeceksin. : Hayret bey büyük bir cebri nefs ile ayağa kalktı: mektup yazmıştı. “Hapishaneden| |den? Söyleme böyle şeyler. A SK N Ş z el - IRILİRAM B &lLİisİİ ÇUA a R A H S : A p tla |w TAMITABAK ğ : a n HĞN CHf £ 4| RlALe do Ş Pa: |e AF RAM - N îlwtmda, apaydınlık — uzanıyor, e E TİARİL du.r.ı.r.yor, bükülüp kayboluyor- M g YA ELİSİEPFK N E Z Peyıqan gülümsedi: di_" Kımğele:-i yo;ıcl;înnnefen- Bu günkü yeni Dünkü bilmecemizin » Tüya görmüş olacaksınız. bilmecemiz halledilmiş şekli X;ç hanımına bir baı'djak sü SOLDAN ŞAĞA: YUKARDAN AŞAĞI: verdikten sonra, gene 1— Asri biri (8) 1 — Çiyin aksi (5) gitti. AD ğ— S::v(.S)"l;uıü uçuran (5) 2 — Nida (2) Nota (2) Vermek(3) : İsiç 3 a 3 — Felâkete oğrayan bir şehri- ..Sekiz ay geçti. mi:ıîa )xuîü () Sıcakta döktüğüri — (2) Bravo:(6) 4 — Asil (5) $ — Yayın attığı (2) tat (5) 6 — Tabif tatlı (3) " 7 İsrar (4) Pomata (4) 8 — Aksi, terB (5) İstifham (2) 9 — Bir ölçü aleti (6) 5 — Beyhude (6) Nida (2) 6 — Çocuk doğurtan (3) 7 — Marüf kırmızı yemiş (5) 8 — İplik (4) Boyun aksi (2) 9 — Tahmin (3) Evi sağlam tu- tan (5) ÖEELEREEL TT GAT LA A CCC SO z e CA — G OREME STT P Orman ve erazii vakfiye müdürlüğünden Şilede vakf Yeniköy vakıf ormanlarının karacasu mevkiü ile civarından iki senede kat ve imal edilmek üzre ikibin kantar kömür 81-8-929 cumartesi günü saat Onbeşe kadar müzayedeye vazedil- miştir. Talip olanların İstanbul evkaf müdiriyetinde orman ve erazi İdaresine müracaat ctmeleri, Devlel demiryolları ve İlmanları umumi idaresinden; Erzurum - sarı kamış işletme müfettişliği malzemesinin Trâbzonda yapurdan tahliyesile gümrük muamelesinin icra ve Erzurum mağa- zasına sevk ve teslimi münakasası kapalı zarfla 28 Ağustos çar- şamba günü saat 16 da Ankarada Deyvlet demiryolları binasında ypılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve müvakkat teminatlarını aynı günde saat 15,30 a kadar umumt mü- dürlük kalemine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamele- rini bir Hra mukabilinde Ankarada Malzeme dairesinden, Istanbulda Haydarpaşa mağazasından Erzurumda Eazurüum - işletme müfettişli- ğn inde tedarik edebilirler. Jandarma imalâlhanesi müdiriyelinden; Satın alınacak olan 2930 ekmek torbast kapalı zarf usülile mü- nakasaya konulmuştır. Münakasa 28-8-029 çarşamba günü saat 14 te Istanbulda gedik paşada jandarma imalâthanesinde yapılacaktır. Şart- name imalâthaneden verilir. Teklifnmamenin tarzı imlâsı şartnamede yazılıdır. Teminat 'mal sandığına verilip makbuz teklif zarfına ko- nulacaktır aksi lui şeklifnamenin reddini muciptir. dandarma imalâlhanesi Mo, ilânı: (00) kilo Komprime kinin aleni münakasa usuli ile satın alma- caktır. Münakasa 18-8-29 pazar günü saat 14 te İstanbulda Gedik- paşada jandarma imalâthanesinde yapılacaktır. Şartname imalâthane- den verilir. Devlel demir yalları ve llmanları umumü idaresinden: Ankara - Kayseri hattı için Km. 244 şafaatli istasyonu civarındaki ocak- tan çıkarılacak 25000 M3 — balast kapalı zarf usulile münakaya k İttihadiMilit - Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muame icra eyleriz, Sigortaları halk için müsalt şeraiti havidir 208 Merkezi İdaresi: Galatada Ünyon Hanındadi? Acntesi ubummayan şehirlerde acente ar .'uım:ıkw("' ) —e T elefon: Beyoğlu - 2003 b Leyli ve nihari <e Feyziâti liseleri Divanyolu: Çifte saraylar Bütün sınıfları teşkil edl!ınlş tam devreli lisedir. Kayıt ve ll::.j işlerine 19 ağustos pazartesi gi den itibaren başlı Mürü zamanları cumartesi, pazartesi, perşembe günleri saat 10 dan 17 y kadardır. # Ana sıtıifi "ı' ııll lmnıılf | Telefon: İst. 1995. 3496 Deniz satınalma komisyonundan: 1842 metre siyah dibet 3162 ., Telâ 2790 , — Melton Kapalı zarf usulile ihalel 300 ,, — Kol astartı 8 eylöl 1929 salı saat 14 tel — 100 Vatka ) ıdet ÇİZgi taşı !9 kalem elbise malzemesi. Kapalı zarf usulile ihalei 3 eyltl 1929 Salı sast 15 20042 adet muhtelif numarada siyah ve beyaz zincirli makare tiresi. “ zarfla Ihalei katiyesi 4 eylül 19290 Çarşamba günü saat 14 te 6 kalem sancaklık şalı muhtelif renkte 1000 metre) 4 eyitl 920 V şamba saat 15 te 500 metre patiska) 4 eyltil 920 sast 16 da; kapalı zarfla ikalesi 500 adet zincirli mıkuü)ızml Çarşamba saat 16 da; kapalı garfla 1Dt 24000 îılm Lııpkılık halat ) & eylül 929 çarşanba saat 16 da kapalı esi Milli müdafaa deniz küvvetleri ihtiyacı için bâlâda muharrer hizalarında muharrer gün ve saatte ihaleleri Icra edilecektir, Şartnamelerini görmek Isteyenlerin her gtin vermek İsteyenlerin yev ihalede —muharrer sasatte Kasımpaşada deniz satın alma komilsyont müracaatları. a | İnşaal müteahbillerine ——— Zonguldak yüksek maden mühendis meklei mnM yelinden, | Keşif bedeli 49 bin küsur Jiradan ibaret ola! mektep müştemelâtından maden işletme enli tüsünün üst katiyle bakiyei aksamının inşat kapalı zarf usulile bir ay müddetle münakasa konulmuştur. Proje, keşif ve şeraiti anla isteyenler Istanbulda şehremaneti civarı Istandul maden mühendisliğine ve Zonguldald mektep müdüriyetine müracaat edebilirlef Kapalı zarflar Eylülün 7 inci günü saat 16 di Zongulbak maden idaresinde açılacagından ill teminatı. havi kapalı zarflar daha evve mektep müdüriyetine vasıl olmalıdır: Münakasa 25 Ağustos pazar günü sast 16 da Ankarada Devlet Demiryol- ları binasında icra edilecektir. Taliplerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ay 1 günde saat 15,30 a kadar umumi müdürlük kalemine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini 5 lira mukabilinde muhasebat daire- sinden tedarik edebilirler. LNĞ a HASGANAETCA'N 3 AA AM | — Seni öldürürüm Pamuk! 'luyorum. Evet, herkesin şüp- — Beni mi? hesine tahâmmül ederim, Fakat — Seni! |Fakat Hayret bey denilen iyi — Eğer bu, seni;memnun e-/insanın, beni beşikten beri ve decek bir şeyse hazırım! - |her saniyemle — tanıyan Pamu- Çapkın bir dakika düşündü.'ğun şüphesine tahammül ede- Ve tekrar başladı; tane tane söyimem. Derhal, ne yaparım bılır lüyordu: misin? Sus! Cevap, | Kemalettin Beyin Gerek cenaze me- se tahriren taziyet etmek lütfünü sirgememiş olan akriba ve mıza samimi reşekkürlerimizi ld leriz. Merhumun Zıw'd kızları ve >- | inkılâbın Çapkm denilen yetiş-|saade! Bu sefer gafil avhm!“_ı kin ve pişkin delikanlısı artık| Hayret bey, alnı avuç| buna müsaade etmiyecektir, ıçmde olduğu halde inler & Her vesile ile her ve her|mırıl | yerde maskelerinizi parçalıya-| — Benım izdivaç etmemei çaklardır. İnsanlar kâfi derece-| kân yoktur. de çamurdnn yaratılmışlardır.