26 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

26 Mart 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fik:lr, dediği gibi “meşrefi harabi, olmuş bu evi tamirden vaz- geçelim mi? kendi gendine rEizah, taarruzu bir meydan muharebe- |i sidi. Meydari muharebelerinden ga Üz TÇ URT AT VCT AUAD ŞTT TPT UAT 193 erlemesi çok telefatı mucip o- lur. 'Topcunun yapacağı imhakâr noman Tiyairo İstikbal ara- ye duşman ordusunun imhesı-|ateşi piyadenin keskin süngüsü dır, Pilanlar ona göre hazırla- takip eder.BÖYÜK TAARUZ- nır, düşmana vurulacak kuvvet- |DA fecirle beraber gürleyen top li bir darba takip edilirse esaslı|sesleri kahrıman piyadelerimize ve nahai galebeyi temin - eder. AHAZIROL diyordu. Toplardan Meydan muharebesi bir iki - ;çıkan her mermi düşman lıpcr— de bitmez, bazen 15 günde sü-'lerinde zafer, tohumu serpior- rer bu iş düşmanın harekâtına du. İLERİ EMRİLE BERA- tabidir, bazen düşman muhare-'BER HAREKETE GEÇEN beyi kabul etmez, çekilir oza- PİYADE bir an sonra zalim düş man daha uzar, çabuk bitmesi mana karşı namusunun, benli- için düşmanın muharebeyi ka- ğini: eti nefsinin mücadele- bul etmesi şarttır. sine girişmişti, yüksek Türk na- Meydan muharebeleri şu su-'musunun kalplerde uyandırdı- | retle ceryan eder: |& ik kin Türk piyadesinin ' Bununçün Baş kumandan bi-/süngüsü ucundan kan şeklir rinci derecede mükemmel bir nkıyordu Tttevvıiç eden bi muharebe pil: irlar ve düçş zaferancak topluca ve ka hesap e-|doğan bir arzu ve fe' ikinci olarak bütün küvvet kemmel idare edilmiş ve büyük | lerini bu muharebeye sokmal 'meydan muharebesinde elde e- .—Jı D iulYCİ BİL yanlarafırsat Müktedir bir. İngliz idaresinde yeni açilan İNGLİZÇE akşam Kurslarına ehven şartlarIn talebe kabuline başlanmıştır. - Fransizça lisen; Türkçe Ticaret ve Türkçe İnglizçe ve Fransizça Daktilog: rafı dersleri devam etmektedir: Çarşıkapı, Medrese sokağı No 1 Y.MCA Binasında Ame- rikan lisan ve ticaret dergpane- t ediniz. büsbütün yıkılıp gitsin diye bekleyelim mi? Lâkin buna hanği yürek dayanır? Işte, bütün evlerin pençereleriden *İmdat, imdati, — seslerini duyuüyoruz. Eğer cem'iyetin | yegâne maftrisi alle değilse, €ğer bu müessesenin milli ve içtimal hiç bir kıymeti yoksa; eğer henüz tatbikatını görmediğimiz bazı nazari- yelere göre herşey cem'lye- tin, yanl devletinse bari ona uygun bir sistem dalresinde yarının yegâne ümldi olan çocukları bu çürümüş yuva- lardan kurtarmanın çaresine bakalım! 26 MART 1929 -İ) T — BUGÜNKÜ HÂAV — Dün hararet &n çok 7, enaz derece Idi Bogün rüzgâr bafif ve müta- bavvil olarık esecek ve hava açık acaktır. | Ü V İstandul asliye mahkemesi birinci tdenret dalresirden: Dlehmet Sermet efendi tarafından Ankırada Şebremaneti — caddeşinde Ansdolu pazarı sahibi İsmail Necad bey aleyhine ikame olunan davadan " Şu devirde en çoök buhran lren müesseselerden bi- de Ailedir. Yüz ev arasında ksan dokuzunun kapısına Sabanca dedikleri — zaman, sele yoktur.” ızı kosanız içlerinden Yakup Kadri |iSter, düşmanm yüzbinlerce kuv dilmişti. . . gözlerimin önüne gölün mavi ç a dolayi berayi tebliğ mümalleyhe acağınız sesler bütün li vetine karşı her halde fark b DOGAN YILDIZ — Isuları, bin bir yemiş ağacının| — thtiyarın peşine düştüm, bir gönderilen arrabal - ve, vestik marutı lerinizi ürpertmeğe kâli unmak ister BURADA BİR yeşil - gölgelikleri, 1ıstasyonda hayli yürüdükten sonra, elma| !