25 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

25 Mart 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyetin halka mahsus sahifesi Askerim be can! ? Silâh azalacak, harp.olmıyacak, | | Bu lafa ben omuz silkerim'be can! B il)evletler ardından vurulmıyacak, | Bunuda sineye çekerim becan! ; Dünadamharp kalkmaz, hırs kalkmadikça, Mazlumu zâlimiler bırakmadıkça, Diplomat sevinmez'kan akmadıkça, Duğrusu bunlardan ür Çarığım ayakta, çantı kerim becan! am omuzda, Sınırı beklerim ben karda buzda, Gözüm yok Halepte Hama,-Humista, Gelirse üstüne çökerim be can! Uyumam, beklerim tetikte elim, Duşmansetlerini yıka! n bir selim, Barışik yaşamak bı'ıtüı_ı emelim, Fakat.silâh elde askerim becan! Heyecanlı bir ca Niyagara şelalesini bir ipüstünde geçmek isterken müvazenesini kaybederek — boğulan meşhur canbaz Belo- din,bir tarihteŞikagoda Pek ziyade şöhret âlmış- tı. Bir gün, yerden 25 metro yükseklikte da- racık bir ip üstünde hünerler yapacaktı. Ahali toplanmış bu heyecanlı manzarayı seyre -hazırlanıyordu. Fakat tam oyun baş- layacağı sırada güzel giyinmiş terbiyeli, na-, zik bir adam Blodine yaklaşarak : kendisini de beraber almasını rica etti .'Blodin, bü- yük bir para-mukabi- İinde bu teklifi kabul ederek ttanımadığı 'bu Mihyeun tefrikası 41 nbazlık adamı omuzuna aldı ve bir hamlede ipe çiktı. Ancak otuz adım ka- dar atmıştı ki sırtına bindirdiği adamın ka- tilacak gibi güldüğünü görerek hayrete düştü. — Neyiniz var'kuzum? Sırtındaki adam de- diki: — Hatırıma bir şey geldide ona gülüyo- rum., Meselâ ikimiz bir- den-aşağıya yuyarlan- mışız! Mahir canbaz cevap verdi: — Ondan yana emin olun. Düşmeyeceğiz! Meçhul adam tekrar güldü: — İyiama *ben mut- laka “düşmeğe karar verdim Sönen işık Yazan —MEBRURE HURŞİT — Annem ağlamasın. .. hayır| söyliyemen, . ne olduğunu söy- liyemen, . “Hem bir şey olmadı ki. .. Ben hasta değilim ki . iz- tirap hastalık mıdır? Ben saadetimin peşinde mi uçuyorum, onu mü - kovalıyo: rum? Hayır! Bu yalan.. yalan! Nerde Ekrem? Küçüğüm ner: de? Beynimi yiyen menlus kurt! Bak, ona bak. Nasıl gör- dün mü?-Şirmdi anladın mt? O benim oldukça sonra, o yanım- ken hiyanetlerden bano ne? Sapdet, neş'e, kahkaha, zevk, şifa onda, hep onda! 73 Mayıs 19 Tarabya Yirmi güriden beri her kes bana hasta muamelesi ediyor. Hangi akşamdı, bilmiyorum. Merdivenlerden inerken - bir- sire düşüp kendimi kaybet- Annemin gözleri ağlamaktan pkırmızı,Doktorlar benim mu- hakkak büyük bir heycan ge- - çirmiş olduğumu — söylüyorlar, diyorlar? Gülüyorum bu hekim- lere.. hele verdikleri ilaçlara fayı Ekremin minimini ellerinden alaçağımı sanlamıyorlar... O yanıma gelip te ufacık avuçlari- n alnıma koyarak : ” Anneci- ğim, yine ateşin varamı?” dedi- ği zaman ne rahatlık, ne süku- 'nent duyduğumu anlamıyorlar, "Çocük rahatsız etmesin, gö- türüm”" diyorlar. Fakat hincımriyi aldım. . dün |* yataktan fırladım, © keçi sa- |kallı herifi ikapr dışarı attım. "İstemiyorum. . hekim, ilaç iste Mmiorum. .. hasta değilim "diye bağırdım. Beni bu halde görün- ce annemin içindeki son şüphe- ler de kallkmıştı. Muhakkat o |da artık çıldırdığıma hükmet |miştir.