| — Ben formül halinden I' sediyorum, Teşekkur Zevcim ve babamız Osmanlı Ban- kası ve menkul kıymetler ve kambiyo Borsası Komiseri Merhum Memet rasiminde hazır bulunmak ve gerek- — Sana reddedişinin en bü-listemiyorum! Ya seni öldürü- yük sebebini söyleyim mi? Senlrüm, ya kendimi? beni.... şunuh... için... iste| Cebinden hemn küçük bir ta- miyorsun : Çünkü benden. Şüp| banca çıkardı. he ediyorsun? ; Hayret beyle Cicim Ali dona — Senden mi? Senin neyin- dı. kımıldayamıyorlar- dı. Çapkın kız, elindeki taban- cayı aşağı yokarı haraket etti- rerek sözüne devam etti: — Çapkım kız, iffetli kızdır. kız faziletin ta kendisi- Ben fazileti dudaklarına — Sen,.. benim,.. namusu mdan... faziletimden şüphe e- diyorsun. — Ben alçak değilim Ninem! — Ben de onun için soruyo- rum. Şu, densizliğimden dolayı reddeder, bu bı;kaluuı benze dir. atan insan değilim. Siz, efendi-|bir ötekini | 't? Siz, hırsızlık edersiniz, baş- <- den istem î.l;enhmnh hnımuılulır;:dnu hınmıı:; kndığıı_ni_ Hkağar Kasit 'i Ğ namussuz! Bir v * |edersiniz, Dünyada kendinizden Buhran içinde konuşuyor ve etrafında bir çok insanlar var zan ediyordu: — Siz hanımlar. . Otel garso- nlarımı, masum şoför yamakla- rınıfakruddemden öldürürsünüz ve sonra asrın yetişkin kadın- larmı, asrın afif kızlarını, yeni kızlarını oruspuya çıkarırsınız! Karılar kocalar tekas ederler acısı bizim içimize çöker. Ku- zenler kuzinler çirkefe batar, bizim üstümüze serer kurtulur- sunuz. Fıkıt inkılâbın Çıpln ndem- den, aslımdan faslımdan şüphe eder, eder a, olur a, bin türlü şeyler söyler a.. hepsi, hepsi, hepsi kabul... fakat.. dikkat et Pamuk! Hatta CicimAliyede müsaade ederim, o da iffetim- — Ben mi? Sus! Seni mene- derim! Ben Cicim Aliyim! Çırkm adam ömründe Bu ka- dar acıya, heyecana uğramamış ia_çıp&nommohııyınk siper ederek Dünyaya çamiır İrum. uıu yok' Fa- zileti, faziletsizlerin istismar va| — Öyle anlama! Beni bir & sıtası yapmıyacağız. Hele sen! | macerası izdivaç etmekten Hele sen Hayret bey — denilen|ceye kadar menetmiştir. J tertemiz insan, Hele sen! Han-| — Bunu söyle ve makul oli gi gaflettir ki seni benden şüp-| olmadığına hükmü ben verti helenecek uçuruma sürükletti. | ğim. Söyle! Söyle yoksa...... — Söyletme ninem! Siğâ Tahıncayxıkıaçhalnmda— me Çapkın! Çok acıdır o. yadı. Hayret bey kıpmlıımdm. i Çapkına baktı — Söylemıyeceğım! Ateş et! Bır an weddüt. horhınç Zattı. Bqını ırhlığı U“ Derin derin içini çekti, g09 tavanda: — Seni kurtarmak için! a affet! Seni kurtarmak için Çapkın kız, elleri lrk"m! ve ayakta Aıı(ıh y“' Cicim çenesini iki bl”' 1 ruklarına dayamış yere s;î diye hafif bıt sayha ile taban- cayı kendi kalbinin üzerine çe- virdi. Fakat ihtiyar Hayret bey, bir sporcu delikanlı çevikliğiyle Çapkının eline sarıldı: — Yapma! Söyliyeceğim, — Söyle! — Kat'iyen şüphelenmiyo- — İstediğim en kuvvetli sebe bi de şimdi söyle! — Yapma bunu! Yapma ba- na ninem! Yapma yapma! Koltuğa çöktü ve ağlamağa |Y başladı. Çapkın karşısında bir kaya parçası kesilmişti. Tabancayı tekrar kıvrıdı ve: den gelen dalgalı ve — Ben.. Otuz üç, ©' ”İ en faziletlisi idim. düu, ı.ııılîıli tam ve gü!d | (B) vilâyetinde mektuPst 4 Hayret bey, Kata komp sesle söylemeğe başlğd' dÜ kektim. Ve erkeklerin ©P lunuyordum. Bu uzak " ı_