KAVGA Koca Yumi çe haddizatında ga- yet tabii ol lea yürüttüğü Kada ban ee e neye varacağı. aklından bile iza Sadece Imıştı. Bugünkü soğuk da ga- du. Boz GSS TERİ bihkları Mukabil casusluk nedir, nasıl çarpışılır ? Altından telefon kablosu geçen ev, şüphe uyandırıyordu; evin sahibi tablo meraklısı bir ihtiyardı, takat... in ni dokun: Diğer bir macerasını gene kendi ağ. | dan sonra da, elime kâğıdı alıp, selâm ver nehir buzların Dn — Gözümle gördüm, yahu, Sitka zından naklettiğimiz “Boz Casus,, bu. | dim ve çıktım. ğundan bahsetti. im Makfan ye Bisaytir sözümü tasdik ederdi. gün daha meraklı bir hatırsan an ra . “dib buzu i girmez. yor. Evvelâ yükselip gelen buzun daha garib, da- ha gayritabii olduğunu ileri sürmüş- tü. Etraftakilerden Betils adımı taşı - yan ui sırada söze karışmış, Şi- malde “dib buzu,, diye mevcut olmadığını > etmişti. İşte kavga böyle başlam Sözün! e gören Mak- 'an sesini Gi numara yükselterek Be- tilse ika söylüyorsun ha! sen ki bu k irem sin ler gi ayni kabdan az emek Betils 1sr: bei a bunu ne a Tıyorsun, akıl var, mantık var. Su da- daha sıcaktır. — Sen ona ne bakıyorsun! Ne baki 1 EL 7 nun nehrin e evvel donması akla sığmaz doğr — Yahu, iri gördüm diyorum sana, nladık be! gözünle görmüş ayi ii değiştirmez. — Ne demek mea yani? sö- inanmıyor musun — Evet, inanmıyorum. Ben evvelâ tabiata, sonra da mantığa inanırım. Lon tehditkâr bir hal takınmıştı: — Demek ben yalan söylüyorum za deo yl sor bakalım Söylediğim ha- kikattir, slk mı? daha ortaya key m hatırayı e aksu “mukabil casus,, casusluğa karşı da “mukabil casusluk, odur: Daha doğrusu, örümcek ağı sineğe | neyse 0...,, Umumi harp esnasında, mukabil casus olarak, le hesabına bir vazife Esasen, bu da, gı olmaya karar verdim. ye dabi bulunuyordu. ayağımın altına bir iskemle aldım, çık tım. O zaman, aradığım (şeyi buldum. Bu tablo da duvara telle asılmıştı. Dah3 dikkatli bakınca, tablonun ie e) bi telin indiğini ve dıvarın köşelerini takip dı i ördüm. bir telefon Anlamıştım: Burada | gizi relerden geçiyor. 9 mona tetkik et- tim. Bi; lomun a gelerek, telleri elindeki te, ve dinliyordu. geçi - ii ki, asıl müh Çün- Bu gizli hattın yeraltından geçen kab. loya merb: hk Bura. min etmek daha kolaydı. (Telefon hatları na yapılmasından korktuğumuz suikast casusların tellerden yol çalmaları ve mu. havereleri gizlice dinlemeleri idi.) almıştım. luydu, ei berberlerden, ga. zete müvezilerinden tutun da hizmetçi. lere, hususi kâtiplere kadar, hemen her. keş casustu. daki tellerin şüphe uyandırmaması için evin içindeki e da duvarlara teller le asılmıştı. Keşfi ya akat bel- li etmemeye ln blodeni büyük geçeceği ir heyecan alarak ayyaş gibiy- yerlere izci postaları yerleştirdim. Ben dim, Ev sahibi de bana bu sanat zevki- Bir yer vardı ki, orada telefon hattı bir a çıktığımz zaman, masanın üze, evin tam altıdan geçiyordu. Bu İtibar 3 mu? madem: ki heniz mayi halindedir, buzdan da- ha sıcak demektir. Sen ise suyun ğa başladığını iddiaya kal- kıyorsun. Ben yalnız “dib buzu” ndan bah. sediyorum. Kış er hiç kanen ile nehir mı? Su gayet eği sanki birdenbire bu- lutlanır, dibden pelte halinde yumu- parçaları İşte Se bü bumu Ena de budur. — Sen buni kıçında lığı zamanlar gör müşsündür. Oğlum o pelte gibi buzlar nehrin dibinden değil, nehre ak; Bununla beraber, daha birçokları kal. mıştı ki, polis bunların farkında değil- di Betils âni bir tehevvürle köpürdü. e e le da alı in mi bi ık tem; ji ilk günlerinde Skotland Yard bu casus. edile id eee ei Bk ettim: Evin sahibi ihtiyar bir dib- | ti. O, filvaki bir Rus kürk tüccar | ların pek çoğunu derhal yakaladı. v Kimsesi yı UŞ.. kimseymiş.. Evin içi kablo do- lr rr Bir de in mer üzerine, yerli arasında “İ Ozaman izci teşkilâtının asbaşkanı ba. Ertesi alm gene re teş le bir farktı imalde ya” | pa: kilâta mensup, bir arkadaşla beraber, teb a aşa edebilirlerdi. Kızgın- — Bahriye nezaretinin telefon hatları- dilikıyafet ederek, kasabaya geldik. Ken övlü ! dedi na bir süsü ve- sıçradı. Şid- detli ime ni a Betil Hemen etraftakiler Yl tırla mışlar ve araya girmişlerd Betils yavaş iza yağa kal e linin tersiyle sildi: Tuz, dedi, Acaba bunların ar ili verebilir miyiz? halas altında bulundurmek ne rerek. Ev sahibi bizi ai bir nezaketle kar. şıladr. Ken — Çok kı: hel tablolarınız varmış, dedim. Gürenek isterdik. Hattâ, kabile bazılarını da al abilirim, — Maalessi vi mektup ale ilişti, Mektu- yer Fransa olarak yazıl. mıştı. Ev sahibine: — Galiba, dedim. e. müzelerile muhaberede bulunuyorsuni — Hayır, dedi, Jülün ce Ken- disi Fransızdır.. Be o gün tablo meraklısı ihtiyar a. lamla Jülü polisler tevkif ettiler, Ev sa- Se kendisinin masum . olduğunu suçu ğı anlaşıldı. Gi de iğ zi il, Alman casusu Eti bu ken ö halindeki iy ar ali ine girme tı yapmak kendisi için pek kolay olmuş. Bu, mukabil casusluktaki ilk muvaffa- kiyetimdi ve Skotland Yard tarafmdan büyük bir takdirle karşılandı. (Boz dan sonraki bir hatı. da daha meraklı bir casusluk vaka. sı anlatacaktır.) ais biye birinciliği (o kap- tarı nra de ister istemez > una gi vakit ki kaldim. çök bir ağaç an kol — Bu yu: EĞ aşma ei sen icad eni Ün ein yetinde değilim, Fakat görmek isterseniz, ir. Sen daha onun fetkinia ettin Eli” seninle kozumuzu payla» bindi ei suslar MER li buyurun bakın ğilsin! Vel dedi) Pükat biz ünlü, Vi an ikleri gibi, en vin ia hakikaten tab. Betils sobanm etrafındakilere göz Lon Makfan yumuşamıştı: deleden ve onları bn A lo pü pe len pek anla- gezdirdi. Onlardan yardım e m da indie kadar kimse| mız yok. Hertar il e mam; arm nl oldukça eski | il uLon 1 m tetik imi bulumuyoruz. ve meşhur ile erleri görünü- Makfan ile karşı karşıya bıra! Miele ne le alaya hazırsan yordu. Adamın, hakik resim me. Tardı. imiş akla ak ei a yardıma amadeyim. Nasıl kola- Ger imkânmdan mahrumuz. raklısı zi iphem kalmamıştı. du, söze başladı: yi ve işine f 4S) istediğimiz bize — ve mem. Fakat, tablolara bakarken pe & — Mantığı filân bırak bir tarafa. o 38 kalibreyi yanmda ta-| lekete — bu hususta yardımdır. size | lişen e nokta diğer şüphemi art Ben sana gözümle gördüğüm bir şey- | çı musun? mühim bir vazife i Li Tabloların bazıları duvara, iple e den bahsediyoı Geçen sonbahardı. Lon başıyla tasdik e Müdür, döndü, bir kâğıt kal EE NU il mz i Sitka Charley aber kano ile Ama daha büyük Ka birta-| pir : yar zman atli SADA GE, rmadım. Lâkin Fort Reliance'dan doğru geliyorduk. | banca bulsan iyi edersin. Çünkü İd DİR al, eki trketğimi anlayarak, Güzel ar gü Güneş, | nimki sende ceviz kadar delikler aça- i etrafımızda yükselen ara- | cak, a, Pu sizin vesikanız, dedi. Bumu göt | büsüsiyet sayarak kendisi anlattı; smdan süzülüp üzerimize dökülüyor- | & — Hiç tasalanma. Güneş ışığını se- bilirsiniz. Bü- |. Tabloları böyl d du, Mera il hepimin Ri gibi nin içine en evvel soka: polis bizim memleketteki casus teğ- ha doğru buluyorum, dedi: Hem temiz Hem kurşunlarım kemiğine değince i- ni ile mücadelededir. Onlar CösUk tutmak mümkün oluyor, üzerlerini sık idi, Nehrin yöre ri “| sinde yassı kadaif gibi yayılacak. mukabil peel Yaptıklarını bi. yoruz; » daha sağlam yoktu. Kuru, ciğer- ildi O bunu bana, k n bir soğuk vardı. narı bu iş için hoş bir yerdir. wn Siz yakalarsınız, ben öldürürüm.. gibi, biraz da gururla söylüyordu. Bu iti- mak için padıllarımıza yükleniyorduk. — Alâ! bir mat sonra orada bulun, O ana kadar bir tek kelime söylemeden | barla, ben de takdir eder gibi: Kendimizi akmtıya koyuvermiş, neh- | Seni iz m polis müdürünün sözlerini dinledim. On. — Ya! yerl ii dedim. Mükemmeli rin tam ortası. a; üzel bir iyorduk. Etrafımdaki sessizliği mene enayi rl böyle bir hareket arzularma pek uy- O zaman, gi mükemmel bir buluşü hüznü üstüme çökmüştü. Tam bu 81-| tevbihleri kulaklarma girmemişti. İmakla beraber düşüncelerine | kendisine mal ve Meli haksızlık kadaşımın b Hiç de çıkmıştı. si Onların küflenmiş iptidai | saymış olacak ki gırdığını ke onlar öyle adamlardı ki arala- ine göre yumruk, yumrukla ep İn Te nü ün evvel. — aşağıya bak! da Yi ufaktefek b eee ek- Ey Lâkin, Betils ii Mak- — Ji Diyordu. Hemen kanonun ken: seri iz tabi — — Birim ço ya me yapışık ıkça gitgide büyüyen | at, primer tehlikeli ir onların ahi etmis, onlara hu- şuret, aksilik vermişti. Bundan baş- ka me kıştı. Orada hareketsiz, ir kalmışladı. Yiyorlar, zi ar, lâk ar, enerji e li önün 1 için hepsi, 80; kov: ları kanin balla dolan alar va gü yet yoktu. Atlı polis ise ie ait bir şeydi, Herkesin kendine göre bir öl li bunu şah- nıyor, karşısındakine r ceza reva rdu. kendi paylaşmakla mükellefti. Koca Jim Belden kampı alelâcele bir içtimaa davet edildi. Skruk Maken — içtimaa riyaset etmek üzere seçil- şti. mz Bu mağni fan gibi iki iyi arkadaşın biribirleri- di: tabloları bir bil değilei, Aşağıdaki meydan, yukarı, daki sedler yığın yığın insan doluydu. Ortadaki büyi yi mediği ü güzel mi cennetinde, saz Vi kö si ilin diğer su- larda da vaziyet ayni idi. aıy az ve Büyükdereni. bir hususi. iel Döğüş d icabet Gi alçak, korkak larlardı, Halbuki şimdi se bir daveti kabul etmenin de doğru bi Dışarda işitilen ayak patırtıları ve bir tabanca sesi mi ereyi inkıtaa uğratmıştı. Kapı meb ei a bir Kid dr Gözleri neşeli bir Ke > nıyordu. Tabancanm topun kovanı e ii yerine dolu Tr e şun kor! — KM) keratayı! dedi, pa bütün başlar ona dönmüştü. Arkadaşlarının omerakmı görünce Meylmut izah etti: in Köpeği bi allen ei el yi geçerek bütün evi do. laştık. Yalnız, çıkacağımıza yakın, bir daya e farkettim ve orasını göstererek: ? — Bu odada tablo yok mu? dedim A Ev sahibi biraz duraladı, — Orası, dedi, Ügi veri bakalım, öylerk odanın öni gelmiştik. Onun al vakit 1 rakmadan kapıyı açtım ve Ri girdim. — A! bir tablo da burda v: Ev sahibi hayret etmiş ik Ve- yahut, ne yapacağını şaşırmıştı. Çünkü bana o ene tablo yok demediyse de, odayı göstermek istemiyerek bunu sak. lamış oluyordu. — Ha! evet, dedi. ii asmış olacak. — Demek ,dedim, o da resim hevesli- si. a a K Tablo bi ğe e asılmıştı. Daha kse İstanbüld. vi akşam üzeri geniş sahil yolundaki pi- Sat buluşmasıdır. ka Sarı, yer arasında bu yol her gün vi akşamları çok önlabalik olu- Sulardan buraya indiğim zaman şa- Zek Mi -— ne yaparsınız?. İçim e Sa işlerim beni bir an inmeğe mecbur ediyordu. m UrUMUZ ir kalktığı zaman sa. hilde toplanan binlerde halk el ve men dil sallıyor ve buralarm bir günli