madığıma müteessirim. Her kes a- “da BUGÜNKÜ HAVA Dün en cok bararet 27 enaz (8 derece idi. Bugün rüzgâr poy- razdan esecek hava kısmen buludu anak. FELEK AT OLSAYDIM! yuki İsti tarafından bu mübarek hayvan- İara gösterilen alâka ve itimayı gör- dam olamadığıma hayıflamırken be- ımadığına hayflanızken be- mim at kap aynen etme. mi görüp te adam olduğuma inansa- dara da -arada- şüşarım. At olmak Makkındeki hayvanca arrumu bir ar- lışma yok! Hayat pahalılığı, 'dedi kodu, iftira endişeleri, tramvay Sıkıntısı, köprü, tünel geçitleri yek.. Rahat rahat ye, iç, yat ve > Bundan daha iyi'ne olabil/r?! Hele cennet, cehenem kaygusu, kü vazifesi neden iâzrmdir. Kadın polislerinin ilk tecssüis za- bula-| Her halde derci ricasile Mizah, Hikâye. Boman, silâh iştimalinin lüzumu mevzuu) yülEhii - Galatasaray maçına spor bahs olamaz. Demek ki ortada itiraz| mahafilinde büyük bir ehemmiyet ve- ve münakaşa edilecek bir mesele kal-| rilmektedir.Şu itibarla ki Galatasaray madı, yalnız kadın polisinin her gün-| İstanbul şampiyonu ve ibaret olduğunu|en kuvvetli takımı bulunmaktadır İve kadın, polis olabilmek için ne gi-| Son zamanlarda İzmir mubteliti, İs- bi şerniti haiz olmalıdır onu bilmek| tanbul muhteliti ve Bursa Sanatkâ- İstanbulun dir zan Gücü ile yaptığı az çok sıkı maç. larda 5—1, 3—0, $—0 gibi şayanı dikkat neticeler elde etmiştir. Bütün deki ikinci maçı cidden merakla bek Jenmektedir, Mmrklarıd birinci tap ta anlaşılan zaif ve kuvvetli tarafla ri, Galatasarayın şimdi bir ihtimaldan görünen muvaffakiyetini temin mişler ve o derece muvaffakiyet gös-| için bir hareket noktası olabilir. Bu dir ki, bu teşkilât muvak-| küyvetli ve zaif taraflardan daha aşa- teşebbüs edildiği! bahsedeceğiz. Buna geçmeden eski bir Galatasaraylılar aldığı. ve sarıkırmızılı, futbolculara hi- ın bir mektubu neşredeceğiz; gönderilen mektup şudur: “Galatasaraylı futbolcu kardeşleri- “Salı günü Ennadiyül'Ekli - Penet mikâh nafaka belisr da yok! ni teşkilâtn esasını o kirmak İçin) miz oynuyor! Şurası — İyi ama! dedi: Senin bir yarış| kendine şalâhiyet verilmiştir. hakkaktır ii lem bizden atı olacağını kim temin eder? Bir kaç sene içinde, kadın polis usu-| cok yüksek, fakat diğerleri derece- — Ya bir ekmekçi yahut sütçü beygiri olutsan sabah (akşam, kapı kapr dolaşmaktan anan ağlar? Bende bu tali varken bu fikir hiç te gayrivarit değildir. DUMAN, DUMAN! Ben tütünün en müthiş düşmen- larından biriyim. Eğer elimden gel- se Muradı rabiin yaptığı gibi tütünü yasak etmekte bir an tereddüt et- mem. Çünkü bu zevkin ralarını rahatsız ettiğine kailim, içki ve di- ğer mükeyyefst öyle değildir. AR.-) £a sirayet etmez... Tramvaylarda. ve. vaputların ait salonlarında yasak olan bu menfur duman bir kaç zamandır yine bu ya- sağı dinlemez oldu. Tramvayın için- de ve vapur at salonunda koskoca Tavhalara rağmen büyük bir kaygu- suzlukla tütün içip dumanı bürnu- ma üfleyenler çoğaldı, işin garibi Biletçiler bu saygısız adamlara hiç Bir şey söylememekte ve onler da bundan büsbütün cür'et bulmaktadır far. Avrupada bu işin mürakibi bizzat Balktır. Ne olursa olsun kendi sib- bat ve istirahatı ile münasebeti o- Tan bu şeylere en evel o bakar, biz- de ise böyle bir müdahaleyi on he- Hif tabirle «Ukalâlık» addederler. Memurler da aldırmazsa bütün yasaklar, gülünç olmaktan kurtul mazlar. Dikkat ettim bizde bir şey: yapılmasını istiyorsanız onu men iliniz, işte tramvay basamakları? rada durmak memnudur değil mi? Sorarım size basamağı boş kaç tram- vaya tesadüf ediyorsunuz! Bu hal De gibi bir amili ruhiden. ileri gel- diğini bilmem ama sinire dokunan bir kusurdur. ii İsme MW tedaviyi yapmak ir nacak; gizli kalan! Kadin gözüyle” “| ea önçonsı ve kal Kadın polisleri ber verecek..,... Memleketimizde bir kadın polisi te) zajfi kilâtı yapılması teklif olunduğu gün den beri balkımızın bu mesele ile ne kadar alâkadar olduğunu, biz kadın- İar umumiyetle görüyoruz. Vaka, bazıları muterir davranarak işi alâya boğmak istiyorlarsa da, bir çokları bunda her halde şayanı istifade ci-| hetler olduğunu itiraf ediyorlar. Bi- zim en mühim olarak telâkki ettiği-, miz şey, Polis Müdürünüz Şerit Bey) Efendinin gazetecilere vuku bulan beyanatında, kadın polislerinden çok li edileceğini söylemeleridir. Çünkü ancak kendileri sahibi salâ- Aiyettir. Hatta kıymetli Polis Müdü-, rümüz bu meseleyi okadar benimse- miş ve tetkik etmişlerdir ki, kadın polisinin vezaifini bile şimdiden tas- Rif etmişlerdir. Bu da ayrica bizim İçin bir teşvik noktasını teşkil edi- yor. Asıl kanunen itiraz olunan şey şu- dur: Kadınların silâh istimal etmesi. Fakat biz silâh iştimalini arzu etmi- yoruz. Astımızda o polisden maksati nü bir çok memleketler kabul et- » En son olarak Sofyada on iki polisi kullanıldığı bildiriliyor. Kadın polisinin şersiti nedir? Evs) hac velâ yirmi beş yaşımdan yilkarı ol ra orta mektep mezunu olmakla beraber, hayrrperver cemi- yetlerin birinde hasta bakıcı yahut başka bir şifatla istihdam lr, bağlı olarak içlerin. den en yüksek mevkide bulunan yine bir kadın polisine tabi tutulmalıdır. Bu usul, kadın polisi her.memlekette en muvafıkı görük Meselâ sol klarm hayatını teftiş edicek; parklar- da, sinemalarda genç ketlerini yakından takip ederek, bu- talarda kazaya ve ahlaksızlığa vuku- undan evel mani o olmağa gayret e- decek, yahut cürüm halinde bulduk. larını kadın tiçareti olarak şüphelendiği in- sanları ve evleri nazardan kâçırma- yıp haber verecek emrazı zühreviye- hin bulunduğu yeri kontrol edecek; her hangi bir cürümden mahküm o- lan kadın ve çocukları hapisten mah- kemeye götürecek ve hapishanedeki hayatlarını teftiş edecek; şüpheli ev leri ve insanları, intihar teşebbüsün- de bulunan ve yahut bulunmak isti olanları cak; kaza vukuunda yaralanan ve uygundur. Madem ki medeni memle- cın: hissetmişler, medeni Türkiyede teşkilâtı olan düğü için kabul edilmiştir. Şimdi kadın polisinin vezaifi ne- den ibarettir? Kadın polisi temamile uklarla . alâkadardır, rdaki kimsesiz çocu- kızların hare- lir merkezine götürerek; gözden kaçırmaya- Görülüyor ki, kadın. polisinin v temamile kadm kabiliyetine ketlerin ekserisi kadın polisi ihtiya- de bu teşkilâtı vücude gelmesi her) halde elzemdir. Emin olmalıyız ki, kadın polinleri istikbal Içadınlarının cemiyet hayatına hizmetleri itibarile en değerlileri olacaklardır. EFZAYİŞ SUAT S5 >db ER Göreyim sizi çocuklar! | ski bir Galelasaraylıdan aldığımız - mektupla Sarılırmızılı fubalcalara bilap ediliyor ve deniliyor ki. sinde bizim de oyuncularımız vardır. 