Konuşmaya nereden başlamalı Bazı cemiyetler, bu güçlüğe karşı koymak üzere bir hal çaresi bulmuşlardır. Oralarda yeni tanıştıklarınızla En mahrem mevzuları Kkomuşabtlirsiniz ilk görüştüğün z Çinli, karınızla iyi geçinip ani. soFür iğ onu ayıplamayır ız Erkek Konuşmayı hangi mevzulan tallıkla, bilemiyor. al a, onu ap. acağım soğuklukla ii etmeye hak kazanıyor. Konuşmanm en güç kısmı belkide başlanğıcıdır. cry bir hakikat oldu- ğunu anlamak için top- e yahud çay Eyme biribirleri- öyle bir uzak- isinin elin- 1d: £ yarış- e Buralarda sn e 1, adl alrklıkla, Mükâleme zemini ER EGE gen zamanın bir kısminr insan Yiy: ve içeceklere hasrederek aha bilir ,de bu ağız oynatmak işi her halde dave evam ettirilemez. Ve surette lâfa başla- mak zamanı gelir. da dediğimiz gibi konuş ma meselesinde ğıç en mühim- dir. Bir çok iç ve cemiyetlerde “bu o karşı koymak, üzere yeni takdim eğildiğiniz bint la en mâh- rem mevzular üzerinde ği yâsak değildir. Meselâ tey göre; Çinliler hiç tanrmadıkla: ra, hes men söze başlar yn yaşında olduklarını, evli mi re mx iii karılariyleiyi geçi geçinme- dikderini sormakta hiç azl ayıp mülâ- baza etmemektedirler Bir bakıma, tanıdık tanımadık bir insana kaç yaşında olduğ, üni erir a addedilmemelidir. Çünki yat e pie si ie yakala ki genclerin ve nihayet yaşı Mele Yi iş noktaları vardır. Gençler yaşlarının iie ol- dukları kanaatini, orta Yy: r bilâkis daha gencleşmekte kisti ihtiyar- Jar ise hâlâ ihtiyarlamadıklarını ortayâ atmakla yaş meselesinin hayatta he- birinci iye ti haiz bir mesele olduğu meydana çık- maz mı? Diğer taraftan biribirleriyle şan insanların yaşlarını sormaları, kı aşa Migenlerin biribirlerine sı sormaları: tanı» z B derecededir. ii her şey hapishaneden çıkmağa vabeste dir. İste, ve sormaları, muhakeme ederse uu dünyada daha gün ee kaldığını mn Jarmi her göremeyiz. Çünkü hayatta en mesele hiç şüphe yoktur ki daha kaç e gm sene ömür ğıdır. t Uzak şarkın bu makul insan Jarr önmlr biz, en henüz ge ri olduğumuzu gösteren Nasil iyi iz ir » öyle saçma bir suale muhatabımız ta, nl cevap vezin e ünden sarfınazar “nasılsınız, iyisiniz in- şallah!” Sünlesin e gn pl in bir mü ağn le de ULEN ır, egri Beş dakika ev- vel tanıdığınız bir adama nasıl olurda midenizin bozukluğundan, tansiyonu- edi Hem ea de onun in derdlerinizle alâkadar olup ölmi- yacağı şüphelidir. Diş bunları dinle- mek istemiyeceği wvetle muhte- e Şu halde “çalan, EN ya?” cümlesi manasız, cevabı veri! güç saçma bir ko Gül Başlar demek mübalağa olmaz sanırız. Bundan ba; yl kimisi başlangir larak “Hava' hakikaten pek havaidir, Bire ray anlaşmak mevzutıbahs nin havanın lodos yahud pi işe üzerinde arnlaşmalarma ii yoktur. Meğer ki iki hava nevrasteniği bir ara ya gelmiş . Çünkü normal ve sihhatleri düzgün ime ön havaya, ha m poyrazma pek aldırış miyecekleri şüphesizdir. Esasen hava öyle zannedildiği kadar gi ix değildir. Bir mevsimden öbilr mevs biribirlerine yaşları. nr bü o ganyan 1898 senesi. pia pi kar- NCEfE « sar m birde bire yere düşüyor. sukut neticesi yeke yerin » sağır, göz- Teri ie Slağöe Bütün vücud felce uğ. ruyor. Tedavisine çalışan doktorlar â- iz lar. Gözlerinden kan fışkıran kadın ! Ilim ve fen dünyasını hayrette bırakan mucizeler gösteriyor Uzak İşm ziyartine gelen eme tıpkı sahi iylleştiriyormuş ! Terezden şifa uman. larm onu kolaylıkla giden yola haçler di. kilmişti., Ziyaretçiler maktan başka çare yok. Belki zamanla 7 dr YI ira lip gidi ln , hiç şüphesiz, teselli için Se be sözler doğru çıkıyor. wi erimi belkemiği ide yerine geli- ii unla beraber ellerinde, alnında, yanlarında kızgın demirle dağlanmış gi. vi yaralar, bereler peyda oluyor, ve bu haliyle tapkı çarmıhtan indirilen İsaya Gr me, ne yiyor, ne uyuyor. 1922 senesi Nosl yortusunda papaz- ığa namzet hir gencin boğazından mus tarip olduğunu işidiyor, bu Kirpi e yi eli Mm zmda a bir ağrı başlıyor. amimi yemeden, içmeden, On gün eri çok görülmüş- ii Lâkin, bu dı. Halbuki (Terez) su da içmiyor, uy. ku da uyumuyor. Yalnız haftada beş ütemadi) İ eidden salacak. kiz v ii mi? zemini bulmaları başlı başma bir güçlük teşkil etmektedir. da bu güçlüğü kolaylaştır. insanlar hiç bir usul keşfetmiş eğilen Her yali hoş bir <aiikâle me zemini b şeyden le insanın şahsi kabiliyetine Sr nan, O günkü keyfine ve sıhhatini: tinad tır, Bu mesele her şeyden ziyade bir şahsiyet meselesidir. Karşısındakilerin ne kıratta bir a- dam olduklarını anlıyaraka onların hoş da mükâleme meselesinde mühim bir İşte o kadar. lediklerimiz (Terez) in ia Wi lâiT, tarafıdan gö ya uydurulmuş şeyler değildir. Me # ade doktorlar tarafından uzun müd - det göz altınida bulundurularak tesbit (Terez) in ellerindeki ve alnmdaki 1 ik api Ee bl yaralarma benziyor Söylendiğine göre, vecde geldiği, istiğraka daldığı anlarda Terezin ya - raları kanıyor ve bu hal Ya haf vaki 0. tanın perşembe ve cuma İ nış, Grdasızlıktan, ml p. tan zaafa Mik kanı kadını! 1 ağlaması!.. Bu, ilk'defa 1926 senesinde,. mukaddes cuma günü vaki olmuştur. Ha zır bülunanlarm yen vik (Te- ya günel güneşin mezi yolan bu sözü doğru olsa gerek” Hakikaten gi yönel günleri yatağı evin önüne çıkartıyor, ui i (Terez) in gösterdiği zmucizi er, b meraklıları, Ma . ai k old ber yerindi isini görmeğe gelenlerin onu ni bulabilmeleri için istasyondi” evine gide: daime üzerine kısa şasılal” Ja İlaçlar dikildi, Bütün geleriler, bu Hİ ma önlinde diz göküp dua ediyor!” Bi ziyaretçiler — çok o pılarında bi” yaşanabilir mi?, Evet, örn- rünü uykusuz g pek çok. U- mumi Harpte aldıkları yaraların tesiri. le uyuyamıyan, uyuma: yaşa r var. ği (Terez) bep, belkemiğinin erişen çikmis m mr dır? P bir da bu hal görülmüştür. Haka! bilâhare belkemiği yerine. gn hal. de hâlâ uyumama: Buna da fen cevap veriyor: a - göre irem (Terez) yemiyor, çalışmıyor, Li muyor, — iğ uyku iıtiyacı' Ör - memesi tabil amini. dar dili Doktor (Gabriyel Lovonji) (Hipokrat) adir eserinde dedi; ği ri “Eski devirlerde ye ü e Berbizl sime giriş haftala, a arş ava dün 8 | iştir. Meselâ bir kadına avdan yahud ise bugün de pek P d sıdır. abes ise bir kadının da bir erkeğe organ Mi ih mükâlemeyi ei tine dantelanın farkını anlatmağa uğ- ran ler de yok değildir. Meselâ iz iki İzmirli yahud Konyalı her n ray e, olursa olsun buluştular mı çok çabul Umuml bir kaide n olacakları şüphesizdir. ki, mükâlemeye başlamak meselesinde Ayni müntesiplerinin dost- tabiatını, nelerden hoş- lukları da çok kolay teessüs landığını kestirmek dikkat olunacak dınlar ise aralarında güzellikçe oktadır. ricinde büyük fark olmazsa çok çabuk dost olurlar. Fakat bunların haricinde tanışan- en mühim ni Bumu fazla gevezeliğin de yerine pi çok re mucize demekte istical etmemelidir. Bir şey yemeden yaşayan adamları görünce hayretten kendimle alamamak ta mazuruz, Bence, yemek yemeden ya- şayanlar birer hastadırlar. Bunlar garip bir tiptir ki grdi â dan dağ leyen seyirciler gibi evin Ki eği dr” Hpklari saatlerce bekliyorlardı. Nbs” “m e, genç kızm yanma giriyor!” yi bir karyola içinde uzan w yıf bir vücud; yüzü balmumu gibi ye yarı Wi gözlerinden kanlar aka9 mahlük. v CTeresin) gösterdiği kağ Mi Şe el kerametleri de var. ökuması, an bend çişi öğr bir ç vin ui köylü kızm günün birin: Si pe serbestçe Kanuğ di görülmüştür. Sonra Üsa) gibi hastaları iyi ek başlamış. Şu farkla ki, isa, ufak b, hareketiyle herhangi bir hastalığı La eyi eser in iyi et va — bu hast rr ken; ike üreile büzme Ki kayıpta: haber vermeği a. Şizidi e “ dost evini” iri ? Yoksa trin > birind: B k., f ğa F. s, AKSOY