©i ikametşahının meçbuliyeti hase- ee B evter babelar için | FELEK VARDIR. P KÜMETİ| — snaşi, , yçni bekleyen çocukların neşe- |e arımat ağaçlariyle örtülmüni| bie Bük ç ae Kimsar | birer merhametsiz işkence ÜEne ( ? Yandacikrhende. a SK İki üç gün, Saban cada kal | alM taş duvarlı, pencereleri de | aa I41nci meddesi mucibince mir parmaklıklı, kapısı kalın de- mir bir eve geldik. İhtiyar kapıyı açtı, girdik. Etrafda öbek öbek yemişler yardı, sigaramı yaktım, sönük ocagın yanma oturdum: — Anlat bakalım baba, bu- rası neden mahpushanc. İhtiyar, acr acı başını salladı: — Burası kanlı bir mapusa- nedir evlat. İstibdat zamanında, burada çok kişinin kanma gir- analar için birer ka- nlık zindan ve çocuklar bir iğnell fıçıdir. Ayrı Istirap çeken bu üç alle arasında bütün muhab- et bağları çözülmüştür. O dlar ki hep beraber çekl- azabı hafifletirdi; babaya ivet, anaya şevk, çocuğa alt verirdi. Halbuki, şimdi, karıdan bir düşman ilânen zebligat fasi karargir olmuş ve 149 nci madde mucibince arzu: hal ve vestik —süretleri mahkeme divanbanesine talik kılınmıştır. Tacihi ilânın ferdasından itibarehi 15 gün zarfında mahkeme kalemine bilmüracan evrakı mezküreyi tebelluğ ile cavapnamesini ita eylemediği takdirde kanumu mezkürun 348 hei maddesi mucibince hakkında kayp kararı ittihaz olanacağı ilân olunur Kansızlara ve zayıflara mahsun Omıştım, Ilık güneşli berrak bir tedbiri ekit İsabah, elma armut ağaçlarının Sabahliyin kızarmış ekmek ile Jaltında dnlasıyordum Yanım- beraher kakasolu süt, İki, üç vaze | r Vi L L n ti. Sigaramı yomurta, Üzümlü pasta, tere yağı. : Yemeklerde alağıdaki pıdalardan | Yakmak için kibridi myoktu, ih- tiyara seslendim; intihap edilmesi. Sebze çorbası, evice pişmiş kebap ve ya külbastı, Balık | — rhaba baba. eti bilhassa Kırlangıç, beyln, ilik, — Merhaba evlat. havyar, botarğ, kuru sebze ezmesi, aveşin var mt, — Yok yavrum. yeşil sebzeler, bir nevi, bahusus hind İ | irmigi ile yapılmış sölü, üzüm, — Sigaramı nasıl yakacağım,. taaruzla beraber en eyisi düşma nı her iki taraftan kuşatmak ve bir çenber içine almaktır, bu esnada merhamet caiz değildir memleketi zapt ve esir etmeğe gelmiş bir düşmanı boğmak her milletin hakkıdır. Asıl seyyar ordu;bir kı.çoı'du—l ya ayrılmıştır. Bazen bir kaç or-| du birleşerek ordular gurubunu rılmıştır. Bazen bir kaç ordü birleşerek ordular — gurubunu Senenin en * sabıkalı , ayı hangisidir? diye sorsalar şüp- hesiz hepimiz Mart ayını gös- teririz . Martın”da en sabıkalı günü Mart dokuzudur. ya ! Lâkin, her şeyin bir derecesi olduğu gibi bu Mart havala- rının da bir. haddi olmalıdır. Nedir bu bitmeyen tükenmeyen soğuklar? Bu mevsim - çiçek, | (gibi ürküyor, karı, kocadan | Çemen ve bahar mevsimidir . | teşkilgeler, ordular kolordular- isi ündü, sonra |di Köpek gibi. tiksiniyor | Arfık bu hale fahammül ede- İdan mürekkeptir, kolordularm ;T__dî*“:_":“ğ_;ı“î;;”b"_;:'L e_ıhh'ğ'" HEER İN — zer AA İlân | çocuk her ikisini hiçe meyiz. Eğer havalar bir daha |fırkaları vardır. Ordular ve or- bellr ;'“' ll d vDlZ bmk':; — Benim eve gel, sana âteş| — Abdül Hamit, bazı kimse-| — Kasımpaşa Cami kebir mahallesin- dular gurübu emrinde ayrıca 'or. bBöyle devam ederse mart