-Ne yapayım ? Öyle zan- netsinler, beni -deli: bilsinler. . , Ekremi yeniden kazandım |ya! Yavrumu istediği zaman ya mnunma sokmüyorlardı.., fazla gürültü etse darılıyolardı. . işte kahkahalar gülüyorum!Asıl şı- | || Bin'birgece de telâş'a içeri girdi. Fakat koca karıyı hu- kümdarla görüşür gö- Irdüğü için tekrar çe- kilip gitmek istedi. Hukümdar baktı ki genç. kızın yanakları hiddetten âl aâl olmuş. Zaten de Yazla güzel bir kız. içinden *kendi kendi- ne düşündü: — Böyle bir acuze için genç yavrucağın batırı kırılır mı? Koca karış Peki ,ben icabına bakarım diye savdı. Cariyeyi de yanından ayırmaz oldu, lâkin cariyeye gün günden Canbaz. soğuk soğuk terlemeğe başladı : Niçin ? — Çünkü'intihar ede- ceğim. blodinin yerinde kim ola şaşırırdı, fakat o şaşırmadı. ve delinin ensesini mütemadiyen yumruklamasına rağ- men müvazenesini kay- betmiyerek ipin öbür uçuna kadar geldi. Al- kışlar arasında yere inerkenilk işi yokarda yediği yumrukların in- tikamını almak olmuş- tu tüğüm zaman yanıma gelme-| ün,mi? diye sordum. —İstedim ama bırakmadılar, —Neden? “——Bilmem ki... —-Peki ama sen “her şeyi an- larsın, kendi kendine bunu sor- madın mı? — Sormaz olur muyum hiç? — Öyle ise? ». — Sen çok bağırıyorsun di- iye gelmemi istemediler galiba, Ne diye bağırıyordum? Hemen merdivenden düşer düş- mez mi? Yook...ben © “zaman bahçede imişim, bir çok gürül- tüler işittim. Koştum. Hacı ni- mem karşıma çıktr. elimdentu- tup! beni tekrar bahçeye götür- dü, içeri girmiyeceğime yemin İettirdi. İşte o aralık birdenbire | yazı yazdığımı dogru bulmuyor çok acr.sesler duydum. , dura- madım, yeminimi — unuttum, koşmağa başladım. /Hacı ügine .yetişip beni tutamadan ıı'ıerch-W venin üst başma çıktım. — Peki, sonra Ekrem? Ne- ye sustun, anlatsana. ... — İşte orada da büyük an-| nemle karşilaştım... Kolum- dan tuttu, zorla beni odamıza götürdü, kapıyı üstüme kilitledi | — Demek ben başka odada| | artık bunlar bitti, daimi bir Sükünet tavsiye ediy- arlarmış. Neden korkuyarlar? Acaba çıldıracağımı —: ->nne- Dün bir aralık Ekremle yal- maz kaldım. — Ekxemciğim, sen ben düş- idim? 'et, büyük annenin oda- sında. .. YSi — ces HART — Y029 aşkı, muhabbeti arttığı halde, kız ona pek faz- la yüz vermiyordu. Bir gün: — A kızım, dedi, ben bu işten bir şey anla- miyorum. *Sen >benim paramla satın alınmış cariyemsin. Her emri- me itaate mecbursun, İniye bana karşı soğuk davranıyorsun, bunun sebebini söyler misin? Bana — doğrusunu söyle! Doğruluk her şeyin başıdır. Dur'sana Süleyman peygrmbe- rin bir hikâyesini an- latayım da dinle ! Cariye hükümdarın şıyordu. 'Bugün oda erk günün birinde belki de çok ağladım tağını öperek ağladım. .. | Ekremciğim artık seni benden ayırmıyacaklar, kork- ma! Hem sen yanıma gelseydin © kadar hasta ormazdım. Onu kucağıma oturttum.,. uzun, uzun koca mai gözlerine baktım. Bu gözler!. olsa da onların ren; tirebilsemt onlara bakarken — kalbimin sızladığını hissediyorum. . Bacaklarımda sebebini anla- yamadığım bir zafiyet var... henüz odadan çıkamıyorum. .. bugün aynaya haktım. ..ne ka- dar #üzülmüşüm! ... yüzüm adeta küçülmüş. .. Annem odanın içinde, ayakla Tn ucuma basarak dolaşıyor, fakat bir şey söylemeğe cesaret edemiyor. Acaba hâlâ heni dek mi zan- nediyorlar ? İsterniyorum, »beni deli zan- mettiklerini istemiyorum-! “An. nem artık "ondan” hiç bahseti mior. Acaba şüphelenmeğe mi başliyor? Yarın bahçeye ineceğim, Evin içinde bir kere dolaşmağa başlasam,gene onla- ra mektup masalımı uvdururum. Ama, kim bilir, sormazlarsa belki ben de gusarım. Bütün İ“*_"YW? — Ah anmeciğim sorma, cok |öğrenmiyecekler mi,?,Bu yazi-İmetanet gösterdi. . bu yalanlar öyle iğrenç hem nasıl elsa bir gün hakikati Kadınlarımıza rey hakkı Gözlerini yüzüne dikti Baştan aşağıya kulak kesildi . Hükümdar söze başladı : — Süleyman şpey- gamber bir gün karısı Belkis ile otnruy »rdu. Yanlarında — şanadan dağma birbirine ya- pişık — çocukları da vardı . Belkıs çocuklarına baltı baktı sonra içine fenalik geldi kocasına dedi 'ki : — Sen koskoca bir peygamber olasın da çocukların böyle ku- şöyle Kadınlarımız CGumhuriyet devrine gelinciye ka- dar her hâktan mahrum, kafes arkasında ya- eklerden farksızdır, ha-) yatımnı serbestçe kazanıyor. Yeni belediye ka. nununa göre yakında rey sahibi de ölacak aramızda kadın meb- ? İki Boş sahifeden -sonra ya- zılar gene devam ediyordu. Ta- rih yok, kelimeler de ğüçlükle okunuyor : Fırtmmâlı bir akçam 'Korkuyorum ! Gözlerimi yumuyorum. (Fa- kat gene de görüyorum. Ne de gık sık çakıyor. . “Gök gürlemiyo! hep onlar, se- mayı yırtan, odamı aydınlatan hep © yeşil ziya okları... Ânneme —yarın — söyleyı ğim , . bu deniz üstündeki oda- yı sistemiyorum. .. —Taş rıletı- ma çarpan dalgaların — sesin- den sersem oldum. Başımı yorganların altma so- kuyorum da, halâ kulağımdan homurtuları gitmiyor. .. Ya Rabbi dindir bu şim- la bağlı güzel başına bakar- ken ağlıyorum. “Artık uyuyor. Küçücük «€lle Tİ sağıyanağının altında. . . sar- gıların arasından kurtulan saçla | rı altın gibi parlıyor. . . sokul- | dum, nefesini diüledim. . gali- ba artık sükünnent buldu. Ara sıra dudakları titriyor.. birişey şeyımi istiyyor, bilmem ki?,. Ğy;lerinden |Masal içinde masal ı sini bulamıyasın ! Süleyman peygambe- rin busözgicüne g tti., Bir koöşiye - çekilip Allaha — yalvarmaya başladı. Epice sonra gökten,bir;ses geldi. o sesişöyle diyordu : ber senin duanı ,ka- bitlerinden ayrilscak- lar, fakat bir şartla .. Gerekkarın, gereksen bir birinizden hiç bir şey saklamıyacak, dü- şündüklerinizin doğru- sunu #p açık söyleye- ceksin:z Süleyman peygam ber razı olu. geldi bu şartı Belkisede haber verd'. bitmedi terrARArAALARARAALLELALASA Nazik hırsızlar Amerika da Şikago şebrinde bir »bankaya gündüz dört haydut girip silahla bütün memurları'korkutmuş- lar, skasadan paraları yeğma etmeğe başla- mışlar. Bu sırada me- murlardan :biri bayıl- mış Haydutlardan he- men paraları bırakıp bayılan memurun 'ba- şına koşmuş onu ayılt- maya çalışmış. O iş bittikten sonra kalkıp gitmek üzereler- ken arkalarından -s0- kalfa