Otuz yıldızla aşbaşa Nerede perdede gördüğümüz Con Krofordş nerede benim gördüğüm Con Kroford? ÇIl bir yüz, geniş bir ağız ve takma kirpikler karşı- 8 sında hayret etmekten kendimi alamadım Fakat Krofortun kıvrak vücudu hakikaten güzel!.. YAZAN: Turan Aziz <episak, amli a eni saçli e e üm çizliğe malik olan o sevimli çehre, nerede o çil yüzlü, geniş ağızlı, takma kirpikli, çirkin i- ri gözlü bayan. Sırası gelmişken burada ime dei arımdan özür w e g ei 6 > > bulacaksmız, Fakat — görü: Tötuşsuz yazıyoruz. Cravfordu beğes isi Bu bir tip elini Ihi sizl beğenirsiniz. Bu timal ki er noktada SA yen beni er el iye- ceğinize kaniim. TALİHİN BİR OYUNU Sıcak bir yaz günü, M. G, M. film işer Nevyork merkezine uğra - Kr ie tl birin antresinde ei ağa r arabasmı bekliyo - ik eşi ii tıpkı İikallnidakl iramvaylara benzer. Hıncal li lar, ans indik. İçerisi öyle kala- balik ve vi kabul etmiyecek dere- r bayan rı. Çehre ima mi iie oldağu ALİ ya malik olan bu bayanm insanm gözüne İdeta aş karl ini bni ve - moday: uygun mor yeke kısa Dani yi yakalı siri : onu bir mektepli kıza benzeti - or. Başındaki beyaz ei elime al - mış; eme saçlarını serbest bırak- mış; hülâsa bütün ish ve hareketile fikren bir şeyle meşgul olduğu zan - nediliyordu. Asansörcü kırkıncı katta çelik ka- ven açınca o da, ben de dıiğar: alabalık olduğundan Koridor kal ti adımları dan sonra birbiri mizi kaybetm ik, Bu katta e gezdikten sonra film şirketinin o neşriyat “bürosuna “m ve büro iş temas Meli zeteme göhderilm üzeri edi fotoğraf klekiyonnu göz- den geçirirken oda kapısı açılarak yn Ri asansör yol - girdi. : Di ben de el se nlkiyni meş; şefi MEn bğtlareğ a ser — Joan en) nereden tanı - yorsunuz? Elimdeki kolleksiyonu karıştıra - Tak: — Jean'u tanımıyorum ki. Dedim. Büro şefi tekrar sorarak: —Madem ki pl vir tanışıklığı. hiz e en görüşmek istemi - yors — Ta nişmak istemediğimi nereden anladınız!.. Tabii görüşmek isterim. Fakat artist meydanda yok. Büro şefi kıskıs gülerek — Tesrif ediniz. Sizi karşımıza a0 turan yıldızımıza prezante edey Dedi. Elimdeki fe kolleks yere düşürüverdi Bana yıldız ye siyonunü prezante edilmek isterde bayan meğer asansördeki yol- daşım değil mi imiş?. i m şefi i kolumdan ti, at Crowfordun ir yüzü yok - pişi ince ve oynak vücutlu bir ME ÜMİT EDİLMİYE KADAR ALİM BİR pe İŞTE Yıldız sigara dumanlarını savurur- Deyi başını hafiften geriye doğru attı — Demek siz hakiki bir Türksü- nüz, asansörde sizi eşi Amerikalıya benzettim. Hiçbir nı yabancı zan» neti Bizim Börerlii farkı - — İN (artık nezaketen öyler 2 Tizmidi) şimdiye ka « ar ye hakkında yazılar oku » dun — ie e kadar Türkiyeye dair 2 adethane olmadı üze ha line kalbedildiğini eee e Bu r a pek mahcup bir va- ziyete Ta minimiz Vi yi - mışım se bu artist er mes- me m arma nazaran vi el sevi- ede 3 iri Artist SİRKE Rl içine ii gibi i- cerken sordum — Holivudu Sever misiniz?, t bu esnada bileğindeki altın eee oynıyordu. Bir lâhza geçtikten sonra: — el İrez pek edi, tabiatin üzel yerden Mi Orada ilin insanlar ü- tün maları bozuktur. Zira birbir- lerine karşı çok çirkin Ek bulu- nurlar, Kabil birbirleri ÖZ” lerini oyacaklar. Holivutlul: 2 7 tle kıskanç huyludurlar. Holivutta yaşamak mümkün gide Ki aç kendine mahsus bir u muhitlerin hususi ücdikedn tşklr bulunur. Meler dediködü de bir telefon geldi. Sekre- apre a Crawfordu ei çağırdı. Artist kulaklığı eline aldı v: bir müddet İş ucundaki sesi dinl - — Hayır, ben ayın 13 ünde ape te çıkmam. Aym lâ ü cumartı esiy Ta; r. Og meşum ün - eri Binaenaleyh, ya yar ve 5) inde hareket ederim, İca - tnda bana bir uçak bileti temin edi- lee kapağı Bundan sonra Joan geldi ve yerim Oturdu. li atma; nay devam e — Beni ivuda acele Ge re e a ediyor. Çok aksi sadüf ki hareketim uğursuz günlere vatimmebaii Ben hurafeye kısmen inanırım. Uğuz Kn ettiğim sn de, ayın b yılı lerin- e hiç bir işle izl olmayı iste - mem. Zira ek kazalar başıma gel- miş bulund gelme bu yi bi ki sereni ya le. Bana bu hi irlik- orü leriniz in ei mısi - SR bir şey söyliyemi - bi iylem. n (Joan Cravford) olduğunu sonra yn öğrendim). Sinema yıldızına biraz kompliman Si yi ordu. ord Amerikanın m - tün n genç İni hep sizi taklit etme - ğe Gabışiyorlar, Hallerinizi, giyinişin Yıldız bü sözden mütehassis kala - — Pek naziksiniz. Amerikan e ç mağ Yıldızm kısaca anlatacağı şeyleri de dinlemek isterdim; fakat fazla o- turmama imkân yoktu. Meşhur Al « in “M lia,, isminde! a le, Ya davetliydim. B vuya e kalmamak İli NE vaktinde mek üze le yl idızdan kendn kad e eren geleceği - mi van İKİNCİ BİR TESADÜF u mülâkattan beş ay sonra Holi - vutta bulunduğum zaman Joan Craw- ford ile He bir defa. Giren ve bu da yine bir tesadüfle , Başımı çevii fazla skrindin ve frapan iyiniide Crawford'u bir görüşte EE meğimi yedikten sonra garsonla sendin” artriti elik oan gar tepsii artımı a- ıp kayalı bam kaldırdı ve eliyle bana masama geliniz işaretini yaptı. Artistin masasma oturduğum za « man yıldız şii dedi: e kuvvetli zekânız var, Halbu- çö ben ölkenisi damaar e unutmuş - yo” m sonra (oHolivut MA fikrimi sordu; şöylece cevap verdim: — Holivudunuz çok Öted riden bahsettikten son - ra 1smar sığının üçin geldi: Yıl- dız hemi — Biliyor musunuz en sevdiğim şey redir?.. Alaturka kahve. Evimde incanlar ve bir de kahve de - ii nur.. Takimımı Nevyork- i bul evyi ta bir sile bakk im yüz dolara almıştım, Ucuz değil m Sözde haremden kaçan bir esirenin e: örsei kahve içişi var ki, insanı imrendirir.. Pek , kahvenin belini ve Slime ne ia var bayan — Fal; kara su al e sevmi; ağ ve ban: ğini bildiri - öyle, sıkmadı mi7, Ben size mii inânırım d TURAN AZİZ BELER