ayının a: bir pörça sölğ buluru leri usületle buraya göndertir,| de Rahriye caddesinde 24-96 nüme- Evet, hepsi bir yuvada, | fağvile nisana ilhakına dair 'fyî'“ı' 'l?i'::d geak kıtaları | ee yaeekin. bir bükdküriecek V — Sen nerde oturursun baba. |bu eve kapatır, aclıktııı öldür- | rolu talen mesdüt bulünan çilte teşebbüsatta bulunacağız. ve fazla miktarda topcu bulu- ö #Rin — Mapusanede, türmüş. furün doğradan doğruya mutasarrıfı çatı ılı:,ndı .:ıınkî'ııı a askmte di K nulr—iıı YAK d DA D. Muhittin İi âhüyag: yuıur:; tuhaf, tuhaf| — lğuuud;n şey. : KBT SaŞTR T p en bu mahlukların AA en | A baktim. Gülümsedi: — Ne ezsin ya evlat. .. | | <. " kendi derisinin al- | — Gazetelerde heyecan amiz |durdurmak ve her iki yanından | TESHİLÂT — Anladığın gibi değil, dedi, |Şurlarda-Öbek öbek küruyan ü-| UNU ederek merklr Tanede Bi ka bir yara taşı- | bir felgraf vardı : Montekarlo kuşatarak arkasını - kesmektir. | a r |hele gelde, bunada anlatırım. İ vezlöri gösterdi — yüzlerce in-| bi tehsn altkası külmadığı 9i ür n .,.’.. ümayişler Prensin | , Bt muharebe esnasında piya- || MENTEŞ KASAVİ Ü — ............ san, kuruyup kadit olmuş. Tanın malümü — olmak tüzre — ilân dır. Babanın yi da bazı nümayişler iste, | deler ilerlerken yardımcı smrf- B tetanbul Celâl bey han No 49 Ş|”Aziz oküycu, bu gün meve| — Ben senin yerinde olsam| Slunur. sadi dir, —ananın yarası | sarayına doğru yürümek İsfe- İ yar bilhassa, topcu, tank, ve tay- || pesinen hiç bir para verilmeksizin |zusuz kaldım, ve Sabancaya da-İ burada oturmam, ' Müsteciri : b,î.%r;ı gu::nklıî'::d:&: Mıı'/;r,v d: b:o”slm:l ::.Wı):' ya:klerçk _;:Iımğ k:ühî:'y“a 'ö;','ğ VERESİYE HER NEVİ EŞYA İlir, :oy:ı;l bir efî;lnc mudm — Sabancada herkes böyle Mastafa Hilmi - : ANE glifıkları- tabanca - seatü "e şE Ce VÜĞ d İt (Eğer, hergün iyelerimi | söylüyor, ve hiç kimse oturmu- ci a inlemeğe — başlayınca | kerek dağılmışlar. Dünyada en |rek piyadelerin hücümüne işti. SEKİZ AY VADEYLE îî%ıl diye okuyorsan, bu hikây- ,;’._ Kai Siirt vil yelınden; ürü neden İnlediğini an- | hafif ve en sessiz ihtilâi galiba Tâk ederler, zamanımız muhare- İ Maruf / mağazalardan — vasmtamızla | etin uydurma olduğunu bil. E-| ” — yyakları var. Slirte yakın bir mevkiyde 15 metre belerinde topcusuz piyadelerin | temin olunur ğer hiç birine inanmıyorsan me- oremen ae e eee nn uzunloğunda — ve (0129 Hira bedeli keşifli beşer ve onar metre açıklığın- da 38562 Vira bedeli keşifli kezer suları uzerinde kirgirden üçer' gözlü Iki köprü inşa edilecektir. Birisi bir metreden ayakları daha — yüksek iki köprünün üzerlüdeki sarhına kadar akşamı çimento ile Inşa edilmek, temelleri dört metreden fazla umkun, da bir zemine tesadüf edilmediği takdirde beton arma kazıkları bedeli beriki ağlarken öbürü unun sebebinden bihaber- , çocuk feryadı bastırınca Ikisi hayretle birbirinin bakacaktır. — Bu alle dün böyle değil- - neden bu hale girdi ? u masalın “Kör gemi, sine dren amlller nelerdir ? bu olacak. — Ama benim de hakkım var. Kimse oturmadığı için, burası boş kalıyor, ben bedava oturuy- BYAAAL VAA LO RELLAAUNAAMANAAAANAAKANDADAAA Günün Latifeleri Bekârlar vergisi mes'elesi Yeni Belediye layıhasında aldı yörüdü ! kadınlar da aza olabilecekler Ulen ! Tramvayların arkasına takı- danlarla — biletçiler arasındaki muhaverelerin başlı başına bir edebiyat olduğu malümdur. İki gün evel büyücek bir çocuk bir tramvayın arkasındaki mu- sademe demirine binmişti. bi- orum. — Cesaretlisin ihtiyar. Sigaram bitmişti, gitmek U- zere kalktım. Bu aralık, yan ta- raftaki odada bir çıtırdı duyul- du. İhtiyarın gözleri - döndü, / Bir aile bir cem'iyetin Vlk | Jetçi gördü ve : dişleri ayrica verilmek munakasa müzeyode si olmak itibarile onu — Boyundan utan yahu ! — ni dü tleat kurutacağım, | fhalir Mhhd _:knnn'.:ümn ahkâ- miren — kurdun — üzerine | Dedi, çocuk fa cevap verdi * yiT ök aa aN ğ ŞF muame- ikik mikroskopumuzu uzat-| — — Sen benden daha boy- Ne yalan'söyleyim, rktam; | L A a L li hepimizin boynuna borç-| fusun. sen ufan / — Kimi. 6-4-920 tarihine müsadif Cumartesi Kulağıma, usulcacık fısladı: — Bir yumurcak var, her gün elmalarımı çalar. Korkut- mak için, onu buraya hapset- tim, Bundan sonra artık hırsız- FELEK günü ihale edilmek Üzre 16 -3 -929 tarihinden itibaren munakasaya kon- müştür. Fazla malümat isteyenlerin Slirt encümen dairesine müracanmtları. — Hiç şüphesiz ki onu kemi- kurt bir cinsten değildir. İr az evel söylediğimiz gibi ada iktısadi, asabi, hissi ASKERİ BAHİSLER Meydan muharebeleri Muharebede esaslı bir galibi- Tık edemez. ahlâki amiller, evin temel-| —. ancakbüyük birmeydan mu- Kapıyr açtı. Çocuk, hızla pen â irinden çatısına doğru dal |harebesi neticesinde almır,Bina- cerenin önünden çekildi. . salmıştır. Burasına |enaleyh muhasım ordular her Korkudan sararmış, perişan HAFTALIK yama vurayım deseniz, |an büyük bir meydan muhare- bir yüz göreceğim sandım. Hal- 5 ötesinde bir büyük |besi ihzar ederler, meydan mu- buki, kırmızı yanaklı, fıldır fıl- RESİMLİ Batlak Müyeriti bu |barebeleri yalnız harbın başlan- dır gözlü, hayatından memnun MECMUA B OY el gicında olmaz, muharebenin her BE haşarı gördüm, Uburlar gibi atlağı tıkamağa çalışırken (, 5i bir devrinde kuvvetlerini çiğnenip duruyordu: Küçük el- TAMAARIR VEKÂLETI | taraitan bir İskelet |( mamile toplayan taraf bir me- — Bey anca bekârlık vergisinden kurtulmak — Hanım belediyo relsi olurğan beal hangi |ma hırsızı, hapsanesinin p:nce— Sit 1 andıran bir delik size (ydan muharebesi yapmağa ka-| İÇİN ne yapacaksın ? ı içe tayin edersin ? resinden, armut gğ FİATI A KURUŞ duruüyor. — Eskilerin |rar verebilir, Türklerin Afyon — Bir hasımıa varacağım ! — Dartül'acze müdürlüğüne ELAİMI I FT DEYLET MATBAASI dın halâ terkedemiyo Şimdi dallarından ince bır ruzgâr işleyen çamların hı- şırtısını dinleyerek bu yeşil gölgeler içinde yavaş yavaş çaylarnı içiyor, şundan, dan yorlar ve bittabi Tâkırdı (Suat Naci) nin en ziyade ihtiyaç hissettiği taplar, romanlar üzerinde devam ediyordu. Genç ka- dın bu arada - gazetesizlik- ten, tefrikalarnı takip ettiği bazı gazeteleri burada mun- tazaman — bulamadığından, Lilliyet, in edebi tefrikası 11 Köy hekimi Bürhan Cahit “(Emine) eski bir itiya-|siz akıl ettiniz. fakat dağ tesiri altımda mahçup| blıMbunu nasıl buldu- or, güliyor, omuzla: » nuz. ğı ince şalm içinde sak- | — Yerine ouııı-kııı reca ister gibi sarınıyor- |etti: — Bari şu güzel çay ma- — Vallahi hayret, hay-|sası başmda beraber çene diyordu. Genç doktor. Oturmaz mısmız? limi dağ başında değil kadın kendisini te- bir köşkün bah|davi etmiş, hastalığına ko- zannediyorum. Son / şup gelmiş bir adama karşı, (Tosun) un yalnız bu hu- 'a bu mükemmel çay sofı pmağa mecburiyet hisset 'susta biraz ihrsalkâr dav- ... (Suat Naci) takdir ikram ve nezaketi uir-’rındxgmdın şikâyet eder hayret dolu gözleriyle gememek arzusuyle dokto-| gibi oldu. kadmı süziyor, bir ta-|run bu recasını kabul etti.