82 yardımma mazhar olan Fener mu nu göstermeğe kâfidir. Bu gibi maç- larda küvvci maneviyenin ne büyük bir mevkii olduğunu bildiğim için es- ki bir Zalatasaraylı sifatile sizi bazı noktalarda tenvir etmek © arzusuna mümanaat edemedim. — Sal günkü 6—z2 neticesini gözünüzde büyütme. yiniz. Misafirlerin en iyi tarafı muha | cimleridir. Fakat müdafaası geçip gol yapamıyacağımız kadar fevkalâde de ildir. Netekim Fenerliler iki gol yap, tılar ve bir sürü de fırsat kaçırdılar. Misafirlerin en büyük faıkıyeti sür” atlarında ve muhacimlerinin bu sür” at sayesinde müdafaalarınm nisbi za fiyetini telâfi etmelerindedir. Eğer bizde topu lüzumsuz bekletmezsek onlara yakın bir sür'at elde edebili. riz, O zaman Ennadiyü”Ehli m cimleri oyunu Sal günü olduğu ka- Ger kolay sürükleyip götüremez. Bu takdirde ise müdafaalarını daha faz- la sarsmak kabildir. Hülüsa misal ler bizden seri ve şüphesiz daha tek- a lk olmakla beraber gayretli bir oyun i mümkin la mağlup edilmesi Renin tahliyesi günün meselesidi bunlar göstermektedir ki Galatasa- -liki, diğernin V ii © <Eski Galatasaraylılardan» zamanda, |mıyacağından, misafirlerin şehrimiz» | Nisbeten bozuk bir müdafaanım peklil —— m Kl eki, MİLLİYET PERŞEMBE 25 TEMMUZ, 1929 Büyük, çok çiçekli bir bahçe iiçinde küçük iki köşktü. Birinin beş odası vardı. odalısında otura oruz. Göreyim sizi çocuklar! K. Ahmet Faik, Faik bey bu mektubile vaziyeti cidi den iyi tahlil etmiştir. Misafirlerin o- yun tarzı göz önünde tutularak Ga- İatasarayın her halde galip gelmesi- ni istemek ve ya beklemek safdillik olur. Ancak, esasen Faik Beyin mek böyle bir İmak yanlış değildir. Yaik Beyin gö- İ rüşlerine ilâveten biz de bir kaç nok- | taya işaret edelim: | Mesırkların hücünü hattı seri, mü- dir. Buna mukabil Ennadiyül'Ehli" nin sağ taraf müdaladsr olduğu zaif- tir. Topa iyi bir hakimiyeti olan Ga- latasaray Bol açığı Rebil ile Lâtifin iyi bir gayret sarfile'bu zaifdan isti- fade etmeleri kabil ve hatta lâzımdır. Bursâ'daki oyununa nazaran Necdet ve Şadli'ye tavsiyemiz topu ayakla. rında ezmeyip mümkün olduğu ka- dar seri oynayıp fırtatlardan istifade etmeleri lüzumudur, Galatasaray takımının eldeki mev- cutlara nazaran şöyle çıkacağı tah- min edilebilir: Rasim. Burhan Vahi. Suphi Nihat Mithat Muslih Şadli Necdet (o Lâtif Rebii, Muhacimler! Her gayri müsait vaz iyette derbal pas veriniz. Her müsait aziyette derhal şüt çekiniz. Müda- aanın işini çok teshil etmiş olursu- uz, $. GALİP . HİLAL KULUBU Hilâl spor kulübü riyasetinden: Temmuzun 26 ımğı cüma günü ku- libümüzün fevklğde İçtimar ola: ir. Rei malümdur ki İngilizler ve EnnadiyülEhli takımı ikinci ma-| Fransızlar tarafından işgah edilmektedir; İngilizler tahliyeye taraftadır. çını yarın İstanbul şampiyonu ile yâ-| yardım ve müzaheret, kadınlardan) pacaktır. Mısırlıların oyun tarzmı da beklenilen şey ahlâki ve ictimai| gördükten ve kuvvetlerinin derecesi- Bahada hizmet olduğuna bakılırsa. İni anlâdıktan sonra, yarınki Ennadi.| — Aman dur bunlar ayılsın da hep beraber gidersiniz. Miyan edebi birle 7 ÇAPKIN KIZ Yazan * AKA GÜNDÜZ kın kız idare ediyordu. İskele-|dan, eşten dostan sözler geçti.