(r) Dülger keseri, Bundan on beş sene evel bir ramazandı, Beyazıt camiüinde, ka- labalık bir cemaat huzurunda Hoca Ap- tüllatif E£ — bağırıp çağırarak vâzediyor, cenneti anlatıyordu: * — Mahallebiden du- varlar, kevser şarabın- dan nehirler, huriler, gilmanlar. İstanbulun zenğinlerinden Safi de bu vaızda hazırdı. Yanmdakileredediki: — Şu Hocayı iftara çağıralım, bir de üs- tüne adam akıllı bir oyun oynayalım! Va- ızdan sonra Safi Be- yin kâhyası Hocayı - iftara da vet etti. Gittiler, yedile, içti- ler, Hocaya selamlık- bîq* gösterdiler, x—e-> Alfabe destanı <cssa (a) Dalında armut, (b) balta gibi, (c) Kapı halkası, (ç) ona benzer! (d), (b) nin kardeşi soldadır dibi, (s) Çengel misali (ş) ona benzer! Tersinden bakarsan (e) asma kilit (£) yi tüfek diye omzuna al git, () nin boyu uzun misali cirit (g)ler Gözlük takmış () ona benzer! İki kalem gelmiş (-i) yan yana (v) nin çanağından iç kana kana, (u) çatal dişile susamış kana (0) fiçı çenberi (6) ona benzer! (p) Başı havada çoban bastonu (©) bir korkuluktur bekler bostanı, Bitirdim yay gibi «y» yle destanı ()kuıııanız tamam olmuşa benzer! KA A Hoca Cennette (k) da rendesi, (z) Bir kuğu kuşu, hoştur cilvesi, Ko (h) Sanki hörgüçlü hecin devesi * — (m)Çift gözlü köprü (n) ona benzerl F M. X — Bütün kızlara emir verdiler, ellerinde bil- lür kâselerle som sır- ma elbiselerle hepsi geldiler . Her tarafta mumlar avizeler parıl parıl yanıyordu- Kızın biri Hocayı | yavaş yavaş uyandır- dı. Aptüllatif EK. bir- den bire şaşırdı, afal- | yorum, yarın - Sokratı | malarından biridir. ladı ve sordu: — Ben nerdeyim! — Cennettesin! Cevabı verildi. O- vakit Hoca şarapları içti. Kızlarla hoşbeş etti ve tabiatiyle tek- rar uykuya daldı. Aptüllatif Hendıyı genı ?Skl _u.rlnt j_()* türdüler. Ertesi sabah Aptül- latif bunu bir ilahi rüya şeklinde herkese anlattı, ve ikindi üzeri Beyazıt — camiindeki kürsüsüne çıkınca: — Ey cemaat dedi, dün ben size dün cen- netten bahsetmiştim ya, meğerse o hiç bir şey değilmiş, ben asıl dün gece gittiğim cenneti size anlata- yımda bakın tadına doyum olurmu? diye söze başladı. ııukteler bmunTMuM Meşhur Fransız edibi Voltaire kendi izni ol- | madan bir kaç kereler basılan eserlerihakkın- da şöyle dert yanmıştı: — Kendimi ölüp te eşyaları haraç mezat satılan bir adam yerine koyuyorum. Hepsi bir günde... «Voltaireri bir gün Pariste genç bir mu- harrir ziyaret etti. Ve büyük şairi aklı sıra pohpolıla)'ıp hoşuna git mek için: — Büyük adam dedi, bugün sizin şahsınızda Şair Homeri, selâmlı- öbürgün de Eflatunu | selâmlıyacağım. Volta-| ir, bu sırn? şık adamın | hemen sözünü kesti: —| — Bütün bu ziyaret- |* lerı aynı günde yapsa- nız olmaz mı? ; Büyük adamlar î Pastör Pastör Doktorluk â- leminin en büyük si- Cerrahlıkta bulduğu usuller ve hastalıklara karşı keşfettiği aşılar- la insaniyete pek bü- yük hizmetler etmiştir. Pastör 18 2 senesinde Fransada doğmuştur. Babası debbağlık ya- pıyordu. Oğlunu pek fazla okutma ya taraf- tar değildi fakat hoca- larının teşvikiyle Pas- törü Parise gönderdi. | Pastör 25 yaşında âlı tahsilini bitirdi. Mual- limlik meslekine süluk etti. 29 yaşında da ilk | keşfini yaptı. 1877 de hastalıkları mikropla- rın vücude getirdiğini meydana çıkardı. Ozamana kadar kim- se mikrobun mevcut olduğunun — farkında değildi. Hayvanlarda- ki (Şarbon ) hastalığı- nın aşısını buldu. Pastör yetmiş yaşına girdiği vakit gayet bü- yük merasim yapıldı. Bütün ecnebi devletler «A» 46 — Akça bulsan çıkı yok. 47 — Akit, karait, hepsi de bir it. 48 — ÂAk itin pa- mukçuya ziyanı var- dır. 49 — Ak keçiyi gö- ren içi dolu yağ sa- nır. 50 — Aksak keçi ile yüksek yaylaya göçülmez. — Akşam aşından: bır elin ölmüş '*gt— Akş.ıîııd:ın akşama bir tas çor- bası mı gelir? 53 — Al olsun da bir: günlük olsun. 54 — Uçarsa da al, kalırsa da al. 55 — Al elmaya taş atan çok olur. | âm:a::za:::::z:tnı 4 Bilmeceler. # DOzaurmuınımı ST G g VT 1 — Daima vaşım, gölgededir başını. %l — Dıl — Tekerleğim, uzunum, — boyca da hem mevzunum, ba- şımda kandil yanar, fakat kendim mah- zunum, — Mum. 3 — Elde iken be- g| yazdım, yere düş- $)| tüm sarardım. | — Yumurta, 4 — Bardağa kon- maz, tadına doyul- maz, z — Anne südü 5 — Gece gezmek- İÇten usanmaz, suya düşer sesi çıkmaz. — Ay ışığı. 6 — karda yağ- murda meydana çık- maz, ;,un:'şh havada peşimi bırakmaz. - (ınlge Ne taştan yap- lım. ne — tahtadan y'ıptım, suyun Üze- rine bir kopru attım. — Buz. 8- Neanam var, ne babam var öksü- züm, kızlarla aram iyi, erkeklere — yok sözüm. — Bebek, 9 — kuyu gibi te- kerleğir, fakat pek az derinliğin- — Çenber 10 — Önune alan kullanır, — ne satan kullanır, fakat içine yatan yollanır — Tabut Sevğili milletimiz içinden de bir Pastör den gelen murahhaslar tarafından alkışlandı. Üc sene sonra da öldü yetişmesi can ve gö- nülden istenir bir di- lektir. şeyler Şişmanlık başa belâ Siz istediğiniz kadar | birdirhem et, bin ayıp örter diyin: Bir İngiliz doktoruna göre şiş- manlık, insaniyet için bir tehlikedir. Bu dok- | torun fikrine bakılırsa şişmanlar hiç bir za- man acımağa İayık adamlar değildir. Bun- ları,tıpkı fenalık yapan insanlar gibi, kanunen terbiyeedilmeli ve ta... göbekleri — eriyinceye 'ı.ı. kadar, lııııanlaı da yük taşımak, yollarda taş kırmak qıhı ağır hiz- metleid> — kullanmalı veeğer buda akıllarını başlarına — getirmezse kürek mahkümları gi- bi cebri hizmetlere göndermelidir... Artık bu haberi al- dıktan sonra ummam ki içinizde şişmanla- mağa heves edenler | * bulunsun!.. Çocuksuz Koy... İngilterede Caldecote isminde küçük bir köy | vardır ki bütün sakin- leri elli yaşını geçkin | kimselerdir. sa kalan bir tek çocuk ta geçenlerde kuyuya düşüp boğulmuştur. İh- timalki yavrucek bera- ber oyniyacak kimse bulamadığı için intihar etmiştir. Ogündenberi «Caldecote» köyü İn- gilterenin en — hazin şehridir. «Caldecate » ta çocuk olmadığı gibi vehane de yoktur. Son kahvehane de geçen- lerde son — müşterisi Amerikaya gittiği için kapamağa mecbur ol- muştur. î Yeni harileri Nl.-» meyenler hemen mil- tet mekteplerine ya- zılsınlar, sonra ca- hil kalmak var ha | Her nasıl- | Mi ıye in hal ama SsuUSs sahilesi Z Merakh Hendl Gözümüzü Açalım Yunanlılar ha bire ordularını, bahriye kuvvetlerini, tayyare filolarını kuvvetlendir- mek için uğraşıyor - lar. Resmi buu,elcrıne Xenl venı p AT 'İlar !u)yııukun matla hu- |susi - cemiyetleri de durmadan iane toplu- yor, Meselâ Yunan tayya- recemiyeti 1928 senesi zarfında 77 milyon dırahmi yani - bizim paramızla 2 - milyon hra iane — toplayıp hükümete vermiş. Vatandaş, görüyor musun — Yunanlıların fa'ılıyetmı' Sen de tay- yare cemiyetine canla başla y'ır(îıma çalış! serererEAREEAARAAKAAAADAARANA Millet mektepleri için Mıllet Aliabesı AYA Günün haberlerı araşmda S sü Sat SUSam Ssar Hanımlar, Ağalar, Efendiler (V ) çatallı bir ağaç dalı, gengel gibi, bunu hatrınızda tutun ! DAT Esnafa nasihat! Vakaa içinizde süde su katan, yo gları ka- rıştıran, öbür yiyecek- lere hile yapanlar var amma onlar bugün ol- mazsa yarın cezayı se- za larını bulacaklardır, Siz, siz olun da” eha- linin sıhhatini oyun- cak, halkın kesesini babanızın tarlası san- mavın ! Eksik tartan, çürük satan, ynl:ın atan zan- netmeyin ki onar. Hatta hukümetin kon- trolundan değil, kendi vicdanınızdan korkun. Her yerde ticaret namusu denilen bir şey vardır. Türk esna- fı, sen de bununla mü- cehhez ol! 006 © U Y B | Har hakkı makfuzdı