———— Mr m ASRIN EM a e Ferenç Körmendi ÇOCUKLARI vim... SAF HAYAT Zayıf omuzlarında o sepet- Jeri nasıl taşıyordu, anlaşılmaz şeydi Peppin de eğe aptaldı; yani kendisinden daha kuv- Yetli; dâhâ ne biriğinin himdyesi- dostluğuna ihtiyacı vardı. Pau: ie. — Öyle olduğu hâlde; beni İstemi. gerdi. diye düşünüydrdu. Kendisi; mayı İstemesi lâzımdır; öteki gelsin, kendini ona versin. Onun yapacağı, bunu etmek ve ona mukabil ken iki yüz isi artık âdi gel resi -beyaz gömlekli önüne geliyor. dn de kucağına diye koşarken görü- yor, « » — Bu'hayal aklma buka hata geti- , Tiyor. Annesi gözünün önüne geliyor: © Yatağının başında; önü öge iğilmiş, Allah eml versin'di. Desinin sıcak nef, diyor. © o Birdenbire babasmı da görüyor © inden tutmuş, sokakta Ki Gi een Balaton da, banyo il ksk aşar ğmâ oturmuş #evincine, korkusuna iştirak ederler. . Şimdi artık yok bunlar, Ön ; yerinde $imdi büyük. ve acı bir boş- Me ği ötesindeki uzak bir İ yerden Szilvasi Dreanın sesini işiti- öm yor. Çocuk, yavaşça ve biraz sıkıla» | z Paula, diyor, dinliyor musun be- i ni? Szasa Sandor söylemem ben sana dedi. Yalnı Profesör Gyorvary » Pachm anlattık» ları da öyle: gür bir sesle, “i suda, havada gördü her şey, bir kelime ile, tabiatı tar adediyor. Bütün bu süslü ders başlangıçları Paulayı hiç alâkadar etmiyor; fakat, nasıl hararetli hararet Gİ anlayamıyor, Bütün bunların mrs kolay gelmesine de hayret mi biraz sonra görüyor ki, orta er ilk okuldakiler gibi daha lala Meran ww Üzerine, derhal öğretmen Tönaym. yokluğunu hissediyor. Bur. sevilen değil Mi Sınıfta her öğretmenin en çok sevdiği ayrı ayrı çocuklar var ama, kendisi hiçbiri değil. ula dersine çalışıyor ve çalıştı. ğmı yor. Fakat, her şey İs- tediği gibi gitmiyor. Bir şey biraz bilmedi mi, e emen ona: György lis kardeşi de- ek İçin sana bn > lâzım, diyor, vi li söyle di rgy'ü inin affettW'imiz affedeme- —ö cı sayıfadan depâm — Allah.. Böyle siçma sapan şeylerle kim alâkadar oluyar acaba,. Başka bir şey anlatınız bana. Okudu- ğun biri hatırmızda mı? Yeni kâtip, bundan sonra “Sezar ve eye? unvanile meşhur bir İn- uharririnin yazdığı piyesten Kalamalı başladı. Fakat “Sezar ve Kleopatra, piye- sinin anlatılışı, için. milyoneri ya- kından yakma ve a, onun alâki kalmadı. Birkaç defe | kahkaha ile > mesine de sebep oldu. Fakat maalesef İnal Ve ven bu eler tamamile an- le edi! rap mişti. Aradan birkaç gün böyle tecrübe ile geçtikten 20 © senedenberi giz iş yahut dünyanm en ilcra köşelerindeki konsolosluklardan tedarik edilmiş yüz. lerce gazete temin eder, turfanda mey- veler ve sebzeler bulür, en kalabalık şayanı SL Bir Bir hokkabazın bir saniye balıklar çıkarması SE düs Paul: Yiz; o sanatkârdı çün ii le ie Bu sözlerin ihtar olarak pek ez kıy Bir yaklaşarak: meti vardipuslı den be. |” yüreğin rah Ke Pulit le hiç; fakat çocuğun içinde ağabey- |“ ep üzerinde tesir biraktım. sin r öfke duymasma sebe; 3 oluvordu; ağrbeysi ondan daha ka- derli idi-çünkü: (Arkası var) KURUNa abone olu» | nuz ve edininiz iri biraz ME sesle konuşuyor- Bu halinden şikâyet etti, Ona da dikkat edersen burada kalabilecek- in, o küçük kusurunu da dü. zelterek Jozef Pulitzerin kâtipleri ara» sı eğe lmuştur. itiyadı aim sezmiş. Ve bu Aİ gürültüden iizerin sinirlenmesi timalini göze » sile iz dan kaldırmış. , 9 e ULİTZER gürültüye karşı duy duğu asabiyete de dair bir gün bu “yazıyı İşte deal bir Iş.sahibi, bu 5 yaya gelip m Hem yalnız ki okutmak İl, iyi söz ve musiki iri dinlemekten hoşlanan zeki, orijinal, faal ve münevver bir kör? yer! iz atme- |. dan önce, ortasından kırmak gibi 'bir |. Evet, Jozef'Pulitzer, bazi akşamla- lecek maâraları, katiyetle reddederler o De el ve bazi otomobil klâkson çalmaktan a me eş belki de pek Ee rdr, , bir otomobilde hem hızlı, hızlı İN, hem de giderken orta» lığı velveleye vermek hayli cakadır sanırım. Nitekim geçmiş klâkson devrin de, şehrin caddelerinde bu neviden re BAN Nedir 0? mir delikler kutu geçiyor önünüzden... Değer mi canım? ŞİMDİ BU ÇEŞİT gürültünün büs- bütün önüne geçilebilecek ve âlet a cat olundu: Amerikanın Vaşingto! ip gakinlerinden Vilhelm Rang : Bu yeni ihtira eserinin marifeti şudur: üne ki düğmeye kime nız zaman çıkardığınız korna sesi, etraftakilerin başını Kaesyöri pe kat, önde veya döneceğiniz sokağın içindeki eke haberdar e kull adığını! an, ayni âlet, sia SİİR kbb sesini alıyor. NE İYİ değil mi? bir anlaşma, a. diyeceksiniz. ki, yaya halkın öle nasıl haberi olacak? Amerikada yaya halk, otomobille-” LE. lira z rin gittiği yerde gezmez ki... Herkes, kendine mahsns yaya kaldırımından gidip gelir, Karşıdan karşıya geçmek için ise, şimdi bizde de olduğu gibi muayyen geçit yerleri vardır. Kedi Sevgisi Ve lar nsan DÜN'BİZİM gazetenin $ üncü İasında “İnsanları, besledikleri Bayı vanlara göre teşhis etmek mümkün müdür?" diye bir yazı neşretmiştik; her halde okumuşsunuzdur. Orada kedi besleyen klmselerin, ekseriyetle sessiz, münzevi ruhl hele bedif ri derin kimseler iz duğu yaziliyı ” yazı ailesinden kıy- metli hikâyeci Mehmet Selimin her- kesçe meşhur olan bir hususiyeti, kediye karşı beslediği gösterişsiz sevgidir. Matbaamızda, herkesin o gözündi yük bir sempati pena benim bazan met b onü, paltosunun üzerin- de emi , am air e Me ilişir, yahut'ta ayakta yazar yazısı» BI... - ği DÜNKÜ YAZIYI okuduğum 2a- man Mehmet Selim , arkadaşımızı lim edeceği p EN Burette de- rin ve yüksek bi hsiyet, Siz de, e rü tanıdıklarınıza hafızanızda şöyle bir ei il yaptırın bakalım. Göreceks biliş da yüzde resm iniz “ki doki pa e yal- e kim maydr sik hiv zarif m Kesmen re kar; ie Ne mi.çıkar? Gazetemizin her zaman için: .ne kadar vel yazılar meşretmekte olduğun r.kere daha teyit edil- miş haki Bir yo Değil BANA, e zaman saati 80- runuz. Size, pek az yanılarak, saatin kaç olak söyliyebilirim, Eiv sorduğunuz 2 rsilai a bir ssp ri saate bakmış ol yım. — Bunu, nasıl yapabiliyorsun? di- yea bn cevabı; n, bu kadar senelik haya- tı ini bir saatin, ne kâğdar zarfında geçtiğini tahmin edemeye- cek kadar gafil yaşamışsa, yazık 0- na Asüklieti Güzel Muharri: GÜN rrir EVVELKİ bu sütunlarda yazdığım bir yazıya karşılık, Di / yet mü “Ataç'ın bugünkü * “Haber” de bine cevap vereceğini işittim, zaman” KN “Kurun” da — Tamie Geçen Bir ii saki TÜNELLE Ere dan birinin Içinde, ayağını! yi sandalye koymuş, tavanda Hi p üzerine çekiçle vuran bir çi düm. ii. Acaba Tünel bunu bekle diye düşünüyordum... Yoks8 ” ten bir tamir günü mü idi1? t biz içeriye, m pılar üzerimize kapandı. üzerinde tavana bir Şey mibi dam, gele: m ıhlamasına ğeY* rek yola Ni YOLCULARDAN BİRLİ bir madeni dirseğe dik katl? endiliğinden bif” ondan tarafa dönüp gözle” Ta Tahtanm çürüdüğünü vini yatana, dedi. (P : rak) bu tahta öyle » i ki, seki zam > tahtasi suyun içerisine at, Üç se) ( Gene 2 kaskatı çıkar E yok ! nin 1 bu... Çürüyen $€7” Mn önler sesi , Gerçekten öyle, ' nç senenin arabaları” # “İ nini ları? ; Fakat bir geyin . deği çin, çürümesini mi bekle, dır?