Edebi roman: 5O OSMANOFLAR va grinin ya üzerine beni dâ- a ra Osmanof şim- ii m ini yapmış değil miy- ar ii lâzım gelirs iştı: çünkü aamir Ke, iri içenlerin girer girmez a ai kocasi Ahmedi Kik İların içinde bulmuştu. Yani İle beraber iki kardeşinin ve ii arzularından ölmesi iz kat Zehr daha ilk kir, âdan itibaren buna fırsat bu- â, âMiştı ki.. Bulamamıştı ve Şİ an, ikisi yalnız başına nasıl aklar; bunu gözden geçire- u halde Zehra Osmanof ko- ta , sUf, Şi kocasından dah de anla- Üy & hükmediyordu, niçin? Çünkü bei h uştu; onlara ku, 9? Seyi biliyor; fakat, bu İki > arasında met Osmi in Osmanofa yeni bir o gözüküyordu. ndir ki tren felâketinin orgunluğunu Zehra Ke o € kocasının yanımda geçir. Ür işti; Osmanofların şimdi. YAZAN; Kenan Fiulüsi larından birdenbire uzaklaşmasında bir korku duymuştu; bu kor. 253 Osmanoflardan benim ım bu bir hafta Disli yaşadığı bütün Osmanoflar gibi ayni merak içinde bir dakika e ki kapımın vurulduğunu işittim; ve ayni dakikada, her vakitki itiyadı İle Gruşenka kendisini birdenbire içeriye attı: — Size, bir haber? dedi. Ve hemen, cevabımı beklemeden ek cipi çekti; gözlerimin içine yi ediyorsunuz bakalım; diye Mi ia ne olabilir? Gruşenkayı görür de yeni bir hareket olabileceğini n itib uvanna Mihalloviçin gelişine Pi yk şey imkân için. dey ersem dedim, Ahmet onmanotı LA itikatlarından çık. ii olac: Tamam, dar değil; davet ediyor, Ve derhal, Zehra Osmanofun bir hafta nihayetindeki bu ilk hareke. dedi; yalnız pek o ka ablam bu gece hepimizi tini tefsire geçtim? Kendi kendime bunu yapmaya mecburdu, diyorum? Mecburdu; çünkü Zehra (Osma- nof ne Fe büyük bir sükünet is. terse İstesin. dört sönedenberi Os- ği ona verdikleri tabiat bu değil miydi? Ve hiçbir vakit de içerlerinde kendi tabiatını Li mak hakimliğini elde a er?. Osmanofların beraber onları çağırmak duymuştu? Ve bu hai yaçtı? Osmanoflarla konuşmak ih. tiyacı., bi ve avlu- en elen metfik fkl ki de balayı dakikalarını a a, e Osmanofun el gibi Gruşenka ile meş- pkı Zehra u yani şmak rem rl du- Mi yine Yusuf Osma. ie Karısının afâ- (Arkası var) Kâzım özalpın irana yandı e Bundiyede Baj ili sa vekili general Kâ- zi 2 lı köşkünde; e mıştır. Yangın derhal köşkteki telefonla Kadıkö; 'aiyesine haber ye- di sonra grupu köşke EL yangını söndürmeye başl - tir. Yalnız köşk tamamen ahşap oldu - undan iye bütün gayretine iz - men üst kaf tamamen yanmış, bu yüzden orta kat da tutuşmuştur. in nız alt kat kurtarılmıştır. Bö: tamirat Saye Yağlı bo- ya sürillmek için budakalr primüs lâm- basi ile yakılırken tahtalar tutuşmuş, yangın bu vüzden çıkmıştır. Köşk yirmi bin liraya bein çi Eşyalardan bir kısmı kurtarılmıştı —— TEŞEKKÜR Eşimin duçar odu zatülcenn hastah. Küâdıköyünde duğunda, Mini ve minn Şehir tiyatrosu mekik on eni KURUNa abone olu- DUZ ve egininiz “B. Fazlı Gülecin gazetemize beyanati izmir tamamile türistik bir mın- taka oluyor ei (Hususi — Birkaç vrgayi Muhabirimiz . gündenberi şehrimizde bulunan ve İzmire ait işler hakkında hükümetle kâleti de bu seyi Li yeni: kikler ha ameli ve uyğun bir şekilde işin al için çlmerei işti bir çok izlerini sinesinde taşıması iti- erke bir çel tabi güzeliği bakı- bir turizm m oldu- inkişafa pek Ri “Hattâ bu ehemmiyeti İzmirin bugünkü ihra- limanı olma! mdan ol- di iyetten üstündür dense mübalâğa edilmiş olmaz. İLK TAHSİL İŞİ İzmir vilâyetinin ilk tahsil işleri. ne büyük ehemmiyet verdiğini ifti. harla söyliyebiliriz. e i irik zamanımda alınmış ol erip: ilk tahsil işi ski e i - i katlı semere verm e Bu iyi yoldan mi a fi nisbetinde yürünecel İzmirin ilk tedrisat yeni yüz. sekseni bugün karş iş bulun - maktadır. Bu mz kısa bir e ei ve vilâ- yet kendisini Bra iktır. olunduğunu söylemek kâfidir, R İzmir vilâyeti iktısadi durumu iti - barile çok iyi bir haldedir. Nüfusu da, dünyada en çok artan memleketlerin- kine muadil bir artma nisbeti ile gün- den güne yükseliyor. Bu vaziyetle kısa bir zamanda İz. mir nüfusu yüksek ve mühim bir ra- rim ki üçüncü umi binden fazla bir nüfusu yalnız İzmir şehrinin olacağnı görece . Şiz. Bu rakam, Boca, Bornova gibi ya - kb m) beleil Mimi panlardan ayrıdır. Hiç şüphesiz bu ka- sabalarla beraber yekün daha çok . akatımızda da artma hisbeti göstermiyen hiç bir yer yok ur, YAKINDA SITMA HASTALIGI Mağ r Vilâyeti sağlık dah mey nr bir durumdadır. Der Ma sıtma müca: büyük sean a verilerek alm gibi yine Nafia Vekâletimi Menderes, Gediz, tâbi sular üzerinde me tedbirleri almış, Mİ tir. Bu itibarla çok kısa bir zamanda a hastalığı görünmiyeceğine ve ei tamsmen unutulacağna kani bulunuyoruz. Başka beledi hastalık lar da İzmirde yok gibidir. Bunu en kalabalık şehri - miz olan İzmirin içtiği ve kullandığı Sul ve tarla kurutma ve sula- tanzim, “Alman Fransızça “Parizoryan,, gazetesi Ke- malist Türkiyenin, cihan siyasi muva- zenesinde oyna: rolü ve sat. vetini bariz bir şekilde gösteren bir başmakale dercetmiştir. milli gururu. selere bakmca hatı- geliyor. O devirde Alman imparatorluğu karşısında Fran- sa kralı Birinci Fransua delice bir ce- saretle harbediyor, düşman toplarma at üstünde saldırıyor, iki defa yarala. nıyor, bir seferinde atına bir gülle i. sabet ediyor, fakat Pavi'de esir düştü- zaman şu satırları yazabiliyor: “Her şeyi kei Fakat şerefi- mizi muhafaza ediyo! Ve b eökkğ ekilde edi ilke derek dü kii ulaştı. Fransızlar, vatanlarmı, iklâllerini ve hürriyet ideallerini Mz için er zaman mü eye hazırdırlar. Her tehlikeye delice saldırmaktan da çekinmezler, ezler, 16 mcı asırda İngiltere dünya ee sasında amm yukarı Kik pll rolüni uyordu. bir dille ngilis kra kralı “Sekizinci He Henri e a istiyor, ve ri Ken Alman impaar' mütevazı bir Şa dille ai kralmın lütuflarına mü. racaat ediyordu. 16 ıncı asır ipler tik pazarlıkların ve a dı. Garbın her ülkü dan İneiiresi: arma- en. S5 il Henrinin ölümünden sonra İngiltere bu sıyasasnı alı ödedi, Kale- yi kaybetti. (1558) İheiitere ez İtalya ve Almanya ile temaslara girerek terazi politiks- muzu Ki bu sayan dikkat maka- | Bu makaleyi yazan gazetenin başlığı. Bir Fransız gazetesinin şayanı dikkat bir makalesi istilâsını Türkiye durdurabilir,, Dünkü posta ile gelen Paris - Orient ga- me şa şayanı dikkat makale oku- uştu sı (1) adı verilen bu m tekrar» lamak istiyor. Zamanında al kim başı. na toplamı Fransaya gelince, 16 me asr hı. ristiyan Fransası, aliyesi Fransız, balya gibi i berbadi Fazla olarak ordusu maaş ve kar- şısmda büyük ii mukavemet göstere- miyordu. Fakat duygulardaki a. e her mağiytln sonra Fransaya k kudret bahşedebiliyor- « büyük bir im; kuvvetiyle diğer devletleri esir ede- rek h istediği za - man , elzem olan muvazeneyi getirdi- Kanuni Süleymanla imzaladığı mua- hedeyle, birinci Fransua yalnız Şar- kenle eri etmemiş, daha fazla. sını yapmıştı; bu muahedeyle o, asır. larca, 1Z donanmasmın Akdeniz- deki re ari temin etmişti. Bugünkü İngiliz ve Fransız diplo. matları onun akıllı siyasetinden ik hi almalıdırlar. Hitler Almanyası- nın Balkan istilâsmı durdurmak için, bugünkü Türkiye onların yegâne Ez tefiki olmalıdır. Hitler (Sonu 10 uncu li (1) Politigue de büserile. Görüp düşündükçe: Gazetelerde kaç gündür, kâh uzayıp kâh kısalan bir haber var. Yalova kaplı- caları müstakil bir müdürlük tarafndan idare edilecek, el bany mine kadar bunların (hepsi hazırlana- cakmış. Okudum ve sevindim. Istanbulun ya- nı başında, günü birlik gidip gelmek mümkün olan bir yerde, fennin en yeni donanmış bir kaplıca, bana bir yıl önceye kadar, bir yurt sü- Sağlık hakkı, paradan üstündür YAZAN: 5. Gezgin luğa kavuştururuz. Evet ama, gönlümdeki ümit ve #evin- se Kanatlarını kıran bir düşünceden de , bol rahatm ve zevkli yaşayışm imi ne olacak? Sağlığın, yalmz ved ıştır. Bugünkü dişin! Maple ömrün en tabii bir hakkı diye geniş bir halinde önüme yayılıyor. Usta, üstün bir adamın bu istiklâl havası içinde yarata- cağı şeyleri düşünüyorum. Herkes bilir, ki su, çok şifalı olmakla beraber, eğer sindirecek vasıtalar sü gibi görünürdü. Fakat hastalığın ne ai halde Yalovada kurulacak olan ye olduğunu bunu artık oni çimin Ba konulurken, bu önem- Müjdeli satırlar üstünde gözlerim, bi- Gerçi, bu işe devletin ön ayak olusu yüyerek dolaşıyor, her noktaya ayrı ay- o büyük bir teselli ve ümit verici bir müj- dikkatler “Müstakil mü- O dedir. Fakat güzel şeylere güç kavüs- dürlük,, terkibi ansızm mağa alıştığımız için içimizdeki korku. bir türlü silinmiyor, Tutalım, ki orada hastaları, şifaya en kestirme yollardan kavuşturacak yerler kuruldu. Eğer bu yerlere ancak günde beş on lira harcıy: lecekse, bir- kaç veyahut beş on bahtiyardan başks kim istifade edecek? Halkçı zihniyet, radan üstün tutar. Umuyoruz, ki bu vr haznesinden biz fakirler de hakkımız i İ i zi