| sandı. Şaka etti; en açıldıktan sonra Aycan mar) Fakat o kadar. Ağır bir süküt şa dokundu, araba sarsılarak | başladı. Bu, aralarında ilk defa oluyordu. Cicim. Alideki dur- gunluğun sebebi, Çapkın kızın- ba — Bu, başka bir şey. dedi.)ki kadar meçhuldü. Zihinlerine! yürümeğe başlarken kendi ken- dine: Bu bizden başka bir mahlük. Ve derin derin içini hemşirelerini düşündü. Beyaz yelkenli, beyaz kotra| rının nasıl geçtiğini anlattı. da havasını bulmuş, Boğaza doğru yangelmişti. İLK İFŞA Bir kaç dakka havai konuştu- merakmdan, Marmara parkın- lar. Yukariki Alman karikatüründe İngilizin çantasını alıp gitmeğe ha- sırlandığı görünüyor. Almanya diyor ki: — Kendi halinde bir meb'us-|lan söylemeyiniz. o Anlayışına la tanıştım. Onun gözünü, ku- lağını yakaladım, her türlü si- yasi şeyler söyledim, mühim fi- kirler verdim, adamcağız afal- ladı mı afalladı. Beni diplomat olmadı. İngiliz. intihabatı hak- —Balığa çıkıyorum. Spor ya-| gü geçti. ( Siyasi âlimliğime —Ne vesile ile? Ne yapıyım? Hayret bey her iğimin farkında | him, göre... Çicim Ali bir kahkaha attı: — O senin kelimeleri nasıl olsa. .. dediğin şudur: Kelimünnas alâkadri ukuli- — Ne demek 0?. — Senin anladığın gibi, — Türkçesini. söyleseler ya, Karşmızdakine göre lâfediniz. — Hayret beyle aranız nasıl? — Bin kat daha mükemmel. — Gene nasihat vermeğe kal kışıyor mu? — Şimdi nasihati ona ben ve- pıyorum, Üsküdara, Aksaraya| kim bilir belki hâlâ şaşmakta-| riyorum, çok sık iniyorum. Edebiyat mü-| dir nakaşalarını takip (o ediyorüm. P , lar, At yarışlarından, «Kalan-| Hatta iki defa politikacılık et.|zaman söylemez mi? “Jar klübüs nden havuz ve çiçek| tim. — Maşallah! Maşallah! — Ona geçende dedim ki: ha Arapça| lin böyle ne olacak Pamuğum? meşhur bir söz varmış. Kelime-| Çoluk yok, çocuk' yok, sevgili! leri nasıl olsa Aliye Kadriye fa-| yok, hiç olmazsa kibar tayfesin| bir sey çalındı, sordum. İbtiyar! gınlıkla mr idare O edememi: | Bahçeli köşk caktı. Köşkler birbirlerinden hayli uzaktı. Ev sahibi de be- kâr, tek başına bir adamdı: — Siz beni yok farzediniz! —— İ|dedi. Köşkü kiralayıp © yerleştik. Yalnız bahçenin kime ait olaca- ğını tamamiyle tespit etmemiş- tik, Filvaki ev sahibimiz bahçe- ye gezmek veya oturmak için çıkmıyordu. Fakat her an ve her saniye bahçedeydi. Çiçekle- re bakıyor,bir sarmaşığın dalla- rmı'düzeltiyor, havuzun fıskıye- sini tamire uğraşıyordu. Havalar çok sıcak gittiğinden yemekleri kapının önünde yeme ğe karar verdik.. Ne vakit sof- raya otursak, ev sahibimiz: Bir gün, balık koyduğumuz tabağın biraz çatlak olduğunu görünce, hemen evine koştu, bü yük, sağlam bir tabak getirdi. Ertesi gün salatalağımızı değiş Bahçede yemek — yemekten vaz geçtik. Odamızın pancurla- rını sıkı sıkı orada yemeğe başladık. Bir akşam, iki üç arkadaşım geldi. Bir poker yapmak iste- dik. Yemek soframız iki kişilik olmakla beraber, dört kişi sığış tık ve oynadık, Ertesi kalktığımız za- man, odada güzel bir poker ma sası bulduk, Esrarengiz bir el, gece yarı- sından sonra bu masayı getir- miş, Usulcacık odaya birakmış- İta. Bu el, ev sahibinin eliydi. Arkadaşlarım musikiye he- vesli idiler, ut, keman, kanun çalarlardı. Gece pencereleri aç- tık, fasla başladık... Biz biti- rince, uzaktan bir ney sesi du- yuldu .. . Ev sahibimiz ahenge iştirâk ediyordu. Ondan sonra bir daha saz çalmadık. Artık, ağzı dili olmıyan ev sahibinin başımızda nasıl bir be- lâ olduğunu idrak ediyorduk. Belki iyi, müşfik bir adamdı, fakat çekilmez halleri vardı. Akşam yemeklerini, bahçede kapayıp yemeği) ; İngiliz fırlıyor Dün 1015 kuruş 10 parada kapandı Son günlerde tekrar tereffüe başlayan (o İngiliz lirası dün (1016) kuruşa kadar çıkmış ve (1015) kuruş (10) parada ka- panmıştır. Borsa komiserliğine göre, bu nun sebebi ihracat merkezlerin- den hiç kambiyo gelmemiesidir. Dün İsterlin üzerinde hara- retli muameleler olmuş ve alt- mış bin liralık satış cereyan et- miştir. Borsa idare meclisi dün ak- şam toplanarak bu vaziyeti tet- kik etmiştir, Dünkü tereffüde ihtikârın da liyen banliyö trenlerinin leştirilmesi için bir teşebbüs ubahsolmaltadır. taşıyan elektrik şirketi ortaya atılmış ve demiryolları sine de müracaatta bulunulmuğü Verilen malâmata göre, idare bi lifi şayanı tetkik bulmuş, şi: sarih teklif istenilmiştir. Şirkellerde Banliyo trenle Frenleri elektrikle tahrik için bir müracaat oldu Haydarpaşa - Pendik arasını elekti Teşebbüs (A. $. E A) fir ta İdarenin tetkikatı bu işin faj oldulu neticesini verirse esaslı zakerelere girişilecek ve w Hu takdirde de banliyö hattı de elektrik tesisatı yapılacak amil olduğu ve borsa haricinde| nu mütcakip ta Haydarpaya-Pet muamele yapıldığı şayi olmuş-| trenleri elektrik kuvvetile tahrik lunacaktır, sada borsa komiserliği henüz bir gayri tabiilik vukuunu tes- pit etmemiş olup bu hususta a- demi malâmat beyan etmekte- dir, Mamafi her ihtimal nazarı dikkate alımarak tahkikat yapıl maktadır. Altun (881), Döyunu muvah hade (171,25) tir. LOZAN GÜNÜ EE İN NUTKU Bundan sonra Hukuk dan Münip Hayri ve Süleyman Şev- ket Beyler birer nutuk söylediler. Süleyman Şevket bey heyecanlı hi- tabesinde dedi ki: « — 24 Temmuz, etrafı şerefler ve! şanlarla çevrilmiş müheykel bir za- er 24 Temmur harika nurları önünde Avrupa diplomasini- Dın mağlâp olduğu bayram güzüdür. İşte kahraman Mehmetçiğin süngü- sünün ucu İle Lozanda kurtardığı Türk vatan. Türk dünyasının gurupsuz güneşi ulu Gazi! Zulmetleri jararak, mave- Diğer taraftan ayni şirketin bondisleri © Anadolunun yerlerindeki akar suların kuvvet ni ölçmüşür, bunların elektrik 8 sali hususunda çok mühim biref, arta olduklarını tespit etmiş Şirket bu teklifatınm neticesi larak bütün memleket dahiliz lektrik tesisatı yapmak, şimendi leri elektrik; i elektrikle tenvir ve teshin & vücuda getirmek için alâkadar © kamlara mühim bir YAYKARA emi rahat yiyemediğimizden, deniz kenarındaki küçük garnizonun bahçesinde yemeğe başladık; İkinci akşam baktık, evsahibi de, köşedeki masalardan birine| oturmuş yemeğini yiyor... Bizim yüzümüze bakmıyordu Fakat (o omuzlarımıza oğırlığı çökmüştü. Nihayet, uzak yerlere gidip gezmeğe, otunmağa . başladık. Köşkümüz Fenerdeydi, Bostan- cıya, Maltepeye, Yakacığa gidi- yorduk, ,. Fakat aklımızda ve dilimizde hep ev sahibi vardı. . Bir gün Pendiğe gittik. . Sa- hilde kamp kurduk.. İki saat sonra bir de baktık ki, biraz-ö- tede ev sahibimiz dolaşıyor. . Akşam, köşkü devren kirala- mağa karar verdik. Kiracı da bulduk. Köşkü, bahçeyi, abuha- vamızı hayli metettik, Ev sahi- bi için de: — Çok iyi bir adam, dedik, ha varmış, ha yokmuş... Ses- siz bir adam!.. Nakleden SELAMİ İZZET den bir metresin yok. Allah göstermesin! dedi. Git sin de hısım akrabamın göğsü- ne tabanca mı boşaltsın? Gel seni evlendirelim Pamu- gum! dedim. Uzun uzun ve hissettiğime göre acı acı gülümsedi. Ben de fazla müteessir - etmemek için sustum. — Öyle bir nasihat ta bana versene, — Kaç para eder? Peki diyi- verirsen sonra ben ne yaparım? Sana nerelerde hanım bulurum. — Mehmede ver bu nasihati, — Zaman kalırsa o nasi- hatı istemeden bu işi yapacak. — Nerden haber aldm? — Sevil yazdı. — Benim de kulağıma böyle raları gören ve tenvireden gözlerini hürmetle öperim. Lozan kahramanı ünlü İsmet! Necip milletimizin yaşamak aşkını! ebediyyen varolmak azim ve kabili yetini blltün bir çihanı hasumete Lo- zanda kudretli dehanla sen tanıt. Millet Önde Gazisi istikbale, fazi- lete, semaya ve güneşe doğru yükse- liyor. > Yaşasın genç ve dinç Türkiye Cüm buriyeti! Yaşasın onu tutan kudretli eller! Yaşasın vatan!» ZÜHTÜ BİN NUTKU Bu hitabeden sonra İhsaiyat Profe| sörü Zühtü Bey kapitülasyonların ilk bsadi kaytlarnı ve bu — kaytlardan | B“yen günl sag kurtulraakla milletimizin mazhar ol-| iŞ Hariciye yakâletine bildi a 1 Hariciye ittihaz y duğu iktisadi istiklâl teşrih eden bir, S nutule irat etti. te hareiie bükimace Hazıruna Timonatalar dağıtıldı. Reisictimhur me A B. MM. Temuzun on yedinci günü saat 23 te Taksimdi önünde Pslis müdüriy. muta hüviyet varakamı dövizitlerimi ve on fira kadar parayı muhtevi cüzdanımı zayi attim. Mezkür para kendisine alt olmak üzre cüzdanımı, hü viyet varakamı ve kart dövizlt- lerimi posta İle göndermesini bulan zevatten bilhassa rica ederim. Beyoğlunda Rus Soyet konso loshanesinde (| tercüman ANADOLU, SIGORTA ŞIRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Vangın - Hayat - Nakliye - Kaza - Olomeobil - mes'uliyo" maliye Sigortalarını kabul eder, Adres: 4 üncü Vakıf han Istanbul © nden kart ce esasen bekleniyordu. Hükümet etin arzularma tercüman olarak eden tedbirleri ittihaz edecekir. MUHTELİT KOMİSYOND Muhtelit mübadele Komisyonu, taraf azası M. Rivas İle Türk ve teyzem israr ediyor, İstanbul-| yoksa yelkenle (o meşgul ol daki güzel kızı almadm, bari buradan bir kız bulalım, böyle olmaz, dedi. Ben de peki meki dedim ama kat'i bir karara he- nüz varmadık. Sevili mes'ut et- meden bu işi yapmak gibi bir hotkâmlığa : düşmesini istemi- yormuş. Çapkınkız ilk defa hissetti ki terkettikleri, ona avdetten ziya- de, büsbütün terkedilmek, uzak laşmak tayaftarı (o oluyorlar ve kendi terkedilişlerinde de kat'i- lik ifade eden bir mana, bir te- zahür var. Ayni sebepler ayni neticeleri neden tevlit etsinler? İşte Mehmet, işte ötekiler ve iş- te bir muhit/,, Bir fosurtu koptu, yelken bo- şanmıştı. Çapkın kız acaba dal- bahsi kapamak için bir mi bulmuştu? sezmiş olmalkki sustu. ruz da'aklıma (Nur baba) di. O ne iyi, ne tam insa ” cim Ali! Bu yaşta benimle lenmek Bahusus şimdi kanunu ari rte sik yağa şa kadın daha alamaz. 1 Cicim Ali her halde bir ! vasi” Çapkın kız birdenbire dı; ii Kaçma mecburundan ey âhuyu ülfet et, g — Vay! Bu eek nerden çıktı? Hele hele! dümtek sevmezdin? — Kanlıca koyundan 52 istese derhal Bitmedi