3 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Baend e — B Kart be hemşeri! <<<4 Kapıdan baktırır, yaktırır kâzma, Gösterdi kendini mart be hemşeril Cemre düştü diye deftere yazma, Kışta yüzü bu yıl kart be hemşeri! . * * * * * * * © v ©& Ç Buzlar arasında sıkıştı İlman, Siberya çölüne okuttu ferman, Soğuk bir taraftan vermiyor aman, Kömürü altınla tart be hemşeri! ... * * Tunadan kopan buz çarptı boğaza, Karada, denizde çok oldu kaza, Fatin hoca diyor yaklaştik yaza, İnanan yok ama, at be hemşeri! * & & * v & e. * © * * Dan Zenginsen binersin otomobile, Bakmazsın ne kara, ne kara yele, Kokozsan zifoslar sıçrar da bele, -. Berbat olur önle art be hemşeri! M. S. * * 4 © * » « * 6 © .BDedo . » » ... C » 9. .. . * & . .. » ** o 3 * Dünyayı beraber dolaşalım bi * . Md DS e İspanya krallığı Avrupa kıt- asının gar- bindeki ya- .J rim ada ü- ŞA Zerinde sı- cak ıklimli bir memle- kettir. 1876 A da ilan edi- en bir meş- Ş rutiyetle idare edilmektedir: Erazisinin? büyüklüğü 305 bin - kilometre marabbamdan biraz fazladır. Nüfusu 22 mil- yondur. Resmi dini katolikliktir. Mebusan meclisinde 4064 ve Ayan meclisin- | de 360 âza vardır. , — İspânya bir çok tarihi vak'alara sahna olm :ş eski bir memlekettir. Merkezi yukarıda manzarasından bir. kısmını, kralın sarayını gördüğünüz Madrit şehridir. Meşhur şehirleri Sevilla, Barselona, Kordo, Valansiyadır. Volteire in canabı Rııs muharri rleıipden 4 * Mbiri hayvan hisle- — rine dair bir kitap yaz- . mışti. z — Bukitap Fransızçaya terceme — olunduktan —sonra meş'ur Voltaire e “Nasıl buldunuz?,, © diye sormuşlar. Voltaji. re şu cevabı vermiş. — Muharriri âlim — adammış, yalnız ahpap- “larının hissiyatına pek dilencilikle geçinece- ğim sanıyorum. Öteki mahzun mah- zun cevap verdi: —Benim o kadar da ümidim yok ya, çünkü dilencilik bile elimden gelmez. İnce hasap Ali_ Efeqdi Veli Efen- diyi ziyarete gitti. Baktiki evin dıvarları pis berbat bir halde.. - Yahu, dedi, yarım B ER aa nni Ai kireç alda şade — İkiarkadaş konuşu- | varları bir badana et! — yorlardı: Veli Efendi hiddetli cevap verdi: — Birader istikbalimi — Yo, birader, odalar çok karanlık görüyo- P ö Ğ $ MIİLLIİYET. “PAZAR-” Bunun üzerine Nev- fel adamlarıyla Leyla- nın babasının — taraf- tarlarına hücum &edi- yor. Mecnun da bu muharebeyi seyrediyor. Garibi şu ki Mecnun kendisini — sevgilisine kavuşturmak isteyen- lerin venilmesini, sev- gilisinin tarafdarları- nın — galip gelmesini istiyor. Nevfel her za- man her yerde muzaf- fer olurken bu sefer düşmaninı — yeneme- mesinin sebebini bir türlü — anlıyamıyor. Acaba bir kalbi temiz adam öbür tarafın Etrafındakilet Mec- nunun böyle dua- et- mekte olduğunu söy- lüyorlar. Nevlel de: — Mademki Leylası- na kavuşmayı istemi- yor. Ben de sahp ge lirsem bile, bir. daha Leylanın adını anmı- yayım! yi diye akdediyor. Nihayet askeri gelip geliyor. Leyianın ba- bası nevfelin huzuruna gelip: — Kiızım nikâhlıdır. bir kadına iki köca ayıptık. Fakat istersen onu kendin al da Mec- 2Nevfel bakıyor- ki Mecnunla doğru dürüst konuşamıyacak, . - he- men atını sürüp uzak- laşıyor. Mecnun da ba- şını aliyor gene dağ- lara düşüyor. İssız bir yerde ayağına zincir vurulmuş ihtiyar bir esire rasgeliyor. — senin ne de bu hale girdin? diye soruyor. O da cevap veriyor: Ben bu zinciri het kes$ bana acısın da beş on para versin diye takıyorum.. Ev ev, gezip dileniyor, ço- luğumun, çocuğumun NS0 | -u Bza böyle . sayçı sızça .ş yapamam. Ben .bir hastayı iyi etmek bir sevdalının yarasına merhem sürmek isti- yordum. Heyhat gör- dün ki bu derdin de- vası,..bu hastalığın ilaçı yokmuş. diyor. Nevfel memlekitine dönerken Mecnun onu yolda yakalıyor. Bir kaç gün evelki duasını udutup kahramana so- ruyor: —:Hanirvadin? Sen beni Leylama kavuş- kabahatin ' İspanya Ü? um. Ensonunda ancak| zaten küçük, badana zalerine'mi duaediyor, | nuna vermel turmak için söz ver- | nafakasını — çıkarıyo- diye şüpheleniyor. diyor. to: medin mi? : rum.: -Bitmedi- ÇA e EşRizl UAMASAN ikb kamvay Ve — Kıraat (| DS0 5e YA SS M KU SS SE SE S SUŞ çaî'p ş F hS î Büyük validem verdi BC'Ş’Cğ!HIİKİL— g alen SAa i t Vaktile Berlinde Dü- | 112 numaralı ttamve y dimnastik yük bir balo veriliyor- du. Bir alman mirala- yı, mektepten henüz çıktığını tahmın ettiği genç bir mülâzıma yaklaştı. — Mülâzımın göğsünde gayet kıy- metli taşlarla süslü bir nişan parlıyordu: —Söyle bakalım mülâzm efendi, dedi, bu göğsündeki nedir? — Mura:sa bir nişan miralayım. — Fakat bu bir al- man nışanı değil. — Evet miralarıyım, İngiliz nışanıdır . — Ya?!! Sara bu n- şanı kim verdi baka- yım? — Büyük validem. —Büyük validen mi.. Kah, kah, kah.. Büyük validen ha?! İsmi nedir bakayım. —İsmi, Viktoryadır, İngiliz kraliçesi Vik- torya.. Meğer bu genç mülâ- zım Alman prenslerig- den biri imiş. Miralay- daki mahcubiyeti dü- şünmeli. ——— ooa/:—— edeyim de dıvarlar ka- lınlaşsın odalar biraz daha küçülsün, öyle mı Karaköyde yollan çık , mış ve yukarı” giden 40 numaralı — tramvayla çarpışmış. 112 numaralı tramvayın ön tarafı harap olmuştur. Aşığında olanın... 'Tophanede leblebici Osman' hamal Hasan ve kel Ali aşıkla ku- mar oynarlarken kavga çıkarmışlar, birbirleri- ni yaralamışlar. Behey Lafiller, ku- mar, en sıkı fıkı dos- ları bile birbirine düş- man yapar, ve böyle- ce aşığında olanın ka- Jimnastik vücudun sihhatte büyüyüp serpilmesi için ya- pilacak hareketlerdir Nasıl işleyen demir ışılarsa 'kol ayak hareketleri yapan vucutta öÖyle canlanır ve kanlanır. Tenbel tenbel oturan vü- cutta rutubette kalmış demir gibi paslanır, solar, sararır. Jimnastiğin en iyisi İsveç Jimnastiği dedikleri kol, Bacak, gövde, iyilip, kalkma hareketleridir. _ Merdivene tırmanmak, gülle kaldırmak, iki kol demiri üstünde taklak atmak gibi hareketler Alman usulu jim- nastiktir ki biraz tehlikelidir. Açık havada yürümek, top, tenis oynamak, kürek çek- mek jmnastiklerin en iyile- | _şı_ğında çıkar. ARLy Tn Y SET KNN SA Ş ŞS N eç şin_ç_i;endir. ğ Bilmeceler ğ ŞARERN $ Netes alsan rüzgât sanır, gölgeyi canavar sanır: — Korkak adam! ŞEn üstünde, şem- siye, hadi bin git dereye: — Yelkenli sandal! $ Yerden biter, her ğün ister, her gün ister — Ekmek! $ŞSimsiyahtır özü, doymak bilmez. gözü: — Kara toprak! ŞDumandır sefası, pek çoktur cefası: — Tütün! ŞHasretli kovuştu- rur, dargın barıştırır: —Bayram: ——— Üç Sarhoş kadı- nın yaptıkları Evelki gece Şehzade başında Millet tiyotro- suna üç şarhoş kadın yanlarında bir Efendi - olduğu halde gelip bir loca almışlar. O sırada ince saz ça İiyormuş. Hanende ga- zel okuyormuş. Sarhoş kadınlar aş- ka gelip «Aman allahl diye feryadı vermişler, ve nare atmaya başla- mışlar. Tiyatro müdürü bun ların herkesi rahatsız etmemeye davet edin- ce onu dövmüşler. Gelen polis memur- larına da karşı koy- duklarından <— ü yakalan- el | mışlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: