lm ASRIN Ferenç Körmendi ÇOCU KLA RI e SAF HAYAT György anlamıştı ü, anlamamış değil; ondan sonra bir daha da misa- fir geldiği zaman piyano çalmadı. Ba- bası da anladı vaziyeti; baktı ki ola- cak gibi değil, e e çalışma odası- na ayrıca küçük: bir piyano al- dı koydu. Bu suretle çalışma odası tamam ol- muştu: Tamam olmuştu ama, György de şimdi herkesten tamamile ayrı ya- gamağa başlamıştı; odasından çıktığı ği e anne de hâdise İle arm gibi görünmek istemedi. ısımâ içerden pirinç bir to- puz im elem ve kapınm üzerine, ko- kırm, ir perde gel mem - u. Bu uzak - er hangi bir alâkayı kendisine mennetmek istiyor. d "ü anlamaya çalışmaktan zi- yade kendi kendini anlamağa çalış mak lâzımdı. Kendindeki an bin bir türlü'kola ayrılıyordu; halbu- y'sindeki Sanatkârdı o, işte o kadar. beraber, ne sanatkâr o de- pir meseleden mada, vel Bu hayat, etfaftaki yi . lere, ayrılması kabil olmıyan bir anneye karşi duy mai soğukluk da sanatkâr olmasm. dan mi ileri geliyor? György'le behik- si arasındaki mi bat.da “sanst,, kelimesi ile izah ra mi?'Öyle geyler var ki, belki ciddiye alınacak bir tarafları yok si am olduğu Sm ER korku ve- iyor, ürpertiyor. Meselâ, babası şim- ü | Gytrgyle enli me kadar konuş- mıyor? neye onun yaptıkları ile, çal- Tıştıkları ile meşgul a Herhal- de ad hayatı eski mektep hayatmı a alâkadar ©- Tunacak bir ii Anneleri öldi günleri âdet olan topla! iantılar ap mıştı. Babaları viyolonselini kutusun. dan bir daha, ikinci evlenişi: evvel gıki dah: 1. Fa- kat b: daşları İle bera - a4 lerim eskisi gibi agg lr örs Ni yemekten 80: baba - ları, ogün sokakta ğa be Üaniği raştgeldiğini anlatıyo, — Bir vakitler ri ei arda, i görür o beni yolumdan lem durup kontışmıyacaktım bile. İnsan tahaftır, eski şeylerden çabuk soğuyor. Bu sözler Paula'ya etti, . mek m bazı şeylerden soğurmuş. Acaba babası György'den de mi soğu- yor? demek mesele bu? üzerine, aklına 5 ahiden oğu mu.artık György'den? hasıl e sanım hi imin için soğusun ?!.. | niçin soğusun?! k daha 17 yaşmda ama, leri yalnız sokağa çıkabiliyor. Hee gidiyor, eve ne zaman dönüyor, bil miyorlar. Konserlere mi gidiyor, ope- eda mı gidiyor konserlerde arkadaş- da onlarla beraber heri mı çalıyor? ei mi çalgı çalı yorlar? György daha Hafta geçmiyor, İm anne baba- larına ape. ediyor Györey yine geceyi ii a bile geç. Hizmet- giler bütün ik alış öle, rgun yarısına yor! Bir heran ini bir ie yandan her ağla yandan şaşırmış bi EE ei Geceleyin o vakte kadar nörede rısı kapıyı beyi Ke ii bi iliri kalıyor biliyoruz. Kızacak bir şey yok bunda. Sonra ilâve etti: — İstersen anahtarı verelim kendi- sine? Klara iy istiyordu, isterse kere sanatkâr lsun, bir genç çocuğun eri akte ki dı; kalmasına nasıl müsaade ediliyor? gündi m ya. Sonra, evin rahatını da g ie unlar öyiyemedi, yalnız, omuzlarını silkij — Vallahi eli dedi. Sen nasıl istiyorsan öyle yap. György a verdiler nihayet; anahtar * vakit; geldiğini duydu: elleri ile orayı burayı yoklaya yoklaya, ' ayaklarının ucuna basa basa yürüyor, küçük ban yo odasından geçiyor, kendi odasma giriyordu. Evde çıt yoktu. Babaları 2 in : ali tığı, gidip al kar gözleri açıp kapadığı duyuluyordu; nihay: yuyordu. 5 Paula kızmıyordu. Giyörgy'ün eve böyle geç vakit gelmesinden rahatsız olmıyordu. “Ben onunla zaten hiş meşgul ol - mıyorum artık,, diye düşünüyor ve ©- nu aklıma getirmemeye Sonra yorganı başına çekiyor, uyu » ordu. yörgy meselesi yeni şekilde Kaka çıktı, Ogün Klara e sofrada sinirli melek sk tiği üstünde idi ve ufak bir şey için ği payladı. Çocuk, her zami gibi, yine sesini çil a Tali ve katı- raya gülmeye eri İmali şa - gırmiş, bakıyorlardı. György'ü niha - yet Kİ bitti, sofradan kalktı, s0- kağa çil karşi geldi. reka e babası aldi onu Sinir doktoruna götürdü. Buna sabahleyin karar vermişlerdi: Klara anne yine kızmış, geceleri uykusuz kaldığından şikâyet etmişti, Son defa olarak bu cuk hakkında bir tedbir alınması- mı istemişti; zira, vaziyetin ta - İmamıştı. Györ- gy'ün o garip hareketlerinden kendi. Siirt Halkevinde Halk dershanelerinden çok fayda görüldü Siirt, (Hususi miami — Yedi e çalışan ve maları dan çok iyi elli alnan opi la e gemiyi faydaları görül anca iyarbakır- da yapılan müsabakalardan iyi neti- celer bağlı ol: almmıştır. Halkevine lan Avcılar klübü de matlüp şekilde çalış- maktadır. Pol Bonkurun , kızı dansöz oldu Pol Bonkurun Kazı. Eski İngiliz ape rl iç ep caki Fransız Başvel ie Hariciye nazırı < bm Katrin Pol de sahne hayatma a- tılmıştır. kızının artist olması Fransada büyük bir he; uyandır. mış, dedikoduya sebebiyet vermiştir. Fakat, iş gün, kı birkaç kere çıkıp şöhret kazandıktan sonra duyuluyor ve eli Katrin Pol- ün Bao olduğu anlaşı- lıyor, Katrin Pol ismi ile daneiia in lıyan genç kız, babasınm ismi: lanmamakla, - hüviyetini bir ai k gizli tutmağa muwaffak olmuştur. Nihayet, geçen gün, büyük tiyat Pek ve gayet parlak b mu- a ve güzel Na a uğ "duğunu g ce, tabii daha.büyük bir alâka ile si seyretmiş, alkışlamış ve dansö- likleri teslim edilmiştir; Hakikaten, dansöz, babasma o ka: ri ve ınm gözleri ve dudak- larrdır. Halk Hamamları İcin Büt- in Lira ne çıkardığı tahkir de başka, Korku. | Şeye On Bin bira | ye sa yordu ki m teşebbüsü yakmda müsbet sahaya, sanatkâr heyecanı diyelim. | intikal edecektir. Fakir halktan bir kıs- Sen mekebe tahammül pl mı bu halk hamamlarda bedava yıka- madı artık. Z Benim korktuklarımı a getirmek istemesen bile, düşü reketleri zihninden h: rt gibi bir on ktruş mukabilinde yıkanabilecektir., ye bu hamamlar için 938 senesi itçesine hamamların masrafı ve müs- dimlerinin ücreti olarak 10000 lira koymuştur. ii Siirt gün geçtikçe güzelleşip yeni caddeler açılmak- tadır. Resimde hüküme caddesi görülüyor, Sirt Hükümet Caddesi. Erzi d Tohumlama usulü aşının tatlikine Erzincan, (Hususi) — ve katır yetiştirilmesine — yillar an daha ziyade öpem verildiği görül mektedir. er Sene olduğu gibi bu yıl da aşım mevsimi yaklaşmış olduğundan şim- iden icap eden tedbirler almmağa başlanmıştır. Yeni yi bir hususiyeti varsa © da suni tohumlama. usulile İRİ | işinin temini ör dir. Bu usul Beyz için ape muhasebe aa atla lâzım olan fenni Hiler ekeliimiziiz Salâhi; aa zattan aldığım malü - mata göre suni tohumlama ile ta tohumlama arasındaki farkı şöyle hü- lâsa ediyor: Eski usul aşımlarda bir aygır an: bir baş kısragı aşılıyabilirdi ki, bii birçok mahzurları vardı: Bu usulde evvelâ kısragın bulaşık hastalıklar. dan birile ir olup m muaye ne edilmekli şii da tahakkuk ederk, ea yavru itmiş olacaktı. Suni to- humlamada ise bütün bu mahzurlar bertaraf edilmiştir, 8 « 10 kısragı aşılamak mümkün ola- bilecektir. Şu halde sunf tohumlamada binler- ce liraya mal olan damızlık aygır için bulaşık hastalıklar tehlikesi yoktur. Talep meselesi ise âletler vasıtasile teşhis edilecektir; bu suretle füzuli mesaiden muhafaza edilerek a- şansı yüzde 90 artacak ve EE tohum ile 8 - 10 kısrak a. simli vilâyetlerde olduğu gibi vilâ. Meri Eskişehir harasından satım aldığı iki a; iş, memleke. tin gerekli ihtiyaçlarmdan biri olan hayvan neslinin ıslahı çarelerine baş- Otuz genç Almanyaya gitti ri liselerden iyi derece- Asi lerle mezun olan'otuz dün Al manyaya tahsile gitmişlerdir. Bunlar Almanyada eri sahalarda tahsil- Jerini ikmal edece! başlandı lamıştır. Yeni üsul üzerine bütün halkta at ve katır yetiştirme hevesi artmıştır. Divrik suya kavuşuyor. Sivas (Hususi) — a şerimiz Na ci belek binişi in > ime * yapliriladal hastahane in İzan lüzumlu arsaların “bit m ni ve ata kulla» ve çakılm da bir miktarı tesbit rim Alman son haberlere göre burada lüzum kalmadığından da mak üzere mevcut en güzel suyu getir. vermiştir. unla beraber hastahane yaptır- mak için aldığı Divriğin en güzel mevkii olan Taşbaşı admdaki geniş büyük bir havuz ile büyük bir lal de age yeri İLE KARŞLANDI EE klübü Ciritçilik Şehrimiz kolunun ee ü öğleden sonra tertip etti- ği ve .. mi Toplanan halka heyecanlı bir gün tı a ile karşılanan cirit atlıspor kulüp ve ciritçilerinden her vakit bu şekilde ©- il bekleriz.