Kun, © Meme —— Bir Günlük Yerli ve Büyük Hikâye boynunu büktü. len ye Elektrik b dene ON ei ben nere- my m meşğul olma » a ki Yi İ ARI orsunuz?. Diy. lerini kivrlerm yanar gibi ie dayı me dikti, Sanki va dl aya istiyordu: ya vim Sa sene İM. Madam, Biy ay “Lümen at al & s0r- lk Tek bu i başını öne doğru ng ok iylediklerinin faydasız si nak ister gibi, kindi ve kendi ken- da oan “lmuş,, diye mırıldan- Ce dedi m ağn beni Hiz YİN ii ley ne gö i yem Mik, AR ta r eş yg i ni za yok n onun Bir W R dağın layer > k ağı vay ya bilirsiniz. dedim. Mi k ime ren- i De ei bar Mom öle lekenin ağ i kanapeye dön- rin ak ir iğ Bi kanapı SPken ipede u Ni e Si ii o, kayi yz 0 dük senli ben- Büy Müheya gı de “rm h MA Ba Yen fıkralar ima lin b PANSİYonuna gelişi- Mek a Rİ beyi Gok Cakir g Mili, üşmüş- a gr ay — Çok rahat edeceksin kızım, dedi. Görmüş in muhterem bir zattır. Allah bize acıdı.. Birden Gemiz gibi oldum. Baba - mın e kapandım. Hıçkıra hıç - kıra ağlamağa eipegerı > bo - balina istiyen bir ik bri bimi tutuşturan bir pe idi. 8 O kadar istiyerek ağlıyordum ki, Di yar babamm kuvvetli kolları beni sarsmasaydı saatlerce, sabahlara ka- dar hıçkıracak, içimi ferahlatan göz - iye haykırdı. Ne demek.. Sevinecek, lasik yerde ağ- lıyorsun Ba ba eke hiddet ve asabiyetle söylüyordu. Göz bebekleri (yerinden fırlamıştı. Annem kulağına eğildi: — Elbet, dedi, em ik. Bu senin yaptığın bir lmadığı için de- gil, bizden ayca için duyduğu 4- cıdan ağlıyı aha e kadi; başımı taşlara çarparak ağlamak, al ru - den dışarı atmak İstiyor, k annem de li” Biri sE beni müdafaa edemiyordu. Babam kapıdan çıkarken anneme döndü: — Elbiseleri bir defa giydir. Nok - sanı filân varsa sabah terziye götü - Başımı “annemin göğsüne attım. Ti- kanmıştım; nefes alamıyordum. Çol e gi pair etmek, her şe- kırıp dökmi yordum. Fakat hiç Ti a eya Si Ann in bana cesaret, ümit veren elleri alli arasına dolaşıyor; beni okşıyordu. Artık son ümidim annemde idi. a yalvarmak, babamı bu zere iagesirmek için beni müdafaa edecek ve dan yoktu i üzme kızım..: Talih bu.. kani bir şey gelmez.. Çok düşün- dü Pin hislerim canavarlaşmıştı, Bin Bi ımiyet* içinde beni büyüten, in çeken ve üzerime titriyen an- nemi e parçalamak arzusunu duyu- rdum Damar! Jarımdaki kanın bile bu arzu X Peren olduğunu hissediyor - e, annemin karşısında e - dim ve yumruklarımı sıktım.. Fakat o kadar. Dumazlarimdaki kuvvet boşalmış, sıkılan yumruklarım, mary sinir. erim, etimi yâkan kanım her şey, her şey bir anda bir hiç irki Gözlerim kararıyordu. Boş bir çu - val gibi beni bir yane bu hale ge- tiren, annemin iki damla göz yaşı ile. pm en du izel bakarak yere yı- kıldım. Saadet gözlerini bir noktaya gide - Kk uzun uzun Sustu. Sonra: — Bir su.. diye mırıldandı. Kuruyan KİRİN iki yudum su ile ıslattıktan sonra: cuklar, dedi, size hep böyle üzücü mia lk yoran Canımız si- kıyorum değil mi?. Durun sizi güldü- recek şeyler ln — Hayır.. dedim eğer anlatmaktan siz teessür ietiyeci - niz e san mai ssür mü ?.. Bunlar geçmiş şey- ae li seke diyebilirsi - niz. Şunu da söyliyeyim ki, evlenmem düğünlü dernekli filân değildi. Bana üyük bir #ürpriz Ml e vi hareket ediyorlardı. Annem, - ve komşu kadmla beni ela nra gittiğirzizin evin bir Beri kapısma kadar getirdi — alta gir.. Dedikten sonra uzak- eee aadet e in oynatan > kahkaha a gözle - rinde gal evvel kaplıyan korkunç, kesif bulutlar top- 'den > göbeklerinden veee bir müddet da- ha güldükten — Girdim, vik dan eşya yığıl- mış bir oda idi. Perdeler inikti ve müthiş bir hacıyağı kokusu her yere yayılmıştı biriz göğsüne kadar uzayan be- yaz sakalı taranmış, uzun cübbeli nu- rani bir dede oturmuştu. Ne Mi - ğımı, nerede oturacağımı bilmiyo; dum, lerim etrafta başka vlan a radı: kocam sonra mı gelecek ?. diye mii İhtiyara göz ucu ile kıyordum. Elini kaldırdı? — Gel şöyle kızı İhtiyar son Si “Kızım!,, ke- limesini söyler (osöylemez yerinden sarsıldı: —Ş- şe. şey Saadet. 5.. öyle değil mi?.aaa imi Saadet değil ayin Kulaklarım (obir şey duymıi Müthiş, dünyaları yıkacak bie sia vardı grg içinde. Demek benim Ea ocam bu Ken seliğin vakit yatağıma uzanmıştım. Os acı kokuları ile bi Onunla bir aydan, fazla kalamadım. ge- lebilmiş olacağım bir sabah kendimi sokağa attım ve İstanbulda serseri serseri rae dam Raşeli bulmuştum. ay yüzüklerimi küpe- desibin mii ilme Yazlaya ta - hammülüm yoktu. Maarif Vekâletine mi at ede, köylerinin bi- rinde bir ilk mektep muallimliğine ta- yin edildim. Hayat in değişmişti. O kadar memnun, 0 kad: m onlara vermiştim. olmasin atemiyordum. Havalar ka - ie olacak.. Diye ü: e Her e ç kızın ben ce içinde ayal ad la rım sönmüş, kendime bir sevgili b lamadan, bir yuva lan haya - ta atılmıştım. at mesleğimin bana verdiği saadeti her şeyden üstün bu yordum. Talih Bali Baray çok şeyler göster- mek istiyormuş. Bu sasi ok gördü. amı alacaklardr. Benim zaten parada öğünü yoktu ki.. — Paralar şu dolabın içinde, hepsi- ni alınız.. dedim. i — Biz para istemiyoruz!, Şaşırmıştım: »— Peki ne istiyorsunuz?, Biri cevap verdi: — Seni istiyoruz.. Öbürleri atıldılar: — a vakit geçirmiyelim.. nra dörd el atıldı. Ağzımı eni Kollarımı sımsıkı tuttular, İçlerinden zl olan Halik beni kucak- ladı ve koşt On ye kadar bu suretle taşm - dım. Sonra ayni İni beni atınm önü- ne aldı ve sürdi Kocasına kız kaçıran kadın! Kısacası beni dağa kaldırdılar, Köy delikanlılarından biri bana göz koy » muş, arkadaşlarını kandırarak bu işi ıpmışlar.. Bu bana hayatın ikinci ve müthiş ir darbesi idi, Muallimliğim elimden gidecek ve sefil, perişan, güvenecek — Şimdi dönelim.. Dedi. Döndük. Halit beni köyün yakmlas rma kadar getirip bıraktı. Kendisi su» çunun büyüklüğünü bildiği için tekrar dağlara ka Kasaba alt üst olmuştu. Dağa kal- dırıldığımı du; amıştı. Bü- tün kabahat ve fenalık bende imiş gi- bi kimse yüzüme bakmıyordu. Çocuk- ları kimse mektebe göndermiyordu. İşe hükümet el koydu. Beni sıkı bir sorguya çektiler, Sonra ni LOM tı. İki eçmeden elleri ei rey - 238 Saadetin gözleri gülüyordu simdi. Yüzünün biraz e wvelki rengi değişmiş, penbeleşmi — Halit E güzel, . yakışıklı ço- ire ve yine tti; beni beğe « rek kaçırmasına bir türlü aklım er. mözerlni pi Kn köylülerden bir kaçı bana geldi! — Sizi Hanım, dediler. büyük bir ricamız var.. Biliyorsun Halit yakaliidi Muhakemesi Er , mah! u kurtarmak sizin elinizde.. — Nasıl, benim elimde mi?, — Evet, rg siz amin - niz? Dersini itten di değilim. a o beni mam Sİ o» nunla silk ve evleneceğiz. be e — So ga çi ir Size burada gü « zel bir düğün yapar evlendiririz.. Kulaklarıma rdum, çocuk gibi köylülerin ellerine atılmak öpmek, öpmek istiyordum. Halitle be- ni evlendireceklerdi. Köyün en güzel, en yakışıklı genci ile.. Demek hayatm 'aaitleri varmış.. Se » vincimi hissettirmemek için dudakla“ rımı kemiriyordum. Onlara ancak: — Peki.. diyebildim. ALİT kurtuldu ve evlendik. Üç £, o kadar meğe halkım yoktu. Sordum gal oldu.. Ayrıldmız mı? — Hayır. HA evliyim » Halitçiğim simdi askerde ona gidiyorum. Saadetin kıy: tım. Ayaklarında rülmüş kalın yön in eski fakat temiz bir köy» lü kıyafeti. gene iie bir yelek... Farkma » varmi e Çalışacağım, ona harç pa — si çok mu fakir”. . Her gün tahkir bıraktılar, Dövdüler. Bunla e Sonumu a uncu ia