nd : ve da- Manattarm v için kle 'du. Ya şim- ny Onmanotlara ay any Ki hara lar zn a ha ie dota yürü e im. © dışarı ze SE nereye gidece Ain, kei yere m di ö Halil Osmanot bili- nof ©- dag İi SN Bi ii ala l Osmanofu « kendi azdım, Nitekim, si- ın başına yeni- © OSMANOFLAR ee ee YAZAN: Kenan Hulüsi nofun manastıra hücum ettiği sırada bulduğu silâhlar, Halil Osmanofun kolleksiyonunda bilhassa yordu. Vi bir saniye arak bu göz- ari içerisinde tutuştuğunu görmüş- u hissim —— e Ha- silâhların birer birer ate! örüyordu. nm bu ateşler içerisinde kaldığını hisseder etmez, Halil Osmanof bir şeyi ttumak lüzumunu duydu; ve an- cak bir maddenin sertliği parmakla- rin vakit bir ha- kikatten daha ziyade bir hayal içe- risinde olduğunu anladığı ir ki kendisini sedire bıraktı ve: — Grigorof, dedi; bulmak isterim. onu mutlaka Grigorof!. Halil Osmanofu bu ba- yal ve hakikatten başka yin alâkadar etmediği, Grieei Sadece Halil Osmanof şimdiy. dar neden düşünüyor ve kendi kendine hiç bie cevap âlamayordu; eğer Halil Oşma- isi A mi baskını gecesinde Tren gibi tayyare işliyor. Fransız tayyarecilerinden Anri Gi yome Amerikada yaptığı bir ten dönmüş ve ihtisaslarını sele tir. Tayyareci, bilhassa Amerikada yol arelei Cu tayyarelerinin . kazandığı büyük rağbete hayrandır. a kiz Avrupalıla! le Bugün biz Araplar, in yare postaları bahsinde, Amx bundan on sene evvelki ela inin YİZ-» bir cümle değildi bu... Sadece, du- dakları Ai bu cümleye Halil Osma- nof öyle bir mana vermişti ki ister Dİ yeliz üstünde duruyordum; elini u a bük dedi; bu akşam bir ava çıkacağım. Sonra birdenbire geriye döndü; ve kapıyı kapamadı. Halil >> silâh odasında ne yaptığını ora Fakat his- simle hareketlerini bulup Prkaptez o ala nüyor. Adımları yavaş " Halil Osmanofa öyle geliyor ki K: nabadın sükünunu Yuvanna Mihail lo. viçten başka hiç kimse bozmamıştır. ların başına gelenler Yuvanna Miha- #örviçten.. Daima olduğu gibi Yu- Gril Yanma Mihailoviçi gözetlediği yerde BUya ai aj il Yotla, iç, Alay, Ain e a, Vş na 0 büyük bir esrar ie tlaş a “adıkları odayı bu Aliş ç. Sol ri rliyorum; e. Hi Os- a Mu ie Münaya DErdde Olduğunu bi. 2 ago ve kaş ler Mİ bir vakiş Sdiğim bir seki. gol sardm. buna katiyen inanmaz Grigorot, derdi; bir köpek! Fa- kat sadık bir köpek işte.. Onun içindir KI eski dakikalardan bahsedemezdim; hattâ kendisi bah- sedecek olsa bile belki ted hiç bir şey söylemeyecek ve ancak yeni va- ziyet pie all ğü iriyi ko- © kadar canlı bir sekilde Hilda yörün ki, mümkün ol- ki de Yuvanna Mihailoviçin bile tek- rar Osmanoflara gelmesine razı ola- caktı. Nasıl Halil Osmanof bunu yas pabilir miydi?. Yapar, AZ; İa- kat bu dakika düşünüyordu; yahut Grigorofun aleyhinde kullanmak i- çin ondan istifade edecekti. Şu haide niçin Halil Osmanof, Gri- gorofun Osmanoflara ilk ayak bas- tığı seneler bunu hatırına getirme- işti? 'asındaki hareketlerin buraya yanlış hareket ettiğini e siye yanlış ve bir daha dönülmiyecek kadar ii ep OZ. Akşam üstü Zehra Osmanofun be- »i çağırdığını söyledikleri zaman Halil Osmano bırakmak istem mecburum, Beni kapıya kadar getir- di: — Zehra KOnEARRİ ün) her istediğini yapabilirsin tan başka sari hiç kimse 3 k, Zehra Osmanoftan başka!,. Şimdi- di işittiğim ye kadar ERİ kadın, Ni Sl şüracık- gözüken ağaç ali otururdu. ei Osmanofen eN ir cisim ka- r Yuyanna Mihailoviçi orada hâlâ beni Hareketleri hiç değişme- miş; ve Halll Osmanofun kendisini gözetlediğini bildiği halde Kımılda- mıyor bile... Fakat, Halil Osmanof a ill MA Silâhr- a doğru yürüdü; Karnabat bas ll dr silâk hemen yanı- başında... Elini uzatıyor; pencere a- çık... Halll Osmanof bir hayal mi gö- rüyor?... kı- Belki... Fakat hiç bir vakit bir ha- yali bu kadar vazih bir hakikat şek- linde gördüğü yoktu ki... Silâhını çe- yor; tıpkı dört sene evvel oldu- u gibi kadınım tam kalbini nişan a- 1, üç. KANIN Dğn Ban Gali — ge — e Ğİ “ü kiş Esnaf cemiyetleri birliğinin çalışmaları larından iyi neticeler alındı yil pisi (Hususi Muhabirimizden) — Bursa vilâyetine bağlı Kü - ii in bir kazası iken sancak ve biha v vilâyet balina gelen Eski - nüfusu son on sene içinde bir n elli bini bulan ka - halini yişin tabil bir neticosi olarak Eskişehirde esnaflık hayatı ve küçük sanatlarda normal bir inkişaf seyri takip etmiştir. Evvelce ismen mevcut a) fazla bir faaliyetleri görülmi; esnaf cemi yetleri,, e çü önce Sm o- dasının teşebbüs ve delâletiyle “Eskişe- hir e Geneli Birliği,, adiyle bir çati ve tek ülkü etrafında u bir çalışma; ul etmişlerdir. Esnaf Birliğinin başlıca gayesi, esnaf Arasındaki tesanüdü temin, sanatların terakkiyatmı takip, yoksul, ta esnafa yardımdan ibaret bulun - mi Birlik bilhassa yolan, hasta sup yoksul çocukları giydirmiş bulun - aktadır. arasındaki tesanüdü temin va - zifesini de her ay Halkevinde bir “Es - naf gecesi,, tertibi suretiyle çalışmaktadır. Ticaret odası Ra yıl bütçesinde es- naf birliğine yardım tahsisa! ymuş - tur. Deldyemin de yeni yıl bütçe - sinden bu teşekküle yardım edeceği ramlarda gösterdiği tezahürat ket Ee tarafmdan bel yi lanmıştır. yar age a söker sre mensup esnaf- yemenici,, es - a li köoperatif img kararmı vw mişler, birlik binasında müteaddit lr » lantılar yapmışlardır. Yakmda böyle bir kooperatifin kurulacağı beklenilmekte « l o Bir! heyeti; mevcut on beş miyetin reislerinden teşekkül a re öğ 8) Enç VE | münevver reisi gdirli ve umumi Sizden de le Odası başkâtibi fahriyen yapmaktadır. Vali ve Halk Partisi Başkanı Bay Kad- ri Uçök, Belediye reji ıy Kâmil Kap- ki Türkün Birlik işlerine karşı gösterdikle- ri alâka, ln arasında sevinçle kar - şılanmaktadır. UYAROGLU Izmirde bir tenez- züh otomobili dere- ye yuvarlandı Soğukkuyu yuvarla; Mi Nurinin idare etmekte olduğu bu otomobilde Bn, Hayrünnisa ve Keriman isminde iki kız- la Cafer ve Hüseyin de bulunuyordu. i 8 d Gürültü ve çi epeyce devam &- dince civardaki polis memurları alline “yetişerek yaralıları deredeb çıkarmış! vi İ aanrısima Otomobilde hepsi de ya- dir. Yaraları ağır değildir. En ağır ette olan Bayan Ki ve vaziyeti Memleket hastahanesine yatırılmıştır. Görüp düşündükçe : Programsız halk hizmeti olmaz. YAZAN: S. Gezgin | Istanbulda, bir yerden bir yere git- Gerçi her istasyonda, her durakta, gü- nün hemen her saatinde geç kalmaktan a Mihal ailoriçin oi iaği SE yavaş Li Mini ne tuhaf... Bütün Osmanotlar A vanna Mihatlo- viçin li çıkan duman içinde.. akika, Grigorof, kollarını nine, bu kesif duman içinden ye silâhmı İkisinin yanyana m leri sani; > kullanmak isteyor; ni zun bir saniye... Halil ia Syn pe pence- Teyi kapayor; dı ia Karnabat yo- lu üstünde mean bekleyen bir av var. — SON -— Fakat bun- ların hiç biri, “Eyüp, yolcuları kadar aemacak hale düşmezler. “Keresteciler » Eyüp, öyle iki uçtur, ki bunların arasmda kalan yurttaşlar, her gün dünyanm azsbmı çeker Helak. ya, bir otobüs şirketi vardır. Ve yi- irket, halkım hizmetini u arabalara koşanlarm, analarmdan miş süt, bu- runlarndan gelir, Tutalım, ki acele bir iş için vapuru bırakarak Korestecilere koştunuz. Eğer araba dolu ise, sizi Siri Boş İse, kalkmazlar. dolmadan yağmurun re yp farma ei ansızın meyhane; şesini kaptığı gibi havuzun içine atılmış. ni karışabilir. Buraya tersane emini karışır Hergün bir fıkra: | yi basan. basan kolcuların arasında kalmca giri Cürmümeşhut halinde yakalıyan kolcular; Oradi haydi çık. Deyince Bekri; : Gözünüzü açm demiş, burası kara değildir; ancak Tersane emi- mektir. ilk kalkış > eee başmıza gelenlerin Mik İni ca beri Souğun ve ciğerlere işliyen ıslak rüz- gârlarm sağanakları altımda beklersiniz. Karşıdan şişman karmlı otobüs sökün eder. Bozuk kaldırımlarda çalkana çal- ii göbek ata ata yaklaşır. EM durmadan elini kaldı- zir, sem ea Demektir. kilir, beklersiniz. sonra bir velki gibi doludur. Tekerlekleri ur fıskıyeleri fışkırta fışkıria geçer. Vo be böylece ta mes'ut bir tesadüf sa» ti çalmerya kadar si şanların bir pro; değil midir? Koyfa disli çemberli dan geçer. Bu arabalar, neden meselâ ön dakikada bir kaldırılmazlar?