koşup haber vermeseydi. duymıyacaktım. Ama ne kork- tum! Nasıl odamdan çıktığımı bilmiyorum, hele küçüğümü sa- londa yüzü gözü kan içinde gö- rünce bacaklarımda yürüyecek kuvwvet kalmadı. Her taralfım titriyordu. Annem de süküne- tini muhafaza etmeseydi Ekre- ime kim bakacaktı,bilmem? Hâlâ da onun niçin öyte ma- saların tepesine çıktığını öğre- imemedim. Haçı kalfa da şaşkına dönmüş: — Keşke ayağım kırılaydı da, odaya girmez olaydım! de- imekten başka bir şey yapmıyor- du. Nihayet güç halle mes' ele- yi anlattı. 'Tül perdeleri sökmek üzresa- lona girdiği zaman Ekremi, ba- basının resmine yetişehilmek için dıvarın yanmna çektiği ma- sanın üzerindeki,iskemlenin te- pesinde görmüş, birdenbire ka- pınin gürültüsünden —korkan yavrucak muvazenesini kaybet- Mmiş, aşağı yuvarlanmış, başı da sobanın tablasına çarpmış. Şimdi küçüğümü yanı haşm- da bunun sebebini düşünüyo- rTum. Ekrem' babasınım resmine meden yetişmek istiyordu? Ona bunu yarayı yıkayıp sardıktan sonra annem -de gordü, fakat bir türlü söyletemedi.. kaşları- | nz çatıp: Zavallı yavrucuğum nasıl da — "Öyle işte, çıkmıştım. .. «eğer hacı İdiyişinden anlıyorum &i Ekrem —Süle,man ;peygam- bulkettim,çocukların bir| 'Bir yerde yaz,bir | werde kıs dizinin dibine oturdu. | surlu kalsın, bir;çare- | - Bizim memleket ka- dar iklimi bir birine benzemiyen ver, dün- yada az bulunur . Mes- la gazetelerin haber verdiğine göre Er rumda soğuğun dere- cesisifirdan eşegi(20) dir.Her tarâfbuz için- dedir Sonra yıne gazete- lerden ögreniyoruz ki Adanada bir yaz ha- vası wardır, >hararet sıfırdan yukarı 30 de- recededir, çiçekdler aç- mış, bağçeler şerilen- miştir. Tuhaf.değil mi-? 00730020080ADOBAAALALEIUBAR kağa çıkıp koşamasın- lar, diye'bütün memur- lara pantolonlarını, dorlarını çıkartmışlar. Fakat bayılan!hastayı ayıltmak iyi liğini gös teren hırsızlar bu seter- de başka bir nezaket göstermişler, 0,manza- raya şahit olmasınlar diye Kadın,memurele- ri başsa bir odaya egçirmişle susmakta israr edecek. . Acaba ne — yapmak isti- yordu, ya Rabbi? İşte içini çekerek döndü. Y- organını da açtı. Ben yarammaz bacaklarını örterken, ayaklarınt |gene dışarı çıkardı. *Seni iste- miyorum artık!” diye saykladı. miyorum artık!” diye saryykladı. Fena bir rtiya gördüğünü an- ladım, elini avucuma aldım, ya- vaş yavaş okşadım. ”Benim Ek- reraciğim, korma, annen!” de- dim. Dudakları tebessülm eder gi- bi oldu. . anlıyamadığım bir şe- yler mırıldandı, gene derin bir uykuya daldı. Küçüğümün *Seni isteriyo- rum artıit!” dediği sacaba o za- lim mi idi? dört gün sonra O gün rosme ne yapmak iste- diğini bir 'türlü söylemiyor. dün genc soruyor, anlamak ist yodum., . yanıma geldi, ikirelile yüzümü tuttu, çok mahzun bif tavurla başını büktü, gözleri y aşararak: "Kuzum anneciği artk bunu;bana sorma!” dedi- Nc var ya Rabbi, bu çocuktü me var? Artık yanımtlan heraeif hiç ayrılmıyor, sabahları uyuti" dığt zaman beni rahâtsız eteni korkusu ile yatağının içinde ” pırdanmaktan bile çekiniyor..* ” bitmedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: