21 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FPFPikir Milliyet . ASRIN UNDDESİ “MİLLİYET,TİR 90 KÂNUNUSANİ 1929 BUGÜNKÜ HAVA Dün derecei heraret 3, asgari H derece idi . ğ Buügün Hava kapalı ve fırtınalı — oolacaktır. Bugün kar vağması muh- teineldir. FIKRA Gazeteciler Sohbeti — Ankaradan — Mesleklerine ait işier hakkında | görüşmek üzre şehrimize gelmiş olan gazetecilere , Matbuat Umum — müdürü Ercüment Ekrem Bey, akşamına , Karpiç'i — verdi , Şişman v " kenta sahibinin, arkadaki ziyafet salonu , malüm olduğu üzre , mnkellef olmaktan uzaktır. Buna. — muke biü, ayrı ayrı hnzırlanmış — bulunan içki Vö yemek masa- — darının! temiz- örtülü , lezzktli /|-meze ve-yemekleri, Kıırpiçe has — bolluk ve nefasette idi. Davet — sahibinin en forme bir neşe ile | misafirlerini 'ağırlaması ve bun- |ların birbirinden daha mutena — mevzular bulması , her iki sof- oranın havasını tari *ve lezzetli 0 kıldı. Bi Bir aralık İzmir. gunlerinden — bahsedildi. Falih Rıfkı B. o za- İti iAkşam namına, dedi ki: Tercüman, resmi tebliğlere, sa- tış yapmak için ilaveler - yapi- © yordu. biz bunun doğru olma- O dığımı ve tebliğlere nazaran — neşriyatta bulunmanın daha mu- — vafık olacağını yazdık. — Ertesi gün gördük ki, urdu, — Tercümanın bildirdiği noktaları — da almış ve daha uzağa geç- — miştir. Anladık ki, Ordu, yalan- — dan da daha hızlı ilerlemekte- | dir. Mubalâğalı yalanla haki- -— kate ancak yaklaşacağımızı ke- stirdik ve buna göre neşriyatta — bulunduk. Filvaki, bilmeksizin “İzmirin alıridığını yazdığımızdan biraz sonra, resmi tebliğ, tah- — Minimizi tekit ve tepşir ediyordu. Başmuharririmiz be Siüirt Meb- -usu Mabmut Beyin Vakit sahibi Fisım Beyi, “yine İzmir de, yan- Ogindan nâsil kürtardiğı anlatıl- dı. Sedat Simavi Bey, bir ara- B lık, kıp kızıl bir emperyalist - kesildi, tâbiyecisaâlhiyetile taar- Oruz pılanları yaptı. Ercüment — Bey, kıymetli karikatürçümüzün /— sözünü kesesek, ,Kı lar Ağası, ahlkayesinl anlattı. Hikayenin k ufak ve bir alâkesı olabileceğini, Sedat Simavi Bey, gülüşmeler arasında kabul etti. Saatlerce süren tatlı sohbe- n bütün anatını anlatmağa im- ân yoktur. Yalnız şunu söyli- | yelim ki, evelsi akşamki top- |lanma, seviyesi ve hamleleri |Öyüksek bir matbuatın, İstese, hem kendine hem de harice ogru, mesleki teşekktilü, ne kıdır olgun ve tli bir r, ismini - işitmişsinizdir . adam hastalanmış , fakat dün geceyl rahat geçirmiş. Bu mühim (!) haberi bizim ga- zeteler de haril, harıl dercet- mişler. Cânım efendim Mareşal Foşun hastalığı sağlığile bizim ne alâkamız var. Ben hasta- lansam, yahut iktisabı afiyet etsem , hiç kimse hatta Kendi güzetem bile yazmaz, tutar Mareşalt Foşun geceyi iyi ge- Çirip. geçirmediğini yazarlar . Evelki aksam bir döstümün evine gı!lım Latifeyi - sever/; yalana imrenir ve doğrudan tiksinmez . İçinizde aântikadan anladığını ” zanneden “bir” &ât vardı: Bir ârâlık mecliste bir halayt kelâm () hasıt oldü hep susmuşfuk galiba hepimiz söylediğimiz sözlerin höştüğü- nuh gayri ihtiyari farkina var” mıştık. Bu esnâdâ ö antika merâklısı- “olan “'zat' salonda yanmakta olan sobaya gözle- rini dikmiş bakıyorau !: Ev sahibi bu ümumt — süküttan istifade ederek dediki : — Efendim - bu soba bize büyük - pederden yadigârdır . Pek “antika bir şeydir. Güya bu Ssobayı İmeşhur- * Atila ; hicaza giderken 'çadırında yak- miş , büyük” peder *“Taif , de bir. antikatıdan - satın- almiş ! Bilmem ne dereceye kadar doğru?-Bu söz üzerine bizim antika meraklıeı. sobaya bir daha alıcı gözle baktıktan Sonrâ : — Zannetmem ! O kadar -eski göorünmüyr! Dedi, ÇAMURUN HİKMETİ ! Emanet erkânından halâşina birisile: görüştüm ve yana ya- kıla -sordüm : — — Kuzum;- Beyfendi ! Şu bizim sokaklar ne zâman ya- pılacak , bu çamurdan, bu iniş çıkış yollardan ne zaman kur- tulacağız ?. — Hiç bir Zeman yavrum ! Çünkü sokakların bozuk , ça- murun çok ve yolların geçilmez olmasının fevaidi saysızdır : Meselâ : Bu - sene geçen seneye nazaran İlastik galoş ithalâtı züzde elli artmıştır , otomobil lâstiklerinin de - ithâl nisbeti O kadar yüksekti, benzin keza. kundura istihlâkâtı da öyle. Bütün bunlardan Emanet oklava resmi alır, EGer yolları yaparsak , bunun bize açâcağı azim masraftan başka iyi yol- larda lastik az eskiyecek, oto- mobillere rağbet az olacak ve okturva azalacaktır, siz buna nasıl razı olursunuz ? FELEK - bilgi ile tanıtacağını, gergi gibi — göstermiştir. BİZE NE ? Hutır!arsınız ya harbi umu- ide mütelif ordulara kuman- etmiş olan “ Mareşal Fo; gâip aranıyor . Akgedik. karyesinden — Otlu gullarından hacı İbrahim - kızı - Âyşe 332 senesinden beri:gaiptir. Düğmeli zabit Jakabiyle maruf bit zabitin nezdinde> hizmetçi olduğu tivayet olunduğundan bi- denlerin adresime bildirmelerini “insaniyet namına reca eylerim. g Rdııu. Venı Adana matbaâsinda ” “Melimet — Tayyare piyanko müdiriyetinden : — Bundan evelki tertiplerde biletle- üzerinde biri eski “digeri yeni olmak üzere çift numara bulunmasi olayısıle ortal rından kesilerek İkiye kabil oluyurdu . Fekat yeni: başlayan 6.cı teftipten Medcrin:üzirindc yalnız bir mevcut olduğundan el pilan- arkasındaki izahnamenin 29.ci son fıkrasından dahi an- quı ıeçhıle bu tertip biletlerinin ıdan kesilmesi memnudur. Böyle biletler kabul edilmeyecektir. EDEBİ BAHİSLER GARP EDEBİYATI: klNlDlVl DAİR.- MARCEL PROUST MODASI Kanada, — fransız edebiyatında mühim bir yer tutmaya başladı. Dört beş sene evel neştedilen Loüis He: TİYATRO VE SİNAEMALR Kadıköy Süreyya opereti Hale Tiyatrosunda bu akşam saat 9,5 de Yunus efendi duymasın OPeret 3 perde Süreyya Sinamasın dı ( Romano ) Darulbeda İ "Tepebaşi tiyattosunda 22 Kânunu “sani Sali akşamı 21-30 da yalnız muallimlerle talebelere mahsus Teyze Hanım Komedi 3 berde —e Ferah Sinemada | MÜLEN RUJ | Ayrıca mükemmel varyete ZAYİ: 325-326 senesi tedri- siyesinde- -Bakırköy ilk mekte- binden — aldığım — Şehadetnameyi Zayi ettim. Yenisini alacağimdan hökmü kalmamıştır. — Rauf Halil Mizah, mon-ın Maria Chepdelaine isi romanı frafısız hakimiyetinin kuvvetli izler bıraktığı o vasi memleket hak- kında büyük bir alake uyandırmıştı , Filhakika Marla — Chapdelaine yüksek bir eser olup Fransada bu eski müstemlekeye karşı bir nevi tahassür — vücüde - getirdi. Fransız müstemleke tarihinde'ayrı bir mevkli ve hissi bir kiymeti olan Kanada, oön, sekizinci asırdan beri fransızlarla en çok meskün olan Amerika mem- leketi idi. Fransa orada büyük” bir vatandaş kitlesi ve haylı ılerlemiş bir medeniyet bırakmıştı ; Şimâli Ame- rikanın Anglo Saksönların istilasina uğradığır devirde - Kanadayı ilhak eden ingilizler — fransız — unsurunu, yeni gelenlerin atasında kaybolmaya mah- küm etmek istemişlerdi. Fakat bu unsur stoplu — bir. halde- kalarak lişanını, seciyesini muhafaza etti, - Maria Chapdelaine, onu takip eden Maria le FPranc'niın Grand Louis Vinnoceüt' « — gibi eserler kaııadz fransızlarımın lisan ve harsla; 'rma karşt besledikleri muhabbet ve; merbutiyet hisleri-hakkında beliğ ve- (Sikalar teşkil ederler. Ahiren bu va- ,dide yeni bir €öer daha Çıktı: Bu senenin Göncourt mükâfatını Kazanan M. “Constantin - Weyer'in Mazisini gözden . seçiren- - adam. ünvahlı romanıdır (1) . Uzun müddet. şimali Kanadada çifçilik - ve kürk ticareti yapmış ve ©6 hayatın her safhasını yaşamış olan müellif, bize, bu kita- bında, -bir memleket- kadaf büyük Yaylalarda, kürk avçılarının aylarca yalnız başına dolaştıkları kar-sahrâa- larında geçen bir aşk ve cerasini hikâye ediyor. © havalisindeki kanın z Çilerin “tatzı Hayatların ihtiva ettiği sahifelerdir. Filhakika © geniş ve berrak ufuklarda yaşayan” ve da- ima bin tehlike içindebulunan, fakat buna rağmen . geldikleri memleket medeniyetini de birlikte getir büyük yalnızlık içinde medeniyetin maddi ve daha doğrüsu ameli eyiliklerini temin --etmeye muvaffak - olan Anglo - saksonlar, ırlzadalılar, fran- sızlar; sanki yirminci asırda iptidai- liğin ne şekilde ihya edilebileceğini göstermeye azmetmiş adamlar halin- dedirler. Bir Çoğu serbes bir hay yaşamak arzüsila — buralara gelmiş olan o insanlar, cemiyet hayatından çıktıkları günden itibaren yalnız tabiatın ve yahut vahşi hayvanların kürduğu CEY'M Constantin. Weyer : Un homme se penche sur son passe.Naşiri Rieder, Paris. bu ara düşmemek için ugraşmakla değil, her dakika bir rakibin kurşunil olarak yaşayorlar. Böyle bir vaziyet içinde hadisesiz geçen her saatın hususi bir lezzeti olduğu şuphexndır Netekim M. Constantin - Weyer, bu hayatın zevkini, hatta füsununu bir nevi iştiyakla yadediyor. Esörin “mevzuu pek — sadedir? beygir Ve kürk — ticatetile zengin olan bir' fransız, bir genç kızı sev- mesi yüzünden bir çifliğe yerleşerek kızla evleniyor. Fakat trlandalı olan bu kadın, günün birinde diğer - bir irlandaliyla kaçıyor.: İntikam —almak kararile zeycesini ve. onun dostunu takibine — koyulan- — köca; - onların izlerini - bulduğu esnada - karısının, kaçarken birlikte götürdüğü küçük çocuğunun taze mezarına tesadüf *ediyor ve O vakit mücrimleri tâkip etmekten vazgeçiyor. İşte müellifin hikâye ettiği mazi budur. Fakat kita- bin -kıymeti —mevzuunda - hatta şüslubunda bile değil, bize gösterdiği manzaraların yeniliğinde ve cazibe- sindedir. Maria- Chapdelaine ile başl Kanada — modası fransız edchn atında henüz zeval bulmamıştir. * ik K Marcel proust modasıda şiddetle devam ediyor. Yalnız dört beş hafta 'zarlında Pariste Proust'a dair on kadar kitap neşredildi. En mühimfe- rini sayalım : Lonis de Robert, Lotiden Proust'a (De Lotâ Proust); Princesse Bibesco, Proust la baloda ( Au bal"avec Marel Proust ); L. Pierre-Ouint, Marcel Proust'un bir kaç mektubu (Çuelpeues lettres de Marcel Proust) : Proust'un Mme L, Hayman ve mMme Louisa de Mornand'a mektupları (Lettres et vers de Proust a Mme L, Hayman et Louisa de Mornaud; Ger ik ye mektupları correspondances — de Proust) Robert Dreyfus, Proust'a air (Souvenirs sur Marcel « görüyorsınızki -Swann ( Deux Marcel Martel hatırat Proust) ve Alber- tine'in büyük mübdiinin hayatı hak- kında ne bilmek ve ögrenmek ister- lıırrıı xokıuı dıulıılnı/.. A la recherclhe du temps perdu nün en altı cildini okumaya vakit bula: mayanlara, Cahiers Marcel Prost koleksiyonunda Proust 'un Münta- hap Sahifelerini tavsiye ederim. Bu cile -müazzam bir © metli, en nefis aksamını ihtiva etmek- tedir. Reşat Nuri düşmek tehlike ve ihtimalini göze almış Andrieux,Marcel Proust'un en kıys ! e Y SZAFIRI YEŞİL BAŞ ÖRDEK Bilmem avcılarla beraber bu- lundunuz mü. Eğer avlanma me- rakıma tutülmuş bir arkadaşınız varsa saçma dinlemekten haraptır haliniz. : Vakıa kendisile -pek' sık - gör- üşmeyiz. fakat “Her - rastgelişte bir saat kadar avcı masalı anla: tmadıktan sonra yakamı bıtak- maz — Hasılı benim de uçara kaçara - nişan salan bir- avcı. dos- tum vardır.Dün kendisini gördüm ve elinden kurtulamıyacağım için beraberce yürüdük. - Kulaklarım uydurma av vak'aları ile o ka- dar dölmüştü “ki - artık " onu dinlemiyordum. Bir aralık, belki bahsin -değişmesine vesile olur. diye yanımızdan geçen yeşil baş örtülü, zarit: bir genç kızı göste- rerek;> — Nasil dedim; bcgendın mi? B(ıktı baktı da: — * — Ah, dedi, Çekmece yolun- da görseler Yesil baş ördek diye Çavlarlardı... Kulak misafiri sıutııan.âîl Soğuk - ısırması _2__ şuk isırmasına karşı, içinde şap ve asid borik - eritil- ılik suda - banyo yatılacağı Zaman yariı su yarı giliserinden ibaret bir mahlül ile oğuşturmak ve müte- essir olan mahalle biraz kolod- yon sürmek iyi gelir; eğer - Ta- hatsızlık. ilerilemiş ve yara yap- mış ise asid borikli pamuk ve bez ile sarmalıdır. Soğuk ısırma- sından mütevellid . çatlaklar için geceleri yarı yarıya talk tozu ile nişasta ekilip sarmalı, gündüz- leri koldkırem sürmelidir. Soğuk isirması kâmilen geç- tikten sonra kulakta ise boyun atkısı, elde ise eldiven ile bir kaç gün soğuktan korunmalıdır. HoD Z, Dr. Muhittin etmek, GÜNÜN LÂTİFELERİ BU SENE LODOSLAR SİDDETLİ GİDİYOR ğvakıf hanında ikinci katta, ğ Telefon: İstanbul-öaı Harik - hayat -nakliyat - kaza - otomobil -mes'uliyeti mali şı,—g igortalarınızı yaptirmadan evel İstanbulda Bahqakapuda dördüncü ANADOLU Ahnonim Türk siğorta -şirketine müracâat ediniz. Çünğkü Anâdolu şirketi' en müsait şeraiti ibraz etmektedir. ANADOLU Sigortâ şirketinin tmessisi Türkiye İş batıkasıdır. Hükümet ve