| — (Suat Naci), (Istanbul), n hafif hafif dumanla- Zaten kendisi de bu saatler-| (Kadıköy) kızlar âleminde çaydanlığa bakıy-|de ayni yerke çay içiyordu. muvaffakiyetleri zaptedile- (Antalya) da (Nev Eda|miyecek kadar çok ve karı- —Bu çörekleri de siz yap Hanımefendinin — yanında| şık olan genç doktor bu nok z demek Ru limonu da |başlayan bu itiyadı gençka- tada heman genç kadımma ar- zı ri vardı. O gün (Elmalı) ya bir arkadaşıyle gitmişti. Yoldaşı karısına bir top ka- put bezi alınca (Tosun) da evine birşey götürmeğe he- veslenmiş. bir top benekli- basma almıştı. (Emine) teşekklir etmek ister gibi gülümsedi. Fakat kocasının bu hediyesi onu ilk defa içinden düşünmeğe sevketti. Evleneli daha ne- kadar olmuştu. Bir şeye ih- tiyacı yoktu. Fakat bu ihti- yacı düyduğu gün demek arkasındaki keten çamaşı- rın yerine kaputbezi, giğdi- &i ipekli elbise yerine cim- dallı basma alınacaktı.Genç kadının yüreğinden bir an içinde geçen bu endişe göz- lerni bulandırdı. — Yemek hazır mı (E- mine). Karnım öyle aç ki. - giden akşam güneşinin ka- ybolduğunu gördü. Vaktin bukadar çabuk geçtiğini zannetmiyordu. Daha ocak başına gidip bir hazırlık bi- le yapmamıştı. Bereket doktor gittikten sonra çay takımını içeri götürmeyi akıl etmişti. —- Şunları alır mısın mine). Bugün (Elmalı) ya kadaf* gitmiştim. Sana bir top basma aldım. Basmayı ve bazene topla almak Anadolu köylerinde eski bir adettir. Aynı renk- ten elbise, gömlek, hatta iç- çamaşırı bile yaparlar. (To- sun) genç karısının, Hanı- mefendinin hediyesi birçok keten, ipek çamaşırı, elbise- si olduğunu bilmiyor değil- izmet etti: —— vakitki gibi omzunda mav- — Ben nahiyeye geçtik-'zeri, heğbesinde ertesigü- çe uğrar size gazete, mec-|nün nevalesiyle geldiği za- maa bırakırım, dedi. İster-|İman (Emine) halâ su ba- seniz sizinle kitap mübadele | şında, örmediği halde tığ- edeyim. Bende olanları siâe|ları, yünleriyle yarım el vereyim okuyun, . |ven parçası elinde, düşüni- Genç kadın mıhçup ve|yordu. müteşekkir başını eğdi. U-| (Prenses) in koşuşu, zaktan, yoldan bir araba ge|hayvanın kişneyişi ve niha- çiyordu. Genç adam bu va-|yet (Tosun) un kc, — eşil ziyeti (Emine) nin hisabı-|çam dalları arasında görü- na höş bulmadığı için kalk-inüşü onu korkulu bir ruya- tı: dan ayırır gibi uyandırdı, — Çok teşekkür ederim|kalktı. Alışmış bir haraket- küçükhanım, dedi,(Tosun)| —- Bugün erken geldin çavuşa çok selâm. Yakında| (Tosun). görüşürüz olmaz mı? N 3il erken (Emine). Ve bir idmanlı suvart gi-| Akşam oldu. Hatta geç bi- bi hayvanına atladı. Karnı-|le kaldım. na bir iki mehmuz yiyen at (Tosun) her akşam gün keskin kişnemelerle bir tay-| batmadan bir saat evel ge- yare gibi fırladı, koştu, ye-|lirdi. (Emine) etrafına bak| di. Fakat onun da babasın- şillikler içinde kayboldu. |tığı zaman her vakit kaypşı-| dan, dedesmden, arkadaşla O akşam (Tosun) her|kı volun bittiği yerde solup|rından görüp ı.lı[üıiı seyle-

Bu sayıdan diğer sayfalar: