Filzir, illiyet 2 bir şey bulup 'müradına eremi- yor. Geçen gün rasğeldiğim IN UMDESİ *MİLLİYET,TIR 7 7 S ANUNUSANI 1929 zaman sordum : — Nasıl halâ bekârmısın ? — Halâ bekârım .. Fakat dur, senin galiba acele işin yok .. — Ne yapacaksın ? BUGÜNGÜ HAVA Sana başımdan geçen br | dener çk. bul bön ileri : malüm; macerayı anlatayım da dinle... Robotolardır. ğe 10 pr İhtimal ki sütununda işine de Müellif işsiz küçsüz kalan insa- yarar. niyetin arık kısır bir — Peki., Seni dinliyorum » Anlattı: 7 — Bizim valideye sağlık ver- mişler: şoyle güzel, böyle zen- gin, efendim, çalgı, dikiş, ma - lümat... Hasılı dosta düşecek kız, Dün gidip görmüş” Evvelâ bir müddet kapıyı açmamışlar. Kadıncağız, sokak ortasinda bir haylı beklemiş. Nihayet içeri girince kiminle karşılaşmış bilir. JÜNDÜKLERİMİZ BUHRAN GEÇTİ mi? Dün akşam geç vakit gelen işrular Sırbistanda kabine nın sihayet bulduğunu ve yeni hükümetin teşkil edil vrupa ve Amerika mütemadiyen Roboto sipariş ediyor. Böylece dün- ya milyonlarla adam makinesiyle do- İuyor ve aruk insanlar için İş, güç, Zahmet, meşakkat kalmıyor, Arnk çiçek gibi kaldığını sert çizgilerle tertim ederek dindarların bundan duyduğu dehşeti tasvir ediyor, Fabrika başmüdürünün zevcesi tarafından vaki olan rica Üzerine fabrikanın doktoru Roboto- larm imalinde onlara iztirap duymak, sevmek ve nefret etmek kabiliyet lerini de verebilecek tertipleri decrü- be etmiştir. Bu tecrübe müthiş bir netice veriyor, dünyanın zahmetlerini insanlar hesabına omuzlarına alan vzulu eserin tercümesi sabne lisanın dan biraz uzak kalmışur. Oyunun daha canlı olarak oynanamamasında en #iyade İisanın uzun ve bir parça çapraşık üslübu müessir olmuş gibi görünüyor. Uzun ve muğlak cümle- ler sahnede sanatkâr canlı bir adam yerine oserde tasvir edilen bir yapma makine haline koyar ki tiyatro mu- harrirleri için en çekinecek noktada budur. Eserin sahneye vaz'ı için Darül. bedayiin çok çalıştığı hissedilmekte- dir. Dekorun intizamı, Robotoların yeknasak ve makinevari hareket ve tekellümleri büyük bir sabır ve itina ile hazirlanmışa benziyor. Eğer üslüp vanh ve berrak olsaydı, eğer insan rollerini yapanlar da bir ez daha cabil davransâydılar *Yapma adamlar, daha büylk bir muvaffakıyet kazanabilirdi. ipini bifdirmektedir. İstifa eden| misin: sakallı bir adamla.. Kızın | Robotolar aralarında teşkilât yapa. 1. Necmi met dört fırkadan mü babası imiş. Az evel mutpakta | rik umumt bir ihtilal kopanyorlar kil bir konlisyon idi. Yeni | yemek pişiriyormuş ta: ve ici insanları gmail ale sini ükümete demokrat fırkası işti- — Zeveem öldükten sonra | 7 fı lm mimar olan bir ihtiyar BiLGU ötmemektedir. Yani dört | iş başa kaldı diye gülerek am. | bavata kalıyor. ğ alı bir koalisyon yerine üç | latmış. Şimdi Robotolar hükümet başla Kadin hakki bir Koalisyon kaim Valide sormuş: #miştır. Fekat yapma insan tenasül — Kerime hanım yok ma? | kudretinden mahrum olduğu Herif derhal atılmış: — Aman efendim, nasıl olur, hiç onu mutpağa sokabilirmi- yim 2. Size anlatamam, benim kızım adeta bir göğercindir efendim... Bir iki laf daha ettikten muştur, © Yuyoslavyada o hükümetin sekitiü ile buhran zajl olmu- ör. Çünkü buhran bir hlikü- puhranı değil, devlet bul tina dır, kanunu esasi buhranıdır. Yagoslavyanın şekli idaresi kkındaki Hırvat ve Sırp nok- bahunüyor. ari yekdiğerine uymı sonra kerime hanım da lastik | germ kısmen bilenler de hep öl. | natda azayı tenasilliyenin va- yor, lar Sıkı merkeziyetçi, | top gibi sıçrayarak içeri girm- | mügür. Mimer birşey bulamıyor. İ ziyeti tesrihiyesi ve meninin atlar ise vasi ademi mer- | İş, ve başlamış mutuk irat eder | Yalnız Robotolar arasında gittikçe | mikdarı bir birleşmede yavru iyetcidir. Yugoslavya, Bel.| gibi yüksekten söylemeğe.. Efe- | duygunun çoğuldığım. nihayet bir | husulüne musaitdir. ndim, nelerden bahsetmemiş ki, Aile hayatından, aşktan, para- dan, otomobilden, arkadaşla- rının barlarda nasıl eğlendi! rinden ilah... Vulide geldi geleceğine pişman olarak kapı- dan çıkarken babası sormuş: — Nasıl gövercinim! Valide (hiddetle ağzından kaçırmış: — Allah bağışlasın güzel. Yalnız pek erken havalandır- mmaşsınız! KULAK MİSAFİRİ çrattan idare edilen büyük Sır- fan mı, yoksa eski Avusturya çaristan tertibinde bir devi- sr mecmuası mı olacak? İşte ilafın sası budur. Bunun in ni hükümetin teşe- bir. nesil Piyesin di: ise sevgi ve duygunun olduğu bakımı esası ve büy mın operatör olmayı İsteme- ine benzer. Fakat hulya bu ya ben Şehremini olsam ve bana rbulda ne İş yapmak İstedi- kimi sorsular şu cevabı veririm; © Gayet mütevazi bir emelim “Var; Çamursuz bir. Istatibali iş mi Yok? Üstadı hezarlen Celal Nurt eferdi dünkü «İktam» da İt band yazarak gün ve ay - a İsimlerinin tebdilini teklif İyor. İusanlar hani söyleyecek İz bulamazsa da havadan su- en bahsederler, galiba muha - iler de yazacak mevzu bula- ayınca buna benzer şeylerden iisediyorlar. Bir vakitler me- wr havyar fabrikası «cemiyeti Akvam: da seneyi on &ç â; iksime kalkmıştı, onun da İş- | ri pek başından aşmış deyil - , Üstad tarihte adı değişmiş Sarı cümleden iyi bilir halâ nda ısrar edişi uceba takıla- ik isimler mi var. TEMA/A HAYATİM Yapma Adamlar Çekoslovak müharrirletinden Karl Çapek tarafından “R. U.R., ramuzu alunda kaleme —alman-* piyesin- bir hulâsası geçen sene Maarif Vekâle- tinin neşrevlediği broşürler arasında intişar etmişti. O broşürün müler cimi olan Halit Fahri B. tercümesini tamamlalayarık Darülbediyic vermiş, geçen haftadan beri bu oyun sahne- dedir Eser esasen teknik önünde insa niyetin İstiklâli ka bir, Hiristiyan Teknik terskkinin em biri “olan 2V makine yapabilmek hayalinden ürken müellif bu nedeeyi elde edilmiş farzederek bunun avakı bini tasvir yollu dört perdelik bir Oyun yazmış, Bu piyeste tahayyül edildiğine göre Rozen isminde ' biri yaşlı, diğeri genç bir amca ve yeğen, sun insan makinesi yapmak çaresini Bu çok orijinel ve çok ....20.004000040000299 nden gayeler bulmuşlar ve | Bahrimuhir içinde Felek bir adada yapma adım fabrikası vücude getirmişler. Robom namı verilen bu yapma o adam- İar tpkı bir insan gibi yürüyor, ça aşıyor, konuşuyor, anlıyor, yazıyor, sövliyör, iş görüyor. Fakat his sinir- leri olmadığı için hissetmiyor, gül miyor. ağlamıyor. sevmiyor. tabif böy le bir icattan İstifade etmek PASTIRMA YAZI ww Pl rni BİR GUVERCİN ! il erıkmedan bir genç var- dır. Bu genç kaç senedem- evlenmek arzusundadır . bir türlü mizacına uy; şarap ne anlar! ce, mahzun Yi elmesi, içyüzünü: öğretmişti. K. mezarda, Necdetle beraber, kendi. gençliği, kalbi, emelleri, saadeti de gömülü idi. Derin bir keder hissetti ; kalbi yerin- den kopuyormuş ğibi bir acı duydu . “Gözlerinden “fışkıran yaşlar yanaklarından göğsüne yuvarlandı. O Necdeti, “Necdet “onu seviyordu. Afacan kanaryanın kafesten kaçıp, sonra yakala- narak geri getirildiği günden beri bu aşk her ikisinin kal- bine doğmuştu. Lâkin bunu dahe birbirlerine itiraf etme- mişlerdi.. Ancak bilmeyiz ki sözle ikrara hacet kalmışmi- vdi. Her firsat buldukça va- geldikçe saatlerle BE Neo- Ekinin e'inde sarı kaplı bir kitap vardı. - Biraz resine ders” rak sıcak, ahenktar bir sesle ms, © okudukça genç ka- etmişti . Hiçbir: dığı için teklifte ei bu Yusuf Re mısraları “sanki, Necdet söylüyor... aşklarının larda gözinmeğe Suzani e ediyor... nü ilâhi bir he- 1- tar. Beni okut. e ki u, zarlarında, prak kün- miş olurum. detin bu Zencin maks de ifham e - Ve — Pekil demisti. için kaybolmuş olan Roboto imali düsturu yeniden aranmak Mim geliyor. Mimar bununla meşguldür ve bey- helmilel Robomlar merkez komitesi de bu tabariyatın neticesine muntazır Hevhatl Rozenin formülünü öldü- tülen direktorun kansı yakmış, kız ve bir erkek Robotonun sevişti - ini görüyor ve bu sevginin yeni vücude — getirebileceğini anladığı zaman sevincinden ölüyor. nsmına fenni terakki- lere karşı ihtiraz uyandıran parçalan ne kadar safdilcesine düşünülmüş, insaniyetin tezi de © kadar kuvvetli ve. muvafiakıyetli olmuştur. Makine insanın icadı fennin emellerinden ve ümitlerinden biridir icat dindar Çekoslovak muharririnin tevehhüm ettiği mahzur- ları tevlit etmiyecektir. Fakat makine insanı histen nesip almadıkça insan yerini de tamâmen mtamıyacaktır. lüskirat inhisarı Fransadan şarap mütehassısı celbediyor — Veretekleri paraya yazık be. Kırk beş senedir fıçı dibinde yaşiyorunu. da büz ziyaretleri sevinzle kar- i şılanması, gitme zamanı geln- | çehreye. teş- Nerdets kadının Şakir. beyin met- bahanesi ile haftada iki defa köşke geliyor- du. Nailse basireti bağlanan ihtiyar asık buna muvafakat vafa çıkma- canı sıkılan Suzan, vakit geçirmek mak- sadiyle Şakir bizzat böyle bir beni mademki kurları. tam kur- böyle cahil kalmayım. Nkecdet bey şura- cıkta.. namuslu, terbiyeli, ki- bar bir adam; sanada çok hürmet ediyor. ailesiyle de görüşiyoruz.. hazir, faydalı bir meşgale bulmuş, vakit geçir — Şakirde küçük hir fered- düt vakfesinden - sonra. buna; 3 Diğer tarafdan erkek hayvan- İ lar çiftleşme zamani gelmedikce dişilerini aramazlar, dişilerde bu zamanların haricinde erkek- İ leri kendilerine yaklaşdırmazlar; bundan başka hemen dalma | telkihin olması için bır çiftleşme bu | kafidir, bununla beraber hayva- Dişi bir kerede telkih olun - dumu erkeğinin yaklaşmasını merhametsizce redleddr; busu - retle nesil muhafaza olundumu erkeğin rolu hitam bulur, ve dişi ile iştirak arzuları derhal | tevekkuf eder; nev'i beşerde netice'i tevlidiyesi çok milhimi ve kiymetli olan işbu münasibeti cinsiye hayvanatda oşkadar ba-” sit ve lakayiddırki müceret bir hissi sevki talebi ile kabarati | germesi Hhüras bir tekarrüble söndikden- sonra erkek, bilhassa dört ay - aklı hayvanatta yavrusunu bile tanımaz. Pek aşikar idiki fasaniyet, esası yalniz mühafazai ırkın iğ hafta sonu devamından ibaret olan ve şupheyok teşekkülü alle esasina mühalif bulunan bir kanuna muti olmazdi, Külasa kadin &rkek (birbirine merbuten bir aile hayatı temin İçin titret, nev'i beşere tevafuk idecek bir tarzda umumu pilanini tadile mecbur olmüştur H.B.Z D.r, Muhittin bik MARA İLÂNLAR GAMA İrtihal Selanikli Doktur Ziya beyin haremi Saffet hanım müptela olduğu hastalıktan kurtulmıyarak irtihal etmiştir. Cenrzesi bügün saat İ4te (Şişlide Ahmet bey sokağı İstanbuloğlu) apartımanın- da. Apfürrahman oOYahya bey dairesinden kaldırılacaktır. Umum aktiba ve eviddasınn İştirak etmeleri reca olunur. SR EMİRLER al İM AAMOGADOR - OPERET HEYE TİNİN SON HA Fransiz Tiyatrosu salsz muvaffakiyet makta olan MOGADOR ope- ret vel hey'etinin temsilleri da bitecektir. Bu akşam sunt 21 de son dele olarak NO... NO... NANETTE Yarinki Sali ve Çaramba akşamları COMTE OBLİGADO temsili münase- i müsamereleri, İ te görülmemiş yi der kazanmış; olan öperet komik Jeo Lole era şen ve şâtir bir musikanın $İ terennümatı arasında sizi kah- $İ kahalarla güldürecektir. 3 me ye Martel Konyağı “ SIHAT; KUVET;ZEVK Demektir. 100440000064090050000000009000900090000000099009080000000008 Gelecek frenk ——Metro ile İL Cevdet derse gel- kızkardaşını de beraber ordu. genç kızın huzurunda veri- len bu ilk dersler gerçekten ciddi geçmişti , Lakin soraları belki bir tesadüf, belki bir kasli mahsus onu bunlardan uzaklaştırımıştı. Şimdi alelekser baş başa kalıyorlar ve Necdet Süzana hep şiirden, musikıden resimden, tabiatten bahsediyor- dü. Delikanlı bünların hepsin- de oldukça vukuf sahibiydi. Suzan da kendisini samimi alâka ile dinliyordu. Her ikisi de her hâlde, bu sohpetlerden pok ziyade mütelerzir. olmak- ta idiler. Bu ennada, Şakir bey de sıksık hemen her gün şehre inmeğe mecbur olmuştu. His- sedar bulunduğu bazı dükkân- ların şüyuunu izale maksadiyle aleyhine dava Boole Avu- Metro €sası kabul ediliyor — Yahu daha geçen gün bu kumaşın arşın 1 lira idi.. Bu gün iki lira istiyorsun. endaze farkı! kiyor, tapu kaytlarını çıkarmak istilamları takip etmek, onlara cevap yazdırmak, kulei zemin- den, belediyeden, tahsil şube- lerinden ilişik katetmek, ortak- lara dert anlatmak gibi bir takım zorlu, candan bezilirici Kaç dafa vazgeçmek, olacağına eb 5 ni izhar etmişli. Fakat Suzan çil na razı olmuyordu. > — Yok diyordu ; hayır benimi vü; irmden kendi men- faatını ihmal “etmen doğru olmaz : Bir gün gelip te bana lânet stmeni istemem”, Benim aşkım Sehin rahatını, huzuru” mu temin edemez. Evela can, sonra canan, demişler . Tam bir soz ilmi? yoluna ko nefsine karşı yad Nihayet beş em, ko- Kl RAKS Öyle mi? — Evet ama, bu müddet zarfında seni ihmal ediyorum. Yalmz irakayorum Hatıralarımın en derin, en uzık köşelerinde unudama- yacağım bir saadet ve ilk bâ- har dekovu vardır. Kulak arın geçmiş zamanlara zaman, bu: sevimli dekör or- tasında ses din r1,, Leytaki Bu sesi ik duyduğum mu alım... redür; onu lallarını yükle aşıyordu. gün baktım ki, ken- in, onüne kaptırmış, k, yirmi ya inin tyordu. ir eli kalça İ ya larla keklere İİ işini bitiri devam k etmiyordu. Er- ırıtmıyordu. Alıcı ile bitirmez, © yoluna — Dalı üç frank. — Yaklaş ... bana boşdal ver ,..S i 7 lde fiyat deyişi. daha ucuz veririm. Mermer basamakları çıktı, açtım. Eşiğimde ilkha- ar görüyorum sandım. Bu tatlı, derin bakışlı kızın vahşi bir güzelliği vardı, Alınız, sevgilmiz. Bir banknot uzattım . için | — al, bu da senin için. — çokpara. — — ayani yokv.. Hayattan memnunum ,.. Bu ilk aşk. dömetim . yüzü güldü : ni kimse sevgilinden ayırmasın | Sordum: bırakmanın Şinmdi cezasını çe- İsmin nedir? cevap verdi: — leylak!.. Bir kuş gibi uçup gitti: * Artuk her sabah sevgilim için taze leylak demetleri getiri- yordu. Ve sevgilim, başım ğ sokarak ço- cuklaı gibi seviniyordu, mes'ul haykırıyordu : — Gr ilkbahar Yi eler. Ona şafak sesli kızdan sediy, dum. — Ne çıkar? Akşamları. Gumaları gane beraber değil miyiz? Bizim gibi sevişan ne çiftler var ki, erkekleri allahın günü çalışmağa, eşinden ayrı bulunmağa mecbur. Bizim- kisi rauvakkat. Hem, ben sıkılımıyorum ki. Daha bile eyi oluyor. Akşamları kocacığını karşılayatı ev hanımları San gelme saalin tıkça tatlı bir helecan duyuyo- rum. Bir an evel Ymlğa sarılmak için yollara dü m ilya anak bi ufaktelek değişiklikler. in- al karaçılar. ep bir tevi çen na na! am in) ii sola e me başbaşa, iki kümrn gibi, eski hayati- mıza avdet ederiz. Suzan se- nin hiçbir işinde engel olma- sini islemez. Şakir bu mantıki” ifadenin | karla br dap asla: şip biz an gümüş bir | Terennüm ediyormuş gibi vip nn, önünde Gu dim» demek i- Oldu; sonra ap verdim: — Sevgilim öldü! mahzun - mahzun Ertesi gün, kapanın önünne hir ye biraktı” tı iliştirmişi Sevgiliye 1» ladığı bütün e yakl arı he liye ediydird. * Sözümü anlayamamı tesi gün gördüm. Ondan sonra bir daha Löy- Ink görünmedi, bir daha-sesini duymadınız. Bana acı günlerimi kahılar nak istemiyordu. kat hâlâ onun sesi var: — Leyleklar! © Leylekler! deyen bu ses kulaklarımda terennüm (ederken — Mazinin mes'ut günlerini / halırlalyıp mes'ut oluyorum. kulaklarımda Yakleden Selâmi İzzet | vordu. Ve hu hetkâmde Nec- detle Suzan de bedii derslerine devam ediyorlardı. Bu, bilmem k derstı, Henüz biç bir üm elde edememişlerdi. Mer “zamanki gibi karşı “ karşıya. ikisinin de O ikisininde itirafi du- klarında, ikisinin de Yürek- leri kopacak gibi lie ik, ettiği mukaltimeyi diğerinin Bel bekliyordu. iğ Odanın içindeki tahaf hava © kafesinde duran kuşa bile tesir etmişti. Hayvan, tüylerini ka- barlmış , tüneğinin üstünde , sessiz, hareketsiz, mütehayyir. gibi, bu beveriksiz aşıklara, tek gözünü kırpa kırpa bakıyordu. Bu işi o hazırlamıştı. o sebep olmuştu. Hal diliyte onlara; - Haydı ! diyordu. Ne dus | ruyorsunuz? na hekliyorsunuz? acemi imi, yoksa korkakınsınız? Beni malicup ediyorsunuz... (Mabadı var)