hükümetle alâkadat müessesat sigortalarında hakkı rüçhanı haiz ve temetttatinin Tüb'u hükümete aittir. Tlegraf adresi: İstanbul-İmtiyaz — Ne o, dalgaya tutulmuş gemi gibi yalpa vuruyorsun — Lodos fırtınasından galiba haberin yok ! »i ,ihdas şedilmiş alan 1-7- 298 Tarihli ilân ş Devlet demir yolları ve Limau- ları umumi ıdaresınden Anadolu - Bağdat ve Ankara - Kayseri hatlarının her hangi bir ısusyunundın Eskişehir - Kayseri ile Döğer - Exeglı istasyonları dahil ölmak üzre bunların . arasındaki istasyonlara. sevkndlleeck zahire'ot ve sıının ıçın muvakkaten -| ti deki Kt met'- iyet tarihi 1929 sen'esı Hızirı.n iptidıu nakzdır temdit edilmiştir. Vekil aranıyor müessese resmi ve hususi mekamat ile Mmünasebatı bulunan bir vekil iyor ; Tekliflerin Almanca veya Kalorifer , il ğ yon ; hastaneler ve müessesatı sıh- hiye tesisatı ile müştagil) ecnebi bir Fransizca olarak zirdeki adrese gön- derilmesi . H. 605 a Rudulf Mosse, Bucarest Galea Victoriel 31. &- *»ş&&&t# | dedi, iki senedir Onunla tanışırım, EKiçik Hikâre | İspatı meydanda.. BAD LO Hanım efendi kapının eşiğinde duraladı, ve karşısına çıkan saç- ları oksijenli, yüzü çok - boyalı genç kadına. baktı,sordu: — Neylüfer Can hanım? Şişlinin * sarı gülü Can, biraz afallayarak cevap verdi: — Benim.. Hanım - efendi , girdi, otürdu. Penceredeu gelen — ışıkla yüzü iyice aydınlanınca, Neylüferin gözleri- dört açıldı. — Bahna ne kadar benziyor- sunuz? Hayret vallahil. Benden çok daha beter hatta çok daha güzelsiniz ama, gene bana ben- Ziyorsunnz. — Ben de bunun için buraya geldin ya Merak etmeyin, İena Yalnız -bir süallere bir maksadım yok. ricam var. SOY&ICHğHn doğrü cevap vetiniz. — Buyurunuz sizi dinliyorum. — Cemil beyi tanıyor musu- nuz? Neylüfer can kaşlarını çattı, sonra kıvrak bİr kahkaha savurdu: Tanırım. Sık sık - gelir... Beraber gezeriz, yemek veriz... Fevkalâde iyi, nazik, kibar bir adamdır... Cahımız- sıkıldı.. Ko> camızmıdır?.. Nişanlımız öyleyses D” r UA — O halde Cemil munasebetimden Size ne?... — Sizin her istediğimizi ya- pıyor? — Evet... her istediğimi yapar. Ömrümda hiç kimse tarafından böyle aevilmedim... gözümün içi- ile Olan ne bakar.. —Affedersiniz siZe bu sözleairıle — müteesir- ediyorum galiba?.. — Bilakis. — Ama Cemlil ile benim ha- yatıma pek alâkadarsınız. — Doğru. — Buna rağmen kızmıyor- sınız? — Hiç kızmiyorum. — Hiç bir şey anlamadım heyecanıniz nedir öyleyse? Hanım efendi kalktı. Anlamaya — çalışmayınız, dedi, yalnız size bir tek sual daha soracağım. Ne - vakitten Deri Cemil beyin metresisiniz? Neylüfer Can doğroldu: — Cemilin metresi /-degilim, fakat dostça ne arkadaşça tanış- ırım... Olmayacak, gayrikabil bır şey değil mi?.. Ona böyle... ilk DİŞ FIRÇALRINDAN : SAKININIZ _xebuvuk bir düna ile imal olunmayan diş fırçaları mik- yroplar tevlit ve ağıza en muzir ihtilâtat ve taafünatın husuline bais olurlar. Pröfösör Biolog | doktor (Zuker) in mephasülha- yal ilminin en son kavaidine tevfikan istihzar olunan «BİOX» diş dırçaları- süreli: kat'ıye - ve mutlakada ve fenni bir- surtte temizdirler. İmal olundukları sanden: itibaren her BİOK 'diş fırçası - Paşömine - bir. kâğıda sartlarak lüks bir kütu derunü- i-ner- vazolunur. Doktor (Zuker) ııîquıun tetebbuati sayesinde 1OX» diş fııçası her ağza selverişli ve serian kuruması hasehile daha fazla dayanma- , sına ve temiz kalmasına medar olur. En son muvaridat olan penbe-siyah ambalajlı talep tediniz. her yerde 45 kuruş fiatla satılır. PS şKavaldi sıhhive - dairesinde |- zamanlar canım - sıkıldı, kızdım, |Tokat vilâyeti hesabına mü- hayaa olunacak 50 adet düz hafriyat yapan döner - kulaklı tek tekerlekli ve 150 adet dahtavari hafriyat yapan ara- balı pulluk ve 20 adet çapa ve iki adet dahi kalbur maki- nesi -kapalı zarf usuli ile ve bir ay müddetle münakasaya kunularak tekif olacak fiyat haddılayık görüldüğü takdirde 30 kânunusani 29 tarihine mü- sadif çarşamba günü Saat 15- te ihalei kat,iyesi Tokat vila- yeti encümeni daimisince icra kılınacağından talip olanların şarthamenin müsaddak - sure- tini mezkür encümeni daimi ile Tokat ve İstanbul ziraat müdüriyetlerinden almaları ve teklifnameleri dahi hükümetçe vükü bulacak müzayede ve münakasa ve ihalat kanunu- nun onuncu mddelerinin tari- fatı dairesinde icabına göre oralara ita ve irsal eylemeleri sinirlendim ona, nihayet alıştım... Cemil ile aramızda saf temiz, O, heycanınız arttı, ama memnun daoldunuz. Sevindiğinizi gözlerie nizden- sanlayorum.. Bu Cemil: sizin neyihizdir allasen?. Ona aşıkmısınız? b e — Hayır, — O mu sizi seviyor? — Hayır..- Allaha ısmarladık Neylüfer hanım. — Güle güle efendim. Hanim efendi gitti. l TEvU Ö a <Ai Pekdei Si bi * h U Cemilin- kendisini, sevdiğine artık emin olmuştu. Bir . türlü itiraf edilmeyen bu aşkın ısPatı meydandaydı. B Cemil, sevdiği kabına benze- | yen bir kadına tesadüf etmişti ve o kadıne, bir alüfte olmasına rağmen hörmet ediyordu.. Bu | hörmet sırf kendisine * benzedi- ğinden dolayı idi. Artık Cemilin aşkına inana bilird. Cemil aşkını ispat etmişti. dudaklarının — bir şeyler sezemediği Neylüfer can boyasını — tazelerken sezmeye çalışıyor, için de söyleniyordu: — Şüuraşk sersemlik! irt denilen İçe şey ne Nakleden İ Selâmi İzzetı — —— BAA İLÂNLAR BPmam DOKSA En mükem- mel ve tam ayarlı saattır Dakika şa-f şmaz, temi-E natlı ve eh-i evn fiatlağ satılm akta- dır. ! Başlıca saat dükânlarından; TRİKARDO.LEVİ ©! Biraderi Istanbul, Havuzlu han 9-14 Her cins saat deposu. Bolvadin kâtibi adilliğinden: Bolvadin kazası kâtibi Adil- - liğinden re'sen musaddak - ve müddeti mehilesi hitam bulan senetle — kasabai- mezkürdan Gemici zade' Hacı Hasan efen- diye ez ğayri tesviye otuz altı Liraya medyun Afyonun Taç Ahmet — mahallesinden — olop. Karamık karaca vıran kazasın- da mukim Hacı Yonüs oğlu” Hacı Kerimin ikametgâhında bulunamadığından tebliğat ya pılamadığı anlaşıldığından kâ- tpi aâdil kanununun maddel mahsusası — mucipince ilâandan — bilitibar sekiz g içinde medyonun dâine bor“ cunu vermesi aksi fakdird& icra Kanununa tevfikan fayideyn edileceyini ihpar ılln olunnr _ kamına kaim olmak üzre ilâfi olunur. p

Bu sayıdan diğer sayfalar: