Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— yordu. | karın irtitar tespit edilememiştir . $ FTT T ——— D NB uıu.ıtsr._ Mızah ÇHHikaâaye, OPERA SİNEMASINDA 'îlmîîîllliyet ASRİN UMDESİ “MİLLİYET,TİR 38 ŞUBAT 1929 - BUGÜNKÜ HAVA Azami hararet nakıs 1.5 Askari | 4,5 dir .. | — Yarın kar firtınası devam ede- cektir. furtuna ve kasırga dolaylsil FIKRA PİRİNÇ KAMA Ankara Küçük düşman, büyük düş- Omanların izni, her türlü yardımı Cile İzmiri ane'zın zaptesci. Mü- tareke olmuş, galipler bütün / silahlarımızı almışlardı. Balıke- ' sirden Denizliye kadar milda- Haa cephesi kuran millet derme çatma silahlarla mukabele edi- Daha doğrusu canla şla, dişi, tırnağı, iman ve — azmile Loğuşuyordu. 3ir gün Denizli tarafındaki ni kuvvenere şu haber geldi: *A Orimı, — Mrtlaka top olmazsa bi.kaç tane, lâzım. Hiç Yoksa işimiz dumandır. — Blnnicde top (üfek vardı, neyc yarar ki galipler kamala- mekean'zmalarını — çıkarıp almışlardi. Va.iyet mühimdi. /— Soğuşaa kahraman millete top /— yetiştirmeli idi. Genç topçu za- — öitleri, milis kumandanları hep KO YU z fihad a LA GFT A K Türk |oplandılar. “Ne yapalım?,, diye düşündüler. İstanbuldaki askeri fabri'a- O lardan kaçıp millt kuvvetlere /| katışan türk ustaları dediler ki: — — İlk önce toplara kama yapalım ? - — Nasıl yapalım ? Kama Oyapmak için çelik ister , torna makineleri ister , muntazam fabrika, elektirik kuvveti ister . bir. dakli DÜŞÜNDÜKLERİMİZ NE İSTİYORLAR Tatavla yangını, Yunan ıı- zetelerine yine edebiy sür etmelerile meşruttur, vakıa filmde —görülen — donanmanın bayrağı görülmüyorsa da filmin tafsilâtında bunun İngiliz do - nanması olduğu yazılı olduktan sonra onu alkışlamak ne ile fırsatını verdi. Meğer lıtı.ılııı- lun şu mütevazı köşesi uasıl bir yer imiş te zavallt bizler hiç farkında değilmişiz. Bu Yu- uan gazetelerine göre Tatavla « Bir çok hnesiller milli ateşi söndürmeden muhafaza etmiş Elenizmin en iyi fidanlarını yetiştirmiş. » Diğer bir Yunan g l tefsir ol karilerimiz taktir ederler. Bereket versin ki bu alkışlar karanlığın ayıp örtücu perdesi arkasında idi , yoksa bu ktistalı hareketi protesto eaen memle- ket —çocuklarının — teeseürleri" yalnız protestu il kolnıyabilirdi. Sinema müdürlerinden bu lııısııstı Caha hassas ve dikkatli yıııgıııııı Elenizmin Çiçek at- larını bekl k hakkı- mızdır , tığı yi yaktığını yazıyor ve şunları ilâve ediyor: Tatavla yoktur. Şehirler — kraliçesinin Elenizmi kökünden koparılmıştır.., Elefteros Venia gazetesi de şun- ları yazıyormuş:“Tatavla bütün bir tarih, bir elsaııedlr Tıtıvlı ler ve serg sırf huıııılılızı yıkışın rengini muhafaza etti , Lozan sulhundan ve umumt harpten evel Rumlar İzmirde ve baştan başa Anadoluda rahat rahat yerleçıılş iken Vunın yine İzmir Yunan dçeg!ııln yedıtlğl bir bahçe idi . Samsun bir efsane idi. Bir Ana- dolu köyünün ismini zikretmek, Yunan gazetecilerini coşgun ve taskın bir edebiyat yapmağa tahrik için kâfi idi. Ninayet ne oldu? Bugün A- nadelau ve İzmirde tek bir Rum yoktuz. Bu Rumlar, ferih fahur doğuukları yerlerde yaşaya- cakları yerde şimdi Atina so- kaklarında sefil, perişan, sürü- nüyorlar. Eski yerlerinde bir gün yaşsmağı Yunanistanda on sene yaşamağa tercih etmiye- cek tek bir Rum muhaciri yoktur. Rumlar hesabına pek pahalı- ya mal olan bu vaziyetten Yu- nan gueteleri mes'uldur. Tatavla ehadet parmaklarını şakakla- ma dayayıp düşündüler ve osonra şu cevabı verdiler : — Karşımızda şu un öğüten koy değirmeni var ya, onu fab- ka gibi kullanırız. Lakin tias yana betile — yapılan ııeşrlyat gösteriyor ki bu udam- lar, her şeyi unutmuşlar, Hiç bir şey öğrenememişler- dir. Ne yapmak istiyorlar? İs - tanbulda kalan bir avuç Rumu da mı kuyruklarından tutturup ki. ohbavan eli, havan ... ini tiriniz. Hepsini getirdiler. Ustalar ka- ora değirmeni top kaması fabri kasına çevirdiler ve pirinç kama Cökmeğe başladılar. Ve böylece Gürk istiklal muharebelerinde ilk top faprikası Denizlide bir |köy değirmeni oldu. 5 Oerçi pirinç kama çelik ka- a kadar iş ;Gmıllyordıı. Beş on atiş sonra b ' 'akat beş on gülle, beş oıı gülle idi. Bozuldukça tamir ediyorlar, eskidikçe yapıyorlardı. İstiklali, vatanı, hürriyeti uğ- tında boğuşan, yılmıyan Türk k tap kamasımnı işte burada “—döktu ve düşmanlarını bu kama- n attığı güllelerle döğdü. — Bu ilk kama pek uğurlu çıktı. Öyle uğurlu , mübarek çık- ştı ki , o tarihten üç buçuk eığ. sonra ( Gazi ) nin ( Koca e ) de verdiği bir kumanda ne , tam altmış üÜç son tem batarya bir anda ateş timeğe başladı . L alünda bire kadar mahvoldu . dışarı attır e Eger takip ettikleri gaye bu ise, gittikleri yol duğrudur. De- vam etsinler. Fakat yolda gide- rken bir aklı selim sahibi bun- ların şu feryadını işitsirler. Bu ses Yunan gazetecilerine haykı- rarak diyor ki: * «Gölze etmeyiniz de başka Ihsan istemeyiz.,, .. .e -DİKKAT LÂZIM Bu hafta Beyoğlu sinema- larından biri son Çin hadisa - tıtdan mülhem bir film göste- riyor . Bu filmin içinde arasıra toplarını parlatan bir donanrmıa görülüyor ve het top patlayışta bir takım şuursuz alkışlar işi- diliyor . Evel beevel - söyle- meliyiz ki bu film bir “Doküman. filmi olmadığı gibi bir kıymeti san'atkâranesi de yoktur. Film bir Çinli kumandan ve onun hapsettiği — İngiliz — konsolosu arasında geçen veİngllı donanma sının — müdahbalasi kapanan FELEK .Cehalet rökoru! İnanınız , Avrupada, Ame- rikadada âlim , mütefennin çı- kar, lâkin cahilin de daniskası çikiyor . Dün elime geçen * Fantazyoa , ismindeki fran- sızca mizah mecmuasını okur- ken gözüme şu hulâsa ettiğim Jıkra çarptı. Bu mecmua an- latiyor ; “ Türkiyada kocasına sada- katte küsüur eden kadının bür- nu kesilirmiş ; fakat Cumhuriyet idaresi teessüs edince bu adet ilga edilmiş, Buna rağmen Türkiyede kocalar - karılarını fazyik vasaifine malik- imiş, şöyle ki : F... Paşa isminde birinin zevcesi kendisile yaşamak is- tememiş. Kocası da Istanbuldan 400 kilometre içerde Eskişehire gitmiş de karısını da Istanbul- dan Eskişehre - kadar, bir kürek mahkumu kafilesile ya- yan olarak yürülmüş . İnsaf! Artık cehaletin, ser- semliğin bu derecesine Hono- loloda. bile tesadüf edilmez, Ay efendim! Nerdeyiz? Bu adam- darın, bizim gibi burunların dibindeki yerler hakkında böyle baştan aşırı yalan yanlış şeyler yazarlarsa Hint, Çin, ve daha uzak yerler hakkındaki yazıları okuyanlara Allah yardımcı olsun ! Alış veriş ! Bir kaç - zemandır. -gazete- lerimiz de muharrirlerin - bir birlerine iltifat ettikleri görül- müyurdu ! Şükür! Bu yolda emeği mesbuk olan bir arkadaş, bizi bu mahrumiyetten kurtardı, Yine kim bilir ne temiz şeyler okuyacağız ! Allah karilerin yardımcısı olsun ! İki mektup ! Geçende, ne altında, ne üstünde olmak arzu edilmiye- cek şeyin ne olduğunu kariler- den sormuştam . İki zaf cevap verdi : Birisi diyordu ki : — Zügürt olduktan sonra Dünyanın altı da birdir, üstüde. Digeri bir: hanımdır, o da tramvayları söyleyor. Ben bu Bir noktal Evel zaman içinde genç kızların saç- ları kısa ve etekleri Kısaydı... Cenç kızlar saçlarını uzaltıp. uzun etek giyecekleri çıkı kadar bebek oöynarlardı. Şimdi hanılarımızm ne saçları uzuyor ne de etekleri, her kadın, vakti evnilin genç kızları gibi... Kisd etek, kısa saçla bebek oynuyorlar. uzamadıkça 20 den 60 çocuk — sayılacaklar bebekler, bu gidişle dar bebek oynayacak, Kten mezara kâ- r. HULAK | hi MiJAFiRiİ ı HANIM DEĞİLSİN DE... Bit arkadaş anlattı : Geçeun gün çok-sevdiğimiz bir aileye yemeğe davetli idik. Sofraya oturmazdan. eyel, evin kızı-bize piyanoda bir iki parça dinletti.Adet Yerini bulsun diye davetlilerden istekli olanlar biraz düns ettiler. Ve nihayet sofraya oturuldu. Hiz- metçi kiz elinde çorbü kösesile arzı endam edince hepimiz yeri- mizde şöyle bir"Kımıldandik, kar- nımiz iyice acıkmıştı, fakat bir de ne görelim, çorba - kâsesinde bir şeyler. yok. Meğer - kizcağız çorl)a küsesi diye boş-küseyi getirmiş. Olur a yanlışlık.. Fakat ev sahibinin bu yanlışlığa fena hülde canı sıkıldı ve o cüan sikinlişi Üe hizmetçiye ağzına geleni söylemeğe başladı : bdal, sersem, utanmaz. Kız, evvelâ kıpkırmızı oldu, sonra o da başlüdı 'en ağır keli- melerle en yüksek perdeden hanı- mına çıkışmağa. O sırada davetli- lerden biri hizmetçiye döndü : Askeri Bahis SIHİYE TAYYARELERİ İlk evel spor ve seyahat için icat edilmiş olan tayyareler kısa bir za- manda bir çok yerlere girdiler. Mese- la en çok harp işine karışarak askert tayyare (Bu da keşif tayyaresi, av tayyaresi, gündüz bombarduman tayya- resl gece bombardüman tayyaresi, muharebe meydanı tayyaresi tarassut tayyaresi V.S. kısımlara - ayrılıyor) adını aldığı gibi ticaret tayyaresi de olmuştur. Fakat şimdiye kadar hiç kimse hasta tayyaresi ve ya Sıhiye tayyaresi adını işitmemiştir. Halbuki tayyare gerek harp esna- sında ve gerekse barışıklık zumanında hasta nakli için çok JTüzumlu bir alettir, Bilhassa Türkiye gibi demir ve adi yolları noksan olan memle- ketlerde hasta naklinde kullanılacak mükemmel bir vasıtadır. Mesela İran hududunda Bayazıt meykiinde bir kör bagırsak nöbetine yakalanmış bir hastanın ölümden — kurtulması ancak derhal tayyare ile Erzuruma ve ya Istanbula taşınmasına bağlıdır. Harp halinde ise ağır yaralılara vakit ve zamânile yardım - için bu yaralıları süra't ve emniyetle cen yakın bir hastaneye — sevkedecek vasıta ancak tayyaredir. Piyade mer- misi ve topçu misketi ile bağırsak- larından yaralanmış - olanlara, 8 saat içinde ameliyat yapmak müm- kün olursa bu gibi hastaların yüzde doksanbeşi — ölümden — kurtarıliyor; fakat yaralandıktan sonra 10 saat geçip ameliyat olamamış bu gibi hastaların "4 991 kurtulamiyor, ölü- yor..Bu hesap Büyük Harbin tecru- besidir. İşte bu misal, tayyare. ile hstala- rın derhal — gerilere taşınması saye- sinde nekadar insan hayatının kurta- rılacağını — göstermektedir . Çünkü karın ve bağırsak yataları harpte umuüm yaraların het halde dörtte biridir. Bundan — maada hastaları uzun süren yollar, hemde kötü yollar üzerinde sallana sallana, sarsıla sarsıla giden arabalar içinde sevketmektense, havanın içinde sarsıntısız ve yağ gibi.kayan tayyareler içinde naklet- mek elbette daha muvafıktır. Tecrübe de göstermiştir ki hastalar tayyare ile gitmeği tercih etmektedirler. Tayyare ile hasta ve yaralı nakli işini evela ortaya çıkaran fransız- lardır. Fasta Abdulkerime karşı yap- tıkları harpte yolsuz- ve susuz çöller- den hasta - ve yatalıları —alıp. bir an evel “geriye nakl için tayyarelerden istifade ettiler, Bu suretle -4 binden fazla hasta ve yaralıyı tayyare ile taşıdılar. Hatirimda kaldığına " göre bir defa, hasta tayyarelerinden birisi dönüşte, iniş yaparken âteş aldı ve içinde yaralı bir fransız neferi ile bir arap şeyhi ve pilot'kömür oldu. 4,000 kişi içinde bu kadarcık kaza olur. Tren de yoldan çıkar, araba da deyrilir. Medeni memleketler şimdi hasta nakledecek tayyarelerin tip ve şekil- lerini tespit etmekle meşguldürler. Muharebe tmeydanlarının , yanlarında, gerilerine her türlü geniş — ve ya dar sakalara iniş yapacak ve buralar- dan havalanabilecek * tayyareler tabii küçük yani en çok bir veya iki hasta taşıva bilecekir. Halbuki, beş on hastayı birden nakledecek, içinde pansuman — ve ameliyat salonlarını havi tayyareler inşasıda — düşünül- mektedir. eğer | | Son bir düşünce daha var? Hava, | erinin dalaşmasına düşman av tayy Matineleri ve suvarede Sevda akşamından itibaren bu emsalsiz :Carin yaver'iı mosjoukine ihrazat “BÜU GUN İ Majik sinemasında hayatı asriyenin büyük bir dramı Milletin ruhu Mümessilleri; pasti rot mil- er,Jorj Sidney ve jorj Levis- her akşam emsalsiz muzafferiye- tler kazanmakta olan Paris Berjer inin iki harikulâde dansör- leri Mariz ve Fransıs bu günkü saat 18,1-2 matinesinde dahi oyna- ' yacaklardır. Kİ "'af)%d Si Şehra at Milli;';tiıı [ci'rı bir hadiseyi hikâye ediyor. Av- cevaplardan birincisini -beyen Kız 1 Sen burüda hanim v tar .ıfnn a $ ” - r çık rupada çoktan beri harbe ait dim u misıh ?  Teşekkur -© pirinç kamadan bu çelik | filmler yasak edildiği halde : Ş Ka Hayır hizmetçiyim ama.. 3 Rahineti rahmana kavuşan celıeııııem yağmuru doğdu | bizde henüz buna müsamaha SUDOAANENNERMARAZARZ Nazik davetli “kızılı — sözünü | basitür; asta ıınııdın. enteri hemşiremin- cenaze merasimine Osayısız. düşmanlar onun | edilmekte idi. 4 y ©| bitirmesine meydan yermedi : nal malü stlerle seyahat edecek- | iştirak eden ve bu vesile ile Fakat bu müsaade, sinema (3 B Hanım değilsin “de - neye | lerinden tabii onlara taarruz edilme- riren beyanı tazi- np d AE Ai Y bizul ve tahriri y Bunu dünyada ancak Türk müdürlerinin bize gösterecekleri ğ â öyle eşşekler gibi bağırıyorsun ya!.. | yecekür. Z yet lütfunda — bulunan zevati Dar . filmleri kendi kendilerine san - |Tammpsim - İ KULAK. MİSAFİRİ Cinoğlu hteremeye arzı teşekkürat i ' Ka gARE M ü ; S F P icaret kendine sual sormak ihtiyacnı | kendi hayatımıda tahlile koyuldu. | madığını söylüyordu. eyl;'k I““:';:"N'::c' T ; Ki - Ti K fenes'eli A$'| emesi rei . duymaz: Ve saadet, sevgiliden Hayatı, saadeti üzerindetevek- Ve neşleli, keyifli, mes'ut ol- | ma G İŞATE İ ayrıldıktan sönta daha - küvvetle | kul etti, duğu anlaşılıyordu... Bir irtihal $ lıi.—sgdilur. T Kayin pederi “kızına metlüptu. !;“_ kadar .n'ıc.— ut' l_»u 'k:ııl:ır SBüyük Tadei imüdürü Zeki !x:ırıeımları_ ilk- defa ayşrıskas- — — közım bey kızını günahsız. sa- neş'eli bDu kadar Keyilli bit ka- Camal' Beyin küçük Kürdeşi İhsan İimca saadetinin nasıl bir servet Riyonla dınin, saklıyacak bir Sırrı olma- | Camal bey henüz 18 daşında rahme ğ olduğunu anladı. Ç Ş M URANali Va di? dün göz | z OÜN DA l y S 7 A Kâzım bey -kizin$ töz kondurs |. 51 İhtimali var” miydi? ti rahmana kavüşmüş ve dü & lâmi İzzet Hani bazı — adamlar "“fl”" ç Bir Zamanlaşevlenmedeh evel | yaşları arasında Feriköy mezarlığına” ———Bcn hatırladım; — Mustafa ulkı bey dedindi. zaman — babamın leri evela * yerinden - hrladı, Onrâa çukura kaçtı... Başını salla- aŞ sonra bir daha yüzüme bak- adı. Şakir bey -gittikten sonra y söyleyecek, soracak — san- ya sorsaydı ? - Sacide dudaklarını sırdı : — İnkâr edecektim. Ng:hsın Bu sözü, bu yalan ne küvvetli, ne kudrctlı, i h.ıtırhyordu sılmaz bir eda ile söyle: ven Bizi- kandırmak sevdiğimiz - bir kadının önünde isteyen ne ehemmiyetimiz kalır? Onun kurnazlığı Te aptallığı müsavi- dir. Biz sevdiğimiz kadının söz- lerine değil, içimizdeki hümma- ya, aşkın hümmasına aldanırız. Bizi kadın değil, aşk kandırır. S * O zamana kadar düşünmediği şeyleri hatırlıyor, mazinin yadı müfekkiresini zehirliyor, içinde dinmez bir acı hissediyordu. Bu güne kadar saadetini tahlil - etmemişti. Buna lüzum görmemişti, çünkü mes'uttu. 'Mes'ut olan bir adam - saade- | İneden mösüdi || neden uın? üeyş kendi | Tni tahlil etmek, mes'ut muyum, Ömürleri içinde durup — dinlen- meden çalışırlar, dürup dinlenme- den para kazanırlar ve: Zenginiz düşüncesiyle mes'ut olurlar. Fakat bir gün servetlerini hesap ettik- leri zaman hayrette kalırlar: Ser- vetimiz bu kadarcik mıydı? Deyip ye'se düşürler, ve sağlam tüken- mez addettikleri paranın bir gün bitmek ihtimalini görürler. Saadeti? O da, bütün insanlar gibi bir insandı. O da, bir çok kimseler gibi, mes'ut olanlar gibi, saadetile kör körüne mes'uttu.. ve saadeti de, her kesin saadetinden farklı değildi; Bir çok “kimiselerin hayatlarını mıyordu. Sacide görünüşte bir gibiydi. Fakat o, karısının altında nasıl gizlendiğini- biliyerdu. Ama bu şeyvtan çehre de acaba Sacidenin hakiki çehresi miydi? Sacidenin hılkati sahiden şeytani miydi?. Bu derece söuk kanlılıkla ya- lan söyleyen kadın ne esrarengiz bir kadın olmalıydı.. Ayrıldıkları günden beri, karı- sınin yazdığı mektuplari - okuduü. Her satırında sevdaları, aşkları saadetleri mevzuu bahsti. Kiş için Avrupa seyahatları projesi yapıyor, Adada babasının melek maskesinin şeytani - bir —çehre saadet . sarlır, neşe, Zeyk boynuna gene böyle içinde gelir, geniş bir neles alır ve haykırirdi: Butada senin yanında dü- nyayı unuılıı)m'um! Sahi mi söyliyorsun Sacide? İnanmiyor musun? — İnaniyorum Sacid; inaniyo- rum ve aldanmaktan — körküyo- rum. — Reni sev miyormusun ? — Seviyorum Sacide. yleyse inan. Inanıyordu ve aldanmak kor- kusunu içinden söküp atıyordu. Bu. gün gene alffedebilirdi: Eğer ona gene inanebileceğine kanaât — getirebilse — alledeceği muhakkaktı ği d GA D eli - Bitmedi - gömülmüştür. " Allâh rahmet eylesin MAPAL A 3 Bir irtihali müessif 'Tütün tüccari Arif Cemal be- yin biraderi Mehmet Cemal bey vefat etmiş olup cenazesi bugün saat on raddelerinde İran hasta- hanesinden — haldırılarak — Eyüp Muallim aranıyor Edremitin Altun oluk nahiye- sinde üç ve ya beş çocuğa ders vermek üzre mahiye “80.. İira: maaşla iyi Fransızca ve Türkçe bili erkek bir muallimin İstanbul yağ iskelesi 31 nümeroda Baha | |beye mür © atarı, Aşk dilencileri Mümessilesi Polanegri Yakında Alhamra Sınemasınba BİLLI DOV Sizi teshir edecek güzelliktedir. Vücudi ise Filminde daha şuh ve daha kıvraktır. Ünümüzdeki perşembe Asri sinemada İraesine başlanacak olan ve esirler ticaretini musavvir olan | filimde Billi Dov gayet kostümle «rzı endam edecektir. Sultan mezarlığına defn edilecektir. YEBRELE PU Bu - gün KOHEN ve KELLİ üyük işler peşinde Fevkalâde komedi ayrıca 16,30 ve 18,30 RUS BALAYKA ORKESTRA e hey'eti muganniyesi ve Tetior Rober Marinonun nümeroları * pazarlı açık ve dekolte bir a | Önümüzdeki Perşenbe akşamı mafik Sinamasında /f——————rf Barrymore €n parlak eserleri olan Filminde SAD SehzadeBaşıe Hilâl sinemasında Yarından itibaren Şeyhin kızı Zeynep D Alhamra sineması “utun bu haft ga Volga Ve * muazzam kemali muvaffe: l.'mtermektc devam Her” suvarede - Rus Mükanniyesi ve bala- Liğanni ve terennüm Muhteşi Rus fi ılırııinı kiyetle - edecektir, hey'eti laykası '_q.du.uktır Bu gün görmeniz elzem olan film Melek sinemasınd gösterilmekte olan JAK KA- TELEN ile RMMİ Lİ sili MuuzzamI A Kâbus (Lö Vertij)dir. Yalnız Süvarelerde Frankardi N in tem- $ burjuv, sirayının sin Versay v İhtıîımın:ı kadar — bir kadının en harükulâde maccrast.... İşte önümüzdeki Çarşamba lk şamından itibaren elek sinemasında İrae edilecek olan Droti Giş ile Antonco Morconun Sİ ünun naziri temsili bi Madam dö B Ompadurun Bir macer; ası filminde göreceğiniz şeyler IVAN b p carinyaveri; mos_ıoukın > 4 A AA AAA ,