3 bi NSUZ İni le saf havasını. almak, pek vakti geliyordu. Büyük annesi, bal - konda, dirseklerini parmaklı ya: mış onu beklerdi. Bu ihtiyar, sevimli kadın Bernar'ın hoşuna gidiy — Demek sen her gün deniz banyo- su yi e bü; ük annesinin pek saf bir eda ile söylediği bu gülüyor, fa- kat onun yendiği ilini hayret edi- — Bizim zamanımızda denize gi « dip gelmek için tam iki saat lâzımdı. Bu sebeple pek sık gidemiyorduk. Sa- de bu a? Deniz i, de- niz kumları, otları, dalgalar... İnsan bunlardah korkmaz mı? şey, sen bu yaşta il kor! 7Bi- geçtin mi? — Olgunlaşıyor, hanımnene! ık bağ Ke kal ına ka- Ri gitmez, bi kalırsın değil mi? İhtiya ayi İlmi kalbinde hiç bir zaman duym: Ni ğı şefkati ve torunu ona verm cuğun müm- kün olduğu kadar pek müddet ie a kalmasmı Da fakat bu sunun Hire den çen sekli rinde 1: du, Sözü değiş- Men ne sp gina şeyler gör- Dedi; sonra ni toplayarak ilâ. ve etti: — Yolda kamp kurmuş çingenelere dim... rastgel: Ve,hunlara dair uzun uzun tafsilât i. Sofrada hizmet eden, her söze karışmaktan çekinmiyen şişman Emi- li budefada Ey ler gene geldiler, dedi, — Çingene! Bağ işlerinde gedir z > © Şi 3. S p miş olan yolda bakişlı gi e kadını düş ? Amma yaptın h: tme! e önce böyle cin falma b: aktı da, Ta sevda! Artık kırlarda gece, gün - düz serseri iğ ne içiyor. Zavallı gı lr söy- lüyorlardı. Bir gün Ol kaybol- Ni Ailesi her tat Gzedişi a olmadı. a bulmak imkânı ii ELİ ho ez gelmişti. Bu ık olanlar ailele- ri, <İiE de Ee geldiler. Kendilerine tahsis edilen yerlerde yer- teştiler. Orala zn tele temizlerk ei düştü. Çık iri bir şey olduğu anlaşıldı; fakat bulu- namadı, Işleri yi olduğundan fazla ehem- miyet de vermediler. Çocuklardan bi- ri, serin ir kuyuya bir kavun indir- mişti; onu çıkarmaya gitti. Kuyunun içerisi Sok karanlıktı. Çocuk e rağ km ir türlü çıkaramı yordu. n dibinde bir şeye vi ee sün ve iy aa pek fena e koku aile- giyerdi. Çak korktu; k verdi. yi b mum kul reel baktılar. Kovanın yakıp uy büyük e paket asılmış- Birgü nlük Büyük hikâye: Yol üstündeki kan lekeleri tu. ni salladıkça pek iğrenç kokular nlaşıldı. meydana Çi- aklına düşen madeni şey > Bu data pek dikkatle aradılar. Döşeme Mi arasında, çingenele- rin kullandıkları gümüş ve pek uzun bir küpe a Bunun üzerine fala bakan kızı aradılar. — eee o muijdi? neden o kati lolsun? Bu ekle ne kazanacaktı? Ba» ara, filân da yoktu. ingene insa; . Bizim- e katiyyen ihtilât etmezler. Hiçbir ii len biriyle evi Ve aradıklarmın sebebi fala e katili bulmaktı n da bir fa; eşi ikmadı. Zaten çin, sz e kadmları birbirlerine o kadar çok benzerler ki.. unları dinlerken tesadüf e ii ilde) düşünüyor, hiç bir bi ona benzemediğine hük - nedi . Bu La adi işler yap - akla a ler ondaki eda, yürürken kıvrımlı etekliğinin hasıl ettiği ahenk- li dalgalanma, çıplak küçük ayakları: nın güzelliği hiçbir kadında ve Sigrid Kürl el elinde yazılı olanları okurum. Size Ne La söyliyeyim mi? i bakalım, benim de istik- balimi si enç kız, onun elini, > içine al- unu açtı, di min meri iğmiş, ince LAL izleri Se elim imür, aşklar. Beş rank veriniz wi mi söyliyeyim. ayı alarak yere attı, ayağınm tabanı ile ezerek gömdü, Bu sefer da» na di idi, Tunç yüzü Bernar'n avucuna o kadar eğilmişti ki orada i ile a- ibiy: an sarkan Koli dani ie “değiyordu. 1 temas ona Ol rden di iz Hil mahut köpeyi hatla Kız ü ir dikkatten nin ikin kan ökk dedi, mii mı dökül ? Yalan! si ve yı öleli iştn . Bu feni laşi en için er etmek oy lacal ME iri senin için ilan örülerek ama bunu kim dökecek? Cev Sl vermedi, haşmetli bir duruş- Ja ona bakıyordu. Dudakları titriyor, yüzü yel 'alih okumayı bana annem Öğ- nsanı sevdalı eden, muhake- mesini yi âşıkane görüşme leri de ondan mı öğrendiniz? — Evet! Diyerek başımı iğdi, Ayrıldılar. Bi sofrada, lâf olsun di- büyük annesine anlatıyor- lap ee kızını gördüm, benim fa- ıma bi e Bn yine söze karıştı; — Hata ettiniz; falınıza le m Böyle şeyler iyi Delikanlı, kızın neler kak vazgeçli. çebi bağ bozumu zamanı gelmişti. kol an n adamlar karıları ve ço- değ dediki ni — Bu yaşlı adamlar senin neyin o- ör? — Kimler? —Oikia — Onlara ktm ziyade itaat e- derim, — Akrgban mi Kız başını galladı, o iki yaşlıyı arı yor gibi m ra etin, sonr cevap V i deği! Fakât er e İla dn ari asıl ve birdenbire Falcı kız söylem eşi uzaklı ma gitti. Artık karanlık a Herkes kendi oca- ğma mn AİN waş, yorgunlu- ğun verdi; İd dnleniğt yk e günler geçmiş, bağ- aki üzümlerin büyük bir toplanmıştı. Artık yapacak iş alıyordu. Bugünler Bernar falcı kız la daha konuşmak istedikçe o et- | rafa göz atıyor, pek gelemi - ile dokunmasına müsaade etmiyordu. Nihayet bir akşam delikanlının sabrı tükendi. — Neden korkuyorsun? diye sordu. — Senin, yahut benim veya her iki- mizin Ö mi len, yuda ie e bağına söaiği gibi... Öyle men im ni ei mayi si Aman Diyerek etrafı vik etmeye koyul- b Sessiz adımlarla ilerledi sonra krar a ik — Bilm. ne kadar kurnaz, ne ik iyim Katır ayağı Ai kişnese onlar uya- Bir ve e — Ben idafan ederim, icap ederse silâh meleke da çekin - mem, — Bizim için silâh bir şey ifade et- mez, Kuyuya atılan adam ne yapabil- di? Ya sevdiği kadın ne oldu, biliyor. musun? 'n biliyorsun demek! — Zi şüphe ediyorum... Falcı kız korkudan titriyordu. Bernar ertesi eli ulundı e gitmişti. Fakat çinge- nelerden hiçbiri yoktu. Ne o iki yaşlı adam, ne falcı kız, mi başkaları m ANE, O kadar süratle hareket i r ki, bunları toplamaya vakit alamam oralarda bırakmışlar de - ll kızm cebren e gö « Mn bu ani, bu ansızm ha- Yeketin, armda geçen çen küçük. aşk macerası ie a olup olmadığını anlamak ii Xoli ti rim gözleri mühim Byünliğ Bir yerde otların kar- Dz sararmıştı. painağm uzattı. Orada bir b Teks. si İR, Bi lekeler ileriye ei > vam yor, bazı yerde daha ço| o yiitlaği e bir halde hülüniği ve Parmağr- 1 uzattı. » a i, Ağaçlar arasında öm otlar ir gömülmüş bir şey ö ii üzerine bir bıçak sap- az bir ilin cesedi idi. Balık TutmaXx«ta Yeni br Usul turalyalı bi